Jump to content

Etkilendiğiniz Şiirleri, Dörtlükleri Yazın


illuminator_25

Önerilen Mesajlar

Yitirilen ..

Ola ki yürürüm bir başka aşka ,yada mavi olmayan bir gülüşe

Unutma ki tek aşk olduğum sensin

aşık olduğum değil .

Karanlıkla süzülüyor içime yıkım

dur diyorum !

yıkılıyorum ..

uçurumları başucuma koyuyorum sonra okşuyorum saçlarını rüzgarda , sıcak ılık bir koku siniyor yüreğime .

gitme diyorum.. gitme.. düşüyorum

sonra beni soruyorlar bana

tanımıyorum diyorum

daha önce hiç karşılaşmadık aynı çizgide bilge susumu dinliyorlar ben sustukça yazık bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar

önce bir bir sonra hepsi

sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar

verilen herşeyi borçmuş gibi alınıyor

önce bir bir sonra hepsi

sonramı

bir ben kalıyorum

birde yanlızlık

uçurumlar,yıkımlar ben ve yanlızlık

zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yanyana

öpüşüyoruz sevişiyoruz da hatta

herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor

tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz

telli kanlı düğün işte

üşüyor saçlar biliyorum

dargınmısın

bu baharda mayısa bıraktığım gibimisin hala

vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün

hala kaçıyormusun zamansız gözlerini bırakarak birilerinde

hala ellerinden tutup sevgileri dipsiz kuyuya salıyormusun ağlayarak

küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyormusun

kendin kadar aklımdasın

hala öyle savruk bir gök

hala öyle yurdunu yatağını bulamamış bir mavi

ve aşkını şaşırmış bir tanrı

çoğalan sızısıyla mutlu bir yara

öylemisin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım

öyle bıraktığım gibimisin

gerçeği yakmada ustamısın

yoksa çırakmı yanar kendi yalanında

saçlarıma dolanan aydınlığımsın

somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde

anlattıkça eksilen tek anlam

anlattıkça eksilen tek anlam

hala bıraktığım gibimisin

yoksa beni bıraktığın gibimi

kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma

kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma

hala bıraktığım gibimisin ?

Umut ALTINÇAĞ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek

birdenbire geldi beklemiyordum

hayli dargın sesi kalın ve titrek

umutsuzluğuma geldi oysa yorgundum

üstelik incittim de istemeyerek

 

akşamdı samanyolu patlamıştı

bütün sacre coeur silme akordeon

mulhouse'lu muydu neydi işte unuttum

ilk yudumda ağlamaya başlamıştı

şakaklari ter içinde gece saat on

kibrit aranıyor göğüs geçirerek

bütün sevgilerinde yanılmıştı

 

bir omzuna almış sanki gökyüzünü

dudakları masmavi alsace lorrain

yüzü cermenlerin en eski hüznü

hölderlin bakıyor sisli gözlerinden

ellerini şöyle okşayacak oldum

duydum nabzının gök gürültüsünü

 

adı yağmur mu akşamüstü mü

uzak bir panayırda ip atlayan çocuklar

dalgalar vurdukça sarsılan mendirek

gecesi kaydı mı nedense beni arar

dilinde özürler bilerek bilmeyerek

zenciler çaldı mı cazın hali başka

oturduğu yerde içtikçe eksilerek

barın camlarına ******lar çiziliyor

özlem büyük korku epeyce şaka

 

telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek

birdenbire geldi beklemiyordum

hanidir içimden bir başkası geçiyor

gözlerim hanidir ondan uzakta

hölderlin'i bırakmıştım artık sevmiyordum

 

attila ilhan

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kadının tekiyle tanıştım ve bana korkunç durumdasın dedi,

Seni toparlamamız lazım,

ve siyah noktalarımı sıkmaya başladı

Her yerde sıkıyordu siyah noktalarımı:

arabada, markette, yatakta, parkta

(arada da sevişiyorduk)

aşkım tükenmeden siyah noktalarım tükendi

şimdi ne yapacağız diye sordu.

 

Sonra kulaklarımdan ve burnumdan kıl çekmeye başladı

Ha bir de sırtımdan cımbızla, aşkı tükenmeden,

Kıllarım tükendi

ve o şimdi ne yapacağız diye sordu.

 

aşkım tükenmeden siyah noktalarım ve kıllarım

tükendi,

şimdi eşyalarını topladı, bu gece evi terk ediyor

 

ama önce kulaklarımdaki bal mumunu temizleyecek,

oldukça olağandışı bir kadın.

 

Charles Bukowski/Kaybedenin Önde Gideni

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ay soluk soluğa

yıldızlar akla ziyan bir irilikte

uzaydan yanmış kibrit kokuları

koklasam korkarım

koklamasam

 

gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor

henüz birer iskelet gibi çıplak

asağıdan yukarıya ağaçları

çiçekleri uyandı uyanacak

koparsam korkarım

koparmasam

 

öyle yoğun bir elektrikle

çıtırdar ki saçları

kim değse tutaşacak

dokunsam korkarım

dokunmasam

 

gözleri bir yangın başlangıcıdir

dudakları kırmızı alarm

uğultusu şehre yayılır

sokak sokak

tutulsam korkarım

tutulmasam

 

attila ilhan

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BE HEY DÜRZÜ...

 

Ne ararsın Allah ile aramda..

Sen kimsin ki orucumu sorarsın .?

Hakikaten gözün yoksa haramda...

Başı açığa niye türban sorarsın.?

 

Rakı Şarap içiyorsam sana ne..

Yoksa kimseye zararım içerim.

İkimizde gelsek kıldan köprüye..

Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim.

 

Esir iken mümkün müdür ibadet..?

Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.

Senin gibi dürzülerin yüzünden..

Dininden soğuyacak bu millet.

 

İşgaldeki hali sakın unutma..

Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan gene çıkardın amma..

Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz.

 

NEYZEN TEVFİK

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun

Ağır ağır, yollara inen karanlığa.

Bana ...benzeyen biri geçti evinin önünden.

Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya.

O geçen ben değildim.

 

Bir gece, yatağında uyuyordun.

Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.

Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,

Ve karanlıklar içindeydi odan...

Seni gören ben değildim.

 

Ben çok uzaktaydım o zaman,

Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.

Artık beni düşünmeye başladığından

Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya.

Bunu bilen ben değildim.

 

Bir kitap okuyordun dalgın.

İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.

Genç bir adamı öldürdüler romanda.

Korktun, bütünüyle ağlamaya başladın.

O ölen ben değildim.

 

Özdemir Asaf

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

1.

Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet

Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi

 

2.

Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent

Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi

 

3.

Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına

Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi

 

4.

Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak

Üstünü başını yırtmış ağıtlardan şiiri

 

5.

Bir dostluk hastalığı senin şiirin

Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi

 

6.

Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset

Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki

 

7.

Yine de bir elinle kapıyı aralarken

Öbür elindeki titreme dünyanın anadili

 

8.

Merkezefendi'nin gizli barınağından

Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki

 

9.

Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun

O durursa hayatın da duracak sanki

 

10.

Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları

Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini

 

11.

Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz

Biletlerimizden ibaretti ikimizin de kimliği

 

12.

Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git

Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti

 

13.

Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl

Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri

 

 

Seviş Yolcu/ Cemal Süreya

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Parça Tesirli Melodram

 

senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme

bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar

on santim daha uzasan başın göğe çarpacak

göğsün diyordum göğsünden sözediyordum / sen

sen ölmeden beş dakika önce düştün

mandallarından savrulup uçan beyaz bir gömlek gibi

havada uçarken ölüp savrulan beyaz bir kelebek gibi

hay aksi dengesini kaybeden bir cambaz gibi

virajı alamayıp şarampole yurvarlanan arabalar gibi

aklıma ilk gelecek bir şey gibi

düştün

düşüşün bir rüyaydı

düşüşün yarım kalacak bir rüyaydı gecelerden bir gece

gecelerden bir gece aşkın üstüne yürüdün

delikanlı bir yanın vardır karanlıkta

şöyle sert, şöyle naif, şöyle öfkeli!

senin yaşın aşka tutmuyorum çocuğum, hiç gelme

açıkta kalırsın

aşk insanı acıktırır

aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır

senin mahallende aşk masallara giremez

masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde!

masalların aşkına, benim aşkıma, Allah aşkına

senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme

bana ayak bastığın gün

aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya

salı ile çarşamba arasında bir yere

aşk, her koşulda eğlenceli; aşk, istedi mi sereserpe!

yüzünde derin mi derin, kuşkulu, canavar bir gülümse

yırtarsın, kapatırsın, vurur deviremezsin

sevgilim

sen bu aşkta dolap çeviremezsin!

açıkta kalırsın

aşk insanı acıktırır

aşk insanı bir ölüme susatıyorsa aşk diye anılır!

yüzünde derin mi derin, kopkoyu, yapış yapış bir gülümseme

 

senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim

lütfen gelme!

 

Küçük İskender

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"BID me to live, and I will live

Thy Protestant to be;

Or bid me love, and I will give

A loving heart to thee.

 

A heart as soft, a heart as kind,

A heart as sound and free

As in the whole world thou canst find,

That heart I'll give to thee.

 

Bid that heart stay, and it will stay

To honour thy decree:

Or bid it languish quite away,

And 't shall do so for thee.

 

Bid me to weep, and I will weep

While I have eyes to see:

And, having none, yet will I keep

A heart to weep for thee.

 

Bid me despair, and I'll despair

Under that cypress-tree:

Or bid me die, and I will dare

E'en death to die for thee.

 

Thou art my life, my love my heart,

The very eyes of me:

And hast command of every part

To live and die for thee. "

 

Robert Herrick...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

I don't know how many souls I have..

I’ve changed at every moment.

I always feel like a stranger.

I’ve never seen or found myself.

From being so much, I have only soul.

A man who has soul has no calm.

A man who sees is just what he sees.

A man who feels is not who he is.

 

Fernando Pessoa

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

roman okudum seni düşündüm

 

bende tarçın sende ıhlamur kokusu

yürürüz başkentin sokaklarında

 

bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi

üstünde iki yonga: çarşamba, bir de cuma

 

ayrılık lafları etme sevgilim

önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa

 

kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz

sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da

 

kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da

kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa

 

işimiz mi yok, şu akay'a sapalım istersen

istersen garson girelim ilkyazın gazinosuna

 

börekçi! diye bağır istersen şurda

kısmet çıkar -sanırım- emek'te oturan kıza

 

abiler! abiler! diye bir şey satayım ben

mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda?

 

üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim

madrid'te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu

londra'da

 

seversin mi beni, doğru söyle ama? - sigara?

ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca

 

inan selimiye'nin minareleri gibisin

her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya

 

cemal süreya

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur

Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...

 

Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır

Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.

 

Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder

Sevişenler daima gözlerle yemin eder...

Victor Hugo

 

 

 

 

 

yorumsuz ya...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...