Jump to content

Bugün Sizi Hangi Şiir Anlatıyor?


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor

Onlardan kalbime sevda geçmiyor

Ben yordum ruhumu biraz da sen yor

Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece

Kaçıyorum bugün senden gizlice

Kalbime baktım da işte iyice

Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim

Maziye karıştı şimdi yeminim

Kalbimde senin için yok bile kinim

Bence sen de şimdi herkes gibisin

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,

Neden hiç ağlamadığını anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,

Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

”Sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,

Sana ”git” dediğimde anladım..

Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,

Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman

olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,

Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş…

masal perisi tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Günlerden öyle bir gündü;

Üstüne tarih düştüğüm.

Gözümün önüne geldi birden

Balkıyan güzel yüzün.Ve yüreğim yandı söndü,

Ter bastı avuçlarımı.

Bir işlek kovan uğultusu

Kapladı kulaklarımı.Uzandım usulca cigarama;

Yavan ömrüme katık.

Ben o gün öldüm gülüm,

Bir daha ölmem artık.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.

Orhan VELİ

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://img.antoloji.com/media/sair_resimleri/42/3842_k_1997.jpg

Charles BaudelaireHüzün ve Serseri

Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra,

Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan

Bambaşka denizlere, bambaşka semalara,

Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından?

Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra?

 

Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün!

Ne var gözyaşlarından çamurlar yuğuracak?

Arasıra der mi ki Agathe'ın ruhu, üzgün,

'Nedametten, azaptan ve ıstıraptan uzak

Hey trenler, vapurlar, beni burdan götürün.'

 

Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet,

Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer,

Ey, her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet,

Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler!

Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet!

 

Ah o yeşil cenneti, çocuksu sevdaların,

O koşuşlar, şarkılar, o demetler, buseler,

İnildeyen kemanlar arkasında sırtların,

Akşam, korkuluklarda şarap dolu kaseler,

- Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların!

 

O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde

Çok daha uzakta mı yoksa Çin'den, Maçin'den?

Beyhude bir arzumu inildeyen dillerde,

Canlanan bir hayal mi billur sesler içinden,

O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[TABLE=width: 100%]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]Dillerde gezen adım:

Bir seciyesiz, bir it.

Nedense olamadım,

Sizin gibi bir yiğit...

 

Ne gaye taşıyorum,

Ne bir dağ aşıyorum;

Delice yaşıyorum,

Ne ihtiras, ne ümit...

 

Yuh...Eğer hayat buysa,

Bu ahmakça uykuysa...

Bana kim sokulduysa

Hadi dedim, hadi git! ..

 

Bende çok şey var ama,

Akıl filan arama...

Ciddiyetle arama

Koydum dikenli bir çit.

 

Saçıma düşen aklar,

Ne bir macera saklar;

Çıkarmaz bu dudaklar,

Ne bir küfür ne tevhit...

 

Korkutmaz beni ölüm,

Bir şeytan kadar hürüm.

Süremez bende hüküm

Ne Allah, ne de Nahit...

[/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%] [/TD]

[/TR]

[TR]

[TD=width: 100%, align: left]

Sabahattin Ali

[/TD]

[/TR]

[/TABLE]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cemal Safi'nin en sevdiğim dizelerinden;

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,

Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

 

Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,

Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

 

Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,

Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“..elini son defa yanağıma koy../..istemiyorsan giderim..giderim..”

 

inandığım değerleri kaldırdım çeyiz sandığıma

sakladım../..kenarlarını tığla ördüğüm umutlarımın arasına

parmaklarımda naftalin kokusu

alışamadım unutulmaya

 

kaç yaşında sevdim ben bu yalnızlığı.?

hangi yürek öncüsü oldu ezinç taşkınlıklarımın..?

bana düşen artık susmaktır

toplamından taşıyorum iç acılarımın

 

defterimin arasında kurutulmuş anılar

yüzlerinde palyaço gülüşleri

kimbilir../..hangi sevdadan kalma

 

 

“..serin bir sonbahar akşamında söz../..ismini unutur silerim..silerim..”

 

isyan perdesini indirdi gece, suya yansıdı öksüzlüğüm

şehrin kapılarını tutsun bütün yıldızlar,

yoksa firar edip kaçacak hüznüm

 

sevdiğim erkekler geliyor aklıma

bir çocuk gibi usulca sokulup,

bir nehir gibi akıp giden erkekler

 

ama sen

son vurgunum../...en çok vurulduğum

 

veda mektubun hala cüzdanımda

biraz yırtıldı ve buruştu ama

tek kanıtı biten bir aşkın

yoksa../..kimse inanmıyor ayrıldığımıza

 

“..tuttuğun kalem olsa yüreğinin elleri.../..bir defa daha yazsa bebeğim...bebeğim..bebeğim..”

 

ah bu ben

grameri bozuk bir hikayenin içinde,

yüklemini kaybetmiş bir cümle gibiyim

sindire sindire yaşamalı ayrılıkları da

belki de bu yüzden../..hala aşık gibiyim

 

hangi kırgınlığın içinde boğuldu gülüşlerim...?

iğnesi kırılmış bir plak gibi dönüyorum olduğum yerde

ve şarkılarımı kusamıyorum

gücenik makamından eserler dinleyemediniz,

hepinizden özür diliyorum

 

“..eğer bir masal perisi girerse rüyalarına../..öldü dersin gül güzeli, tılsımını kaybetti..”

 

çok erken susturuldum

bu yüzden bu üç boyutlu sarhoşluklar

fasl-ı şahane yıkılışlar

alnımda eksik bir veda busesi,

mümkün değil../..sevilemez ayrılıklar

 

sol göğsüm../..yanık göğsüm

nasıl da zor sevgi aramak resimlerde

bir çocuk olsam kolaydı ama../..büyüdüm

 

“..uğruna döktüğüm gözyaşları için../..yağmurdan özür dilerim..dilerim..”

 

beni artık sevmeyin

tuza yatırdım gönlümü../..düşlerimin yanına

gözlerimde esrik bir sızı,

alışamadım unutulmaya

 

 

Pelin Onay;

Uzaktan akrabam olduğunu öğrendiğim şiir dolu kadın...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

First, are you our sort of a person?

Do you wear

A glass eye, false teeth or a crutch,

A brace or a hook,

Rubber breasts or a rubber crotch,

Stitches to show something's missing?

No, no? Then

How can we give you a thing?

Stop crying.

Open your hand.

Empty? Empty. Here is a hand

To fill it and willing

To bring teacups and roll away headaches

And do whatever you tell it.

Will you marry it?

It is guaranteed

To thumb shut your eyes at the end

And dissolve of sorrow.

We make new stock from the salt.

I notice you are stark naked.

How about this suit -Black and stiff, but not a bad fit.

Will you marry it?

It is waterproof, shatterproof, proof

Against fire and bombs through the roof.

Believe me, they'll bury you in it.

Now your head, excuse me, is empty.

I have the ticket for that.

Come here, sweetie, out of the closet.

Well, what do you think of that?

Naked as paper to start

But in twenty-five years she'll be silver,In fifty, gold.

A living doll, everywhere you look.

It can sew, it can cook,

It can talk, talk, talk.

It works, there is nothing wrong with it.

You have a hole, it's a poultice.

You have an eye, it's an image.

My boy, it's your last resort.

Will you marry it, marry it, marry it.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Balkona yorgun çamaşırlar asmayı

Ki uçlarından çile damlardı.

Güneşte nane kurutmayı

Ben acılarımın başını

Evcimen telaşlarla okşadım bayım.

Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.

Ben de öyle.

Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.

Kılığıma kıyafetime…

Çorapsız da basıyorum artık yere.

Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.

Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.

Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.

Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi bir kaç gün gene.

Olur biter

Geçer gider.

Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.

Olup bitmeyen,

Geçip gitmeyen.

Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama

Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,

Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana…

Cahit Sıtkı TARANCI

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sessiz bir gecenin

ve sönmek üzere olan bir ateşin,

küllerinin içinden sesleniyorum sana

sonbahar’ın esintisini omuzuma aldım

dudaklarımda eski bir şarkı,

sen bilirsin..

 

ne hala var olan bir aşktır anımsatan gidişini

ne de yılların verdiği bir suskunluk

bu gece özlemlerim had safhada

bir saat için bile olsa gel,

yeter bana

 

düşünüyorum da

hala kırgınım,

beni öksüz bir sevdalı gibi ortada bırakışına

söz vermiştin

yüreğim yüreğindir demiştin

gitmemeliydin

hayatımın en deli zamanlarıydı

gülüşlerin bedenimden akardı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

kelimeler kısalırdı gözlerinde,

sen virgüllerle uzatırdın

nasıl bir mucizeydi seni karşıma çıkaran

hangi akla hizmet gitmiştim istanbul’a

ve nerdeyse eziyordun beni,

taksim’in tam ortasında

fırlatılan kızgın bir bakıştı

özürlerin ağzında tıkandı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

o gün anlamalıydım oysa

öldürmek için değil,

diriltmek için çıkmıştın karşıma

çocuktum

kızdım

kadın oldum kollarında

utandım

utandırmamıştın oysa

bir nehir gibi akmıştım yüreğine

yüreğini teslim eder gibi,

bırakmıştın beni şehrime

hiç ayrılamayacağımızı o gün anlamıştık

o gün bilmiyorduk ayrılacağımızı

sarılmıştım

sarılmıştık

bu sarılmalar hani hep kalacaktı

şimdi en çok kollarına ihtiyacım var

bir haber gönder ne olur,

bir ışık yak

mekanın hala yıldızlar mı..?

 

buruk

ve yarım kalmış bir gülümseyiş oturuyor şimdi dudaklarıma

ikimiz için ne güzel bir andı

gecelerin en güzeliydi hatta

çıka gelmiştin istanbul’dan,

ellerinde en sevdiğim papatyalar

gelmiştin işte

sarılmıştın kocaman

sevinmiştim derinden

kollarımdan tutup götürmüştün,

ben, nereye bile diyemeden

ellerin direksiyondaydı

başım omuzunda

yüreğim sanki çıkacaktı

seninle olmak hayattı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

seni her şeyinle seviyorum dedin

sahip olduğun her şeyle

kelimeler hep kaleminin ucunda olmalı

şarkılar dans etmeli dudaklarında

çılgınlığın

asiliğin

inadına yürekli

inadına umutlu gülüşlerin sende kalmalı dedin

seni her şeyinle seviyorum dedin

sahip olduğun her şeyle

ne değiştirmek istiyorum

ne eksiltmek

ne de yitirmek

sen hep böyle kal

ama yanımda kal dedin

beni benden alan bir filmi izler gibiydim yüzünde

kelimelerin yüreğimde atıyordu

inanılmaz bir akşamdı

bütün yıldızlar tanıktı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

usulca yerleştirdin parmağıma tek taşı

istanbul artık senin

ben seninim

artık hep benimle kal

kalksın aramızdaki kilometreler,

benimle evlenir misin, dedin

gözlerime yağmur yağdı

yan masadaki kadın duygulandı

ilk imzayı dudaklarına attım,

garson çocuk baka kaldı

sanki bir rüyaydı

saat 12’yi geçmişti ama

kül kedisi balodaydı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

nasıl da kızgınım sana

dönmeyecektin o gece,

lanet olası istanbul’a

işler kimin umrundaydı

işleri kim takardı

.........

......

.....

sabahın en kör saatiydi

bir telefonla geldi varış haberin

geleceğimiz ve sevdamız,

bir kamyonun altında yatıyordu

sen,

bir kamyonun altında yatıyordun

telefon elimden düştü

dizlerim yere çöktü

kaç saat tutarında öyle kaldım da,

bana bir asır gibi geldi

hangi keşke’yi söylersem,

uyanırdım rüyadan

hangi dualar geri getirirdi seni

daha parmağımdaki alyans,

suya değmemişti

hani yok edecektik kilometreleri

kilometreler kaldı,

biz yok olduk

gözyaşlarım ağzımdaydı

her yer karanlıktı

17 yaşım çıldırmıştı..

 

ne cenazene gidebildim

ne de öğrendim nerede yattığını

çok uzun süre nişanlı kaldık seninle,

alyans parmağımda kaldı

çok kereler gelmek istedim yanına

bir şeyler dürttü sanki

izin vermedin,

hayatta kaldım

şimdi ne vakit bir kamyon görsem,

buğulu camlarında bıraktığım 17 yaşımı arıyorum

şimdi ne vakit bir kamyon görsem,

17 yaşım geri geliyor,

sana susuyorum

 

değişen ne dersen

hiçbir şey bebeğim

belki biraz ben

yıllar su gibi akıp geçti

ama korkmadım sevdadan

hala çılgınım

hala inatçı

hala yazıyorum

ama mısralarım kanlı

saçlarımı sıkıştırmıyorum bir lastiğin içine

insanları güldürebiliyorum

şarkılar ise hep dudaklarımda

sevdiğimi söylerken utanmıyorum

yürekli kadını oynuyorum yani

seni bazen

bazen çok fazla arıyorum

kimse senin kadar cesur değil sevdasında

artık seni seviyorum diyenlere,

inanmıyorum..!

 

biraz kırgınım hayata karşı

ama inatla direniyorum

bu gece gözüm yıldızlarda

hangisindesin el salla,

seninle sabahlıyorum

sana söylemek istediğim çok şey vardı,

belki de bu gece bunları kusuyorum

artık söylemek istediklerimi ertelemiyorum..

 

sessiz bir gecenin

ve sönmek üzere olan bir ateşin,

küllerinin içinden sesleniyorum sana

anılarımın fesleğen kokulu fısıltısını,

içime çektim

dudaklarımda eski bir şarkı,

sen bilirsin..

 

ama yine de merakımı bağışla

ben değil,

17 yaşım soruyor sana

daha mı rahat geldi,

yıldızlar yeryüzünde...?

 

Pelin Onay

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Koyu bir çamur bulup solucanlara uysam,

Bir derin çukur kazsam cânım için cihanda,

Serip kart kemikler'mi, bi yatsam, bi uyusam,

Bataklığa gömülmüş timsah gibi nisyanda.

 

Nefretim vasiyetler, nefretim kabirler tüm.

Avuç açacağama bidamlacık yaş için,

Sağken, akbabaları başıma üşürürüm,

Gölkanlara belensin o cenabet cesetim!

 

Kurtlar, gözsüz-kulaksız, benim kankardeşlerim,

Bolahenk feylesoflar, daldölleri leşlerin,

İşte size bir ölü, güloynar ve gönüllü!

 

Örenimin üstünde fırdönün gönlünüzce!

Var mı ölümden öte ölüye bir işkence,

Ölümü seçmiş madem ölülerle bu ölü

 

 

Charles Baudelaire

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nisan Yağmuru / Olma

kapalı çarşı dudakların, kalabalık ve renkli

susma. Dilimde kurur kelimeler

 

biliyorum, olmayacak bir şey sana dirilmem

çocuk aklıma uyup da yürüdüm meydanlarında

kapını çalıp kaçmaktı niyetim

bir satır başında birden karşına çıkmak,

ve düşürmek kolunun altındaki cümleleri

 

olmadı. Ezberimde kaldın karıştırırken gülüşlerini

 

yoldan çıktım,sana düşüyorum

kurtarma beni

 

 

Pelin Onay

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

iyi olurdu buradan

ayrılmak,

gitmek artık,

nalları dikmek, bütün anıları

terketmek

filan,

ama kalmanın da

bir tadı var:

kendilerini

afet

sanıp

şimdi kirli dairelerinde

sabırsızlıkla melodram dizisinin

başlamasını bekleyen

bütün o yavrular,

ve bütün o delikanlılar,

Yıllık'larda

pürüzsüz ciltleriyle

bir gün

önemli biri

olacaklarından emin emin

sırıtan,

şimdi polis onlar, daktilograf,

sosisli sandöviç satıcısı,

tımarcı,

toz

zerrecikleri,

kalıp diğerlerinin

ne olduklarını

görmek güzel - yalnız

banyoya girdiğinde

aynayı es geç

ve sifonu çektiğinde

arkana bakma.

 

Charles Bukowski

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...