Jump to content

Kasyopya Celseleri / Ham Transkriptler


bozadi

Önerilen Mesajlar

Arkadaşlar,

bu celseleri okumuş-yorumlamış biri olarak ve bundanda öte bu günlerde dünya gerçeğini ya da varoluş gerçeklerini bu celselerle yorumlamayı (kısmen) deneyen biri olarak bi kaç içten yorum/düşünce-açılım sunmak/belirtmek istiyorum;

 

kendi gerçeğinizi gözlemler sonucu bulun; gerçek gözlemlenebilirdir, zihninizi açın

öğrenin, öğrenmek demek zırhlanmak demek,

kimsenin size bi şey söylemesine gerek yok, ihtiyaç duyduğunuz her şey zihninizde killitli duruyor,

kendinize sorular sorun ve yanıtlar alın, deneyin, bakın, görün;

evriminizi tamamlamak için kimseden (hiç bir kaynaktan) yardım almanıza gerek yok;

diğerleriyle ağ bağlantısına geçin, diğerleriyle bilgi paylaşımına yönelik işbirliği (networking) içinde olun, sizin gibi olanlarla iletişime geçin-bağlantı kurun; (taşlar yerine oturacaktır;)

 

yukarıda sunduğum alıntılar kasyopya verisinden derlenmiş kalıplardır, Ki bunun gibi nicesi sayılabilir, Buraya da alıntılayıp derleyebilirim; Genelde bu veri başka ve diğer kanal kaynakları ve veriler gibi değerlendirilir, değildir, Neden denirse bu tartışılabilir, Uzun uzun tartışılabilir ama değildir, Ben yine kanallığın kendi belirtmeleri ile açılımlar yapacağım; Tamamı celse içeriğine dayana yorumlardır, Benim kişisel yorumlarım değildir,

 

Birincisi yazdıran-yazdırıcı bi varlık olduğu düşünülür, Bi varlık yoktur ya da bu yorum yetersizdir, neden?

Kaynak kendisi "biz gelecekteki siziz" der, Yani böyle yorumlanırsa bu bir gelecek iletişimidir ya da gelecekle konuşmadır,

"biz sizin yüksek benlikleriniziz" anlamında yorumlanabilecek belirteçler mevcuttur, Bu psikolojide de vardır, İlkel benlik-benlik ve üst benlik, Üst benlik ahlakı, kusursuzluğu, içsel ruhsal öğüdü vb. ifade eder, Sokrates' içinde bi tanrısal vicdan sesi olduğunu belirtir, Bunun gibidir;

Geçmiş ve geleceğin içiçe olduğu belirtilir, Bu durumda bizden ayrı ya da bizim fiziksel/zihinsel/ruhsal varlığımızdan ayrı bi varlıktanda söz edilemez;

Kısaca ve özetle bu kişinin kendiyle iletişiminin ya da kendi geleğiyle iletişiminin ya da gelecekle ve evrensel zihinle iletişimin bir yansımasıdır, Kaynağa göre yapılacak yorumlar buna düşer;

 

Kanallık kavramı kaynakta tam olarak şöyle yorumlanır;

"Bilinçaltı zihinle, bilinçdışı zihinle ve evrensel zihinle ya da diğer benliklerle iletişim kurmaktır,"

Zihin sonsuz erişimli ve akıl sınırsız olarak yorumlanır, Zihin istediği her veriye erişebilir;

 

Tek bir varlık olmadıklarını ve "nasıl oldukları algısının bizim perspektifimize uymaycağını" belirtirler ve önemle vurgularlar, Bizi bireyler olarak ya da bireysel düşünmeyin diye sıkça belirtilir, Celselerde isim kullanmalarının nedeninin bizim alışkanlıklarımıza yönelik olduğu belirtilir; Ve isim kişi ya da varlığı belirtmez, Celseler bunu anlatır,

 

Fiziksel varlıkları yoktur,

 

Herhangi bir gezegende ya da Kasyopya takım yıldızında yaşamazlar, Kasyopya bi iletişim noktası ya da kanalı olarak verinin yansıdığı hattı-bağlantıyı ifade eden bi noktadır, Bu celselerde belirtilir,

 

Gezegensel dönüşüm-geçiş süreci ve ya da büyük döngünün kapanması olarak belitilen durumla ilişkili olarak bizlerle birleşmek üzere merkez yoğunluktan gelen bi dalga ile gelmektedirler benzeri yorum vardır, Ve geçişte bi kısmımızın onlarla birleşeceği ve bunun eşsiz bi deneyim olacağı belirtilir,, Yani kişini kendi geleceği ya da yüksek benliğiyle birleşmesi ya da iletişimi benzeri bi şeydir bu; Bunu yansıtır, Belki de geçişi gerçekleştirecek herkes için ve bu durumda bu geçişi gerçekleştiecek herkes kanal yazdırıcısıdır ya da yazdırıcı varlıktır aynı zamanda;

 

Celse içeriği bir verme içeriği değildir, İçerğin neredeyse tamamı sorulan sorulara (büyük oranda Laura'nın sorularına) sunulan yanıtlardır, Ve bu nedenle yanıtları aşamaz ya da yanıtlardan öte bilgi ve veri içeremez,

 

Genel olarak bir grup ve ekip çalışmasıdır, Celseler/oturumlar sürmektedir, Özel hayat bilgilerine kadar neredeyse her şey açık olarak sunulmaktadır, Açıklık ve şeffalık ve deneysellik anlayışı sunar ve yansıtırlar, Grup iletişime açıktır, Skype ile uzak yakın katılımcıların oturumlara katılımı ve etkileşimi sağlanır; Grubun web siteleri ve erişebilirlikleri vardır, Örneğin web sitesi ya da forum yoluyla kendilerine ulaşıp-erişilip yazışılabilir, sorgulanabilir, ietişim kurulabilir; bilgi alınabilir;

 

Grubun tek çabası öğrenmek-gelişmek ve kısaca gerçeğin peşinde koşmaktır, Sunulan bilginin/içeriğin kimseye vaadi ya da kimseden beklentisi yoktur, Grubun kendi çalışmasıdır ve erişimin sunduğu/belirttiği evrensel ilklerin paylaşımı tavsiye etmesi nedeniyle bu veriler paylaşılır, Bi çoğumuz okur ve incelersek göreceğiz ki; Bi ruh tablası bizim hükümetimiz/resmi kurumlarımız ya da bazı insanlarla ilgili bunları yazdırsa yayımlayamayız bile belki, İçtenlik ve dürüstlük yoğundur, Açıklık yoğundur,

 

doğrudur-yanlıştır-sorgulanabilir ben buralara girmiyorum bile, Tabi ki hepimiz her şeyi sorgulayacağız, Sunulan veriyi objektifçe incelemek ve acaba gerçek bu mu? olabilir miyi sorgulamaktan bahsediyorum ben, Keşke daha iyisini biz yapabilsek, Örneğin ben kendi başıma oturduğum yerden başkalarının bana hazır sunduğu şeyleri okuyup neden ben daha iyisini yapmayı denemiyorum demedikçe tarafsızca okumayı yeğlerim, Ekip kendisi bu deneysel bi çalışmadır ve biz de sorguluyoruz diyor (kendilerini tanıtımında)

Ve çalışma/kanallık; kendisinin (oturumda alınan veri ile) yüzde onyedilik yanılma hata içerdiğini belirtir, Yüzdeonyediyi eleyemeyeceğime göre bu veriye değer veren ben bile hepsini hatalı veri olabilir penceresinden okur ve yorumlarım;

 

Ben özellikle bu celseleri yorumlayan ya da eleştiren arkadaşlara sormak istiyorum/z, Kaçımız gruplaşarak ve bir araya gelerek, tarihten-dine, mistisizmden okültizme, fizikten-bilime ne bulursak okuyup- birbirimizle paylaşıp, birlikte sorgulayıp gerçeği bulmak üzere bir ekip ve grupla birlikte çalışmak gibi bi çabanın içindeyiz örneğin;

Bununla yetinmeyip, gerçeğin ve bize anlatılanlardan ibaret olmadığını, bilgimizin yetersiz olduğunu düşünüp ruhsal/spiritüel deneysel metdolojilerle iki yıl kadar (bıkmadan usanmadan güvenebileceğimiz bi kaynağa erişim sağlayana dek) deneyler yaparak kendimiz bi kanal kurmaya ve aldığımız her veriyi tüm dünyaya sunmaya-paylaşmaya açığız, Hangimiz bunu yaptık, Ben kendime sorarım;

 

bu veri eşsiz ve benzersizdir çünkü katılımcıdır, açıktır, ekip çalışmasıdır, Süreğen açık bir kanaldır, 20 yıldır aralıksız sürdürülmektedir, Bi gruba yada kişilere saklanmamıştır ve kişilere özel alınmamıştır, Gizli-saklı değildir, Kişilerin özel soruları yanıtlansa da; kanal ekibe bunu tavsiye etmez ve evrensel gerçekleri, ruhsal gerçekleri sormaları/sorgulamaları konusunda onları yüreklendirilmektedir ve yönlendirmektedir, Bilgiden öte- Ruhsal tavsiyeleri ve düşünce kalıpları güçlüdür

 

Biz örneğin bu içeriği içerdiği bilgi dışında ayrıca kategorilendiririz, Bi iletişim ve sunum ve cevaplama biçimi olarak bize içeriğin sunduğu varsayılan bilgiden çok fazlasını ifade eder; İçinde bilgi küpü bulalım diye değil de, düşünce kalıpları için özellikle okuruz ve bazen tekrar tekrar okuruz, Zihinsel iyileşme/yenilenme sağlar, Kasyopya forumu incelenebilir, Bi çok kişi bu veri tabanı ile ruhsal gelişme benzeri deneyimlerini ya da ilgilerini paylaşmaktadır;

 

Öte yandan bu ses/yazım kişinin yüksek benliğinin, -öz sesinin- yani içsel rehberliğinin bi yansıması ve ifadesi ise, bizim için gerçek anlamı budur, Bu metodolojinin ve içeriğin bize yansıttığı bilgiden öte budur, Bilgi vardı yoktu, şuydu-buydu, Bizim için bu kanal bu ya da bunlar değildir;

 

Örneğin benim için bu kanalın ve kanallığın gerçek anlamı içsel rehberlik ya da yüksek benlik ile iletişim modellemesi sunup-sunmadığının bu alanda pratik geliştirip geliştiremeyeceğini, yarar sağlayıp sağlamayacağının sorgulanmasıdır;

 

"Eğer o ses ve rehberlik gerçekse, gerçekse herkesin sesi orda ve hepimiz o kanalın sahibiyiz ve sesiyiz;"

 

"Kimsenin seni yolundan alıkoymasına izin verme-

Pes etmeyin, Sabır faydasını gösterecek -Kasyopya Celseleri"

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Birikinti,

Öncelikle yazdığınız açıklama için çok teşekkürler.

Celselerin hepsini okumadım. Ama okuduğum kadarıyla da etkilendim. Merak edilen olaylara bir açıklama sunuluyor. Doğrudur diye balıklama atlamadım. Yanlıştır diye kafamı da çeviremedim:)

 

mesela kaynağın kendisi için "biz gelecekteki siziz" demesi bana çok basit bir düşünceyle insan topluluğunun gelecekte ulaşacağı noktanın belirtilmesi gibi geldi. Yani zihinsel ve teknolojik anlamda gelişerek diğer uygarlıklarla bağlantı kuracağını mesela. Tabi ben daha işin çok ama çok başındayım ve henüz bu bilgileri anlamak için gerekli olan düzeye sahip değilim.

Aslında fırsat olsa karşılıklı konuşulabilse. Uzun uzun okumaktan daha yararlı olur ama mümkün olmadığından fırsat buldukça okumaya çalışıyorum.

Düne kadar hiç farkında olmadığım birşey vardı mesela. 21 Eylül 2012'de duyulan sesler. Sanırım 21 Aralıktaki celsede "geçiş dönemi" olarak aktarmış bu olayı. Daha ayrıntılı bilgi var mı bu olayla ilgili bildiğiniz.

Çok teşekkürler bir kez daha.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

21 Eylül 2012'de duyulan sesler. Sanırım 21 Aralıktaki celsede "geçiş dönemi" olarak aktarmış bu olayı. Daha ayrıntılı bilgi var mı bu olayla ilgili bildiğiniz.

Çok teşekkürler bir kez daha.

 

dünyanın bi çok yerinde bildirilen bu tip çok fazla benzer olay var, hatta çok daha ilginçleri belki, Bunların bazıları celselere soru olarak geçiyor, Farklı şekillerde yorumlanıyor,

 

Örneğin;

S-Dünya genelinde ve özellikle Kiev’deki garip sesleri sormak istiyorum. (L) Evet, gökyüzünde bir trompet gibi garip sesler duyuluyormuş.

C-Çoğunlukla Güneş sistemi enerji girdisindeki artış nedeniyle meydana gelen radyo tipi dalgalar.

gibi,

 

farklı durumlarda farklı yorumlamalarda var tabi, ama şimdi alıntı bulamadığım için yanlış yorum sunmak istemedim;

Grubun yine dünya değişimlerini indeksleyen bi sayfası daha var,

Signs of the Times - Independent Unbiased Alternative News for Fri, 11 Jul 2014

Bu sayfada aşağıdan bölüm indekslerine ulaşılabilir, Ve hatta benzeri olaylar taranabilir, google translate ile kısmen taranıp anlaşılabiliyor,

 

ben teşekkür ederim;

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaklaşık 2 sene önce tümünü okumuştum bu celselerin. Hatırladığım kadarıyla 8 dalga(bölüm) vardı ve su gibi okumuştum. Zaten kanal bilgisi görünce okumadan bırakmam. ''Biz gelecekteki sizleriz'' tanımlaması ile benim de çok ilgimi çekmişti zaten. Sorulara genelde kestirme cevaplar veriliyordu. Bir ara tekrar okumayı düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaklaşık 2 sene önce tümünü okumuştum bu celselerin. Hatırladığım kadarıyla 8 dalga(bölüm) vardı ve su gibi okumuştum. Zaten kanal bilgisi görünce okumadan bırakmam. ''Biz gelecekteki sizleriz'' tanımlaması ile benim de çok ilgimi çekmişti zaten. Sorulara genelde kestirme cevaplar veriliyordu. Bir ara tekrar okumayı düşünüyorum.

 

dalga serisinin olduğu site/bölüm üzerinden okudu iseniz muhtemelen ham transkriptleri okumadınız,

onlar daha çok makalelerdir ve içerlerinde alıntılar ile oturum ve celselere ara ara yer verir;

beilgi vermek ve belirtmek istedim;

 

Buradan mı okumuştunuz,

yani bu site ise daha çok bi tanıtım/sunum sitesidir;

Cassiopaea Türkçe

 

İngilizce transkriptlere bağlantı ve link içerir ancak Türkçe bağlantı yoktur, Türkçe transkriptlerin tamamı"baskalarinahizmet.com" da bulunabilir;

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İçinde bulunduğumuz gezegen bütün varlıkların 'ortak alanı' olarak adlandırılır ve ruhsal tekamülümüzü tamamlamamız üzere yaratılmıştır. 'Ortak alan' olarak faaliyet gösteren dünyamız; farklı kamusal bilinçlere ev sahipliği yapmasından dolayı karmaşa içerisinde olan bi yerdir. Birden fazla kamusal bilinç olması ve bu kamusal bilinçlerin bir noktada birbirlerinden ayrılık göstermelerinden doğan fikir ayrılıkları ve savaşlar yaşanmaktadır. Diğer Varlıklar daha önce defalarca kez insanlar üzerinden birbirleriyle mücadele verme faaliyeti içerisine girişmişlerdir. İnsan olmayan hiçbir canlı insanlar için faydalı olmayacaktır. Kurtuluşu diğer varlıklarda değil kendi içimizde aramamız gerekmekde. Diğer varlıkları bizden üstün olarak görerek büyük bir yanılgıya kapılırsınız dostlarım ve bu yanılgı zamanla uşaklığa kadar gidebilir. Unutmamanız gereken nokta şu; bizler diğer bütün varlıklardan üstün ruhani titreşimlere sahip olarak yaratıldık. Ve daha sonra gelişen olayların sonucunda içinde bulunduğumuz maddesel ilüzyona düştük. Beynimizin büyük bir kısmını kullanmamız engellendi. Kromozomlarımız pasifleştirildi, fakat yok etmeyi başaramadılar. Bizleri hastalıklı ve ölümlü bedenlere yerleştirerek içinde bulunduğumuz maddesel ilüzyona hapsettiler. Diğer varlıklarla temaslar kurmakdan çekinmeyin; onlardan öğrenebileceğimiz çok fazla bilgi olduğunun bende farkındayım. Fakat aranızdaki temaslar bilgi alışverişi dışında herhangi bir bağlılık veya anlaşma içermemeli. Zira; diğer varlıklara uşaklık yapan kişiler uşaklıklarının karşılığını çok iyi aldıkları gibi cezalarınıda alacaklardır. İnsan olmayan hiçbir varlık; insanlara tamamiyle saf ve temiz duygularla yardım etme çabası içerisine girmez. Mutlaka bir çıkarı vardır. Çünkü kendi aralarında verdikleri kıyasıya bir mücadele var. Ve 'ölümün' olmadığı bu savaş sadece sahip oldukları kamusal bilinci/gözü dahada güçlendirmeye ve genişletmeye yönelik bir çabanın sonucu ortaya çıkmıştır. Daha önce dünyamıza iniş yaparak bizlerin hür iradelerine tecavüz ettiler ve saçma sapan işlere kalkışıp ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Kendilerini 'profosyonel' ve kusursuz olarak gösteren bu 'diğer varlıklar' aslında hata yapabilen ve kaybetmeye alışık olan varlıklardır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

son celse ilginçti bu arada?

 

Sezar ile yapılan celse çok çok ilgimi çekti. İsa'nın hiç yaşamamış olması,sezarın hayatının isa diye saptırılması ve dahası.. Gerçekten ilgi çekici bir celseydi. Özellikle Sezar gerçekten bana cana yakın bir hissiyat verdi. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Son celsenin başında daha önce İsa'yla ilgili yapılan oturumda verilen cevaplarla ilgili olarak

"Alamazdın. Bir soruyu güçlü bir önyargıyla sorduğunda, inanma iradeni ihlal edemeyiz. "

gibi bir yanıt açıkcası beni biraz şaşırttı. Yanlış mı anladım bilmiyorum ama cevapların ne kadarının doğru ne kadarının inançları etkilememek için yanlış verildiğini nasıl anlayacağız.

Bir de soru soran ekip biraz nasıl desem konsantrasyonları dağınık gibi. Soru sorarken cevap beklemek yerine aralarında geyik yapıyorlar gibi. Okurken dağılıyorum. Son celseyi tam okumadım dönüp devam ediyim :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu tarz uzaylı varlıklar dünyamıza sızmaya çalışan virüsler gibidir. Ve biz bu tarz virüslerle her dönem karşılaşırız.

İnsan olmayan hiçbir varlığa güvenmeyin. Size bilgi aktarımında bulunarak; aslında kendi ruhani titreşim yoğunluklarını arttırıyorlar. Bilgi edinmek gibi, bilgi vermekde ruhaniyeti geliştirir.

Hepimiz bir' iz , bir noktadan türedik. Bir; her şeydir, her şey; bir' dir diyorlar. Ve kendine hizmet - başkalarına hizmet adı altında 2 farklı düşünce formuna ayrılıyorlar. Bu ne çelişki? Hani her şey bir' di. O halde kendine hizmet ve başkalarına hizmet diye bir şeyin olmaması gerekir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Bilgi sizi korur, bilgi çok önemlidir" diyerek insanları mantığa yönlendiriyorlar ve duygudan/hissiyattan uzaklaştırıyorlar. Böylece insanları robotlaştırmayı planlıyorlar arkadaşlar. Dikkat edin. Önceki postta belirttiğim gibi; diğer uzaylı varlıklar dünyamıza sızmaya çalışan virüs gibidirler. Tek işleri yalanlar söylemek ve kandırmaya çalışmaktır. Gerçek deccal; bunların ta kendisidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Bilgi sizi korur, bilgi çok önemlidir" diyerek insanları mantığa yönlendiriyorlar ve duygudan/hissiyattan uzaklaştırıyorlar. Böylece insanları robotlaştırmayı planlıyorlar arkadaşlar. Dikkat edin. Önceki postta belirttiğim gibi; diğer uzaylı varlıklar dünyamıza sızmaya çalışan virüs gibidirler. Tek işleri yalanlar söylemek ve kandırmaya çalışmaktır. Gerçek deccal; bunların ta kendisidir.

 

Konuyla uzaktan yakından alakanız olmadığı çok belli. Kendi fikirleriniz var,buna saygı duyarım. Fakat konu hakkında detaylı bilgi birikimine sahip olmadan insanları henüz okumadan ve kendi fikirlerini oluşturmadan manipule etmeniz çok yanlış bir davranış. Kimse kimseyi robotlaştırmıyor. 2 senedir okuyor ve nefes tekniklerini uyguluyorum. Ne robotum ne de deccalin askeri.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben açıkçası bunu yorumlayamadım;,

ben daha öncede belirttim benim celselerde önceliğim ruhsal rehberliğe ilişkin düşünce kalıpları yani tarih bilgileri değil; bu tip bilgilere hep şüpheyle yaklaştım; sorguladım;

 

Ama bende, İsa diye bi insanın bi şekilde yaşamış olabileceğini düşünürdüm ve düşünüyorum da hala; İsa'nın Sezar olması da bana yapay geldi, Tam aksine o celse de İsa'nın Sezar olabileceğine ilişkin güçlü bi önyargı da bunu doğurmuş olabilir o zaman, sorgulanmalı ya da her şey sorgulanmalı, Ben örneğin tutup şimdi de İsa Sezar'mış diye kabul etmem;

 

Ya da İsa Sezar ve başkaları olan bi çok kişinin hayatı olabilir; bilmiyoruz; Ben kendim celselerde bu tip içeriği karşı hep inanma konusunda hep temkinliyim;

 

Caesar Marcus Aurelius ;

Örneğin bu kişiyi buldum ve araştırdım internetten, Stoacı flozof deyince;

Hem filozof hem kral olan o;

Sözleri; tr.wikiquote.org/wiki/Marcus_Aurelius

 

Öte yandan Poseidon vurgusu var ve araştırmaya yönelten/iten bi vurgu; Yani işin ucu felsefe ve mitoloji ye , tiranlara tanrılara savaşçılara ve savaşlara dayandı;

 

Bende celselerde daha önce geçen;

İsan'nın geçmiş yaşamlarından birinin Sokrates olduğunun söylenmesini düşündüm, Üç kadın ve diğer şeyler; Hala boşluklar var ve sanırım gelecek oturumlar çözecektir;

Filozof olan Sokrates savaştı, İyiliğin bilgisini sunan Sokrates başka bi yaşamında savaştı ve ordu kumandanı yapıldı, bunları düşünün;Aslında Sokrates Atinalılarla da savaştı, Bilgisizlerle ve bilgisizlikle de savaştı, Doğruları söyleyebilmek pahasına öldü;

 

Özellikle celselerde geçen İsa düşmanları vb. ifadeler var, Bu bende çoklu İsa ya da birden çok kişiye bi çok ruha, hatta ruh haline İsa denmesi ya da bi ruh grubu ve ailesine belki İsa denmesi benzeri çağrışımlar geliştirdi,Belk ide dördüncü yoğunlukta bedenlenecek tüm ruhlar/kalpler ve onların tüm geçmişleri, Bilmiyorum;

 

Ben bunlara takılmadım, Şunu buldum;

Celse çok önemliydi; Çünkü kişler sınavlarını-sınamalarını geçti;

20 yıllık bilgi ve inançlarını sorguladılar, 20 yıl önce aldıkları bilgiyi yanlışlayan bilgiyi bugün almak ve sunmak (yayınlamak-düşünmek) konusunda herhangi kararsızlık ve çekimserlik yaşamadılar; Celsenin gerçek anlamı budur,buralardadır;

 

Kendilerine olan güven ve inancın ya da kanala olan güven ve inancın sarsılmsı konusunda hiç bir çekince yaşamayarak amaçlarının bilgi ve öğrenme olduğunu gösterdiler; Yani art niyetlerle kendilerine inanan bi grup oluşturmak ve güç toplamak değil de yerilen gerçeğe (sadık olma/adanma-sorgulamaya) her zaman hazır olduklarını sınadılar ve başarılı oldular;

 

Gerçek karmaşık, Gerçeği boşverelim, İsa'yı da boş verelim, İsa'lar buluruz, açık olun;

 

Kendi gerçeklerini-gerçekliklerini-tarihi vb. yi alt üst edebilecek şeyleri sorgulamaya hazırlar,

zamn algısını çarpıttılar, Tarih yazımcılığı başımıza yıkıldı, Zihnimiz burkuldu, Sonuç bu;

Bunlar bence büyük açılımlar olduğu ve olacağı anlamına gelir,, Sok ediciler geleceği ve yaşayacağımız gibi;

Bence o celseyi okuyan herkesin zihni sarsıldı, Özellikle İsa'ya dua eden ve hristiyanlık geçmişi olanlar, İnsanlara kendilerine inanmaları ve kendi içlerine dua etmeleri ve içlerindeki savaşçıyı bulmaları için bi şans verildi, Çünkü dua ettiklerin isandıkları kiş iaslında bi başkası olabilir, Neye inanıyorsunuz ve neye inanıyoruz, Yarattığımız bi İsa'ya işte, Kendi yarattığımız bi İsa'ya;

 

İsa gibi bi barışçının/sevgicinin yönü ordu yönetmiş bi savaşçıya çevrildi; Savaşın demek bu;

 

bu celse herkese sorgulamadan inanmamayı ve tek kaynağa güvenmemeyi öğretiyor ve atelate varanları silkeliyor; Bitler dökülecek;

 

Yarattığınız (ya da başklarının size anlattığı) şeye dua ediyorsunuz dendi insanlara, İsa aslında diğer yüzünü çevir sevgicisi ve sevgi bu değil dendi insanlara ve okuyuculara, Sevgini gerçek anlamını düşünme şansı verildi; Güçlü psişik etkileri olur umalım ve bi takım kanal okuyucusunu dökecektir de bu, Güçlü bi celse, güçlü ve anlamlı, barış;

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bunu söylemek istemiyordum ama işte celseleri basmakalıp okuyanların başına yıkıldı celseler;

referas sözcüklerini hatırlayın,

tarihi bilgiler verileriken bir referans göre denilmesini; (ve değişmesini)

yine geçmişte ki nuh örneklerini hatılayın, Nuh'un da olmadığı söylendi ama Nuh diye bi kişiden de bahsedildi;

yorumlama celseleridir bunlar didaktik tarih yazımcılığı değil

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuyla uzaktan yakından alakanız olmadığı çok belli. Kendi fikirleriniz var,buna saygı duyarım. Fakat konu hakkında detaylı bilgi birikimine sahip olmadan insanları henüz okumadan ve kendi fikirlerini oluşturmadan manipule etmeniz çok yanlış bir davranış. Kimse kimseyi robotlaştırmıyor. 2 senedir okuyor ve nefes tekniklerini uyguluyorum. Ne robotum ne de deccalin askeri.

Konuyla olan yakınlığım sahip olduğum kamusal bilinci aktarabilme yeteneğimle alakalıdır. Ben altı senedir parasikolojik varlıklar ve varlıkların kendi aralarında yaşadıkları olayları yakından takib ediyorum ve; tamamiyle belirli bir mantık üzerine kuruludurlar. Fiziksel boyutlara inme arzuları sonsuzdur. Bu karakterleri sayesinde sistemin içinde sıkışıp kalmışlar. Yoğunluk derecesini üç den dört'e çıkartıp, daha sonrada beşe geçebileceğiniz bilgisi bizim anlayabileceğimiz kalıplarda 'müthiş' bir sistem üzerine oturtulmuşlar. Ama bu bir kandırmaca:) Anlayamadığınız şey bu; burası üçüncü yoğunluk derecesi ve hafızanın sıfırlandığı tek yer burası. Burdan sonra bütün yoğunluklara direk geçiş yapabiliyorsunuz. Dört, beş, altı, yedi . . sistemin bir parçası bunlarda. Maddesel ilüzyondan çıkmak demek, sistemin dışına çıkmak demek değildir çünkü sistemin dışında 'düşünemezsin'. Ve sadece hissedebilirsin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuyla olan yakınlığım sahip olduğum kamusal bilinci aktarabilme yeteneğimle alakalıdır. Ben altı senedir parasikolojik varlıklar ve varlıkların kendi aralarında yaşadıkları olayları yakından takib ediyorum ve; tamamiyle belirli bir mantık üzerine kuruludurlar. Fiziksel boyutlara inme arzuları sonsuzdur. Bu karakterleri sayesinde sistemin içinde sıkışıp kalmışlar. Yoğunluk derecesini üç den dört'e çıkartıp, daha sonrada beşe geçebileceğiniz bilgisi bizim anlayabileceğimiz kalıplarda 'müthiş' bir sistem üzerine oturtulmuşlar. Ama bu bir kandırmaca:) Anlayamadığınız şey bu; burası üçüncü yoğunluk derecesi ve hafızanın sıfırlandığı tek yer burası. Burdan sonra bütün yoğunluklara direk geçiş yapabiliyorsunuz. Dört, beş, altı, yedi . . sistemin bir parçası bunlarda. Maddesel ilüzyondan çıkmak demek, sistemin dışına çıkmak demek değildir çünkü sistemin dışında 'düşünemezsin'. Ve sadece hissedebilirsin.

 

ben girmeycektim bu tartışmaya ama;

sizin bilgi tabanınız nerden ve neye dayanıyor;

tüm bu kullandığınız terminolojiyi ve bilgi yapısını nerden ve hangi kaynaklardan edindiniz?

lütfen cevaplayın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

burası üçüncü yoğunluk derecesi ve hafızanın sıfırlandığı tek yer burası. Burdan sonra bütün yoğunluklara direk geçiş yapabiliyorsunuz. Dört, beş, altı, yedi . . sistemin bir parçası bunlarda.

 

hayır örneğin söylediğiniz ve kullandığınız bu boyut terminolojisini hangi kaynaktan/kaynaklardan edindiniz;

çünkü bu ve benzer kanal kaynaklarından başkası bunu yazmaz,

yedi yoğunluklu terminolojiyi kasyopya ve RA kullanır yanılmıyorsam,

sonuç olarak sizin bilgi tabanınız ve terminojnizde felsefeye ya da bilime değil de bu kaynaklara, benzer kaynaklara dayanıyor değil mi?

onu soruyorum,

sonuç olarak şunu demek istiyorum, buradan edindiğiniz bilgi tabanı ile onu kullanarak bu kaynağı eleştiriyorsunuz

kaldı ki kasyopya kanalı ile ilgili genel bi bilginiz, okumanız-incelemeniz ve araştırmanız olmadığı , yukarıda yazdıklarımızı okumadığınız da açıkça görülüyor;

yukarıda yaptığınız yorum hayali olma ötesi ve utanç verici,

sizin adınıza üzüldüm;

 

bakın, araştırın, okuyun, öğrenin bilgi edinin, bilgi her şey diyen bi yapıyı

bilgi edinin demesiyle kınıyor ve ayıplıyorsunuz;

 

bilgisizlik her şey diyorsunuz ve bilgisizliği baştacı edip göklere çıkarıyorsunuz o zaman;

 

bilgisizlik korur, oldu mu?

 

lütfen içtenseniz bu forumda kullandığınız terminolojiyi edindiğiniz tüm kaynakları listeleyin;

ra bilgileri mi? ruhselman okumaları mı? ya da başka neler;

 

hepsine deccal işi demekten onur duyacağım ve bilgisizliğimi paylaşacağım;

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Bilgi sizi korur, bilgi çok önemlidir" diyerek insanları mantığa yönlendiriyorlar ve duygudan/hissiyattan uzaklaştırıyorlar. Böylece insanları robotlaştırmayı planlıyorlar arkadaşlar. Dikkat edin. Önceki postta belirttiğim gibi; diğer uzaylı varlıklar dünyamıza sızmaya çalışan virüs gibidirler. Tek işleri yalanlar söylemek ve kandırmaya çalışmaktır. Gerçek deccal; bunların ta kendisidir./QUOTE]

 

"Gerekli olan tek savunma bilgidir. Bilgi, sizi varoluştaki tüm olası zarar biçimlerine karşı korur. Daha fazla bilginiz oldukça daha az korkunuz olur, daha az acınız olur, daha az gerilim hissedersiniz ve herhangi tür veya biçimde daha az tehlike deneyimlersiniz. Şimdi bunu çok dikkatlice düşünün çünkü bu çok önemli: "Bilgi" sözcüğünün ardındaki kavramın herhangi bir sınırı var mı? Eğer bu kavramın sınırı yoksa o kelimenin değeri nedir? Sonsuz. Bu tek kavramın, bu tek anlamın sizi bütün sınırlandırmalardan nasıl serbest kıldığını anlayabiliyor musunuz? Bilgi kelimesinin ve bu kelimenin manasının, ihtiyaç duyabileceğiniz herşeyi nasıl sağlayabildiğini anlamak için altıncı duyunuzu kullanın."

bu bir kasyopya celseleri içeriği alıntısıdır, Dikkat ederseniz bilgi kavramının ne anlama geldiğini anlamak için hislerinizi kullanın diyor;

 

bizi hislerimizi kullanmaktan ötelediğiniz iddia ettiğiniz bu şey ve kaynak diyor bunu;

bugünlerde üzerimize tamamen histen/duyumsayıştan oluşan bi dalga geldiğini söyleyen ve bu dalgayla etkileşmek için hislerimizi kullanmamızı söyleyen bu kaynak;

hislerin seni yanıltır mı? sezgilerinize güvenin diyen bu kaynak;

 

bilgi korur diyen tek kaynak budur bildiğimiz;

insan olmayan kaynaklar güvenmeyin diyorsunuz,

 

Söylediklerinizde bi ölçüde haklılık ve doğruluk payları var, Ancak eleştirilerinizin bu kaynak üzerinden yöneltilmesi yanlış ya da bu başlık üzerinden yöneltilmesi yanlış, Alelacele bilgi korur açıklamasını görüp kaynağı okuyup bilmeden nitelemeniz yanlış, Ola ki siz haklı olun yine de yaptığınız bu değerlendirme yanlış ve bir önyargı; İyi niyetli de olabilirsiniz bakın hatta muhtemelen kendinizce iyiniyetlisiniz;

Örneğin kanallık yaptığını ve bu tür mesajlar ilettiğini belirten bi çok şarlatan var, Uzaylı şarlatanlarda var ve vardır muhakkak, Bu celseler anlatıyor onları-sizin söylediklerinize de bu kaynak kendi anlatıyor merak etmeyin, Okyun-bakın ve görün,

Onları bulun-gerçek şarlatanları bulun ve onlara söyleyin;

 

Birincisi bi önceki sayfaya dönüp ve yorumumu mesajımı okursanız, İnsan olmadığını ya da uzaylı olduğunu iddia eden bir varlık yok ortada; "Biz siziz" diyorlar, Uzaylı ya da varlık olma iddiası yok, Bizi yönlendirmeye/bilgilendirmeye çalışmadan önce okumuş-dinlemiş ya da sormuş ve incelemiş olsaydınız zaten biliyor olurdunuz, Bu kaynakla ilgili zaten ilginiz/bilginiz olsa zaten biliyor olurdunuz değil mi?

 

Bu kaynak hakkında bilginiz olmadan kaynağı ya da belirttiği bir ifadeyi eleştiriyorsunuz, Genel kanallık şarlatanlıklarının sunduğu donanımlarla bu kaynağı eleştiriyorsunuz; Tam aksine bu yapı ve kaynak sizin belirttiğiniz gerçekleri paylaşan ve aydınlatan bi kaynaktır, Sizin söylediğiniz şeylere yakın ve benzer şeyler de söyler, Biz de zaten o yüzden okuyoruz ve birlikte okuyalım ya da okuyanlarla tartışalım diyoruz, Biz de sizin gibi insanlar uzaylılara güvenmesin ve insanlara güvensin dediği için bu kaynağı önemsiyoruz,

 

Bundan da öte, Siz kendiniz uzaylılar olarak belirtilen kaynakların sunduğu bilgi ve anlayış tabanı ile ve sözcükler ve anlatımlar ile de donanmışsınız, Buradaki karmaşayı görüyor musunuz?

 

Ben iyiniyetle söylüyorum ki;

Lütfen bu eleştirilerinizi kasyopya metinleri üzerinden yapmayın, başka kaynaklara sunun, Uzaylıları da istediğiniz gibi eleştirin;

bu kaynağın hislere önem verip vermediğini okumayanlar bilmiyor,

 

Konuyla olan yakınlığım sahip olduğum kamusal bilinci aktarabilme yeteneğimle alakalıdır. Ben altı senedir parasikolojik varlıklar ve varlıkların kendi aralarında yaşadıkları olayları yakından takib ediyorum ve; tamamiyle belirli bir mantık üzerine kuruludurlar. Fiziksel boyutlara inme arzuları sonsuzdur. Bu karakterleri sayesinde sistemin içinde sıkışıp kalmışlar. Yoğunluk derecesini üç den dört'e çıkartıp, daha sonrada beşe geçebileceğiniz bilgisi bizim anlayabileceğimiz kalıplarda 'müthiş' bir sistem üzerine oturtulmuşlar. Ama bu bir kandırmaca Anlayamadığınız şey bu; burası üçüncü yoğunluk derecesi ve hafızanın sıfırlandığı tek yer burası. Burdan sonra bütün yoğunluklara direk geçiş yapabiliyorsunuz. Dört, beş, altı, yedi . . sistemin bir parçası bunlarda. Maddesel ilüzyondan çıkmak demek, sistemin dışına çıkmak demek değildir çünkü sistemin dışında 'düşünemezsin'. Ve sadece hissedebilirsin.

 

ben sizi kırmak/incitmek istemiyorum ama yanlış kaynağı eleştiriyorsunuz,

sizin belirttiğiniz bu işi yapanları bulun ve eleştirin, bu işin şarlatanlığını yapanları eleştirin,

Uzaylıları da eleştirin hatta; kötü niyetli ve art niyetli uzaylıları birlikte bulalım ve eleştirelim;

Siz bi kaç doğru bulmuş savunuyorsunuz ve söylediklerinizde haklılık paylarıda var belirttiğim gibi ama kasyopya verisi ve kasyopya grubu yanlış bi hedef, Açıkça ve iyiniyetle size göstermeye çalışıyoruz,

 

"elmalar ve portakalların karşılaştırılması" der Kasyopya celseleri,

sizin yaptığınız buna benziyor,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben girmeycektim bu tartışmaya ama;

sizin bilgi tabanınız nerden ve neye dayanıyor;

tüm bu kullandığınız terminolojiyi ve bilgi yapısını nerden ve hangi kaynaklardan edindiniz?

lütfen cevaplayın

Akıl/beden/ruh bileşimimi güçlendirerek sahip olduğum bilinç düzeyini daha üst noktalara taşıdım ve bir 'kamusal bilince' ortak olduğumu farkettim diyebiliriz. Sahip olduğum kamusal bilinç sayesinde bazı bilgi birikimlerine ' o esnada ' sahip olabilme özelliğine sahibim.

Farklı parapsikolojik tecrübeler ve yaptığım bilgi edinme çalışmaları sonrasında belirli bir düzeye ulaşabildim diyelim.

 

Bilinç tıpkı bir radyo frekansı gibidir. Aynı müziği dinleyen insanların aynı hisleri yayması gibi düşünebilir. Kamusal bilinç ise birden fazla bilincin tek bir noktada buluşması ve sahip oldukları bilgileri birbirleriyle 'algı dışı algılama yetenekleri' sayesinde paylaşmalarıyla gerçekleşir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@birikinti

Sahip olduğum bilinç; sadece kanal kaynaklardan edindiğim ezber bilgilere dayanıyor olsaydı bu bilgi birikimlerine üç boyutlu olarak bakıp eleştirebilme özelliğine sahip olamazdım. Uzun yıllardır felsefe ile ilgileniyorum. Ve bir süredir parapsikolojik varlıklar ve olayların içerisindeyim. Bilinç düzeyini geliştirmeye yönelik bazı 'sırlara' vakıf oldum demek doğru bir anlatım biçimi olacaktır sanırım. Okuduğunuz kanal bilgilerin yayılmasına neden olan kamusal bilinçlerle direk olarak temas kurabilme özelliğim sayesinde olayları daha gerçekliği ve farklı açılarıyla görebiliyorum. Bu bir çeşit kendi içimde kurulu olan 'doğru bilgiye ulaşma' mekanizması gibi bir şey. Buna sahip olmak için uzun yıllar uğraştım. 18 saat boyunca hiç bozmadan meditasyon yapabilme becerisine sahibim. Bilgi ve ruhaniyet; yaşamlarımızı anlamlı kılan en büyük değerlerimizdir. Ve bende bu değerlerimizi bulunduğu noktadan daha üstlere çıkarma çabası içerisindeyim. Olaylara üç boyutlu olarak bakabiliyorum ve tamamiyle objektif bir bakış açısına sahibim. Kendi kişiliğim ve hayata bakış açımı; sahip olduğum kamusal bilincin dışında tutmayı tercih ediyorum. Böylece içiçe geçerek zarar görmesini engelliyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"bilgisizlik her şey diyorsunuz ve bilgisizliği baştacı edip göklere çıkarıyorsunuz o zaman;

 

bilgisizlik korur, oldu mu?"

 

Yanılgıya düşmenizin sebebi tam olarak benim yazdığım yorumu bütünüyle anlamamış olmanızdan kaynaklanıyor. Bilginin ne kadar önemli bir silah olduğunun bende farkındayım tabi; ama insanlara sahip oldukları ruhaniyetin ve bu ruhaniyet sayesinde neler yapabileceklerini anlatmak yerine neden sürekli bilgi edinmeye teşfik ediyorlar? Bu bilinçaltınıza karşı uygulanan bir işlemdir. Bu sayede duygu/hissiyasete dayalı olan kısmı azaltıp; mantık/bilgiye dayalı olan kısmı yükselterek sahip olduğunuz titreşim yoğunluğunu aynı noktada tutmayı planlıyorlar.

 

Olaylara bütün çıplaklığı ve bütün bakış açılarını değerlendirerek yaklaştığınız zaman bu tarz grupların aslında sistemin içinde sıkışıp kalan bilinç düzeyleri olduğunu farkedersiniz. Birbirleriyle bir zıtlık ve mücadele içerisindeler. Fakat mücadelenin gereksiz olduğundan ve bütün varoluşun sadece bir 'aşk'ın eseri olduğundan habersizdirler. İnsanları bu tarz varlıklardan ayıran özellikleri hissiyate dayalı varlıklar olmasıdır. Bu tarz varlıklar hisleriyle değil; sahip oldukları bilgi birikimleriyle hareket ederler. Herşeyi bilebilirler evet, ama herşeyi hissedemezler. Buda insanoğlunun islamda anlatıldığı tarife uyduğunu gösterir. İslamın inisyonlarını kullanmanızı tavsiye ederim. El altından bütün bilgiler verilmiş. İslama bir müslüman zihniyetiyle deği; farklı bir bakış açısından bakmayı deneyin. Bütün bu uzaylı grupların aslında 'deccal' olarak tanımladığımız unsurlar olduğunun farkına varacaksınız.

 

İslamda şu geçer; "Deccal önce kendi deccalini yaratacak. Ve kendi yarattığı deccali yenecek. İnsanların çoğu gerçek deccalin ne olduğunun farkına varamayacak"

 

Ra ve Kasyopya gibi gruplar kendi deccallerini yarattılar; olayların bütün sorumlusu olarak Orion grubunu gösterirler ve onları 'negatif' olarak tanımlarlar. Fakat hiç orion grubu ile doğrudan temas kurmayı başarabildiniz mi?

 

Orion Grubu bize şunu söyler; "Biz aslında negatif varlıklar değiliz. İnsanlara zarar verme eğilimi içerisinde değiliz. Siz; bizleri negatif olarak gördüğünüz için bizden negatif enerji alıyorsunuz. Bizim bakış açımıza göre; onlar (ra ve diğerleri) negatif varlıklardır ve biz pozitif varlıklarızdır"

 

Bu noktada anlamanız gereken şey negatif ve pozitif diye bir ayrımın aslında varolmadığıdır. Çünkü pozitif ve negatif gibi kavramlar aslında görecelidir. Evet Kasyopya nın olduğu taraf bu savaşı kazanacak. Çünkü kendi deccallerini yarattılar; Orionlar. Orionları yenerek sizi kurtardık bakın deccali yok ettik diyerek bu sefer kendi sahip oldukları kamusal bilince bizleri ortak etmeye çalışacaklar ve bu sayede kamusal bilinçleri güçlenecek.

Fakat islamda şu geçer; "Gerçek deccal ortaya çıktığında, mesih çoktan gelmiş olacak"

 

Kanal bilgiler neden islamiyet konusuna değinmezler? Neden sürekli İsa ve Hristiyanlık hakkında konuşurlar? Hiç düşündünüz mü? İslamı daha iyi araştırmanızı tavsiye ederim. İslamiyet; bütün bu oyunların farkında olup evrene bir ying-yang yapmıştır. Kabe nin görüntüsünü daha iyi inceleyin. Verilen mesajı alabileceğinizi düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yanılgıya düşmenizin sebebi tam olarak benim yazdığım yorumu bütünüyle anlamamış olmanızdan kaynaklanıyor. Bilginin ne kadar önemli bir silah olduğunun bende farkındayım tabi; ama insanlara sahip oldukları ruhaniyetin ve bu ruhaniyet sayesinde neler yapabileceklerini anlatmak yerine neden sürekli bilgi edinmeye teşfik ediyorlar?

 

ben sizi anlamayı deniyorum tüm içtenliğimle;

yıllarca bizde ruhsal çalışamalar ve okumalar yaptık; çok kafamız karıştı;

sorduğunuz soruların benzerlerini defalarca ve çok çok sorduk-düşündük;

biz kendimizce cevaplar bulduk,

ama deccal yorumunuzun ve bu kaynağa yönelen bi eleştirinizin bizi incittiğini ve üzdüğünü de söylemeliyim;

ben bu kanalın sahibi değilim, ortağı, aktarıcısı dağıtıcısı değilim, Okuyucusuyum sadece evet ama; Okuduğum şeyler içerisinde ayrı bire yeri var;

Dediğiniz şey bunu okumayın demek oluyor ve demeye geliyor; Bunun anlamını bile açmak istemiyorum; Aslında tartışmak sizi ya da kendimi yormakta istemiyorum, Lütfen siz yenide ndeğerlendirin yorumunuzu ve yorumlarımızı,

Ben de demiyorum, Tek kaynak okuyalım, Bu kanalların dediklerini yapalım, ruhsallığı ve sezgileri ve hisleri bi kenara bırakıp sadece bu bilgilerle donanalım;

Kişi/kişiler inceler/değerlendiri, görür, süzgeçler;

 

ruhaniyeti anlatan bi kaynak bu, ruhaniyete değer veren bi kaynak; kusursuz olmayabilir-yanlışları ve hataları olabilir, kendileri de belirtip eleştiriyorlar; bu sadece bir grubun çalışması ve sadece bi çalışma;

 

ben yine özenle belirtiyorum ki anladığımız kadarıyla bu çalışma ile ilgili bilgi ve fikir sahibi değilsiniz, Bütün olarak bi fikriniz ve incelemeniz-değerlendirmeniz yok gibi gözüküyor, Dışarıdan bakıyorsunuz ve gördüklerinizle yorumluyorsunuz; Diğer şeyleri okumuş ve biliyor olmanız bu kaynağı incelemiş ve biliyor olduğunuz anlamına gelmiyor, Kabaca bi cümleyi çekip çıkarıp yorumlar yapıyor ve sonuçlar yüklüyorsunuz;

 

ben sizden aşağıda yine bu başlıkta sunduğum yorumumu ve bu celselerden ne anladığımızı okumanızı rica edeceğim;

Lütfen tıklayınız; http://www.gnoxis.com/kasyopya-celseleri-ham-transkriptler-2415-6.html#post749082

 

bakın orda özellikle ikinci paragrafımı okuyun ve bu kaynağı benim neden önemsediğimi görün, sizinle aynı sebeplerle;

İnsanlara yanıtları kendi içinizde bulun dediği için ben bu kaynağı önemsiyorum;

Tıpkı sizin dediğiniz gibi;

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

@birikinti

Bu tarz bilgileri okuyun ve diğer varlıklardan edinebildiğiniz kadar bilgi edinin. Ama insanların geleceği konusunda diğer varlıklara güvenemeyiz dostlarım. Vurgulamak istediğim nokta bu; Güven.

 

Olayların ne kadar içinde olduğumu tahmin bile edemezsin dostum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

" Bilginin ne kadar önemli bir silah olduğunun bende farkındayım tabi; ama insanlara sahip oldukları ruhaniyetin ve bu ruhaniyet sayesinde neler yapabileceklerini anlatmak yerine neden sürekli bilgi edinmeye teşfik ediyorlar?

 

bakınız aşağıdaki alıntıları sadece ilk yıllardaki celseleri tarayarak buldum/çıkardım; Belki celselerin yüzde onu bile değil ve henüz ilk yıl celseleri ve uyumlanma celseleri bunlar hatta; Siz kara verin insanlara ruhaniyet ile neler yapabileceklerini analtıyorlar mı? anlatmıyorlar mı?

---

 

Fakat önemli olan ruh, beden değil. Beden ölür fakat ruh ölmez.

Siz enerjisiniz. Ruh ve beden bağlantısından gelen bir enerji var;

Bedendeki hayata konsantre olmayın. Ruha konsantre olun.

endişelenme. Ruhu iyileştir.

Kişi açılmalı ve kendine ve diğerlerine karşı dürüst olmalı. Ruhunu araştırmalı.

Yüksek ruhsal saflığa ulaşın.

Can atanlara ruhsal gerçekleri öğretmek,

Anahtar ruhsal bilgi birikiminde mi? C- Evet.

Kitlelerin ruhsal olarak birleşmesi.

Ruh gelişimi veya ilerleyişi.

"Ruha bak."

Gerekli değil. Önemli olan ruh.

Ruh hafızasının uyanışı.

Ruhsal arınma.

insanların birbirleriyle daha ruhsal bir şekilde ilişki kurmayı öğrenmesi gerekiyor.

Her bir ruhun gücü sonsuz - (bundan daha etkili bir anlatım olabilir mi? sizce?)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...