Beyazperde'den Haberler

Yılın Oscar favorisi gösterilen “Life of Pi”den ilk fragman

 

Aynı adlı çok satan romandan uyarlanan ve yönetmen koltuğunda Ang Lee’nin oturması itibariyle meraklandıran “Life of Pi”den ilk fragman önceki gün yayınlandı.

 

Bu yılki oscar’ların en güçlü adaylarından biri olması beklenen filmin, duygulara hitap etmesi ve çok sayıda hayran kazanması bekleniyor.

http://video.milliyet.com.tr/video-izle/Life-Of-Pi-Fragman-0XBGZDOsV6Ss.html

 

---------

 

 

james McAvoy ve Jessica Chastain’ın yeni filmi Disappearance of Eleanor Rigby’nin çekimleri, New York’ta tüm hızıyla devam ediyor. Atonement (Kefaret) isimli filmden tanıdığımız ünlü oyuncu McAvoy ve güzel yıldız Jessica Chastain, evlilikleri parçalanmış bir çift rolünde karşımıza çıkacaklar.

Yönetmenliğini ve senaristliğini Ned Benson’ın yaptığı filmde, aynı hikaye 2 farklı filmle gösterilecek. Filmde evliliği, karısı üniversiteye dönmeye karar verdiği için parçalanmaya başlamış olan bir adamın hayatı anlatılacak. Disappearance of Eleanor Rigby’de 1 hikaye olmasına rağmen, kadın ve erkek bakış açılarıyla 2 farklı film olarak izleyiciye sunulacak

Filmde James McAvoy ve Jessica Chastain’ın yanı sıra, Viola Davis, Isabelle Huppert, komedyen Bill Hader, Ciarin Hinds,Nina Arianda ve 2007 Sundance festivalinde ses getiren Teeth isimli filmin yıldızı Jess Weixler’de rol alacak.

http://e1208.hizliresim.com/10/1/bb8tm.png

 

Yavuz Seçkin son aylarda slogan haline gelen internet fenomeni 'Oğlum bak git'in filmini yapıyor.

 

Bir liseli ergen belediyenin temizlik işçisine sataştı, çöpçü 'oğlum bak git' diyerek saldırdı. Bu görüntüler olay oldu ve bir internet fenomeni haline geldi.

 

Şeyda Delibaşı’nın senaryosunu yazdığı filmin yönetmenlik koltuğunda Haydar Işık yer alacak.

 

Başrollerinde Yavuz Seçkin’le birlikte Arzu Yanardağ ve Selahattin Taşdöğen’in oynayacağı filmin çekimlerine 5 Ağustos’ta başlanacak.

 

Kaynak: Haber365

Başka tema konu kalmadı sanki yazık...

Johnny geri mi dönüyor

 

Warner Bros, Stanley Kubrick’in yönettiği ‘The Shining’in öncesini anlatan hikayeyi beyazperdeye uyarlamayı planlıyor.

 

Warner Bros yapım şirketi yetkilileri, Stanley Kubrick'in 1980 yılında yönettiği 'The Shining' (Cinnet) filminin önceki dönemini anlatan bir hikayeyi beyazperdeye uyarlamak istediklerini açıkladı.L.A. Times'ın haberine göre şirket filmin öncesinde geçenleri yazması için 'Avatar'ın yapımcılığını yapan ve 'The Shutter Island'ı uyarlayan Laeta Kalogridis'le anlaşma yaptı.

HENÜZ PROJE AŞAMASINDA

 

Yeni filmin Torrence ailesinin, Overlook Otel'ine gitmeden önceki hayatını anlatacağı söylenmesine rağmen, Warner Bros. temsilcisi, yapımın henüz proje aşamasında olduğunu ve kesinlik kazanmadığını açıkladı.

'The Shining', 1997 yılında ABC tarafından mini dizi halinde getirilmişti.Stanley Kubrick'in yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde Jack Nicholson'ın oynadığı 'The Shining', kitabın yazarı Stephen King tarafından beğenilmemişti.

 

---------

 

Peter Jackson, yönetmenliğini yaptığı ‘The Hobbit’ filminin üçleme olacağı söylentilerini doğruladı.

 

J. R. R. Tolkien’in ünlü romanı ‘Hobbit’ yönetmen Peter Jackson tarafından sinemaya üçleme olarak uyarlanacak.

 

Jackson, Facebook sayfasında, iki film olması düşünülen ‘The Hobbit’ serisini üçleme olarak çekeceğini açıkladı. Filmlerden ilk ikisi ‘The Hobbit: The and Back Again’ Aralık 2012’de, ‘The Hobbit: An Unexpected Journey’ Aralık 2013’te sevenleriyle buluşacak.

--------

İşte yeni James Bond fragmanı!

 

Bazı sahneleri Türkiye'de çekilen James Bond serisinin son filmi ''Skyfall''un yeni fragmanı yayımlandı

 

http://video.haberturk.com/sinema/video/iste-ilk-uzun-bond-fragmani/64717

[h=1]Sinemada büyük kayıp![/h][h=2]Türk sinemasının önemli yapıtlarına imza atan ünlü yönetmen Metin Erksan, 83 yaşında vefat etti[/h]Erksan, rahatsızlığı dolayısıyla tedavi gördüğü Bahçelievler MedicalPark Hastanesi'nde bu akşam hayatını kaybetti.

Metin Erksan, 1929 yılında Çanakkale'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamlayan, Pertevniyal Lisesi mezunu Erksan'ın, 1947'den başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde sinema yazıları yayınlanmaya başladı.

Üniversite yıllarında sinemayla ilgilenen Erksan, 1950'de Atlas Film için Yusuf Ziya Ortaç'ın ''Binnaz'' adlı filmini senaryolaştırarak sinemaya adımını attı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nden 1952'de mezun olan Erksan, aynı yıl Dünya gazetesinde film eleştirileri yazdı.

Yine 1952'de Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun senaryosundan çektiği ''Aşık Veysel'in Hayatı-Karanlık Dünya'', ilk filmi oldu.

Erksan, 1957'de ''Dünya Havacıları Türkiye'de'' ve ''Büyük Menderes Vadisi'' isimli iki belgesel film yönetti.

İlk filmi ''Karanlık Dünya'' ile halk ozanı Aşık Veysel'in yaşamını, filmin çekimlerini sanatçının köyünde gerçekleştirerek yarı-belgesel bir yaklaşımla perdeye getirdi.

1957'de çektiği ikinci filmi ''Dokuz Dağın Efesi'' ile büyük ilgi toplayan Erksan, daha sonra ''Gecelerin Ötesi'', ''Yılanların Öcü'' ve ''Acı Hayat'' gibi filmlerle toplumsal gerçekçilik türünde ürünler verdi.

Sinemacılar Kuşağı'nın üç önemli temsilcisinden biri olarak adını duyuran Erksan, ''Susuz Yaz'', ''Suçlular Aramızda'', ''Sevmek Zamanı'' ve ''Kuyu'' gibi filmlerle kendine özgü üslubunu geliştirdi.

''Susuz Yaz'' adlı filmi, 1964'te Uluslararası Berlin Film Festivali'nde büyük ödül olan ''Altın Ayı''yı kazanarak, Türk sinemasının yurt dışında tanınmasına öncü oldu.

Erksan, 1974'te Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı, sinema kurslarında öğretmen olarak görev aldı.

Metin Erksan, 1974'te Sait Faik Abasıyanık'ın ''Müthiş Bir Tren'', Kenan Hulusi'nin ''Sazlık'', Samet Ağaoğlu'nun ''Bir İntihar'', Sabahattin Ali'nin ''Hanende Melek'' ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ''Geçmiş Zaman Elbiseleri'' adlı öykülerini, TRT kurumu adına ''Beş Türk Hikayesi'' ismiyle yönetti.

İDGSA Sinema-TV Enstitüsü'nde 1975'ten itibaren öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlayan Erksan, 1981'de TRT adına sinema alanındaki son çalışması olan ''Preveze'den Önce'' adlı diziyi gerçekleştirdi.

Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazan Erksan'ın çalışmaları özellikle yurt dışında büyük ilgi gördü. Birçok festivalde çeşitli ödüller kazanan Erksan adına toplu gösteriler, film haftaları düzenlendi.

Erksan'a, 1997'de Mimar Sinan Üniversitesi Senatosu kararı ile ''Onursal Profesörlük'' unvanı verildi.

Yönettiği filmler

Metin Erksan'ın yönettiği filmler şunlar:

Aşık Veysel'in Hayatı/Karanlık Dünya (1952), Dokuz Dağın Efesi (1953), Beyaz Cehennem (1954), Yol Palas Cinayeti (1955), Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (1956), Gelinin Muradı (1957), Hicran Yarası (1958), Gecelerin Ötesi (1960), Şoför Nebahat (1960), Mahalle Arkadaşları (1961), Oy Farfara Farfara (1961), Acı Hayat (1962), Çifte Kumrular (1962), Sahte Nikah (1962), Yılanların Öcü (1962), Susuz Yaz (1963), İstanbul Kaldırımları (1964), Suçlular Aramızda (1964), Sevmek Zamanı (1966), Ölmeyen Aşk (1966), Ayrılsak da Beraberiz (1967), Kuyu (1968), Ateşli Çingene (1969), Reyhan (1969), Yılın Kadını Değil (1969), Eyvah (1970), Sevenler Ölmez (1970), Feride (1971), Hicran (1971), Makber (1971), Keloğlan ve Can Kız (1972), Süreyya (1972), Dağdan İnme (1973), Şeytan (1974), Kadın Hamlet / İntikam Meleği (1976), Sensiz Yaşayamam (1979), Ödeşme.

Katıldığı festivaller ve ödülleri

Metin Erksan'ın katıldığı festivaller ve aldığı ödüller de şunlar:

Dokuz Dağın Efesi: 1. Türk Filmleri Festivali, Jüri Özel Ödülü 1959.

Gecelerin Ötesi: 2. Türk Filmleri Festivali, En Başarılı Senaryo Ödülü 1959.

Sinema Dergisi, En Başarılı Yönetmen Ödülü 1959, Sinema Dergisi, En İyi Film Ödülü 1959.

Türk Filmleri Yarışması, Metin Erksan, En İyi Senaryo Ödülü. 1961.

Türk Filmleri Yarışması, Kadir Savun, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü. 1961.

Yılanların Öcü: Sinema Yazarları, 1961/1962 döneminin En Başarılı Yönetmen Ödülü 1962.

Tunus Kartaca Film Festivali'nde Şeref Madalyası Ödülü 1966.

Susuz Yaz: Berlin Film Festivali Altın Ayı (Uluslararası Arenada İlk Ödül Alan Türk Filmi) 1964.

Acı Hayat: Sinema Yazarlarınca Yılın Filmi Ödülü 1964.

Suçlular Aramızda: 2. İzmir Film Şenliğinde En İyi Yönetmen Ödülü 1965.

Milano Film Festivali'nde En İyi Sosyal İçerikli Film Ödülü 1965.

Kuyu: 1. Adana Film Şenliğinde En Başarılı Film Ödülü 1969.

1. Adana Film Şenliğinde En Başarılı Yönetmen Ödülü 1969.

3. Ankara Film Festivalinde Emek Ödülü 1990.

[h=1]Yeniden çevrilecek ilk Türk filmi[/h][h=2]Başrolünde Belçim Bilgin ve Mehmet Günsür’ün oynadığı “Aşk Tesadüfleri Sever” filmi bir ilke imza atmaya hazırlanıyor.[/h]Romanyalı Media Pro şirketi, “Aşk Tesadüfleri Sever” filminin yapım haklarını satın aldı. Film, hikâyenin aslına sadık kalınarak yeniden çekilecek.

Ömer Faruk Sorak, başrolünde Belçim Bilgin ve Mehmet Günsür’ü oynattığı “Aşk Tesadüfleri Sever” filmi ile bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Sorak’ın yapım haklarını yurtdışına sattığı film, bir Amerikan-İngiliz hikâyesine dönüştürülecek ve böylece dünyada yeniden çevrimi yapılan ilk Türk filmi olacak.

Böcek Yapım’ın sahibi Sorak, filmin yapım haklarını iki yıldır görüşme halinde olduğu Romanyalı Media Pro şirketine sattığını açıkladı: “Bir ön ödeme yaparak ‘Aşk Tesadüfleri Sever’in haklarını aldılar. Önümüzdeki günlerde de ilk protokol anlaşması için Londra’da görüşmeler yapılacak.” Oyuncu seçimi ve hikâye adaptasyonunda Böcek Yapım’ın onayının alınacağını belirten Sorak, ayrıca Media Pro şirketiyle farklı projeler için de görüştüklerini, Avrupa ve Türkiye’de ortak işlere imza atacaklarını söyledi.

Sinan Çetin, Yeşim Sezgin, Serdar Akar ve Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmen koltuğuna oturduğu 4 ayrı film birden Çanakkale Savaşları'nı anlatıyor.

 

 

Daha önce tiyatro oyunu, çizgi film ve belgesel olarak izleyicilerin beğenisine sunulan Çanakkale Savaşları, bu kez farklı hikayelerden yola çıkılarak izleyiciye sunulacak.

 

 

İki farklı cephede yaşanan trajediyi ve birbirinden farklı savaş hikayelerini konu alan filmler, oyuncu kadroları ve dev bütçeleriyle de dikkati çekiyor.

 

ÇANAKKALE 1915

''Çılgın Türkler'', ''Diriliş'' ve ''Cumhuriyet'' kitaplarının yazarı Turgut Özakman'ın kaleminden beyaz perdeye aktarılan Türk milletinin diriliş hikayesinin anlatıldığı ''Çanakkale 1915'' filminin yönetmen koltuğunda, Yeşim Sezgin oturuyor.

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Gürpınar beldesinde çekilen film, Balkan Savaşı'nda hezimete uğrayan bir milletin silkinerek ayağa kalkışının, dirilişinin hikayesini konu alıyor. Bigalı Mehmet Çavuş'un, Seyit Onbaşı'nın, Mustafa Kemal Paşa'nın ve daha birçok isimsiz kahramanın hikayelerinin beyaz perdeye taşındığı film için 2 binin üzerinde asker kostümü dikilirken, köylü, şehirli ve meslek gruplarına ait binlerce kostüm hazırlandı.

 

Savaş sahnelerinin canlandırılması için yüzlerce metre uzunluğunda siperlerin kazıldığı filmdeki savaş sahneleri için 500 kişilik yardımcı oyuncu kadrosu askeri eğitim aldı.

 

Film için 3 yüksek rütbeli subaydan danışmanlık alınırken, döneme ait silah, tüfek ve topların yanı sıra bazı özel topların mekanizması inşa edildi. Çekimlerinin tamamı Çanakkale ve civarında gerçekleşen film için savaş dönemine ait hastane, komuta ve Kızılay merkezleri gibi mekanlar oluşturulurken, birçok köy ve kasaba sahnesi için de civar köylerde mekan giydirme çalışmaları yapıldı.

 

 

Nusrat Mayın Gemisi'nin birebir aynısının kullanıldığı çekimler için, özel mayınlar yapıldı. Savaş sahnelerinde gerçekçi patlama sahneleri için görsel efekt ekibi filme özel ekipmanlar imal etti.

 

 

Birçok animasyon, su altı kamerası, helikopter çekimlerinin de yer aldığı filmin deniz savaşları bölümü için 20 kişilik animasyon ekibi çalışmalara başladı.

 

 

Yetkin Dikinciler, Şevket Çoruh, Barış Çakmak, Serkan Ercan, Rıza Akın ve Bülent Alkış gibi oyuncuların rol aldığı film, 18 Ekim'de yurt içi ve dışında toplamda 300'ün üzerinde kopya ile sinema izleyicileriyle buluşacak.

 

http://video.haberturk.com/sinema/video/canakkale-1915-fragmani/64962

 

ÇANAKKALE ÇOCUKLARI

 

 

Sinan Çetin'in ''En çok izlenen filmim olacak'' dediği 5 milyon TL bütçeli ''Çanakkale Çocukları'' filmi, Çanakkale Savaşları sırasında, iki farklı cephede yaşanan ortak trajediyi anlatıyor.

 

 

 

 

Filmin baş rollerinde Yavuz Bingöl, Haluk Bilginer, Oktay Kaynarca, Wilma Elles, Sinan Çetin'in eşi Rebecca Haas ile oğulları Orfeo ve James de rol alıyor.

 

 

Kardeşlik teması ve savaşın gereksizliği üzerinde durulan film, iki ayrı cephede iki düşman kardeşin karşı karşıya gelmesini konu ediyor. Evlatlarını kaybetmek istemeyen annelere yönelik mesajlar içeren filmde, Sinan Çetin'in çocukları, Orfeo (Osman) ile Cemo'yu (James) canlandırıyor.

 

 

Çanakkale Savaşı'nı çok farklı bir bakış açısıyla ve izleyicinin içine işleyecek dramatik kurguyla ele alan Sinan Çetin'in yeni filmi, bu yılın en iddialı yapımları arasında yerini alacak.

 

 

Büyük bir bölümü Çatalça Durusu'da kurulan 1500 metrekarelik sette çekilen ve Çetin'in üç yıldır üzerinde çalıştığı film, 28 Eylül'de vizyona girecek.

http://video.haberturk.com/sinema/video/canakkale-cocuklari-fragman/64968

 

ÇANAKKALE İÇİNDE

Çanakkale Savaşları ile ilgili beyaz perdeye aktarılacak iddialı yapımlardan biri de dünyaca ünlü Avustralya asıllı ABD'li aktör Mel Gibson'un bir İngiliz subayını canlandıracağı ''Çanakkale İçinde'' filmi olacak.

 

 

Genel yönetmenliğini ''Gemide'', ''Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'', ''Maruf'', ''Barda'', ''Kurtlar Vadisi Irak'', ''Gecenin Kanatları'' filmleriyle tanınan başarılı yönetmen Serdar Akar'ın yapacağı ve 10-15 milyon dolara mal olması beklenen filmin çalışmaları sürüyor.

 

 

Çekimler, Milli Park olması nedeniyle Gelibolu Yarımadası'nda yapılmayacak. Çekimler Gelibolu Yarımadası'ndaki araziyle benzerlik gösteren Çanakkale'ye yakın bir bölgede gerçekleştirilecek.

 

 

Savaşın bütün dehşetiyle beyaz perdeye yansıtılacağı filmde ayrıca, cephenin her iki yanından insan hikayeleri anlatılacak.

 

 

2013 yılında vizyona girmesi planlanan filmde, gerçeği yansıtmak amacıyla Anzak askerlerini, Avustralyalı veya Yeni Zelandalı oyuncular canlandıracak.

 

 

 

57. ALAY

''Beyaz Melek'', ''Güneşi Gördüm'', ''New York'ta Beş Minare'' filmlerinin yönetmeni Mahsun Kırmızıgül, bu kez Çanakkale Savaşları ile ilgili çekeceği filmin yönetmen koltuğuna oturacak.

 

 

Kırmızıgül'ün yaklaşık bir yıl üzerinde çalıştıktan sonra hazırlıklarını tamamladığı ''57. Alay'' filminin oyuncu kadrosu henüz kesinleşmedi. 20 milyon dolara mal olması beklenen filmin çekimleri Avustralya'nın Melbourne kenti ile Gelibolu'da yapılacak.

 

 

Yaklaşık 2 bin figüranın rol alacağı film 18 Mart 2013 tarihinde sinema severlerle buluşacak.

[h=1]http://im.haberturk.com/2012/08/11/767089_detay.jpg?1344669802

ALF sinemaya uyarlanıyor![/h][h=2]Sony Pictures Animation stüdyosu, 90'ların efsane TV dizisi "ALF"i beyazperdeye taşıyor[/h]Sony Pictures Animation stüdyosu yakın zaman önce seyrettiğimiz "Şirinler" ("The Smurfs") filminin yapımcısı Jordan Kerner ile TV dizisi "ALF"i beyazperdeye taşımak için anlaştı.

 

 

Beyazperde.com'un haberine göre, Jordan Kerner sinema uyarlamasında orijinal dizi serisinin yaratıcıları ve ALF'e sesiyle hayat veren Paul Fusco ve Tom Patchett ile ortak çalışacak.

 

 

1986-1990 yılları arasında 4 sezon ve 102 bölüm süren ALF, Tanner Ailesi'nin hayatına garajlarına uzaydan inen bir yaşam formunun girmesiyle başlıyordu. Daha sonra ALF ismini alan bu uzaylının komik maceraları ülkemizde de gösterilmiş ve oldukça popüler olmuştu.

 

 

Projenin yönetmen ve senarist arayışları ise devam ediyor.

 

---------

 

[h=1]“The Shining”in devamı geliyor[/h][h=2]Stephen King’in, ünlü romanı “The Shining” için bir devam hikayesi yazmaya koyulduğu haberi gelince Warner Bros. ekibi de romandan uyarlanan ünlü filmin ikincisini çekmek için planlar yapmaya başladı.[/h]Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa daWarner Bros.’un “Shutter Island” filminin senaristi ve “Avatar”ın prodüktörü Laeta Kalogridis ile anlaşarak, 1980 tarihli Stanley Kubrick filmi “The Shining”in devam filmi için senaryo çalışmalarına başladığı biliniyor.

[h=1]Toronto Film Festivali'nde 4 Türk imzası![/h][h=2]6-16 Eylül tarihlerinde yapılacak 37.Toronto Film Festivali'nde bu yıl Pelin Esmer’in yönetmenliğini üstlendiği Gözetleme Kulesi filminin dünya prömiyeri yapılacak[/h]6-16 Eylül tarihlerinde yapılacak 37.Toronto Film Festivali'nin programının tamamına yakını açıklandı. Festivalde bu yıl, Pelin Esmer’in yönetmenliğini üstlendiği Gözetleme Kulesi filminin dünya prömiyeri yapılacak.

Festivalde ayrıca Bahman Ghobadi'nin yönettiği, BKM ortak yapımı, Yılmaz Erdoğan, Monica Bellucci ve Beren Saat'in oynadığı Gergedan Mevsimi'nin ve Saadet Işıl Aksoy'un Emile Hirsch ve Penelope Cruz'la beraber rol aldığı İtalyan filmi Twice Born'un dünya prömiyerleri yapılacak.

Bu yıl Cannes Film Festivali'nde özel ödül alan, Aida Begic'in yönettiği Türk ortak yapımı Children of Sarajevo da Toronto Film Festivali'nde gösterimi yapılacak filmler arasında yer alıyor.

PELİN ESMER'DEN GÖZETLEME KULESİ

Gözetleme Kulesi “Contemporary World Cinema” bölümünde gösterilecek. Pelin Esmer’in bundan önceki filmi 11’e 10 Kala da 2010 yılında Toronto Film Festivali’nin “Kentten Kente” bölümünde yer almıştı.

Gözetleme Kulesi Toronto Film Festivali’nin ardından Türkiye prömiyerini, 17-23 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek, 19. Adana Altın Koza Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yapacak.

http://im.haberturk.com/2012/08/15/768291_71e2102e49c398dad8ff6a14001b1390.jpg?1345118069

Filmde yangın gözetleme kulesine bekçi olarak sığınan Nihat’la, otobüslerde hostes olarak çalışıp, Tosya’da küçük bir otogara sığınan Seher’in suçluluk duygularına karşı kendi kendilerine verdikleri savaşı artık birbirlerinin şahitliği altında yapmak zorunda kalışları konu ediliyor. Başrollerinde Olgun Şimşek ve Nilay Erdönmez’in yer aldığı filmde onlara Menderes Samancılar, Kadir Çermik, Laçin Ceylan, Rıza Akın, Mehmet Bozdoğan ve Mehmet Mola diğer rollerde eşlik ediyorlar.

http://im.haberturk.com/2012/08/15/768291_e54e184db37650f33bfefcf87480f8dc.jpg?1345118069

 

Çekimleri geçtiğimiz sonbaharda Kastomunu’nun Tosya, Şenpazar ve Cide ilçelerinde gerçekleştirilen Gözetleme Kulesi; T.C. Kültür Bakanlığı, Eurimages, TRT, CNC (Fransa), Medienboard (Almanya) ve Ford’un katkılarıyla gerçekleştirildi.

Gözetleme Kulesi Kasım 2012’de Tiglon dağıtımıyla vizyona girecek.

TORONTO'DA BU YIL

Bu yıl 37. si düzenlenecek ve 10 gün devam edecek olan festival, Rion Johnson'ın yönetmenliğini yaptığı "Looper" filmiyle açılışını yapacak ve yİngiliz yazar ve yönetmen Paul Andrew Williams'ın filmi "Song for Marion"un dünya prömiyeriyle son bulacak.

38 filmin dünya prömiyeri yapacağı festivalde, 20 Gala gösterimi ve 70 de özel gösterimler olacak.

Festival boyunca prömiyeri yapılacak 38 film arasında, Ben Affleck'in "Argo"; Robert Redford'un "The Company You Keep"; ve Tom Twyker ile Wachowski kardeşlerin birlikte çektikleri "Cloud Atlas" filmleri de yer alıyor.

Festivalde ayrıca, Ryan Gosling, Tom Hanks ve Robert De Niro'nun başrolünü oynadığı filmler öne çıkıyor. Ayrıca yönetmen olarak yaptığı çıkışıyla, Dustin Hoffman'in filmi de festivalde adından söz ettiriyor.

Tommy Lee Jones'un başrolünü oynadığı ve İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Amerika'nın Japonya işgalini konu alan tarihi film "Emperor"ve Kendini bir vesayet savaşının ortasında bulan 7 yaşındaki bir çocuğun etrafında dönen aile dramını beyazperdeye yansıtan film "What Maisie Knew" da dünya prömiyerlerini Toronto'da yapacak.

Ünlü oyuncu Terence Stamp'in aksi bir ihtiyar rolünü, Vanessa Redgrave'in de ihtiyarın karısını oynadığı "Song for Marion" filminde müziğin gücü sıcacık bir hikâyeyle beyazperdeye yansıyor.

Michael Jackson'ın ünlü albümü "Bad"in çıkışının 25. yılı adına çekilen belgesel film "Bad 25" de Toronto Film Festivali'nde sinemaseverlerle buluşacak.

Festival ayrıca, Oscar'da En İyi Film ödüllerini alan "Slumdog Millionaire" (Milyoner) ile "The King's Speech" (Zoraki Kral) gibi başarılı birçok filmi de kapsıyor.

İlk kez 1979 düzenlenen Toronto Film Festivali, Cannes ve Sundance gibi dünyanın en prestijli film festivalleri arasında sayılıyor.

[h=1]Küçük Osman Türkiye'nin Harry Potter'ı olacak[/h]Türkiye’nin ilk fantastik çocuk filmi “Hititya: Madalyonun Sırrı”nın çekimleri Kapadokya’da başladı. Yönetmenliğini Alman Verena S. Freytag’ın yaptığı filmde, 'Kurtlar Vadisi'nin Memati'si Gürkan Uygun ile 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinin Küçük Osman’ı Emir Berke Zincidi başrolleri paylaşıyor.

Hititya adlı fantastik bir dünyada annelerini bulmaya çalışan 3 kardeşin maceralarını konu alan film, Türk ve Alman oyuncuları bir araya getiriyor. Kapadokya bölgesinin plato olarak kullanıldığı filmin başrollerinde Almanya’nın en ünlü oyuncularından Bruno Eyron ve 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde ünlenen çocuk oyuncu Emir Berke Zincidi yer alacak. 7 milyon TL bütçeli filmde; Türkiye’de ve yurt dışında beğeniyle takip edilen Serra Yılmaz, Gürkan Uygun, Avni Yalçın, Uğurkan Erez, Okan Yalabık, Mete Horozoğlu, Engin Akyürek gibi isimler de rol alıyor. Yönetmenliğini Almanya’nın ünlü yönetmeni Verena S. Freytag’ın yapacağı filmin uygulamalı yapımcılığını 'Propaganda' ve 'Ulak' isimli sinema filmlerinin yanı sıra 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisine imza atan Cengiz Deveci gerçekleştiriyor.

Filmin minik yıldızı Emir Berke Zincidi ise, Türkiye’nin yeni çocuk kahramanı olacağı için çok heyecanlı olduğunu belirterek, “Çok güçlü bir kahraman olacağım. Hatta Harry Potter’den biraz daha güçlü olacak” dedi. Minik yıldız, 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisindeki rol arkadaşlarına da selam yollayarak onları çok özlediğini söyledi.

Filmde; arkeolog bir baba (Bruno Eyron) ve Asya adında özel güçlere sahip bir annenin çocukları olan Alaz (Emir Berke Zincidi), Nehir (Nehir Çağla) ve Yaman'ın (Egemen Zincidi) öldüğüne inanmadıkları annelerini ararken Hititya adlı paralel bir evrene geçmelerini ve bu evrende sahip oldukları özel güçlere kavuşmalarının hikayesi anlatılıyor. Filmde Kötülükler Dünyası’nın efendisi Zebab (Gürkan Uygun), çocukların annelerini kurtarmaması ve kehanetin gerçekleştirilememesi için elinden geleni yapıyor

Küçük Osman Türkiye'nin Harry Potter'ı olacak

 

Türkiye’nin ilk fantastik çocuk filmi “Hititya: Madalyonun Sırrı”nın çekimleri Kapadokya’da başladı. Yönetmenliğini Alman Verena S. Freytag’ın yaptığı filmde, 'Kurtlar Vadisi'nin Memati'si Gürkan Uygun ile 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinin Küçük Osman’ı Emir Berke Zincidi başrolleri paylaşıyor.

Hititya adlı fantastik bir dünyada annelerini bulmaya çalışan 3 kardeşin maceralarını konu alan film, Türk ve Alman oyuncuları bir araya getiriyor. Kapadokya bölgesinin plato olarak kullanıldığı filmin başrollerinde Almanya’nın en ünlü oyuncularından Bruno Eyron ve 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinde ünlenen çocuk oyuncu Emir Berke Zincidi yer alacak. 7 milyon TL bütçeli filmde; Türkiye’de ve yurt dışında beğeniyle takip edilen Serra Yılmaz, Gürkan Uygun, Avni Yalçın, Uğurkan Erez, Okan Yalabık, Mete Horozoğlu, Engin Akyürek gibi isimler de rol alıyor. Yönetmenliğini Almanya’nın ünlü yönetmeni Verena S. Freytag’ın yapacağı filmin uygulamalı yapımcılığını 'Propaganda' ve 'Ulak' isimli sinema filmlerinin yanı sıra 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisine imza atan Cengiz Deveci gerçekleştiriyor.

Filmin minik yıldızı Emir Berke Zincidi ise, Türkiye’nin yeni çocuk kahramanı olacağı için çok heyecanlı olduğunu belirterek, “Çok güçlü bir kahraman olacağım. Hatta Harry Potter’den biraz daha güçlü olacak” dedi. Minik yıldız, 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisindeki rol arkadaşlarına da selam yollayarak onları çok özlediğini söyledi.

Filmde; arkeolog bir baba (Bruno Eyron) ve Asya adında özel güçlere sahip bir annenin çocukları olan Alaz (Emir Berke Zincidi), Nehir (Nehir Çağla) ve Yaman'ın (Egemen Zincidi) öldüğüne inanmadıkları annelerini ararken Hititya adlı paralel bir evrene geçmelerini ve bu evrende sahip oldukları özel güçlere kavuşmalarının hikayesi anlatılıyor. Filmde Kötülükler Dünyası’nın efendisi Zebab (Gürkan Uygun), çocukların annelerini kurtarmaması ve kehanetin gerçekleştirilememesi için elinden geleni yapıyor

 

 

yalnız hayko cepkinin oynadığı çocuk isimli filmde Türkiye’nin ilk fantastik çocuk filmi diye geçiyordu :S bakalım bu nasıl olucak paylaşım için teşekkürler

Tarantino'nun bolca aksiyon ve şiddet içeren yeni filmi

 

Dünyaca ünlü yönetmen Quentin Tarantino'nun yeni filmi 'The Man with the Iron Fists'un fragmanı yayınlandı.

 

Yapımcılığını Quentin Tarantino'nun yaptığı ''The Man with the Iron Fists / Demir Yumruklu Adam"ın konusu şöyle;

Çin'de küçük bir köyde bir demirci ustası, kendisini bir anda hem hayatını hem de köydekileri korumak zorunda olduğu zorlu bir sınavda bulur.

Dövüş sanatlarının bolca kullanıldığı filmin kadrosunda RZA, Russell Crowe, Lucy Liu, Pam Grier ve profesyonel eski dövüşçülerden Dave Batista yer alıyor.

http://videonuz.ensonhaber.com/izle/the-man-with-the-iron-fists-fragman-2

Anna Karenina yeniden beyaz perdede!

 

Tolstoy’un ölümsüz eseri Anna Karenina yeniden sinemaya uyarlanıyor

 

Yönetmenliğini Joe Wright'ın üstlendiği filmi Tolstoy'un ölümsüz romanından bu kez uyarlayan isimse Oscar ödüllü Tom Stoppard. Yönetmen Wright "Kefaret" ve "Aşk ve Gurur"dan sonra bu filmde de yeniden Keira Knightley'i başrole taşıyor.

Anna Karenina rolündeki Kinghtley’e Jude Law ve Aaron Taylor-Johnson gibi isimlerin eşlik ettiği filmin ülkemizdeki vizyon tarihi 4 Ocak 2013...

fragman*

http://video.haberturk.com/sinema/video/anna-karenina-pek-yakinda/65907

 

http://im.haberturk.com/galeri/2012/08/28/416129/911f465dffc8519a453ea0900c78aa9b_k.jpg

http://im.haberturk.com/galeri/2012/08/28/416129/d30256681f7c1e45743950f610a40448_k.jpg

http://im.haberturk.com/galeri/2012/08/28/416129/868beeb384697714f6ca636989474437_k.jpg

http://im.haberturk.com/galeri/2012/08/28/416129/df48be8484f1bd9c04690fa870786528_k.jpg

http://im.haberturk.com/galeri/2012/08/28/416129/249726f5367c7ae6234397fb43821263_k.jpg

Alfın sinema filmi çıkması güzel olucak rahmetli Müşfik Kenter olmadan nasıl olucağınıda görücez seslendirmenin

Daniel Craig iki Bond filmi daha çekecek

 

Daniel Craig, iki yeni filmde daha James Bond karakterini canlandırmak için yapımcılarla geçen hafta anlaşma yaptı

 

Daily Mail'in haberine göre, 44 yaşındaki aktör, iki film için toplam 20 milyon sterlin (yaklaşık 60 milyon lira) alacak.

Craig, daha önce 'Quantum of Solace', 'Casino Royal' ve 26 Ekim'de İngiltere'de vizyona girecek, bazı sahneleri Türkiye'de çekilen 'Skyfall' filmlerinde Bond karakterini canlandırmıştı.

"EN İYİ BOND"

 

1973'ten 1985'e kadar yedi kez James Bond'u oynayan İngiliz aktör Sir Roger Moore, "Daniel Craig bugüne kadarki en iyi Bond. Harika bir aktör ve en iyi Bond vücut yapısına sahip" diye Craig'e övgüler yağdırmıştı. İlk sarışın Bond olan Craig ise "Fit kalmak zorundayım" demişti.

22 Bond filmi bugüne kadar dünya çapında 3.3 milyar sterlinden (yaklaşık 10 milyar lira) fazla gişe yaptı.

 

---------

 

Türk yönetmenin büyük başarısı

 

Ali Aydın’ın "Küf" filmi, Venedik Film Festivali'nde Geleceğin Aslan'ı ödülünü aldı.

 

Bu yıl 69'uncusu düzenlenen Venedik Film Festivali'nin genç yönetmenlerin ilk filmlerine verilen "Genç Aslan" ödülüne bir Türk film layık görüldü.

Yapımcılığını Sevilay Demirci'nin, görüntü yönetmenliğini ise Murat Tuncel'in üstlendiği "Küf", 18 yıldır kayıp olan oğlunu aramaktan vazgeçmeyen demiryolları bekçisi Basri'nin yalnızlaşma sürecini anlatıyor.

 

İki yıl önce Seren Yüce’nin aynı dalda ‘Çoğunluk’ ile ‘Genç Aslan’ ödülünü kazandığını hatırlatan Ali Aydın, filmin temasını ‘Cumartesi Anneleri’nden esinlendiğini belirterek “Kayıp gençler, çilekeş anneler, yitirilen evlatlar. Buralardan yola çıkarak etkili bir kadro ile kafamdaki bu trajediyi yazdım. Oyuncular Erdal Kesal, Muhammet Uzuner ve Tansu Biçer üçlüsü bu başarının mimarlarıdır” dedi. Venedik’te ödül alan en küçük bütçeli film olarak da dikkat çeken ‘Küf’ 600 bin liraya mal oldu. Ali Aydın ‘Küf’ün Antalya’dan sonra İzlanda’da Reykjavik Film Festivali’ne de katılacağını açıkladı.

‘MERHAMET’SİZ KAPİTALİZM

 

Festivalde ‘Altın Aslan’ ödülünü ‘Pieta’ (Merhamet) adlı filmi ile kazanan Güney Koreli yönetmen Kim Ki-duk ise “Bu filmim kapitalizmin toplumları nasıl çökerttiğini anlatıyor” dedi. Dünyanın her yerinde paranın artık ön plana çıktığını hatırlatan ödüllü yönetmen “Bu dünyada paran yoksa ezilmeye, yıkılmaya mahkûmsun. Dünyanın her yerinde tefecilik aldı başını gidiyor. Ben sadece Seul’de bir kenar mahallede yaşananları anlattım. Bu herhangi bir ülkede de böyle” diye konuştu. Kim Ki-duk ödülünü aldıktan sonra teşekkür konuşması yerine ülkesinin resmi olmayan ulusal marşı ‘Arirag’ı seslendirerek büyük alkış aldı.

Wolverine yeniden beyazperdede!

 

X-Men evrenin en asi karakteri Wolverine yeniden beyazperdeye geliyor

 

Hugh Jackman ve Will Yun Lee’nin başrolünde yer aldığı, yeni 'The Wolverine’ 2013 yılında sevenleriyle buluşuyor.

“The Wolverine’’de, aykırı bir tip olan, ezeli savaşçı Logan’ı Japonya’da görüyoruz . Burada samuray çeliği, adamantium alaşımlı pençe ile birleşecek ve Logan, kendisini ömür boyu değiştirecek efsanevi bir dövüşte geçmişinden gelen gizemli bir kişi ile karşı karşıya gelecektir.

Önceki filmlerden farklı bir evrene sahip yapımın yönetmenliğini ‘Identity’, ‘Walk the Line’ , ‘3:10 to Yuma’, “Girl, Interrupted” gibi filmleriyle tanınan James Mangold üstleniyor.

http://im.haberturk.com/2012/09/26/779839_detay.jpg?1348649167

Ridley Scott'un heyecan yaratan filminin Blu-ray versiyonu dolu dolu bir içerik sunacak.

 

Ridley Scott’ın son filmi Prometheus’un Blu-Ray versiyonu Twentieth Century Fox tarafından resmen duyuruldu. Başrollerinde Charlize Theron ve Michael Fassbender’ın bulunduğu bilim-kurgu, gerilim türündeki film 3D Blu-ray, Blu-ray ve DVD formatında 9 Ekim’de ABD’de piyasaya sürülecek.

Esas dikkat çekici olansa 4 diskten oluşan ve toplamda 7 saatlik içerik sunacak olan 3D bir koleksiyon versiyonun olması. Bu versiyonda 3D Blu-Ray ve Blu-ray formatında filmin dijital kopyasını bulunurken diğer diskler ekstra içerik sunuyor. Bunlar arasında silinmiş/alternatif sahneler, yönetmen yorumları, alternatif açılış/kapanış, ekran testleri, yapım belgeseli gibi bir çok seçenek sunuluyor. Ayrıca iPad için ikinci ekran uygulaması ile aynı anda Peter Weyland’ın arşivlerine giriş yapılabiliyor.

Ekim 1, 2012 aliipek tarafından düzenlendi
renk

Sonbaharda sinema şöleni yaşanacak

 

Sıcak yaz günlerinin ve festivallerin geride kalmasıyla sinemaseverler için büyük ekranlarda patlamış mısır eşliğinde sinema keyfi günleri de başlıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

http://i.milliyet.com.tr/GaleriHaber/2012/10/02/fft20_mf2679163.Jpeg

 

”Paranormal Activity 4” dünyanın dört yanında fırtınalar koparan ve kendisine has hayran kitlesiyle gişesini katlayan serinin dördüncü filminin yönetmenliğini Ariel Schulman ve Henry Joost üstleniyor. Gerilimin dozunun yüksek olduğu filmde Kaite ve Hunter’ın ikinci filmden sonra başladığı yeni hayata gidiyoruz. Olayların şokunu henüz üzerlerinden atamayan ikili yeni bir eve taşınıp temiz bir sayfa açmayı diliyor. Ancak lanetli geçmişleri burada da peşlerini bırakmıyor. Kaite ve Hunter’ı ziyaret eden yeni komşuları da bu evde yaşanan kimi gerçeküstü olaylardan nasiplerini almaya başlıyor. 19 Ekim’de gösterilecek filmin başrollerini Katie Featherston ve Dianna Agron paylaşırken, senaryo Zack Estrin’a ait.

[h=1]İşte yeni Iron Man zırhı[/h]

[h=1]Ölüm Oruçlarını Anlatan 'Açlığa Doymak' 7 Aralık'ta Vizyonda[/h][h=2]Ölüm oruçlarının anlatıldığı 'Açlığa Doymak' filminin fragmanı ilk olarak sosyal medyada yayımlandı.[/h]Ölüm oruçlarının anlatıldığı 'Açlığa Doymak' filminin fragmanı ilk olarak sosyal medyada yayımlandı. Filmin yapımcı ve yönetmeni Zübeyr Şaşmaz, ölüm oruçlarını, havlet ve güzellik konularını ortak bir yapı içinde beyaz perdeye aktarıyor.

Açlığa Doymak, birbirlerinden farklı dünyalarda yaşayan 3 insanın sıradan hayatlarının, ölümü dileyecek kadar büyük bir azaba dönüşmesini anlatıyor. Açlığa Doymak, "Ruhsal bir azap bedensel bir acıyla yenilebilir mi? İnsan en temel ihtiyacı olan yeme içme arzusunu bir amaç uğruna kesebilir mi?" sorusuna cevap arıyor.

Yapımcılığını ve yönetmenliği Zübeyr Şaşmaz yaptığı "Açlığa Doymak" filminin merakla beklenen fragmanı da görücüye çıktı. İlk olarak sosyal medyada paylaşılan fragmanı izleyenler; olumlu yorumlarda bulundu. Türkiye'nin en başarılı oyuncularının yer aldığı 'Açlığa Doymak'ta, Mete Horozoğlu, Hazar Ergüçlü, Didem Balçın, Ali Sürmeli, Uğur Çınar, Hakan Boyav, Musa Uzunlar, Serkan Ercan gibi oyuncular performanslarıyla göz dolduruyorlar.

Açlığa Doymak, uzun bir araştırma sonrasında 5 haftalık bir sürede, İstanbul'un Taksim, Galata, Balat, Fatih gibi farklı Semtlerde otuzdan farklı mekanda çekildi. Film 7 Aralık'ta Türkiye'de vizyona girecek.

 

Aktör Tom Cruise'un, eski bir askeri polisi canlandırdığı ''Jack Reacher'' filminin fragmanı yayınlandı.

İzleyicilerin merakla beklediği aksiyon filminin konusu şöyle: ''Beş kişi usta bir nişancı tarafından sadece altı el ateş edilerek öldürülür ve tüm deliller gözaltındaki şüpheliyi göstermektedir. Sorgulamada şüphelinin söylediği tek bir şey vardır; 'Jack Reacher'ı bulun'. Böylelikle gerçeği bulmak adına Jack Reacher'ı, şiddet konusunda yetenekli ve saklayacak bir sırrı olan beklenmedik bir düşmanla karşı karşıya getiren sıra dışı bir kovalamaca başlar.''

The New York Times'ın çok satanlar listesinde yer alan yazar Lee Child'ın romanından beyaz perdeye uyarlanan ''Jack Reacher'', 21 Aralık'ta izleyiciyle buluşacak.

[h=1]2. Roma Türk Film Festivali başladı[/h][h=2]İtalya'nın başkenti Roma'da, 2. Roma Türk Filmleri Festivali yapılan açılış töreniyle başladı[/h]Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde, AB Bakanlığı ve Roma Büyükelçiliği'nin desteğinde gerçekleştirilen Roma Türk Filmleri Festivali'nin ikincisi, dün akşam yapılan kırmızı halı ve açılış töreniyle resmen başlamış oldu.

Gecede, İtalya ve Türkiye'den iş, sanat, siyaset dünyasından pek çok ünlü isim bir araya gelirken, kırmızı halıya çıkan ünlüler büyük ilgi gördü. Nuri Bilge Ceylan, Serra Yılmaz, Nurgül Yeşilçay, Ata Demirer, Ferzan Özpetek ve son filmi Şahane Misafir'de rol alan oyuncular gibi pek çok ünlü isim kırmızı halıda boy gösterdi.

"Anneciğim Türkler geliyor ama filmleriyle" sloganıyla düzenlenen festivalin açılış gecesinde, festivalin bu yılki özel ödülünü almaya hak kazanan yönetmen Nuri Bilge Ceylan'a ödülünü, AB Bakanı Bağış ve Festival Onursal Başkanı Özpetek takdim etti.

http://im.haberturk.com/2012/10/19/786757_9ac04d2cd40cec0c58d8a2e759ea1300.jpg?1350647574

Açılış gecesi olması sebebiyle bir konuşma yapan Bağış, eskiden Türkiye'de devlet yetkililerinin bazı sorunları gözardı ettiğini, bu toplumsal sorunları beyaz perdeye taşıyan yönetmenlerin daha sonraları problem yaşadıklarını anımsatarak, "Toplumsal sorunları, yönetmenler kendi filmlerinde işledikleri zaman devletle aralarına duvarlar örülürdü. Ve acıdır, Türkiye'de yasaklı filmler, yasaklı oyuncular, yasaklı yönetmenler vardı. Çok şükür o günler geride kaldı. Türkiye, AB yolunda ilerlerken, reformlarını gerçekleştirirken, kendiyle de barışmaya başladı" dedi.

 

Bağış, Türkiye'nin artık o toplumsal sorunları sahneye yansıtan yönetmenleriyle bir araya gelmekten, onları devletin üst düzey makamlarında, festivallerde ağırlamaktan gurur duyduklarını dile getirdi.

 

"Bunları söylerken Türkiye'de her şey mükemmel gibi bir iddiam da yok ama bu dünyada da mükemmel bir ülke yok. Ama en azından artık diyaloğumuz var" diyen Bağış, sözlerini şöyle sonlandırdı:

http://im.haberturk.com/2012/10/19/786757_ae2d5fa10fc679ac04bcc8555caf338d.jpg?1350647574

"Her şeyi rahatlıkla konuşup, kendi sorunlarımızla, kendi geçmişimizle yüzleşebiliyoruz. Bunda, emeği geçen büyük üstatlara ki, bugün Nuri Bilge Ceylan, Ferzan Özpetek aramızda ve bu film festivaliyle bizleri bir araya getiren festivalin bütün emektarlarına ve onlara destek veren Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ve eşine, hepimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum."

 

 

SERRA YILMAZ

Oyuncu Serra Yılmaz da Türk filmlerinin Roma'da ikinci kez bir festivalle bulunmasının sevindirici olduğunu belirterek, "Daha önce de Türk filmleri vardı ama Türkiye'ye bu kadar ilgi yoktu. Şu anki konjonktür nedeniyle Türkiye'ye de ilgi arttı. Filmlerimize olan ilginin artması sevindirici" diye konuştu.

 

Bir gazetecinin, Türkiye'nin kültür açılımlarını yeterli bulup bulmadığı sorusuna Yılmaz, "Türkiye'nin sinema açısından açılımlarını yeterli bulmuyorum. Çünkü halen, Türkiye'nin bir ulusal sinema merkezi yok. Sinema salonlarına yapılan yardım yok. Dolayısıyla kapanıyorlar. Yapılan filmler oynatılacak yer bulamıyor" ifadelerini kullandı.

 

Bu durumun bir kehanet olmadığını söyleyen sanatçı, "Çünkü bütçeye baktığınızda, Kültür Bakanlığı'nın bütçeden aldığı pay o kadar düşük ki, daha fazla bir şey olması çok zor" dedi.

 

Açılış töreninde sahneye davet edilen Serra Yılmaz, festivalin uzun ömürlü olması temennisini dile getirdi.

ATA DEMİRER

Festivalin bu yıl ilk kez hazırlanan ''Türkler neye gülüyor'' başlıklı mizah bölümünde, filmi Eyvah Eyvah gösterilecek olan oyuncu Ata Demirer de "Tatile geldiğimiz bir yer, ama filmle gelince bir başka yer. Daha önce gelmiştim. Eyvah Eyvah ile gelince daha farklı bir duygu. Çok enteresan bir duygu" dedi.

 

"Merak ediyorum. Tamam mizahın dili bir ama (İtalyan seyircilerin) tepkileri ne olacak merak ediyorum" diyerek heyecanını belirten Demirer, İtalyan sinemasını çok sevdiğini, önemli yönetmenlerin çıktığı böylesine bir ülkeye kendi filmiyle gelmenin kendisi için hem ürkütücü hem de çok sevimli olduğunu söyledi.

 

Festivalin devam etmesi arzusunu ifade eden Demirer, şunları kaydetti:

 

"İnşallah her sene buralara geliriz. Biz gelmesek de arkadaşlarımız gelir. Sinema bence çok birleştirici bir silah. Bir anda tanımadığınız bir ülkenin propagandasıyla karşılaşabiliyorsunuz. İnsanları, bir filmle tanıyabilirsiniz. Gerçi Ferzan Özpetek bunu çok iyi yapıyor. Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz gibi yönetmenler ve filmleri geldi. Bunların hepsi birer renk. Umarım bu renklerin hepsini algılarlar ve güzel bir kültür alışverişi olur."

 

Yeni film projesi olup olmadığı sorulan ünlü komedyen, gelecek yaz film çekmek istediğini, aklında bazı projeler olduğunu ifade ederken, bu filminde İtalya'dan esinlenip esinlenmeyeceği sorusuna, "Yani pasaport kuyruğundaki halimi düşünecek olursak bir esinlenme kaynağı mevcut" yanıtını vererek espri yaptı.

 

NURGÜL YEŞİLÇAY

http://im.haberturk.com/2012/10/19/786757_4772702f7a37e536ef7f3415b37ded92.jpg?1350647574

Kırmızı halıda en çok ilgi gören konuklardan biri olan Nurgül Yeşilçay da festivalle ilgili, "Çok iyi yönetmenlerimiz var ve çok iyi festivallerde, yabancılara çok iyi filmler seyrettiriyorlar. Ferzan da İtalya'da çok tanınan bir insan ve bu festivale ön ayak olması çok önemli. Onun bu işte olması İtalyanların da dikkatini Türk sinemasına çekmeye yarıyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

21 Ekim'e kadar sürecek festivalde İtalya'daki sinemaseverler açılış filmi olarak, Nuri Bilge Ceylan'a 61. Cannes Film Festivali'ne en iyi yönetmen ödülünü kazandıran 3 Maymun filmini izledi.

 

İlk defa 1987 yılında bir defaya mahsus olmak üzere Heidelberg-Mannheim Uluslararası Film Festivali çerçevesinde başlatılan Mannheim Türk Film Festivali 21. kez düzenlendi.

Festivalde Türkiye'den 18 film gösterildi.

Üç filmin de Almanya prömiyeri gerçekleştirildi.

Ayrıca festivalin "Sinema Türkiz" adı verilen bölümünde Türkiye'de son yıllarda yapılmış önemli yapımlar seyircinin beğenisine sunuldu.

Festivalin bu yılki yarışma bölümünde ise Türkiye'den 4 film yer aldı.

En iyi film ödülünü Raşit Çelikezer'in yazıp yönettiği "Can" filmi aldı.

Yönetmen Raşit Çelikezer ödülü filmin küçük oyuncusu Yusuf Berkan Demirbağ ile birlikte aldı.

Bob Marley’in gerçek yaşam öyküsü!

 

Marley isimli film, 20. yüzyılda dünya çapında sevilen, bir ikon haline gelen Bob Marley’in gerçek yaşam öyküsünü konu alıyor.

 

Shangri La Entertainment ve Tuff Gong Pictures’in, Cowboy Films işbirliği ile yapımcılığını gerçekleştirdikleri Marley isimli film, 20. yüzyılda dünya çapında sevilen, bir ikon haline gelen Bob Marley’in gerçek yaşam öyküsünü konu alıyor. Müziği ve tüm dünyaya sevgi için verdiği mesajlarla ikonlaşan Bob Marley’in yaşamı, muhteşem yetenek Kevin Macdonald tarafından sonunda beyazperdeye yansıtıldı. Film de Bob Marley’in dünya müziğinin yanısıra, tüm dünya ya vermek istediği sosyal ve politik mesajlarla nasıl bir dünya ikonu haline geldiğini ve bugüne kadar çok az sayıda müzisyenin bu başarıyı elde ettiği görülebiliyor.

 

Son yıllarda belgesel filmciliğinde ve uzun metrajlı filmlerle dünya çapında adından sıkça sözettiren yeni jenarasyonun büyük yeteneği Kevin Macdonald’ın (Last King of Scotland, Life in A Day, One Day in September) elinin değmesiyle Bob Marley’in tüm dünyayı, müziği ve mesajlarıyla nasıl etkilediği “Marley” isimli belgesel filmde çok net bir şekilde görülebiliyor.

 

Diğer taraftan filmin çekimleri Ghana, japonya, İngiltere ve Bob Marley için büyük önem taşıyan Jamaika ve Amerika’da gerçekleştirildi ve ailesi tarafından, aile arşivi kullanılarak, çekimine izin verilen ilk Bob Marley belgeseli olarakta film tarihine geçti.

 

FİLM HAKKINDA

 

Yarım yüzyıla yakın bir zamandır, Bob Marley, bir müzisyen olarak, bir devrimci olarak ve bir efsane olarak, farklı gruplardan insanları, dünya çapında etkilemeyi başardı. 1981 yılında ki ölümü modern müzik adına ve reggae adına çok büyük bir kayıp oldu. Toplamda piyasaya sürülmüş 17 adet albümünün satışı 2009 verilerine göre 10 milyonu geçti ve hala yılda ortalama 250,000 adet albüm satışı kayıtlarda görülebiliyor.Aynı zamanda Bob Marley ölümünün ardından geçen 31 senede her geçen gün hayran sayısını katlayarak hafızalardan silinmeyen ikonik ve ruhani açıdan da kitlelere hitap edebilen bir müzisyen olmayı başardı.

 

Marley ailesi, oscar ödüllü yönetmen Kevin Macdonald ve Shangri Entertainment işbirliğiyle Bob Marley hakkındaki birçok cevapsız kalan ve merak edilen soruların günışığına çıkmasını sağlıyor.

 

Yönetmen Kevin Macdonald bu filmi çekme isteğini şu sözlerle açıklıyor; “Beni en çok merak ettiren, Bob Marley’in ölümünden 30 yıl sonra bile kitleleri etkileyebiliyor olmasıydı ve bu filmde beyazperdeye taşımaya çalıştığım Bob Marley’in daha kişisel tarafıydı.Bu adam kim, neden bu kadar başarılı oldu, insanlara vermek istediği mesajlar nelerdi... gibi soruların cevaplarını bulmaya çalıştım.”

Bob Marley’in eşi, çocukları, akrabaları, arkadaşları ve kendisini yakından tanıyan meslektaşları Kevin Macdonald’a bütün samimiyetleriyle kalplerini açıp bu projede yardım ettilersede ekibin filmi son haline getirebilmesi epey bir zaman aldı. Macdonald’ın bu projeye dahil olması tam olarak yedi sene önce gerçekleşmiş ve uzun soluklu bir araştırma, ropörtaj ve aile arşivinin değerlendirilmesi sonucunda çekimlere başlanabilmiş.

 

YÖNETMEN HAKKINDA

Kevin MacDonald’ın ilk filmi “One Day in September” 2000 yılında en iyi belgesel dalında Oscar ödülü kazandı. İkinci filmi ise “Touching the Void” ilk gösterimini Telluride 2003 yılında gerçekleştirdi ve BAFTA ödüllerinde en iyi İngiliz filmi ödülüne layık görüldü. İlk uzun metraj denemesi olan “Last King Of Scotland” ile BAFTA ödüllerinde en iyi senaryo ve en iyi İngiliz filmi ödüllerini kazandı. Diğer filmleriyle de (“State of Play”, “The Eagle”, “Life In a Day”) uluslararası alanda büyük başarılara imza attı.

İşte yeni Iron Man zırhı

 

Iron Man için çekimler son hız devam ederken kahramanın yeni hali de ilk kez görüntülendi.

Arka planda kalmış süper kahramanlardan biri olan Iron Man, Robert Downey Jr.'ın performansı sayesinde altın çağını yaşıyor. Kariyeri can çekişen oyuncu, çizgi roman dünyasının tozlu sayfalarında unutulup giden Iron Man'i ve ismini tekrar göklere taşımıştı.

http://www.techno-labs.com/image/index/773/ironman3ar.jpg

Serinin ilk filmi aldığı mühiş övgülerle hatırlanırken, Iron Man 2 fazla yenilik sunmayan sıkıcı bir film olarak izleyicilerin aklında kaldı. Yönetmen değişikliğine giden seri ilk filmin başarısını tekrar yakalamak için her yolu deniyor.

3 Mayıs 2013 tarihinde göserime girecek olan Iron Man 3 bu sefer Captain Amerika'nın kötü versiyonu Iron Patroit'le savaşacak. Kahramanın yeni zırhı bugün yapılan çekimler sayesinde ortaya çıktı.

 

Kaynak : techno-labs

 

bu tipi görünce hep aklıma konserveler geliyor metal kafa