Jump to content

Etkilendiğiniz Şiirleri, Dörtlükleri Yazın


illuminator_25

Önerilen Mesajlar

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?

Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?

Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?

Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?

Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?

Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?

Solması için gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?

Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?

Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslı mı? Belki.

Odalık mı? Asla!

Ne Matisse'den ne de Çırağan Sarayından!

Bir sobaydı Allah tarafından o deli hatun

Upuzun saçlarıyla bir demir-döküm...

Yaktıkça kendini nefsinle nefesimle

Yandıkça duşistandan düşürdüğüm odun

Isınırdı oda, ısınırdı ev, ısınırdı acun

O da, ben de, yan yana ve yana yana

Sevişerek ölmeyi öğrendik sonunda

Ondan şimdi böyle Ortalık duman

Baksana baharlar yağıyor üstümüze ağaçlardan

Aslı varsa onun

Ki kerem edin ki var

O sobaysa

Ben de ona yangınım yangın

 

can yücel

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yavrum, sevgilim, sen

Tadını bir bilsen

Orada yaşamanın birlikte!

Keyfince sevmenin

Ölünceye değin

O sana benzeyen ülkede!

Puslu gökte yer yer

O ıslak güneşler

Senin yaş içinde parlayan

Hayın gözlerince

Bir gizemli ince

Tad verir gönlüme her zaman

 

Orda her şey süs ve güzellik,

Erinç, haz ve dirlik düzenlik.

 

Evimizse her yıl

Daha pırıl pırıl

Olan döşentiye bezenir;

Nadir çiçeklerin

Kokusu amberin

Uzak kokusuyla beslenir;

Tavanlar ne zengin,

Aynalar ne derin,

Ne doğulu görkemlilik bu;

Orada her şey, ince,

Kendi öz dilince

Gizleriyle doldurur ruhu.

 

Orda her şey süs ve güzellik,

Erinç, haz ve dirlik düzenlik.

 

Bak gemiler suda

Bir derin uykuda,

O gezmeye düşkün gemiler;

Hepsi de en ufak

Arzun için uzak

Ülkelerden çıkıp gelirler.

-Ve gün batımları

Giydirir kırları,

Kanalları, kenti gitgide

Altınla, yakutla;

Uyur şimdi dünya

Sıcak bir aydınlık içinde.

 

Orada her şey süs ve güzellik

Erinç, haz ve dirlik düzenlik.

 

 

Charles Baudelarie

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BİR ADIN KALMALI

bir adın kalmalı geriye

bütün kırılmış şeylerin nihayetinde

aynaların ardında sır

yalnızlığın peşinde kuvvet

evet nihayet

bir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet

 

sen say ki

ben hiç ağlamadım

hiç ateşe tutmadım yüreğimi

geceleri, koynuma almadım ihaneti

ve say ki

bütün şiirler gözlerini

bütün şarkılar saçlarını söylemedi

hele nihavent

hele buselik hiç geçmedi fikrimden

ve hiç gitmedi

bir topak kan gibi adın

içimin nehirlerinden

evet yangın

evet salaş yalvarmanın korkusunda talan

evet kaybetmenin o zehirli buğusu

evet nisyan

evet kahrolmuş sayfaların arasında adın

sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı

bu sevda biraz nadan

biraz da hıçkırık tadı

pencere önü menekşelerinde her akşam

 

dağlar sonra oynadı yerinden

ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca

sen say ki

yerin dibine geçti

geçmeyesi sevdam

ve ben seni sevdiğim zaman

bu şehre yağmurlar yağdı

yani ben seni sevdiğim zaman

ayrılık kurşun kadar ağır

gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın

yine de bir adın kalmalı geriye

bütün kırılmış şeylerin nihayetinde

aynaların ardında sır

yalnızlığın peşinde kuvvet

evet nihayet

bir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet

beni affet

Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

 

Ahmet Hamdi Tanpınar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

telaffuzu zor bir kelime

gibi tutacağım seni .

 

buna caz diyecekler biliyorum

buna kuvvetli ihtimal diyecekler

bir buket gül diye bırakıyorum kapına

al okşa

kokla kesik kellemi.

 

çünkü ben sevdim mi herşeyi ağlatmak isterim

en başta da anlamlı nesneleri.

 

telaffuzu zor bir kelime

gibi unutacağım seni.

 

çünkü telafisi yok insanın

ve insan bir insanla yenileyemez kendini.

K. İskender

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

 

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.

Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,

'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

 

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.

Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

 

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;

Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,

Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum

Kalabalık ha olmuş ha olmamış

Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum

Ama sokaklar şöyleymiş

Ağaçlar böyleymiş

Ama sizin adınız ne

Benim dengemi bozmayınız

 

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de

Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı

Yan gelmişim diz boyu sulara

Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum

Hiçbirinizle dövüşemem

Benim bir gizli bildiğim var

Sizin alınız al inandım

Morunuz mor inandım

Ben tam kendime göre

Ben tam dünyaya göre

Ama sizin adınız ne

Benim dengemi bozmayınız

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaşamak Nerdeysen Çık.. (!)

 

Diz çöktü adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Çıkmadı saklandığı yerden yaşamak!

Duymadı sanki, sanki adam hiç konuşmamış gibi durdu sonra...

Konuşmadı duvarlar adamla, saksıdaki hiç bir çiçek gülümsemedi,

Çerçevelerdeki resimler çevirdi yüzünü,

Soba yanmadı hiç, yanan vardı yerine çünkü...

 

Kalktı ayağıya adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Yaşamak çıkmadı hiç olduğu yerden!

Bir ıslık bile çalmadı rüzğâra tutup yanaklarını,

En iyi bildigi şarkıyı bile söylemedi,

Pencereler kapandı açılmadı,

Kapılar gıcardamadı,kapının kolu düştü yere tutamadı adam,

Kaç kolu vardı unutmuştu çünkü...

 

Yürüdü adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Bakmadı yaşamak sesin geldigi yere,çıkmadı hiç,

Yaralı bir kuş konmadı avludaki dalına ağacın,

Ağaç, dallarını kendine saplamıştı zaten,

Toprak suyunu kabullenmez olmuştu,

Akasyalar açmadı çiçeklerini beyazlar giyip,

Beyazı karaya boyamışlardı çünkü...

 

Döndü adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Kulaklarını tıkadı ve göstermedi yüzünü yaşamak çıkmadı,

Gece ağlamadı,

Bulut ayı saklamadı, yıldızlar karışmadı sese,

Bir gülümseme duyulmadı,

Bir karanlık vardı etrafında adamın, bir sabahın menzili,

Bakamadı adam,

Kaç zamandır gözleri yoktu çünkü...

 

Durdu adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Çıkmadı yaşamak, uykudaydı sanki,

Paramparça oldu yüreginde sakladığı her şey,

Günler bir garip, aylar muzdarip,

Yıllar geride kalmış, yüzyıllar hiç olmamış,

Saat yolunu şaşırmış, yelkovan hep yerinde kalmış,

Zaman durmuştu çünkü...

 

Gözleri ufka baktı adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Çıkmadı yaşamak,

Daha bir gizlendi gizinde ortada kalan yaşama bakarak!

Tınısını kimse duymadı kemanın tellerindeki,

Rengi belirmedi, gidenin ardından söylenen türkünün,

Uslanmadı, çocukluğundan getirdiği çocuk,

Us'unda kalmadı bir gelincik sabahı;

Gece bitmemişti çünkü...

 

Sendeledi adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Yaşamak baktı sadece, görmedi adam;

Çıkmadı saklandığı yerden,

Aşk yerini yalnızlığa-yalana,

Sevmek bıraktı kendini tanımsızlığa-talana,

Umut olmamış gibi durdu uzakta,

Bir eli cebinde ağladı gökyüzü;

Gülmeyi unutmuştu yeryüzü çünkü...

 

Düşledi adam düşlerini ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Bir kâğıt gibi buruşturup attı düşlerini adamın,

Ve saklandığı yerden çıkmadı yaşamak,

Ne bir sese sarıldı sessizlik,

Ne sessizliğe koştu bir çığlık,

Kızıllığı unuttu sevişmeler,

Teninde bir ter damlası bile yoktu,

Boynunun narinliği, omuzlarının kıvrımı,

İpil ipil uyanıp yanan alevi,

Ve bedeni bir kadının saçlarını savurup kalışı yatakta!

Öpüşler artık kanatmayacak,

Bir diş izi bile kalmayacaktı dudaklarda;

Öpmeyi unutmuştu adam çünkü...

 

Yaktı cigarasını adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Yüzünü çevirdi yaşamak ve çıkmadı yerinden,

Nefes nefese çekildi cigaradan duman,

Yarım kaldı ateşi,

Kül tablasında külü bile durmadı,

Kibrit atmıştı kendini bilinmeze,

Tütün kokusunu yitirmiş,

Karanfilinin boynu bükülmüş solmuştu çünkü...

 

Uzandı yatağına adam ve dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Dinlemedi yaşamak çıkmadı uykusundan uyanıp,

Düşler daha bir gri,

Uykusuzluk daha bir aldı başını gitti,

Yastığındaki gülücükler kana özendi,

Yıldız, ay, bulut,

Yer, gök, sonsuzluk tek kelime bile etmedi,

Konuşacak bir dili yoktu çünkü...

 

Gözlerini kapattı adam uzandığı yatağında dedi ki ''yaşamak nerdeysen çık''

Ve sustu;

Bir daha açmadı gözlerini çünkü...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

GECE BİR NETİCEDİR

 

Renkler çekildi işte simsiyah bir saraya

Birbirine müsavi artık her şey: Gecedir.

 

Geldi minarelerle kuyular bir hizaya;

Ya her şey dev gibidir, yahut her şey cücedir,.

 

Bir sular hücumudur ansızın hafızaya

Bu, başlayan, belki de biten bir işkencedir.

 

Kafalar ayna gibi şimdi bir muammaya

Bu, içinden çıkılmaz bir müthiş bilmecedir.

 

Korku bir kokudur ki karışmış bu havaya,

Ve sükut bir çığ gibi büyüyen düşüncedir.

 

Şimdi her kımıldanış usulca, sessizcedir.

Bir torba tutmuş gibi boşlukta bir el güya

 

Gülen, ağlayan başlar düştü aynı torbaya,

Gece bir sebep değil belki bir neticedir.

 

Cahit S. Tarancı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir adın kalmalı geriye

bütün kırılmış şeylerin nihayetinde

aynaların ardında sır

yalnızlığın peşinde kuvvet

evet nihayet

bir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet

 

sen say ki

ben hiç ağlamadım

hiç ateşe tutmadım yüreğimi

geceleri, koynuma almadım ihaneti

ve say ki

bütün şiirler gözlerini

bütün şarkılar saçlarını söylemedi

hele nihavent

hele buselik hiç geçmedi fikrimden

ve hiç gitmedi

bir topak kan gibi adın

içimin nehirlerinden

evet yangın

evet salaş yalvarmanın korkusunda talan

evet kaybetmenin o zehirli buğusu

evet nisyan

evet kahrolmuş sayfaların arasında adın

sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı

bu sevda biraz nadan

biraz da hıçkırık tadı

pencere önü menekşelerinde her akşam

 

dağlar sonra oynadı yerinden

ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca

sen say ki

yerin dibine geçti

geçmeyesi sevdam

ve ben seni sevdiğim zaman

bu şehre yağmurlar yağdı

yani ben seni sevdiğim zaman

ayrılık kurşun kadar ağır

gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın

yine de bir adın kalmalı geriye

bütün kırılmış şeylerin nihayetinde

aynaların ardında sır

yalnızlığın peşinde kuvvet

evet nihayet

bir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet

beni affet

Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

 

Ahmet Hamdi Tanpınar

 

her okuduğumda ağlarım ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Özgürlüğüme az kaldı..

Çiçeklerle kapatıp gizlesen de zincirleri..

Çürüdükçe değiştirsen de kilidi..

Paslanıyor işte zamanla tüm demirler..

 

Beni kilitlediğin pis ve köhne yerde sanma ki gücümü tüketiyorsun..

Uyuyup dinleniyorum..

Sen dışarıda kilidinin bekçiliğinde ölürken korkudan..

Ben içeride sessizlikle iyileşiyorum..

 

Beni kaybetmemek için zincirlemen gerektiğine inanacak kadar zavallı yüreğinle..

Herkese çiçeklerle yeşilliklerle bezediğini beni, göstersen de..

Sen ve ben biliyoruz yıllarca bomboş bir eve beni nasıl zincirlediğini..

 

Uykunun zamanı bitti..

Uyanışın sancıları ruhumu güçlendirdi..

 

Ben iyileşirken sen daha da hastalanıyorsun..

Çürüyor Zincirler..

Görüyor musun ??

Çıkış Yok Sanma !

Çiçeklere döktüğün sular zincirlerimi çürütüyor..

Zaman artık benim lehime işliyor..

Az kaldı.. Görüyor musun ??

Dağlar, denizler beni bekliyor..

Az Kaldı..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

neresinden tutulmalıydı bir kadın

cennete fırlatmak için

ve hangi melek tutabilirdi saçlarından Araf'ta

kaç kadın topuksuz sığardı ruhuma

ve kaç göz yaşı hakkım vardı

sana benim hiç ruhum olmadığını anlatmaya

o inandığın kelimelerimin hepsinin

altında tarla fareleri ve hunharca kullanılan organların olduğuna

 

 

bir şövalye hikayesiydi benimkisi senin asla umursamayacağın

kalemimi kalbine sokup bıraktıktan sonra

hangi delikanlı çıkarabilirse o kalemi kalbinden

senden vazgeçeceğim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

TAHİR İLE ZÜHRE

 

 

 

Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da,

Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Bütün iş Tahir'le Zühre olabilmekte,

Yani yürekte..

 

Meselâ bir barikatta dövüşerek,

Meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,

Meselâ denerken damarlarında bir serumu,

Ölmek ayıp olur mu?

 

Tahir olmak da ayıp değil,

Zühre olmak da,

Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

 

Seversin dünyayı doludizgin,

Ama o bunun farkında değildir.

Ayrılmak istemezsin dünyadan

Ama o senden ayrılacak.

Yani sen elmayı seviyorsun diye

Elmanın da seni sevmesi şart mı?

Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık,

Yahut hiç sevmeseydi,

Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil,

Zühre olmak da,

Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...

 

 

Nazım Hikmet Ran

( 1902 - 1963 )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aşkı doğuran şey nedir;

O yakınlığı, iki can arasında?

Ve kopuş ne zaman başlar?

Ne zaman biter bir sevda?

 

Bir kurt gibi içten içe

Gelişip büyür çürüme

Bir an gelir ki aynı mekandasınızdır

Ayrı duygusal zamanlarda...

Ataol Behramoğlu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çıkmıyor bir ân ciğerden derd-i sevdâ hançeri

Pençe-i aşkın esîri olduğum günden beri

Tâ süveydâ-i dilimde hicri yârin ahkeri

Ol kadar yandım yıkıldım ki unuttum her yeri

 

Günümüz Türkçesini Çevirimim:

Ciğerimden bir an Sevdâ derdinin hançeri çıkmıyor Aşk pençesinin esiri olduğum günden beridir...

(Kalbimdeki Süveyda noktası(kalpte bulunan insanın merkezi olan nokta, aşk duygu, nur feyz hepsi bu noktaya düşer)nda sevgiliden ayrılığın ahker(küllerin içinde hala yanmaya devam eden köz)i.O kadar yandım yıkıldım ki unuttum her yeri...

 

Neyzen Tevfik

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu Gece En Hüzünlü Şiirleri Yazabilirim

 

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

 

Şöyle diyebilirim: "Gece yıldızlardaydı

Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler"

 

Gökte gece yelinin söylediği türküler

 

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler

 

Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım

Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler

 

Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim

Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler

 

Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim

Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler

 

Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi

Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler

 

Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar

Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler

 

Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere

Bakışlar sanki onu bana getirecekler

 

Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur

Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler

 

Sesim ara rüzgarı ona ulaşmak için

Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler

 

Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi

Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler

 

Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hala sever

Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer

 

Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım

Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler

 

Budur bana verdiği acıların en sonu

Sondur bu onun için yazacağım dizeler

 

pablo neruda

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kimi insan derbeder

Ömrünü heba edip gider

Kimisi maişet derdine düşmüş

Rahattan bi haber.

Olmayacak işler peşinde

Kimisi taban teper.

Kimisi dul,kimisi öksüzdür;

Alın yazısı kahreder.

 

Aklından zoru var kiminin;

Merhamet ister.

Ben sevda çekerim

Hepsindende beter.

(C.SITKI TARANCI)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...