Jump to content

-Gnoxis Diyarı-


PiaA

Önerilen Mesajlar

BÖLÜM XXVI- ''YUNTES I ''

Karakterler:

Sirius

Aurora

Kinuha-ArpiA

Boreadlar-Rein

Soil-Arec

Carlo-Paradoks

Hayalet-Lethal

Yuntes- Holy Boy

Siren-Anafiel

Zayin-İlithya

Nevinost-electronicalev

Hanne-adEda

Heretik-Cici Heretik

Cubido-Sidar

George- Pia

BÖLÜM XXVI- ''YUNTES''

[video=youtube;1vXj-eT3rF4]https://www.youtube.com/watch?v=1vXj-eT3rF4

Siren, yeraltı krallığının taht odasında çıplak ayakları ve muazzam vücut hatlarıyla öylece duruyor ve tüm dikkatiyle tahtta oturan adama bakıyordu.

 

Sıradan biri bu taht odasını görseydi eğer, çok kötü ve mide bulandırıcı bir yer olduğunu düşünürdü... Islak ve yapış yapış kıvrımlı duvarlarla kaplı oval bir yerdi taht odası ve bir mağarayı andırıyordu insana. Etraf, sarkıt ve dikitler ile doluydu ve her köşeden başka bir uğultu duyuluyordu. Ancak dikkatli gözlere sahip birisi buranın ne kadar muazzam bir yer olduğunu anlayabilirdi...Dikkatlice bakıldığında duvarlardaki kıvrımların birleşip kadim büyüler ve kalkanlar oluşturduğu anlaşılıyordu. Krallığın her köşesi, binlerce yıl boyunca kusursuzca yontulmuş ve tüm diyarların en muazzam efsunları oluşturulmuştu. Delilik seviyesinde bir askeri disiplin ile korunan yeraltı krallığı, tüm detaylarıyla ele geçirilemez bir yer haline getirilmişti ve gücü seven biri için bu yapı tam bir şaheser sayılırdı.

 

Yuntes, yaklaşık dört bin yıldır yeraltı krallığının efendisiydi, en kötü kalpli kral olarak adını duyurmuştu. İnsanlar birbirlerini korkutmak için Yuntes adına yazılmış şarkılar söylerlerdi. Yuntes, kendisinden önce yeraltı krallığına efendilik yapmış ataları gibi kötülüğü tüm kalbinde hissediyordu. Ve yine ataları gibi hırsı yüzünden her zaman yer altına tıkılıp kalmaya mahkum olmuştu. Yuntes de tüm ataları gibi ölümsüz bir kana sahipti, bir yeraltı kralının ölmesi için, asil kandan birinin ona meydan okuması ve kazanması gerekiyordu, işte o zaman yok olup gidiyordu ruhları... Yuntes babasına karşı savaşmış ve kazanmıştı... Binlerce yıl evvel tahtı devralmıştı.

Kade.jpg

(Yuntes)

 

Siren, Yuntes in gözlerinin içine bakarken taht odasındaki tüm askerler odayı terk etti ve bir kaç saniyelik nizami ayak seslerinin ardından ürpertici bir sessizlik ortama hakim oldu. İkisi de birbirinin gücünden çekiniyor ve birbirlerine son derece saygı duyuyorlardı, aynı zamanda ortak bir düşmanları vardı; Sirius...

 

Yuntes çevik bir hareketle tahtından kalktı ve Siren in yanına gelip nazikçe referansını yapıp cadının elini öptü. Siren memnuniyetle gülümseyip Yuntes in dudağının kenarına ıslak bir öpücük kondurdu ve tahta doğru yürüyüp Yuntes in yerine oturdu.

 

-- Artık zamanı geldi Yuntes. Artık sonsuza kadar sürecek hükümdarlığımızın ateşini yakma vakti geldi...

 

--- Buraya kadar geldiğine göre bu ateşin senide yakan bir yanı var Siren. Öyle değil mi?

 

-- Elbette var. Sirius u küçümsemek aptallık olur Yuntes bunu biliyorsun. Bunu daha öncede yaşadık. Bu kez hataya yer yok, bu kez yan yana olmalıyız, aksi halde her şey biter. İkimiz içinde...

 

---Planın nedir?

 

-- Küçük bir kız Yuntes... Küçük bir kız... Kadim tanrıların kanından. Henüz gücünün farkında bile olmayan küçük bir kız. Kinuha...

 

--- Ah... Evet.. Şu kehanetlerde adı geçen, tüm dengeleri değiştirecek olan kız çocuğu... Sevgili Siren, biliyorsun ki bu güç bizi bile aşar, kontrol edemeyiz, bizi yok eder...

 

-- Kontrol etmekten söz edende kim? Gücünü kontrol edecek olan kendisi. Bizim tek yapmamız gereken onu kendi tarafımıza çekmek, gücünü kullanmak ve onu yok etmek.

 

--- Sen annesini onun gözleri önünde öldürdükten sonra mı? Bu iş çok zor görünüyor Siren, çok zor... Ve bilirsin, ben risk almaktan nefret ederim.

 

-- Kızı ele geçirmek için yardımına ihtiyacım var Yuntes. Sadece bana yardım et ve gerisini bana bırak... Bu savaş bittiğinde krallığını yer altından kurtaracaksın ve ait olduğun yerde hükmünü sürdüreceksin. Bana güvenmelisin...

 

--- Sana güvenmek mi? Sen kendinden başka kimseyi düşünmezsin cadı!

 

-- Haklısın. Hala düşünmüyorum. Bu bir iyilik değil Yuntes bu bir anlaşma. Bir cadı olabilirim lakin asla anlaşmaları bozmam bunu biliyorsun...

 

---Evet...Elbette...

 

-- Sana planlarımın tamamını anlatmadan önce, senden istediğim bir şey daha var...

 

Yuntes meraklı bir gözle Siren e bakarken, Siren tahttan kalktı ve kedi gibi yumuşak adımlar atarak Yuntes e yaklaştı, elbisesinin askılarını kıvrak omuzlarından kurtardı ve Yuntes in dudakları şehvete secde ederek kıvrılıp tutku dolu bir öpücükle ıslanırken düzensiz adımları onları yatağa doğru sürüklemeye başladı....

B-40-A.jpg

-------

 

Gökyüzü siyah ve şık elbisesini kuşandığında, Kinuhayı aramak için görev almış herkes şehre dönmüştü ki zaten artık onun güvende olduğunu biliyorlardı. Şehre çöken gece, beraberinde hüzün getirmişti... Zayin tavernada tek başına vişne şarabını yudumluyor, Hayalet döküntü kulübesinde meditasyon yapıyor, Nevinost odasının nehre bakan penceresinden öylece dalıp gidiyor Aurora etrafında uçuşan perilere gülümsüyor, Soil kasırgakıranının kanadına uzanmış gökyüzüne bakıyor, Boreadlar evinin terasında dizine uzanmış Hanne nin saçlarını okşuyor, Carlo tapınağında sessizce bekliyor, Cubido lavtasının tellerine can veriyor ve tüm halk evlerine çekilmiş, ışıklarını kapatmış dua ediyorlardı... Şehre tam anlamıyla sükunet hakim olmuştu.

 

George limandaki ahşap iskeleye oturmuş, esen meltemle hafifçe dalgalanan suya ve yansıyan ışıklara bakıp düşünüyordu. Ne zamandır burada oturduğunu bile hatırlamıyordu ve yaşana onca şey kafasını kurcalayıp duruyordu. George hayatında ilk kez sahip olduklarını kaybetmekten korkuyordu. Sıradan bir köylü değildi artık... Sorumlulukları vardı, aşıktı ve alması gereken bir intikam, uğruna savaşacağı masum insanlar vardı. Kendisini bir böcek kadar güçsüz hissediyordu... Esip giden bir kaç meltemin ve kayan bir iki yıldızın ardından, yanına kukuletası içinde uzun ve siyah pelerini ile Sirius geldi ve hiçbir şey söylemeden George un yanına oturdu. Sirius un ortama kattığı tek şey daha fazla sessizlik olmuştu...

 

--- Neden kendinizi gizlediniz? Burası sizin şehriniz.

 

---- Kendimi gizlemedim evlat, sadece havalı görünmeye çalışıyorum...Ah... Kral olmak zor şey, hele ki yakışıklı bir kralsan...

 

(George ister istemez gülümsedi.)

 

--- Size saygısızlık yaptığım için beni affedin. Yalnızca... Yalnızca yaşadıklarım ağır geldi sanırım...

 

---- Seni anlamadığımı düşünme sakın evlat. Seni anlıyorum, daha çok gençsin ve yaşanan her şey çok hızlı olup bitti. Sende eksik olan tek şey sabır George... Sabırlı olmayı öğrenmelisin, yalnızca o zaman doğru adımlar atabilirsin.

 

( George tam cevap verecekken Sirius elini kaldırdı ve sessizliği tekrar sağladı.)

 

---- Şimdi benim gidip halletmem gereken bazı işler var George, sabah ilk ışıkla taht odasında ol, seni biriyle tanıştırmak istiyorum.

 

 

Sirius, kukuletasını başına geçirip iskeleden ayrıldı ve karanlığın içindeki bir gölge gibi görünmezliğe büründü.

Sabaha karşı herkes taht odasına toplanmıştı. Aurora ve Soil, arlarında mırıldanarak konuşuyor ve bazen ufak kahkahalar atıyorlardı. Soil bu durumdan oldukça memnun görünüyordu… Nevinost ve Zayin her zamanki gibi bir konudan kavga etmiş gibiydiler, ikisi de öfkeyle içkilerinden birer yudum alıp birbirlerine iğrenir bakışlar fırlatıp duruyorlardı. Carlo ve Hayalet, Sirius tarafından aldıkları emir nedeniyle aralarında değillerdi. İkisi de şehir güvenliğinden emin olmak için iş başındalardı. Birkaç dakika sonra içeri Cubido, Hanne, George ve Boreadlar hep birlikte girip yerlerine oturdular. Taht salonuna geniş ve uzun bir masa kurulmuş ve hoş içkilerle donatılmıştı. Herkes aralarında muhabbet ederken Sirius nefes nefese taht salonuna teşrif etti ve masadakiler hızlıca yerlerinden kalkıp kralı nazikçe selamladılar. Sirius masanın ucundaki daha geniş ve yaldızlı olan sandalyesine oturup nadir görülecek bir biçimde dişlerini göstererek gülümsedi. Taht salonuna mutlu bir hava hakimdi lakin ortada bunun için belli bir sebep yoktu. Sirius içkisinden bir yudum alıp konuşmak üzere olduğunu belirtmek için yavaşça boğazını temizledi ve masadakiler dikkatini krala çevirdiler.

 

---Dostlarım, bazılarınız neden bu saatte burada olduğumuzu bilmiyor olabilir… İlk ışıklarla beraber Heretik bizi ziyarete geleceğini bildirdi ve yanında bize çok iyi bakmamız için küçük bir kızda getirecek. Ufaklığın adı Kinuha… Hepiniz, kadimlerin kanından gelecek o çocukla ilgili kehaneti biliyorsunuz. Kehanetteki kız Kinuha dır. Bu nedenle en büyük önceliğimiz bu masum çocuğun kötü niyetli düşmanlarımızın eline geçmemesi olacaktır. Ben, sizlere planımdan bahsetmeden önce sizlerin de fikirlerini duymak istiyorum. Boreadlar, sen söyle lütfen nasıl güvende tutabiliriz Kinuhayı?

 

---- Efendim, sanırım Kinuhayı bu şehirde tutmanın en güvenlisi olacağı konusunda hemfikiriz. Şu anda diyarın en güvenli yeri burası.

 

--- Afedersin Bori ama en güvenli yer olduğu gibi en büyük hedefte aynı zamanda burası. ( Zayin )

 

---Şu anda hedef olmayan bir yer yok sanırım sevgili kardeşim. Burada en güçlülerimiz arasında olması onun için çok daha iyi olacaktır. ( Nevinost )

 

--- Kadimler tarafından korunan bir bölgeye götürmek en akıllıcası olacaktır bence. ( Soil )

 

--- Unutma ki Soil, ağabeyim ve ben kadimlerin topraklarında saldırıya uğradık, bu demek oluyor ki orası sandığımız kadar güvenli değil ayrıca buna kadim tanrılar müsaade etmeyecektir. ( Aurora )

---- Neden etmesinler ki? Sonuç olarak bu kız onların kanından geliyor. ( Soil)

 

--- Bu bir şeyi değiştirmez. Kadimler, savaşın seyrini değiştirebilecek hiçbir şeye müsaade etmeyecektir. ( Boreadlar )

 

( George huzursuzca kıpırdanıp lafa girdi.)

 

--- Kimse bize lanet kehanette neler söylendiğini anlatacak mı? ( George )

--- Aslında George, kehanet Kinuha ile ilgili olduğu kadar seninle de ilgili. ( Hanne )

--- Ne demek bu şimdi? ( Cubido )

 

( Zayin, kadehinde kalan içkinin tamamını kafasına dikip Cubidoya döndü. Göz bebekleri büyüdü, teni beyazlaştı ve gözlerinin çevresine tehditkar bir gölge yerleşti…)

 

--- ‘’ Aranan bulunduğunda, sular durulduğunda, karanlık zamansız çöktüğünde gökyüzüne… Bir gözü bulut, bir gözü güneş bir çocuk, mahrum kalmış şefkatten… Kana bulanacak tüm bedeni ve…

 

( Siriusi Zayin in kolunu tuttu ve o susup normale dönene kadar öylece tuttu. )

 

--- Henüz zamanı değil Zayin. Kehaneti anlayabileceklerinde duymaları gerek. Henüz kulakları ve kalpleri arasında akan güçlü bir nehir var… ( Sirius )

 

--- Hayır… Neden… Duymak istiyo…. ( George )

 

( Sirius sertçe elini havaya kaldırdı ve George u susturdu.)

 

--- Son sözüm budur. Sabırlı ol evlat. Şimdi size planımdan bahsedeyim. Kinuhayı şehirde tutmaya karar verdim. Sarayda onun için hazırlayacağımız oda, kusursuz olmalı. Tüm gücümüzü o odadayken güvende olması için yapacağımız büyülerde toplamalıyız. Sadece benim ve görevlendirdiğim tek bir kişini bileceği gizli geçitler inşa edilecek. Şehir düşse bile Kinuha bu binadan zarar görmeden çıkabilmeli. Ayrıntıları daha sonra konuşacağız. İtirazı olan var mı?

 

Kimseden ses çıkmayınca Sirius memnuniyetle başını salladı. Ortalık tam sessizleşmişken taht odasına alev renginde uçan bir ışık topu daldı. Tavanda bir sağa bir sola uçup durdu ve masanın tam ortasına konup durdu. Sirius dışında herkes panikle ayağa kalktı ve dikkat kesildiler. Işık topu durduğunda ne olduğu anlaşıldı. Tüm vücudu alev renginde parlayan bir kartaldı bu. Neşeli bir şekilde çığlık attı kartal ve ani bir parlamayla havaya karışıp yok oldu… Herkes ışığın kaybolduğu yere odaklanmışken Heretik elini tuttuğu Kinuha ile birlikte taht odasına girdi ve masaya doğru yürüdüler. Kinuha gösteriden o kadar çok hoşlanmıştı ki dayanamayıp ellerini çırptı ve kahkaha attı. Heretiği görünce Aurora da aynı şekilde gülümsemeye başladı. Heretik iyice yakına geldi ve kollarını iki yana açıp Sirius a baktı.

--- Eski dostum!... Sirius… Seni görmek ne güzel ve seni güzeller güzeli Aurora… Ve tabi ki sizleri… Boreadlar… Zayin, görmeyeli çok daha güzel bir kadın olmuşsun… Nevinost sevgili kızım… Bu havalı adamda kim ya bu gençler?

 

( Hepsi Heretik e sevgi dolu bir selamda bulundular. Zayin, Nevinost ve Aurora ona sarıldılar ve neşeli neşeli kıkırdadılar. )

 

--- Hoş geldin dostum. Kendini oldukça fazla özlettin doğrusu… Bu havalı adam Soil, kadimlerin toprak büyücüsü ve kasırgakıranların eğiticisi. George… Hanne Boreadların küçük kızı, sen en son gördüğünde bir bebekti ve eşsiz bir lavta sanatçısı olan Cubido, George un ve bizim dostumuz. George ise sana mektubumda bahsettiğim genç adam.

 

Heretik, George a yaklaştı ve dikkatlice farklı renkte olan gözlerine baktı…

 

--- Eşsiz…

 

---Tanıştığımıza sevindim efendim…

 

Heretik bir şey söylemeden sandalyesine oturdu ve Kinuha da hemen onun yanına oturdu.

FFT0-ConsortiumOfEight-Cinematic.jpg

thiago-klafke-templeofutu-final-01.jpg

-------

....................... Teşekkürleeeer :):)):

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim gücüme eş değer biri olacağı hiç aklıma gelmezdi :D hayret ya ben tek olmalıydım asfgrdd şaka bir yana güzel olmuş gerçekten. Bir an sinemada film izliyor gibi hissettim kendimi. Oldu da bu hikayen bir gün sinemaya uyarlanırsa, beni sete çağırmazsan sana ebedi gönül koyarım bak :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar, hikaye ile ilgili bir karar aldım... Burada taslakları paylaşıp daha sonra toparlayacağımı söylemiştim lakin anlaşılan bu çok zaman alacak. Bu nedenle romanı normal akışıyla, taslak halinde değilde tamamı halinde yazmaya karar verdim. Bu nedenle de burada artık paylaşmayacağım... Roman bittiğinde, ilk kitap hazır olduğunda ve ortalama 1 yıl sonra yayınlandığında hepiniz okuyabilirsiniz umarım. Bugüne kadar yaptığınız yorumlar için çok ama çok teşekkür ederim. Bana çok şey kattınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu habere hem üzüldüm hem de artık kitaplaşma durumu ortaya çıktığı için çok mutluyum. Hadi bakalım PiaA Bey :) Çok bekletme bizi, otur doğru düzgün tıkır tıkır çalış, yaz bitir şu kitabı bir an evvel :) Bizimle paylaştığın için teşekkürler. Ve başarılar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Heyecanla bekliyorum :)

Okumak guzel oluyordu ancak kararina saygi duyuyorum hadi bakalim

Verilen sozler diyorum son olarak .))))

 

Senin yüzünden paylaşmicam artık. Dedim şimdi Sareye de bir rol vermek lazım hikayr bozulur o zaman.. Böyle bir karar aldım ahahsjaj;D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu konu gündemimde ancak karar vermiş değilim maalesef...

 

Bence yıllar önce,orta asyada geçmiş gibi yazabilirsin.Ya da anadoluda.Ama isim konusunu-ve o coğrafyayı-iyice araştırman,o dönemin kültürlerini öğrenmen gerekecek.Bunu tarih kitaplarından halledebilirsin.Ya da arşivlere girebilirsin.

DenizFeneri tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...