Jump to content

Melanko_Linkler


nevermore

Önerilen Mesajlar

Çamurdan yarattığım bütün düşler piçti

Ve tüm kadınlar soluğumda öldü

 

Aksak adımlarla yola düşen bir gölgenin aciz bedeni ben

Yıkılırsam şimdi soğuk kaldırımlara

Havva'nın avuçlarını ayırın bana

Adem koksun buğday renkli umutlarım

 

Kirpiğimin gölgesinde kaç nefes soluklanacaktı ki

Ve kaç adam intiharı düşleyecekti zülüflerimin gölgesinde?

 

Tüm bildiklerimi unutturun

Hayat darağacını koynuma astı

Ölüm önce bende başlıyor

Sonra hayatta

 

Ve sen sevgili çamurdan bozma putperest düş

Kaç gece soluğumda uyanacaksın çırılçıplak?

 

Zifiri bir kuyunun içine düşecek benliğin

Yani ben

Sana kocaman bir düş bozması sahteliğinde yüz sürecektim

 

Oysa biliyordun

Geç kalınmışlığın sancıları tetikliyordu satırlarımı

Ve her şiir'in başlangıcı sen

Dudaklarımda uyuyordun

 

Yeniden karalıyordu kalem

Havva küsüyor satır sonlarına

Adem umut ediyor yeni doğan şiir'in başlangıçlarında

Güneş doğuyor

Kent siyah ağlıyordu

Ve her düş adımlarımda biraz daha ölüyordu

 

Bense lal kalıyordum kendime

Kirpiğime dokundukça yel

İçimde hiç tanımadığınız adamlar ölüyordu

Ve ben susuyordum.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çıkar geçmişe gömdüğün elbiseni..

Kesik kesik heycanla örülü taşkınlıklarını ver bana..

Aşktan utandığım her ne varsa hepsini unutmak istiyorum seninle..

 

 

Gece tenime karışıyor..

Nefesin saçlarımda..

Bir şarap kırmızısı kadar tutkulu dudaklarım..

Ruhun gizli bir orkestra.Tüm izler ikimiz..

Dokunuşun, tatlılıkla yükselir özbilincmimiz derinliklerinden..

Hep aynı kalan şefkatli kollarıma bırak kendini, dinmeyen aşkıma teslim ol!

 

-Bir sigara içmeliyim adam..

- Yeniden gitme kadın.

 

(-belirsiz düşlere açılan bir zaman aralığı-)

 

Dur orda!

Dokunmaktan vazgeç!

Gitmeliyim..

Sessizlik hiç belli etmeden çöküyor yine gözlerime.

Bulantı..

-acı veren bir arzu..

Ben yine tüm düşlerimde öldürdüm seni!

 

http://www.youtube.com/watch?v=oU_ufvlNYqw

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sen hala" bendeki senin " öldüğünün ispatını fırlatsan da yüzüme..

Yüreğimin en çocuksu yanında yaşıyorsun

Adımın üzerini karalasan da,

Düşlerimin en temiz yanında nefes alıyorsun sen..

Farkındayım..Ben sende öldüm..Ya da öldürüldüm..

Ama yüreğimin iç cebinde bir resmin,

Ellerimin arasında yosun kokusu ile

Sen hala bana kanıyorsun...

Kanadıkça cümlelerim,

Yüreğimin en çöl yanına kök salıyorsun..

Ve bir düş içime kök saldıkça,

Avuçlarımın semaya dönen yüzünde bir dua olup

Bir hüzün miktarı büyüyorsun bende...

 

 

 

[video=youtube;G98xrhq-Jno]http://www.youtube.com/watch?v=G98xrhq-Jno

 

Paylaşım için teşekkürler :) . . . . Çok beğendim bu şarkıyı :thumbsup: . . . .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir daha gelmeyeceğim bebeğim. Ne tarz bir bok olduğumu sen bilirsin. Sifonu çektikten sonra geriye gelemeyeceğim. Milyonlarca bokun, çamurun solucanın arasında bir avuç pisliğim işte. Kendinden başka kimseye zararı olmayan, siz yürürken, arabalarınızda düzüşürken altınızdan akıp giden koskoca bir yokum.

 

Ama senin elini tutanı görüyorum. Sen yatakta öpülürken borulardan gelen rahatsız bir su sesiyim senin için. Sen işini bitirdikten sonra arkana bakmadan gidişini görebiliyorum Çabalıyorum. Görmek için. Elimden gelenin en iyisi bu.

 

Karşına çıkabilecek biri değilim. Sevebileceğin boktan bir iç güzelliğim bile yok. Nerden geldim kim bilebilir. Beni fark etmeni ne sağlayabilir? Dokunmazsın bana ama dokunma zaten. İçimi dışarı çıkarırsın. Acıtırsın sonra. Benim canım acımaz mı sanırsın?

 

Korkma bir daha gelmeyeceğim. Sessiz sedasız gideceğim ki kimse senle beni bilmesin. Ama dursana sifonu sen çekmeden biraz daha bakayım.

 

https://www.youtube.com/watch?v=z0vmmv3VNrc&feature=player_embedded#at=45

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aşk...

Yüzümün batısı düşünün eski yazıtlarında…

Kör-topal zifte çekiyorum düşlerimi

Ben sana karanlığından yakalanıyorum hep...

Zehir kuşanıyor ıslaklığın cefa sessizliğinde..

Sınanmışlığımın boşluğa iliklediği sadakatin korunda susup yatalak harflerde boğuyorum gözlerimi uykusuzluğun ana rahmine..

Parmaklarım kendi hayaletine güç yetiremeyen aşkın sonsözünde ‘yok’ pahasına yırtarken kelimeleri, bir ucundan hayasızca bağırdığım adını...

Kararan bahtın ağdalanamayan şizofreniyim ben ..

Yar/a bere içinde dualarım ve yangından sadece yalnızlığımızı kurtarabiliyorum...

Bileklerim dönüyor uykuya geceleyin, esniyor kirpikleri en kırılgan ağlayışların...

Kimbilir belki irin akar gözlerimden tene..

Kimbilir Meryem’in iniltili düşü gibi bu gecede koynunda sabahlar ellerim...

Zan cinayet zanlısı aykırılığı metruk bu hikaye..

Hayatla uzlaşamayan militan kederimden tanıyor suçlarım beni...

Kibrit kutularına yığılan yangınların islenişini çekiyorum ciğerlerime...

Delilikle yıkarken tuvallere resmedilemeyen ürpertimi, toplu katliam merasimlerimde buluyorum erkek sürgünü bedenimi...

Dursun..

Derin derin

Boğulsun aşk kendinde...

Giderek sıklaşan bir acı tutunuyor diz kapaklarıma...

Nefesime karışıyor iç kanamalı nikotin efkârı..

Yıkılırken tapınak sütunları yeryüzünün üstüne bir elem dolaşıyor dilime: Saten bir tendir aşk doğarken giydiğimiz....''

http://www.youtube.com/watch?v=NU0KRn8hA1g&feature=related

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuşkan bir ayrılık kadar aymaz. Ve

Elleri ateş saçan şantaj gibi soğuktu yüzün

Belliydi. Çoktandır çözülen o yanlış masumiyet

Ve bu buzbağları dayanmazdı artık

Dayanaksız kalan defterdeki söz karşısında

Bizi her gece kaldırımdan kaldıran

O en oğlan haliyle kandıran hayat

Kolları açık aç bir yelken gibi. Bizi

Bize lüks bir aydınlıktan geçirdi. Hepsi bu

 

Az sonra sahne ortadan kalkacak sevgilim

Az sonra sırası gelen kulisteki kuklalar. Bizi

Sanmaya fırsat kalmadan o kuleden fırlatacaklar

Geçip gidececeğiz pandoranın vizitesinden

Alışkın bir o rospu gibi herşeyi unutarak

Bu bir şiiri yok yere azizler katına çıkartacak az sonra

Suskun bir sarnıca çatapatlar bırakarak

 

Sırları sarışın yazikindisinde dökülecek aynanın

Ayna bizi altından kalkılmaz bir veballer çağı

Ve yüksek ateşli fırınlardan geçirecek sevgilim

Kaygan ama döl tutmaz olacak rahmin

Dilimde bir saklambaç. Nereni öpsem

Oran ortadan kalkacak. Bu yüzden

Su sesinden bir skandalla silkeleme beni. Git

Sıç o sakat çocuğu sokaklarda. Ve sonra

Bir barda bardak bardak bağışla. Kendini

Şurada. Şuranda bombalanan bir yerden

Az önce kaçmış şarapnel gibi

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kızıl anılardan , uzaklaşma ... geri geliyorum

hiçlik içinde hiçlik barındıran

boktan şeyler hayatımızı ödediklerimizi o sevinçlerimizi

her kelimesi karalamalarla , günahlarla başka kadınlara dokunmuş

doğrulmuş

dilimi sana uzatıyorum

kimse değilim hiçbiriyim ya da çığlığımla etine çarpan

sancısı taşırdığı kanla beni kıçına sarılmayı zorluyor

bilmiyorum diyorum

o güçle ve o

irilikle saldırıyorum göğüslerine

gözlerimle ellerimle

pis etim ve zehir dillemle saldırıyorum

başka bir yaşamı bilmiyorum seni tüm şevhetimle istemekten başka birşey bilmiyorum

 

http://www.youtube.com/watch?v=Bqvcmud3LFQ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her başlangıcın bir sonu

Her sonun bir başlangıcı vardı

Kışın baharı, gecenin sabahı,yağmurun çamuru

Birde sen ve ben vardık

Sen ve ben imlası unutulmuş savruk cümleler gibiydik

Kara darbelerle boyanmış yalnızlığın resmi gibi

sen ve ben vardık.

Ama birbirimizi sevemedik..

Sevmek için iklimler müsait değildi,

Sevilmek için havalar ağırdı,

Duygularımız böyle zamanlarda

Hep kendi halindeydi

Başı boştu,

Hep kontrol dışıydı,

Başına buyruk insan gibi

Tek başına ruh gibi

Bilmiyorum ki...

Tükendim belki sende

Belki tükettim seni

Sen yada ben..

Ne önemi varki..

Sonunda tükettik işte.

 

http://www.youtube.com/watch?v=ttlp1wgM7go

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tut ve aç!

Gözlerini.

Sen,

yeniden doğmadın

bir tanrı gibi.

 

İçinde

böyle büyüyorsa

ruhun;

Ellerin,

Cennetin tasviri.

Kesik bir zamanda

geceye büründü suret/i.

 

Kadın/

Bir daha dönmek üzere bu dünyaya

hemen şimdi yok olmalıydı.

 

Bir masalın içinde..

 

Aklımla işaretlediğim

kıvrımlar,

aniden dikiliverdi

sahneye.

Arasına sıkıştırmak için

gözlerimi,

hep aynı yere vurdum

mührü.

 

Çizgi ve derin bir yara şimdi.

Cümleler kadar evet!

benim avuçlarımda..

 

http://www.youtube.com/watch?v=bNnlZRltAI0&feature=player_embedded

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dilimde ki sürçü lisan kısaltıp

cümleleri nokta koyamadığım 'sen'

 

geziniyorum vücudunda

her gecenin sabahında

cinnet sofrasından yarınlara geçerken

dokunmak istiyorum sana

 

vücutlarımız konuşsun

tenim tenini yaksın

 

-aşk gibi-

 

savaşarak sevişmiş gibiyim

kasıklarımda dolaşan

parmaklarınla irkildim

 

ecel nefesini çekti

dudaklarımdan...

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

güneş kusursuz kanatlarının arasından ölü tenime damlıyor

iyileşiyor kül rengi vücudum

kapanıyor ağır ağr tüm açık yaralarım

yeniden ruhumu buluyorum

hissedebiliyorum güneşin sıcaklığını

kanat tüylerinin yumuşaklığını

duyabiliyorum fısıldadığın o sözsüz şarkıları

ve o muntazam kokunu çekiyorum en derinime

aydınlığına boğuluyorum gözlerinin aynasında

minik bir tanrının ardında

üzerimden silkiniyorum ölü toprağımı

daha yakışıklı bir ceset kıvamı alıyorum

karanlığım tüm haşereleri terk ediyor bedenimi

yeni bir sese ve nefese sahip oluyorum

iyileştiriyorsun tüm çürümüşlüğümü

bana çok iyi geliyorsun

tüm ölü hüzrelerimi harekete geçiriyorsun

yeniden doğuruyrsun beni

yeniden soyuyorsun bedenimden

tamir ediyorsun tüm umuma açık yerlerimi

sıfırdan varedip diriltiyorsun hiçliğimi

bu ne büyük bir mucize kadın

ah sen sen isayı bile kıskandırıyorsun

 

[video=youtube;TcY-uo51QTE]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sıcak avuçlarımın soğuk parmak uçları.

Zehirledim parmak izlerimi kadın.

Hangi kuş su içmek istese sararıyor.

Çok sigara içme diyor doktor, sigaradan anlamıyor.

Kaldığına kar sayılan kalbimi kırıyorum kapı eşiklerinde,

Binlerce yüz var içimde tanıdık tanımadık.

Sevişirken bastırıyor kış

Gelme kadın bekle olduğun yerde

Bu şehir geceleri hep böyle.

 

Yumulu gözlerin görmüyor dudaklarını ısıran dişlerini.

Boynunu öperken gazete kağıtlarına sarıyorum şehvetini

Birbirinden uzak iki kentte yoksa nasıl yaşar aşıklar.

Hatırlıyorum, şişelere dolduruyorum gençliğini

Ve seni etinden ısırıyorum.

Uyurken sevişen iki sarhoş gibi sallanıyoruz.

Etimin suyunu sıkıyorsun etindeki kanı akıtıyorum.

Şeytanın dolaştığı pasajların altını çiziyorum dilimle ve sırtımdaki tırnak izlerinle tanıyorum seni.

Dişlerimi sıkıyorum sessizce, sesli harfler dolanıyor diline

Gel diyorsun şeytani güzelliğinle gelemiyorum.

 

Hatırlıyorum en son bir duvarı parçalıyorduk.

Sen avuç açıyordun duvara ve omuzlarının arkasından bakıyordun yüzüme.

Yüzün yüzüme değerken ne varsa yakıyorduk.

Aynalardan izliyorduk kendimizi ve bir cinayete şahit oluyorduk.

Dışarıda bir adam bir kadının içine giriyordu.

Avuçları duvardayken yüzünü eskitiyordu aynalar.

Sırtı çiziliyordu derken adamın dudaklarından yakalıyordu dişleriyle kadın.

İki çıplak cinayet yerde yatıyordu.

Kadın adamın parmak uçlarından çekiyordu son nefesini ve titreyerek diriliyordu.

Işığı kapatırken karanlıkta bize ne kadar çok benziyordu adam ve kadın.

Hepimiz çıplak ve ellerimiz sigara kovalıyordu...

Satır aralarında kalan teri emiyorken ölen etimi ovalıyordun.

 

Şarabım bitiyor kadın..

 

Son satırlarını yine şaraba denk getiremedim...

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eşelendikçe kumlarımız çıkıyor yüzlerimiz açığa

kalkan tuğla duvarlarımız var

oysa dökülüyoruz kremitlerimizden ayak uçlarımıza

masal maskeli yüzlerimiz aşındıkça tükeniyorlar

yalan masal suretlerde masallarımızı arıyoruz

tükettikçe yalanlarımız açığa çıkıyor

tabi insanoğlu bizden bahsediyorum

oysa sen korkularımla eşelendikçe

masal tozu kokun okşuyor gözlerimi

suretin masalını gizliyor sende

gerçiği yalanla örtüyorsun desem

kokunu almak için zaman gerek

teninde kaybolmak için

gerçekliğin masal dilinde

gerçek oldukça masallaşıyorsun

ellerim peri tozu dokundukça saçlarına

sabahlara gökkuşakları katıyorsun

en kapalı en kara ve en depresyon günlerine bi şehrin

inanmak zor sana sevgilim

çünkü biz hiçbirimiz bi masalı yaşamadık

masal aranandır bulunan değil hiçbir zaman

sen hiçbir zaman çekiminde günler yaşatıyorsun

olmadığım yerlerde sahip olmadığım gülümsemelerle

seni değiştirmek imkansız

oysa karalamak bi insanı ne kdar kolay

beyaz cam güzelliğin

hiç bir yaşanabilir hadiseye boyun eğmiyor

diyorum bazen masal güzelliğne diz çöküyorum

var olamayacak kadar gerçeksin bide

aklımın debelenmesi bu yüzden

sevmek çürük bi elma ellerimde

başka taze bi fiil var sana hissettiklerimde

adını bimiyorum

fısıldıyorsun kulaklarıma duyamıyorum

şimdi tüm basitliğimle

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Haddinden fazla sevilebilirdi bir insan,

Senin sularında verdiğim boyu

Aştığımda anladım...

 

Çırpındıkça batıyordum ve beni öldürürken, bu ne tezatlık

Senin adın,

Hayat'dı...

 

Daha bi kul'a'şk atabilmişken,

Ölüyordum, ve yalnızca o anlarda anlaşılır oluyordu sevdiğim

 

Bu denizin adı yakar'ken

Tadı yıkı'yordu benliğimi

Ama hiç bir can, Aşk kurtarmıyordu sahillerinde

 

Belki de yüzlerce kez...

Gidişine ayak uydursun diye,

Bulabildiğim tüm uzaklık anlatan kelimeleri bir araya getirdim

Ama hiç biri, senden aldığım

Bir ayrılık etmedi sevgili-'m...

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uyuyor şimdi eskimiş bir tablonun çingene gülüşlü kadını

Devralmış nöbeti kirpikleri, süvarinin sivri mızrağı gibi

Aradığı huzurdan muzdarip

Şüphelere sürüklenmiş engin yüreği..

Nisan şimdi , mart kimdi ?

Kalbinde mevsimin hızlı geçişleri...

Başkasına yaşama sebebi olan melek

Ateşi bulanın ilk yanan talihsiz eli gibi..

 

Fikrini kaplayan bir beden , ruhunun fahişe utangaçlığı kıskacında

Suyla sönse, küllerinden doğup çocukluğunda yuvalanır gözleri...

Ne tanımı dilde

Ne karşılığı dudakta..

Yüzyıllarca ağlanacak bir hikayesi

Üstüme püskürmüş karanlık.

Meleklerin kanatlarının vebali yıldızlara takılı kalmış

Işığı solmuş sahilin.

Çingene gülüşlü kadın..

Ne şarkıyı söyleyecek nefes aldı çiğerlerine ne de huzur dolu bir diyaframa boşluk ..

Ses tellerine tanrı dokunmuştu sanki..

 

[video=youtube;-Dl6CLWLMzk]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

eski ahşap o salıncakta

belki de iki dengeydik senle

aramızdan geçen o benekli kedinin suçu yok

bir tarafı ağır geldi işte aşkın; gurur…

duştük onun salındığı yerden

ayrılığa

 

oysa ne de güzel başlamıştı her şey

sen utangaç ama volkanını gizleyen dağ

ben saydam ve çatlaklarını gizleyen sırça

eritti lavların o camı sonunda

keşke aşka yaraşır bir şekil verseydi

bir camgeran ustalığıyla

 

ama neyse

şimdilerde daha iyi görüyorum seni

ses oluyorsun ruhsuz şiirlere

aynı ruhsuzluk ile

belki de bu yaradı sana

hem zaten başka nasıl öldürebilirdin ki

içindeki beni

içimdeki seni

 

biliyorum dost bildiklerine sarıldın şimdi

ve eminim sana onların hiçbiri

bize değil, aşkına sıkıca sarıl demedi

çünkü inan iri yarı güçlü adam inan

kimse seni benim kadar sevmedi

kimse seni benim kadar özlemedi

 

biliyorsun yaz geldi

iğde kokuları karanfil kokularına karıştı

ama hala üşüyoruz ve burnumuz tıkalı

değil mi

geçen gün bir parkın

belediye demirbaşı bankında otururken

bir çocuğun goool diye bağırmasıyla irkildim

fenerbahçenin gol attığı gün de irkilmiştim

güldüm, çok güldüm

dedim sonra

bile bile verdik kupamızı şüphenin avuçlarına

ve düştük geleceğin kümesinden

ahlar ve vahlarla

 

yine neyse

saçlarımı siyaha boyattım

beyazlarım yok hiç çekmedim

hep çektirdim bilirsin

sanırım bir daha sırf sen seviyorsun diye

boyatmayacağım kızıla

çünkü sen yüreğini kararttığın o günden bu yana

yastayım

 

http://www.youtube.com/watch?v=AjTY8ildtFU

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O heybetli duruşunla metruk evler gibiydin

Kalmıştı orda birkaç yırtık kalp

Geceden ıssız, geceden karanlık duygular

Bir inanç mıydı, bir inat mıydı seni sevişim

Toprak yollarda yürümek gibi yorucu,

Ama inadına güzel, inadına zorlu

Pusulam kısık gözlerin, ıslak gülüşündü

Ve hapishane sokağı gibiydi beyaz ellerin

Her birinin ucu başka yere çıkardı.

Uzun caddeler tek dostum oldu seni kaybedeli

Ne uğrar oldum semtine ne de oradan çıkar.

Bir felakete düştüm seni kaybedeli

Çakmayan şimşek, gürlemeyen gök kalmadı içimde.

Bilmezdim seni sevdiğim için her şeyi sevdiğimi

Kaldırım kenarında yürümeyi ve her şeye gülümsemeyi

Bir de şarkıları, şiirleri, şairleri ve seni ve seni...

Bilmiyorum ki ne desem; ne desem seni getirir geri

Ya da; sana ulaştırır beni.

Zor olansa hayatın sensiz tükenmesi

Oysa ne güzel olurdu ölümün senli benlisi.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[video=youtube;3Uw4V5yt1-w]

 

 

The world was on fire

No one could save me but you.

Strange what desire will make foolish people do

I never dreamed that I'd meet somebody like you

And I never dreamed that I'd lose somebody like you

 

No, I don't want to fall in love

[This love is only gonna break your heart]

No, I don't want to fall in love

[This love is only gonna break your heart]

With you

With you

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...