Jump to content

Beyazperde'den Haberler


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Malick, Brad Pitt, Sean Penn... Ve ilk kare

'Badlands', 'Days of Heaven', 'The Thin Red Line' gibi başyapıtların yönetmeni Terrence Malick'in son filmi 'The Tree of Life'tan ilk kareler...

 

 

http://media.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/K%C3%BClt%C3%BCr%20Sanat/Sinema/101203treeoflife1.hlarge.jpg

 

Usta yönetmen Terrence Malick'in son filmi 'The Tree of Life'tan ilk kareler yayınlandı.

 

27 Mayıs 2011'de gösterime girecek filmin başrolünde Sean Penn ve Brad Pitt var.

 

Yeni sezonun en çok merak edilen filmlerinden olan 'The Tree of Life'ın kamera arkasındaki isim Malick'in 'Badlands', 'Days of Heaven', 'The Thin Red Line' gibi başyapıtları filme olan beklentileri daha da artırıyor.

 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25156669/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımı, Boşnak yönetmen Ahmed İmamoviç tarafından beyaz perdeye taşındı. Bu ayın başında Bosna-Hersek'teki sinemalarda gösterime giren ''Belvedere/ Güzel Bakış', izleyicilerden yoğun ilgi görüyor.

BM kontrolü altındaki Srebrenitsa'da 11 Temmuz 1995 tarihinde burada görevli Hollanda askerlerine sığınan Boşnaklardan 8 bin yetişkin erkek ve 14 yaş üstü çocuk, Ratko Mladiç komutasındaki Çetnik birliklerine teslim edildi. Bu sivillerin tamamı kapatıldıkları fabrikalarda ve götürüldükleri ormanlarda katledilirken, geriye acılı anneler, gözü yaşlı kız kardeşler ve kundaktaki bebekler kaldı.

Boşnak aileleri erkeksiz, çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu soykırımın acısı, aradan geçen 15 yıla rağmen hiç dinmedi. Bir zamanlar evlatları ve kocalarıyla yaşadıkları mutlu hayatları ansızın yok edilen ve hayatta yapayalnız kalan Srebrenitsalı annelerin adalet için ve ayakta kalmak için verdikleri mücadele Boşnak yönetmen Ahmed İmamoviç tarafından beyaz perdeye taşındı.

 

 

2002 Avrupa Film Festivalinde en iyi kısa film ödülünü ''10 Minuta'' ile kazanan İmamoviç'in Aralık başında Bosna-Hersek'te izleyiciyle buluşan filmi, seyircinin yoğun ilgisini çekti. İzleyenleri etkileyen, bir o kadar da düşündüren filmde, Srebrenitsa'da Çetnikler tarafından katledilenlerin eşleri ve çocuklarının 15 yıldır dinmeyen acı hikayeleri anlatılıyor.

''Siyah-beyaz'' ve ''renkli'' görüntülerle işlenen film, refah ve bolluk içindeki dünya ile yokluk içinde, yakınlarının kemiklerini arayan çoğu kadın, yalnız ve acılı hayatların yaşam mücadelesini gözler önüne sergiliyor. Adını, katliamdan kurtulanlar için oluşturulan Gorajde kenti yakınlarındaki ''Belvedere'' mülteci kampından alan filmde, günlerini toplu mezarlarda geçiren, kurbanların yerini öğrenmek için çaresiz şekilde ''katillere'' para teklif eden Boşnak kadınların mücadelesi işleniyor.

'TÜM ÖLDÜRÜLENLERDEN DAHA ÖLÜ OLANLARIN HİKAYESİ'

39 yaşındaki genç yönetmen Ahmed İmamoviç, savaş sırasında ülkesinde bulunduğunu, Srebrenitsalı kadınlar için hiçbir şey yapamamanın ezikliğini hep hissettiğini söyledi.

http://media3.ntvmsnbc.com/i/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/K%C3%BClt%C3%BCr%20Sanat/Sinema/101227BELVEDERE2.jpg

''Srebrentsalılara karşı 14 yıl süren bir uyuşukluğumun olduğunu anladım, bunun üzerine bu filmi çekmeye karar verdim'' diyen İmamoviç, ''Onların acılarına saygı duyuyordum, ama bazı şeyleri değiştirmek için hiçbir şey denememiştim. Filmin tüm dünyayı değiştireceğini düşünmüyorum, ama herkes, sadece biz sanatçılar değil, durumun düzeltilmesi için elinden geleni yapmalı'' dedi.

İmamoviç, filminin, çekimlerinin yapıldığı ''Belvedere'' mülteci kampında yaşayanların sorunlarına çözüm yolunda umut ışığı olacağı ümidini dile getirerek, şöyle konuştu:

''Bu anlamda halen zor koşullarda yaşayan mültecilerin hayatında olumlu bir değişiklik yapabilecek, iki-üç kişiyi bile etkileyebilirse çok mutlu olacağım. Filmde, 11 Temmuz 1995 tarihinde yaşanan katliamı işlemedim, ama bu dehşetin sonuçlarını işledim. 15 yıl süren bu ızdırabın katliamdan da daha korkunç olduğunu düşünüyorum. 'Tüm öldürülenlerden daha ölü olanların hikayesi' sloganını sebepsiz seçmedik. Srebrenitsalı kadınların tek bir amacı var, o da öldürülen yakınlarını bulmak, kabre indirmek ve cenazelerinde dua okumak. Yakınlarının cesetlerinin tamamını da bulmak gibi bir umutları yok, yeter ki cenaze için gerekli, bedenden yüzde 70'ini bulabilsinler.''

''Srebrenistsalı kadınların mücadelesine yardımcı olacak kişileri bu filmle etkilemek isterdim, ama yakın zamanda pek bir şeyin değişebileceğini düşünmüyorum, çünkü onlara net mesajlar veriliyor'' diyen İmamoviç, sözlerini şöyle sürdürdü:

'SİZİ KATLETTİK, TEKRAR KATLETECEĞİZ'

''Çünkü bu kadınlar katledilen yakınlarının mezarlarını bulmak için çaldıkları kapılardan, 'Sizi katlettik, tekrar katledeceğiz' yanıtını alıyor. En korkuncu da bu kadınlar, kendi aralarında para toplayıp Çetniklere yakınlarını gömdükleri ikincil, üçüncül toplu mezarların yerlerini söylemeleri için veriyor. Yaşananların bu şekilde algılanması, unutulması aynı dehşetin tekrardan yaşanabileceğinin bir göstergesidir.''

Siyah-beyaz ve renkli çekilen filmde işlenen zıtlıklar da dikkati çekiyor. Srebrenitsa annelerinin mücadelesinin siyah-beyaz şekilde işlendiği filmde, Srebrenitsalı bir annenin çocuğunun ''vurdumduymaz'' tavrıyla Belgrad'daki ''Biri Bizi Gözetliyor'' tarzı eğlence programına katılması ise renkli işleniyor.

İmamoviç, filmin baş karakterinden Ado'nun katıldığı reality show ve oradaki ''rahat hayat'' görüntüleriyle ''zıtlık etkisi'' yaratarak daha belirgin mesajlar vermeye çalıştığını ve soykırım gibi büyük bir acının nasıl hafızalardan silinmeye başlandığını göstermek istediğini ifade ederek, ''Bazı gençler maalesef yanlış hayat ölçülerine sahipler. Medyanın büyük atağı ve küreselleşme, genç insanlara pek bir olanak sağlamıyor. Gerçek değerlerin takdir edilmediği bir zamanda yaşıyoruz. Gençler için eğitim, bilgi bile önem taşımıyor, çünkü yanlış hayat parametreleri var'' diye konuştu.

Türkiye'nin Bosna-Hersek'in en zor döneminde yanında olan dost bir ülke olduğunu, ancak Bosnalıların bazen Türkiye'nin büyük dostane yaklaşımını unuttuklarını vurgulayan İmamoviç, ''Belvedere'nin Türkiye'de de vizyona girmesinin anlamlı olacağını'' söyledi.

Ahmed İmamoviç, ''Bu film, sağduyulu, iyi niyetli insanların filmi. Bu insanlar, Türkiye'den, Rusya'dan veya Sırbistan'dan da olabilir, bunun önemi yok. Her normal insan buradaki yaşananlarla özdeşleşmeli, sanatın temeli de bu. Hepimizin başına böyle dehşetler gelebilir düşüncesiyle filmde hikayesi anlatılanlarla özdeşleşmeli'' şeklinde sözlerini tamamladı.

'GERİ KALAN YALNIZ SESSİZLİKTİR'

Bosna'da savaş sonrası durumu yansıtan özelliğiyle de dikkati çeken ''Belvedere''de rol alan bazı isimleri ülke ve dünya kamuoyu yakından tanıyor. Acıları yaşayan gerçek yüzler olan bu isimler arasında Srebrenitsa soykırımında oğlunu, kocasını, kız kardeşini ve akrabalarından 22 kişiyi kaybeden Srebrenista ve Jepa Kadınlar Derneği Başkanı Munira Subaşiç ile bugüne kadar açtığı toplu mezarlarla 20 bin savaş kurbanının cesedine ulaşmayı başaran Toplu Mezarları Araştırma Komisyonu Başkanı Amor Maşoviç de yer alıyor.

Munira Subaşiç, AA muhabirine, bu film sayesinde 20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında Bosna'da neler yaşandığının daha iyi bilineceği düşüncesinde olduğunu ifade etti. Bu filmden birçok kişinin bir şeyler öğreneceğini kaydeden Subaşiç, ''Film, sadece Srebrenitsa soykırımından geriye kalan biz kadınlar için değil, 15 yıl boyunca bizi adalet kapısında bekletenler için de önemli bir film. 'Belvedere' ile özdeşleştim, benim de yıllardır verdiğim mücadeleyi yansıttı'' dedi.

Srebrenitsa işgal edildiği sırada kaçamayan 18 yaşındaki oğlunun bir Sırp komşusu tarafından götürüldüğünü ve oğlunun bir daha geri dönmediğini ifade eden Subaşiç, bu komşusuyla halen Srebrenitsa'da karşılaştığını ve oğlunun kemiklerinin yerini söylemesi için kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Filmde ''Aliya'' rolünde oynayan Bosna-Hersek'in ünlü sinema oyuncusu Nermin Tuliç ise filmin iki ay önce son halini Ahmed İmamoviç ile birlikte izlediği sırada ağladığını ifade ederek, ''Filmi beyaz perdede seyrettiğimde tekrar çok etkilendim. Seyircinin büyük sessizliği, iç çekişi beni çok etkiledi'' dedi.

Srebrenitsa'yı, Shakespeare'in ''Hamlet'' oyunundan meşhur ''The rest is silence'' (Geri kalan yalnız sessizliktir) cümlesiyle tanımladığını belirten Tuliç, ''Bu film, kariyerimdeki en etkileyici ve en önemli film olarak kalacak, çünkü burada yaşananların unutulmaması gerektiği mesajını verdim. Srebrenitsa'yı, Bosna-Hersek'teki yüzlerce Srebrenitsa'yı 'Unutmayın' dediğim film. Benim Saraybosna'm, Bihaç'ım, Mostar'ım, Vişegrad'ım, Zvornik'im, hepsi birer Srebrenitsa... Buralarda yapılanlar, tekrarının yaşanmaması için unutulmamalı.''

 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25164772/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

'Kill Bill 3' geliyor

 

Prodüktör Bennett Walsh, usta yönetmen Quentin Tarantino'nun daha önce de çekileceği haberi çıkan 'Kill Bill 3'ü çekmeyi planladığını teyit etti.

 

Oscar ödüllü aktör Nicolas Cage'in başrolde yer aldığı ve bazı bölümleri Kapadokya'da çekilen 'Hayalet Sürücü 2'nin prodüktörü Bennett Walsh, ünlü yönetmen Quentin Tarantino'nun 'Kill Bill' filmlerinin devamını çekmeyi planladığını açıkladı.

Walsh, filmin yönetmeni Quentin Tarantino ile görüştüğünü ve 'Kill Bill 3'ü de çekmeyi düşündüklerini kaydetti.

Walsh, ''Hayalet Sürücü 2'' filminin Kapadokya çekimlerinin 23 Ocak Pazar günü biteceğini ve pazartesi günü de Denizli'ye geçeceklerini ifade etti.

 

Filmin vizyona giriş tarihinin bir yıl sonra olmasının nedenini, montaj aşamasına bağlayan Walsh, ''Hayalet Sürücü 2'' filminin özel efektlerinin fazla olması ve 3 boyutlu hazırlanmasının, vizyona girme tarihini uzattığını belirtti.

 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25173010/#storyContinued

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Efsanevi yönetmen İstanbul'a geliyor

 

John Lennon’dan David Lynch’e kadar sayısız yönetmen ve sanatçıya ilham vermiş Şili asıllı yönetmen Alejandro Jodorowsky, !f İstanbul'a geliyor.

 

Şubat’ta 10. yaşını kutlayacak olan !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali çok özel bir konuğa ev sahipliği yapıyor.

John Lennon’dan David Lynch’e kadar sayısız yönetmen ve sanatçıya ilham vermiş Şili asıllı yönetmen Alejandro Jodorowsky, 1989 yapımı kült filmi Santa Sangre’nin festival kapsamında gösterimi vesilesi ile İstanbul’a geliyor.

Santa Sangre’nin bu yıl restore edilen kopyası, 20 Şubat Pazar gecesi, Türkiye’de ilk defa sinemada gösterilecek. Gösterim sonrası yönetmen !f izleyicilerinin sorularını yanıtlayacak.

 

El Topo ve The Holy Mountain gibi kült filmlerin yönetmeni Alejandro Jodorowsky aynı zamanda maneviyat ve felsefe alanlarda dünyanın takip ettiği bir araştırmacı. Paris’te yaptığı konuşmaları dinlemek için yüzlerce insanın kuyrukta beklediği yönetmen 22 Şubat Salı gecesi İstanbul’da sinema üzerine özel bir konuşma yapacak.

 

17- 27 Şubat 2011 tarihlerinde İstanbul’da, 2 - 6 Mart tarihlerinde ise Ankara’da gerçekleştirilecek festivalin biletleri mybilet.com’dan satışa sunulacak.

 

http://www.ntvmsnbc.com/id/25172923/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hababam Sınıfı'nın 'Mahmut Hoca'sı Münir Özkul'un yoğun bakımda olduğu öğrenildi.

Geçtiğimiz pazar akşamı solunum yetmezliği şikayetiyle Medical Park Bahçelievler Hastanesi'ne kaldırılan 87 yaşındaki Özkul'un yoğun bakıma alınarak solunum cihazına bağlandığı belirtildi.

Hastaneden yapılan açıklamada, "Uzun yıllardır kronik bronşit rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Münir Özkul'un durumu ciddiyetini koruyor" denildi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=1]BAFTA'lar 'The Artist'in[/h][h=2]BAFTA'ya damgasını vuran 'The Artist', En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu dahil 7 ödülün sahibi oldu.[/h]

İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi (BAFTA) ödüllerinin bu yılki sahipleri belli oldu.İngiltere'nin başkenti Londra'daki tarihi opera binası Royal Opera House'da yapılan ödül töreninden önceki kırmızı halıda renkli görüntüler yaşandı. Meryl Streep, Michelle Williams, Christina Ricci, Penelope Cruz, Judi Dench, George Clooney, Brad Pitt, Ralph Fiennes, Daniel Radcliffe, Martin Scorsese gibi ünlüler birbirinden şık kıyafetlerle kırmızı halıda boy gösterdi.Fransız yapımı sessiz film "The Artist" en iyi film başta olmak üzere aday olduğu 12 kategorinin 7'sinde kazanarak geceye damgasını vurdu. Filmin erkek oyuncusu Jean Dujardin, en iyi erkek oyuncu ödülünü alırken, filmin yönetmeni Michel Hazanavicius en iyi yönetmen ödülünün sahibi oldu.

Amerikalı aktris Meryl Streep ise, İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı Margaret Thatcher'ı canlandırdığı "The Iron Lady" filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görüldü.

http://media2.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/K%C3%BClt%C3%BCr%20Sanat/Sinema/120213bafta.hlarge.jpg

BAFTA ödüllerinin kategorileri ve kazananlar şöyle:

En İyi Film: The Artist

En İyi Kadın Oyuncu: Meryl Streep- The Iron Lady

En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin- The Artist

En İyi Yönetmen: Michel Hazanavicius- The Artist

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Octavia Spencer- The Help

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christopher Plummer- Beginners

En Orijinal Senaryo: The Artist

En İyi İngiliz Filmi: Tinker Tailor Soldier Spy

En İyi Yabancı Film: The Skin I Live in

En İyi Animasyon Filmi: Rango

En İyi Uyarlama Senaryo: Tinker Tailor Soldier Spy

En İyi Prodüksiyon Tasarımı: Hugo

En İyi Görsel Efekt: Harry Potter and Deathly Hallows (2. bölüm)

En İyi Makyaj ve Saç: The Iron Lady

En İyi Kostüm Tasarımı: The Artist

En İyi Sinematografi: The Artist

En İyi Montaj: Senna

En İyi Ses: Hugo

En İyi Müzik: The Artist

En İyi Kısa Animasyon: A Morning Stroll

En İyi Kısa Film: Pitch Black Heist

Gece, ünlü Galli şarkıcı Tom Jones'un James Bond filmlerinden bir şarkıyı seslendirmesiyle başlarken, ödül töreninin sunuculuğunu İngiliz komedyen ve aktör Stephen Fry yaptı.

Her yıl Oscar ödül töreninden iki hafta önce verilen BAFTA ödülleri, Oscar alabilecekler ile ilgili ipucu niteliği taşıyor.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yönetmenliğini Faruk Aksoy'un yaptığı ve yarın saat 14.53'te vizyona girecek "Fetih 1453" filminin, ön satıştaki biletleri sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü.

Yönetmenliğini Faruk Aksoy'un yaptığı ve yarın saat 14.53'te vizyona girecek "Fetih 1453" filminin, ön satıştaki biletleri sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü.

 

Türkiye genelindeki 134 sinemada "Fetih 1453" filminin ön satıştaki biletlerini internetten satışa sunan "Mybilet" yetkilileri, bazı sinemalarda bilet satışlarının 3 hafta önce başladığını anımsatarak, "Fetih 1453 filmi, gösterime girmemiş olmasına rağmen geçen hafta sonu en çok bileti alınan 5'inci film oldu" bilgisini verdi.

 

Yetkililer, bileti en çok satın alınan ve halen vizyonda bulunan diğer filmlerin de, "Berlin Kaplanı", "Karanlıklar Ülkesi: Uyanış", "Jack ve Jill" ve "Düşmanı Korurken" olduğunu ifade etti.

 

Yapımcılığını Faruk Aksoy, Servet Aksoy ve Ayşe Germen'in üstlendiği filmde, Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Recep Aktuğ, Erden Alkan'ın yanı sıra geniş bir oyuncu kadrosu bulunuyor. Senaryosunu, İrfan Saruhan ve Atilla Engin'in yazdığı filmin müziklerini Benjamin Wallfisch yaptı.

 

17 milyon dolarlık bütçenin ayrıldığı, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in çocukluğundanfetihlerine kadar ki sürecin anlatılacağı filmin, izlenme rekoru kırması bekleniyor.

 

Türkiye genelinde 850 salonda vizyona girecek film, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere, İsviçre, KKTC, Orta Doğu ülkeleri, Endonezya, Malezya, Rusya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Romanya, Yunanistan, Güney Kore, Tayland, Japonya ve Amerika'da da sinemaseverlerle buluşacak. -

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Güzel ve Çirkin", Disney Digital3D™'le beyaz perdeye geri dönüyor

Disney Digital 3D™)

WALT DISNEY PICTURES

 

Tür: Animasyon

Gösterim Tarihi: 18 Mayıs 2012

 

Seslendirme Kadrosu:Paige O'Hara, Robby Benson, Richard White, Jerry Orbach, David Ogden Stiers, Angela Lansbury, Bradley Pierce, Rex Everhart, Jesse Corti, Hal Smith, JoAnne Worley

Yönetmenler:Gary Trousdaleve Kirk Wise

Yapımcı: Don Hahn

Uygulayıcı Yapımcı: Howard Ashman

Senaryo: Linda Woolverton

 

Walt Disney Animasyon Stüdyoları'nın büyüleyici klasiği "Güzel ve Çirkin", Disney Digital3D™'le beyaz perdeye geri dönüyor ve Disney klasiklerinde yepyeni bir çığır açarak muhteşem bir 3 boyutlu deneyim sunuyor. Filmde Bel'in büyüleyici serüveni konu ediliyor. Bel, korkunç canavarın kalesine hapsettiği çok güzel bir genç kadındır. İçinde bulunduğu durumun çaresizliğine rağmen Bel kalenin büyülü çalışanları arasından Çaydanlık, Şamdan ve Masa Saati'yle arkadaş olur ve bu sayede canavarın iç dünyasına bakıp orada gerçek bir prensin ruhunu ve kalbini görür.

 

Howard Ashman ve Alan Menken'in unutulmaz müzikleri ve yapımda görev alan son derece yetenekli vokaller sayesinde "Güzel ve Çirkin" En İyi Film Oscar'ına aday gösterilen ilk animasyon filmi olmuştur.

 

Notlar:

• Film 6 Akademi Ödülüne aday gösterildi, ünlü Alan Menken ve Howard Ashman'ın müzikleriyle En İyi Orjinal Şarkı ödülüne ve En İyi Orijinal Müzik dallarında Oskar ödüllerine layık görüldü.

• Güzel ve Çirkin, ilk gösteriminde 100 milyon dolar sınırını aşan ilk animasyon yapım oldu.

• Alan Menken, Academy Of Motion Picture Arts and Sciences ödüllerine 15 kez aday gösterilip 7 ödülkazandı. 1991'de vefat etmesinden önce Howard Ashman 6 kez Oscar'a aday gösterilip 2 kez ödülaldı.

• Filmin çıkışından 3 yıl sonra Güzel ve Çirkin Broadway'e ilham kaynağı oldu. Müzikalin perdelerini Palace Tiyatrosunda açtı ve 1994 -2007 yılları arasında New York'da tam 5464 kez oynanıp dünyanın en uzun süre sahnelenmiş 8. oyunu oldu. Tam 13 ülke ve 115 şehirde sahneye kondu ve dünyanın her yerinde izleyenleri büyülemeye devam ediyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=1]http://im.haberturk.com/2012/02/21/717898_detay.jpg?1329811814

Altın Portakal heyecanı afiş yarışmasıyla başlıyor![/h][h=2]Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin tanıtım materyallerinde kullanılacak festival afişi yarışmayla belirleniyor[/h]

Yarışmanın birincilik ödülü 5 bin, ikincilik ödülü 2 bin, üçüncülük ödülü bin TL olarak belirlendi. Yarışmaya katılmak için son başvuru tarihi 30 Nisan 2012.

 

YARIŞMANIN İYİLERİ SERGİLENECEK

Birincilik ödülüne değer görülen afiş 49. Festivalin tanıtım materyallerinde kullanılırken; sergilenmeye değer görülen afişler, ödüllü afişlerle birlikte festival programı kapsamında açılacak sergide sinemaseverlerle buluşturulacak.

 

GRAFİK SANATINA PORTAKAL DESTEĞİ

Tasarım dünyasında son yıllarda yaşanan ilerlemeye dikkat çeken Antalya Büyükşehir Belediye ve AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.

Mustafa Akaydın

, grafik sanatını desteklemek ve genç sanatçıları büyük projelere özendirmek amacıyla Altın Portakal heyecanını afiş yarışmasıyla başlattıklarını bildirdi.

 

YARIŞMA JÜRİSİ

49. Uluslararası

Antalya Altın Portakal Film Festivali

afişinin seçileceği yarışmanın akademisyen, sanatçı ve iletişim uzmanlarından oluşan jürisinde şu isimler yer alıyor: Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan (Ressam – Grafiker / Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dek. Yönetim Kurulu Üyesi); Prof. Dr. Hasip Bektaş (Ressam – Grafiker / Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölüm Başkanı); Cihan İşbaşı (Akdeniz Reklamcılar Derneği Başkanı); Himmet Öcal (Ressam – Grafiker / Orkun&Ozan Medya A. Ş. Sahibi; Tufan Dağıstanlı (Seramik Sanatçısı-AKSAV Yön. Kur. Üyesi); Akgün Keskin Sakarya (

Antalya Büyükşehir Belediyesi

Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı); Yrd. Doç Dr. Merih Taşkaya (Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi).

 

YARIŞMA TÜM GRAFİKERLERE AÇIK

Grafikerler meslek kuruluşu üyelerine,

grafik tasarım

/ görsel iletişim tasarımı bölümü öğrencileri ve mezunlarına; amatör - profesyonel tüm grafikerlere açık olan yarışmaya gönderilen eserlerin kopya edilmemiş, herhangi bir yayın – broşür - çalışma vb… kapsamında kullanılmamış; yurtdışında – yurtiçinde herhangi bir yarışmaya katılmamış; bir etkinlik kapsamında sergilenmemiş olması gerekiyor. Dört renkli baskı teknolojisi ile elde edilen renklerin dışına çıkılmadan hazırlanacak afişlerin, 50×70 cm boyutunda dikey ve yatay olarak çalışılması gerekiyor. Katılımcılar yarışmaya en fazla bir eserle katılabilecek.

 

Yarışmaya katılmayı düşünen sanatçılar yarışma yönetmeliğine http://www.altinportakal.org.tr/ adresinden ulaşabilir; katılım formlarını aynı adresten elde edebilirler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Feminist Sinema'nın 100. yılı

Bu yıl Feminist Sinema'nın 100'üncü, Filmmor'un 10. yılının kutlanacağı Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali'nde, 20'yi aşkın ülkeden 70 film izleyiciyle buluşacak. Festival İstanbul'un ardından Van'a da gidecek, gösterimler çadırkentlerde yapılacak.

 

İSTANBUL - Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali, 9 Mart'ta Pera Müzesi'nde yapılacak açılış töreniyle başlayacak.Büyük Londra Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Festival Koordinatörü Melek Özman, festivalde 20'yi aşkın ülkeden 70 filmin gösterileceğini belirtti.Özman, ''Hayat Geçer. Bir Kadın Görür. Bir Film Yapar. Hayatı film yapan kadınlara saygıyla'' sloganıyla düzenlenen festivalde, dünyanın farklı ülkelerinden film yönetmenlerinin de sinemaseverlerle birlikte olacağını, tema bölümleri, toplu gösterimler, panel, konferans ve atölyelerle festivalin 10. yaşının kutlanacağını anlat

Festivalin, İstanbul'un ardından Çanakkale, Van ve Hakkari'de gerçekleştirileceğini belirten Özman, ''Van'daki gösterimler çadırkentler ve prefabrik konutlarda yapılacak'' dedi.

Basın toplantısında konuşan Festival Program ekibinden Yasemin Temizarabacı da, festivalin temaları ve filmler hakkında bilgi verdi.

Altın Bamya Akademi Jürisi Esin Küçüktepepınar da, ''Altın Bamya'' ödülünü vermemeyi çok arzuladıklarını, ancak bu yıl yine bu ödüle aday çok kalabalık bir liste izlediklerini söyledi.

Ödül kıstası konusunda yanlış anlama olduğunu da belirten Küçüktepepınar, filmlerde kadın karakterlerin ''kötü karakter'' olarak gösterilmesinin adaylık kıstası olmadığını vurgulayarak, ''Kadın karakter rollerinin yeterince özenli olmayan karton karakterler olarak gösterilmesi, başrol olan erkeği destekleme amacıyla erkek rolüne bağlı bir kadın rolü olarak çıkarılması gibi kıstaslarla seçim yapıyoruz'' diye konuştu.

FEMİNİST SİNEMANIN 100. YILI

Festivalde temalarından biri, ''Feminist Sinemanın 100, Filmmor'un 10 Yılı (Elemtere Fiş Kem Gözlere Şiş)'' olacak. Bu bölümde dünya sinema tarihinin ilk filmini çeken kadın yönetmen Alice Guy-Blache'dan başlayarak kadınların sinema tarihinin öncü yönetmenlerinin, feminist sinemanın yanı sıra sinemanın klasikleri arasına giren filmleri izlenebilecek.

''Kadınların Sineması'' temasıyla düzenlenecek bir başka bölümde ise dünyanın farklı ülkelerinden 33 filmden 18'i, gala gösterimiyle Türkiye'de ilk kez izleyici karşısına çıkacak.

Festivalde, Belçikalı feminist yönetmen Marie Mandy bu yıl toplu gösterimiyle Türkiye'deki sinema izleyicileriyle buluşacak. Toplu gösterimde, kadın yönetmenlerin aşkı, tutkuyu ve cinselliği nasıl filme aldığının izini süren, Sally Potter, Agnes Varda, Catherine Breillat, Doris Dörrie, Deepa Mehta, Müfide Tlatli, Safi Faye ve Jane Campion mülakatlarıyla kadın sinemasında cesur bir yolculuğa çıkan ''Tutkuyu Filme Almak (Filming Desire: A Journey Through Women's Film)'' filminin gösterimi yapılacak.

Toplu gösterimde, ''Nekahat Güncesi'', ''Yapay Rahim'', ''Bedensiz Doğum'', ''Ailelerimiz ve Hayat'', ''Memeler de Küçük Şeyler Gibi Başlar'' ve ''Judith'' filmleri de izlenebilecek.

2 ÖZEL BÖLÜM

Festivalin bu yıl 2 de özel bölümü olacak. ''Tunus'un Yaseminleri'' başlıklı özel bölümde, Kalthoum Bornaz'ın ''Dünyanın Yarısı'', Nejia Ben Mabrouk'un ''Sema'', Nadia El Fani'nin belgeseli ''Laiklik İnşallah!'' izlenebilecek.

İkinci özel bölüm ''Cins-iyet-ler''de ise cinsiyet ve cinsel kimlik meselelerine dair filmler yer alıyor.

Açılış töreni 9 Mart'ta Pera Müzesi'nde yapılacak festivalin, 19 Mart'ta Hollanda Konsolosluğu'nda yapılacak kapanış töreninde ise kadın kimliğini negatif gösteren filmlere verilen ''4. Altın Bamya Ödül Töreni'' gerçekleştirilecek.

Festivalde, atölye, panel ve söyleşilerin yanı sıra festival konuklarından Marie Mandy, Marleen Gorris, Müfide Tlatli ve Rahşan Bani-Etemad ile festival izleyicisine özel atölye-söyleşileri de yer alacak.

Festival İstanbul'un ardından, Van Kadın Derneği ortaklığıyla Van'da, Yüksekova Kadın Derneği ortaklığıyla Hakkari'de, Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği ortaklığıyla Çanakkale'de sürecek.

Festival biletleri: 3TL / Bütün filmler Türkçe elektronik altyazıyla gösaterilecek

.http://media4.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNBC/Components/ArtAndPhoto-Fronts/Sections-StoryLevel/Kültür Sanat/Sinema/120223AliceGuyBlache.hlarge.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Derviş Zaim filmleri Boston'da

Filmleri Toplu Göst

Boston Türk Film Festivali ve Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin birlikte sunduğu toplu gösterim, müzenin sinema salonunda yönetmenin son filmi olan ''Gölgeler ve Suretler'' ile başladı. Seyircilerin büyük beğenisini kazanan film, gösteriminin sonunda büyük alkış aldı. Açılış için Boston'da bulunan Derviş Zaim, daha sonra seyircilerle film üzerine bir söyleşi yaptı ve müzede onuruna düzenlenen resepsiyona katıldı. 26 Şubat'a kadar devam edecek olan gösterimlerde yönetmenin ''Tabutta Rövaşata'', ''Filler ve Çimen'', ''Çamur'', ''Cenneti Beklerken'', ''Nokta'', ''Gölgeler ve Suretler'' filmleri seyirciyle buluşuyor. Zaim'in sinemasının tartışılacağı söyleşiler de gösterimlerden sonra yer alacak.

Derviş Zaim, geçen yıl da, Türk sinemasına katkılarından dolayı Boston Türk Film Festivali'nin ''Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü''nü (Excellence in Turkish Cinema Award) Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nde düzenlenen bir törenle almıştı.

Boston Türk Film Festivali İcra Direktörü Ferhan Gömülü, Derviş Zaim Filmleri Toplu Gösterimini Kuzey Amerika'da ilk kez düzenlemekten büyük gurur duyduklarını ve festival olarak çağdaş Türk sinemasının seçkin örneklerini ve yönetmenlerini ABD'li sinemaseverlerle buluşturmaktan mutluluk duyduklarını belirtti.

Boston Türk Film Festivali, daha önce de Nuri Bilge Ceylan'ın (2004) ve Reha Erdem'in (2007) filmlerinin toplu gösterimleri için özel programlar düzenlemişti. Gömülü, Türk yönetmenlerinin uluslararası alanda kazandıkları başarıların Türk sinemasının dünyada görünürlük ve saygınlık kazanmasında önemli bir rol oynadığını da vurguladı.

 

Toplu gösterim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı, Turkish Cultural Foundation (Türk Kültür Vakfı) ve Türk Hava Yolları'nın desteğiyle yapılıyor.

http://im.haberturk.com/2012/02/25/719145_detay.jpg?1330157119

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Amerikan sinemasının "en kötülerinin" ödüllendirildiği "Ahududu Ödülleri" (Razzie Award) adayları açıklandı.

 

Adam Sandler, oyuncu, yapımcı ve senaryo yazarı olarak oyunculuğu ya da filmleriyle 11 dalda aday gösterilerek, Eddie Murphy'nin bu alandaki rekorunu elinden aldı.

 

En kötü film adayları arasında bulunan "Jack and Jill"de hem kadın hem de erkeği canlandıran Adam Sandler, ödülü alması durumunda "farklı bir duruma" da imza atmış olacak.

 

"Adududu Ödülleri" adaylarından bazıları şöyle:

 

En kötü film

 

-Bucky Larson

 

-Jack and Jill

 

-New Year's Eve

 

-The Twilight Saga: Breaking Dawn — Part 1

 

-Transformers: Dark of the Moon

 

En kötü senaryo

 

-Adam Sandler, Allen Covert ve Nick Swardson (Bucky Larson)

 

-Steve Koren, Adam Sandler ve Ben Zook (Jack and Jill)

 

-Katherine Fugate (New Year's Eve)

 

-Melissa Rosenberg (The Twilight Saga: Breaking Dawn — Part 1)

 

-Ehren Kruger (Transformers: Dark of the Moon)

 

En kötü yönetmen

 

-Tom Brady (Bucky Larson)

 

-Dennis Dugan (Jack and Jill) ve (Just Go With It)

 

-Garry Marshall (New Year's Eve)

 

-Bill Condon (The Twilight Saga: Breaking Dawn — Part 1)

 

-Michael Bay (Transformers: Dark of the Moon)

 

En kötü erkek oyuncu

 

-Nick Swardson (Bucky Larson)

 

-Russell Brand (Arthur)

 

-Nicolas Cage (Drive Angry, Season of the Witch, Trespass)

 

-Taylor Lautner (The Twilight Saga: Breaking Dawn — Part 1, Abduction)

 

-Adam Sandler (Jack and Jill) ve (Just Go with It)

 

En kötü kadın oyuncu

 

-Martin Lawrence (Big Mommas: Like Father, Like Son)

 

-Sarah Palin (The Undefeated)

 

-Adam Sandler (Jack and Jill)

 

-Sarah Jessica Parker (I Don;t Know How She Does It) ve (New Year's Eve)

 

-Kristen Stewart (The Twilight Saga: Breaking Dawn — Part 1)

 

"Ahududu Ödülleri", bu yıl ilk kez Oscar ödüllerinden bir gece önce değil, 1 Nisan'da sahiplerini bulacak.

http://im.haberturk.com/2012/02/26/719497_detay.jpg?1330261154

masal perisi tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=1]Ceylan’a Dublin’de büyük ödül[/h][h=2]Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, İrlanda’da bu yıl 10’uncusu düzenlenen Jameson Dublin Uluslararası Film Festivali’nde eleştirmenlerden tam not aldıFestivali izleyen Dublin Film Eleştirmenleri, İrlanda’nın en önemli uluslararası sanat etkinliğine “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmiyle katılan Nuri Bilge Ceylan’ı, En İyi Yönetmen ödülüne layık gördü. Eleştirmenler, Gareth Evans’ın yönettiği “The Raid”i En İyi Film, “Michael”daki rolüyle Michael Fuith’i En İyi Erkek Oyuncu, “Damsels in Distress”teki rolüyle Greta Gerwig’i En İyi Kadın Oyuncu seçti.[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

4 liraya sinema keyfi

 

Beyoğlu'ndaki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde mart ayı boyunca 12 film 4 liraya izlenebilecek

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

Kültür Müdürlüğü ve Kültür AŞ, mart ayında 12 filmden oluşan bir seçkiyle sinemaseverlere sinema keyfi sunacak.

 

"Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Sinema Salonu Mart Ayı Seçkisi" ismiyle organize edilen film gösterimleri, yarın yönetmen Lars Von Trier'in "Avrupa" adlı filmiyle başlayacak.

 

"Avrupa" filminin gösterimi 7 Mart'ta da sürecek etkinlikte, 8-9 Mart'ta yönetmen Claude Berri'nin "Tohum Yeşerince", 10-11 Mart'ta yönetmenler Marc Caro ve Jean-Pierre Jeunet'in "Kayıp Çocuklar Şehri", 13-14 Mart'ta yönetmen Bille August'un "Sefiller", 15-16 Mart'ta Christopher Nolan'ın "Akıl Defteri, 17-18 Mart'ta Chan-Wook Park'ın "İhtiyar Delikanlı", 20-21 Mart'ta Yönetmen Denys Arcand'ın "Barbarların İstilası" ve 22-23 Mart'ta "Karanlığın Gölgesinde", 24-25 Mart'ta yönetmen Walter Salles'in "Motosiklet Günlüğü", 27-28 Mart'ta yönetmen Miguel Courtois'in "Kurt", 29-30 Mart'ta yönetmen Costa Gavras'ın "Ölümcül Çözüm", 31 Mart-1 Nisan'da yönetmen Dennis Gansel'in "Tehlikeli Oyun" adlı filmleri gösterilecek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

15 yılda 6 film 141 ödül!

 

İlk filmi 'Kasaba'yı 1997'de çeken Nuri Bilge Ceylan, geçen 15 yıla altı film ve toplamda 141 ödül sığdırmayı başardı

 

Türk sinemasını yurt dışında başarıyla temsil eden yönetmen

Nuri Bilge Ceylan , ödüle doymuyor. Ceylan'ın son filmi 'Bir Zamanlar Anadolu'da', geçtiğimiz yıl Mayıs ayındaCannes Film Festivali'nde aldığı 'Büyük Ödül'le başladığı maratonda; Filipinler'den İsrail'e, Dubai'den Brezilya'ya kadar hemen her ülkeden ödül kazanmayı başardı. Film, geçtiğimiz Mayıs ayından beri 10 ayda 17 kez ödüllendirildi. 'Bir Zamanlar Anadolu'da' Ceylan'a; son olarak geçtiğimiz hafta, İrlanda'da bu yıl 10'uncusu düzenlenen Jameson Dublin Uluslararası Film Festivali'nde 'En İyi Yönetmen' ödülünü kazandırdı.

26 KEZ 'EN İYİ YÖNETMEN'

Sabah'ın haberine göre; filmleri merakla beklenen Ceylan, 1997'de çektiği ilk filmi 'Kasaba'dan itibaren geçen 15 yıla altı sinema filmi ve 143 ödül sığdırdı. 'Kasaba'yla altı, 'Mayıs Sıkıntısı'yla 26, 'Uzak' ile 47, 'İklimler' ile 17, 'Üç Maymun' ile 28 ödül alan Ceylan, 'Bir Zamanlar Anadolu'nun 10 ayda 17 ödül almasıyla, kariyerindeki ödül sayısını 141'e çıkardı. Ünlü yönetmen, bugüne kadar 26 kez 'En İyi Yönetmen' ödülüne layık görüldü.

EN ÇOK İZLENEN FİLMİ OLDU

Nuri Bilge Ceylan'a birçok ödül kazandıran 'Bir Zamanlar Anadolu'da', aynı zamanda Ceylan'ın en çok izlenen filmi oldu. 23 Eylül 2011'de 65 salonda vizyona giren ve 18 hafta gösterimde kalan film, 156 bin 399 kişi tarafından izlendi. 'Bir Zamanlar Anadolu'da', usta yönetmene 1 milyon 575 bin 210 lira kazandırdı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

1987 tarihli Paul Verhoeven klasiği RoboCop'ın yeniden yapımında yönetmenliği Brezilyalı José Padilha üstleniyor.Filmin ayrıntıları ve oyuncu kadrosu kesinleşmese de yeni RoboCop'ın Joel Kinnaman olacağı da açıklandı.

The Killing dizisi ile dikkat çeken Kinnaman, The Girl with the Dragon Tattoo, The Darkest Hour ve Safe House gibi filmlerde rol aldı

http://i.ensonhaber.com/resimler/diger/esh_52800.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dünyanın en eski Charles Dickens filmi

 

Charles Dickens'ın 'Kasvetli Ev' romanından esinlendiği düşünülen 111 yıllık film, British Film Institute (İngiliz Film Enstitüsü) arşivinden çıktı

 

Neredeyse 50 yıldır kayıp olan ve

Charles Dickens 'ın ölümünün ardından 35 yıl sonra 1901'de çekilen 'The Death of Poor Joe' (Fakir Joe'nun Ölümü) İngiliz Film Enstitü sessiz film arşivcisi Bryony Dixon tarafından eski Çin filmlerini araştırırken tesadüfen bulundu.

Bir dakika uzunluğundaki en eski Charles Dickens filmi, The Death of Poor Joe adlı film, yazarın 'Kasvetli Ev' kitabındaki çöpçü Jo karakterinin ölümünü konu alıyor: Gece yarısı kar yağarken yanında süpürgesiyle klise duvarı karşısında soğuktan donmak üzere olan Jo'nun yanına bir bekçi yaklaşır. Ölmek üzere olan Jo'yu kucaklayan bekçi, Jo'ya yardım etmek ister ama artık çok geçtir.

 

Yazarın 'Bleak House' (Kasvetli Ev) romanındaki Jo karakterinden esinlenildiği düşünülen Jo rolünde G.A. Smith'in Brihton'lı pandomimci bir aileden gelen eşi Laura Bayley tarafından canlandırılıyor.

'KİBRİTÇİ KIZ'DAN DA ESİNLENMİŞ OLABİLİR

 

İngiliz Film Enstitüsü'ne göre, G.A. Smith tarafından 1901 yılı Mart ayından önce çekildiği tahmin edilen film, aynı zamanda Hans Christian Andersen'in ısınmayı hayal ederken soğukta donarak ölen küçük bir çocuğu anlattığı 'Kibritçi Kız' kitabından da esinlenmiş olabilir.

Film, 9 Mart ve 23 Mart arasında Londra'da özel gösterimle seyirci ile buluşturulacak. Bu film bulunmadan önce bilinen en eski Dickens filmi, 1901 yılının Kasım ayında yayınlanan 'Scrooge or Marley's Ghost' (Scrooge ya da Marley'in Hayaleti) adlı filmdi.

http://im.haberturk.com/2012/03/11/723557_detay.jpg?1331457678

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[h=1]Türkiye, İzlanda ve Polonya'dan Gençler Demokrasinin Filmini Çekiyor[/h][h=2]Avrupa Birliği projesi kapsamında Muğla'nın Fethiye ilçesinde buluşan Türkiye,İzlanda ve Polonya'dan gençler, demokrasinin filmini çekmek için kolları sıvadı.[/h]Avrupa Birliği projesi kapsamındaMuğla'nın Fethiye ilçesinde buluşanTürkiye, İzlanda ve Polonya'dan gençler, demokrasinin filmini çekmek için kolları sıvadı. İlçeye gelen 25genç Türkiye'deki insan hakları ile ilgili ön çalışma başlattı.

 

12 Mart, 27 Mayıs ve 28 Şubatdarbelerinin tartışıldığı bir ortamda bir araya gelen bir Grup Genç,hazırladıkları proje ile Türk demokrasisini kayda almayahazırlanıyor. AB Eğitim ve Gençlik Programları Başkanlığı tarafından kabul edilen "Demokrasiyi Filme Çekiyoruz" isimli projede Fethiye Mozaik Gençlik Grubu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezi ve Muş Genç Birikim Derneği üyesi gençlerin imzası bulunuyor. 10 aylık süre diliminde tamamlanması amaçlanan projede yer alan Türk, İzlanda ve Polonyalı gençler Fethiye'de çalışmalarına başladı. İlçede gruplar halinde çalıştaylar gerçekleştiren gençler, insan hakları konusunda bilgiler topluyor. Toplanan bilgiler ışığında ortaya çıkacak senaryolar açılan tartışmanın ardından filme kaydedilecek. Kısa film halindehazırlanan çalışma ile Türkiye demokrasisi İzlanda ve Polonya demokrasisi ile karşılaştırılacak. Proje Sorumlusu Barış Özcan proje içerisinde 3 farklı ülkeden toplam 25 katılımcının yer aldığını söyledi. Proje ileAvrupa Birliği'ndeki çok kültürlülüğü ve tolerans anlayışını arttırmayı planladıklarını, önyargıları yıkmayı hedeflediklerini ifade eden Özcan şöyle konuştu:

 

"Eylül ayında başlayacak projemiz kapsamında 25 Eylül 2011'de Polonya'da bir ön hazırlık toplantısı gerçekleştirildi. Ana faaliyetleri şimdi Polonya, İzlanda ve Türkiye'den katılımcılarla Fethiye'de gerçekleştireceğiz. Projemizin Türkiye'de uygulanacak olan bölümünde 25 katılımcımız 5 gruba ayrılacak ve demokrasiyle, insan haklarıyla ilgili film çekecektir. 3 günlük bir çalışma sürecinin ardından ortaya çıkacak 5 üründen en iyi film, katılımcılarımızın oy kullanacağı ve gizli oy, açık sayım ilkesine göre düzenlenecek olan seçimlerde belirlenecektir." şeklinde konuştu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çanakkale 1915'in tarihi belli oldu!

 

''Şu Çılgın Türkler''in yazarı Turgut Özakman'ın kaleminden, '' Çanakkale 1915'' adlı filmin vizyon tarihi belli oldu!

 

''

Çılgın Türkler'', ''Diriliş'' ve ''Cumhuriyet'' kitaplarının yazarıTurgut Özakman'ın kaleminden Türk milletinin diriliş hikayesinin anlatıldığı ''Çanakkale 1915'' adlı film, 18 Ekim'de vizyona girecek.

 

Fida Film'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Murat Akdilek ve Serkan Balbal ortak yapımcılığında Mayıs ayında çekimlerine başlanacak ''Çanakkale 1915'' filminin yönetmenliğini Yeşim Sezgin üstlenecek.

Filmle, yakın tarihin en önemli savaşlarından Çanakkale Savaşı, ilk defa beyazperdeye yansıyacak.

 

Çekim aşaması 8 hafta sürmesi planlanan filmin, sanat ve prodüksiyon çalışmaları devam ediyor.

 

Film için 2000'in üzerinde asker kostümü dikilirken, köylü, şehirli ve meslek gruplarına ait binlerce kostüm hazırlanıyor.

 

Savaş sahnelerinin canlandırılması için yüzlerce metre uzunluğunda siperler kazılacağı filmdeki savaş sahneleri için 500 kişilik yardımcı oyuncu kadrosu askeri eğitim alacak.

 

Film için 3 yüksek rütbeli subaydan danışmanlık alınırken, döneme ait silah, tüfek ve topların yanı sıra bazı özel topların mekanizması inşa ediliyor.

 

Çekimlerinin tamamı Çanakkale ve civarında gerçekleşecek film için savaş dönemine ait hastane, komuta merkezi, Kızılay merkezi gibi mekanlar oluşturulurken, birçok köy ve kasaba sahnesi için de civar köylerde mekan giydirme çalışmaları yapılacak.

 

Nusrat Mayın Gemisi'nin birebir aynısının kullanılacağı çekimler için özel mayınlar yapılıyor. Savaş sahnelerinde gerçekçi patlama sahneleri için görsel efekt ekibi filme özel ekipmanlar imal edilirken, malzemelerin bir kısmı da yurt dışından getirildi.

 

Birçok animasyon, su altı kamerası, helikopter çekimlerinin de yer alacağı filmin deniz savaşları bölümü için 20 kişilik animasyon ekibi çalışmalara başladı.

 

Turgut Özakman

, Türk milletinin tarihe geçen kahramanlık destanının anlatılacağı film için ''savaşın kanlı yüzünü değil, ruhunu, insani, temiz ve haklı yanını, bir milletin dirilişini anlatacağız'' ifadesini kullandı.

Fida Film ve Örümcek Yapım ortaklığında gerçekleşen film, 18 Ekim'de yurt içinde ve yurt dışında toplamda 300'ün üzerinde kopya ile sinema izleyicileriyle buluşacak.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

PuCCa beyazperdeye transfer oluyor!

 

Türkiye'nin en fenomen sosyal medya ünlülerinden PuCCa'nın ilk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" Medyavizyon şirketi tarafından beyazperdeye taşınıyor

 

Senaryo çalışmalarına ve oyuncu arayışına başlayan şirket tarafından yapılan açıklamada filmin 2012 yılı yaz aylarında çekileceği ve 2013 Sömestr'de izleyici ile buluşacağı belirtiliyor.

http://im.haberturk.com/2012/03/16/725182_detay.jpg?1331886437

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hrant Dink'in filmi çekiliyor!

 

2007 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i ölüme götüren süreç film oluyor

 

Hile Yolu' adıyla çekilecek filmin yapımcısı,

Grup Yorum 'un eski üyelerindenHakan Alak. Cinayetin öncesindeki süreci merkeze alacak filmin yönetmeni ise Ersin Kana. 2007 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülenAgos Gazetesigenel yayın yönetmeni Hrant Dink'i ölüme götüren süreç film oluyor. 'Hile Yolu' adıyla çekilecek filmin yapımcılığını Grup Yorum'un eski üyelerinden Hakan Alak üstleniyor. Filmin yönetmeni ise Çarşı grubunu anlatan 'Asi Ruh' belgeselinin yönetmeni ve Nesli Çölgeçen imzalı 'Denizden Gelen' filminin senaristi Ersin Kana. 'Hile Yolu'nun senaryosu da Kana'ya ait.

İmzalar atılmadığı için oyuncular konusunda şimdilik bir şey söylemenin doğru olmayacağını söyleyen yapımcı Hakan Alak, önümüzdeki ay çekimlere başlayacaklarını açıkladı. Vizyon için ise yeni sezon beklenecek. 2009 yılında geçen filmde, aynı yılın şubat ve nisan aylarına denk gelen ve kamuoyunda 'Kafes Eylem Planı' olarak bilinen sürecin öncesi anlatılıyor. Bağımsız bir film yapmak için yola çıktıklarını söyleyen Alak'ın, filmin bir tarafa yaslanıyor gibi görünmemesi için gösterdiği hassasiyet, daha filmi anlatırken seçtiği üsluba da yansıyor. "Bir senaryo danışmanımız yok. Bağımsız bir film yapıyoruz. Herkesin bildiği güncel bir hikâye. Siyasal olarak bir tarafa yaslanması gibi bir durum söz konusu değil. Başta o dönemle ilgili yazılanlar ve mahkeme sürecini inceledik. Biz kendi sorumuzu sorup bir hikâye ortaya çıkardık."

CİNAYETİN DEĞİL, ÖNCESİNİN FİLMİ

Zaman Gazetesi'nin haberine göre,

Hakan Alak ve ekibi, iki buçuk yıldır üzerinde çalıştıkları film için, yakın tarihi anlatmanın zorluğunu ve risklerini bilerek kolları sıvamış. Film,Hrant Dink'in ölümünden iki yıl sonrasında geçtiği için Hrant'ı kimse oynamayacak. Daha çok cinayetin arka planına inilerek, bir suç hikâyesi anlatmak için yola çıkacaklar. Filmi kendi öz kaynaklarını kullanarak çekeceklerini söyleyen Alak, mütevazi ve insanların trajedisine odaklanacakları film için; "Bu öyle bir sürecin hikâyesi farklı okumalara çok müsait. Ancak ortada insani bir dram var. Gerek Hrant olayının gerekse Malatya'daki Zirve Yayınevi'ne yapılan baskında o insanları oraya getiren bu sistemin nasıl işlediğini bir senaryo mantığı içinde anlatacağız. Bunları yaparken de; bütün bilgileri süzgecimizden geçirip ortaya spekülatif, yalan yanlış bilgilerle bir şey getirmeyeceğiz. Zaten o süreç yeterince ses getiren bir durumdu..."

MAHKEMEYE ULAŞMAYAN GÖRÜNTÜ NEYDİ?

Hakan Alak'a 'Hile Yolu'nu çekmesi için, kendisini harekete geçiren şeyin ne olduğunu sorduğumuzda perdede neyle karşılaşacağımızın cevabını da almış olduk: "Temel fikri şu;

Hrant Dink

'in ölümüyle ilgili mahkemeye ulaştırılmayan görüntüler ve bir görgü şahidi vardı. O görüntüler nedir? Kısacası bütün filmin sorusu bunun üzerinden çıktı. Film cinayeti değil, süreci anlatıyor. Malatya ve Trabzon'da olanlar bize ilham kaynağı oldu. O gün orada ne olmuştu? Temel soru bu. Biz bir fotoğrafı anlatmaya çalışacağız. Ayrıca biz araştırmalara başladığımızda mahkeme sürüyordu. Nereye gideceği bilinmiyordu. Gerçi bir yere gitmedi." Bu arada 'Hile Yolu'nun adını; bir Mossad ajanının teşkilattan kaçtıktan sonra yazdığı bir kitaptan aldığını da son bir bilgi olarak ekleyelim...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uzun Hikaye''nin çekimleri başladı

Yönetmenliğini Osman Sınav'ın üstlendiği ve yazar Mustafa Kutlu'nun ''Uzun Hikaye'' adlı eserinden aynı adla beyaz perdeye uyarlanan filmin çekimleri başladı

 

Sinegraf'tan yapılan açıklamaya göre, yönetmen

Osman Sınav ve oyuncu Kenan İmirzalıoğlu, 10 yıla yakın zamandır hayata geçirmek istedikleri Mustafa Kutlu'nun ''UzunHikaye'' adlı eserini beyaz perdeye aktarma projesinde ilk adımı attı.

''UzunHikaye'' adını taşıyan filmin, İstanbul dışında 6 ayrı kasaba ve istasyonda gerçekleşecek çekimleri başladı.Osman SınavileKenan İmirzalıoğlu'nu uzun sürenin ardından bir araya getiren filmin senaryosunu Yiğit Güralp yazdı.

1940'lı yıllardan 1970'lerin sonuna uzanan öyküsü ile kimi zaman hüzünlü, kimi zaman neşeli ve coşkulu, kimi zaman heyecanlı ve romantizm yüklü ''UzunHikaye'' filminin yönetmenliğini Osman Sınav üstlendi.

Filmde,Kenan İmirzalıoğlu, alışılmışın dışında bir rolle, yuvasına son derece düşkün, hayata daima kocaman ve aydınlık bir gülümsemeyle bakan, onurlu ve aşık bir aile babası olarak seyirci karşısına çıkacak.

Oldukça geniş bir oyuncu kadrosuna sahip olan ''UzunHikaye'' adlı filmde, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz, Cihat Tamer, Mahir Günşiray, Kürşat Alnıaçık, Şener Kökkaya, Osman Alkaş, Cengiz Bozkurt, Mustafa Üstündağ, Erkan Avcı, İsmail Hakkı Ürün, Bora Koçak, Ferdi Kurtuldu, Ufuk Karaali, Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Damla Sönmez, Taner Ölmez, Batuhan Karacakaya, Elif Atakan, Buğra Bahadırlı, Başak Kasacı, Taha Yahya Tan, Fatima Betül Cordal rol alıyor.

 

Mekan, kostüm ve oyuncular için 6 aya yakın bir ön hazırlık çalışması yapılan filmin çekimleri yaklaşık 2 ay sürecek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ankara'nın en iyisi: Entelköy Efeköy'e karşı

 

23. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde ödüle layık görülen filmler belirlendi

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çankaya Belediyesi'nin katkılarıyla, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen

Ankara Uluslararası Film Festivali

'nin 23'üncüsünde ödüle layık görülen filmler belirlendi.

 

Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'nun başkanlığında, Osman Şahin, Çiğdem Vitrinel, Cüneyt Cebenoyan ve Doğan Sarıgüzel'den oluşan seçiciler kurulu, ''Ulusal Uzun Film Yarışması'' dalında ''En İyi Film Ödülü''ne Yüksel Aksu'nun ''Entelköy, Efeköy'e Karşı'' aldı filmini layık gördü.

 

SİYAD Jürisi Ali Ulvi Uyanık, Ceyda Aşar ve Yeşim Burul Seven ise ''SİYAD Jürisi Ulusal Uzun Film Ödülü''nü Ramin Matin'in ''Canavarlar Sofrası'' filmine verdi.

 

''Ulusal Uzun Film Yarışması'' dalında ödüle layık görülenler şöyle:

 

Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü: ''Aşk ve Devrim'' filmiyle F. Serkan Acar,

En İyi Yönetmen: ''Entelköy Efeköy'e Karşı'' filmiyle Yüksel Aksu,

En İyi Kadın Oyuncu: ''Güzel Günler Göreceğiz'' ve ''Yangın Var'' filmleriyle Nesrin Cavadzade,

En İyi Erkek Oyuncu: ''Yangın Var'' filmiyle Osman Sonant,

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: ''Canavarlar Sofrası'' filmiyle Gizem Erdem,

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: ''Aşk ve Devrim'' filmiyle Ayberk Pekcan,

Onat Kutlar En İyi Senaryo Ödülü: ''Entelköy Efeköy'e Karşı'' filmiyle Yüksel Aksu,

En İyi Görüntü Yönetmeni: ''Canavarlar Sofrası'' filmiyle Deniz Eyüboğlu Aydın,

En İyi Sanat Yönetmeni: ''Nar'' filmiyle Elif Z. Taşçıoğlu,

En İyi Özgün Müzik: ''Canavarlar Sofrası'' filmiyle Barış Diri,

En İyi Kurgu: ''Yangın Var'' filmiyle Erkan Erdem,

Umut Veren Yeni Yönetmen: ''Canavarlar Sofrası'' filmiyle Ramin Matin,

Umut Veren Yeni Kadın Oyuncu: ''Entelköy Efeköy'e Karşı'' filmiyle Ayşe Bosse,

Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu: ''Aşk ve Devrim'' filmiyle Gün Koper,

ULUSAL BELGESEL FİLM YARIŞMASI

Ceylan Özçelik, Çayan Demirel, Mihriban Sezen, Nazmi Ulutak ve Şehbal Şenyurt'tan oluşan seçici kurulun, ''Ulusal Belgesel Film Yarışması Kategorisi''nde ödüle değer gördüğü filmler ise şunlar:

 

En İyi Belgesel Film (Öğrenci): ''Cneydo'' filmiyle Hüdai Ateş,

En İyi Belgesel Film (Profesyonel): ''Geçmiş Mazi Olmadı'' filmiyle Mehmet Özgür Candan,

Seçiciler Kurulu Özel Ödülü: ''Canbaz'' filmiyle Sedat Aygün,

 

 

ÖDÜL ALAN KISA FİLMLER

Umut Tümay Arslan, Kerem Akça, Özgür Doğan, Bora Gökşingöl ve Özgü Namal, ''Ulusal Kısa Film Yarışması'' bölümünde ''En İyi Kurmaca'' ödülünü ''Ali Ata Bak'' adlı filmiyle Orhan İnce'ye, ''En İyi Deneysel'' ödülünü ''İnfantil Amnezi'' filmiyle Can Mengilibörü'ye, ''En İyi Canlandırma'' ödülünü ''Magnus Nottingham'' filmiyle Ayçe Kartal'a ve ''Seçiciler Kurulu Özel Ödülü''nü ise ''Kız Çocuğu'' filmiyle Hakan Berber'e verdi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Alacakaranlık Şafak Vakti filminin ilk resmi fragmanı yayınlandı..

 

Serinin dördüncü kitabının filmlerinin iki bölüm olacağını 2011'in başında öğrenmiştik. İlk bölümü geçen yılın Kasım ayında yayınlanan filmin devam filmi ise bu sene 16 Kasım'da vizyona girecek.

Filmin ilk resmi fragmanı yayınlandı. Fragmanda Bella'yı çok hızlı koştuğunu, Edward ile olan sahnede ise, Edward'ın kendisine "Şimdi vücut sıcaklıklarımız aynı" dediğini görüyoruz.

 

Yeni filmde, Alacakaranlık hayranları artık bir insan ve bir vampir değil, iki vampirin aşk hikayesine tanık olacak. Şafak Vakti filmi Bella'nın vampire dönüşmesi ve gözlerini açması ile bitmişti. Artık bundan sonra Bella yepyeni bir hayat adım atacak.

http://video.haberturk.com/sinema/video/alacakaranlik-safak-vakti/59261

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hugh Jackman Sefiller'i oynuyor!

 

Victor Hugo'nun ünlü romanı Sefiller'den (Les miserables) uyarlanan aynı isimli müzikalden ilk fotoğraflar gelmeye başladı

 

Yönetmenliğini

Zoraki Kral (The King's Speech) ile Oscarı kucaklayan Tom Hooper'ın yaptığı filmde başroldeki Jean Valjean karakterine Hugh Jackman hayat veriyor.

 

Beyazperde.com'un haberine göre, iyiliğin kötülükle kol kola gittiği bir hikâyeyi anlatan Sefiller'de, 18 yıl hapis yattıktan sonra dışarı çıkan ama kaderinden kaçamayan Jean Valjean ve Russell Crowe'un canlandırdığı polis müfettişi Javert'in yaşamına ortak olacağız.

 

Anne Hathaway, Amanda Seyfried, Sacha Baron Cohen, Eddie Redmayne, Samantha Barks, Aaron Tveit ve Helena Bonham Carter gibi geniş bir kadroya sahip filmin çekimleri Londra'da hız kesmeden devam ederken vizyon tarihi de 2013'ün Ocak ayı olarak açıklandı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...