Jump to content

Etkilendiğiniz Şiirleri, Dörtlükleri Yazın


illuminator_25

Önerilen Mesajlar

ÖLDÜM ULAN!

 

Sancıyan gecelerin ağırlığınca girdim hastalıklı uykularıma.

Başucumda acabalarla beynime inen saat tik takları,

Kalk git ona der gibiydi.

Dokunsan kar gibiydim parmaklarında.

Kopsan, buzul…

Acının negatifi basıyor sözlerimi.

Öldüm ulan üşümekten! Kapat/sana gözlerimi.

 

Vapursuz bir iskele gibi kaldım.

Mutedil dalgalı yorgunluğum.

Soysuzlaşan bir yanılgı gibi kıvrandım deliliğin biz, aşkın; sen halinde.

Meğer uçuruma yaslanmışım.

Düşünce anladım.

Girdabının burgusunda söndürmüşüm közlerimi.

Öldüm ulan düşmekten! Kapat/sana gözlerimi.

 

Gittin; sanki Annem öldü.

Gittin ve beni kendime uğurladın.

Kimse kendine benim kadar yoksul değildir.

İnsan kendini kendisizlikte nasıl bulur?

Bir haciz gibi girdiysen içime,

Bu benim kendime olan borcumdandır.

Sanki bir kuş gagalıyor beynimi.

Öldüm ulan düşünmekten! Kapat/sana gözlerimi.

 

Yaşamla aramı açacak yaralara göz yumuyorum.

Sana ağır yaralanmayı seviyorum.

Kan kaybından gülüyorum.

Dramlardan çalınmış bir ölüm gelir şimdi suzinak makamında.

Aşk yapışmıştı o gece boğazıma.

Kurtulsam ölecektim.

O yüzden aram açık aramla…

Nicedir oyunbozanım; susuyorum sözlerimi.

Öldüm ulan küsmekten! Kapat/sana gözlerimi

 

Her gemide bir fırtına izi saklıdır.

Bundandır kendi gözyaşlarımızda boğulmalarımız.

Saçların ağlıyor mu hala bilmiyorum ama kayboluyorsan dallarında,

Bu senin kendine sarmaşıklığındandır.

Bir kişinin yalnızlığının kaçla çarpımıdır iki kişinin yalnızlığı?

Ve kaç yalnızlık çıkar bir kişinin yalnızlığından?

Sus! Biliyorum.

Yalnızlık yokluğun avuntusudur.

 

Binlerce gündür boğazıma usturayım.

Özgürlükte çürüyor uçurtmamın çıtaları.

Dua et de ölümün farkına varmadan ölelim.

Öldüm ulan ölmekten! Kapat/sana gözlerimi.

 

 

 

KAHRAMAN TAZEOĞLU

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle,

Halbuki sen orda şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle,

Ve balımdan mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten,

Ve âsi bir su gibi teslim oluşum, ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...

Nazım Hikmet (=

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

salkım saçak geceler düşer gündüzlere

kimi kimsesi kalmamış insanlar yarenlik eder düşlerde

asılı kalmış vücutlar akıl erdiremediğim zihniyetlerin dallarında

ne umurlarında ne de umurumda

kırılgan öğütler takip ederken izlerini

acıklı bir atasözü gibi yürüyüşler

varamayıp geçmişin memleketine

yarıda kalmış benim akrenlerim,

ışık yakan çok ama karanlıkta gençliğim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

filiz filiz harelendim dağlara

uymak için

kan gölünde kurulandım hayatı

duymak için

kavgalara kuyulandım sabaha

varmak için

kavgalara kuyulandım sabaha

varmak için.

"kekik kokusu duydum

kekik kokusu koynunda huysuz

gecenin

uyandım birdenbire

haydi dedim yüreğim gidelim

bu şehirden

bu şehir koparmak istiyor beni

özlemlerimden

yorgunum;

çünkü yorgunluğumun

yaşamak gibi bir anlamı var

yine de yaşamaktan duyduğum

mutluluğun tadına

düşmanlarım ulaşamazlar..."

katarlar gelir geçer bir geceden

bir geceye

yüreğim yare yare iz bırakır bin

acıya

gün olur şafaklanır karanlıklar

bin parçaya

gün olur şafaklanır karanlıklar

bin parçaya.

denizlerde dalgalandım taşları

oymak için

doruklara sevdalandım ışığa

doymak için

irmaklarda durulandım dağları

duymak için

irmaklarda durulandım dağları

duymak için.

"bir kuş çiz yavrum yüzüme

gözyaşınla

bir kuş tel tel kirpiklerim kanat

olsun

bir kuş çırpınan kalbi

dudağımda

bir kuş yavrum sıcaklığın beni

bulsun.

bahar gelmiş balam benim

bahar gelmiş dayanmış

dalda yaprak bebeciğim

suda köpük uyanmış

kuzulara özenmiş kızım benim

körpe sesler dinlenmiş

ay ışığında yanmış yavrucuğum

onun için beyazmış."

şarkılar gelir geçer bir heceden

bir heceye

yüreğim yare yare yankılanır

bin acıya

gün olur ufalanır karanlıklar bin

parçaya

gün olur ufalanır karanlıklar bin

parçaya NIHAT BEHRAM

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kendimden anlam bulduğum tek şiirdi bu

 

ne içindeyim zamanın

ne de büsbütün dışında

yekpare geniş bir anın

parçalanmaz akışında

 

bir garip rüya rengiyle

uyumuş gibi her şekil

rüzgarda uçan tüy bile

benim kada hafif değil

 

kökü bende bir sarmaşık

olmuş bir dünya sezmekteyim

mavi, masmavi bir ışık

ortasında yüzmekteyim

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hiç değilse

Bir fener olsam,

kapında dursam,

soluk donuk geceyi

aydınlığa boğsam.

Ya da limanda

gemilerin uyuduğu zamanda

gülüşürken kızlar

uyumasam,

dar kirli bir kanalda

bir yalnıza göz kırpsam.

Daracık bir sokağa

assalar beni

teneke, kırmızı bir fener

bir meyhane önünde

dalgın düşüncelerle

tempo tutup şarkılara

sallansam.

Ya da şöyle bir fener

gözleri büyümüş bir çocuğun yaktığı

duyulup da korkunca çevresinde yalnızlığı

dışarda camlarda

fırtınanın ıslığı

kâbuslar, görüntüler, cinler.

Evet, hiç değilse.

ben ölünce

bir fener olsam,

tek başına geceleri

uykulardayken dünya

gökte ayla senli benli

sohbete dalsam.

Wolfgang BORCHERT

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !

 

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına

inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat

olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve

yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme

yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

 

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya

hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı

neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile

karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.

Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her

zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi

halin cezanda indirim sağlamaz.

 

 

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu

yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen

karşılığında mutlaka başka bir iddiayla

karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması

gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,

güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.

"Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur

aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine

engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik

yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak

için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?

Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o

lüksü sonuna kadar yaşasın.

 

 

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak"

yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,

yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu

hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir

eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken

de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin

sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif

verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.

Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de

cabası....

 

 

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun

asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip

de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın

sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter

ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda

duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o

zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler

değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

 

NAZIM HİKMET

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hoşçakal Güzel Dünyam

 

Hiç kimse buyur etmedi beni

Bu dünyada hiçbir yere

Ama açtım bütün kapıları tekmeleyerek

Bütün engelleri göğüsleyip yıkarak

Buyrun dediler o zaman incelikle

Buyur ettiler

Ve

Buyurdum

 

Elimden geldiğince görevimi yaptım

Gülümsedim hıçkırıklarımı boğarak

Sonunda kimsenin yorulmadığı denli yoruldum

Artık kapılar açık kalsın

Bundan sonra gireceklere

Şimdi dinlenmeye gidiyorum

Hoşcakal güzel dünyam.

 

Aziz NESİN

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

o zaman siz Yunus Emre ve Mevlana ile arasındaki sohbetten kısa bir alıntı

 

 

Adımız miskindir bizim,düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmazuz,kamu alem birdir bize

Ben gelmedüm dava için,benim işum sevi içün

Dostun evi gönüllerdir,gönüller yapmağa geldüm !

 

 

 

işin ilginci Mevlana ne kadar normal konuşsa da Yunus Emre hep şiirle cevap veriyor :blink:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hoşçakal

Siyah beyaz tuşlarında piyanomun

Seni çalıyorum şimdi

Çaldıkça çoğalıyorsun odada

Sen arttıkça ben kayboluyorum

Seni doğuruyorum geceye

Adını koyuyorum aya bakarak

Her şey sen oluyor her yer sen

Ben ölüyorum

Sesini duyuyorum rüyalarımda

Gözlerimi kamaştırıyor ışığın

Rüzgar sen gibi dokunuyor bana

Ben doğuyorum

Duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç

Dokunmuyorsun bana

Sen gibi bir şimşek çakıyor

Tam kalbime düşüyor yıldırımı

Ben gidiyorum

Özdemir ASAF

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaşlısın deseler de bana,inanmam aynalara,

Gençlik ve sen aynı yaştasınız ya!

Ama zamanın yol yol izler açtıgını görürüm de sende,

Anlarım, er geç bana da gelip çatacak ölüm.

Seni baştan ayağa saran şu güzellik var ya,

Yüreğimin en gösterişli örtüsü de o işte benim.

Göğsünde yaşadıkça yüreğim, yüreğinse bende arttıkça,

Kim der ki, nasıl diyebilir ki, senden yaşlıyım?

Yeni doğmuş yavruyu sakınır gibi ebesi,

Taşıdığım yüreğin üstüne ben nasıl titreyeceksem.

Nasıl sakınacaksam kendimi, kendim için değil, senin için;

Öyle sakın işte sen de kendini, ey sevdiğim!

Geri gelir sanma yüreğin, benim yüreğim öldükten sonra;

Bana vermiştin onu, unutma, geri almamak üzere bir daha.

William Shakespeare

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Seni içimden terkediyorum

 

Binmediğim hiç bir otobüs

Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde

Gittikçe azalıyor hayat

Neyi erken yaşadıysam

Hep ona geç kalıyorum

Sana göçüyorum her sonbahar

Yolların çıkmıyor aşkıma

Unuttuğun yağmurların adı saklımda

Seni içimden terk ediyorum

 

Susmaktan yoruldum

Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri

Efkar demliyorum gözlerimde

yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum

Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi

Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp

Seni içimden terkediyorum

 

Ne unutacak kadar nefret ettin

Ne hatırlayacak kadar sevdin

Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum

Beni hep bulmamak için aradın

Yanılgımdın

Yandığımdın

Yangındın

 

Sensizliğe yenilmek

Sana yenilmekten zor olsada

Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak

Seni içimden terk ediyorum

 

Şimdi

İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan

İki yarım kaldık

Tamamlayamadık bizi

Elinden tutamadık yanlızlığımın

Saçlarımıda uzaklarına gömdün

 

İçimin mavisi senin okyanusundandı

Al! geri veriyorum.

Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun

Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim

Sana bensizliği terkediyorum

 

"Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin

Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

 

Ne tuaf değil mi?

İçimi acıtanda sendin

Acımı dindirecek olanda

"Ya öldür beni"dedim

Ya da git benden

İçi bulanık bir sevdanın ucunda

Seni kaybettim

Aldırmadın aldırmalarıma

Bir gecede yakıp yârini

Şafaklara sattın ihanetini

Küllerime basanlar bile utandı yaptığından

İşte soluk bir ömrün son nefesi

 

Benden

İçimden

Terkediyorum

 

her okuduğumda ağlayasım geliyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

günlerim, aylarım, yıllarım

bir anın kazancının etrafında harcarım

bir sevinç hoşlanmakta sona erer

bir hiddet çabucak katledilir;

ince ve hassas bir haz

yaşamı gibi bir eşek arısının

o şimdi hem oynaşır hem de uçar

ve oyunbaz didişmesinde bir anın

bitkin düşer, nefes nefese kalır, can verir

ve ben hücum ettiğim zaman, dikerek mızrağımı

kazanmaktan sevinç duyarım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...