Jump to content

Kasyopya Celseleri / Ham Transkriptler


bozadi

Önerilen Mesajlar

merhaba arkadaşlar, ben "ra bilgileri" formatındaki kanal bilgilerini araştıran, inceleyen biriyim. şimdiye kadar karşılaştığım en iyi kaynak, kendilerini kasyopyalılar (cassiopaeans) olarak tanıtan ve laura knight jadczyk ve onun grubu ile temas kuran 6. yoğunluk pozitif varlıklarının verdiği bilgiler oldu. laura ve grubunun kasyopyalılarla yaptıkları temasların ham transkriptleri (2000 sayfanın üzerinde) kısmen çevirerek burada ilginize sunuyorum.

 

16 Temmuz 1994. F**, Laura ve S**

S: Merhaba.

C: Merhaba.

S: Bize mesajınız var mı?

C: Doğal olarak geleni sürdürün.

S: (L) Ne anlamda?

C: Çalışmanızı sürdürün.

S: (L) Adınız nedir?

C: Mukpeor.

S: (L) Başka bir gezegenden misiniz?

C: Sizin bakış açınızla dünyadışı, evet.

S: (L) Grubunuzun adı nedir?

C: Korsas.

S: (L) Neredensiniz?

C: Kasyopya (Kraliçe Takımyıldızı).

S: (L) Bu takımyıldız nerede?

C: Oryon yakınında.

S: (L) Oryonluların “kötü adamlar” olduklarını duymuştum. Oryon grubu kötü mü?

S: (L) Kendinize mi, yoksa başkalarına mı hizmet ediyorsunuz?

C: Ben her ikisine hizmet ediyorum.

S: (L) Felsefeniz nedir?

C: Bir.

S: (L) Bu akşam neden burada bulunuyorsunuz?

C: Kehanet.

S: (L) Ne tür kehanetler?

C: Tornadolar/Florida – birkaç tane. Ayrıca Teksas ve Alabama.

S: (L) Ne zaman?

C: Güneş Terazi’deyken.

S: (L) Hangi gezegendensiniz?

C: Korsoka.

S: (L) Başka ne olacak?

C: Seattle gömülüyor; Japonya eğiliyor; Misuri sallanıyor; Kaliforniya parçalara ayrılıyor; Arizona yanıyor.

S: (L) Bunların hepsi ne zaman olacak?

C: Denver Havaalanı skandalı.

S: (L) Denver havaalanı skandalı mı?

C: Yeni havaalanı. Büyük, büyük, büyük skandal.

S: (L) Ne tür bir skandal?

C: Hükümet.

S: (L) Tam olarak nedir?

C: Göreceksiniz. Dallas havaalanı gizli üs; Orlando da. Miami de.

S: (L) Denver havaalanının kehanetlerle ilişkisi nedir?

C: Denver, hükümeti ele veriyor. Dikkat edin. İyi bakın.

S: (L) Bize söyleyecek başka neyiniz var?

C: Montana Deneyi’nde insan üretimi. Oradaki tüm insanlar zararlı radon gazına maruz kalıyor.

S: (L) Bu nasıl oluyor?

C: Buna zorlanıyorlar. Güvenmeyin. İhmal etmeyin. ABD kötü bir komploya ortaklık ediyor.

S: (L) Komploda kim var?

C: Konsorsiyum.

S: (L) Konsorsiyumun üyeleri kimler?

C: Hepsi.

S: (L) Hepsi kim?

C: Hükümet ve diğerleri.

S: (L) Diğeri kimler?

C: Bilinmiyor.

S: (L) Diğerinin kim olduğunu neden söylemiyorsunuz?

C: Kim olduğunu biliyorsunuz.

S: (L) Bob Lazar uzaylıların insanları taşıyıcı olarak tanımladıklarını iddia etti. Bu ne anlama geliyor?

C: Sonra kullanmak üzere saklama.

S: (L) Ne için kullanma?

C: %94’ü.

S: (L) Neyin %94’ü?

C: Tüm nüfusun.

S: (L) Ne demek istiyorsunuz?

C: Hepsi taşıyıcı; %94’ü kullanılacak.

S: (L) Ne için kullanılacak?

C: Tüketim.

S: (L) Yani yemek için mi?

C: Tamamen tüketim.

S: (L) Tüketim derken neyi kastediyorsunuz? Sindirilme mi?

C: İçerikleri için tüketim.

S: (L) Ne için?

C: Yeni ırk. Önemli. Proje yaklaşık 13 yıl içinde tamamlanmış olacak.

S: (L) İnsanlar neden tüketiliyor?

C: Beden parçaları için kullanılıyorlar.

S: (L) Anlamıyoruz. İnsanlar parçaları için nasıl kullanılabilirler?

C: Reprototip. O fıçılar gerçek. Kayıp kişiler çoğunlukla oraya gidiyor, özellikle kayıp çocuklar.

S: (L) Herhangi bir korumamız var mı?

C: Biraz.

S: (L) Kendimizi ve çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?

C: Onları bilgilendirin. Gerçeği çocuklardan saklamayın.

S: (L) Gerçek bizi nasıl korur?

C: Farkındalık korur. Bilmezlik tehlikeye sokar.

S: (L) Çocuklara neden böyle korkunç şeyler söyleyelim?

C: Bilmeleri gerekiyor.

S: (L) Bu projenin amacı nedir?

C: Bu gezegende yeni bir hayat.

S: (L) Uzaylılar bizim duygularımızı ve enerjilerimizi kullanıyorlar mı?

C: Doğru; bedenlerinizi de. Her yıl %10 oranında daha fazla çocuk alınıyor.

S: (L) Acı çekiyorlar mı?

C: Biraz.

S: (L) Hepsi acı çekiyor mu?

C: Bazıları. Tamamen bilinçli haldeyken çocukların organlarının parçaları çıkarılıyor. Önce böbrekler; sonra ayaklar; sonra çene masanın üzerinde inceleniyor; dil kesiliyor; kemiklere kuvvet testi yapılıyor; patlayana kadar kalp kasına basınç uygulanıyor.

S: (L) Bize neden böyle korkunç şeyler anlatıyorsunuz?

C: Konsorsiyumun yaptığını bilmeniz gerekiyor. Bu çoğunlukla kızılderili çocuklarına yapılıyor.

S: (L) Neden böyle şeyler yapılıyor?

C: Oryonlular ve onların insan ortakları, yeni bir ırk yaratmak ve bu ırkı insanlığın geri kalanı ile birlikte kontrol etmek üzere büyük bir çaba harcıyorlar.

S: (L) Ruhlara ne oluyor? Bu proje yalnızca fiziksel mi?

C: Fiziksel. Ruhlar devam ediyor.

S: (L) Ruhlar nereye gidiyor?

C: Çoğunlukla buraya geri dönüyorlar.

S: (L) Bir kısmı başka yerlere mi gidiyor?

C: Bazıları diğer gezegenlere gidiyor.

S: (L) Bu projeden kim sorumlu?

C: Konsorsiyum.

S: (L) Bu iğrenç!

C: “İğrenç” subjektif.

S: (L) Fakat tüm bunlar çok korkunç.

C: Hislerinizi anlıyoruz, fakat herşey sizin perspektifinize uymaz.

S: (L) Bunlar dünyaya neden oluyor?

C: Karma.

S: (L) Ne tür bir karma bunu getirebilir?

C: Atlantis.

S: (L) Atlantisliler bunların başımıza gelmesine neden olacak ne yaptılar?

C: Şu anda bunu yanıtlayamayız.

S: (L) Bizi ne koruyabilir?

C: Bilgi.

S: (L) Bu bilgiyi nasıl elde edeceğiz?

C: Şu anda bu kaynaktan size veriliyor.

S: (L) Ne tür bir bilgiyi kast ediyorsunuz?

C: Bu bilgiye sahipsiniz.

S: (L) Bize söylediğiniz bilgiler bizi nasıl korur?

C: Büyük bir savunma sağlar.

S: (L) Ne tür bir bilgi savunma sağlar?

C: Sadece hakkında bilgi sahibi olmak psişik bir savunma sağlar.

S: (L) İnsanlara bunu nasıl söyleyelim? Ve kime söyleyelim?

C: Diğerlerini yalnızca dolaylı olarak bilgilendirin.

S: (L) Nasıl?

C: Yazın.

S: (L) Aramızdan herhangi biri kaçırıldı mı?

C: Hepiniz.

S: (L) Kaç kere?

C: F***-57; S***-56; Laura-12.

S: (L) Neden Laura diğerleri kadar kaçırılmadı? (Laura gülüyor)

C: Sona ermedi. (S*** gülüyor.)

C: S*** geçen ay kaçırıldı.

S: (L) Bizi kim kaçırıyor?

C: Diğeri.

S: (L) Grubun adı nedir?

C: Çeşitli isimler.

S: (L) Hepimiz aynı grup tarafından mı kaçırılıyoruz?

C: Çoğunlukla.

S: (L) Bize ne yaptılar?

C: Sahte anılar verdiler. Çocuk olarak kalmanızı sağladılar. Okulda başağrısı ve mide bulantısı geçirmenize neden oldular.

S: (L) İmplant yerleştirdiler mi?

C: Evet.

S: (L) Nerede?

C: Kafada.

S: (L) İmplantlar ne için?

C: İnceleme cihazı.

S: (L) Neyi inceleme?

C: Ruh bileşimi.

S: (L) Yaptığımız ritüellerden herhangi biri daha fazla kaçırılmamıza karşı koruma sağlıyor mu?

C: Belki. Enerji alanları olan bazı kristaller. Bilginiz varsa korumaya ihtiyaç duymazsınız.

S: (L) Bu bilgiyi nasıl elde ederiz?

C: Bilinçaltınızın derinliklerinde.

S: (L) Bu bilgiyi ne zaman elde ettik?

C: Doğumdan önce.

S: (L) Koruma için yapabileceğimiz başka herhangi birşey var mı?

C: Öğrenin, meditasyon yapın, okuyun.

S: (L) Şu anda yapmamız gerekeni yapıyor muyuz?

C: Şimdilik. Uyanmanız gerekiyor. Şimdi gitmeliyim. Gitmeliyim.

 

Copyright 1994-2002, *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* ve *Arkadiusz Jadczyk*

 

 

23 Temmuz 1994. Yaklaşık 22:30

F**, Laura ve S**. Çeşitli Reiki sembolleri çektik ve bunları levhanın üzerine koyduk ve “gücü arttırdığı” ve bir “eter bağlantısı” sağladığı söylenen sembollerin isimlerini kısık sesle telaffuz etmeye başladık. Evin hemen üzerinde çok gürültülü ve çok yakından ve evin sallanmasına neden olan üç gökgürlemesi duyuldu. Sıçradık ve yakınlarda fırtına olup olmadığına bakmak için dışarı koştuk, fakat o anda gökyüzünde hiç bulut yoktu. Masaya döndük ve çalışmamıza devam ettik.

 

S: Merhaba.

C: Merhaba.

S: Kimse var mı?

C: Dinleyin, bakın, öğrenin.

S: (L) İsminiz nedir?

C: Elaga.

S: (L) Dünyadan göçmüş biri misiniz?

C: Hayır. Dünyadışı.

S: (L) Başka bir galaksiden mi?

C: Hayır.

S: (L) Neredensiniz?

C: Kasyopya.

S: (L) Bu bizim bildiğimiz Kasyopya (Kraliçe) takımyıldızı mı?

C: Evet.

S: (L) Daha iyi bir bağlantı için ne yapabiliriz?

C: Daha az gürültü. (Kapıyı kapattık)

S: (L) Bu akşam bize verecek bilginiz var mı?

C: Uzaydan saldırı yakında. Dört ila altı yıl arasında. İyinin ve kötünün güçleri arasında savaş. Yakında bekleyin. Uzağa bakın. Dinleyin. Meksika düşüyor; Etyopya sallanıyor; Eylül’de her ikisi olacak. Ocak’a yakın: Paris bombası; London Fırtınası, 109 ölü; Tahiti’de uçak düşüyor; Montana’da kolera, Ocak. Kaliforniya depremlerinin arkasında ABD hükümeti. Üç tane, yakında. Şubat’ta Oklohama siyasi kaçırılma. Büyük haberler.

S: (L) Gezegendeki değişimlere neden olan şey nedir?

C: Elektromanyetik dalga değişimleri.

S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz?

C: Üst helyografik alanda boşluk.

S: (L) Dünya’ya bir meteor veya komet (kuyrukluyıldız) çarpacak mı?

C: Açık. (Kasyopyalıların sıkça kullandığı bu cevap, ilgili sorunun kesin cevabının çeşitli nedenlerle hemen verilmek istenmemesi anlamındadır. Ç.N.)

S: (L) Jüpiter’e çarpan kometin bizim üzerimizdeki etkileri nelerdir?

C: Artan alan dengesizliği.

S: (L) Bu komet bazı psişiklerin söylediği gibi aslında Dünya’ya mı geliyordu?

C: Açık.

S: (L) Neredensiniz?

C: Kasyopya.

S: (L) Spesifik olarak nerede yaşıyorsunuz?

C: Her zaman ve her yerde.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?

C: Tüm yoğunluklarda.

S: (L) Ortamınızın nasıl bir yer olduğunu bize anlatabilir misiniz?

C: Şu anda çok zor.

S: (L) Bir deneseniz?

C: Denemek?

S: (L) Kendinize mi hizmet ediyorsunuz, yoksa başkalarına mı?

C: İkisi de. Başkaları aracılığıyla kendime hizmet ediyorum.

S: (L) S*** kaçırılmalarının ayrıntılarını bilmek istiyor.

C: Emin misin?

S: (L) Evet.

C: Yakında, şu anda titreşimler uygun değil.

S: (L) Yani, S***'nin titreşimleri şu anda bu bilgiyi almaya uygun değil mi demek istiyorsunuz?

C: Doğru.

S: (L) Zecariah Sitchen’in tanımladığı gibi bir onuncu gezegen var mı?

C: Hayır.

S: (L) Venüs Jüpiter’den mi çıktı?

C: Hayır.

S: (L) Venüs bir süre bir kometin yörüngesini izledi mi?

C: Evet.

S: (L) Venüs güneş sistemimize dış uzaydan Jüpiter’in bulunduğu bölgeden mi girdi?

C: Bu doğru.

S: (L) Venüs, Büyük Göç sırasında Yahudiler tarafından gündüz bir duman, gece ise bir ateş sütunu olarak görülen şey miydi?

C: Hayır.

S: (L) Yahudilerin gördüğü şey neydi?

C: Bir rehber gemi.

S: (L) Sodom ve Gomora nükleer silahlarla mı harap edildi?

C: Evet ve hayır.

S: (L) Nasıl harap edildiler?

C: Elektromanyetik vuruş.

S: (L) İsa genetik olarak dünyadışı varlıklar tarafından ayarlandı mı?

C: Yakın.

S: (L) Açıklayabilir misiniz?

C: Şu andaki enerjiler için fazla karmaşık.

S: (L) Meryem doğum yaptığında gerçek bir bakire miydi?

C: Hayır.

S: (L) Normal bir şekilde mi gebe kaldı?

C: Evet.

S: (L) İsa genetik olarak değiştirildi mi?

C: Doğumdan sonra ve çocukluk sırasında.

S: (L) İsa herhangi bir şekilde özel miydi, dendiği gibi meshedilmiş miydi?

C: Savaşları ve toplumsal uykuyu sona erdirmek için hızla yükseltildi; Zindar konseyi.

S: (L) Zindar Konseyi nedir?

C: İki döngü değiştiriciler misyonu.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?

C: Referanslar geniş. Gitmeliyim. İyi geceler.

 

 

 

27 Temmuz 1994. F****, Candy, Laura

Tanıdığımız bir “ölüyle” kısa bir karşılaşmadan sonra Reiki sembollerimizi kullandık ve özellikle Kasyopyalı varlıklarla ilgili sorular sorduk ve şu bilgilerle karşılaştık:

 

S: Kasyopyalılarla iletişim kurmak istiyoruz.

C: Ben Ra, ışığın koruyucusu.

S: Bize ne söyleyeceksiniz?

C: UFO’ların hepsi kötü değil.

S: Bağlantı bu gece neden bu kadar kötü?

C: Görüyorsunuz, yorgunsunuz.

S: [bilinmeyen soru.]

C: 6’ıncı seviye.

S: [bilinmeyen soru.]

C: Gezegen.

S: [bilinmeyen soru.]

C: Her zaman. Gitmem gerekiyor.

 

Bu son temasta enerjinin çok zayıf olduğu açıktı. Ayrıca “Ra” karakterinin gelmesi ve kendisini “ışığın koruyucusu” olarak tanıtması garipti.

 

Copyright 1994-2002, *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* ve*Arkadiusz Jadczyk*

 

 

30 Temmuz 1994. F**, S** ve Laura

S: Merhaba.

C: Merhaba.

S: Bu akşam kim var??

C: İsim Panua İsim Oz İsim Pamala

S: (L) Neredensiniz?

C: Korsoka.

S: (L) Bize mesajınız var mı?

C: Dikkatli olun.

S: (L) Neye karşı?

C: Dünyadışı varlıklar.

S: (L) Hangileri?

C: Oryonlular.

S: (L) Ne yapıyorlar?

C: Sizi izliyorlar.

S: (L) Ann, S*** ve Laura dün gece bir uzay aracı mı gördü?

C: İnansanız iyi edersiniz.

S: (L) Kimin aracıydı?

C: Oryon.

S: (L) Özellikle bizim için mi göründü?

C: Hayır.

S: (L) Onları gördüğümüzü biliyorlar mı?

C: Evet.

S: (L) Onları gördüğümüz için mi gittiler?

C: Evet.

S: (L) Birini kaçırmayı mı planlıyorlardı?

C: Belki. Sırada sen varsın.

S: (L) Ne için?

C: Kaçırılma.

S: (L) Kim?

C: LK

S: (L) Kim tarafından?

C: Oryon.

S: (L) Ne zaman?

C: Açık.

S: (L) Neden?

C: Bilgi gözlemi için. Araç şu an üstünüzde.

S: (L) Evin üstünde mi?

C: Kesinlikle.

S: (L) Kaçırılmak benim için iyi mi?

C: Nötr.

S: (L) Dün gece onları gördüğüm için mi kaçırılacağım?

C: Kısmen. M** ve J** seni bildirdi.

S: (L) Uzaylılarla işbirliği mi yapıyorlar?

C: Bilinçli olarak değil.

S: (L) O zaman nasıl?

C: Bilinçaltı. İmplantlar.

S: (L) Bizde implant var mı?

C: İki implant; biri izleyici.

S: (L) İzleyici ile implant arasındaki fark nedir?

C: Hepsi izleyici. İmplant süreklidir. F*** ve Laura’nın sürekli implantları var. S***’ye üç ay önce bir izleyici takıldı. Sırada implant var.

S: (L) Neden?

C: Sizi izlemek ve gözlemlemek için.

S: (L) Neden?

C: Hepiniz dünyaya göre üst seviye varlıklarsınız. F***’nin implantı: 4 yaşında. Laura’nın implantı: 5 yaşında.

S: (L) Laura'nın çocukları hiç kaçırıldı mı?

C: Henüz değil.

S: (L) S***'nin çocukları hiç kaçırıldı mı?

C: Biri.

S: (L) Hangisi?

C: Sonuncusu.

S: (L) Bize implantları yerleştiren kim?

C: Oryonlular.

S: (L) Ve bizim buna karşı yapabileceğimiz hiçbirşey yok mu? İğrenç!

C: Perspektif meselesi.

S: (L) Oryonluların görünüşü nasıl?

C: Griler.

S: (L) Burunları büyük mü?

C: Grilerin her iki türü.

S: (L) Tipleri insektoit mi (böceksi)?

C: Hayır.

S: (L) Kolektif bir ruhları mı var?

C: Hayır.

S: (L) Duyguları var mı?

C: Hayır.

S: (L) Kullanmak için insan bedenlerini mi istiyorlar?

C: Bazıları.

S: (L) Gezegenleri nasıl?

C: Dünya’ya benziyor.

S: (L) Çeşitli kitaplarda bacakları ağaç gövdesi gibi olan dev örümceklerin bulunduğu bir çöl olarak tanımlanan gezegen hangisi?

C: Uzuli.

S: (L) Herhangi birimiz dev örümcekler tarafından kaçırıldı mı?

C: Kimse.

S: (L) Peki insanlar bu gezegeni neden gördü?

C: ZR 4 gezegenlerinden biri.

S: (L) ZR 4 nedir?

C: Zeta Retikuli 4. Yedi gezegen var. 4’üncüsü.

S: (L) Bize başka hangi bilgileri verebilirsiniz?

C: Yakın bir yerde uzaylı üssü var; küçük.

S: (L) Siz, bizim “Brezilya’daki Çocuklar” olarak tanımladığımız kişiler misiniz?

C: Evet. Anclote Körfezi Parkı eskiden askeri bir üs olarak kullanılıyordu. Yeraltı.

S: (L) Neden yeraltı?

C: Gizlemek için.

S: (L) Siz hangi gruba dahilsiniz?

C: Federasyon. Başka gruplarla da ilişkimiz var.

S: (L) Oryon kaçırılmalarını önlemeyebilmemizin herhangi bir yolu var mı?

C: Hayır.

S: (L) Neden?

C: Evrensel özgür irade kanununa ve kendine hizmete müdahale etmek anlamına gelir bu.

S: (L) Fakat biz kaçırılmak istemiyoruz. Bunu durduramaz mıyız?

C: Olası değil. Sizden daha fazla güçleri var.

S: (L) Peki o zaman siz bize neden yardım etmiyorsunuz?

C: Sizin ırkınızın ve onların ırkının doğal ilerleyişine müdahale etmek olurdu. Yahudiler onlara yardım etmemiz için bizi çağırdılar fakat bunu yapamazdık. Ve, sizin ülkenizin yerlileri bizden yardım istediler fakat onları sizin ırkınızdan koruyamazdık; bunu da yapmadık. Bu doğal ilerleyiş, anlıyor musunuz?

S: (L) Peki biz bu doğal ilerleyişin bir sonucu olarak silinip gidecek miyiz?

C: Belki. Özel olduğunuzu düşündüren şey nedir?

S: (L) İsa Tanrı’nın bizi sevdiğini söylemişti. Bu doğru mu?

C: Fakat önemli olan ruh, beden değil. Beden ölür fakat ruh ölmez.

S: (L) Tüm bunlar tüylerimizi diken diken ediyor.

C: Siz enerjisiniz. Ruh ve beden bağlantısından gelen bir enerji var; daha sonra beden, parçaları için kullanılıyor.

S: (L) Enerjimizi ve bedenlerimizi ne için kullanıyorlar?

C: Yeni bir ırk yaratmak için. Onların ırkı yok oluyor.

S: (L) İnsanları alıyorlar, öldürüyorlar, başka ne yapıyorlar?

C: İnsanları doğruyorlar.

S: (L) İnsanlar ölüyor mu?

C: Bu ölüş şeklinde maksimum madde ve enerji transferi gerçekleşiyor.

S: (L) Yani yavaş ve acılı bir ölüm onlara istedikleri şeyi sağlıyor mu diyorsunuz? Bu tamamen iğrenç.

C: Gerçeği istediniz. Siz buna iğrenç diyorsunuz, fakat aslında bu sadece kendine hizmetin nihai bir biçimidir.

 

(Bu noktada A***, bir kitapta kızılderililerin, bir düşmanın yavaş ve işkenceli bir şekilde ölümünün onlara daha fazla güç verdiğine inandıklarına dair bir bölüm okumuş olduğunu söyledi.

 

C: Ya sizin laboratuar hayvanlarınız? Bu da kendine hizmet değil mi? İstenmeyen böcekler vs.’ye ne demeli?

S: (L) Burada önce biz vardık!

C: Böcekler de. Griler gezegeninizi istemiyor.

S: (L) Bu iğrenç.

C: Doğal ilerleyiş iğrenç mi?

S: (L) Tüm bu olanlar İsa’nın buğday meselinde tanımladığı, işçilerin gelip önce yabani otları topladığı hikaye gibi mi?

C: Yakın.

S: (L) Bunlar hangi insanlara yapılıyor.

C: Düşük seviye insanlara.

S: (L) Yüksek seviye insanlara ne oluyor?

C: Bazıları hayatta kalacak.

S: (L) İsa tekrar enkarne olacak mı?

C: Hayır.

S: (L) İsa dünyadışı bir varlık mı?

C: Bizden biri.

S: (L) Bir atom savaşı olacak mı?

C: Hayır.

S: (L) Gökyüzünde uzaylılara karşı bir savaş olacak mı?

C: Evet.

S: (L) Bu savaş Oryonlular ile Federasyon arasında mı olacak?

C: Evet.

S: (L) Dünya’dan görünecek mi?

C: Oo, evet.

S: (L) Bu ne zaman olacak?

C: Başladı bile. Giderek şiddetlenecek.

S: (L) Savaşın başlamış olduğunun neden farkında değiliz?

C: Şu anda hava durumu kılığı altında. Hala diğer boyutlarda. 18 yıl içinde buraya ulaşacak. Bu süre dahilinde herhangi bir zaman. Kesin zaman belirsiz. Yarın veya bundan 18 yıl sonra olabilir.

S: (L) Bundan 18 yıl sonrası 2012. Bu tarihin özel bir anlamı var mı?

C: Evet.

S: (L) Dünya bir komet veya gezegenden etkilenecek mi?

C: Belki. Bir kerede bir soru lütfen.

S: (L) Vejetaryenlik bizim için en uygun yeme biçimi mi?

C: Bu fizik üzerinde odaklanıştır. Beden önemli değil.

S: (L) Yani herhangi bir şekilde beden üzerinde durmak yanlış mıdır?

C: Yakın. Bedendeki hayata konsantre olmayın. Ruha konsantre olun.

S: (L) Yani Laura kalp durumunu önemsemesin mi?

C: Bu hususta endişelenme. Ruhu iyileştir.

S: (L) Fakat biz bedende olmaktan, doğal hayat ve yaratılışın güzel şeylerinden zevk alıyoruz. Bu kadar güzel olan birşeye erişimimizi kesmek istememek çok doğal.

C: Her zaman erişiminiz olacak.

S: (L) İngiliz Guyanası’na taşınırsak mutlu olur muyuz?

C: Olası değil.

S: (L) Peki burada kalıp evimizi onarırsak mutlu olacak mıyız?

C: Daha olası. Guyana’da bulaşık ve çamaşır makinesi yok. Elektrik yok.

Klima yok. Buna hazır mısınız?

S: (L) Fakat burada kalıp uzaylılar tarafından yenmek istemiyoruz!

C: Uzaylılar Guyanalıları da yiyor.

S: (L) Peki Florida battığında nereye gidelim?

C: Florida’nın batacağını kim söyledi?

S: (L) Biz seçildik mi?

C: Seçilmek nedir ki? Yalnızca siz seçebilirsiniz. Seçim doğayla, özgür iradeyle, bakmayla, dinlemeyle gelir. Nerede olduğunuz önemli değil. Kim olduğunuz ve ne gördüğünüz önemli.

--

Copyright 1994-2002, *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* and *Arkadiusz Jadczyk*

 

 

8 Ağustos 1994. F**, Laura, S**

S: Merhaba.

C: Merhaba.

S: S*** durumuyla ilgili biraz yardım almak istiyor.

C: Açık. Daha spesifik olun.

S: Girmeye çalıştığı iş hakkında bilgi edinmek istiyor.

C: Açık. Bu ona bağlı.

S: Girmesi gereken iş bu mu, yoksa bit pazarı işine yoğunlaşması daha mı iyi olur?

C: Pek çok olasılık var.

S: Bit pazarında birşeyler yapabilecek mi?

C: Büyük olasılık.

S: Bir işe mi girmeli, yoksa bit pazarına mı yoğunlaşmalı?

C: Birleştirsin.

S: E*** hapse girecek mi?

C: Bu ona bağlı.

S: Hayatında bu durumu neden yarattı?

C: Ayrılmak istiyor.

S: E*** ile ilgili durum uzaylılar tarafından mı gerçekleştirildi?

C: Tamamen değil.

S: Uzaylılar bu olayda duygusal bir kargaşa yaratmak için herhangi birşey yaptılar mı?

C: Her zaman yapıyorlar.

S: Yardımcı olmak için bu durumla ilgili yapılabilecek herhangi birşey var mı?

C: Herkes öğreniyor.

S: S***’nin evini satması iyi olur mu?

C: Bu opsiyonel.

S: E*** birşeyler yapmaya çalışıyor mu?

C: E*** biriyle tanıştı.

S: E*** bu hafta sonu nereye gitti?

C: Bimini.

S: E*** söylediğinden çok daha fazla paraya mı sahip?

C: Bir sürü offshore gibi mi?

S: Offshore’dan neyi kastediyorsunuz?

C: Kayman Adaları.

S: S***’nin buna erişmesinin bir yolu var mı?

C: Dikkatli olun. E*** istikrarsız.

S: Burada ne kadar paradan söz ediyoruz?

C: 200,000 $.

S: Bu parayı nerede elde etti?

C: Boca Raton.

S: Nasıl elde etti?

C: Düzenbaz bir yatırım.

S: S***, şu an yazılmakta olan boşanma anlaşmasını imzalamalı mı?

C: Bunu dikkatlice düşünün.

S: Şu anda bu durumu daha iyi hale getirmek için yapabileceği herhangi birşey var mı?

C: Fazla birşey yok.

S: E*** kendini bu kaza olayına, boşanmaya ve diğer şeylere nasıl soktu?

C: Bunlar onun karmik dersleri. Ve bu konuyu sen de düşün S***. Daha önce paralı adamlara değer vermemiş miydin?

S: Öyle düşünmüyormuş.

C: İlk kocanı hatırla, para sevgisi onu nereye götürdü?

S: S*** aşk için evlendiğini söylüyor. O yaştayken kocasını kaybetmesi kötüydü ve kocası öldükten sonra bir mücadele verdi.

C: S*** için bir ders. Karmik kader.

S: Bunun sebebi, başka bir yaşamında parayı fazla sevmiş olması mı?

C: Bu hayatına uzanıyor.

S: S*** bu dersi öğrenmiş olduğunu düşünüyor.

C: Henüz değil.

S: S*** bu kalıbı bitirmek ve hayatında bu korkunç şeylerin olmasına bir son vermek için ne yapabileceğini bilmek istiyor?

C: Ona bağlı.

S: Daha spesifik olamaz mısınız?

C: Parayı bu kadar sevmeyi bırak.

S: Fakat S*** zamanı ve parası konusunda çok cömert. Bunun parayı o kadar çok sevmekle nasıl ilgisi olabilir? Ve E*** onunla evlenirken kesinlikle hiç parası yoktu.

C: Bilinçaltı. Peki ya ilk evlilik?

S: Aşk için evlendiğinde ısrar ediyor.

C: Öyle sanıyor.

S: Peki ya E***?

C: E*** bariz bir şekilde paraya yönelimliydi. S*** bunu bilinçaltından biliyordu.

S: Peki tüm bunlar bilinçaltıysa, S*** bu konuda ne yapabilir?

C: Değişmeyi öğrenin. S*** önceki ilişkilerini ortaya koymalı. Karmasını temizlemek için açılmalı ve kendine ve diğerlerine karşı dürüst olmalı. Ruhunu araştırmalı.

S: Fakat bunu yapmakta olduğunu söylüyor.

C: Kendine gelmeli.

S: Nasıl yani?

C: Bunu kendin bulmalısın.

S: S***’nin kendine gelmesi gerektiğini söylerken neyi kastettiğinizi anlamıyoruz.

C: Karmaşık. Herşey dersin bir parçası.

S: Ben onu M*** F*** hakkında uyardım. Bence bu hususta ateşle oynuyor.

C: Elbette. M*** tüm kadınların büyüsüne kapılacağını düşünüyor.

S: M*** onu manipüle mi ediyor?

C: Ne sanıyorsunuz?

S: Buradaki karmik bağlantı nedir?

C: Etki ediyor.

S: Etki eden nedir?

C: M***’nin çabaları.

S: S*** bu durumla başa çıkabileceğini, ve M***’den öğrenebileceği şeyler olduğunu düşünüyor.

C: M*** doğruyu söylemiyor.

S: Fakat çok bilgisi var gibi görünüyor.

C: Bu da büyünün parçası.

S: İnsanların uzaktan nasıl kontrol edilebileceği konusunda çok bilgisi var mı? Yapmakta olduğu şeyin bilinçli olarak farkında mı?

C: Pek bilincinde denemez.

S: Peki ne biliyor?

C: Gözünde nasıl canlandıracağını, nasıl hayal edileceğini.

S: S*** ondan neden bu kadar etkileniyor?

C: Güçlü bir adam.

S: Peki bu güç, onun yapışık ruhlardan (attachments) veya uzaylılardan aldığı bir güç mü?

C: Her ikisi.

S: Peki hangisi daha etkili?

C: Eşit.

S: S*** ona kendini kaptırmadan ondan istediğini elde edebileceğini düşünüyor.

C: Olası değil.

S: Peki S***’yi bu ilişkiye devam ettiren şey nedir?

C: Ona sor.

S: İstediği bilgiyi nasıl öğrenecek peki?

C: Bu bilgiye sahip olanlar var, fakat daha tedbirliler.

S: Hükümetin S____’den haberi var mı?

C: Evet.

S: Hükümetin L___’den haberi var mı?

C: Daha da fazla. Sessiz olmadınız.

S: Hükümet L*** hakkında ne düşünüyor?

C: Ajan provokatör.

S: Bunu nasıl öğrendiler?

C: Çeşitli yollar.

S: Telefonlarımızı dinliyorlar mı?

C: Dinlediler.

S: Billy Meier yalan mı söylüyor?

C: Biraz. Abartılar ve sahte resimler.

S: “İyi adamlar” mı, yoksa “kötü adamlar” tarafından mı ziyaret ediliyor?

C: İkisi de.

S: Bize A*** B*** hakkında ne söyleyebilirsiniz?

C: Şüpheli bir adam.

S: CIA’de mi?

C: CIA’deydi.

S: Ajan mıydı?

C: Alt mevki bir memurdu.

S: Kendi yaptığı çalışmalar yüzünden kız arkadaşının CIA tarafından “alındığını” söylüyor. Bu doğru mu?

C: Araba kazasıydı.

S: Peki neden böyle bir hikaye anlatıyor?

C: Abartı.

S: M***'nin bilgilerinin kaynağı nedir? İçeriyle temasları mı var?

C: Fantazi.

Copyright 1994-2002, *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* ve *Arkadiusz Jadczyk*

 

30 Eylül 1994. F** ve Laura

S: Merhaba.

C: Merhaba.

S: (L) Kimsiniz?

C: Pamtora.

S: (L) Bizimle geçen hafta iletişim kuran birey misiniz?

C: Hayır.

S: (L) Aynı gruptan mısınız?

C: Evet.

S: (L) Neden geçen haftaki kişi yerine bu akşam siz bizimlesiniz?

C: Frekans dalgaları.

S: (L) Şu anda frekans dalgaları farklı mı?

C: Yakın.

S: (L) Geçen haftaki bireye göre sizin bizimle iletişim kurma yeteneğiniz daha mı fazla?

C: Aynı.

S: (L) Frekans dalgaları derken neyi kastettiğinizi anlamıyorum. Açıklayabilir misiniz?

C: Fazla karmaşık.

S: (L) Tamam. Bize bu akşam karmaşık cevapları vermeyecek misiniz yani?

C: Fark yok.

S: (L) Geçen hafta Nasıralı İsa hakkında konuşuyorduk. Bu hafta bu konuya devam edebilir miyiz?

C: Evet.

S: (L) Nasıralı İsa kimdi?

C: İleri seviyeli bir ruh.

S: (L) İsa masum bir gebelikten mi doğdu; yani annesi ona gebe kalmak için bir adamla seks yapmadı mı?

C: Hayır.

S: (L) Meryem ona hamile kalmak için bir adamla seks yaptı, bu doğru mu?

C: Evet.

S: (L) Meryem’in İsa’ya gebe kalmak için cinsel ilişkiye girdiği adam kimdi?

C: Tonata.

S: (L) Tonata kimdi?

C: Tanıdık.

S: (L) İsa’nın annesi Meryem, İsa’ya hamile kaldığında kaç yaşındaydı?

C: 19.

S: (L) Yusuf, Meryem’in hamile olduğunu öğrendiğinde üzüldü mü?

C: Hayır.

S: (L) Yusuf Meryem’le evlendiğinde kaç yaşındaydı?

C: 39.

S: (L) Yusuf çocuk sahibi olamıyor muydu?

C: Yakın.

S: (L) Takvim sistemimizde geri doğru gidersek, İsa hangi tarihte doğdu?

C: 01.06.14(MÖ).

S: (L) Günün hangi vaktinde doğdu?

C: Sabah 6.

S: (L) O tarihte yıldızlar veya gezegen dizilimleriyle ilgili herhangi sıradışı bir gök olayı var mıydı?

C: Hayır.

S: (L) Magilerin doğuda gördüğü ve onları İsa’nın doğduğu yere yönlendiren yıldız neydi? Magilerin hediye sunmaya gelmesi gibi bir olay oldu mu?

C: Yakın.

S: (L) İsa’ya hediye sunmaya gelen kimdi?

C: 3 peygamber.

S: (L) Bu peygamberler hangi ülkeden geliyordu?

C: İran. Persiya olarak da biliniyor.

S: (L) İsa doğuştan psişik veya sıradışı güçleri olan bir kişi miydi?

C: Yakın.

S: (L) Yaşamının ilk zamanlarından beri kendisinin bir şekilde özel veya seçilmiş olduğuna dair bir farkındalığı var mıydı?

C: Evet.

S: (L) Peygamberlere İsa’nın doğumunu ifade eden o “yıldız” neydi?

C: Uzay gemisi.

S: (L) Ne tür bir uzay gemisi?

C: Ana Gemi.

S: (L) Bu ana gemi nereden geldi?

C: Başka bir yoğunluktan.

S: (L) Yani başka bir boyuttan mı?

C: Evet.

S: (L) Biz bu diğer boyut veya yoğunlukları diğer yıldız sistemleri veya gezegenler olarak mı biliyoruz?

C: Kısmen.

S: (L) İsa oniki yaşına geldiğinde Bar-Mitzva (İbranilerde çocuğun erişkinliğe girişini tanımlayan ifade) oldu, bu doğru mu?

C: İsa 10 yaşında Bar-Mitzva idi.

S: (L) O süreçte herhangi bir yerde eğitim aldı mı?

C: Aramice ayin.

S: (L) İsa, yetişme yıllarında diğer ülkelere gidip başka ustaların yanında öğrenci olarak çalışma yaptı mı?

C: Hayır.

S: (L) Eğitimini nerede aldı?

C: Ona ruhsal olarak tebliğ edildi.

S: (L) Hayatının herhangi bir noktasında Hindistan’a yolculuk yaptı mı?

C: Hayır.

S: (L) Mısır’a gidip Büyük Piramit’de inisiyasyona girdi mi?

C: Hayır.

S: (L) Tüm hayatını Filistin’de mi geçirdi?

C: Yakın civarda. O genel bölgede. Kutsal Kitap tamamen doğru değil.

S: (L) İsa Kana’daki evlenme törenine gittiğinde, kim evleniyordu?

C: Kimse.

S: (L) İsa birkaç somun ekmek ve balıkla binlerce kişinin karnını doyurdu mu?

C: Hayır.

S: (L) Kutsal kitaptaki tüm mucizelerin masal olduğunu mu söylüyorsunuz?

C: Bunun, siyasi ve ekonomik kazanç ve kontrol amacıyla tahrif edilen bir bilgi kaynağı olduğunu unutmayın.

S: (L) Bize İsa’nın gerçekte ne yaptığını anlatın.

C: Can atanlara ruhsal gerçekleri öğretti.

S: (L) Peki bu ruhsal gerçeklerin kaynağı nedir?

C: Daha yüksek kaynaklardan alınan bilgi.

S: (L) İsa’nın öğrettiği gerçek neydi?

C: Tüm insanların yaratıcı tarafından sevildiği ve yaratıcıyla bir oldukları.

S: (L) Hiç mucize gerçekleştirdi mi?

C: Bazı.

S: (L) Bunlardan bir veya birkaç tanesini anlatabilir misiniz?

C: İyileştirme.

S: (L) Eliyle dokunarak iyileştirebiliyor muydu?

C: Evet.

S: (L) “Şeytan çıkarma” yaptı mı?

C: Yakın.

S: (L) İyileştirmede kullandığı yöntem Reiki miydi; veya benzer birşey?

C: Evet.

S: (L) Reiki enerjisini çok bir kısa sürede kullanılacak bir şekilde arttırmak mümkün müdür?

C: Evet.

S: (L) Reiki enerjisini yükseltmek için ne yapmak gerekir?

C: Yüksek ruhsal saflığa ulaşın.

S: (L) Burada iki set halinde reiki sembolleri var; hangi set doğru veya en güçlü set: birincisi mi yoksa ikincisi mi? [iki seti havaya kaldırıyor]

C: İkinci set.

S: (L) Bunlar Dr. Usui’ye verilen asıl reiki sembolleri mi?

C: Yakın.

S: (L) C*** H***’nin sahip oldukları doğru reiki sembolleri mi?

C: Hayır.

S: (L) A*** B***’nin kullandığı semboller doğru mu?

C: Hayır.

S: (L) A*** B*** tam ve güçlü bir şekilde inisiyasyon sağlayabiliyor mu?

C: Hayır.

S: (L) Aktarımı yaptığını sanarak yalnızca vaktini mi harcıyor?

C: Seninkini.

S: (L) Doğru inisiyasyon için gidebileceğim biri var mı?

C: Evet.

S: (L) Bu kişiyi tanıyor muyum?

C: Hayır.

S: (L) O insanı tanıyabilecek olan bir tanıdığım?

C: H*** D***. V*** en güçlü yeteneğe sahip.

S: (L) Yani V*** aramızda en güçlü reiki yeteneğine sahip olan kişi mi?

C: Evet.

S: (L) Onun reikisi benim reikimden daha mı güçlü?

C: Evet. S***’nin hiç yeteneği yok. Seninkine engel oluyor.

S: (L) S***’nin bana yaptığı reikisi benim kendi reikimi mi engelliyor?

C: Kesinlikle.

S: (L) S*** ile dört hipnoz celsesi yaptık. Kaçırılma deneyimlerinden bahsetti. Verdiği bilgiler herhangi bir şekilde abartılı mıydı?

C: Evet.

S: (L) Bilinçli bir şekilde mi yoksa bilinçaltından mı abartılıyordu?

C: Her ikisi.

S: (L) Gerçekten uzaylılarca kaçırıldı mı?

C: Evet.

S: (L) Kaçırılmasının amacı neydi? Uzaylılar onunla ne yapmaya çalışıyordu?

C: Vajinal inceleme.

S: (L) Ne amaçla?

C: Üreme potansiyeli.

S: (L) Ama S*** histerektomi geçirdi.

C: Bulamadılar.

S: (L) Bir kereden fazla mı kaçırıldı?

C: Evet.

S: (L) Kaç kere kaçırıldı?

C: 52.

S: (L) F*** kaç kere kaçırıldı?

C: 53.

S: (L) F***’yi neden kaçırıyorlar?

C: Zihin.

S: (L) Ne olmuş zihnine?

C: Yüksek güçler tarafından programlanıyor.

S: (L) S***’yi 52 kere sadece vajinal inceleme yapmak için mi kaçırdılar?

C: Hayır. O en sonuncusuydu.

S: (L) Daha öncekiler ne içindi?

C: Zihni incelemek ve duygularını çekmek.

S: (L) Yani onun duygularını mı emiyorlar?

C: Evet.

S: (L) Onun duygularıyla besleniyorlar mı?

C: Evet.

S: (L) F***'nin duygularıyla besleniyorlar mı?

C: Evet.

S: (L) Bunu durdurmanın herhangi bir yolu var mı?

C: Bu sürekli değildir.

S: (L) Benim duygularımı emiyorlar mı?

C: Evet.

S: (L) Bu bizim faydamıza mı?

C: Hayır.

S: (L) Bunu yapanlar kötü adamlar mı?

C: Evet.

S: (L) Bu duygu emilimini kesmenin bir yolu var mı?

C: Kanallamayı ve meditasyonu sürdürün.

S: (L) Kanallama duygu emilimini kesecek ne yapıyor?

C: Bilgilendiriyor.

S: (L) İsa’ya dönelim. Gerçekleştirdiği mucizeler sadece iyileştirme üzerine miydi?

C: Hayır.

S: (L) Başka ne tür mucizeler uyguladı?

C: Telekinezi.

S: (L) Suyun üzerinde yürüdü mü?

C: Hayır.

S: (L) Suyu şaraba çevirdi mi?

C: Hayır.

S: (L) Bunların hepsi sadece hikaye mi?

C: Evet.

S: (L) Bu hikayelerin amacı ne?

C: Kontrol.

S: (L) İsa çarmıha gerildi mi?

C: Hayır.

S: (L) Biri çarmıha gerildi mi?

C: Fazla belirsiz.

S: (L) Biri çarmıha gerilip İsa’yı temsil etti mi?

C: Hayır.

S: (L) Çarmıha gerilme yoktu, üç gün sonra dirilme yoktu, bu doğru mu?

C: Yakın.

S: (L) Tamam, bu konudaki gerçek nedir?

C: Uzun bir uykudan sonra dünyadan ayrıldı.

S: (L) Bu uyku durumuna ne zaman girdi? Birgün yatağına girip uyudu ve sonra bir gemi gelip onu aldı mı?

C: Yakın.

S: (L) Yani yandaşlarına ölmüş gibi göründü?

C: Böyle düşündüler.

S: (L) Gemiyle ayrılmadan önce kalkıp herhangi birine herhangi birşey söyledi mi?

C: Evet.

S: (L) Hayata geri mi döndü mü...

C: Evet.

S: (L) Ve sonra uzun meditatif uykuda gördüklerini mi anlattı, olan şey bu muydu?

C: Yakın.

S: (L) Tamam, ne oldu?

C: Kehanetler söyledi ve sonra sonunda döneceğini ilan etti.

S: (L) Bu, uzun uyku sırasında aldığı bilgi miydi?

C: Evet.

S: (L) Uykuda ya da bu yarı-ölü durumda ne kadar kaldı?

C: 98 saat.

S: (L) Ve sonra bir gemi geldi onu alıp gitti, doğru mu?

C: Evet. Bir ışık sütunuyla.

S: (L) Hiç sıradışı başka mucize gerçekleştirdi mi?

C: Mucizeler subjektiftir.

S: (L) Lazarus’u ölümden uyandırdı mı?

C: Hayır.

S: (L) Herhangi birini ölümden uyandırdı mı?

C: Hayır.

S: (L) Tamam, diğer boyuta gittiğinde, ne yaptı?

C: Belirsiz soru.

S: (L) İsa’nın adıyla dua etmenin herhangi özel bir gücü veya avantajı var mı?

C: Evet.

S: (L) Eğer ölüp ruhunu dünyaya vermediyse, bu güç nasıl bahşediliyor?

C: Dualar ona gidiyor.

S: (L) Peki duaları duyunca ne yapıyor?

C: Bireyin ruhsal gelişimi ışığında duadaki isteklerin gerekliliğini belirliyor.

S: (L) Bir insan İsa’ya dua ettiğinde bir anlamda bir karar vermiş oluyor dediniz, doğru mu?

C: Evet.

S: (L) Peki, milyonlarca insan aynı anda ona dua ederken bunu nasıl yapabilir?

C: Ruh bölünmesi.

S: (L) Ruh bölünmesiyle neyi kastediyorsunuz?

C: Kendini açıklıyor.

S: (L) Bir hücrenin bölünüp kendini çoğalttığı hücresel bir miyozda olduğu gibi bir ruh bölünmesini mi kastediyorsunuz?

C: Hayır.

S: (L) İsa’nın ruhu mu bölünüyor?

C: Evet.

S: (L) Kaç kere bölünebilir?

C: Bilinçliliğin bir yansıması olarak sonsuz sayıda.

S: (L) Peki bölünen veya yansıyan bu ruh parçasına ne oluyor?

C: Ruhun bir parçası değil.

S: (L) Nedir?

C: Kopya.

S: (L) Her bir kopya asılla tamamen aynı mı?

C: Evet. Ve hayır.

S: (L) Kopyalanan ruh, orijinalinden hangi bakımdan farklı olur?

C: Bireysel ilgi gösteremez.

S: (L) Herhangi birimiz istersek bu şekilde çoğalabilir miyiz?

C: Aynı durumda olsaydınız olabilirdi. Süreç şu şekilde işliyor: İsa dünya düzleminden ayrıldığında zaman ve mekan farkındalığı ile ilgili tüm “kuralların” burada algılandığından tamamen farklı olduğu başka bir aleme, boyuta veya yoğunluğa gitti. Mekan zamanda bu noktada hala fizik aleminde olan ruhu “askıya alınmış bir hayatiyete” benzer duruma veya bir tür gelişmiş bilinçsizlik biçimine kondu. O andan şu ana kadar ruhu, ona seslenenlerin, onunla olmaya veya onunla konuşmaya ihtiyaç duyanların bireysel bir biçimde bunu yapabilmeleri için bu bilinçsizlik durumunda kopyalanageldi. Ruhu, ihtiyaç duyulduğu ölçüde sonsuza kadar kopyalanabilir. Kopyalama süreci, ruh bilinçliliğinin herbir versiyonunda bir hiper-bilinçlilik durumu oluşturmaktadır.

S: (L) Karın Deşen Jack kimdi?

C: Dr. Bates.

S: (L) İntihar mı etti, ve cinayetleri böylece mi sona erdi?

C: Hayır.

S: (L) Bunu yapmayı kendisi mi kesti.

C: Evet.

S: (L) Bunları neden yaptı?

C: İnsan organlarıyla deney; deli bir cerrahtı.

S: (L) Adolf Hitler şeytanların veya kötü ruhların etkisinde miydi?

C: Yakın.

S: (L) Adolf Hitler negatif yönelimli uzaylıların kontrolü altında mıydı?

C: Yakın.

S: (L) Adolf Hitler şimdi nerede?

C: Uyuyor.

S: (L) Ne kadar uyuyacak?

C: Belirsiz.

S: (L) Adolf Hitler gelecekte bir noktada tekrar reenkarne olacak mı?

C: Evet.

S: (L) Gelecek enkarnasyonunda ne tür bir hayat yaşayacağını öngörebilir misiniz?

C: Hayır.

S: (L) Matthew 24 ve Luke 21’deki İsa’ya atfedilen,

İsa’nın çağın sonunu ve dönüşünü bildirdiği pasajlar, bunlar gerçek mi?

C: Yakın.

S: (L) İsa aslında başka bir varlık düzleminde gönüllü olarak bir askı durumunda, ondan yardım isteyen insanlar için sürekli olarak ruh kalıbını kopyalamak amacıyla yaşamını bu düzleme adamış durumda mı?

C: Evet.

S: (L) Eğer biri ondan birden fazla kere yardım isterse, çift doz mu almış olur?

C: Tanımlayın.

S: (L) Eğer biri sürekli İsa’dan yardım isterse, daha fazla kopyadan daha fazla güç mü alır?

C: Hayır.

S: (L) Yani, bir kez bağlantıyı gerçekten kurduğu zaman, hepsi bu, değil mi?

C: Tüm ihtiyaç duyulan budur.

S: (L) Bu çalışmayı yapmaya adanmış başka herhangi bir ruh var mı?

C: Evet.

S: (L) Şu anda bu işi kaç ruh yapıyor?

C: 12.

S: (L) Diğerlerinden isim verebilir misiniz?

C: Buda. Musa. Şintanhilmun. Nagaylikiga. Çeşitli derecelerde;

İsa şu anda en güçlü olanı.

S: (L) Bizim takvim sistemimize göre geri doğru sayarsak Büyük Göç kaç yıl önce gerçekleşti?

C: 4670.

S: (L) O zaman komet durumundaki bir Venüs Dünya’nın yakınından geçip bir yıkıma neden oldu mu?

C: Evet.

S: (L) Venüs Jüpiter gezegeninden mi doğdu?

C: Hayır.

S: (L) Gökyüzünde Jüpiter’in bulunduğu bölgede mi gözüktü?

C: Evet.

S: (L) Dünya bu olay nedeniyle yeni bir yörünge konumuna mı kaydı? Çok uzak olmayan bir gelecekte bu tür bir olay gerçekleşecek mi?

C: Belki.

S: (L) Nuh tufanı zamanında bu tür bir olay gerçekleşti mi?

C: Evet.

S: (L) Nuh tufanı kaç yıl önce oldu?

C: 12656.

S: (L) Nuh gerçek tarihi bir kişilik miydi?

C: Yakın.

S: (L) Nuh, Babil metinlerinde Utnapiştim olarak tanımlananla aynı kişi mi?

C: Yakın.

S: (L) Hangi medeniyet daha eski: Sümer mi yoksa Mısır mı?

C: Sümer.

S: (L) Sümer hikayelerindeki Enlil ve Enki, ve Anunaki kimlerdi?

C: Büyük öğretmenler.

S: (L) Bunlar insan mıydı yoksa dünyadışı mıydılar?

C: Dünyadışı.

S: (L) Nereden gelmişlerdi??

C: Kasyopya.

S: (L) İnsan ırkı, kölelik yapmak üzere genetik olarak düzenlendi mi?

C: Evet.

S: (L) Peki bu köleliliğin genetik mühendisleri kimlerdi?

C: Kertenkele varlıkları.

S: (L) Nereden geliyorlar: dünya mı, başka bir gezegen mi?

C: Başka.

S: (L) Hangi gezegen?

C: Kadire.

S: (L) Bu gezegen hangi yıldız sisteminde?

C: Zeta Retikuli.

S: (L) Küçük gri varlıklar da Zeta Retikuli’den değil mi?

C: Evet.

S: (L) Küçük gri varlıklar...

C: Sibergenetik.

S: (L) Kertenkeleler tarafından mı yaratılıyorlar?

C: Evet.

S: (L) Ruhları var mı?

C: Yem olarak kullanılıyorlar.

S: (L) Kertişler (Lizzies) şu anda dünyadalar mı?

C: Yakınlardalar.

S: (L) Kertişler gezegenimizin yönetimini devralmayı mı planlıyorlar?

C: Evet.

S: (L) Gemileriyle inip bunu açık bir şekilde yapmayı mı planlıyorlar?

C: Yakın.

S: (L) Kontrollerini sağlamak-güçlendirmek için karanlık enerji formları gibi varlıkların etkilerinden yararlanıyorlar mı?

C: Evet.

S: (L) Başka hangi gruplarla işbirliği içindeler??

C: Oryonlular.

S: (L) Oryon/Kertiş grubunda kaç üye var?

C: 16.

S: (L) İyi adamlar kimler? Kasyopyalıların iyi adamlar olduğunu söylüyorsunuz. Başka kim var?

C: Pleyadesliler ve pek çok diğeri.

S: (L) Kaç tane?

C: 16.

S: (L) Taraflar eşit şekilde dengeli mi?

C: Evet.

S: (L) İyi adamlar insanları kaçırıyor.

C: Hayır. Temas kurup geçici olarak taşıyabilirler.

S: (L) Abraham Lincoln’u gerçekte kim öldürdü?

C: Booth. Komplo.

S: (L) Komplonun başında kim vardı?

C: Booth. Fakat yakalanmadı; kullanıldı.

S: (L) Nuh tufanı hikayesi, Atlantis’in yıkılmasının hikayesi miydi?

C: Evet. Ama sembolik.

S: (L) O zaman gezegende kaç insan vardı?

C: 6 milyar.

S: (L) Bu altı milyar insandan kaç tanesi hayatta kaldı?

C: 119 milyon.

S: (L) Nuh tufanına neden olan şey başka bir gök cisminin dünyanın çok yakından geçmesi miydi?

C: Evet.

S: (L) Hangi cisimdi bu?

C: Martek.

S: (L) Biz bu cismi güneş sistemimizdeki bir cisim olarak biliyor muyuz?

C: Evet.

S: (L) Hangi isimle?

C: Mars.

S: (L) Martek o zaman yaşayanlar var mıydı?

C: Hayır.

S: (L) Su veya başka özelliklere sahip miydi?

C: Evet.

S: (L) Dünyaya çok yakın geçtiğinde, o zamana kadar sahip olmadığımız oranda aşırı bir su yüklemesi mi yaptı?

C: Evet.

S: (L) O olaydan önce gezegenimizin etrafında bir su buharı örtüsü var mıydı?

C: Evet.

S: (L) Bu, büyük dinozorların en geniş çapta öldükleri zaman mıydı?

C: Yakın.

S: (L) Dinozorların çoğunluğunu yok eden olay neydi?

C: Yırtıcı hayvanlar.

S: (L) Ne tür yırtıcı hayvanlar?

C: Mastodon, smilodon kaplanı, dev tembelhayvan, vs.

S: (L) En büyük dinozorlardan bazılarının ölümünü getiren şey kozmik bir olay mıydı?

C: Evet.

S: (L) Bu, Nuh zamanında olmadı, doğru mu?

C: Evet.

S: (L) Nuh tufanında önce mi oldu?

C: Evet.

S: (L) Kaç bin yıl önce oldu?

C: 27 milyon yıl önce.

S: (L) Dinozorların ölümüne neden olan olay neydi?

C: Komet çarpması.

S: (L) Bir komet gerçekten dünyaya ya çarptı mı?

C: Evet.

S: (L) Büyük bir komet miydi?

C: Evet.

S: (L) Ne kadar büyük?

C: 29 km. çapında.

S: (L) Bu komet olayının herhangi düzenli bir periyodu veya döngüsü var mı?

C: Evet.

S: (L) Periyodu nedir?

C: Kabaca 3600 yıl.

S: (L) Velikovsky, Venüs gezegeninin tarihimizde belirli bir dönemde 52 yıllık bir döngüsü olduğunu söylediğinde haklı mıydı?

C: Yakın.

S: (L) Düzenli bir gezegen yörüngesine oturmadan önce Venüs güneş sisteminde kaç dönüş yaptı?

C: 7

S: (L) Venüs asıl olarak nereden geldi?

C: 19 ışık yılı uzaktan.

S: (L) Yani aslında güneş sistemi dışından gelen bir ziyaretçi?

C: Evet.

S:(L) Güneş'in düzenli aralıklarla çok büyük miktarda elektromanyetik enerji yaydığı ve bu enerjinin güneş sistemindeki gezegenlerin birbirleriyle daha fazla veya daha az etkileşmelerine neden olduğu doğru mu?

C: Dış titreşimsel olaylarla belirlenen diğer düzensiz etkiler.

S:(L) "Ölüşlerin" periyodikliğinin kaynağı Güneş değil yani, öyle mi?

C: Bazen. Pek çok sebep var.

S:(L) Peki saat gibi işleyen bu şeyin kaynağı nedir? Düzenli bir etki kaynağı var mı?

C: Komet (kuyrukluyıldız) yağmurları.

S:(L) Bu komet yağmurları nereden geliyor?

C: Kendi yörüngesi olan bir küme.

S: (L) Bu kümelerin yörüngesi nerede? Oort bulutu mu?

C: Hayır.

S: (L) Komet kümelerinin yörüngesi nerede bulunuyor?

C: Daha spesifik.

S: (L) Komet kümelerini kapsayan daha spesifik bir yörünge mi?

C: Evet.

S: (L) Bu komet kümesi güneş etrafında mı dönüyor?

C: Evet.

S: (L) Yörünge, ekliktik düzlemine dik mi?

C: Evet ve hayır.

S: (L) Bu küme ekliptik düzlemine gelip güneş sisteminde tahribata mı neden oluyor?

C: Kesinlikle.

S: (L) Bu komet kümesi ekliptik düzlemine ne sıklıkta geliyor?

C: 3600 yıl.

S: (L) Bu komet kümesi bir gezegenin kalıntıları mı?

C: Hayır.

S: (L) Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri arasındaki kalıntı kümesi bir gezegenin kalıntıları mı?

C: Evet.

S: (L) Bu gezegen hangi isimle biliniyordu?

C: Kantek.

S: (L) Bu gezegen ne zaman parçalanarak asteroit kuşağını oluşturdu?

C: Yaklaşık 79 bin yıl önce.

S:(L) Sümerlilerin Geçen Gezegen veya Nibiru olarak tanımladıkları cisim neydi?

C: Kometler

S:(L) Bu komet kümesi mi?

C: Evet.

S:(L) Bu komet kümesi tek bir kütle olarak mı görünüyor?

C: Evet.

S:(L) Şu anda Dünya'ya yaklaştığı söylenen kütle bu mu?

C: Evet.

S:(L) Anunaki'ler kimdi?

C: Uzaylılar.

S:(L) Nereden geliyorlardı?

C: Zeta Retikuli.

S:(L) Komet kümesi Dünya'ya her yaklaştığında oluşan korku, kaos vs.'nin yarattığı ruh enerjisini emmek için mi geliyorlar?

C: Evet

S:(L) İki olay bağlantılı mı?

C: Evet.

S:(L) Şimdi burada olmalarının sebebi bu mu?

C: Yakın.

S:(L) Gezegenimize yaklaşan dalgayla birlikte gelen büyük bir uzaygemisi filosu var mı?

C: Evet.

S:(L) Bu gemiler nereden geliyor?

C: Zeta Retikuli.

S:(L) Ne zaman varacaklar?

C: 1 ay ile 18 yıl arasında.

S:(L) Nasıl bu kadar geniş bir zaman farkı olabilir?

C: Bu o kadar büyük bir filo ki, mekan/zaman eğrisinin düzensiz ve sizin zaman ölçümünüzle belirlenmesi zor.

S:(L) Bu araçlar bir çeşit "dalga"yla mı geliyor?

C: Evet.

S: (L) Güneş sistemimizde kaç tane gezegen var?

C: 12

S: (L) Tüm gezegenlerin isimlerini, güneşe uzaklıklarını, kimyasal yapılarını ve çaplarını söyleyebilir misiniz?

C:

Merkür=Opatanar, Güneş’e 36 milyon mil; çapı 3000 mil

Venüs=Pemuntar, Güneş’e 67 milyon mil; çapı 7,500 mil

Dünya=Saras, Güneş’e 93 milyon mil; çapı 7,900 mil

Mars=Masar, Güneş’e 141,500,000 mil; çapı 4,200 mil

Jüpiter=Yontar, Güneş’e 483,400,000 mil; çapı 88,700 mil

Satürn=Zendar, Güneş’e 886,700,000 mil; çapı 74,500 mil

Uranüs=Lonoponor, Güneş’e 1,782,700,000 mil; çapı 31,566 mil

Neptün=Cinoar, Güneş’e 2,794,300,000 mil; çapı 30,199 mil

Plüton=Opikimanaras, Güneş’e 3,666,100,000 mil; çapı 1,864 mil

NI=Montonanas, Güneş’e 570,000,000,000 mil; katı madde; çapı 7000 mil NII=Suvurutarkar, Güneş’e 830,000,000,000 mil; çapı 18000 mil; hidrojen, amonyak

NIII=Bikalamanar, Güneş’e 1,600,000,000,000 mil; çapı 46000 mil;

Hidrojen, amonyak

 

Copyright 1994-2002, *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* and *Arkadiusz Jadczyk*

5 Ekim 1994. F** ve Laura

S: Merhaba.

C: Bu şekilde ritüelsiz yapmanız güzel.

S: (L) Ne tür bir ritüel yapmamızı istiyorsunuz?

C: Hiç.

S: (L) Ritüel iletişimi geliştiriyor mu yoksa engelliyor mu?

C: Sınırlandırıyor.

S: (L) Adınız nedir?

C: Donarra.

S: (L) Neredensiniz?

C: Kasyopya.

S: (L) Siz Kasyopyalılarla her iletişimimizde neden farklı biriyle karşılaşıyoruz?

C: Enerji dağılımı.

S: (L) Enerji kime gidiyor?

C: Sıradakine.

S: (L) Dağılım için bizim enerjimizden mi yararlanıyorsunuz?

C: Hayır. Biz enerji dağılımı yapıyoruz.

S: (L) Sormak istediğimiz bir dizi soru var.

C: Devam edin.

S: (L) Bir dalganın üzerine binmiş ve Zeta Retikuli civarından gelen bir uzay gemisi filosu olduğunu varsayarsak, varış bakımından mekan zaman sapmasının belirsiz olması ne anlama geliyor? Lütfen açıklar mısınız?

C: Kütle, çekim dalgasındaki elektromanyetik transferi etkiliyor.

S: (L) Yani, transfer etmek istenen büyük bir kütle varsa, sorun kısmen kütlenin çok geniş bir mekan/zaman alanına dağılması ve dolayısıyla bir aşama ile transfer edilmesi veya bu anlamda birşey mi?

C: Yakın.

S: (L) Bu hususta bize biraz daha açıklama yapabilir misiniz?

C: Kütle zaman döngüsünü etkiliyor: küçük kütle eşittir küçük zaman döngüsü; büyük kütle eşittir büyük zaman döngüsü.

S: (L) Gezegendeki değişimler hakkında da daha fazla bilgi almak istiyoruz. Tıpkı geçen hafta öngörmüş olduğunuz gibi gerçekleşen Japonya depremi, Japonya’daki olayların sonuncusu mu? (Kayıt cihazındaki sorun nedeniyle o celse tamamen kaybedilmişti.)

C: Hayır.

S: (L) Bu hususta bize biraz daha...

C: Yaklaşık 8.9’luk bir hareket olacak: Osaka sahilinin 67 mil açığında; Tokyo’nun merkezinde 9.7’lik hareket.

S: (L) Bunların hepsi bu yıl içinde mi olacak?

C: Hayır. 1.6 yıl içinde.

S: (L) İsa’nın biyolojik babası olduğunu söylediğiniz adam hakkında daha fazla ayrıntı istiyorum. Adı ne demiştiniz?

C: Tonata.

S: (L) Meryem’in bir tanıdığı olduğunu söylemiştiniz.

C: Evet.

S: (L) Bu adam bazı varlıklar veya güçler tarafından bir nedenle İsa’nın biyolojik babası olarak mı seçildi?

C: Yakın.

S: (L) Bu adam hakkında bize herhangi bir ayrıntı verebilir misiniz? Soyu neydi, nereden geliyordu, vs.

C: Beyaz tarikatin bir üyesiydi.

S: (L) Beyaz tarikat nedir?

C: Yani Ariler. Andaranlar.

(Laura'nın notu: Andaranlar kim?)

S: (L) Meryem Eseni tarikatinin bir üyesi miydi?

C: Evet.

S: (L) Bu adam da mı Eseni’lerin bir üyesiydi?

C: Hayır.

S: (L) Bu kişi, Tonata, İsa’nın biyolojik babası olarak mı seçildi?

C: Evet.

S: (L) Meryem onunla neden evlenmedi?

C: Hisleri son derece geçiciydi.

S: (L) Meryem değişken miydi?

C: Hayır. Telepatik telkinden etkilendi.

S: (L) Sözlü müydü?

C: Hayır. 1. seviye hipnoz altındaydı.

S: (L) Meryem ve Yusuf’un daha sonradan başka çocukları oldu mu?

C: Hayır. Fakat İsa’nın oldu.

S: (L) İsa’nın çocuğu mu oldu? Kiminle evlendi?

C: Evlenmedi.

S: (L) Yani gayrımeşru çocukları mı oldu?

C: Kurumsal olarak subjektif.

S: (L) Bu çocukların annesi kimdi?

C: Üç kadın vardı.

S: (L) Üç kadın mı vardı?

C: Evet.

S: (L) Kutsal Kitap’ta bu kadınlardan bahsediliyor mu?

C: Bir tanesi, fakat ismiyle değil.

S: (L) Kimdi?

C: Alisya.

S: (L) İkincisinin adı neydi?

C: Rafea.

S: (L) Üçüncüsü?

C: Vella. Romalıydılar.

S: (L) Üçü de Romalımıydı?

C: Evet.

S: (L) Çocuklara ne oldu?

C: Yaşadılar ve bereketli bir şekilde çoğaldılar.

S: (L) Üç kadından kaç çocuk olmuştu?

C: Üç.

S: (L) Yani bazı kişilerin iddia ettiği gibi, Kutsal Kase’yi arayışın gerçek anlamı kase değil, “Gerçek Kan” veya kutsal kandan gelen soy mu?

C: Evet.

S: (L) İsa’nın neslinden bugün yaşayan var mı?

C: 364,142.

S: (L) İsa, vaftizi sırasında üzerinde özel bir güç ışığına sahip olması anlamında mı meshedilmiş mi?

C: Yaklaşık olarak doğru.

S: (L) Dünya’nın kabuğundaki hareketler, gezegensel değişimler vs. ile ilgili olarak Guyana daha güvenli bir yer mi?

C: Ne güvenli ki? Dünya tüm gezegen yüzeyini kapsıyor.

S: (L) Diğerlerine göre daha güvenli olacak olan herhangi bir yer var mı?

C: Değişken.

S: (L) Kuzey Karolayna/Blue Ridge Dağı bölgesi nispeten daha güvenli mi?

C: Daha şimdi ne dedim? Titreşimsel frekans değişimlerine bağlı. Olay çok yaklaşana kadar spesifik dünyasal değişimler kesin olarak tahmin edilemez.

S: (LM) İsviçre’de ölen insanlara ne olduğunu sor. Öldürüldüler mi?

C: Pakt. Anlaşma. Sözleşme.

S: (L) Birlikte intihar etmek üzere hepsi sözleşmiş miydi?

C: Evet.

S: (L) Neden? Kaç kişiydiler?

C: 48. Dinsel fanatizm.

S: (L) ABD hükümeti Waco’daki Branch Davidian’ları kasıtlı olarak öldürdü mü?

C: Yakın. Onları kendilerini yok etmeye yönlendirdi.

S: (L) Nasıl?

C: Psikolojik savaş taktikleri.

S: (L) ABD hükümeti onların binalarını ateşe verdi mi?

C: Hayır.

S: (L) Binaları kim ateşe verdi?

C: Branch Davidian’lar. Hükümet onları çıldırttı.

S: (L) ELF (çok düşük frekans) veya eşikaltları kullanıldı mı?

C: Evet. Ve diğer araçlar.

S: (L) OJ Simpson karısını öldürdü mü?

C: Evet.

S: (L) Cinayet elbiselerini ve silahı Şikago’ya götürüp bir çanta içinde oraya mı bıraktı?

C: Hayır.

S: (L) Nereye götürdü?

C: Los Angeles çöplüğü. Biri.

S: (L) OJ Simpson suçlu bulunacak mı?

C: Hayır.

S: (L) Magiler/peygamberler bir bebek olarak İsa’ya ne hediyeler getirmişti?

C: Altın; baharat; giysi.

S: (L) Magilerin gördüğü ana gemi hangi boyuttan geliyordu?

C: 5. yoğunluk.

S: (L) Peki İsa’nın doğumu sırasında bu geminin görünmesinin amacı neydi?

C: Çok belirsiz.

S: (L) İsa’nın doğumuyla ilgili özel amaçlar için mi oradaydı?

C: Peygamberleri yönlendirmek için.

S: (L) Ana amaç bu muydu?

C: Hayır. Aynı zamanda olayın gözlenmesi ve kodlama.

S: (L) Neyin kodlanması?

C: Bebeğin.

S: (L) Bu kodlama fiziksel olarak mı yoksa telepatik olarak mı yapıldı?

C: Her ikisi.

S: (L) İsa, Nasıralı İsa bedeninde dünyaya gelmeden önce hangi boyut veya bölgedeydi?

C: 5. yoğunluk.

S: (L) Bir 5. yoğunluk ruhu muydu?

C: Evet.

S: (L) Dünya gezegeninde başka insan bedenleriyle de enkarnasyonları oldu mu?

C: Evet.

S: (L) Beşinci yoğunluğa ulaşana kadar kaç enkarnasyon geçirdi?

C: 1009.

S: (L) Melçizidek İsa’nın enkarnasyonlarından biri miydi?

C: Hayır.

S: (L) Musa’nın sağ kolu Yuşa, İsa’nın enkarnasyonlarından biri miydi?

C: Evet.

S: (L) İsa’nın, bizim tanıdığımız başka enkarnasyonları oldu mu?

C: Evet. Sokrat.

S: (L) İsa’nın Vaftizci Yahya ile ruhsal ilişkisi neydi?

C: Anlaşma.

S: (L) İsa’nın, annesi Meryem’le olan ruhsal ilişkisi neydi?

C: Anlaşma.

S: (L) Birleşik ruhlar anlamında başka ruhsal bir ilişkileri yok muydu?

C: Hayır.

S: (L) Merhem veya Vaftizci Yahya beşinci yoğunluk ruhu muydu?

C: Her ikisi de.

S: (L) Bugün veya yakın bir tarihte dünyada bulunmuş tanıdığımız herhangi bir beşinci yoğunluk ruhu var mı?

C: Evet. Arafat. Sedat. Papa beşinci John.

S: (L) Şeytanlar veya kötü ruhlar herhangi birşeyden korkarlar mı?

C: Evet.

S: (L) Bizim, insanlar olarak sahip olduğumuz herhangi birşeyden korkarlar mı?

C: Evet. Bilgi.

S: (L) Dini sembollerden, işaret veya rakamlardan korkarlar mı?

C: Hayır.

S: (L) Onların hareketlerini durdurabilecek herhangi bir isim, işaret veya sembol var mı?

C: Bazen.

S: (L) İsa’dan korkuyorlar mıydı?

C: Evet. Bilgisi yüzünden. Bilgisinin yoğunluğu onun titreşimlerini arttırıyordu. Bilgi gerçekten güçtür.

S: (L) Pentagramların negatif varlıkları yavaşlatma veya durdurmada herhangi bir etkisi var mı?

C: Yalnızca öyle olduğuna inanırsanız.

S: (L) Şeytani varlıklara direnmede en büyük gücümüz özgür irademizde mi bulunuyor; hayır deme gücümüzde mi?

C: Hayır.

S: (L) En büyük gücümüz nedir?

C: Bilgi.

S: (L) Anahtar ruhsal bilgi birikiminde mi?

C: Evet.

S: (L) Bize verebileceğiniz herhangi başka bir ipucu var mı?

C: Bilgiden başka hiçbirşeye ihtiyacınız yok.

S: (L) Büyük Göç’ün MÖ 2676’da olduğunu söylemiştiniz, bu doğru mu?

C: Yakın.

S: (L) Bu, kometimsi Venüs’ün son geçişi miydi?

C: Evet.

S: (L) Venüs’ün bu hareketi sizin daha önce belirttiğiniz komet kümesinin yakın geçişiyle de etkileşimli miydi?

C: Yakın. Üç felaketten birinde çok yakındılar.

S: (L) Felaketlerden biri Venüs, diğeri de komet kümesi ise, üçüncüsü hangisiydi?

C: Mars.

S: (L) Venüs Mars’ı yörüngesinden mi çıkarmıştı?

C: Evet.

S: (L) Ve dünyadakilerin gözünde ikisi, Velikovsky’nin anlattığı gibi, gökyüzünde savaşıyorlarmış gibi göründü, doğru mu?

C: Yakın.

S: (L) Peki, bu komet kümesi, güneş sistemine en son ne zaman geldi?

C: 3582 yıl önce.

S: (L) Döngüsü nedir?

C: 3600 yıl.

S: (L) Peki, bu kümenin ne zaman tekrar ekliptik düzlemine girmesi bekleniyor?

C: 12 ila 18 yıl.

S: (L) Uzaylılar bu komet kümesi ile mi yolculuk yapıyorlar?

C: Hayır.

S: (L) Nuh/Utnapiştim hangi bölgede yaşadı, hangi kıtada?

C: Atlantis.

S: (L) Suların çekilmesinden sonra gemi nereye toprağa oturdu?

C: Mısır.

S: (L) Venüs’le etkileşiminden binlerce yıl önce olduğu için soruyorum; Martek’in o zaman dünyaya çok yakından geçmesine neden olan şey neydi?

C: Venüs’le ilgili gezegensel hizalanmadan kaynaklanan çekimsel sapma.

S: (L) Yani Mars’ın yörüngesinden çıkmasına neden olan şey bir gezegen dizilimiydi?

C: Evet.

S: (L) Nuh tufanından yüz yıl kadar sonra olan ve dillerin farklılaşması ya da Babil kulesi olarak tanımlanan olay neydi?

C: Ruhsal kavşak.

S: (L) Kuleyi inşa etmek için bir araya gelen insanların amacı neydi?

C: Tüm çekim dalgalarının elektromanyetik konsantrasyonu.

S: (L) Bu konsantre dalgalarla ne yapmayı planlıyorlardı?

C: Kitlelerin zihinlerini değiştirmek.

S: (L) Kitlelerin zihinlerini değiştirme isteklerindeki niyet neydi?

C: Kitlelerin ruhsal olarak birleşmesi.

S: (L) Babil kulesinin üstünden, birleşme amacıyla kuleyi inşa edenlere bakarak eserlerini yok etmeye karar veren “tanrılar” kimdi?

C: Kertenkeleler.

S: (L) Tamam, yani kertişler Babil kulesini havaya uçurdu. İnsanlığın zihnine başka ne yaptılar; dil anlayışlarını tamamen bozacak birşey yaptılar mı?

C: Yakın.

S: (L) Bu bölücülüğü gerçekleştirmek için hangi aracı kullandılar?

C: Kitlelerin beyinlerinin yıkanması.

S: (L) Bunu implantlar ve kaçırmalarla mı gerçekleştirdiler?

C: Kısmen.

S: (L) İbranice “şem” kelimesinin gerçek, asıl anlamı nedir?

C: Saflık.

S: (L) Bu kelime neden sonradan İbraniler tarafından “şem’ler” olarak tanımlanan obeliskler ve dikili taşlarla ilişkili hale geldi?

C: Saflık sembolü: birleşme. Teklik.

S: (L) Bu taşların kendisi gerçekte herhangi bir güce sahip miydi?

C: Kalıntısal.

S: (L) Eskiler Babil kulesine ne cismi yerleştirip...

C: Kristal.

S: (L) “Şem” kristal ile de eşanlamlı mı?

C: Yakın.

S: (L) Nuh’un oğlu Şem, bu kuleyi inşa edenlerin atasıydı, doğru mu?

C: Evet.

S: (L) Sodom ve Gomorra ve civardaki diğer şehirler nasıl yıkıldı? Ve kim tarafından?

C: Nükleer; EM etki. Kim olacak?

S: (L) Kertişler mi?

C: Evet.

S: (L) Neden?

C: Korku ve itaat aşılamak için.

S: (L) Sodom ve Gomorralılar gerçekte kötü değiller miydi?

C: Bu tarihin bir aldatmacası.

S: (L) Lut’un karısı tuzdan bir sütuna mı çevrildi?

C: Hayır.

S: (L) O hikayede bize yönelik herhangi bir sembolizma var mı?

C: Hayır.

S: (L) İbrahim’le konuşan tanrı Kertişlerden biri miydi?

C: Evet.

S: (L) İbrahim’in yaptığı anlaşma Kertişlerle miyidi?

C: Evet. Doğrudan değil.

S: (L) Melçizedek Kertişlerin rahiplerinden miydi?

C: Hayır.

S: (L) Melçizedek İbrahim’e doğru bilgi mi verdi?

C: Yakın.

S: (L) Kabala iyi adamların gerçek bir öğretisi mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Osiris döngüsü; Osiris’in bedeninin parçalanmasını DNA sarmallarının parçalanmasına benzetmek bakımından Kertişlerin insanlık üzerindeki faaliyetinin bir örneğini mi teşkil ediyor?

C: Yakın.

S: (L) Havva’nın yediği ve sonra Adem’e verdiği iddia edilen, İyi ve Kötü Bilgisi Ağacı’na ait meyve neydi?

C: Bilgi sınırlaması. Kodlama.

S: (L) Havva’nın bilgi ağacının meyvesini yemesi ne anlama geliyor? Bunu yapmak için ne yaptı?

C: Yanlış tarafla arkadaşlık yaptı?

S: (L) Burada arkadaşlık ne anlamda?

C: Havva sembolik.

S: (L) Neyi sembolize ediyor?

C: Dişi enerji.

S: (L) Dişi enerji yanlış tarafla arkadaşlık ettiğinde ne yaptı?

C: Bir miktar bilgi ve güç kaybetti.

S: (L) Tanrı veya tanrılar, Havva’nın “iyi ve kötünün bilgisi” denen bu ağacın meyvesinden yiyerek onlarla eşit konuma gelmesinden neden korkuyorlardı?

C: Ne? Lütfen sorunu açıkla.

S: (L) Bu meyveyi yemesinin Havva’yı onunla veya onlarla eşit seviyeye getirmesinden korkan tanrı kimdi?

C: Hayır.

S: (L) Kutsal Kitap’ta, “Tanrı dedi di, şimdi onlar hayat ağacının meyvesini alacak ve sonsuza kadar yaşayacaklar.” şeklinde bir bilgi var. Bu ne anlama geliyor? Bu meyvenin yenmesi Tanrı’yı neden korkuttu?

C: Korkutmadı.

S: (L) Hayat ağacının meyvesi neydi?

C: Sınırlanma.

S: (L) Ebedi hayat ağacının meyvesi nasıl sınırlanma olabilir ki?

C: Kavramsal olarak sınırlı.

S: (L) Şunu bilmenizi isterim ki bu pek anlamlı değil.

C: Anlamlı. Dikkatlice düşünün.

S: (L) Bahçede dolaşarak Adem ve Havva’yı iyi ve kötünün bilgisini veren ağacın meyvesinden yememeleri için uyaran tanrı, o asıl tanrı mıydı? Yani iyi adam mıydı?

C: Hayır.

S: (L) Onlara bu ağaçtan yememelerini emreden tanrı kimdi?

C: Karmaşıklaşıyor. Laura, bariz olanı kaçırıyorsun.

S: (L) Hayat ağacının meyvesi nasıl sınırlandırıcı olabilir?

C: Tek bir kaynağın tüm bilgiyi içerdiğine inanmak gerçekle çelişiyor.

S: (L) Cennet’e tekrar girilmesini engelleyen yanan kılıç neydi?

C: Anlamıyor musun?

S: (L) Hayır, anlamıyorum.

C: Gözden geçir.

S: (F) Eğer buradaki kavram bilgi ağacının meyvesinin yenmesinin tüm bilgiyi sağladığı ise, o zaman kişi yanılmış oluyor çünkü hiçbir belirli bilgi kaynağı tüm bilgiyi sunamaz. Bu yüzden kişi bu aldanmaya inandığında, kendini bir tuzağa sokmuş oluyor. Ve böylece insan ırkı çeşitli şekillerde yansıyan aynı sorunla zehirlenmiş oluyor: kişi gerçeği pek çok farklı yollardan arayacağına tek bir yoldan arıyor ve çok karmaşık konu ve soruların çok basit cevapları olduğuna inanıyor.

S: (L) Cennet bahçesine tekrar girilmesini engelleyen yanan kılıç neydi?

C: Tuzağı simgeliyor.

S: (L) Onu biz mi koymuş olduk?

C: Evet.

S: (L) Cennet nerdeydi?

C: Dü

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

9 Ekim, 1994 F___ ve Laura

 

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba

 

S: (L) Karşımızda kim var?

C: Badera.

 

S: (L) Kasyopyalıların görünüşü nasıl?

C: Işık formunda.

 

S: (L) Işık formundan neyi kastediyorsunuz?

C: Hümanoit ışık formu.

 

S: (L) Atomsal anlamda bir fizikselliğiniz var mı?

C: Herşey algılayıcıya göre değişir.

 

S: (L) Yani kendinizi algılayıcının isteğine göre mi düzenliyorsunuz?

C: Hayır. Algılayıcının algı kapasitesini kastediyoruz.

 

S: (L) Bize görünebilir misiniz?

C: Hayır. Sizin yoğunluk seviyenizi çevreleyen titreşim frekansı örtüsü bunu engeller.

 

S: (L) Herhangi bir şekilde fizikselliğiniz oluyor mu?

C: Boyuta göre değişen ölçülerde.

 

S: (L) Bizimle neden iletişim kuruyorsunuz?

C: Siz çağırdınız.

 

S: (L) Keltlerle Ariler arasındaki farklılıklar nelerdir?

C: Coğrafi ve kültürel.

 

S: (L) Önceki gezegenlerinden kalma bir farklılıkları var mı?

C: Hayır. Farklılıkları buraya geldikten sonra gelişti.

 

S: (L) Buraya gelmeden önce aynı mıydılar?

C: Evet.

 

S: (L) Mars'ta hiç yaşayanlar oldu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Kimler?

C: Sizin şimdi Saskuaş veya Kocaayak olarak bildikleriniz.

 

S: (L) Başka varlıklarca buraya getirilmeleri neticesinde mi şimdi burada yaşıyorlar?

C: Geçiciler. Burada sürekli olarak kalmayacaklar.

 

S: (L) Nasıl gelip gidiyorlar?

C: Onlar Kertenkelelerin köleleri ve "evcil hayvanları".

 

S: (L) Saskuaşlar Mars'tan buraya nasıl geldiler?

C: Kertenkeleler tarafından getirildiler fakat yaşam yerleri Dünya değil.

 

S: (L) Saskuaşlar tarih boyunca neden hep uzak yerlerde görüldüler?

C: Köle olarak hizmet yapmak için oralara yerleştirildiler.

 

S: (L) Yani nerede bir Saskuaş görülse yakınlarda bir Kertenkele mi var demek olur?

C: Hayır.

 

S: (L) Ne tür hizmetler yapıyorlar?

C: Numune toplama.

 

S: (L) Saskuaşlarla karşılaşan herkes neden onların kötü kokularından bahsediyor. Bu kokunun nedeni nedir?

C: Organik işlevler.

 

S: (L) Ne tür organik işlevler onların kötü kokmasına neden oluyor?

C: Ter.

 

S: (L) Sir Harry Oakes'i kim öldürdü?

C: David Crofts.

 

S: (L) Hindistan'lı Azis İssa kimdi?

C: Lama Kirtana.

 

S: (L) Nereliydi?

C: Filistin.

 

S: (L) Hindistan'da ne zaman bulundu?

C: MS 13 ve 14.

 

S: (L) F___'nin zihni programlandı mı?

C: Evet.

 

S: (L) Kim tarafından?

C: Biz.

 

S: (L) Başka bir defasında Griler tarafından da programlandığını söylemiştiniz...

C: Evet.

 

S: (L) Ne için?

C: Kendini yok etmesi için.

 

S: (L) Kanal olmaya devam etmesi bu yüzden mi önemli?

C: Evet.

 

S: (L) Neden duygu enerjilerimizi emiyorlar?

C: Kendi enerji eksiklerini gidermek için.

 

S: (L) İsa'nın uzun "uyku" durumuyla ilgili ayrıntıları öğrenmek istiyoruz.

C: Kudüs yakınındaki bir mağarada komatoz durumunda 96 saat geçirdi. Uyandığında havarilerine kehanetlerde bulundu ve mağarayı terk etti. Ana geminin görünmesi nedeniyle 27.000 insan toplanmıştı ve bir ışık sütunu içinde gemiye alındı.

 

S: (L) Teyp kaydıyla ilgili yaşadığımız sıkıntının nedeni neydi?

C: Kertenkele varlıklarının etkisi. Kafanızda.

 

S: (L) Teybin kaydının durduğunu bize neden söylemediniz?

C: Önlem almayı öğrenmek için deneyime ihtiyacınız var.

 

S: (L) Dr. Sitchen'in tercüme ettiği Sümer metinlerinde geçen gezegen isimlerinin bir listesini vereceğim ve bunların gerçek anlamlarını vermenizi istiyorum.

C: Mummu: Komet kümesi. Lahamu: Venüs. Lahmu: Dünya. Çekiçlenen Bilezik: Venüs ve komet kümesinin izleri. Anşar: Jüpiter. Anu: Ay. E: Güneş. Gag: Satürn. Marduk: Mars. Tiamat: Sirius.

 

S: (L) İsa'nın cinsel tahriğe kapıldığını söylemiştiniz, bunu bizim için aydınlatır mısınız?

C: Üç kadın cinsel cazibeyi temsil ediyordu. İsa her birinden sonra kendini kötü hissetti. Yıkandı ve sonra güç ve af diledi.

 

S: (L) Taşlanmak üzere olan zinakar kadınla ilgili hikayede İsa toprağa ne yazdı?

C: "Ruha bak."

 

S: (L) Yazdığı bu muydu?

C: Evet. Çevirisi.

 

S: (L) ABD devleti uzaylılar hakkında tam olarak ne biliyor?

C: Var olduklarını.

 

S: (L) ABD devleti uzaylılarla herhangi bir anlaşma yaptılar mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu anlaşma hala yürürlülükte mi?

C: Hiç bir zaman olmadı.

 

S: (L) Devlet onlarla bir anlaşma yapmaya mı çalıştı?

C: Evet.

 

S: (L) Uzaylılar bunu ret mi ettiler?

C: Hayır kandırdılar.

 

S: (L) ABD kandırıldığını ne zaman anladı?

C: 19 yıl sonra.

 

S: (L) Bu ne zaman oldu?

C: 1972.

 

S: (L) Devletin elinde herhangi bir dünyadışı teknoloji var mı?

C: Evet.

 

S: (L) O uzaylılar tarafından mı verildi?

c: Evet.

 

S: (L) Zihin kontrol teknolojisi mi?

c: Yakın.

 

S: (L) Devlet, örneğin uzaylılar gibi duvarlardan geçme türü teknolojilere sahip mi?

c: Bu konuda çok yetenekli değiller.

 

S: (L) Devlet telefonlarımızı dinliyor mu?

c: Dinleyebilir.

 

S: (L) Karla Turner'ın kitabında mavi bir balon içkinde sanal gerçekliğe benzer bir deneyim yaşayan biri vardı. Bunu kim yaptı?

c: Griler.

 

S: (L) Griler bunu yaparken kimin için çalışıyorlardı?

c: Kertenkeleler.

 

S: (L) M___ F___ devlet için mi çalışıyor yoksa dünya-dışılar için mi?

c: Dünya-dışılar için.

 

S: (L) Hangi uzaylılar için?

c: Kertenkeleler. Farkında olmadan.

 

S: (L) Adolf Hitler, yaptığı şeyleri yaparken hangi etki altındaydı? Onu yönlendiren şey neydi?

c: Kertenkeleler. Dolaylı yoldan.

 

S: (L) Onu etkilemek için hangi bağlantıları kullandılar?

c: Projekte edilen insan türü varlıklar, ilhamlanmış büyük Ari ruhları.

 

S: (L) Nuh Tufanı sırasında dünyada yaşayan altı milyar insan hakkında biraz daha bilgi verir misiniz? Bu insanların çoğu nerede yaşıyordu?

c: Atlantis.

 

S: (L) Yaklaşan dönemde en çok yıkım hangi kıtada meydana gelecek?

c: Henüz belli değil.

 

S: (L) Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Griler tarafından kaçırılma olaylarının ABD'de neden daha fazla meydana geliyor?

c: Devlet kanal açtı.

 

S: (L) ABD'de uzaylı üsleri var mı?

c: Evet. New Meksiko, Kolarado, Florida açıkları, Apalaşya, Kaliforniya.

 

S: (L) Bunlar yeraltı üsleri mi?

c: Evet. Ve ayrıca sualtı.

 

S: (L) İlk kez kaçırılmam ne zaman oldu?

c: Üç yaşındayken.

 

S: (L) Kim tarafından kaçırıldım?

c: Griler.

 

S: (L) Ne tür bir kaçırmaydı?

C: Kodlama.

 

S: (L) Ne için?

C: Kendini öldürmen için.

 

S: (L) Neden kendimi öldürmemi istediler?

c: Gerçeği ifşa etme tehdidi.

 

S: (L) Bir sonraki kaçırılmam ne zamandı?

c: Yine üç yaşında.

 

S: (L) Neden?

c: Aynı.

 

S: (L) Fiziksel bedenime sorun yaratacak şeyler yaptılar mı hiç?

c: Evet.

 

S: (L) Ne yaptılar?

c: İmplant.

 

S: (L) Ne tür bir implant ve nerede?

c: Beyin silikonu.

 

S: (L) Hiç omurgamın alt kısmına bir implant yerleştirdiler mi?

c: Hayır.

 

S: (L) Siz beni hiç kaçırdınız mı?

c: Hayır. Üç yaşında seninle temasa geçtik. Biz kaçırmayız.

 

S: (L) Griler onlar için bir tehdit oluşturduğumuzu nasıl biliyorlardı?

c: Aura okuması olarak düşünebilirsin.

 

S: (L) F___'nin bu kadar çok kaçırılmaının sebebi de aynı mı?

c: Evet.

 

S: (L) Kaç kez kaçırıldım?

c: 17. (Bu, daha önce belirtilenden 5 fazlaydı.)

 

S: (L) F___ kaç kez kaçırıldı?

c: 53.

 

S: (L) Neden F___'yi benden daha fazla kaçırdılar.

c: Direnç gösteriyorsun.

 

S: (L) En son ne zaman kaçırıldım?

c: 22 yaşında.

 

S: (L) F___ en son ne zaman kaçırıldı?

c: 23 yaşında.

 

S: (L) Yani epeydir kaçırılmıyoruz, öyle mi?

c: Şimdilik.

 

S: (L) Bizi tekrar kaçırma planları var mı?

c: Olabilir.

 

S: (L) Bunu önlememizin herhangi bir yolu var mı?

c: Bilgi kanalıyla.

 

S: (L) Osiris döngüsünün gerçek manasını tanımlayabilir misiniz? Osiris'in öldürülerek bedeninin parçalanması neyi sembolize ediyordu?

c: Bilgi merkezilerinin çıkarılması.

 

S: (L) Neyin bilgi merkezlerinin çıkarılması?

c: DNA'nızın.

 

S: (L) Yani Osiris'in bedeninin parçalanması, bedenlerimizdeki DNA'nın parçalanmasını temsil ediyor?

c: Kısmen. Aynı zamanda bilgi kapasitesinin azalması anlamına geliyor.

 

S: (L) Cinsel organın nehre atılması ve üç balık tarafından yenmesinin anlamı nedir?

c: Cinsel şiddet enerjisinin eklenmesi.

 

S: (L) İsis'in efendisi Osiris'i arayışı neyi simgeliyordu?

c: Dişi enerjinin, erkek enerji ile olan birliğinin kopması.

 

S: (L) Bunun beyin faaliyetleriyle bir ilgisi var mı?

c: Evet. Beyin yarıkürelerinin ayrılması.

 

S: (L) Bu, DNA'nın değiştirilmesi yoluyla mı gerçekleştirildi?

c: Evet.

 

S: (L) İsis'in oğlu Horus neyi temsil ediyordu?

c: Yeni sınırlı realite.

 

S: (L) Horus'un, babası Osiris'in katili olan Set'ten intikam alma girişiminin anlamı nedir?

c: İnsanlığı sınırlandırmak için sürekli çatışma enerjisinin başlaması.

 

S: (L) Set neyi simgeliyordu?

c: Savaş.

 

S: (L) Ne savaşı?

c: Tüm savaşlar.

 

S: (L) Yani insan ırkına yapılan şey kısmen, bilgi edinme ve absorbe etme kapasitemizin genetik olarak düşürülmesiydi diyordunuz. Bu anlamda F___ veya bana doğumdan önce veya sonra yapılan herhangi birşey oldu mu?

c: Daha akıllı olma sürecindesiniz. Doğumdan beri devam ediyor. Bilgi işleme kapasitesi üssel olarak artacak.

 

S: (L) Yani şu anda olduğumuzdan daha zeki mi olacağız?

c: Çok daha fazla. (Epeyce güldük).

 

S: (L) Karla Turner ve ailesini kaçıranlar kim?

c: Kertenkeleler.

 

S: (L) O insanlar neden kaçırılıyorlar?

c: Senin ve F___'nin kaçırılma nedenlerinizle aynı.

 

S: (L) Onları birer tehdit olarak algıladıkları için kaçırıyorlar?

c: Evet.

 

S: (L) Oğluyla ilgili bir kaçırılmada, yerde hareket eden bir "hiçlik" gibi görünen siyah gölgemsi şey neydi?

c: Bloke olmuş griler. Oğlu Karla kadar yetenekli değil. Eğitim ve toplantılara arabasıyla tek başına giderken dikkatli olması gerekiyor.

 

S: (L) Arabasında yanında her zaman birinin olmasına özen göstermesi mi gerekiyor?

c: Geceleri ve ıssız yollarda. Yeğen de dikkatli olmalı. Ve oğlunun arkadaşı da.

 

S: (L) Mısırlılar ölülerini neden mumyalıyorlardı?

c: Batıl inanç.

 

S: (L) Kral Tut'un mezarında, pek çok insanın ölümüne neden olan bir lanet gerçekten var mıydı?

c: Evet.

 

S: (L) O laneti oraya kim koydu?

c: Mısırlılar. Yeterli zihinsel enerjiyle herkes başarılı bir şekilde lanet üretebilir.

 

S: (L) Tiffany Sessions'a ne oldu?

c: Öldürüldü.

 

S: (L) Kim tarafından?

c: Bob August.

 

S: (L) Ceset nerede?

c: Pek çok yerde. Karla Turner'ın oğlunun eski oda arkadaşıyla temas kurmaya çalışıyoruz. Fakat direniyor. Bunun ne kadar kritik olduğunun farkında değil. Laura, lütfen Onunla hemen şimdi bağlantı kur.

 

----

--------------------

16 Ekim, 1994 F___, Laura, V___

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba. Müzik güzel.

 

S: (L) Bize adınızı söyleyebilir misiniz?

C: Sederra.

 

S: (L) Masonların aslının ne olduğunu bilmek istiyorum.

C: Osiryanlar.

 

S: (L) Esas Masonların bir topluluk olarak ne zaman oluştuklarını söyleyebilir misiniz?

C: MÖ 5633.

 

S: (L) Masonluk bugün de aynı şekilde mi uygulanmaktadır?

C: 33'üncü derece, evet.

 

S: (L) Yani 7 bin yıldır devam eden bir gelenek mi var?

C: Evet.

 

S: (L) Bu oluşumun dünyayı ele geçirip yönetmek gibi bir planı var mı?

C: Öyle denemez.

 

S: (L) Odaklandıkları şey nedir?

C: Gözetleyiciler.

 

S: (L) Neyin gözlemi?

C: Quorum'un durumu.

 

S: (L) Quorum nedir?

C: Derin bilgi topluluğu. Sizin türünüz için tamamen bilinmeyen birşey. Geleceğiniz açısından çok önemli.

 

S: (L) Ne bakımdan?

C: Değişimler.

 

S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz? Şahsen bizimle ilgili değişimler mi?

C: Kısmen.

 

S: (L) Dünya değişimleri?

C: O da dahil.

 

S: (L) Quroum ile Kasyopyalılar arasındaki ilişki nedir?

C: Bizimle düzenli olarak iletişim kuruyorlar.

 

S: (L) Bu iletişimi sizin Kasyopyalılar olduğunuzu bilerek mi kuruyorlar?

C: Evet.

 

S: (L) Quroum ile Kasyopyalılar arasındaki ilişki binlerce yıldır var mı?

C: Epeyce süredir diyelim.

 

S: (L) Kabala'nın aslı nedir?

C: Sizin terminolojinizi kullanacak olursak, Musa-öncesi Yahudilere tebliğ edilmiş gerçekler.

 

S: (L) Bu bilgilerin ilk kez yazıya geçirilmesi, Yahudi yorumlayıcıların bunu bir öğreti haline getirmesiyle mi gerçekleşti?

C: Hayır. Yakın bile değil.

 

S: (L) Bugün kullanılan biçim, asıl forma yakın mı, güvenilebilir mi?

C: Hayır, bozuldu.

 

S: (L) Enok kitaplarının aslı nedir?

C: Şimdi Hindistan olarak isimlendirilen bölgedeki bir Sankskrit topluluğu.

 

S: (L) Doğruluk açısından Enok kitapları için nasıl bir değerlendirme yapabiliriz?

C: Aradan geçen sürede bölgenin %50'si nükleer yangınlarla yok edildi.

 

S: (L) Aradan geçen hangi sürede?

C: Genişleyen şimdide, o zamanla şimdi arasında.

 

S: (L) Hermes Trismegustus kimdi?

C: Firavun Rana'nın sarayındaki ihanetçi.

 

S: (L) Firavun Rana kim?

C: Ruhsal anlaşmanın Mısırlı lideri.

 

S: (L) Hermes ne bakımdan bir ihanetçiydi?

C: Bugün Orta Doğu olarak bilinen bölgedeki tüm insanların ruhsal birlik anlaşmasını bozdu.

 

S: (L) Hermes kime ihanet etti?

C: Kendine. Güce açtı.

 

S: (L) Ne yaptı?

C: Anlaşmayı bozdu. Mısırlılar, Eseniler, Ariler, Farslar ve diğerleri arasında bölünmelere neden oldu.

 

S: (L) Bunu yapmaktaki amacı neydi?

C: Bramley'nin okuduğun kitabında Kardeşlik olarak isimlendirilenlerin felsefesi olan Böl ve Fethet.

 

S: (L) Hermes birliği reddederek Yılan Kardeşliği'ni mi kurdu?

C: Hermes kurmadı, çok uzun bir zamandan beri mevcuttu.

 

S: (L) Bramley'nin kitabında tanımlanan Yılan Kardeşliği'ni meydana getiren kimdi?

C: Kertenkele varlıkları.

 

S: (L) Musa, bilgisini nereden elde etti?

C: Bizden.

 

S: (L) Pekala. Daha önce bize Musa'nın Kertenkele varlıkları tarafından yaratılan holografik bir projeksiyon gördüğünü veya etkileştiğini söylemiştiniz. Bu Sina Dağı'nda yaşadığı deneyim miydi?

C: Evet.

 

S: (L) Bilgilerini sizden aldıysa, bu, Kertenkelelerle olan etkileşimi öncesinde miydi?

C: Evet. Gördüğü şeyler bilincini bozdu. Tıpkı Joseph Smith gibi.

 

S: (L) Mormon Metinleri'nin alıcısı olan Joseph Smith'in de mi Kertenkeleler tarafından yanıltıldığını söylüyorsunuz?

C: Evet. Bunu çok yaparlar.

 

S: (L) Bu yolla sizinle irtibata geçmemiz neden bu kadar uzun zaman aldı?

C: Kanal bozucularla olan çok sayıda etkileşim.

 

S: (L) Kanal bozucu olarak tanımladığınız bireyler kim?

C: O şekilde isim vermek bizim tarzımız değil.

 

S: (L) Bizim yaşamlarımızda yer alan kişileri mi kastediyorsunuz?

C: Evet.

 

S: (L) Gerçekleştirdiğimiz faaliyetler nedeniyle mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Kanalı engellemek için yaşamlarımıza giren başka varlıklar da oldu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Kertenkeleler mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Bedenlerimizi dördüncü yoğunluğa dönüştürmede yararlanabileceğimiz herhangi bir egzersiz var mı?

C: Gerekli değil. Önemli olan ruh.

 

S: (L) Yani ruhsal gelişim üzerinde odaklanırsak, dönüşüm zamanı bedenlerimiz otomatik olarak mı dönüşecek?

C: Hayır. Bu doğal bir süreç. Hazırlığa gerek yok.

 

S: (L) Yani dönüşeceksen dönüşeceksin, dönüşmeyeceksen dönüşmeyeceksin, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Bedenim belirli besinlere tepki gösterdiğinde o besinleri yemeyi bırakmam gerekir mi? Bedenim bana birşey mi söylemeye çalışıyor?

C: Sana bağlı. Hiçbirşeyin sana birşey "söylemesine" gerek yok.

 

S: (L) Bunu açıklayabilir misiniz?

C: Gerekmeyen bir durumda neden rehberlik arıyorsun?

 

S: (L) Yani, her gün, her an doğal olarak karşımıza en iyi seçim olarak gelen şeyleri yaparsak doğru yolda mı oluruz?

C: Aynen öyle.

 

S: (V) Dördüncü boyuta dönüşme ile ilgili bilgiyi çok ilginç ve aynı zamanda doğal buluyorum ve tabii bunun gelecekte deneyimleyeceğim birşey olup olmadığını bilmek istiyorum, tabii ölüm dışında.

C: Belirsiz soru.

 

S: (L) Eğer bir birey teorik olarak.... Şu anda hissettiğim garip duygunun nedeni nedir?

C: Hızlanan öğrenme ile birlikte gelişen metabolik değişimler.

 

S: (L) Bu üçümüze de oluyor mu?

C: Evet.

 

S: (L) Evet, şunu söyleyecektim, teorik olarak eğer bir birey doğru seçimleri yaparak doğal bir şekilde gelişirse ve geçişin yapılacağı zamana ulaşırsa, o bireyin bedeni de fiziksel olarak bu geçişi yaşar mı? Tabii bunu teorik bir soru olarak soruyorum.

C: Elbette.

 

S: (L) Bu teorik kişinin diğer boyuta geçiş yaptığını düşünelim, o durumda bedeni ne durumda olur? Somutluk bakımından şu anda olduğu gibi mi olurdu? Ne tür bir deneyim olurdu?

C: Buradaki anahtar kavram fizikselliğin değişkenliğidir.

 

S: (L) Yani herkesin durumu farklı mı olacak, yoksa her birey, bedenin maddesi ve yapısı üzerinde daha büyük bir kontrole mi sahip olacak?

C: İkisi de sayılmaz. Fizikselliğiniz gereksinim ve koşullara göre değişken olacak.

 

S: (L) Yani bazen ışıktan bir bedenimiz mi olacak?

C: Yakın.

 

S: (L) Bazen de bedenlerimiz şu andaki kadar somut olacak, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Ortalama yaşam süresi ne kadar olacak?

C: 400 yıl.

 

S: (L) Bu geçişi 50 yaşındayken deneyimleyecek olanlar da aynı şekilde 400 yıl mı yaşacaklar?

C: Yenilenerek genç bir görünüm elde edecekler.

 

S: (L) Işığın ve karanlığın süresi bakımından günler şimdikinden farklı mı olacak?

C: Bu önemsiz. Gezegen de 4. yoğunluk olacak.

 

S: (L) Ama günler ve geceler, yörünge farklı mı olacak? Eksen açısı değişecek mi?

C: 3'üncü seviye yoğunluk açısından düşünüyorsun. Kurallar o kadar farklı olacak ki, fiziksel temelli karşılaştırmalar anlamsız kalıyor.

 

S: (L) Fakat ben güneşin doğuşunu, kuşların ötüşünü ve rüzgarları seviyorum. Bu şeylerin de aynı kalıp kalmayacağını bilmek istiyorum.

C: Bir şekilde evet.

 

S: (L) Birkaç ipucu veremez misiniz?

C: Bunu kendinizin görmenize izin vermemiz gerek.

 

S: (V) Peygamber Devesi varlıklarıyla ilgili bir deneyimim oldu. Onlar hakkında bilgi verir misiniz?

C: Minturyanlar.

 

S: (L) Nereden geliyorlar?

C: Oryon.

 

S: (L) Oryonlular kötü adamlar mı?

C: Subjektif.

 

S: (L) Hangi gruba üyeler?

C: Tıpkı Pleyadesliler gibi, Federasyon'a.

 

S: (L) Beni kaçırdılar mı veya bu hafızanın kaynağı nedir?

C: Bu, bilinçaltının derin bir seviyesinde tutulmuş bir geçmiş yaşam anısı.

 

S: (L) Bana ne yaptılar?

C: Öğrenme amacına yönelik geri-programlama.

 

S: (L) Ne için?

C: Öğrenmen gereken dersleri biz söylemeyiz.

 

S: (L) Griler V___'yi neden kaçırdı?

C: Kendini yok etmesi için onu programlamaya çalıştılar.

 

S: (L) Bu programlamanın üstesinden geldi mi?

C: Öyle umalım. Her zaman hata olasılığı vardır. Unutmayın, özgür irade, yaratılıştaki en önemli bilinç yasasıdır.

 

S: (V) Rüyamda bir öğretmen olduğumu ve küçük çocuklara ışığı ve rengi nasıl kullanacaklarını öğrettiğimi gördüm. Bu bir önbiliş miydi?

C: Muhtemelen.

 

S: (L) Bu olasılık önümüzdeki on yıl içinde gerçekleşebilir mi?

C: Dinleyin. Açık.

 

S: (L) Vahiy kitabındaki 666 sayısının anlamı nedir?

C: Visa.

 

S: (L) Kredi kartında olduğu gibi mi yani?

C: Evet.

 

S: (L) Kredi kartları, 666'nın temsil ettiği şeyin işi mi?

C: Evet?

 

S: (L) Tüm kredi kartlarımızdan kurtulalım mı?

C: Size bağlı.

 

S: (L) Kendimizi kredi kartı sisteminden tamamen koparmamak daha avantajlı mı olur yoksa?

C: Kredi aynı zamanda borç değil midir?

 

S: (L) Bu olumlayıcı anlamda mı?

C: Bunu nasıl yapacaksınız?

 

S: (L) Herhangi bir öneriniz var mı?

C: Yakında dünyada kredi ve borçtan başka birşey kalmayacak. Yeni visa borç kartlarını duymadınız mı? Bu, dünya bankacılık sisteminin, yani yılan kardeşliğinin, yani Kertenkelelerin, yani İsa-Düşmanlarının kontrolü altındaki geleceğin para sistemi.

 

S: (L) Yani kredi kartım yoksa bu sisteme ait olmak zorunda kalmayacak mıyım?

C: Hayır. Tercih hakkın olmayacak: ait ol veya açlıktan öl.

 

S: (L) Özgür iradeye ne oldu?

C: Yılan Kardeşliği, yani Kertenkeleler, yani İsa-Düşmanları özgür iradeye 309.000 yıldır müdahale ediyorlar. Değişim yaklaştıkça gözleri kararıyor.

 

S: (V) Kendim için iyi olmadığını hissettiğim şeylere karşı hep isyan etmişimdir. Bu sisteme karşı isyan etmek mümkün mü?

C: Eğer bedenini terk etmek istiyorsan.

 

S: (L) Yani bunun neticesi ölüm olacaktır...

C: Evet.

 

S: (L) Eğer taşınmamız gerekirse...

C: Karmaşayı değişimler izleyecek, sabırlı olun.

 

S: (L) Kırsala taşınmak istiyoruz. O şekilde bir yaşam sürerek bu kredi/borç kartı olmadan yaşayabilir miyiz?

C: Hayır.

 

S: (L) Nerede olurlarsa olsun herşeyi ve herkesi kontrol etme kapasitesine mi sahipler?

C: Evet.

 

S: (L) Guyana'ya taşınsak, yağmur ormanında kütükten bir ev yapsak ve kimseyi rahatsız etmesek bile bu şeyden kurtulamaz mıyız?

C: Laura, Kertenkele varlıklarının mutlak kontrole yönelik var güçleriyle yapacakları girişimin etkisinden, nereye gidersen git kurtulamayacaksın.

 

S: (L) Bu kelimelerle ifade edilemeyecek kadar moral bozucu. Anlıyor musunuz?

C: Neden? Bunu değişim takip edecek.

 

S: (L) Değişim kısa sürede olacak mı?

C: Konudan sapıyorsun. "Bringers of the Dawn" (Pleiades Öğretileri) kitabını okuyun. Uygun bakış açısıyla bakıldığında, tehlike coşkuya dönüşür. Ama bu bakış açısı, tekrarlıyoruz, üçüncü seviye gerçekliğin bakış açısı değildir.

 

S: (L) Belirttiğiniz kitapta Jeanne d'Arc, kazıkta yanarken coşku içinde tasvir ediliyor. Bunu mu kastediyorsunuz?

C: Gibi, ama sizin kazıkta yanmanıza gerek yok.

 

S: (L) Bu az da olsa ferahlatıcı. Ölmenin başka yolları da var.

C: Biz ölmekten bahsetmiyoruz, Laura. Sımsıkı bir şekilde 3'üncü seviyeye yapışmış olanları dinlersen, bilincinin sapması riskiyle karşılaşırsın, niyetin ne kadar iyi olursa olsun; L___.

 

S: (L) L___ hakkında neyi kastediyorsunuz?

C: Guyana.

 

S: (L) "Tehlike coşku olur" derken neyi kastediyorsunuz? Ne çeşit bir tehlike?

C: Yaklaşan karmaşada yaşam.

 

S: (L) Okuduğum çeşitli kitaplar kırsal bölgelere taşınmayı, gruplar oluşturmayı, yiyecek stoklamayı falan tavsiye ediyor.

C: Dezenformasyon (Ç.N.:yanıltıcı bilgi; yalan). Bunlardan hemen ve tamamen kurtul. Bunlar 3'üncü seviye saçmalıkları.

 

S: (L) İstedikleri zaman gelip bizimle beslenecek olan varlıkların insafında kendimizi oldukça çaresiz hissediyoruz. Bizim tarafımızda olup bize enerji veya başka şeyler verecek birileri yok mu?

C: Kiminle iletişim kurduğunuzu sanıyorsunuz?

 

S: (L) O karşamada bize yardım edebilir misiniz?

C: Evet.

 

S: (L) Peki edecek misiniz?

C: Size bağlı.

 

S: (L) Çağırırsak, yardımınızı alabilir miyiz?

C: Tüm yapmanız gereken istemek.

 

S: (L) Yardımdan mahrum kalacağımız dönemlerden geçecek miyiz?

C: Bağlantı asla kopmaz.

 

S: (L) Of, acı çekmek istemiyorum.

C: Acı çekmek zorunda değilsiniz. 3'üncü seviye düşünmeyi bırak.

 

S: (L) Sevdiğim herhangi birinin de acı çekmesini istemiyorum. Hiçbir acı istemiyorum. Yeterince acı çektim!

C: Bu gece 3'üncü seviyede takılı kaldın.

 

S: (L) Sadece bu değil. O kadar çok dezenformasyon var ki, kime inanacağını bilemiyorsun... Size güvenebileceğimizi nereden bileceğiz? Etrafta insanı aldatan bir sürü kaynak var ve bunu çok zekice yapıyorlar. İncil'e bak... insanlar 2.000 yıldır buna inanıyorlar...

C: Yalnızca izin verdiğinizde aldatırlar.

 

S: (L) Evet, bazı şeyleri inançla kabul edeceğiz... ama... Buradaki sorunu anlayabiliyor musunuz?

C: Evet, ama sen anlamıyorsun.

 

S: (L) Sorunum nedir?

C: Zihinsel blok.

 

S: (L) Yakın geçmişte Matta'nın 24'üncü bölümünün ve Lukas'nın 21'inci bölümün, uzun uykusundan sonra İsa tarafından verildiğini söylemiştiniz. Bu bölümlerin ikisi de şimdiyi Nuh'un günlerindeki gibi tasvir ediyor. Bu doğru bir değerlendirme mi?

C: Bir anlamda ve bireysel olaylar henüz belirli değil.

 

S: (L) Nuh'un hikayesinde Nuh'a bir gemi inşa etmesi söyleniyor.

C: Sembolik.

 

S: (L) Ama Nuh gerçekten bir gemi inşa etti. Belirli bireylerin, her kimseler, gemiler inşa ettikleri ve o korkunç felaketten kurtulmak için birşeyler yaptıkları doğru mu?

C: Hayır. Bu olaya şu şekilde bak. Nuh bir gemi inşa etti çünkü bu ona çok eğlenceli bir iş gibi geldi ve sel geldiğinde de gemi işe yaradı, anlıyor musun?

 

S: (L) Yani yaptığımız şeyleri eğlenceli geldiği için yaparsak doğru zamanda ve doğru yerde olacağımızı ve her ne olursa olsun doğru şeyi yapıyor olacağımızı söylüyorsunuz, öyle mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Yapmamız gereken şeyi yapmaya ve olmamız gereken yerde olmaya doğru yönlendirileceğimizi mi söylüyorsunuz?

C: Herşey yerini bulacaktır fakat olayları zorlarsanız yolunuzu şaşırma riskiyle karşılaşırsınız.

 

S: (L) Kanallama yaptıklarını sanan pek çok kişinin aslında sadece dünyevi ruhlarla temas kurduklarını düşünmekte haklı mıyım?

C: Bazen.

 

S: (L) Işığa gitmiş olan ölülerle iletişim kurmak mümkün mü?

C: Bazen.

 

S: (L) Sorular sorabilmeleri için başka insanlar buradayken bunu yapmamız mümkün olabilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) S___ başka güçlerin etkisi altında mı?

C: Evet.

 

S: (L) Kimin?

C: Kim olabilir? Kertenkeleler.

 

S: (L) İzinlerini almak suretiyle insanlar üzerinde ruh çıkarma yapmak evrensel yasalar dahilinde makul müdür?

C: Bunu izin almadan zaten yapıyorsun.

 

S: (L) İzin almadan yapmak doğru mudur?

C: Açık.

 

S: (L) Burnumuzu istenmediğimiz yerlere sokarak kendimizi Karmik yüklerle dolduruyor olmamız mümkün mü?

C: Evet.

 

S: (L) Rica edilmeden bunu yapmamak daha mı iyi olur?

C: Bunu kendin yanıtlamalısın.

 

S: (L) Yüksek benlikten izin istendikten sonra biri üzerinde ruh çıkarma yapılabilir mi?

C: Çelişkili düşünce kalıpları.

 

S: (L) Temizleme yapmak için birinin yüksek benliğinden izin istenebilir mi?

C: Karmik öğrenme ödevlerine müdahale etmeme konusunda dikkatli olun.

 

S: (L) Bazı insanların yapışık ruhları Karma'larının bir parçası mı?

C: Evet.

 

S: (L) Canavar ve 666 sayısına dönelim. Kertenkeleler tarafından tüm dünya üzerinde kontrol çabasından sonra değişimlerin meydana geleceğini söylediğiniz, değil mi?

C: Evet.

 

S: (L) Kontrolün uygulanmasından ne kadar sonra?

C: Açık.

 

S: (L) Bazı kitaplardaki kehanetler, bu sürenin 6.3 veya 7 yıl süreceğini söylüyor. Bu doğru mu?

C: Açık.

 

S: (L) Birkaç yıl önce 666'nın manası ile ilgili başka bir yorum dinlemiştim, o yorum da doğru mu?

C: Belki. "VI" Roma rakamlarında 6 demek. "S" eski Mısır'da 6'ydı. "A" Sankskritçe'de 6'ydı. Bak, VISA 666 demek oluyor. Uzun süreli seyahatler için de "VISA"ya (vize) ihtiyaç duyuluyor, öyle değil mi?

 

S: (L) 13'üncü bölümün diğer bölümleri... Bu ayette diyor ki "Kumlu sahilde durdum ve denizden on boynuzlu ve yedi kafalı bir canavarın çıktığını gördüm. Boynuzlarında on tane krallık tacı ve aşağılayıcı yazılar vadı." Bu ayet ne anlama geliyor?

C: Pek çok anlama. Maddi kontrol. 10, tüm değer birimlerinin evrensel kontrolünü simgeliyor.

 

S: (L) Yani on boynuz değer birimlerini temsil ediyor ve burada paradan söz ediliyor.

C: "In God we trust" (Ç.N.: Amerikan dolarlarında bulunan, "Tanrı'ya inanıyoruz." manasındaki ibare.)

 

S: (L) "Ve gördüğüm canavar bir leopara benziyordu..."

C: Yeni Dünya Düzeni.

 

S: (L) "Ejderha gücünü ve büyük hükümdarlığını ona verdi..." Ejderha kim?

C: Tekrar oku lütfen.

 

S: (L) "...gördüğüm canavar bir leopara benziyordu..." Leopar neyi simgeliyor?

C: Leopar hızlı hareket eder ve belirgin işaretleri vardır.

 

S: (L) "Ayakları bir ayınınkiler gibiydi..." Ayaklar neyi simgeliyor?

C: Rusya.

 

S: (L) Neden ayınınki gibi ayaklar?

C: O coğrafi konumdaki gizli bir güç merkezi.

 

S: (L) Bu güç merkezinin özelliği nedir?

C: ABD ile aynı. Ayaklar kolay görülmez.

 

S: (L) Bu, Rusya'yla ABD'nin gizli bir birliği olduğu anlamına mı geliyor?

C: Aynı kontrol altındalar.

 

S: (L) Kertenkeleler mi?

C: Temelde.

 

S: (L) "Ağzı bir aslanınki gibiydi..." Ağız neyi simgeliyor ve neden aslınki gibi?

C: Gürültücü ve böbürlenici.

 

S: (L) Gürültücü ve böbürlenici olan kim ve bu nasıl gerçekleşecek?

C: Ekonomik güç yapısı. Aslan güçlüdür ve kükreyerek dikkatleri üzerinde toplar. Yeni dünya düzeni hakkında yüksek sesle kim konuşuyor?

 

S: (L) ABD mi?

C: Yakın. ABD'nin unsurları.

 

S: (L) "Kafalarından biri ölümcül bir yara almış gibi göründü fakat bu ölümcül yara iyileşti ve tüm dünya şaşkınlık ve hayranlık içinde canavarın peşinden gitti..." Başlardan birinin ölümcül bir yara alması ne anlama geliyor?

C: Dünya-dışılar.

 

S: (L) Dünya-dışılar Canavar'da ölümcül bir yara açmış gibi mi görünecekler?

C: Başlangıçta.

 

S: (L) "...fakat bu ölümcül yara iyileşti ve tüm dünya şaşkınlık ve hayranlık içinde canavarın peşinden gitti..." Bu ne anlama geliyor?

C: İlk korkunun yerini hayranlık ve tapınma alıyor.

 

S: (L) "Yere kapandılar ve ejderhaya hürmetlerini gösterdiler çünkü ejderha, tüm hakimiyet ve otoritesini canavara bağışlamıştı..." Kim bu ejderha?

C: Dünya Siyasi İdaresi.

 

S: (L) Peki canavar kim?

C: Yeni Dünya Düzeni, yani Yılan Kardeşliği, yani Kertenkeleler, yani İsa-Düşmanları.

 

S: (L) "Canavara konuşma gücü verildi ve böbürlenici ve hakaretengiz şeyler söyledi ve otoritesini 42 ay boyunca uygulama özgürlüğü verildi..."

C: Zamanlama açık. Konuşma gücü, duysal ve görsel medya bakımından kendini açıklıyor.

 

S: (L) "Ve ağzını açıp Tanrı'ya hakaretler etti, adına ve makamına iftiralarda bulundu, cennette yaşayanlara hakaret etti..." Buna göre bu grup, bu canavar gelecekte...

C: İsa-düşmanlarına tapınmayı, sadakati ve itaati teşvik etmek üzere dezenformasyon yayacak.

 

S: (L) "Hatta Tanrı'nın kutsal insanlarına karşı savaş açma ve onlara üstün gelme izni aldı ve tüm kablileler, halklar ve her dil ve ırk üzerindeki otoritesini uzatmak için güç verildi..." Bu, itaat etmeye reddedenlerin karşılaşacakları sıkıntı ve belaları mı kastediyor?

C: Hayır. Önceki cevaba bak.

 

S: (L) "Dünyanın tüm insanları hayranlık içinde yere kapanacak... Dünya kurulduğundan beri kendini feda eden Kuzu'nun Hayat Kitabı'nda adları kaydedilmeyenler..." Hayat Kitabı'nda adları yazılanlar kimler? Hayat Kitabı nedir?

C: Süper Bilgisayar.

 

S: (L) Kuzu'nun Hayat Kitabı... adları kaydedilmemiş olan herkes... Canavara tapınacak olanların, adları kaydedilmemiş olanlar olduğunu söylüyor. Canavara tapınmayanların adlarını kaydeden bir süper bilgisayar mı var yani?

C: Evet.

 

S: (L) Peki bu süper bilgisayar kimin?

C: Canavar. Tüm isimler itaatkar olanlar ve olmayanlar olarak kaydedilecek.

 

S: (L) Bu "Kuzu" kim?

C: Canavar.

 

S: (L) "Duyabilen kim varsa dinlesin: esarete doğru gidenin kendisi esarete gidecek; kim kılıçla öldürürse, kılıçla öldürülecek... İşte bu, azizlerin (Tanrı'nın insanlarının) sabır ve sadakati için bir çağrıdır..." Tanrı'nın insanları kimler?

C: Herkes.

 

S: (L) "Esarete doğru giden esir olacak." Bunun anlamı nedir?

C: Lideri izlemek.

 

S: (L) Eğer lideri izlerlerse esir olacaklar ve eğer liderle savaşırlarsa öldürülecekler mi?

C: Evet.

 

S: (L) "Sonra topraktan çıkan başka bir Canavar gördüm; kuzu gibi iki boynuzu vardı ve bir ejderha gibi konuşuyordu..." Bu neyi simgeliyor?

C: Aynı varlığın diğer yüzleri.

 

S: (L) Kuzu gibi iki boynuzu vardı ne demek? Kuzunun boynuzu olmaz. Neden boynuz diyor?

C: Çelişki yoluyla zihin bulandırma.

 

S: (L) Peki kuzu neyi temsil ediyor?

C: Canavarın aynı yüzü.

 

S: (L) "...ejderha gibi konuşuyordu" ne anlama geliyor?

C: Aynı.

 

S: (L) "Tıpkı ilk canavar gibi tüm güç ve kontrolü uyguluyor ve dünyayı ve üzerinde yaşayanları, ölümcül yarası iyileşen ilk canavarı yüceltmeye ve tanrılaştırmaya, ona tapmaya yönlendiriyor." İlk canavardan farklı ikinci bir canavar var gibi anlatıyor ama siz bunun sadece canavarın diğer bir yüzü olduğunu söylüyorsunuz.

C: Evet. Şöyle bak; uzaylılar bir yüz; Tanrı diğer bir yüz; devlet diğer bir yüz vs.

 

S: (L) Tanrı'nın, canavarın yüzlerinden biri olduğunu mu söylüyorsunuz?

C: Din tarafından tanımlandığı şekliyle.

 

S: (L) "Büyük işaretler, korkutucu mucizeler gösteriyor, hatta insanların gözü önünde gökten dünyaya ateşler düşürüyor." Bu ne anlama geliyor?

C: Dünya-dışılar "mucizeler" gösteriyor.

 

S: (L) Peki Canavar'ın "sureti" nedir?

C: Dünya-dışılar.

 

S: (L) Kılıçla yaralanıp gene de yaşamaya devam etmek ne demek oluyor?

C: Önce korkutucu olarak görülüyor sonra da Tanrı gibi algılanıyorlar.

 

S: (L) "Ve canavara hayatın nefesini Canavar'ın suretine aktarma izni verildi ki canavarın heykeli gerçekten konuşabilsin ve canavarın suretine eğilip tapınmayanların hepsini öldürebilesin." Bu ne anlama geliyor?

C: Aldatma tamamlandıktan sonraki tam kontrol.

 

S: (L) "Küçük-büyük, zengin-fakir, özgür-köle herkesin sağ ellerine veya alınlarına bir yazıyla işaret konulmasını sağladı." Bu yazı nedir?

C: VISA kimlik numarası.

 

S: (L) Bu gerçekten bedenlerimize fiziksel olarak uygulanacak mı?

C: Kodlanacak.

 

S: (L) Nasıl? Bu Dünya-dışılar'ın insanları kaçırdıklarında yaptıkları şey mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Nasıl yapılacak?

C: Basılacak.

 

S: (L) Hangi teknikle?

C: Elektronik kodlama. Bir dizi rakam.

 

S: (L) Bunları derilerimize, kafa veya el derimizin altına mı işleyecekler?

C: Evet.

 

S: (L) Herhangi bir para işlemi yapmak için elini elektronik bir tarayıcının üzerine koymak zorunda olacaksın gibi mi?

C: Aynen.

 

S: (L) Tamam, şöyle diyor: "İşte ayırt edilecek yer, işte yorum bilgisi için bir çağrı; yeterince aklı, zekası, sezgisi olan Canavar'ın rakamını hesaplasın. Çünkü bu insanların kullandığı bir rakam, belirli bir adamın rakamı, onun rakamı 666." Bu ne anlama geliyor?

C: Daha önce de açıkladığımız gibi Visa. Herkesin kendi numarassı olacak ve bu bir visa numarası olacak, Canavar'ın numarası.

 

S: (L) "Sonra bir de baktım ki kuzu Zion Dağı'nda duruyordu ve yanında da onun ve babasının adını alınlarına yazdırmış olan 144.000 adam duruyordu..." Bu ne anlama geliyor?

C: Kimlik. Kuzu, dünya bankasının liderlik konseyi. Pek çok kişi Tanrı tarafından "işaretlendiklerini" sanırken aslında Canavar tarafından işaretlenecek.

 

S: (L) "Ve sonra cennetten büyük suların sesi gibi ve güçlü bir yıldırım sesi gibi bir ses duydum ve duyduğum ses harplerini çalan harpçilerin müziğine benziyordu.." Cennetten gelen ve büyük suların ve güçlü bir yıldırımın sesine benzeyen ses nedir?

C: İsa'nın dönüşü.

 

S: (L) "Ve yeni bir şarkı söylüyorlar... Dünyadan fidye olarak alınan 144.000 kişi dışında kimse o şarkıyı söylemeyi öğrenemedi..." 144,000 kişinin dünya bankası liderleri odluğunu söylemiştiniz ve burada da onların İsa'nın gelişi sırasında dünyadan fidye olarak alındıkları söyleniyor. Şöyle diyor: "O 144.000 kişi kendilerini kadınlarla ilişkilerinde kendilerini kirletmediler çünkü onlar bakire kadar saftırlar. Onlar, Kuzu nereye giderse onu takip edenlerdir... Fidye olarak alındılar..."

C: Sembolizm sonradan eklendi ve bu husus tam olarak doğru değil. Semboller karmaşık hale getirilmiş. Seçkinciliği ve bölücülüğü teşvik etkisi yapıyor.

 

S: (L) 144.000 kişi, bizim deyişimizle iyi adamlar mı, yoksa kötü adamlar mı?

C: Her ikisi. Üst seviye bilgisi olanlar.

 

S: (L) Bunlar insan mı?

C: Evet.

 

S: (L) Yani dünya üzerinde üst seviye bilgisi olan 144.000 kişi olacak, öyle mi?

C: Yaklaşık olarak.

 

S: (L) Peki bu 144,000 kişi arasında biz de var mıyız? Sadece merak ettim.

C: Belki.

 

S: (L) "Onların dudaklarında hiçbir yalan bulunamaz çünkü onlar masum, lekesiz, kusursuzdurlar. Ve sonra gökyüzünde ebedi kutsal kitapla uçan başka bir melek gördüm. Dünya'daki insanlara, her ırka, her kabileye ve halka güçlü bir sesle şunu söylüyordu: Tanrı'ya saygı gösterin, onu onurlandırın çünkü yargı saati geldi, onun önünde yere kapanın, hürmet gösterin. Dünyayı, cenneti, denizi ve su kaynaklarını yaratan Tanrı'ya tapının." Buradan ne anlamamız gerekiyor?

C: Sorgulanabilir bir kaynak tarafından sonradan eklendi.

 

S: (L) "Sonra ikinci bir melek geldi ve dedi ki: Düştü, Büyük Babil düştü. Tutkulu iffetsizliğinin şarabıyla bütün milletleri sarhoş etmişti..." Babil kim ve düşmesinden kastedilen şey nedir?

C: Önceki cevapla aynı.

 

S: (L) "Üçüncü bir melek çıkarak güçlü bir sesle, her kim canavara hürmet gösterir ve onun damgasının alnına veya eline basılmasına izin verirse, o da Tanrı'nın kızgınlık ve gazap şarabından içmek zorunda kalacak ve kutsal meleklerin ve kuzunun huzurunda ateş ve kükürtle işkence görecek..."

C: Dezenformasyon. Korku ve direnç yaratarak dünya-dışıların bu negatif duyguların enerjisiyle beslenebilmeleri amacına hizmet ediyor.

 

S: (L) "Tekrar baktım ve beyaz bir bulut gördüm ve bulutun üzerinde de altın bir taç giymiş bir insana benzeyen birinin oturduğunu gördüm ve elinde de keskin bir tırpan vardı.." Bu da bir eklenti mi?

C: Evet.

 

S: (L) "Tapınaktan başka bir melek daha çıktı ve bulutun üzerinde oturana güçlü bir sesle dedi ki: Tırpanını al ve biçmeye başla çünkü dünyanın tarlası hasat için uygun hale geldi.."

C: Yine korku temelli dezenformasyon.

 

S: (L) Vahiy'in bazı bölümlerini Immanuel Velikovsky'nin eserinde anlatılanlara benzettim, o bölümlerde anlatılanların içeriği doğru muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Kertenkelelerin yapacaklarını yapmasından sonra meydana gelen olaylar, Visa'nın gelmesi... Bu İsa'nın dönmesinden önce mi, yoksa sonra mı?

C: Önce.

 

S: (L) Yani komet kümesi İsa'nın dönüşünden önce mi gelecek?

C: Evet. Ama dönüş yalnızca tek bir olay, herşey değil.

 

S: (L) Komet kümesinin dünyayla etkileşimi nedeniyle dünyada büyük bir yıkım olacak ve belki çok sayıda insan ani bir şekilde bedenlerini terk edecek değil mİ?

C: Yakın.

 

S: (L) İsa bu olaydan hemen sonra mı dönecek?

C: Bütünün bir parçası olarak.

 

S: (L) Komet kümesi olaylarının bir parçası mı olacak?

C: Sonrasında.

 

S: (L) İsa dönünce ne yapacak?

C: Öğretecek.

 

S: (L) Gezegende bu dersleri alacak kaç kişi olacak?

C: Açık.

 

S: (L) Altı milyar gibi bir varsayımda bulunabilir miyiz?

C: Dilediğiniz gibi varsayımda bulunabilirsiniz.

 

S: (L) Sürekli olarak İsa'nın dönüşünün bütünün bir parçası olacağını söylüyorsunuz, yani sanki önemli bir noktayı kaçırıyorum. İlgili sorunun sorulduğunu varsayın ve kaçırdığım hususu bana söyleyin lütfen.

C: Eğer dikkat edersen son derece açık.

 

S: (L) Yani?..

C: 4'üncü yoğunluğa geçiş.

 

S: (L) Dördüncü yoğunluğa geçiş kometlerden önce mi olacak, yoksa sonra mı?

C: Sonra.

 

S: (L) Komet kümesiyle dünyanın etkileşimi...

C: Geçişten önce gerçekleşecek.

 

S: (L) Yoğunluk değişimine neden olacak olan şey bu olaylar mı olacak?

C: Hayır.

 

S: (L) Yani elektromanyetik etkileşimlerin dünyanın atomik titreşimlerini arttırmasının 4'üncü yoğunluğa geçişle bir ilgisi yok diyorsunuz.

C: Evet.

 

S: (L) Yani, kometler ortalığı alt-üst edecek ve sonra da İsa'nın gelişiyle birlikte geçiş gerçekleşecek...

C: Daha önce.

 

S: (L) Geçiş meydana gelecek ve biz şaşkın gözlerle etrafa bakıyor olacağız, ne yapacağımızı bilmez durumda olacağız çünkü kendimizi daha önce hiç bilmediğimiz yepyeni bir ortamda bulacağız ve bunun ardından da İsa gelecek, öyle mi?

C: Kabaca doğru.

 

S: (L) Peki İsa döndükten ve bilgi vermeye başladıktan sonra ne olacak... Gezegendeki herkes bu bilgileri almak için tek bir yerde mi toplanacak?

C: Hayır.

 

S: (L) İsa sürekli yolculuk yaparak mı öğretecek?

C: Teknoloji.

 

S: (L) Medya yoluyla mı öğretecek?

C: Evet.

 

S: (L) Yani medya, televizyon, radyo ve benzeri şeyler devam mı edecek?

C: Kısmen.

 

S: (L) O süreçte veya bu geçişten hemen önce bazı insanlar büyük gruplar halinde Kertenkelelerle birlikte dünyadan ayrılmış mı olacak?

C: Evet.

 

S: (L) Dünyada yalıtılmış şehirlere taşınarak Kertenkelelerle işbirliği halinde yaşayacak büyük insan grupları olacak mı?

C: Yakın.

 

S: (L) Yani dünyada Kertenkelelerin kontrolü altında ve İsa'nın kontrolü altında bölgeler mi olacak?

C: İsa kontrol altında tutmaz.

 

S: (L) Kertenkeleler zaman zaman şehirlerinden çıkıp İsa'yı takip edenleri taciz edecek mi?

C: Belki.

 

S: (L) Yani dünyanın nüfusu büyük ölçüde azalmış olacak, orada burada insanlar olacak ve bunlar birleşmiş durumda olmayacak, öyle mi?

C: İyi geceler.

Edited by - bozadi on 20/09/2007 17:28:17

--------------------

18 Ekim 1994 F___ ve Laura

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: (L) Bize adınızı ve açılış cümlenizi söyler misiniz?

C: Debeda. Merhaba.

 

S: (L) Bedensiz bir varlık mısınız?

C: Kasyopyalıyım.

 

S: (L) Enerjin neden diğerlerinki kadar yüksek görünmüyor?

C: Başlangıçta yavaş. Giderek artacak.

 

S: (L) Aranızdan biri günboyu omzumun üstünden bakarak hazırladığım soruları okuyor muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Bu gece sorularımı tam olarak yanıtlayacak mısınız?

C: Evet.

 

S: (L) Sen bir erkek misin yoksa dişi mi?

C: Her ikisi.

 

S: (L) Tüm kasyopyalılar hem erkek hem de dişi mi?

C: Evet.

 

S: (L) Herhangi bir şekilde ürüyor musunuz?

C: Biz ışığız.

 

S: (L) Kasyopyalılar hiç fiziksel bedenler içinde bulundular mı?

C: "Hiç" subjektif.

 

S: (L) Tamam, zaman-mekanda herhangi bir noktada fiziksel bedenler içinde bulundunuz mu?

C: Bulunduk, bulunacağız ve bulunuyoruz.

 

S: (L) Eşzamanlı geçmiş, şimdi ve gelecekten mi bahsediyorsunuz?

C: Her zaman ve her yerde.

 

S: (L) Ortak bilinçaltının, bilinçdışının veya bilincin bir parçası mısınız?

C: Çok belirsiz.

 

S: (L) Yüksek bilincimizin bir parçası mısınız?

C: Herşey öyle.

 

S: (L) Sorularıma somut yanıtlar vermeye hazır mısınız, biliyorsunuz ben somut biriyim.

C: Evet.

 

S: (L) Sorduğumuz türdeki soruları yanıtlayabilecek başkaları da var mı?

C: "Başkaları" çok geniş bir tabir.

 

S: (L) Kanallama yapılan kaynaklarla ilgili yaşanan sıkıntıyı anlıyorsunuz değil mi?

C: Evet.

 

S: (L) Sıkıntımız soruların nadiren kısa ve öz bir şekilde, doğrudan veya buna yakın bir şekilde yanıtlanmasıyla ilgili.

C: Kendi perspektifiniz de bununla uyumlu olmalı.

 

S: (L) Dünya üzerindeki ırklarla ilgili olarak ırksal üstünlük diye birşey var mı?

C: Fiziksel sınırlanma yönünde ancak karmik olarak belirlenebilir.

 

S: (L) Belirli bir ırka veya bir diğerine doğmak karmik olarak belirlenebilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) Yok olan diğer gezegenden gelen Ariler/Keltler bu gezegene geldiklerinde buradaki insanlardan herhangi bir şekilde daha üstün müydüler?

C: Az çok.

 

S: (L) Bu üstünlüğün niteliği neydi?

C: Dayanıklılık.

 

S: (L) Fiziksel mi yoksa zihinsel mi?

C: Fiziksel.

 

S: (L) Ama sarı saçlı, mavi gözlü insanlar, örneğin zencilerle karşılaştırıldığında biraz daha narin ve ince-tenli görünüyorlar.

C: Yüzeydeki bu ortam için geçerli.

 

S: (L) Dünyadaki en eski ırk hangisi?

C: Hepsi aynı.

 

S: (L) Diğer gezegenden gelen Ariler/Keltler de mi?

C: Evet.

 

S: (L) Tarihte Kantek, Martek ve Dünya'nın her üçü arasında birbirleriyle iletişim kuran varlıklar yaşadımı hiç?

C: Hayır.

 

S: (L) Peki tarihte aynı anda her üç gezegende canlıların yaşadığı zamanlar oldu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Neden farklı ırklar var?

C: Pek çok sebep. Deneysel yaratımlar. Kısmen.

 

S: (L) Doğulular nereden geldi?

C: Diğer tümüyle aynı. Deney sonucu.

 

S: (L) Bu gezegende mi var oldular? Bu gezegenin yerlileri mi?

C: Her ikisi. Doğulular en gelişmiş ruhlar için, Ariler en agresif ruhlar için, Zenciler de dünya titreşimsel frekansına en doğal şekilde uyumlu ruhlar için ayrıldı. Kızılderili "yerliler" de öyle.

 

S: (L) Benim baskın genetik türümü belirleyebilir misiniz?

C: Kafkas.

 

S: (L) Kafkas, Ari veya Keltden farklı mı?

C: Ari alt grubu.

 

S: (L) Bir Kafkas olarak bende hiç Zenci kanı var mı?

C: Zayıf bir iz.

 

S: (L) Veda'larda bahsedilen mavi derili halk kimdi?

C: Ariler.

 

S: (L) Ariler asıl olarak mavi derili miydiler?

C: Hayır.

 

S: (L) Peki neden mavi derili insanlardan, Apalaşyaların uzak bölgelerindeki mavi derili insanlardan bahsediliyor?

C: Beyazlar gerçekten "beyaz" mı?

 

S: (L) Hiç gerçekten mavi derili insan oldu mu?

C: Hayır. Derilerinin incelikleri ve yerli halkla kıyaslanma bakımından mavi olarak algılandılar.

 

S: (L) Gamalı haç sembolünün kökeni nedir?

C: Doğu. Üstünlüğü vurguluyor.

 

S: (L) Adem ve Havva, bilgi ağacının meyvelerini yerken kendilerini esaretten kurtaracak bilgiyi elde etmeye mi çalışıyorlardı?

C: Adem ve Havva sembolik.

 

S: (L) Peki esaret altındalar mıydı ve iyi bir "yılanın" yardımıyla kendilerini özgür kılmaya mı çalışıyorlardı?

C: İyi değil.

 

S: (L) Kertenkeleler geldiğinde Adem ve Havva birine esir miydiler?

C: Hayır. Özgürdüler. Adem ve Havva'nın sembolik hikkayesi yanlış bilgiye cezbolma hikayesidir. İyi ve kötünün bilgisinin ağacı, odaklanmış, sınırlandırılmış bilgiydi.

 

S: (L) Güneş sistemi bir çeşit dev bir atom mu?

C: Hayır. Ama benzer; atomik bilginizin hala büyük ölçüde teorik olduğunu unutmayın.

 

S: (L) Gezegenlerin yörüngesi, bir atomun etrafındaki elektronların yerleştiği kabuklara benzer enerji "kabukları" olarak tanımlanabilir mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Güneş sistemi zamanda farklı noktalarda enerji emiyor veya yayıyor mu ve gezegenler bir kabuktan başka bir kabuğa geçiyor mu? Ve tabii aldığı veya yaydığı enerjiler yoluyla Güneş sisteminin yapısı değişiyor mu?

C: Öncelikle birşeyler alıyor veya yayıyorsa, tabii ki değişir. Ve ikinci olarak da, köklü değişimler dış güçlerle etkileşimin bir sonucu olarak meydana gelir.

 

S: (L) Hangi dış güçler?

C: Alan birleşmesi.

 

S: (L) Alan birleşmesi nedir?

C: Dünya'ya olacak olan.

 

S: (L) Bu yakında mı olacak?

C: Evet.

 

S: (L) Bu alan birleşmesi evrende, galakside veya güneş sisteminde sıkça meydana gelen bir olay mı?

C: Evet.

 

S: (L) Buna neden olan şey nedir?

C: Boyut sınırından geçiş.

 

S: (L) Boyut sınırı nedir?

C: Fazla karmaşık.

 

S: (L) Finiks (anka kuşu) efsanesinin kaynağı nedir?

C: Eski Hint'te yıkım ve yeniden yapım.

 

S: (L) Kertenkeleleri kim yarattı?

C: Ormetyon.

 

S: (L) Ormetyon kim?

C: Düşünce merkezi.

 

S: (L) Nerede bulunuyor?

C: Heryerde.

 

S: (L) Biraz daha ipucu verebilir misiniz?

C: Başka bir gerçeklik bölümü.

 

S: (L) Kertenkeleleri yaratan bu varlık akıllı, kendinin farkında olan bir varlık mı?

C: Evet ve hayır.

 

S: (L) Bu varlık sizin Geçici Yolcular olarak tanımladıklarınızdan biri mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Benzer mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Peki bu Ormetyon'u kim yarattı?

C: Ormetyon bir varlık değil, düşünce merkezi.

 

S: (L) Peki neyin düşünce merkezi?

C: Fazla karmaşık.

 

S: (L) Ezekyel'e görünen kimdi?

C: Kertenkele varlıkları.

 

S: (L) Bütün bu bilgilerle ne yapmamıza niyet ediyorsunuz?

C: Kitaplaştırın.

 

S: (L) Bir isim öneriniz var mı?

C: Size bağlı.

 

S: (L) Aşamalı olarak mı yayınlamalıyız? Bazı bilgiler oldukça ağır.

C: Hepsi birden.

 

S: (L) Evrenin tek bir mutlak yaratıcısı var mı?

C: Herşey Bir'dir. Ve Bir herşey.

 

S: (L) Bir'de meydana gelen ilk bölünme neydi?

C: Kütlesel bölünme ve dağılım.

 

S: (L) Bu eşzamanlı mıydı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu bizim "Büyük Patlama" dediğimiz şey mi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu olayı tanımlamaya yönelik herhangi bir zaman terimi var mı?

C: Her zaman.

 

S: (L) Maddi evrende mevcut olan herşeyin diyelim ki "x" yaşında olduğunu söyleyebilir miyiz?

C: Hayır. Sonsuz şimdi. Yalnızca olmadı, oluyor ve olacak. Genişleyen varoluş.

 

S: (L) İnsanlar arasında Yılan Kardeşliği'yle işbirliğini başlatan kimdi?

C: Adem ve Havva.

 

S: (L) Adem ve Havva gerçek insanlar mıydı?

C: Hayır.

 

S: (L) Bir insan grubu muydu?

C: Cazibeye kapılma değildi, bir düşünce kalıbı değişimiydi.

 

S: (L) Bu insanlar kimdi veya neydi? Hangi ülkede yaşıyorlardı?

C: Tüm insanlar. Boyut sınırından geçiş.

 

S: (L) Yani bunun bir boyut geçişi veya birleşimi sırasında mı meydana geldiğini söylüyorsunuz?

C: Evet.

 

 

S: (L) Bu olayda bir grup varlıkla diğer bir grup varlık arasında savaş gibi birşey oldu mu?

C: Boyut sınırı geçişinin pek çok yansımaları vardır.

 

S: (L) Yani Kertenkeleler olmasaydı başkası olacaktı, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Yani bunun olması bir bakıma kaderdi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu büyük bir kozmik oyunun parçası mı?

C: Evet.

 

S: (L) Mutlak yaratıcı kendinin farkında mı, kendinin bilincinde mi?

C: Evet ve hayır.

 

S: (L) Evrenimizde olan bu olaylar doğal bir akışın parçası diyorsunuz.

C: Yakın.

 

S: (L) Bizim evrenimizden başka evrenler var mı?

C: Evet.

 

S: (L) O evrenler de "bizim" mutlak yaratıcımızın bir parçası mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu evrenler sayılabilir mi?

C: Saymak yapay nitelikte sınırlandırıcı bir kavram.

 

S: (L) Bu evrenlerin sayısı sınırsız mı?

C: Bir anlamda.

 

S: (L) Evrenler birbirleriyle çarpışıyor veya birleşiyorlar mı?

C: Fazla karmaşık.

---

--------------------

19 Ekim 1994 F___ ve Laura

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: (L) Bu gece bizimle birlikte biri var mı?

C: Her zaman sizinle birlikteyiz.

 

S: (L) Bu gece kiminle konuşuyoruz?

C: Nonigera.

 

S: (L) Hipnoz altındaki bir bireye dünya-dışıların düşüncelerine erişmesi istenebilir mi, bunu yapabilir miyiz?

C: Evet. Birey her seviyede bilinçlidir ve aradığınız bilgi o anda biliniyordu. Sorduğunuz sorular bir şekilde farkındalığın bir seviyesinde mevcut olan bilgiye erişimi sağlar. Budd Hopkins ve David Jacobs bu konuda kendilerini aşırı bir kontrol altında tutuyorlar.

 

S: (L) M___ F___ neden insanların onunla S___ arasına girmeye çalıştığını düşünüyor?

C: Paranoya.

 

S: (L) M___'nin S___'yle fiziksel bir ilişkisi var mı?

C: Buna çabalıyor.

 

S: (L) S___ neden birden herkese ve herşeye karşı aniden bu kadar soğuklaştı?

C: Utanç.

 

S: (L) Hangi konuda?

C: Krem.

 

S: (L) Krem işinde verdiği sözü tutmadığı için mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Ne bakımdan utanç duydu?

C: Ne kadar aptal ve iki yüzlü göründüğünü fark etti. Genelde biri seninle iletişimini kestiğinde bunun nedeni utanç oluyor.

 

S: (L) Peki ___ ile olan iletişimini neden kesti?

C: V___'nin seninle bağlantısı var.

 

S: (L) S___'nin şu anda hala ciddi sorunları var mı?

C: S___ ciddi olarak algıladığı pek çok sorun yaşıyor.

 

S: (L) Ama aslında o sorunlar ciddi değil, öyle mi?

C: Subjektif.

 

S: (L) J___ w___'nin ben ve F___ hakkındaki gerçek hisleri nasıl?

C: Niyetinizi sorguluyor.

 

S: (L) Ne bakımdan? Birşeyler çevirdiğimi mi düşünüyor?

C: Değişken biri olduğunu düşünüyor.

 

S: (L) Peki öyle mi?

C: Subjektif.

 

S: (L) F___ hakkında ne düşünüyor.

C: İçerleniyor.

 

S: (L) Neden?

C: Zeka.

 

S: (L) J___'nin bana karşı niyeti nedir?

C: Taraftarı yapmak istiyor.

 

S: (L) Kıskanıyor mu?

C: Evet.

 

S: (L) F___'nin güçlü bir zihni olduğu için mi?

C: Evet. Tek istediği taraftarlar.

 

S: (L) Bu konuda bana yardım etmenizi istiyorum.

C: Karmik 1. seviye süreçlere yardım edemeyiz.

 

S: (L) Karmik 1. seviye süreç nedir?

C: Önemli kadersel ders veya görev.

 

S: (L) F___ ve benim şu anda yaşamakta olduğumuz olaylar varlık durumumuzda veya yaşamlarımızda bir değişim yaratmak...

C: Hafızalarınızı açmak için; psişik kayıt.

 

S: (L) Diğer yaşamlarımızda da bu deneyimleri yaşadık mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu görev kadersel bir görev mi?

C: Evet.

 

S: (L) Eğer biri bir görev yapma anlamında kaderini gerçekleştirme sürecindeyse, evren bu durumda da onun gereksinimlerini karşılama gücüne sahiptir, değil mi?

C: Evet.

 

S: (L) İkimiz de bu işe odaklanırken bundan mahrum kalmayacağız, değil mi?

C: Zorluklara rağmen ilerlemeye devam ederseniz.

 

S: (L) Yani şimdi yaptığımız herşey...

C: Ve birbirinizin girdilerini dengeli bir şekilde koordine edin.

 

S: (L) S___ mücevherlerini satarak para elde etti mi?

C: Hayır.

 

S: (L) S___'nin F___ hakkındaki düşüncesi nedir?

C: Kendininkinden üstün olan zekasına içerliyor.

 

S: (L) Ya benim hakkında.

C: Aynı şekilde. Seni tuhaf biri olarak görüyor.

 

S: (L) A___ B___ benim hakkımda ne düşünüyor?

C: Gücünü kıskanıyor.

 

S: (L) Peki ya C___ H___?

C: Gücünden korkuyor. Birileri tarafından yanlış yönlendiriliyor.

 

S: (L) Pekala, yardımınız için teşekkürler.

C: İyi geceler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

20 Ekim 1994, F___, Laura ve V___

 

S: Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: Bu gece bizimle birlikte kim var?

C: Elminoya.

 

S: Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: Geçen yıl hem V___ hem de ben, C___ isimli bir psişik cerrahı ziyarete gittik. Bu bireyin işi meşru mu?

C: Sunulduğu şekilde değil.

 

S: Gerçekten elini birinin bedenine koyup iddia ettiği şeyi yapıyor mu?

C: Hayır.

 

S: İddia sahte mi?

C: Hayali.

 

S: Peki kanlı su nereden geliyor?

C: Hile.

 

S: Peki Rahibe R___ onun bir hilebaz olduğunu biliyor mu?

C: Hayır, ona inanıyor.

 

S: Bu kadın birinin üzerinde çalışırken meydana gelen herhangi psişik bir faaliyet var mı?

C: Evet.

 

S: Hangi özellikte?

C: Enerji transferi.

 

S: Bu enerjinin kaynağı veya kökeni nedir?

C: Psişik düşünce gücünün şiddetli konsantrasyonu.

 

S: Kertenkeleler veya benzeri negatif varlıkların etkisinde değil, değil mi?

C: Kısmen, kafa karıştırmaya yönelik.

 

S: Yani C___ Kertenkele enerjisini mi kullanıyor?

C: Denebilir.

 

S: R___, G___, J___ ve diğerlerinin arkasındaki güç nedir?

C: Sahte ama inancın bir sonucu olarak iyileşme gerçekten olabiliyor.

 

S: İlkbaharda A___ B___'nin evindeyken Rahip B___'nin bana bir anlamda saldırdığı olayda bunun arkasında ne veya kim vardı ve bana tam olarak ne yaptı?

C: Dünyevi nitelikte karanlık enerjiler geçici olarak üzerinde odaklandırıldı.

 

S: Niyet neydi?

C: Kıskançlıktan kaynaklanan zarar verme isteği.

 

S: Beni öldürmek mi istiyorlardı?

C: İncitmek.

 

S: Rahip B___'yi bu işe kim soktu?

C: R___.

 

S: Bu olaya bulaşan başka biri var mıydı?

C: S___.

 

S: Neden?

C: R___'nin istediği kontrol edici etkiye gösterdiği korku tepkisi.

 

S: A___ B___ bir kez daha metafizik kilisesindeki karakterlerle temasa mı geçti?

C: Evet.

 

S: Niyetleri nedir?

C: Karmaşık düşünce kalıpları.

 

S: B___ geçen gün V___'yi neden aradı?

C: Onu senden ve F___'den uzaklaştırmaya çalışıyor.

 

S: Neden V___'yi benden ve F___'den uzaklaştırması gerektiğini düşünüyor?

C: Güçlü bir etkisin ve F___ de öyle.

 

S: Bu insanlar bizim ne olduğumuzu düşünüyorlar da bize karşı bu kadar acımasız ve korkuyla davranıyorlar?

C: Bilginize katılmıyorlar.

 

S: Peki buradaki hikaye nedir? En doğru yerde miyim yani? Laura haklı ve onlar haksız mı?

C: Yakın. Gerçeğe onlardan çok daha yakınsın.

 

S: J___ iyi bir medyum mu?

C: Tatlı Cadı'daki Clara Teyze gibi.

 

S: Dünya-dışılar insanları nasıl kontrol ediyor?

C: Hangileri?

 

S: Kaç tane seçenek var?

C: Açık.

 

S: Griler ve Kertenkeleler bunu nasıl yapıyor?

C: Elektriksel tepki kalıpları yoluyla zihin ve bedene müdahale.

 

S: Bunu uzaktan da yapabilirler mi?

C: Daha az etkili bir şekilde.

 

S: Yani etki altına almak istedikleri bireyle doğrudan ilgilenmeleri veya somut bir yolla çalışmaları gerekir, öyle mi?

C: Evet.

 

S: Dünya'da insanları kaçıran başka dünya-dışılar var mı?

C: Çok daha az.

 

S: Ben ve çocukların geçen yıl gördüğümüz uçan bumerang neydi?

C: Kertenkele projeksiyonu, çoklu gerçeklik istasyonu.

 

S: Evimin üzerinden kasıtlı olarak, onları görmem için mi uçtular?

C: Evet.

 

S: Kendilerini bana göstermelerinin amacı neydi?

C: Varlıklarından haberdar etmek.

 

S: Neden beni varlıklarından haberdar etmek istediler?

C: Bu son derece karmaşık bir durum.

 

S: 1993 ilkbaharında Pasco'da meydana gelen ufo görme olayları F___ ve benim faaliyetlerimizin bir sonucu muydu?

C: Evet.

 

S: P___ Z___'yi hipnotize ettiğim gece evimin üzerinde bir araç var mıydı?

C: İmplantlardan görsel uyarıcıları kontrol ettiler. Ve Z___'nin implantları Gri ve Kertenkelelerin keşif gemisini alarma geçirdi.

 

S: P___ Z___ kertenkelelerin kontrolü altında mı?

C: Evet.

 

S: Bugünlerde kertenkelelerin etkisi altında olmayan kaç kişi var?

C: Açık.

 

S: Çingene'lerin kökeninin ne olduğunu öğrenmek istiyoruz.

C: Gen melezlemesi. Karanlık güçlerin köleleri.

 

S: Karanlık güçler kim?

C: Aynı.

 

S: Yani?

C: Yılan Kardeşliği.

 

S: Bu kardeşlik kertenkelelerden ve çeşitli insanlardan mı oluşuyor?

C: Evet.

 

S: Çingenelerin genleri kimin genleriyle birleştirildi?

C: Hümanoid bir dünyadışı ırk ve Atlantisli köle işçiler.

 

S: Atlantisli köle işçiler kimdi?

C: Kristal ile kontrol edilen köle halk.

 

S: Çingeneler neden bu kadar kapalılar? Bu da genetik olarak mı kodlandı?

C: Evet. Ve zihin kontrolü.

 

S: Yarı insan yaratıklar, minotorlar, santorlarla ilgili efsaneler var. Böyle yaratıklar hiç oldu mu?

C: Atlantis'te hayvan olarak tanımlanan deneyler. V___ kısmen Çingene. Bunu gizliyor.

 

S: Bunu biliyor mu?

C: Kısmen.

 

S: Baalbek şehrini kim inşa etti?

C: Antareanlar ve eski Sümerler. Atlantislileri kast ettik.

 

S: Bu binanın devasa boyutlarının sebebi nedir?

C: Devler.

 

S: Devler kimdi?

C: Nefalim'i yeniden yaratmaya yönelik genetik çaba.

 

S: Atlantisliler ve Sümerliler Nefilim'i yeniden yaratmayı başardılar mı?

C: Hayır.

 

S: Bu devasa şehri neden kurtular?

C: Zihinsel özürlü bireyler için.

 

S: Çalışmalarının neticesi özürlü bireyler miydi?

C: Evet.

 

S: Devasa şehri neden inşa ettiler?

C: Başarılı olacaklarını bekliyorlardı.

 

S: Neden biri çıkıp gerçekleşmesi yıllar sürecek genetik bir projenin beklentisiyle Baalbek boyutlarında bir şehir inşa etsin ki?

C: Proje yalnızca üç yıl aldı. Nükleer hormonal kopyalama prosedürü kullanılarak gelişim döngüsü hızlandırıldı. Başarısızlık bununla ilgiliydi.

 

S: Hızlandırılmış gelişimden dolayı mı?

C: Uygun şekilde yapamadılar.

 

S: Taşları kesip taşımak için hangi teknik yöntemi kullandılar?

C: Ses dalgası odaklaması.

 

S: Şehrin yapımını engelleyen veya durduran olay neydi?

C: Venüs'ün görünüşü ve geçişi.

 

S: Bu proje hangi yıl sona erdi?

C: MÖ 3218.

 

S: Mohenco-Daro şehrini kim inşa etti?

C: Doğrudan Kertenkeleler. Koatzlmundi efsanesi bununla doğrudan ilgili. Taşların üstündeki çizimlere bak.

 

S: Koatzlmundi kim?

C: İnsanlarla 1000 yıl boyunca doğrudan teması nedeniyle Atlantisliler ve onların torunları tarafından tapınılan diğer bir kertenkele tanrısı.

 

S: Mohenco Daro'nun doğrudan kertenkeleler tarafından inşa edildiğini söylediniz. Şehirde kendileri mi kaldı?

C: Hayır.

 

S: Şehirde en son ne zaman düzenli yerleşim vardı?

C: 3065 yıl önce.

 

S: Ne zaman inşa edildi?

C: 6092 yıl önce.

 

S: Nefilim konusuna geri dönmek istiyorum. Nefilimlerin dünayaya asker gücü olarak getirilmiş bir grup hümanoit varlık olduğunu söylemiştiniz, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: Buraya ne zaman getirildiler?

C: MÖ 9046, referanslardan biri.

 

S: Bize göre birer devdiler, doğru mu?

C: Evet.

 

S: İnsanlara Tanrı'nın temsilcileri veya "Oğulları" olarak sunuldular, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: Bu devlerin boylarının 3.30 m ile 4.20 m arasında olduğunu söylüyorsunuz...

C: Evet.

 

S: Siz ve eski literatür, bu tanrı oğullarının dünya kadınlarıyla evlendiğini söylüyor, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: Bunu günümüzdekiyle aynı şekilde, yani cinsel ilişki yoluyla mı yaptılar?

C: Hayır.

 

S: Nasıl yapıldı?

C: Bir çeşit dölleme.

 

S: Yani yapay dölleme mi?

C: Yakın.

 

S: Bu varlıklar cinsel organları da dahil olmak üzere bizim gibi miydiler?

C: Yakın.

 

S: Herhangi temel bir farklılık?

C: Testislerde üç yumurta.

 

S: Bunun dışında cinsel organları aynı mıydı?

C: Evet.

 

S: Herhangi bir zamanda dişi insanlarla çiftleştiler mi?

C: Hayır.

 

S: Neden?

C: Ebat farkı.

 

S: Sadece merak ettim, ne kadar farklı?

C: 58 cm uzunluğunda.

 

S: Sünnet oluyorlar mıydı?

C: Hayır.

 

S: Sünnet uygulamasının kökeni neydi?

C: Tüm musevi gelenekleri gibi, hijyen.

 

S: Tibetliler nereden geliyorlar?

C: Asya.

 

S: Herhangi bir şekilde özel miydiler? Melezleme veya buna benzer birşey?

C: Hayır. Bir noktada herkes melez.

 

S: Nubyalıların kökeni nedir?

C: Kafkas silsilesi.

 

S: Nasıl oluyor da bu kadar siyahlar?

C: Genetik karışım.

 

S: Neyle? Onlar hakkında herhangi özel birşey var mı?

C: Doğu Hindistan aborjinleri.

 

S: Şeba Kraliçesi kimdi?

C: Hayali.

 

S: Kral Süleyman'ı ziyaret eden dev bir kraliçe var mıydı?

C: Dünya-dışıların etkisi.

 

S: Arcuna kimdi?

C: Şeba'yla aynı.

 

S: Şiva kim?

C: Aynı.

 

S: Rama?

C: Hindu. Konfederasyonla ilişkili yüksek rahip.

 

S: Kertenkeleler Ormetyon'a mı tapıyor?

C: Yakın.

 

S: Kime tapıyorlar? Tanrılarını nasıl isimlendiriyorlar?

C: Fiziksel evren.

 

S: Fiziksel evren onların tanrısı mı?

C: Evet.

 

S: K___ W___'ye ne oldu? (Diğer bir eyalette kaybolan küçük kız.)

C: Öldürüldü.

 

S: Kim tarafından?

C: Carl isimli bir akıl hastası.

 

S: D___ W___ ve C___ S___'ye ne oldu? (Florida'da birkaç yıl önce hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan iki kişi.)

C: Deney amacıyla dünya-dışılar tarafından kaçırıldılar.

 

S: Bu deneyler sırasında öldürüldüler mi?

C: Evet.

 

S: Erika şehri'nin duvarları nasıl yıkıldı?

C: Deprem.

 

S: Sanherib'in ordusuna ne oldu?

C: Kertenkeleler tarafından kozmik ışın enerjisi yoğunlaştırması yoluyla yok edildi.

 

S: Öldüren ses diye birşey var mı?

C: Evet. Uygun şekilde yoğunlaştırılan herşey öldürebilir.

 

S: Sadece telaffuzlarıyla öldürebilecek kelimeler var mı?

C: Hayır.

 

S: Telaffuzlarıyla enerji etkisi yapabilen güç kelimeleri var mı?

C: Olabilir.

 

S: Bunlardan herhangi birini bize söyleyebilir misiniz?

C: Hayır. Akıllıca olmayan şekilde kullanabilirsiniz.

 

S: Sitchen büyük piramidin, güneş sistemimizdeki gezegenlere yolculuk yapmaya yönelik sabit işaretleme sistemi olarak inşa edildiğini söylüyor. Bu konuda yorumlarınızı söyler misiniz?

C: Bunun için inşa edilmedi.

 

S: Yahova kimdi?

C: Kertenkele projeksiyonu.

 

S: Melçizedek rahipliği nedir?

C: Sahte ritüel.

 

S: Gerçek Melçizedek'in ait olduğu gerçek bir rahiplik düzeni var mı?

C: Evet.

 

S: Birkaç yıl önce Kuzey Karolina dağlarındayken hipnoz altında bir deneyim yaşadım. Bu neydi?

C: Ruh hafızasının uyanışı.

 

S: Kolyenin özelliği neydi?

C: Yüksel bilgiye erişim yeteneğini sembolize ediyor.

 

S: Bir gece bir sandalda başka bir deneyim yaşadığımı hatırladım şimdi. O olay neydi?

C: Benzer.

 

S: Bu iki olayın kaynağı neydi?

C: Biz.

 

S: Peki, meditasyon sırasında yaşadığım diğer bir olay vardı ve bir süre şiddetli bir ağlama yaşadım. Bu olay neydi?

C: Ruhsal arınma.

 

S: Kaynak?

C: Seni karanlık etkilerden temizliyorduk.

 

S: Ariler Hindistan'a ne zaman girdi?

C: 8243 yıl önce.

 

S: Orada daha önce kim vardı?

C: Asya kabileleri ve 3 numaralı prototip.

 

S: 3 numaralı prototip nedir?

C: Neandertal adamı olarak biliniyor.

 

S: Peki biz neyiz?

C: 4 numara, c ve d türü. Yaklaşık çevirisi.

 

S: Ari/Keltler asıl devler miydi?

C: Hayır.

 

S: Güney Amerika'da görülen, kabilelerle konuşup bir gün döneceklerini söyleyen ve Tanrı olarak tapınılan beyaz adamlar kimdi?

C: Mısırlılar ve Atlantislilerin torunları.

 

S: Atlantisliler üzerimize böyle bir karma getirecek ne yaptılar da griler ve kertenkeleler...

C: Aşırı derecede kendine tapınma ve kendine hizmet.

 

S: Kanallama işi biz farkında bile olmadan genetiğimizi veya DNA'mızı veya varlığımızdaki bir unsuru gerçekten de değiştiriyor mu?

C: Evet, dereceli olarak.

 

S: Bu kanallama yaşamlarımızda ve yaşam biçimimizde değişikliklere neden olacak şekilde etki edecek mi?

C: Evet.

 

S: Kendimizi buna adarsak, bu bir şekilde korunacağımız ve yardım alacağımız anlamına gelir mi?

C: Yakın.

 

S: İlk celsede S___ ile çalışırken çocukların organlarının çıkarılması ve benzer korkutucu şeylerle ilgili bilgiler almıştık. O bilginin kaynağı neydi? O bilgi sizden mi geldi?

C: Evet. Şok için üzgünüz ama kanalın genişletilmesi için gerekli.

 

S: Oryonlar veya Kertenkeleler tarafından gösterilen bir çabanın olduğunu söylüyorsunuz... Oryonlar ve Kertenkeleler eşanlamlı mı?

C: Yakın.

 

S: Pekala. Bu varlıkların yeni bir ırk yaratma konusunda bir çabaları olduğunu söylüyorsunuz. Neden yeni bir ırk istiyorlar veya ihtiyaç duyuyorlar?

C: Onlarınki onları artık tatmin etmiyor.

 

S: 30 Temmuz tarihindeki celsede nereden olduğunuzu sormuştuk ve siz de Korsoka demiştiniz, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: Bu bir gezegen mi?

C: Hayır.

 

S: Korsoka nedir?

C: 3. yoğunluktayken yaşadığımız yeri tanımlayan, boyutlar-arası bir enerji kesişim noktası.

 

S: Biz, F___ ve ben, bu kanallamayı yaparken, F___'nin bunu tek başına yapması farklı olur muydu?

C: Evet.

 

S: Peki, şimdi biz bu tablayla burada oturmuş bunu yaparken, mekan-zamanda bize göre siz nerede bulunuyorsunuz?

C: 6000 mil yukarıda, 3 boyut arasındaki sınırda.

 

S: Bir kez daha, eğer yardımınızı istersek geleceğinizi söylemiştiniz. Çağırmanın herhangi özel bir yolu var mı ve yanıt verdiğinizi nasıl anlayabiliriz?

C: Hissedeceksiniz.

 

-----

--------------------

22 Ekim 1994 F___ ile doğrudan kanallama.

 

S: (L) Karşımızda kim var?

C: Enduanda ve Alorra.

 

S: (L) Birkaç ay önce olan, süper-derin deprem denen 400 mil derinliğindeki depremin özelliği neydi?

C: İçerde meydana gelen aşamalı ısınmanın neden olduğu bir mağma hareketi. Periyodik bir döngünün parçası sadece.

 

S: (L) Bu konuda başka bir yorum?

C: Hayır.

 

S: (L) Kaliforniya kıyısı açıklarında duyulduğu söylenen gümleme sesleri hakkındaki yorumlarınızı almak istiyoruz.

C: Bir üssün genişletilmesi.

 

S: (L) Ne tür bir üs?

C: Griler olarak bilinen varlıklara yönelik bir transfer merkezi.

 

S: (L) Peki gümleme sesleri neydi?

C: Üssü genişletiyorlar.

 

S: (L) İnşa çalışması mı?

C: Evet. okyanus altı kabuğundaki kayaları parçalamak için ses dalgalarını kullanıyorlar. Bu yöntem, parçacıkların atomik yapısının tamamen ortadan kalkacak şekilde parçalanmasını sağlıyor ve duyulan seslerin özelliği de bununla ilgili.

 

S: (L) Başka bir yorum?

C: ABD hükümeti orada olan bitenlerle ilgili belirli bir düzeyde farkındalığa sahip. Şüpheliler.

 

S: (L) Edgar Cayce'nin eriştiği bilgi kaynağı neydi?

C: Edgar Cayce bedeninin elektromanyetik akışına müdahale edilmeksizin dış kaynaklar tarafından bilinçliliğinin kolayca açılıp kapanmasını sağlayan çok özgün bir biyokimyasal yapıya sahipti. Bunun ilk görünümü yardım istediği zaman meydana geldi. Yüksek bir kaynaktan yardım istemeseydi, muhtemelen yeteneklerinin farkındalığı hiç ortaya çıkmayacaktı.

 

S: (L) Lama Singh'in bilgisinin kaynağı nedir?

C: Lama Singh metafizik alanda ve diğer alanlarda meditasyon yoluyla uzun ve zorlu çalışmalar yaptı ve bu şekilde niyetlendiği zaman bir kanal açılabiliyor. Bu kanal o varlığın işbirliğini gerektiriyor ve Cayce'nin durumunda olduğu kadar kolayca açılıp kapanamıyor.

 

S: (L) Erişim seviyeleri bakımından hangisi daha büyük bir alan veya bilgi erişimine sahipti?

C: Aslında Cayce biraz farklı bir kaynağa erişiyordu, fakat genel doğruluk seviyesi ve genel yoğunluk seviyesi Cayce'de daha fazlaydı.

 

S: (L) Kasyopyalıların bilgi seviyesine yakınlık bakımından ikisini nasıl karşılaştırırsınız?

C: Erişim seviyesi çok daha büyük ve geniş.

 

S: (L) Dünya'nın uydusu Ay ne zaman ve nasıl oluştu?

C: Büyük bir komet kümesinin düzenli geçişleri, çekimsel etki yoluyla Dünya'nın yüzeyinden büyük bir parçanın koparak yörüngeye oturmasına neden oldu. O zaman-mekanda Dünya çok daha düşük seviyeli bir katılıktaydı.

 

S: (L) Bu ne zaman oldu?

C: Bu yaklaşık 3 milyar yıl önce oldu.

 

S: (L) Ruhsal bir varlık fiziksel madde içinde hapsedilebilir mi?

C: Mümkün ama meydana gelme olasılığı son derece düşük.

 

S: (L) İnsanlar fiziksel madde içinde esir durumdalar mı?

C: Kendi seçimleriyle.

 

S: (L) Neden bu seçimi yaptılar?

C: Fiziksel duyumları deneyimlemek için. Bir grup kararıydı.

 

S: (L) Grubun başında kim vardı?

C: Grup.

 

S: (L) Ruh ile fiziksel beden arasındaki etkileşim, diğer varlıkların arzu ettikleri bir yan-ürün mü meydana getiriyor?

C: Herşeyin arzu edilmeyen sonuçları yanında arzu edilebilir sonuçları da vardır, fakat burada şu da belirtilmelidir ki evrenin tüm boyutlarında var olan herşey, varoluşu yalnızca iki şekilde deneyimleyebilir. Bunlar uzun dalga döngüsü ve kısa dalga döngüsüdür. İnsanların neden fiziksel madde içinde esir olduklarıyla ilgili soruna dönecek olursak, ki elbette bu gönüllü bir şekilde ve seçimle gerçekleşti, sizin tamamen eterik veya ruhsal bir varoluş olarak tanımlayacağınız uzun dalga döngüsü deneyiminden, fiziksel varoluş dediğiniz kısa dalga döngüsüne geçmenizden kaynaklandı. Bu iki yol arasındaki fark şudur; uzun dalga döngüsünde evrimde döngüsel bir tarzda çok yavaş bir değişim meydana gelir. Kısa dalga döngüsünde ise bir ikilik/dualite vardır. Dünya'da fiziksel bedenler içindeki ruhların deneyimlediği şey de budur çünkü ruh döngünün yarısında eterik/ruhsal bir halde deneyim yaşarken, döngünün diğer yarısında fiziksel bir durumda deneyim yaşar. Bu iki yarı, zaman olarak sizin zamanı ölçüm şeklinizle ölçülemez ama elde edilen deneyimin bütünü her iki yarıda eşittir. Ruhların grup zihni tamamen eterik/ruhsal bir varlık yerine fizikselliği deneyimlemeyi seçtiğinde bu kısa dalga döngüsüne geçme gereksinimi doğal olarak, evrenin doğal bağları yoluyla gerçekleşti.

 

S: (L) Ruhla bedenin etkileşiminin bir yan-ürünü var mı?

C: Bu etkileşim hem pozitif hem de negatif nitelikte yan-ürünler meydana getirir.

 

S: (L) Bu yan ürünler nelerdir?

C: Önce hangisi?

 

S: (L) Pozitif.

C: Pozitif yan-ürün göreli enerjide meydana gelen bir enerji artışıdır. Bu enerji ruhun ve onun tek boyutlu ve iki boyutlu etkileşimli partnerlerinin öğrenme sürecini hızlandırır. Partnerler flora, fauna, mineraller vb'dir. Bu kısa dalga döngüsündeki fiziksel/ruhsal transfer yoluyla hepsi tekrar-birleşmeye doğru olan gelişim ve hareketi daha hızlı bir şekilde deneyimler. Negatif olarak ise aynı varlıklar için pek çok negatif durum söz konusu olur, çünkü 1. ve 2. bilinç yoğunluğu seviyesinde bulunan flora ve fauna normal olarak fiziksel düzlemde uzunvadeli veya uzun dalga döngülü bir deneyim yaşayacaktı ama insanlarla olan etkileşimleri nedeniyle kısa dalga ruhsal/fiziksel döngüde deneyim elde etmek durumundalar.

 

S: (L) Bir defasında, belirli dünyadışı varlıkların insanları kaçırdıklarını ve "maksimum enerji transferi" sağlamak için onları vahşi ölümlere maruz bıraktıklarını söylemiştiniz. Bu anlamda, uzun, yavaş, işkenceli bir ölüm sürecinde meydana gelen bu maksimum enerji transferi nedir?

C: Aşırı korku ve endişe negatif nitelikte bir korku/endişe enerjisi üretir ve bu enerji o varlıklar için bir yakıttır. Metabolik yapıları bakımından beslenme biçimlerinden biri budur.

 

S: (L) Metabolik yapıları nedir?

C: Çok karmaşık olduğu için tanımlaması çok zor çünkü bu sizin anlamadığınız dördüncü bilinç yoğunluğu seviyesinde gerçekleşir. Fakat onların dördüncü yoğunluk seviyesinde var olma nedenleri kısmen, hem ruhsal/eterik yöntemlerle hem de fiziksel yöntemlerle kendilerini besleyebilmeleridir. Dolayısıyla, bu enerji transferi eterik/ruhsal beslenme yöntemini temsil eder. Diğeri de fiziksel olarak gerçekleştirilir.

 

S: (L) Diğeri nasıl?

C: Kan ve kanın yan ürünlerinin tüketilmesi buna bir örnek olarak gösterilebilir.

 

S: (L) Bunu yapıyorlar mı?

C: Evet ama alım şekli sizin düşüneceğiniz şekilde değildir. Gözenekler yoluyla yapılır.

 

S: (L) Ne şekilde?

C: Kan banyosu yoluyla, yani bedenlerini kana sokarak gerekli ürünleri absorbe etme ve sonra atık ürünleri boşaltma şeklinde.

 

S: (L) Arthur Clarke "Son Nesil"i kanallama yoluyla mı yazdı?

C: Hayır. Hayalgücünü kullandı.

 

S: (L) UFO kaçırmaları ile ilgili amnezi (unutma) bilinçli olarak mı uygulanıyor yoksa zihnin olayı tanımlayamamasının bir neticesi mi?

C: İkisinin eşit bir etkisi.

 

S: (L) Kaçıran varlıkların bilinçli uygulaması bakımından bu nasıl gerçekleştiriliyor?

C: Kozmik bir enerji akışı kullanılarak ruhsal ve kimyasal bir etkileşimden yararlanmak suretiyle hafıza işlevi üzerinde etki yapıyorlar.

 

S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz?

C: Daha spesifik olmak başka bir anlamda daha az spesifik olmak anlamına gelir ama bunu ifade etmenin iyi yollarından biri şu: beyindeki elektromanyetik enerji akışı üzerinde oynama. Elektromanyetik enerji yani elektromanyetizm, uzun dalga veya kısa dalga döngülerinde evrim kazanan tüm varlıklarda mevcut olan hayat enerjisidir.

 

S: (L) Gözenekleri yoluyla besin alan varlıklara dönecek olursak, bunlar ne tür varlıklar?

C: Hem Kertenkele Varlıkları olarak tanımladıklarınız hem de Griler olarak tanımladıklarınız. Her ikisinin hayatta kalması için bu gereklidir. Griler Kertenkele Varlıklarının yapay bir tasarımı olmaları bakımından kısa dalga döngüsünün doğal birer parçası olmamakla birlikte yine de Kertenkelelerin beslenme işlevlerini taklit ediyorlar.

 

S: (L) Kertenkele varlıklarının yapay yaratımları olduklarına göre ruhları yok mu demek oluyor?

C: Doğru.

 

S: (L) Nasıl işlev gösteriyorlar? Robot gibiler mi?

C: Kertenkele varlıklarının ruylarıyla etkileşme yoluyla işlev gösteriyorlar. Bu teknoloji sizin aşina olduğunuz teknolojiden aşırı ölçüde daha fazla gelişmiş bir teknolojidir; Griler yapay olarak tasarlanıp üretilme bir yana, doğrudan Kertenkele varlıklarının zihinsel ve psişik birer projeksiyonu olarak işlev gösteriyorlar. Dört boyutlu birer araç gibiler.

 

S: (L) Dört boyutlu araçlar olarak yetenekleri neler?

C: Kertenkele varlıklarının tüm yeteneklerine sahipler ama tabii fiziksel görünüşleri tamamen farklı, kendi ruhları yok ve ayrıca biyolojik yapıları içsel olarak farklı. Ancak işlevleri aynı ve projeksiyon varlıklar olarak kalabilmek için hem ruhsal olarak hem de fiziksel olarak Kertenkele varlıklarıyla aynı şekilde besin tüketmeleri gerekiyor. Gerekli yakıtın negatif enerji olmasının nedeni ise hem Kertenkele varlıklarının hem de Grilerin dördüncü yoğunluk seviyesinde yaşıyor olmalarıdır. Dördüncü bilinç yoğunluğu seviyesi, bu varlıklarda olduğu gibi yalnızca kendine hizmet ederek varolunabilen en yüksek yoğunluk seviyesidir. Bu yüzden negatif enerji tüketmeleri gerekir çünkü dördüncü yoğunluk seviyesi, kendine hizmetin yani negatif düşünce kalıbının en yüksek örneğidir. Dördüncü yoğunluk seviyesine üçüncü yoğunluk seviyesinden ilerlenerek gelinir. Yukarı doğru her bir yükselişte, bireysel bilinçli varlığın varoluşu o kadar daha az zor hale gelir. Bu nedenle dördüncü yoğunlukta varoluş, üçüncü yoğunluktakine göre daha az zordur ve üçüncü de ikinciden daha az zordur vs. Ruh enerjisi üzerinde daha az yük yaratır. Bu nedenle dördüncü yoğunluk seviyesinde varolan varlıklar üçüncü yoğunluk seviyesinde varolan varlıklardan negatif ruh enerjisini çekebilirler. Aynı şekilde, üçüncü yoğunluk seviyesindeki varlıklar, ikinci yoğunluk seviyesindeki varlıklardan enerji çekebilir. Bu enerji alış biçimi diğeri kadar gerekli değildir ama gene de yapılıyor. Üçüncü yoğunluk seviyesinde bulunan insanların ikinci yoğunluk seviyesindeki hayvan krallığındaki varlıkların sıkça sıkıntı ve acı çekmesine neden olmalarının sebebi de budur; çünkü sizler de esas olarak kendine hizmet eden varlıklar olarak ikinci seviye ve birinci seviyedeki varlıklardan negatif ruh enerjisi çekiyorsunuz. Sizin için yaklaşmakta olan dördüncü yoğunluk seviyesine doğru ilerlerken, başkalarına hizmete ilerlemek ile kendine hizmette kalmak arasında bir seçim yapmanız gerekiyor. Bu, kendinizi uyumlandırmak için epey vakit gerektirecek olan seçim olacak. Bu, "bin yıllık süreç" olarak tanımlanan şeydir. Sizin takvim ölçülerinizle bu, diğerlerine hizmete mi yükseleceğiniz yoksa kendine hizmet seviyesinde mi kalacağınızı belirleyecek olan dönemdir. Kertenkele varlıkları olarak tanımlanan varlıklar kendilerini sıkı bir şekilde kendine hizmete sabitlemeyi seçtiler. Ve bunun mümkün olduğu en yüksek yoğunlukta oldukları için, üçüncü seviye, ikinci seviye ve birinci seviyede bulunanlardan sürekli olarak büyük miktarlarda negatif enerji çekmeleri gerekiyor ve tüm o yaptıklarının sebebi de bu. Bu durum ırklarının ölmekte olmasını da açıklıyor; çünkü kendine hizmetten başkalarına hizmete nasıl geçireceklerini öğrenebilmiş değiller. Bu seviyede sizin ölçülerinize göre çok uzun bir süredir kalmış olduklarından buraya sıkıca yapışmış durumdalar bu yoğunlukta nüfuslarını da arttırdılar. Irklarının ölmekte olmasının ve gözleri kararmış bir şekilde sizden mümkün olduğunca çok enerji almaya çalışarak ırklarını metabolik olarak yeniden yaratmaya çalışmalarının sebebi bu.

 

S: (L) Peki eğer biz onlar için bir besin ve enerji kaynağı isek neden bizi kendi gezegenlerinde insan kümeslerinde beslemiyorlar?

C: Besliyorlar.

 

S: (L) Burada çok sayıda bulunduğumuza göre neden gelip buranın yönetimine el koymuyorlar?

C: Niyetleri bu. Çok uzun bir süredir bu niyetteler. Herşeyi istedikleri gibi ayarlamak ve bu gezegenin deneyimleyeceği dördüncü yoğunluğa geçişte mümkün olduğu kadar çok negatif enerji emebilmek için zamanda ileri ve geri yolculuk yapıyorlar. Buradaki amaç dördüncü yoğunlukta sizin yönetiminizi ele geçirmek ve bir dizi şeyi gerçekleştirmek; 1: Irklarını sürdürülebilir halde tutumak, 2: Sayılarını arttırmak, 3: Güçlerini arttırmak, 4: Irklarını dördüncü yoğunluk alemine yaymak. Bunların tümünü gerçekleştirebilmek için sizin takviminize göre yaklaşık 74 bin yıldır olaylara müdahale ediyorlar. Bu çalışma sırasında zamanda ileri ve geri yolculuklar yapmak suretiyle tüm bunları tamamen sabit bir zaman-mekan aralığında gerçekleştiriyorlar. Ama ne kadar ilginçtir ki tüm bu çalışmalar başarısız olacak.

 

S: (L) Başarısız olacaklarından nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

C: Çünkü bunu görüyoruz. Biz sadece görmek istediğimizi değil herşeyi görebiliyoruz. Onların başarısızlıklarının sebebi sadece görmek istediklerini görmeleri. Diğer bir deyişle bu "arzuya dayalı düşünme" olarak tanımlayacağınız şeyin en yüksek ifadesidir. Ve dördüncü yoğunluk seviyesinde deneyimlenen arzuya dayalı düşünme, o seviye için gerçek olur. Arzuya dayalı düşünmenin nasıl olduğunu biliyor musunuz? Siz üçüncü yoğunluk seviyesinde bulunduğunuz için bu realiteyi pek bilmezsiniz, fakat eğer dördüncü yoğunlukta olsaydınız ve şimdiki işlevlerinizi sürdürüyor olsaydınız sizinde gerçeklik algınız bu olurdu. Onlar bizim gördüklerimizi göremezler çünkü biz kendimize değil, başkalarına hizmet ediyoruz ve altıncı seviyede bulunduğumuz için, tüm noktalardaki herşeyi olmalarını istediğimiz gibi değil, oldukları gibi görebiliyoruz.

 

S: (L) Zechariah Sitchen büyük piramidin güneş sisteminde yolculuk etmeye yönelik sabit bir işaretleme sistemi olarak inşa edildiğini iddia ediyor, bu fikir hakkındaki yorumlarınızı söyler misiniz?

C: Bu yanlış. Piramitler enerji depolama ve nakletme tesisleri olarak inşa edildiler. Ruh konularında sizin atalarınız olan Atlantislilerin torunları tarafından inşa edildiler. Herhangi birşeyi işaretlemek için inşa edilmediler.

 

S: (L) Herhangi bir dünyadışı grup ve özellikle de Kertenkeleler hiç insanlar arasında yaşayıp tapınıldılar mı?

C: Kertenkeleler insanlar arasında yaşamadılar ama zamanda çeşitli noktalarda insanlarla doğrudan etkileşime girdiler. Bu koşullar, insanların tamamen yabancı bir yerden gelen tanrıları kabul etmeye ve tapınmaya hazır, istekli ve muktedir oldukları noktalarda gerçekleşti. Yakın geçmişte böyle birşey olması söz konusu değildi. Ama dikkat edin, çok yakında bu tekrar gerçekleşebilir.

 

S: (L) Güney Amerika'daki Nazka çizgilerini kim yaptı ve amaçları neydi?

C: O çizgileri yapanlar, o zaman o bölgede yaşayan ve ruhsal olarak epeyce ilerlemiş olan yerlilerdi ve bunu yapma sebepleri, uzaydan gelmelerini bekledikleri varlıklara seslenmekti.

 

S: (L) Bu semboller bir çeşit güç sembolü müydüler?

C: Bazıları onları o şekilde algılamış olabilir ama aslında o semboller temel olarak daha önceden onlara görünmüş ve tapınılmış olan, Kertenkele varlıkları yanında diğer bazı seyehatçilerinde dahil olduğu varlıklara yönelik bir çağrı girişimiydi.

 

S: (L) Angkor Wat şehrini kim inşa etti?

C: Doğrudan Kertenkele varlıkları tarafından inşa edildi. Yaklaşık 3108 yıl önce.

 

S: (L) Mohenco Daro şehrini kim inşa etti?

C: O da doğrudan Kertenkele varlıkları tarafından inşa edildi.

 

S: (L) Kendileri bu şehirlerde yaşadılar mı?

C: Hayır, daha öncede belirtildiği gibi orada yaşamadılar. Geçici olarak ziyaret etti veya kaldılar ama orada yaşamadılar.

 

S: (L) O şehirleri kimin için kurdular?

C: Şehirleri kendileri ve insanlar arasındaki tapınıcıları için kurdular.

 

S: (L) Daha önceki bir celsede hangi gezegenden olduğunuz sorulmuştu ve yanıt da Korsoka'ydı. Sonra "Daha spesifik olabilir misiniz?" sorusuna verilen yanıt "2 dilor" idi. Bu hatalı bir yazım mıydı veya ne anlama geliyor?

C: Korsoka dediğiniz şey aslında sizin anlayışınızla gezegen olarak tanımlayabileceğiniz birşey değildir. Çünkü bu altıncı yoğunluk seviyesinde olan birşeydir ve sizin altıncı hissiniz dışındaki hislerinizin erişimi dışındadır. Bu nedenle altıncı yoğunlukta olmayla ilgili konuları kavrayamazsınız. Bu nedenle de burada "gezegen" kavramı anlamsızdır. Ama gerçekten de bizim kaldığımız yerdir. Fakat bunu burada sonlandırmak en iyisi çünkü oranın nasıl olduğunun size tanımlanması hayal gücünüzün ötesinde birşeydir.

 

S: (L) Tamam. Önceki celselerden birinde "Denver Havaalanı Skandalından" bahsetmiştiniz. Son zamanlarda bunun olası bir gelişme olduğu dikkatimi çekti. Bu skandal çok daha kötü bir durum haline mi gelecek ve eğer öyleyse bunun neticeleri nelerdir?

C: Evet, en hafif deyimle bu sorun devam edecek.

 

S: (L) Kertişlerin saldırısına karşı kişinin kendisine koruma oluşturma amacıyla gerçekleştirebileceği herhangi bir ritüel var mı?

C: Ritüeller faydasız.

 

S: (L) Kullanabileceğimiz herhangi bir teknolojik yöntem var mı?

C: Gerekli olan tek savunma bilgidir. Bilgi, sizi varoluştaki tüm olası zarar biçimlerine karşı korur. Daha fazla bilginiz oldukça daha az korkunuz olur, daha az acınız olur, daha az gerilim hissedersiniz ve herhangi tür veya biçimde daha az tehlike deneyimlersiniz. Şimdi bunu çok dikkatlice düşünün çünkü bu çok önemli: "Bilgi" sözcüğünün ardındaki kavramın herhangi bir sınırı var mı? Eğer bu kavramın sınırı yoksa o kelimenin değeri nedir? Sonsuz. Bu tek kavramın, bu tek anlamın sizi bütün sınırlandırmalardan nasıl serbest kıldığını anlayabiliyor musunuz? Bilgi kelimesinin ve bu kelimenin manasının, ihtiyaç duyabileceğiniz herşeyi nasıl sağlayabildiğini anlamak için altıncı duyunuzu kullanın. Dikkatlice düşünürseniz, bunun doğruluğunun işaretlerini göreceksiniz.

 

S: (L) Bu, kitaplardan öğrenilen bilgileri kapsıyor mu?

C: Kelimenin ifade ettiği kavramın tüm olası anlamlarını kapsıyor. Sadece tek bir terimin, bu tek kelimenin nasıl bu kadar çok mana taşıdığını düşünebiliyor musunuz? Bunun tamamen farkında olmadığınızı algılıyoruz. Aydınlanmanın belirtilerini görebilirsiniz ve aydınlanma bilgiden gelir. Bilgi elde etmek ve bilginizi arttırmak için sürekli olarak çaba gösterirseniz, meydana gelebilecek tüm olası negatif şeylere karşı kendinize bir koruma sağlamış olursunuz. Bunun neden böyle olduğunu biliyor musunuz? Daha fazla bilginiz oldukça, kendinizi nasıl koruyacağınız konusunda daha fazla farkındalığınız olur. Sonunda bu farkındalık o kadar güçlü ve o kadar kapsamlı hale gelir ki, kendinizi korumanız için belirli şeyler veya ritüeller yapmanıza hiç gerek kalmaz. Koruma, bu farkındalıkla birlikte doğal olarak gelir.

 

S: (L) Bilginin, edinilmesi veya kabulü dışında bir cismi veya bir varlığı var mı?

C: Bilgi tüm cisimleri kapsar. Tüm varoluşun çekirdeğine gider.

 

S: (L) Yani bilgi kazanmak, kişinin kendi varlığına birşeyler eklemesi anlamına da geliyor...

C: Öyle. Kişinin, varlığına arzu edilebilir herşeyi katması demektir. Ve ayrıca, şu anda olduğu gibi ışığa ulaşma yolunda çaba gösterirken, gerçekten bilin ki ışık bilgidir. Bu, tüm varoluşun çekirdeğindeki bilgidir. Bilgi, tüm varoluşun çekirdeğinde mevcut olması ile, varoluştaki tüm negatiflik biçimlerine karşı koruma sağlar. Işık herşeydir ve herşey bilgidir ve bilgi herşeydir. Siz de bilginizi arttırmada son derece başarılısınız. Şimdi tüm ihtiyacınız olan şey, tüm ihtiyacınız olan şeyin bilgi edinmek olduğuna inanmanız ve bunu kavramanızdır.

 

S: (L) Bilgiyi edindiğim kaynağın aldatıcı bir kaynak olmadığından emin olmak isterim.

C: Eğer imanınız varsa, edinebileceğiniz hiçbir bilgi yanlış olamaz çünkü böyle birşey yoktur. Size yanlış bir bilgi veya veri vermeye çalışan herkes ve herşey başarısız olacaktır. Tüm varoluşun kökünde olduğu için, bilginin kabul ettiği şey, sizi yanlış veriyi benimsemekten koruyacaktır. Yanlış veri bilgi değildir. Sadece açık bir şekilde bilgi edinmeye çalıştığınızda yanlış veriyi benimseme konusunda korku duymanıza gerek yoktur. Bilgi koruma sağlar -- ihtiyaç duyabileceğiniz tüm korumayı.

 

S: (L) Açık ve inançlı olduğu halde zarar gören ve arkalarından vurulan bir sürü insan var.

C: Hayır. Bu sizin algılamanız. Algılamayı başaramadığınız şey, o insanların gerçekten bilgi toplamıyor olduklarıdır. O insanlar ilerledikleri yolun bir noktasında takılıyorlar ve sizin takıntı dediğiniz gizli bir süreçten geçiyorlar. Takıntı bilgi değildir, takıntı atalettir. Bu nedenle, kişi takıntılı hale geldiğinde, ruhsal gelişimin sağlanması, ilerletilmesi durdurulmuş olur, çünkü bu ancak gerçek bilginin edinilmesiyle mümkündür. Kişi takıntılandığında korunması da azalır, bu nedenle kişi sorunlara, trajedilere ve her tür zorluğa açık hale gelir. Ve kişi bunları deneyimler.

 

S: (L) Hazır bilgi edinme ve hoş veya nahoş şeyleri deneyimleme konusuna gelmişken, F___ adına, öğrenmesi gereken şeyin ne olduğunu sormak istiyorum.

C: Tamamen farkında olmasa da şu anda doğru yönde ilerliyor. Gerçekte olduğundan daha fazla stres altındaymış gibi görünebilir ve ayrıca çok yüksek miktarda içsel bilgisi var ve onunla çalışabilmemizin nedenlerinden biri de bu, çünkü bu kanalları çok uzun bir zaman önce açtık. Ne kadar ilginçtir ki, sen farkında olmasan da, senin varlığın da aynı faktörden etkileniyor.

 

S: (L) Hangi faktör?

C: F___ olarak bildiğin varlık tarafından deneyimlenen doğal ilerleyiş.

 

S: (L) Ne anlamda?

C: Yönlendiriliyorsun ve bu bireyle etkileşimin sayesinde kendini doğru yöne yönlendiriyorsun. Sen bunun tamamen farkında olmasan da olan bu.

 

S: (L) F___'nin N___ E___ gibi biriyle etkileşim için bu kadar yıl harcamasının nedeni nedir?

C: Bu öğrenme sürecinin bir parçası ve aynı zamanda Karmik nitelikte.

 

S: (L) Tüm bu olayı sona erdiren şey neydi?

C: Sona erme vakti gelmişti.

 

S: (L) Önceki bir celsede Nasıralı İsa hakkında çeşitli sorular sormuştuk. Sorduğumuz bir soruya "Hızla yükseltildi; savaşlar, toplumsal uyku, Zindar konseyi" gibi bir cevap vermiştiniz. Bu referansların anlamını öğrenmek istiyorum.

C: Hızla yükseltilme, bilgiye dair önceki sorunla ilgili olarak farkındalık seviyesinde ani bir yükselmeyi ifade ediyor. Bazen bu bigi edinme hızlı bir artışla meydana gelebiliyor ve bu bazıları tarafından aydınlanma olarak tanımlanıyor. İsa bilgisini, yüksek bir kaynaktan bilgi alma yeteneğine olan tam inancı ile edindi. Bu inanç yüksek kaynaklarla eşit derecede dengeleyici bir etkileşime neden oldu ve bu da onun o inanç sayesinde üstün bilgiler edinmesini sağladı. İsa'nın yaşadığı mekan-zamanda bilgi edinme kaynaklarıın şu andakinden çok daha sınırlı olduğunu unutmayın. Tam ve bütün inanç dışında bilgi edinmek için mevcut çok az seçenek vardı. Ve bu varlık, tam ve bütün imanın, büyük ve yoğun bir bilgi edinme sağlayacağının ve bunun aynı zamanda ruhsal varlığı ciddi ölçüde ilerleteceğinin farkındalığı ile doluydu. Böylece iman etti ve bilgi aldı.

 

S: (L) Bilginin kaynağı neydi?

C: Kaynak bizim bulunduğumuz yer olan altıncı yoğunluktu ve bu olayda biz de vardık.

 

S: (L) İsa'nın etrafındaki insanlarla olan etkişimiyle ilgili yaptığınız yorumu açıklar mısınız?

C: Kişilerin faydalı enerjilerinin, pozitif veya negatif tarafa doğru dengesizleşmesinin deneyimlenmediği bir seviyeye eriştirilmesine yönelik kitlesel bir meditasyon biçimi.

 

S: (L) Zendar Konseyi nedir?

C: Zendar Konseyi altıncı yoğunluk seviyesinde bulunan, hem fiziksel hem de eterik boyutları kapsayan ve alt yoğunluk derecelerinde çeşitli medeniyet bölümlerindeki önemli gelişimsel noktaları gözlemleyen bir konseydir.

 

S: (L) Olayların kronolojisi bakımından İsa'nın hayatıyla ilgili biraz daha bilgi vermenizi istiyorum. Kendisi hakkında ne düşündüğü, yüksek kaynaklarla olan etkileşimi, ruhsal olarak meshedilişi, tam olarak ne için geldiği ve bunu nasıl başardığı hakkında bilgi istiyorum.

C: Kim ve ne olduğu ile ilgili farkındalığı büyürken aşamalı olarak gelişti. Daha önce belirtildiği gibi inancı yoluyla ona biz bilgi kazandırdık. Sizin de aynı inancı geliştirmeniz lehinize olur çünkü bu şekilde olan bitene dair "bilgilerin" size gelişi, şu andakinden daha sık gerçekleşir. İsa'nın misyonu ve bununla ilgili eylemleri, gelişim ve ilerleyişinin doğal akışının bir parçasıydı. "Mucizeleriyle" ilgili bilgiler, olayların olmasından sonra yazılan yazılar yoluyla büyük ölçüde yozlaştırıldı. Bu yazıların çoğu, daha önceden belirtilen sebeplerden dolayı tüm insanlığın zihnini bulandırmayı ve insanları yozlaştırmayı arzulayan varlıklar tarafından yazıldı. Çünkü eğer insanlar İsa'yı fiziksel mucizeler gerçekleştiren biri olarak algılarsa, o zaman insanların dünya üzerindeki hayatın ve bunun anlamının ne olduğu ile ilgili anlayışları da yozlaşır ve bilgi engellenir. Bunu yapanların amacı da buydu. İsa'nın amacı ve planı, arayan herkese bilgiyi öğretmekti ama insanlara yansıttığı iman seviyesi, yüksek kaynaklardan o bilgileri aldığı zamanki kadar yüksek değildi. Eğer insanlar öğrenmeye açık ve isteklilerse, duyarak öğrenebiliyorlardı. İsa, imanını diğer insanlara aktarma konusunda çok sınırlı bir başarı elde etti çünkü iman ancak içten gelir ve bu, sizin ortamınızdaki varlıklar için edinmesi en zor olan şeylerden biridir.

 

S: (L) Daha önce İsa'nın muhtemelen genetik olarak seçilmiş bir hamileliğin ürünü olduğu tartışılmıştı. Bunun nedenleri üzerindeki yorumlarınızı rica ediyoruz.

C: Genetik olarak seçilen bir gebelik yoktu. Bu yanlış.

 

S: (L) Peki öyleyse neydi?

C: Doğal bir gebelikti.

 

S: (L) Kastettiğim şey İsa'ya biyolojik baba olarak seçilen kişiyle ilgiliydi.

C: Sizin yoğunluk seviyenizde meydana gelen tüm doğumlar için de bu geçerli.

 

S: (L) Burada İsa'nın gayrımeşru olduğu yönünde ortaya çıkan ima ile ilgili yorumunuzu almak istiyoruz.

C: Eğer bunun bir şekilde onun veya aktardığı bilgilerin üzerinde bir gölge veya bir leke oluşturduğunu düşünüyorsanız, söylediklerimize yeterince dikkat etmiyorsunuz demektir. Bilgi karşısında takıntı ile ilgili olarak söylenenleri duymadınız mı? İçlerinde, gelişimin tüm noktalarında daha fazla bilgiye erişmek için gerçekten çaba gösterenler, belirttiğiniz gayrımeşruiyet ile ilgili herhangi bir fikir ile bloke olmazlar. Eğer gelişip bilgi kazanmayı seçerseniz, hiçbir noktada hiçbir şey hakkında asla bloke olmaz veya takıntılanmazsınız. Fakat eğer bilginizi sınırlandırmayı ve takıntılanmayı seçerseniz, o zaman kendinizi sürekli bloke olmuş halde bulursunuz ve bu durum tüm yaşam deneyimlerinizde kendini gösterir. Bu, bireysel ruh gelişimi kalıbının bir parçasıdır. Tamamen seçime dayalı birşeydir. Bu nedenle bir başkasının bilgi edinme seçimine veya bunu nasıl yaptığına veya yapmadığına müdahale etmeniz mümkün değildir. Bir başkasının algılarını değiştirmeye çalışmanın gereği yoktur çünkü özgür iradeye müdahale anlamına gelir. Eğer biri aydınlanmak yerine takıntılanmayı seçiyorsa, bu onun seçimidir!

 

S: (L) Martek gezegeninden bahsetmiştik. Bu, eski insanların Mars'a verdikleri isim mi, yoksa dünya-dışıların bir isimlendirmesi mi?

C: Tarihinizin gelişiminin çeşitli aşamalarındaki pek çok şey gibi bu da her ikisinin bir birleşimi.

 

S: (L) Dünya gezegeninin, Martek ile etkileşimi öncesinde bir su buharı örtüsüne sahip olduğu belirtilmişti. Bu su buharı örtüsü nasıl havada asılı duruyordu?

C: O mekan-zaman noktasında, su buharı örtüsü, atmosferinizin kendine özgü bileşiminin doğal bir unsuruydu.

 

S: (L) Yerçekimi seviyesi şimdikiyle aynı mıydı?

C: Sizin algılayabileceğiniz bir seviyede olmamakla birlikte biraz farklıydı. Bu fark, o buhar örtüsünün asılı kalmasının nedenlerinden biriydi.

 

S: (L) Nuh tufanı öncesindeki farklı yerçekimi durumu ve ayrıca su buharı örtüsü, gezegende şu anda mevcut olan koşullarla karşılaştırıldığında daha uzun insan ömrüne elverişli miydi?

C: Sadece belirttiğiniz koşullar değil, o mekan-zaman noktasında gezegende mevcut olan diğer tüm koşullar, daha uzun ömür için elverişliydi. Bu arada Nuh, gerçek bir tarihsel olaydan ziyade sembolik bir mesajdır.

 

S: (L) Tarihsel olay derken Nuh'un bir gemiye binmesini mi, yoksa tufanı mı kastediyorsunuz?

C: Öncelikle Nuh diye biri yoktu. İkinci olarak ise o hikayede belirtildiği şekilde gerçek bir tufan yoktu. Üçüncü olarak da tüm hikaye, gerçek bir olaydan ziyade sembolik bir mesajdı.

 

S: (L) Peki gerçekte ne oldu ve buradaki sembolizmin bize verdiği mesaj nedir?

C: Bu çok genel bir temsildir. O süreçte gerçekten tüm gezegeni saran bir afet meydana geldiğini ve ruhsal gelişimlerinin bir parçası olarak bu afeti bedenlerini terk etmeden deneyimlemeye hazır olanların afetten önce uyarıldıklarını anlatıyor. Olayları manipüle ederek değil, o insanların iman yoluyla bilgi edinmeleri ve olayda hayatta kalmak için deneyimlemeye gereksinim duydukları şeyleri deneyimlemeye uygun bir konuma doğal olarak gelmeleri şeklinde gerçekleşti.

 

S: (L) O olayda Dünya'ya çok yaklaşan Martek'in yüzeyinde su var mıydı ve o su Dünya'ya mı boşaldı?

C: Bu gerçeğe çok yakın. Ama bundan çok daha karmaşık, bu nedenle şimdilik bu konuyu burada bırakacağız.

 

S: (L) Nefilim hakkında bilgi istiyoruz.

C: Nefilim, bu galaksinin başka bir noktasındaki bir gezegenden gelen, üçüncü yoğunluk seviyesindeki bir ırk. Geçmişinizdeki belirli bir dönemde asker gücü olarak görev yapmak üzere Kertenkele varlıkları tarafından alınan, daha doğrusu kaçırılıp, tekrar-programlanıp alıkoyulan bir ırk.

 

S: (L) Bu hangi dönemdeydi?

C: Bu yaklaşık olarak 8 ila 5 bin yıl öncesine rastlıyor fakat 12 ila 14 bin yıl öncesine ait tarihler ve başka tarihler de var. Bu sizin tarihleme sisteminiz ve bizim için mevcut değil.

 

S: (L) Bu varlıklar ne kadar süre boyunca Dünya'mızda kaldılar?

C: Yaklaşık 1500 ila 1800 yıl arasında. Tükendiler çünkü Dünya'nın atmosferinde doğal olarak üreyemiyorları ve onları genetik olarak insanlarla çiftleştirme deneyi başarısız oldu.

 

S: (L) Sonuncusu ne zaman öldü?

C: Muhtemelen 6-7 bin yıl önce. Fakat 12-14 bin yıl öncesine ait bir referans daha var.

 

S: (L) Geldikleri gezegenin adı neydi?

C: Dorlakua.

 

S: (L) Bu gezegen nerede bulunuyordu?

C: Bu gezegen Oryon kompleksi içindeydi.

 

S: (L) "Nuh tufanından" sonra tüm dünyada afetten sonra hayatta kalan kaç kişi vardı?

C: Yaklaşık 19 milyon.

 

S: (L) O noktadan sonra dünya nüfusu neden azalmaya devam etti?

C: Hastalıklar ve genetik havuzdaki yapay manipülasyonlara uyumlanamama nedeniyle.

 

S: (L) Babil kulesinin görünümü nasıldı?

C: Sizin Washington anıtınıza çok benziyordu, ki bu yeninden-yaratım da bir ruh hafızasının tekrarlanışıdır.

 

S: (L) Nasıl kullanıldığını bilen biri olsaydı Mısır'daki büyük piramit işe yarar mıydı?

C: Yapay olarak kullanılmamakla birlikte bugün hala çalışıyor. Büyük piramit aynı zamanda bir muhafaza odasıydı. Büyük piramidin içine girip bedenini terk ettiğinde bedenin çok uzun bir süre yapısını korurdu. Bu özelliği, yapının kendisini korumasına da katkıda bulundu.

 

S: (L) Sfenks'teki asıl yüzün görünüşü nasıldı?

C: Bir kedi ve bir insanın temsiliydi.

 

S: (L) Önceki bir aktarımın bir noktasında Kertenkele varlıklarının kendi "beslenme" amaçlarına yönelik olarak bir savaştan sonra insan ırkını değiştirdiği belirtilmişti. Bunu biraz açıklar mısınız?

C: Bu varlıkların sizin varlığınızı tamamen kontrol etmeleri mümkün değildi. Eğer öyle olsaydı, ırkınız gerçekleştirdiği şeyleri gerçekleştiremezdi. Kertenkele varlıkları kendi çıkarlarına uygun olarak insan varlıklarının fiziksel yapısına müdahalede bulundu. Daha önce söylediğimiz şeyi hatırlayın. Bu düzlemde deneyimlenen zaman döngüsüne de müdahale edilegeldi. 74 bin yıldır gelecekteki bir noktaya yönelik olarak kendileri için faydalı olarak algıladıkları koşulları oluşturabilmek için zamanda geri ve ileri giderek müdahalelerde bulunuyorlar. Bunu yaparken zaman döngüsünde askıda kalıyorlar. Onların, sizin ölçünüzle bir saat olarak algıladıkları süre 74 bin yıl kadar uzun olabilir.

 

S: (L) Yani burada bulunuşları 300 bin öncesine gitmiyor?

C: Kendi çıkarlarına uygun olan koşulları asıl olarak 309 bin yıl önce kurdular ama bu belirttiğimiz 74 bin yıllık belirli süreç içinde koşullara daha önce belirttiğimiz şekilde müdahale ediyorlar.

 

S: (L) Sizin grubunuzun yaratıcılarının, gezici yolcular olarak isimlendirilen süper eski atalar olduğunu belirtmiştiniz. Bu terimin anlamı nedir ve bu varlıklar kimdir?

C: Gezici yolcular birer varlık değildir. Gezici yolcular birleşik düşünce formudur.

 

S: (L) Neden gezici yolcular olarak isimlendiriliyorlar?

C: Çünkü tüm gerçeklik biçimlerinden geçiyorlar. Birleşik varlık formundan ortaya çıkıyorlar.

 

S: (L) Jüpiter ile Mars arasındaki yok olan, şimdi bizim asteroit kuşağı olarak bildiğimiz gezegenin psişik enerji ile yok olduğunu söylemiştiniz. Bunu açıklayabilir misiniz?

C: O gezegende yaşayanlar, ki pek çoğu sizin ruhsal atalarınızdır, bir kendine hizmet ortamı geliştirmeye karar verdiler ve bu o kadar güçlü bir negatif enerji yüklemesi meydana getirdi ki gezegenlerinin yok olmasına neden oldular çünkü enerjideki seviyeler o kadar yükseldi ki kendi üzerlerine çöktü ve gezegenin atomik yapısının prçalanmasına ve fiziksel olarak patlamasına neden oldu.

 

S: (L) Bu teknolojik olarak mı yapıldı yoksa tamamen zihin gücüyle mi?

C: İkisi bir ve aynı.

 

S: (L) Bomba atma gibi birşey yaptılar mı?

C: Hayır, hayır. Psişik enerjiyle yapıldı. Geçici bir gerçeklik akışında aynı şeyin sizin gezegeninizde de meydana gelme tehlikesi söz konusu. Ancak biz bunun olmayacağından eminiz çünkü biz tüm gerçekliği görüyoruz; geçmiş, şimdi ve gelecek. Ancak şunu da anlamanız gerekiyor ki, bizim perspektif noktamızda bile tüm gerçeklik gene de akışkandır. Hala pek çok gerçeklik seçenekleri, olası gelecekler, olası geçmişler ve olası şimdiler var. Fakat biz yeterince emin bir şekilde sizin gezegeninizin Kantek gezegeni ile aynı kaderi yaşamayacağını hissediyoruz.

 

S: (L) Bir celsede Yaser Arafat'ın bir beşinci yoğunluk ruhu olduğu ve Nasıralı İsa'nın torunlarından biri olduğu belirtilmişti. Onda bu özellikleri veya bu genetikleri ifade eden ne var?

C: Görmüyor musunuz? Yaser Arafat olmanın nasıl birşey olduğunu hayal edin. Algılarınıza bakın. Şimdi ne yapıyor?

 

S: (L) Yahudi-yanlısı görüşe sıcak bakmadığı kesin.

C: "Yanlısı" olarak tanımladığınız herşey bir takıntıdır. Ve bizim bilgimize göre takıntılar bilgiyi bloke eder ve bu da kişinin kendini negatif olaylara karşı koruma yeteneğini bloke eder. İyi bir fikir değil. Eğer olayları takip ediyor olsaydınız, şu anda Yaser Arafat'ın çok uzun bir zamandır düşman olan İsrail'lilerle barış yaparak tüm dünyayı sırtlamaya çalıştığını görürdünüz. Dolayısıyla o bir barış yapıcısı ve bilgi dağıtıcısı.

 

S: (L) Yahudilerle Araplar arasındaki bu çatışma göz önüne alındığında hangi tarafın daha fazla geçerliliği var?

C: Tüm tarafların eşit geçerliliği vardır. Pozitifliği veya negatifliği ancak bireylerde buluruz.

 

S: (L) Roswell'de bir uzay aracının kaza yapması iddiasıyla ilgili tartışmada, bu kazanın iyonizasyon nedeniyle meydana geldiği belirtilmişti. Bunu açıklayabilir misiniz?

C: O tanım, o anda atmosferde bulunan iyonlardan seken radar ışınlarının neden olduğu elektromanyetik distürbansın, o aracın yerçekimsel dengeleme sistemine yaptığı etkiyi tanımlıyordu.

 

S: (L) İyonlar orada neden başka zaman değil de o sırada mevcuttu?

C: İyonlar o sırada fırtına nedeniyle elektriksel olarak yüklenmişlerdi.

 

S: (L) Hükümet tarafından çıkarılan bedenler olduğunu söylemiştiniz. Kaç beden çıkarıldı?

C: Üç ölü ve bir işlevsel.

 

S: (L) O ne kadar süre yaşadı?

C: Üç buçuk yıl işlevsel kaldı. Ruha sahip fiziksel bir varlıktan ziyade robotik biyogenetik bir varlıktı.

 

S: (L) Hükümet onun bir robot olduğunu biliyor muydu?

C: Hayır.

 

S: (L) Hala onun canlı bir varlık olduğunu mu düşünüyorlar?

C: Hükümet tek bir kişiden oluşmuyor. Bazıları artık bunların biyogenetik mühendislik ürünleri olduğunun farkında.

 

S: (L) Diğer bir aktarımda bilgi edinmek için her temas kuruşumuzda farklı bir varlıktan bilgi aldığımız söylenmişti. Bunun nedeni nedir?

C: Denge ve eşitliğin oluşmasını ve verici ile alıcı arasındaki bu etkileşimde bilgi kaynaklarının taze olmasını temin etmek için.

 

S: (L) Pekala, bu gecelik bu kadardı. Teşekkürler.

C: İyi geceler. http://www.budur.com/forum/icon_go_up.gif

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

tabi oda var ama gerçekten ilginç yaa gelecekmi devamı bunların

--------------------

kardeş bunun daha geniş olanını gördüm gene senin yazıların ama biraz daha uzun sanki word dosyasına attım 300 küsür sayfa etti burdakı daha kısa gibi kalanınıda yayınlarsan tabiki işlerden fırsat bulduğunda sevinirim:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

daha tamamını okumadım ama gerçekten ilginç yarın sabah devam edecem peki bunlar nedir kimlerdir kimler arasında geçmiştir biraz daha açıklık getirebilirmisin birde bunların devamı gelecek değilmi??

 

Kasyopya celselerine göre söylüyeyim ;

6. boyut varlıklarının (zihinsel / fiziksel her anlamda gelişimlerini tamamlıyarak pozitif yönde boyut atlamış varlıkların) medyumik özellikleri olan kanallar aracılığıyla , insanlarla (3. boyut varlıklarla) yaptıkları iletişim.. (Ahirette iman , new age'de boyut :)

 

Anlatmak istedikleri esas konu ise , yüksek boyutlardaki negatif varlıkların insanlar üzerindeki hükmü ve etkisi , bu konuda bizi uyarıp her an ayık olmamızı istiyorlar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kasyopya celselerine göre söylüyeyim ;

6. boyut varlıklarının (zihinsel / fiziksel her anlamda gelişimlerini tamamlıyarak pozitif yönde boyut atlamış varlıkların) medyumik özellikleri olan kanallar aracılığıyla , insanlarla (3. boyut varlıklarla) yaptıkları iletişim.. (Ahirette iman , new age'de boyut :)

 

Anlatmak istedikleri esas konu ise , yüksek boyutlardaki negatif varlıkların insanlar üzerindeki hükmü ve etkisi , bu konuda bizi uyarıp her an ayık olmamızı istiyorlar..

 

bilgiler güzel sağol buskas . fakat benim de sormak istediğim bir şeyler var .

'ra bilgileri' olarak dört beş kitaplık bir seri halinde cıkan kitaplar var onlarla bunun alakası var mı ?

bir de ;

bu boyut varlıkları diye tabir ettiğin varlıklar nerede geçiyor ? yazılı kaynak var mı ?

mesela kblan tragna ekolüne göre de boyut varlıklar var . sanırım ona göre 4. boyuta kadar insan ve insandan düşük seviyeli varlıklar , 5 ve üstü (9'a kadar olması lazım) insanüstü varlıklar . bu varlıkların boyutuna geçmek ise bir o kadar tehlikeli . fakat senin bahsettiğinin bununla bir alakası yok sanırım .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

açıklama için teşekkürler buskas aklımdaki soruya güzel bir cevap vermişsin devamının yayınlanmasını bekliyorum ben okumamama ramen elimde dökümanlar var bu yazıdan fazlası daha doğrusu ilginç bilgiler bunlar tabi gerçeklerse

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bilgiler güzel sağol buskas . fakat benim de sormak istediğim bir şeyler var .

'ra bilgileri' olarak dört beş kitaplık bir seri halinde cıkan kitaplar var onlarla bunun alakası var mı ?

bir de ;

bu boyut varlıkları diye tabir ettiğin varlıklar nerede geçiyor ? yazılı kaynak var mı ?

mesela kblan tragna ekolüne göre de boyut varlıklar var . sanırım ona göre 4. boyuta kadar insan ve insandan düşük seviyeli varlıklar , 5 ve üstü (9'a kadar olması lazım) insanüstü varlıklar . bu varlıkların boyutuna geçmek ise bir o kadar tehlikeli . fakat senin bahsettiğinin bununla bir alakası yok sanırım .

 

Bu boyut varlıkları bu tarz kitaplarda geçiyor genellikle , bende çok fazla bilgi sahibi değilim , ama ra bilgileri ve kasyopya celseleri esas olarak aynı şeyleri anlatan kitaplardır..

 

New age inanışının yapı taşlarını oluşturur , bu kitaplar.. İkisindede yüksek boyuttaki toplumsal bellek bileşimlerinin (bellek bileşimi=ortak yönde hareket edebilen varlıklar grubu) , insanlarla yaptıkları iletişim ve verdikleri uyarılar var..

Ra genellikle pozitif yönde bir uyarı verirken, kasyopya celselerinde yüksek boyuttaki negatif varlıkların insanlar üzerindeki etkisi ve bu etkiden nasıl kurtulabileceğimizle ilgili öğütler verilir..

 

Bu inanışa göre ; varlık yaratanla bir olma sürecinde bazı boyut / süreçlerden geçmek zorundadır...

Boyutlar yükseldikce yaratanla bütünleşme süreci artar , varlık zihinsel / düşünsel her anlamda gelişir olgunlaşır..

 

1. boyut= taş , mineraller vb..

2. boyut= hayvan, bitki vb..

3. boyut= düşünebilen irade sahibi canlı varlık (pozitif veya negatif seçimin yapılacağı boyut)

varlık 3. boyutta verdiği (bilinçli veya bilinçsiz) seçim sonrası pozitif veya negatif kutup'ta olacağını belli eder ve bu alanlarda boyut atlama sürecine girer..

Bu inanışa göre cehennem veya acı çekilen bir yer yoktur, yeteri olgunluğu ve gelişimi sağlıyamamış varlıklar boyut atlıyamayıp tekrar rearnke olarak olgunlaşmaları sağlanır.. Bu bir nevi cezalandırma (cehennem) , boyut atlamak ise mükafat (cennet) olarak görülür..

 

Kitaplar oldukça karışık ve derin'di şimdilik aklıma gelenler bunlar,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu boyut varlıkları bu tarz kitaplarda geçiyor genellikle , bende çok fazla bilgi sahibi değilim , ama ra bilgileri ve kasyopya celseleri esas olarak aynı şeyleri anlatan kitaplardır..

 

New age inanışının yapı taşlarını oluşturur , bu kitaplar.. İkisindede yüksek boyuttaki toplumsal bellek bileşimlerinin (bellek bileşimi=ortak yönde hareket edebilen varlıklar grubu) , insanlarla yaptıkları iletişim ve verdikleri uyarılar var..

Ra genellikle pozitif yönde bir uyarı verirken, kasyopya celselerinde yüksek boyuttaki negatif varlıkların insanlar üzerindeki etkisi ve bu etkiden nasıl kurtulabileceğimizle ilgili öğütler verilir..

 

Bu inanışa göre ; varlık yaratanla bir olma sürecinde bazı boyut / süreçlerden geçmek zorundadır...

Boyutlar yükseldikce yaratanla bütünleşme süreci artar , varlık zihinsel / düşünsel her anlamda gelişir olgunlaşır..

 

1. boyut= taş , mineraller vb..

2. boyut= hayvan, bitki vb..

3. boyut= düşünebilen irade sahibi canlı varlık (pozitif veya negatif seçimin yapılacağı boyut)

varlık 3. boyutta verdiği (bilinçli veya bilinçsiz) seçim sonrası pozitif veya negatif kutup'ta olacağını belli eder ve bu alanlarda boyut atlama sürecine girer..

Bu inanışa göre cehennem veya acı çekilen bir yer yoktur, yeteri olgunluğu ve gelişimi sağlıyamamış varlıklar boyut atlıyamayıp tekrar rearnke olarak olgunlaşmaları sağlanır.. Bu bir nevi cezalandırma (cehennem) , boyut atlamak ise mükafat (cennet) olarak görülür..

 

Kitaplar oldukça karışık ve derin'di şimdilik aklıma gelenler bunlar,

hmm , evet . son söylediğin ,yani yeteri olgunluga erişememiş (ruhsal olarak) varlıkların tekrar dünyaya reenkarne olması , olgunlaşmalarını tamamlayınca ise tanrıyla birleşmeleri doğu ezoterizminde var .

bilgiler için tekrar sağolasın .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu tür yazılar beni acaib yerlere götürüyor yaw sorular ve onlara gelen cevablar felan acaib şeyler getiriyor aklıma işin kötüsü de bu şeyler olmazsa ve birçok yerde söylendiği gibi mesela 2012 kıyameti yada mucizesi olmazsa insanlık tarihinin en komik geyiğine dönüşecek bu kavramlar,o zaman beynimizi neyle eylendireceğiz?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

7 Mart 1995 F___, Laura, SV, MT, M___

 

S:(L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S:(L) Bu gece kim var?

C: Sijll.

 

S:(L) Neredensin?

C: Kasyopya elbette.

 

S:(L) Bu gece bazı sorularımız olacak. Bu akşam Danyal tarafından yazılan ve İsa'nın da bahsettiği "yıkıcı iğrenç şey" hakkında tartışıyorduk. Bu nedir?

C: Dezenformasyon.

 

S:(L) "Yıkıcı iğrenç şey"in kendisi mi, yoksa onun hakkında yazılanlar mı dezenformasyon?

C: Her ikisi.

 

S:(L) Bunu açıklamak için söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?

C: Ne gibi?

 

S:(L) Danyal tarafından ön görülen bu bilginin kaynağı kimdi veya neydi?

C: İlüminati.

 

S:(L) Danyal'a verilen kehanetler dezenformasyon muydu?

C: Yakın.

 

S:(L) "Yıkıcı iğrenç" denen şey var mı?

C: Tanımlar sınırsızsa herşey var.

 

S:(L) Pekala. Kutsal Kitap'ta bahsedilen Elohim kimdi?

C: Çoklu tanım.

 

S:(L) Nasıl yani? Tek bir şeyi ifade etmiyor mu?

C: Ve çeşitli varlıklar.

 

S:(L) Elohim "iyi adamlar" mıydı?

C: İlk ortaya çıkışları insandı, sonra insandışı.

 

S:(L) Bazılarının dediği gibi ışıktan varlıklar mı?

C: Belirsiz.

 

S:(L) İnsandan insandışına dönüşümlerine neden olan şey neydi?

C: Anlaşma.

 

S:(L) Birbirleriyle bir anlaşma mı yaptılar?

C: Hayır, 4'üncü yoğunluk KH ile.

 

S:(L) Bu iyi değil! Elohim'in KH olduğunu mu söylüyorsunuz? Anlaşma yaptıkları bu KH varlıkları kimdi?

C: Rosteem şimdi kendini Gülhaçlılar (Rosicrucians) olarak gösteriyor.

 

S:(L) Amaçları nedir?

C: Henüz size açıklanamaz.

 

S:(L) Ağırmış! Pekala, "Keys of Enoch" (Enok'un Anahtarları) adlı kitabın kaynağı nedir? James Hurtak üst boyutlara götürüldüğünü ve "anahtarların" ona programlandığını iddia ediyor.

C: Örtülü gerçeklik.

 

S:(L) Götürüldüğü yer mi?

C: Yer değil, mesaj.

 

S:(L) Bu örtülü gerçekliğin kaynağı nedir?

C: Araştır; buradakilerden biri patlayıcı gerçeklik öncülüklerini keşfetmek için biraz fazla çalışıyor.

 

S:(L) Tamam. M___'nin söylediği gibi bu kitapta kodlanmış bilgi mi var?

C: Heryerde kodlanmış bilgi var. Yer sarsıcı ilkeleri keşfetmek için daha yavaş bir inceleme öneriyoruz.

 

S:(L) Fazla sıkı çalışan kim?

C: Sen. Daha yavaşı iyi olur. Çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırmakla ilgili eski hikayeyi hatırla.

 

S:(MT) Eğer incelemeyeceksek ne yapmamız gerekiyor?

C: M___ direnç gösteriyor.

 

S:(MT) Neye?

C: Neden hayatının rotasını belirlemede zorluk çektiğini düşünüyorsun?

 

S:(MT) Neye direnç gösteriyorum?

C: Yavaşlamayla ilgili mesaja. Bu önemli, çünkü araba ağaçları seçemeyeceğiniz kadar hızlı gittiğinde, yapraklardaki damarları görmek zordur.

 

S:(L) Hayatı hızlı şeritte yaşıyor gibi görünüyor.

C: Yanlış yorum. Bu, hayatı hızlı şeritte yaşamak değil, çok fazla şeyi çok fazla hızlı özümsemeye çalışmak.

 

S:(L) Yani fazla zengin bir benzin karışımı mı kullanıyor?

C: Acemice bir benzetme ama fikir doğru.

 

S:(MT) Burada kastedilen şeyin ne olduğu konusunda pek emin değilim.

C: Metafizik aşırı yüklemesi. İyi bir yol, ama tavşandan ziyade kaplumbağa gibi olmanızı öneriyoruz.

 

S:(L) Çalışmalarını sürdürebileceği ve aynı zamanda hayatını kazanabileceği bir yol arıyor.

C: "Öğretmekten" ziyade okumalar ve terapiler. Terapi öğretmeninden ziyade terapist ol! İnsanlar bireysel ilgi için can atıyor, fark etmedin mi?

 

S:(MT) Öğretmeyle karşılaştırılırsa, okuduğumda çok daha fazla şey yapıyorum.

C: Bingo!

 

S:(MT) Bu anlamda nasıl daha fazla çalışma içine girebilirim?

C: Diğerleriyle bağlantı halinde olduğunda bu kendini kendine çözülecek, ki bu senin yetenekli olduğun bir alan.

 

S:(L) Pekala, Cuma günü buraya benimle konuşmak isteyen bir gazeteci geliyor...

C: Durumun akışıyla ilgili olarak zihnen açık ol. Herkesin bilinç arttırma yeteneğinin seninki kadar yüksek olmadığını unutma.

 

S:(L) Yani o gerçekten şüpheci biri ve doğrulama, kanıtlama konularıyla ilgili olarak epeyce uğraşmam gerekecek, öyle mi?

C: Konu bu değil. Okuyucular, materyalistik bakış açısıyla hata arayacaklar, o yüzden dikkatli olmalısın, yoksa irrasyonel (mantıkdışı) görünebilirsin.

 

S:(L) O zaman yapışık ruh çıkarma ve buna benzer şeylerden bahsetmesem daha iyi olur herhalde?

C: Denge.

 

S:(L) Tamam. Dengeli olmaya çalışacağım. Ülkeyi terk etmek zorunda kalmak istemiyorum. (MT) Hindu tapınağıyla ne tür bir bağlantım olduğunu öğrenmek istiyorum.

C: İyi insanlar, ama senin yerin değil. Sadece çok stresli ve hayalkırıklığı yaratıcı bir dönemde yükseltici titreşimlere ihtiyaç duymuştun!

 

S:(MT) Kitap dükkanımı tekrar kurmalı mıyım?

C: Açık.

 

S:(L) Kitaplarım için bir yer bulma konusunda bana bir tavsiyede bulunabilir misiniz?

C: Bunu son kez söylüyoruz, kendi aranızda bağlantıyı koparmayın ve herşey yerini bulacak.

 

S:(L) M___ hiç kaçırıldı mı?

C: Açık.

 

S:(L) Bunu neden yanıtlamıyorsunuz?

C: Başka bir celsede yanıtlayacağız.

 

S:(M) Kariyerimde ne yapmam gerektiği konusunda bana bir bilgi verebilir misiniz?

C: Kariyer yolu, tıpkı herkes için olması gerektiği gibi, çekici, zahmetsiz ve acısız olmalı.

 

S:(L) İyileşme sürecindeki fiziksel faaliyetler olarak M___'nin takip edeceği en iyi yol nedir?

C: Takip etmeyin. Kilit nokta, herhangi birşeyi takip etmemek. Bireye bağlı.

 

S:(L) Her birimizdeki büyük ilerleme ve gelişme potansiyellerini kısaca tanımlayabilir misiniz?

C: Hiçbirinize bunu söyleyemeyiz, çünkü o zaman öğrenmezsiniz, ve öğrenmezseniz, bireysel bir ruh olarak ilerleyemezsiniz!

 

S:(L) Birinin söylediği gibi "ruh sayısı" diye birşey var mı?

C: Ancak olmasını istersen. "İyi geceler Gracie" deme vakti.

 

S:(L) İyi geceler.

--------------------

11 Mart 1995 F___, Laura, TR, JR, SV

 

 

S:(L) Merhaba.

C: Gerçek UFO'lar, S___.

 

S:(T) Kelime tablanın dışına çıkıyor çünkü yüzey fazla kaygan. [Yeni bir tabla kullanıyorduk ve birkaç kelime ve ünlem işareti ekledik.]

C: Yoğunluk.

 

S:(T) "Yoğunluk" kelimesini kaybediyoruz. Tamam, bu yeterli mi?

C: Yoğunluk kaybı yaygın bir deneyim.

 

S:(J) Diyetten mi bahsediyoruz?

C: Çoklu yorum.

 

S:(T) Neşeyi seviyorum!

C: Neşe iyidir.

 

S:(L) Bu gece kim var?

C: Sorra.

 

S:(T) Merhaba Sorra! (L) Neredensin?

C: Merhaba TR! Kasyopya.

 

S:(T) Yeni bir tabla aldık. Harika çalışıyor.

C: Lütfen bunu alışkanlık edinin!

 

S:(T) Yeni tablayı hepimiz sevdik!

C: Pürüzsüz. Diğerlerini çağırdım, şaşkınlık içinde izliyorlar!

 

S: [Gülüşme.]

C: Bir sonraki gösteride lütfen bu veya benzer bir tabla kullanın.

 

S:(L) Gösteride eski tablayı kullanmak zorunda kaldığımız için üzgünüz. (T) ...Bugünkü çalışma iyi miydi?

C: İyiydi. Bu yeni tablayla gerçektenden eğleniyoruz. Bunu sevdik!!!!!!!

 

S:[Gülüşme]

C: Evet! Ben Deanorilloa, ben de çok etkilendim! Oppilmno, ben de! Bu gece enerjiniz yeni seviyelere ulaşacak!

 

S:(J) Bu, hem bugünkü gösterimiz, hem de yeni tablayla mı ilgili?

C: Evet!!

 

S:(J) Bu tabla sizi gerçekten coşturdu!

C: İyisiniz!

 

S:(T) Bunu hepimize borçluyuz!

C: Evet.

 

S:(L) Bize genel olarak...

C: F___ sizinle tekrar bağlantı kurmak istiyor!

 

S:(T) Evet, bugünkü gösterimizde onu ikna ettik. Neden tekrar bağlantı kurmak istiyor?

C: Güçlü bir kanalsınız. Geçerli birini gördüğünde tanır! Ve o da geçerli bir araştırmacı; yalnızca duygusal bir duruma girmişti.

 

S:(L) Onun Kertişlerin bir ajanı olduğunu söylediğinizi sanmıştım?

C: Ajan provokatör.

 

S:(T) Onunla tekrar temas kurmamız gerektiğini söylemiyorlar, yalnızca onun bunu istediğini söylüyorlar.

C: Size bağlı.

 

S:(L) A___ B___'nin tepkisi neydi?

C: Heyecan.

 

S:(L) Eğer sizin için bir sakıncası yoksa, A___'nın gelmesinin bence bir mahsuru yok. F___'yle etrafta birşeyler çevirip durmasın yeter. (T) F___'yle ne yaparsa yapsın, yeter ki F___'nin enerjisini buraya getirmesin. Bunu yalnızca M___ yapabilir. (L) Beyaz saçlı, sakallı adam kimdi?

C: B___ H___.

 

S:(T) B___ H___ de kim? (J) Geniş şapkalı adam kimdi? (L) L___'nin toplantılarına sıkça katılıyor. Geçen gün bize bu gösterinin kadersel birşey olduğunu söylemiştiniz.

C: Evet.

 

S:(L) Gösteriyi yaptığımıza göre bu kadersel olayın amacı neydi, söyleyebilir misiniz?

C: Biraz yönlendirmeden fayda sağlayabilecek olanların eğitilmesi.

 

S:(L) Oradaki insanların hepsi açık fikirlilik konusunda sorunlu. Metafizik insanlarıyla neredeyse hiç anlaşamıyoruz çünkü genellikle kapalı tutucu oluyorlar. (F) "New Age"cilerden daha dengeli görünüyorlardı. (J) Grubun burada olduğu birkaç hafta önceki celsede neden o kadar interferans vardı ve bugün neden yoktu?

C: Kanal uyumlanıyor.

 

S:(T) Ayrıca daha büyük bir insan kitlesiyle celse yapma konusunda iyi bir pratik oldu.

C: Artan açıklığı fark ettiniz mi?

 

S:(L) Evet, farkettik. Bunun nedeni neydi?

C: Uyumlanma interferansı azaltıyor.

 

S:(T) G___ ve diğerleri buradayken, ilk defa o kadar çok insanla celse yapmıştık ve herkes kanala enerji aktarıyordu ve böylece kanal genişledi. (J) Doğru tutuma sahip ne kadar çok insan gelirse o kadar çok uyumlanacak.

C: Hayır, olayların doğal akışıyla ilgili.

 

S:(L) Sanırım bugün insanlara neler olduğunu gayet net bir şekilde açıkladık, ölçütleri koyduk, ve insanlara ne tür soruları kabul edebileceğimizi ifade ettik ve böylece bir koruma sağlamış olduk, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(L) A___, insanların esas olarak kaç kromozoma sahip olduğunu sormamızı istedi.

C: 135 çift.

 

S:(T) Şimdi 23 çiftimiz var. Epeyce kromozom kaybetmişiz demek. (L) Çok! (T) Kaybettiklerimizi geri alacak mıyız?

C: Bekleyin ve görün.

 

S:(L) Coral Castle ile ilgili adam hakkında sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi Hillard'ı görmeye gittik. Onunla görüştükten sonra bir kaza geçirdi, hemen ertesi gün. Bu kaza onun bizimle daha fazla iletişim kurmasını engellemeye yönelik miydi?

C: Açık. İsterseniz onu arayın ve detayları öğrenmeye çalışın.

 

S:(L) Hillard'la konuşurken bize Coral Castle'ı inşa eden adamdan bahsetti. Görünüşe göre bu adamın yaşadığı odada üç şey varmış: bir yatak, bir masa ve tavandan bir zincirle asılı olan, emniyet kemerine kadar tam donanımlı bir uçak koltuğu. Bu...

C: Doğru çünkü öğreniyorsunuz ve bu ve diğer faaliyetlerinizin neticesinde DNA'larınızı birleştiriyorsunuz.

 

S:(L) Tamam, yani S___ ve ben, bu gizem hakkında yaptığımız incelemeyle, bu adamın bu çarpıcı mühendislik ve inşa başarısını nasıl ortaya koyduğunu öğrenmeye yaklaşıyoruz öyle mi?

C: İstersen S___'yi hipnotize et.

 

S:(L) S___ hipnoz yoluyla bu bilgiye erişebilecek mi?

C: S___'nin hayatında neler yaşadığını bilmiyorsun. Açıklamak istemediği kişisel gerçekliğiyle ilgili neden bunca rahatsız düşünceleri var sence?

 

S:(S) Beni hipnotize etsen iyi olacak sanırım. Rahatsızlık yaratıcı düşüncelerim var, ama... (T) Nedir? (S) Kişiliğim hakkında, kendimden şüphe duyuyorum, bilmiyorum. Büyük bir soru işareti gibi. (T) Bunun üzerine gitmek istiyor musun? Ve Kasyopyalılar celseye "Gerçek UFO'lar, S___" diye başladılar. Bunun anlamı nedir?

C: Gerçekten, nedir?

 

S:(S) Projeksiyon değil, gerçek UFO'lar anlamında mı? (L) Tamam, şimdi beyin hücrelerimizi birleştirelim!

C: "Beyin hücrelerini" birleştirmeye gerek yok, çakralarınızı kullanmanız yeterli!

 

S:(L) Beyin hücrelerinizi birleştirmeyin, çakralarınızı birleştirin. Çakralarımızı nasıl birleştirebiliriz? (T) Birleştirilebileceklerini bilmiyordum. (S) Her zaman birleşikler. (L) Peki birbirleriyle nasıl birleştirilebilirler? (S) Bunu düşünerek, sanırım.

C: Keşfedin.

 

S:(L) Bunun hakkında bir ipucu verir misiniz? (T) Meditasyon mu?

C: Kastedileni kaçırıyorsunuz; aramayın, sadece hazır olduğunda olmasına izin verin.

 

S:(T) Yeterince kolay. (S) "Gerçek UFO'lar" ne anlama geliyor? (L) Evet, bu cümleyle başladınız; bu ne anlama geliyor?

C: S___'ye sorun!

 

S:(L) S___'ye kesinlikle soracağız. (S) Bildiğim kadarıyla hiç UFO görmedim. Belki görmüşümdür, ama farkında olmadan. Bunun, evlat edinilmiş biri olmamla herhangi bir ilgisi var mı?

C: Olabilir.

 

S:(L) Belkide dünyadışı bir varlıksın S___. (T) Oryon Federasyonu üyelerinden biri misin? [Gülüşme] (S) Öyle miyim?

C: Neşe.

 

S:(S) Beni en kısa zamanda hipnotize etmen gerek, meraktan ölüyorum. (L) Ölmeyeceksin, söz veriyorum. (T) Evet, Merak Şehri'nde yaşıyorsun. (S) Son zamanlarda gerçekten garip ve parçalar halinde rüyalar gördüm. Sadece kısa görüntüler... (T) Yakın zamanda mı? JR ve ben, en son bahsettiğimiz dışında, yakın zamanlarda hiç garip rüya görmedik ama JR geçen gece gözünde tuhaf bir ışık hissetmiş. (L) Evet, geçen gece JR'nin gözünde deneyimlediği ışıklanmanın nedeni neydi? (T) Son birkaç yılda bu üçüncü veya dördüncü kez oluyor.

C: DNA iplikçiklerinin gelişimi. Neden içinizde tutuyorsunuz; artan yeteneklerinizin farkında değil misiniz?

 

S:(T) Bu deneyimi bir sonraki yaşayışında artık onun hakkında birşeyler biliyor olacaksın. Bu meydana geldiğinde ona gevşemesini, stres ve korkuyu atlatmasını ve izleyip ne olduğunu anlamaya çalışmasını söylüyorum. (L) Evet, hepimiz çok garip deneyimler geçirdik. (T) Evet, ben de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebilirim ama yaşarken daha zor oluyor. (L) Ve herbirimizde farklı oluyor.

C: Evet.

 

S:(J) Ne tür yeteneklerden bahsediyorsunuz?

C: Psişik! (Ruhsal)

 

S:(J) Bu iyi...

C: UFO fenomenine direnç göstermeyi bırak, sadece kabul et.

 

S:(L) Bu nedir? Buna direnç mi gösteriyorsun JR? (J) Sanırım hala şüpheciyim, evet. (L) Şaka yapıyorsun! Sanırım bir tanesini görmen gerek. Benim şüpheciliğimi iyileştirdi. [Gülüşme] (J) Hiç birinci elden bir deneyimim olmadı. (S) Bildiğim kadarıyla benim de olmadı. [Gülüşme] (J) Yani, tüm bu şeyleri biliyorum... (T) Hepimizin sizi görebilmesi için birşeyler ayarlayabilir miyiz?

C: İstediğiniz zaman ayarlayabilirsiniz. Laura, biraz daha kafein lütfen.

 

S:(T) Kahve içmek mi istiyorsunuz? Kafein müptelası olmuş olmanız ve buna yalnızca bizim aracılığımızla ulaşabiliyor olmanız mümkün mü?

C: Açık. Bir 6'ncı yoğunluk ışık varlığı, 3'üncü yoğunluktan herhangi birşeye nasıl "müptela" olur?

 

S:(S) Hadi bakalım, açıkla onlara şimdi TR! (T) İletişim frekansımızdan. (L) Benim içtiğim kafein size de ulaşıyor mu?

C: Hayır.

 

S:(T) Bizde meydana getirdiği frekans değişimi sizi de etkiliyor mu?

C: Gerçekten öyle oluyorsa ne güzel! [Gülüşme]

 

S:(L) Sanırım kafein sadece uykumuzu erteleyip onlara ayak uydurmamızı sağlıyor.

C: Evet.

 

S:(T) Hadi ama! Siz de tadına bakıyorsunuz! Evet evet! ...

C: TR, celseden önce ne içtin?

 

S:(T) A ha! Ondan da istiyorlar! Ho-ho-ho, neşe, neşe. (S) İçtiğin purolardan olmalı TR! [MOLA] (L) Ekonomi hakkındaki sohbetimizi herhalde dinliyordunuz?

C: Her zaman olduğu gibi.

 

S:(L) Bize bu konuda rehberlikte bulunabilir misiniz, bir güvence verebilir misiniz? Çünkü biz hala 3'üncü yoğunluğuz ve bazı bakımlardan güvencelere ihtiyacımız var.

C: Çok fazla şeye ihtiyaç duyacak kadar 3'üncü yoğunluksunuz hala, aşkım!

 

S:[Ooo!] (L) Evet, ama soruyu yanıtlamadınız! (T) Bu konuda ustalar.

C: Önceki celselerde söylenenleri gözden geçirin.

 

S: (L) Bizim için bazı finansal ayarlamalar yaptığınızı söylemiştiniz. ...

C: Şu anda yaptığınız gibi, insanlarla bağlantıya geçin!

 

S:(L) Yani celselerimiz devam ettikçe elimizdeki materyalleri insanlara göndermemiz gerekiyor ve F___'nin dediği gibi sonra da bir sponsor falan bulmamız gerekiyor.

C: Eugene Brown'dan para isteyin, muhtemelen vermez ama verecek birini tanıyor olabilir! Şimdi süreci anlıyor musunuz?

 

S: ... (T) Doğru reiki öğretmenini ararken ne olmuştu Laura? (L) Doğru reikiyi bilen birini tanıyıp tanımadığımı sormuştum... (T) Ve Kasyopyalılar da Helen Davis demişti. Sen de "Helen reikiye inanmıyor" demiştin. Ama Helen doğru kişiyi biliyordu.

C: Güven.

 

... [ç.n.: celsenin bu kısmında katılımcıların kendi aralarında geçen ve celse bilgileriyle doğrudan ilgisi olmayan uzunca bir kısım atlanmıştır. zaman kazanmak için bundan sonra da bu tür kısımlar atlanacaktır.]

 

S:(L) Sorularımıza dönelim... (J) Gene, kehanetler hakkında bir kitap oluşturmamız gerektiğini düşünüyor... (L) Bence İsa'nın bu konuda söyledikleri gayet makul: "İşaret arayan zayıf ve imansız bir nesil." (T) Bugün arabada bununla ilgili konuşuyorduk... Bu celselerde asıl aldıklarımızla karşılaştırıldığında, kehanetlerin pek önemi olmadığından bahsediyorduk. Eğer bilgin varsa kehanetlere ihtiyacın yok, çünkü birşey olacağını zaten biliyorsun ve o şey olana kadar hiçbirşeyin kesin olmadığını biliyorsun...

C: Sorun.

 

S:(L) Bir celsede zamanın, Cennetten Düşüş "sırasında" ortaya çıkan bir ilüzyon olduğunu söylemiştiniz ve bunu söyleyiş şekliniz, başka ilüzyonların da olduğunu düşündürdü bana...

C: Değiştirilen DNA'nız nedeniyle zaman sizin için doğruluğu olan bir ilüzyon.

 

S:(L) Peki diğer ilüzyonlar nedir?

C: Monoteizm; sizden ayrı, mutlak güce sahip bir varlığa inanç.

 

S:(L) Başka?

C: Fiziksel artış gereksinimi.

 

S:(L) Korunma için fiziğe odaklanmak... (T) Monoteizmle ilgili anahtar kelime ayrılık mı?

C: Evet.

 

S:(L) Başka?

C: Lineer/doğrusal odak.

 

S:(L) Başka?

C: Tekboyutluluk.

 

S:(L) Örtü... (J) Sadece tek bir boyutu algılamak... (L) Bu ilüzyonlar DNA'mıza genetik olarak programlandı mı?

C: Yakın.

 

S:(L) Başka hangi ilüzyonlar var?

C: Öncekilerle işiniz bitti mi?

 

S:(L) Bilmiyorum. Bu ilüzyonların bize nasıl zorlandığından, bizim bunları nasıl algıladığımızdan bahsedebilir misiniz biraz?

C: Eğer biri bir kapıyı açarsa ve sen de açılan kapıdan bir küp altın görürsen, altına ulaşmadan önce, kapının arkasında gizlenmiş zehirli bir yılan olup olmadığını düşünür müsün?

 

S:(L) Altın neyi simgeliyor?

C: Sınırlanmaya cezbolma.

 

S:(L) Kapı neyi simgeliyor?

C: Sınırlanmaya açılış.

 

S:(L) Bir küp altın olarak temsil edilen sınırlanma, aslında göründüğü şey değil miydi? Bu bir kandırma mıydı?

C: Yılan nedir?

 

S:(T) Kertenkeleler? (J) Tehlike. (L) Tamam, kapıyı kim açtı? (J) Biz.

C: Hayır.

 

S:(L) Kapıyı açan biz değildik, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) Kapıyı kim açtı?

C: Kertenkeleler.

 

S:(L) Yani resmen... (T) Yılan kimdi? (J) Kertenkeleler, tehlikeyi...

C: Hayır!

 

S:(L) Yılan kimdi?

C: Dikkatsizce cazibeye teslim olmanın sonucu; yani, bakmadan atlamak.

 

S:(J) Yani dikkatli olmamız gerekiyor. (T) Yılan neydi? (J) Cazibeye teslim olmanın sonucu... (L) Yani diyorsunuz ki, cennetteki cezbolma hikayesi, insanoğlunun cezbedilerek bu realiteye yönlendirilmesinin hikayesiydi. İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı'nın meyvesinin yenmesi de...

C: Cazibeye teslim olmaydı.

 

S:(L) Ve bu bir kandırmaydı...

C: Hayır! Kandırma yok!

 

S:(L) Ama burada dönen birşey var. (T) Tuzak mı?

C: Hayır! Tuzak da yok. Seçmeseydiniz, özgür iradenize müdahale edilemezdi.

 

S:(T) Bir saniye. Olayın mantığını kaçırıyorum. Düşüşten önce biz kimdik?

C: 3'üncü yoğunluk BH.

 

S:(T) Bize 3'üncü yoğunluk varlıklarının BH olamayacağını söylememiş miydiniz? (L) Hayır. 3'üncü yoğunluk BH varlıklarının olduğunu söylemişlerdi. (T) O zaman meydana gelen şeyden dolayı mı şimdi KH'yiz?

C: Evet.

 

S:(T) Tamam, demek o zaman BH'ydik. Yani Kertenkeleler kapıyı açtı ve tabii bunu bir mecaz olarak kullanıyoruz. Kertenkeleler kapıyı açtı ve bize bir küp altını gösterdiler ve kapıdan geçip ona ulaşmamızı umuyorlardı ve bizi kontrol altına almak üzere kapının arkasında bekliyorlardı. Doğru yolda mıyım?

C: Ummak yanlış fikir.

 

S:(T) Bizi cezbederek yapmaya çalıştıkları şey neydi?

C: Yapmaya çalışmak da yanlış fikir; öğrenme fırsatı için sorgulamaya devam edin.

 

S:(T) O zaman 3'üncü yoğunluk BH varlıklarıydık. Bu, daha önce bahsettiğiniz savaştan sonra mıydı?

C: Savaşın kendisiydi.

 

S:(L) Savaş içimizde miydi?

C: Sizin üzerinizden.

 

S:(T) Yani o kapıdan geçip geçmeyeceğimizle ilgili bir savaş... (L) Savaş bizim üzerimizden yapıldı ve biz resmen savaş meydanıydık. (T) Anladım, ama genel resmi doğru anladığımızdan emin olmak için bu benzetmeye geri dönmek istiyorum. Kapı açıldığında savaş devam ediyordu. Savaş, bizim o kapıdan geçip geçmeyeceğimiz üzerine miydi?

C: Yakın.

 

S:(T) O noktada BH'ydik. BH ve KH seçeneklerimiz var.

C: TR, savaş her zaman var, önemli olan "ne zaman" seçtiğin!

 

S:(T) Yani hala altın küpüne mi bakıyoruz? Burada önemli birşey var... (L) Şimdi biraz geri dönüp şu şekilde soralım: Bu olay öncesinde insanoğlu...

C: Öncesinde mi?

 

S:(L) Öncesi değil. Herşey aslında eşzamanlı olmasına rağmen biz hala bir anlamda tarihsel bir olaydan bahsediyoruz. Döngünün bir noktasındaki bu olayda insanoğlu...

C: Geri gidiyorsunuz.

 

S:(T) Sorduğumuz sorular isabetli değil.

C: Yakın. Düşünce dalgalarıyla birlikteydiniz. Bu konuyu TR'ye bıraksan daha iyi olur belki.

 

S:(L) Tamam, çenemi kapatacağım. Devam et TR. (T) Tüm yardımınıza ihtiyacım var. (L) Zor bir konu. (T) Bu konu, Kertenkelelerin ve diğer dünyadışı varlıkların insanlara onları kaçırılmaları ve diğer herşey için izin verdiklerini söyleyip durmalarıyla da ilgili.

C: Evet, devam et.

 

S:(T) Benzetme üzerinden gidelim. Altın bir ilüzyondu. Altın, algıladığımız şey değildi. 3'üncü yoğunluktaki BH varlıkları olarak bize sunulan bir cezbediciydi. Kapı Kertenkeleler tarafından açıldı.

C: Cezbetme değil, herzaman oradaydı. Dorothy ve kırmızı terlikleri hatırlıyor musunuz?

 

S:(T) O kapıdan içeri adım atmadan önce BH'ydik. İçeri girmek zorunda değildik. (F) Bir saniye, yanılıyorsam düzeltin ama TR kapıdan girdiğimizde onların bizi ele geçirdiğini söylediğinde Kasyopyalılar... (L) Hayır dediler... (F) Altın her zaman oradaydı. (J) Seçmeseydik, özgür irademiz ihlal edilemezdi. (T) Onlar hiçbirşey yapmadılar, sadece kapıyı açtılar. Kertenkeleler kapıyı açtı ve içeri girip girmeyeceğimiz tamamen bizim kendi seçimimizdi. (J) Bana göre, kapıdan içeri adım atmakla, özgür irademizin sınırlanmasını seçmiş olduk... (T) Kapıdan içeri girmemizle birlikte Kertenkeleler bize birşeyi uygun bir şekilde sunmuş oldular. Tek yaptıkları kapıyı açıp bize göstermeleriydi...

C: Sunmak? ! ?

 

S:(L) Onlar sunmadı... (J) O hep vardı... (T) Her zaman oradaydı... (J) Hala orada...

C: Evet, kırmızı terlikleri düşünün. Glenda Dorothy'ye ne söyledi?

 

S:(J) İstediğin zaman eve gidebilirsin. (L) Her zaman eve dönme gücün var...

C: Evet.

 

S:(L) Yani her zaman BH olmaya dönme gücümüz var mı? 3'üncü yoğunlukta bile mi?

C: Evet.

 

S:(L) 3'üncü yoğunluk BH varlıkları nasıl bir hayat yaşıyor?

C: Keşfedin.

 

S:(T) Kapı benzetmesine dönmek istiyorum. Kapı her zaman oradaydı. Cezbedicilik her zaman orada duruyordu...

C: Altına gittiğinizde, Kertenkelelere "Merhaba" dediniz ve bundan anlayabileceğiniz herşey.

 

S:(T) Evet, ben de bu noktaya ulaşmaya çalışıyordum. Kertenkelelerin veya KH güçlerinin kapıyı açtığını söylediniz.

C: Hayır. "Açmak" demeyelim. Sadece sizi kavramaya yaklaştırmak için o ifadeyi kullandık.

 

S: ... (T) Kapı her zaman oradaydı ve her zaman açıktı. Sadece benzetmeyi kavramaya çalışıyorum. Yani BH varlıkları olarak altına gitme ve gitmeme seçeneklerimiz vardı. Altına gitmekle KH olduk çünkü altına gitmek KH.

C: Evet.

 

S:(T) Ve bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk Kertenkele Varlıklarının saflarına girmiş olduk.

C: Evet.

 

S:(T) Çünkü onlar 4'üncü yoğunluk varlıkları ve 3'üncü yoğunluk varlıkları olarak bizden çok daha fazla yetenekleri var.

C: Bundan önce 4'üncü yoğunluk BH varlıklarının saflarındaydınız.

 

S:(T) Ve 3'üncü yoğunluk BH'ydik. Ama altına gitmekle kendimizi 4'üncü yoğunluk KH'nin etkisi altına soktuk.

C: Evet.

 

S:(T) Bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk KH'ye, bize dilediklerini yapma izni mi vermiş olduk?

C: Yakın.

 

S:(T) Yani bizi kaçırmaları için onlara izin verdiğimizi söylediklerinde bunu mu kastediyorlar?

C: Yakın.

 

S:(J) "Seçmedikçe özgür iradenize müdahale edilemez" demişlerdi. (T) İnsan ırkı olarak, özgür irademizle BH'den KH'ye geçtik. (L) Demek insanlık olarak içinde bulunduğumuz bu durumu bir seviyede kendimiz seçtik; Düşen Melek, Lusifer efsanesi. Bu biziz. Altına gitmek için o kapıdan geçmekle düşmüş olduk ve kapıdan geçdiğimizde yılan bizi ısırdı.

C: Ama bu sürekli tekrarlanan bir sendrom.

 

S:(L) Sadece insan ırkı için sürekli tekrarlanan bir sendrom mu, yoksa tüm yaratılış için de geçerli mi?

C: İkincisi.

 

S:(L) Varoluş döngüsünün bir parçası olduğu için, tüm varoluşta tekrarlanan bir sendrom mu bu? Yoksa Kızılderililerin Maya dedikleri şey mi?

C: İkisinden biri.

 

S:(T) "The Wizard of Oz" ("Oz Büyücüsü") filmine atıfta bulundunuz. Yani bu...

C: 6'ıncı yoğunluk ilhamlı.

 

S:(T) 6'ıncı yoğunlukta iyi film yapımcılarınız var. (S) Başka hangi filmlere ilham vermişler? (T) Konuyu değiştirmeden önce hala anlamaya çalıştığım birşey var... Tıpkı filmdeki kırmızı terlikler gibi istediğimiz zaman bizi BH'ye geri götürecek bir yeteneğe sahip olduğumuzu söylüyorsunuz.

C: Evet.

 

S:(T) Yani bahsettiğimiz tüm bu şeyler, boyut sınırı, dalga, frekansların yükselmesi...

C: Boyut sınırı "tornado."

 

S:(T) Yani dalga yıkıcı bir şekilde ilerliyor...

C: Subjektif.

 

S:(L) Dorothy benzetmesinde herşeyin başladığı yer olan Kansas BH miydi? ...

C: Pek sayılmaz.

 

S:(L) Oz ülkesine gidiş BH durumu muydu?

C: KH.

 

S:(L) Yani Oz KH'ydi. Ve Kansas da... tabii fiziksel ortam olarak değil de, Oz deneyimi öncesinde Dorothy'nin zihin durumu olarak BH durumuydu.

C: Evet.

 

S:(L) Kansas'ın kendisi değil, zihin durumu olarak BH'ydi. Oz'a gidiş ise KH'ydi.

C: Ve Elvira Gulch.

 

S:(J) Cadıya dönüşen kadın.

C: Cadı Kertenkelelerdi.

 

S:(T) Evet, tamam. Tornado. Dorothy tornadoda BH durumundan KH durumuna düştü. Doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) Yoğunluk değişim dalgası tornado ile temsil ediliyor... (L) Bir yoğunluk dalgasının etkileşimi...

C: Daha dikkatli analiz edin, bunun için bir mola öneriyoruz. [MOLA]

...

S:(L) Bir noktada biraz kafamız karıştı. Yoğunluk dalgasını temsil eden tornado, kişiyi aynı yoğunluk içinde BH'den KH'ye mi geçiriyor?

C: Bir yönüyle.

 

S:(T) Boyut sınırı yalnızca kişiyi bir yoğunluktan diğerine geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda KH ile BH arasında da geçiş yapılmasını sağlıyor, öyle mi?

C: Mümkün.

 

S:(T) Yani bu geçişte 3'üncüden 4'üncüye bir BH olarak da geçilebilir?

C: Bazı geçişlerde.

 

S:(L) Yani 3'üncü yoğunlukta veya 4'üncü yoğunlukta insanlar BH ile KH arasında geçiş yapabiliyor... Boyut sınırı veya yoğunluk dalgasının bu geçişinde tüm bu seçenekler mevcut mu?

C: Dalganın yönelimine göre yukarıdakilerin hepsi mümkün.

 

S:(L) Peki yaklaşmakta olan dalganın yönelimi nedir? Özellikle bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa taşımak mı? Bu dalganın işlevlerinden biri bu mu?

C: Bunu söylemiştik.

 

S:(L) Bu dalganın bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye taşıyacağını söylemişlerdi. Görünüşe göre dalgalardan bazıları BH'den KH'ye geçebiliyor. (T) Dalga değil, dalgadan geçen kişi. Bu dalga geçerken, dalganın yönelimi bireyden bireye değişiyor mu?

C: Deniz dalgalarıyla karşılaştırın. Dalgalar, tüm doğanın liflerinin bir parçası.

 

S:(T) Bu, dalganın tepesinde veya dalgalar arasındaki boşlukta oluşla da ilgili mi? Dalganın üzerinde nerede bulunduğunla?

C: Hayır.

 

S:(T) Yani 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçiş sağlayan bir dalga, bu dalga geçerken sen onun neresinde olursan ol aynı etkiyi yapar, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) İnsanları KH'ten BH'ye ve tersine taşıyan dalga için de geçerli mi bu?

C: Veya "altına da" gidebilirsin.

 

S:(T) Dalganın altına mı? (J) Suyun altına. (T) O zaman hiç hareket edemezsin. (L) Dibe batıp boğulursun ve ilkel çorbanın bir parçası olursun. (T) Sebze çorbası mı?

C: Tavuklu Erişte. [Gülüşme.]

 

S:(L) Eğer alta gidersen okyanusa gömülüp tüm döngüye baştan başlayacağını düşünmekte haklı mıyım?

C: O kadar basit değil.

 

S:(J) Bunun hiç basit olmadığını düşündüm ben de. (T) Buna hiç girmeyelim. Ben hala BH'den KH'ye geçişi anlamaya çalışıyorum. Dorothy hakkındaki filmden bahsettiğiniz. Filmde ona istediği zaman, "eve gitmek istiyorum" diyerek veya buna benzer bir yolla eve gidebileceği söyleniyordu. İsterik nöbetler ve karmaşa içinde yaşayıp nadiren gelen bu dalgayı beklemekten çok daha kolay. BH'ye geri dönebilmemiz için 300.000 yıl burada takılmaktan daha kolay ve basit bir yol yok mu?

C: Elbette!

 

S:(T) Tamam, şimdi birşeye yaklaşıyoruz. Nereye doğru gidiyoruz? (L) Benim çenemi kapatmaya hazırlar. (T) Ama kafein aldın, şimdi bana yardım edebilirsin. [Gülüşme] Yani bunu yapmanın başka bir yolu da var. (J) İmgeleme mi?

C: Durun bir saniye, 4'üncü yoğunluğa hemen şimdi gitmeye hazır mısınız?

 

S:(J) Muhtemelen değiliz. İşimi bitirdiğimi sanmıyorum. (T) Evet, ben hazırım. Hemen şimdi. Eğlence başlasın! JR, eve gidince kedilere yemlerini verirsin! (L) Hemen çekip gitmek, sorumluluk ve anlaşmalarını terk etmek bile KH. (T) Evet, 4'üncü yoğunluk KH olurdum. (S) Sen ve Kertenkeleler! (T) Hayır, hayır, hemen gitmeye hazır değilim çünkü burada isteniyorum! Her neyse, demek yoğunluk değişim dalgası bu dönüşümü gerçekleştirmenin tek yolu değil, doğru mu?

C: Bir fikir sunuldu.

 

S:(T) Dalganın çok sayıda varlığı taşımasıyla ilgili olan mı?

C: İlgisiz.

 

S:(L) Dalga büyük döngünün bir parçasından ibaret. (T) Ve biz de belirli bir frekans oluşturarak dalga geçtiği sırada mümkün olduğu kadar çok kişiyi öteye geçirmek için buradayız ve burada bulunmamızın başka hiçbir amacı yok... öyle mi?

C: Bu, özgür iradeye müdahaleyi ima ediyor.

 

S:(L) Burada bir frekans oluşturuyoruz ve diğerleri de bize katılıp katılmayacakları konusuna bir seçeneğe sahip oluyor... (J) Ve 4'üncü yoğunluğa geçişimizde de KH'den BH'ye geçme seçiminde bulunuyoruz... (L) Oz Büyücüsü'ndeki Munchkin'ler (cüceler) neyi temsil ediyor?

C: 2'nci yoğunluk varlıkları.

 

S:(L) Maymunlar Grileri mi temsil ediyor?

C: Dilerseniz.

 

S:(L) Cadının askerleri kimi temsil ediyor?

C: Nefalim.

 

S:(L) Büyücü kimi temsil ediyor?

C: Düşünün, öğrenin, keşfedin.

 

S:(L) Sanırım bu konu üzerinde yeterince durduk.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

11 Mart 1995 F___, Laura, TR, JR, SV

 

 

S:(L) Merhaba.

C: Gerçek UFO'lar, S___.

 

S:(T) Kelime tablanın dışına çıkıyor çünkü yüzey fazla kaygan. [Yeni bir tabla kullanıyorduk ve birkaç kelime ve ünlem işareti ekledik.]

C: Yoğunluk.

 

S:(T) "Yoğunluk" kelimesini kaybediyoruz. Tamam, bu yeterli mi?

C: Yoğunluk kaybı yaygın bir deneyim.

 

S:(J) Diyetten mi bahsediyoruz?

C: Çoklu yorum.

 

S:(T) Neşeyi seviyorum!

C: Neşe iyidir.

 

S:(L) Bu gece kim var?

C: Sorra.

 

S:(T) Merhaba Sorra! (L) Neredensin?

C: Merhaba TR! Kasyopya.

 

S:(T) Yeni bir tabla aldık. Harika çalışıyor.

C: Lütfen bunu alışkanlık edinin!

 

S:(T) Yeni tablayı hepimiz sevdik!

C: Pürüzsüz. Diğerlerini çağırdım, şaşkınlık içinde izliyorlar!

 

S: [Gülüşme.]

C: Bir sonraki gösteride lütfen bu veya benzer bir tabla kullanın.

 

S:(L) Gösteride eski tablayı kullanmak zorunda kaldığımız için üzgünüz. (T) ...Bugünkü çalışma iyi miydi?

C: İyiydi. Bu yeni tablayla gerçektenden eğleniyoruz. Bunu sevdik!!!!!!!

 

S:[Gülüşme]

C: Evet! Ben Deanorilloa, ben de çok etkilendim! Oppilmno, ben de! Bu gece enerjiniz yeni seviyelere ulaşacak!

 

S:(J) Bu, hem bugünkü gösterimiz, hem de yeni tablayla mı ilgili?

C: Evet!!

 

S:(J) Bu tabla sizi gerçekten coşturdu!

C: İyisiniz!

 

S:(T) Bunu hepimize borçluyuz!

C: Evet.

 

S:(L) Bize genel olarak...

C: F___ sizinle tekrar bağlantı kurmak istiyor!

 

S:(T) Evet, bugünkü gösterimizde onu ikna ettik. Neden tekrar bağlantı kurmak istiyor?

C: Güçlü bir kanalsınız. Geçerli birini gördüğünde tanır! Ve o da geçerli bir araştırmacı; yalnızca duygusal bir duruma girmişti.

 

S:(L) Onun Kertişlerin bir ajanı olduğunu söylediğinizi sanmıştım?

C: Ajan provokatör.

 

S:(T) Onunla tekrar temas kurmamız gerektiğini söylemiyorlar, yalnızca onun bunu istediğini söylüyorlar.

C: Size bağlı.

 

S:(L) A___ B___'nin tepkisi neydi?

C: Heyecan.

 

S:(L) Eğer sizin için bir sakıncası yoksa, A___'nın gelmesinin bence bir mahsuru yok. F___'yle etrafta birşeyler çevirip durmasın yeter. (T) F___'yle ne yaparsa yapsın, yeter ki F___'nin enerjisini buraya getirmesin. Bunu yalnızca M___ yapabilir. (L) Beyaz saçlı, sakallı adam kimdi?

C: B___ H___.

 

S:(T) B___ H___ de kim? (J) Geniş şapkalı adam kimdi? (L) L___'nin toplantılarına sıkça katılıyor. Geçen gün bize bu gösterinin kadersel birşey olduğunu söylemiştiniz.

C: Evet.

 

S:(L) Gösteriyi yaptığımıza göre bu kadersel olayın amacı neydi, söyleyebilir misiniz?

C: Biraz yönlendirmeden fayda sağlayabilecek olanların eğitilmesi.

 

S:(L) Oradaki insanların hepsi açık fikirlilik konusunda sorunlu. Metafizik insanlarıyla neredeyse hiç anlaşamıyoruz çünkü genellikle kapalı tutucu oluyorlar. (F) "New Age"cilerden daha dengeli görünüyorlardı. (J) Grubun burada olduğu birkaç hafta önceki celsede neden o kadar interferans vardı ve bugün neden yoktu?

C: Kanal uyumlanıyor.

 

S:(T) Ayrıca daha büyük bir insan kitlesiyle celse yapma konusunda iyi bir pratik oldu.

C: Artan açıklığı fark ettiniz mi?

 

S:(L) Evet, farkettik. Bunun nedeni neydi?

C: Uyumlanma interferansı azaltıyor.

 

S:(T) G___ ve diğerleri buradayken, ilk defa o kadar çok insanla celse yapmıştık ve herkes kanala enerji aktarıyordu ve böylece kanal genişledi. (J) Doğru tutuma sahip ne kadar çok insan gelirse o kadar çok uyumlanacak.

C: Hayır, olayların doğal akışıyla ilgili.

 

S:(L) Sanırım bugün insanlara neler olduğunu gayet net bir şekilde açıkladık, ölçütleri koyduk, ve insanlara ne tür soruları kabul edebileceğimizi ifade ettik ve böylece bir koruma sağlamış olduk, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(L) A___, insanların esas olarak kaç kromozoma sahip olduğunu sormamızı istedi.

C: 135 çift.

 

S:(T) Şimdi 23 çiftimiz var. Epeyce kromozom kaybetmişiz demek. (L) Çok! (T) Kaybettiklerimizi geri alacak mıyız?

C: Bekleyin ve görün.

 

S:(L) Coral Castle ile ilgili adam hakkında sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi Hillard'ı görmeye gittik. Onunla görüştükten sonra bir kaza geçirdi, hemen ertesi gün. Bu kaza onun bizimle daha fazla iletişim kurmasını engellemeye yönelik miydi?

C: Açık. İsterseniz onu arayın ve detayları öğrenmeye çalışın.

 

S:(L) Hillard'la konuşurken bize Coral Castle'ı inşa eden adamdan bahsetti. Görünüşe göre bu adamın yaşadığı odada üç şey varmış: bir yatak, bir masa ve tavandan bir zincirle asılı olan, emniyet kemerine kadar tam donanımlı bir uçak koltuğu. Bu...

C: Doğru çünkü öğreniyorsunuz ve bu ve diğer faaliyetlerinizin neticesinde DNA'larınızı birleştiriyorsunuz.

 

S:(L) Tamam, yani S___ ve ben, bu gizem hakkında yaptığımız incelemeyle, bu adamın bu çarpıcı mühendislik ve inşa başarısını nasıl ortaya koyduğunu öğrenmeye yaklaşıyoruz öyle mi?

C: İstersen S___'yi hipnotize et.

 

S:(L) S___ hipnoz yoluyla bu bilgiye erişebilecek mi?

C: S___'nin hayatında neler yaşadığını bilmiyorsun. Açıklamak istemediği kişisel gerçekliğiyle ilgili neden bunca rahatsız düşünceleri var sence?

 

S:(S) Beni hipnotize etsen iyi olacak sanırım. Rahatsızlık yaratıcı düşüncelerim var, ama... (T) Nedir? (S) Kişiliğim hakkında, kendimden şüphe duyuyorum, bilmiyorum. Büyük bir soru işareti gibi. (T) Bunun üzerine gitmek istiyor musun? Ve Kasyopyalılar celseye "Gerçek UFO'lar, S___" diye başladılar. Bunun anlamı nedir?

C: Gerçekten, nedir?

 

S:(S) Projeksiyon değil, gerçek UFO'lar anlamında mı? (L) Tamam, şimdi beyin hücrelerimizi birleştirelim!

C: "Beyin hücrelerini" birleştirmeye gerek yok, çakralarınızı kullanmanız yeterli!

 

S:(L) Beyin hücrelerinizi birleştirmeyin, çakralarınızı birleştirin. Çakralarımızı nasıl birleştirebiliriz? (T) Birleştirilebileceklerini bilmiyordum. (S) Her zaman birleşikler. (L) Peki birbirleriyle nasıl birleştirilebilirler? (S) Bunu düşünerek, sanırım.

C: Keşfedin.

 

S:(L) Bunun hakkında bir ipucu verir misiniz? (T) Meditasyon mu?

C: Kastedileni kaçırıyorsunuz; aramayın, sadece hazır olduğunda olmasına izin verin.

 

S:(T) Yeterince kolay. (S) "Gerçek UFO'lar" ne anlama geliyor? (L) Evet, bu cümleyle başladınız; bu ne anlama geliyor?

C: S___'ye sorun!

 

S:(L) S___'ye kesinlikle soracağız. (S) Bildiğim kadarıyla hiç UFO görmedim. Belki görmüşümdür, ama farkında olmadan. Bunun, evlat edinilmiş biri olmamla herhangi bir ilgisi var mı?

C: Olabilir.

 

S:(L) Belkide dünyadışı bir varlıksın S___. (T) Oryon Federasyonu üyelerinden biri misin? [Gülüşme] (S) Öyle miyim?

C: Neşe.

 

S:(S) Beni en kısa zamanda hipnotize etmen gerek, meraktan ölüyorum. (L) Ölmeyeceksin, söz veriyorum. (T) Evet, Merak Şehri'nde yaşıyorsun. (S) Son zamanlarda gerçekten garip ve parçalar halinde rüyalar gördüm. Sadece kısa görüntüler... (T) Yakın zamanda mı? JR ve ben, en son bahsettiğimiz dışında, yakın zamanlarda hiç garip rüya görmedik ama JR geçen gece gözünde tuhaf bir ışık hissetmiş. (L) Evet, geçen gece JR'nin gözünde deneyimlediği ışıklanmanın nedeni neydi? (T) Son birkaç yılda bu üçüncü veya dördüncü kez oluyor.

C: DNA iplikçiklerinin gelişimi. Neden içinizde tutuyorsunuz; artan yeteneklerinizin farkında değil misiniz?

 

S:(T) Bu deneyimi bir sonraki yaşayışında artık onun hakkında birşeyler biliyor olacaksın. Bu meydana geldiğinde ona gevşemesini, stres ve korkuyu atlatmasını ve izleyip ne olduğunu anlamaya çalışmasını söylüyorum. (L) Evet, hepimiz çok garip deneyimler geçirdik. (T) Evet, ben de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebilirim ama yaşarken daha zor oluyor. (L) Ve herbirimizde farklı oluyor.

C: Evet.

 

S:(J) Ne tür yeteneklerden bahsediyorsunuz?

C: Psişik! (Ruhsal)

 

S:(J) Bu iyi...

C: UFO fenomenine direnç göstermeyi bırak, sadece kabul et.

 

S:(L) Bu nedir? Buna direnç mi gösteriyorsun JR? (J) Sanırım hala şüpheciyim, evet. (L) Şaka yapıyorsun! Sanırım bir tanesini görmen gerek. Benim şüpheciliğimi iyileştirdi. [Gülüşme] (J) Hiç birinci elden bir deneyimim olmadı. (S) Bildiğim kadarıyla benim de olmadı. [Gülüşme] (J) Yani, tüm bu şeyleri biliyorum... (T) Hepimizin sizi görebilmesi için birşeyler ayarlayabilir miyiz?

C: İstediğiniz zaman ayarlayabilirsiniz. Laura, biraz daha kafein lütfen.

 

S:(T) Kahve içmek mi istiyorsunuz? Kafein müptelası olmuş olmanız ve buna yalnızca bizim aracılığımızla ulaşabiliyor olmanız mümkün mü?

C: Açık. Bir 6'ncı yoğunluk ışık varlığı, 3'üncü yoğunluktan herhangi birşeye nasıl "müptela" olur?

 

S:(S) Hadi bakalım, açıkla onlara şimdi TR! (T) İletişim frekansımızdan. (L) Benim içtiğim kafein size de ulaşıyor mu?

C: Hayır.

 

S:(T) Bizde meydana getirdiği frekans değişimi sizi de etkiliyor mu?

C: Gerçekten öyle oluyorsa ne güzel! [Gülüşme]

 

S:(L) Sanırım kafein sadece uykumuzu erteleyip onlara ayak uydurmamızı sağlıyor.

C: Evet.

 

S:(T) Hadi ama! Siz de tadına bakıyorsunuz! Evet evet! ...

C: TR, celseden önce ne içtin?

 

S:(T) A ha! Ondan da istiyorlar! Ho-ho-ho, neşe, neşe. (S) İçtiğin purolardan olmalı TR! [MOLA] (L) Ekonomi hakkındaki sohbetimizi herhalde dinliyordunuz?

C: Her zaman olduğu gibi.

 

S:(L) Bize bu konuda rehberlikte bulunabilir misiniz, bir güvence verebilir misiniz? Çünkü biz hala 3'üncü yoğunluğuz ve bazı bakımlardan güvencelere ihtiyacımız var.

C: Çok fazla şeye ihtiyaç duyacak kadar 3'üncü yoğunluksunuz hala, aşkım!

 

S:[Ooo!] (L) Evet, ama soruyu yanıtlamadınız! (T) Bu konuda ustalar.

C: Önceki celselerde söylenenleri gözden geçirin.

 

S: (L) Bizim için bazı finansal ayarlamalar yaptığınızı söylemiştiniz. ...

C: Şu anda yaptığınız gibi, insanlarla bağlantıya geçin!

 

S:(L) Yani celselerimiz devam ettikçe elimizdeki materyalleri insanlara göndermemiz gerekiyor ve F___'nin dediği gibi sonra da bir sponsor falan bulmamız gerekiyor.

C: Eugene Brown'dan para isteyin, muhtemelen vermez ama verecek birini tanıyor olabilir! Şimdi süreci anlıyor musunuz?

 

S: ... (T) Doğru reiki öğretmenini ararken ne olmuştu Laura? (L) Doğru reikiyi bilen birini tanıyıp tanımadığımı sormuştum... (T) Ve Kasyopyalılar da Helen Davis demişti. Sen de "Helen reikiye inanmıyor" demiştin. Ama Helen doğru kişiyi biliyordu.

C: Güven.

 

... [ç.n.: celsenin bu kısmında katılımcıların kendi aralarında geçen ve celse bilgileriyle doğrudan ilgisi olmayan uzunca bir kısım atlanmıştır. zaman kazanmak için bundan sonra da bu tür kısımlar atlanacaktır.]

 

S:(L) Sorularımıza dönelim... (J) Gene, kehanetler hakkında bir kitap oluşturmamız gerektiğini düşünüyor... (L) Bence İsa'nın bu konuda söyledikleri gayet makul: "İşaret arayan zayıf ve imansız bir nesil." (T) Bugün arabada bununla ilgili konuşuyorduk... Bu celselerde asıl aldıklarımızla karşılaştırıldığında, kehanetlerin pek önemi olmadığından bahsediyorduk. Eğer bilgin varsa kehanetlere ihtiyacın yok, çünkü birşey olacağını zaten biliyorsun ve o şey olana kadar hiçbirşeyin kesin olmadığını biliyorsun...

C: Sorun.

 

S:(L) Bir celsede zamanın, Cennetten Düşüş "sırasında" ortaya çıkan bir ilüzyon olduğunu söylemiştiniz ve bunu söyleyiş şekliniz, başka ilüzyonların da olduğunu düşündürdü bana...

C: Değiştirilen DNA'nız nedeniyle zaman sizin için doğruluğu olan bir ilüzyon.

 

S:(L) Peki diğer ilüzyonlar nedir?

C: Monoteizm; sizden ayrı, mutlak güce sahip bir varlığa inanç.

 

S:(L) Başka?

C: Fiziksel artış gereksinimi.

 

S:(L) Korunma için fiziğe odaklanmak... (T) Monoteizmle ilgili anahtar kelime ayrılık mı?

C: Evet.

 

S:(L) Başka?

C: Lineer/doğrusal odak.

 

S:(L) Başka?

C: Tekboyutluluk.

 

S:(L) Örtü... (J) Sadece tek bir boyutu algılamak... (L) Bu ilüzyonlar DNA'mıza genetik olarak programlandı mı?

C: Yakın.

 

S:(L) Başka hangi ilüzyonlar var?

C: Öncekilerle işiniz bitti mi?

 

S:(L) Bilmiyorum. Bu ilüzyonların bize nasıl zorlandığından, bizim bunları nasıl algıladığımızdan bahsedebilir misiniz biraz?

C: Eğer biri bir kapıyı açarsa ve sen de açılan kapıdan bir küp altın görürsen, altına ulaşmadan önce, kapının arkasında gizlenmiş zehirli bir yılan olup olmadığını düşünür müsün?

 

S:(L) Altın neyi simgeliyor?

C: Sınırlanmaya cezbolma.

 

S:(L) Kapı neyi simgeliyor?

C: Sınırlanmaya açılış.

 

S:(L) Bir küp altın olarak temsil edilen sınırlanma, aslında göründüğü şey değil miydi? Bu bir kandırma mıydı?

C: Yılan nedir?

 

S:(T) Kertenkeleler? (J) Tehlike. (L) Tamam, kapıyı kim açtı? (J) Biz.

C: Hayır.

 

S:(L) Kapıyı açan biz değildik, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) Kapıyı kim açtı?

C: Kertenkeleler.

 

S:(L) Yani resmen... (T) Yılan kimdi? (J) Kertenkeleler, tehlikeyi...

C: Hayır!

 

S:(L) Yılan kimdi?

C: Dikkatsizce cazibeye teslim olmanın sonucu; yani, bakmadan atlamak.

 

S:(J) Yani dikkatli olmamız gerekiyor. (T) Yılan neydi? (J) Cazibeye teslim olmanın sonucu... (L) Yani diyorsunuz ki, cennetteki cezbolma hikayesi, insanoğlunun cezbedilerek bu realiteye yönlendirilmesinin hikayesiydi. İyi ve Kötünün Bilgisi Ağacı'nın meyvesinin yenmesi de...

C: Cazibeye teslim olmaydı.

 

S:(L) Ve bu bir kandırmaydı...

C: Hayır! Kandırma yok!

 

S:(L) Ama burada dönen birşey var. (T) Tuzak mı?

C: Hayır! Tuzak da yok. Seçmeseydiniz, özgür iradenize müdahale edilemezdi.

 

S:(T) Bir saniye. Olayın mantığını kaçırıyorum. Düşüşten önce biz kimdik?

C: 3'üncü yoğunluk BH.

 

S:(T) Bize 3'üncü yoğunluk varlıklarının BH olamayacağını söylememiş miydiniz? (L) Hayır. 3'üncü yoğunluk BH varlıklarının olduğunu söylemişlerdi. (T) O zaman meydana gelen şeyden dolayı mı şimdi KH'yiz?

C: Evet.

 

S:(T) Tamam, demek o zaman BH'ydik. Yani Kertenkeleler kapıyı açtı ve tabii bunu bir mecaz olarak kullanıyoruz. Kertenkeleler kapıyı açtı ve bize bir küp altını gösterdiler ve kapıdan geçip ona ulaşmamızı umuyorlardı ve bizi kontrol altına almak üzere kapının arkasında bekliyorlardı. Doğru yolda mıyım?

C: Ummak yanlış fikir.

 

S:(T) Bizi cezbederek yapmaya çalıştıkları şey neydi?

C: Yapmaya çalışmak da yanlış fikir; öğrenme fırsatı için sorgulamaya devam edin.

 

S:(T) O zaman 3'üncü yoğunluk BH varlıklarıydık. Bu, daha önce bahsettiğiniz savaştan sonra mıydı?

C: Savaşın kendisiydi.

 

S:(L) Savaş içimizde miydi?

C: Sizin üzerinizden.

 

S:(T) Yani o kapıdan geçip geçmeyeceğimizle ilgili bir savaş... (L) Savaş bizim üzerimizden yapıldı ve biz resmen savaş meydanıydık. (T) Anladım, ama genel resmi doğru anladığımızdan emin olmak için bu benzetmeye geri dönmek istiyorum. Kapı açıldığında savaş devam ediyordu. Savaş, bizim o kapıdan geçip geçmeyeceğimiz üzerine miydi?

C: Yakın.

 

S:(T) O noktada BH'ydik. BH ve KH seçeneklerimiz var.

C: TR, savaş her zaman var, önemli olan "ne zaman" seçtiğin!

 

S:(T) Yani hala altın küpüne mi bakıyoruz? Burada önemli birşey var... (L) Şimdi biraz geri dönüp şu şekilde soralım: Bu olay öncesinde insanoğlu...

C: Öncesinde mi?

 

S:(L) Öncesi değil. Herşey aslında eşzamanlı olmasına rağmen biz hala bir anlamda tarihsel bir olaydan bahsediyoruz. Döngünün bir noktasındaki bu olayda insanoğlu...

C: Geri gidiyorsunuz.

 

S:(T) Sorduğumuz sorular isabetli değil.

C: Yakın. Düşünce dalgalarıyla birlikteydiniz. Bu konuyu TR'ye bıraksan daha iyi olur belki.

 

S:(L) Tamam, çenemi kapatacağım. Devam et TR. (T) Tüm yardımınıza ihtiyacım var. (L) Zor bir konu. (T) Bu konu, Kertenkelelerin ve diğer dünyadışı varlıkların insanlara onları kaçırılmaları ve diğer herşey için izin verdiklerini söyleyip durmalarıyla da ilgili.

C: Evet, devam et.

 

S:(T) Benzetme üzerinden gidelim. Altın bir ilüzyondu. Altın, algıladığımız şey değildi. 3'üncü yoğunluktaki BH varlıkları olarak bize sunulan bir cezbediciydi. Kapı Kertenkeleler tarafından açıldı.

C: Cezbetme değil, herzaman oradaydı. Dorothy ve kırmızı terlikleri hatırlıyor musunuz?

 

S:(T) O kapıdan içeri adım atmadan önce BH'ydik. İçeri girmek zorunda değildik. (F) Bir saniye, yanılıyorsam düzeltin ama TR kapıdan girdiğimizde onların bizi ele geçirdiğini söylediğinde Kasyopyalılar... (L) Hayır dediler... (F) Altın her zaman oradaydı. (J) Seçmeseydik, özgür irademiz ihlal edilemezdi. (T) Onlar hiçbirşey yapmadılar, sadece kapıyı açtılar. Kertenkeleler kapıyı açtı ve içeri girip girmeyeceğimiz tamamen bizim kendi seçimimizdi. (J) Bana göre, kapıdan içeri adım atmakla, özgür irademizin sınırlanmasını seçmiş olduk... (T) Kapıdan içeri girmemizle birlikte Kertenkeleler bize birşeyi uygun bir şekilde sunmuş oldular. Tek yaptıkları kapıyı açıp bize göstermeleriydi...

C: Sunmak? ! ?

 

S:(L) Onlar sunmadı... (J) O hep vardı... (T) Her zaman oradaydı... (J) Hala orada...

C: Evet, kırmızı terlikleri düşünün. Glenda Dorothy'ye ne söyledi?

 

S:(J) İstediğin zaman eve gidebilirsin. (L) Her zaman eve dönme gücün var...

C: Evet.

 

S:(L) Yani her zaman BH olmaya dönme gücümüz var mı? 3'üncü yoğunlukta bile mi?

C: Evet.

 

S:(L) 3'üncü yoğunluk BH varlıkları nasıl bir hayat yaşıyor?

C: Keşfedin.

 

S:(T) Kapı benzetmesine dönmek istiyorum. Kapı her zaman oradaydı. Cezbedicilik her zaman orada duruyordu...

C: Altına gittiğinizde, Kertenkelelere "Merhaba" dediniz ve bundan anlayabileceğiniz herşey.

 

S:(T) Evet, ben de bu noktaya ulaşmaya çalışıyordum. Kertenkelelerin veya KH güçlerinin kapıyı açtığını söylediniz.

C: Hayır. "Açmak" demeyelim. Sadece sizi kavramaya yaklaştırmak için o ifadeyi kullandık.

 

S: ... (T) Kapı her zaman oradaydı ve her zaman açıktı. Sadece benzetmeyi kavramaya çalışıyorum. Yani BH varlıkları olarak altına gitme ve gitmeme seçeneklerimiz vardı. Altına gitmekle KH olduk çünkü altına gitmek KH.

C: Evet.

 

S:(T) Ve bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk Kertenkele Varlıklarının saflarına girmiş olduk.

C: Evet.

 

S:(T) Çünkü onlar 4'üncü yoğunluk varlıkları ve 3'üncü yoğunluk varlıkları olarak bizden çok daha fazla yetenekleri var.

C: Bundan önce 4'üncü yoğunluk BH varlıklarının saflarındaydınız.

 

S:(T) Ve 3'üncü yoğunluk BH'ydik. Ama altına gitmekle kendimizi 4'üncü yoğunluk KH'nin etkisi altına soktuk.

C: Evet.

 

S:(T) Bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk KH'ye, bize dilediklerini yapma izni mi vermiş olduk?

C: Yakın.

 

S:(T) Yani bizi kaçırmaları için onlara izin verdiğimizi söylediklerinde bunu mu kastediyorlar?

C: Yakın.

 

S:(J) "Seçmedikçe özgür iradenize müdahale edilemez" demişlerdi. (T) İnsan ırkı olarak, özgür irademizle BH'den KH'ye geçtik. (L) Demek insanlık olarak içinde bulunduğumuz bu durumu bir seviyede kendimiz seçtik; Düşen Melek, Lusifer efsanesi. Bu biziz. Altına gitmek için o kapıdan geçmekle düşmüş olduk ve kapıdan geçdiğimizde yılan bizi ısırdı.

C: Ama bu sürekli tekrarlanan bir sendrom.

 

S:(L) Sadece insan ırkı için sürekli tekrarlanan bir sendrom mu, yoksa tüm yaratılış için de geçerli mi?

C: İkincisi.

 

S:(L) Varoluş döngüsünün bir parçası olduğu için, tüm varoluşta tekrarlanan bir sendrom mu bu? Yoksa Kızılderililerin Maya dedikleri şey mi?

C: İkisinden biri.

 

S:(T) "The Wizard of Oz" ("Oz Büyücüsü") filmine atıfta bulundunuz. Yani bu...

C: 6'ıncı yoğunluk ilhamlı.

 

S:(T) 6'ıncı yoğunlukta iyi film yapımcılarınız var. (S) Başka hangi filmlere ilham vermişler? (T) Konuyu değiştirmeden önce hala anlamaya çalıştığım birşey var... Tıpkı filmdeki kırmızı terlikler gibi istediğimiz zaman bizi BH'ye geri götürecek bir yeteneğe sahip olduğumuzu söylüyorsunuz.

C: Evet.

 

S:(T) Yani bahsettiğimiz tüm bu şeyler, boyut sınırı, dalga, frekansların yükselmesi...

C: Boyut sınırı "tornado."

 

S:(T) Yani dalga yıkıcı bir şekilde ilerliyor...

C: Subjektif.

 

S:(L) Dorothy benzetmesinde herşeyin başladığı yer olan Kansas BH miydi? ...

C: Pek sayılmaz.

 

S:(L) Oz ülkesine gidiş BH durumu muydu?

C: KH.

 

S:(L) Yani Oz KH'ydi. Ve Kansas da... tabii fiziksel ortam olarak değil de, Oz deneyimi öncesinde Dorothy'nin zihin durumu olarak BH durumuydu.

C: Evet.

 

S:(L) Kansas'ın kendisi değil, zihin durumu olarak BH'ydi. Oz'a gidiş ise KH'ydi.

C: Ve Elvira Gulch.

 

S:(J) Cadıya dönüşen kadın.

C: Cadı Kertenkelelerdi.

 

S:(T) Evet, tamam. Tornado. Dorothy tornadoda BH durumundan KH durumuna düştü. Doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) Yoğunluk değişim dalgası tornado ile temsil ediliyor... (L) Bir yoğunluk dalgasının etkileşimi...

C: Daha dikkatli analiz edin, bunun için bir mola öneriyoruz. [MOLA]

...

S:(L) Bir noktada biraz kafamız karıştı. Yoğunluk dalgasını temsil eden tornado, kişiyi aynı yoğunluk içinde BH'den KH'ye mi geçiriyor?

C: Bir yönüyle.

 

S:(T) Boyut sınırı yalnızca kişiyi bir yoğunluktan diğerine geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda KH ile BH arasında da geçiş yapılmasını sağlıyor, öyle mi?

C: Mümkün.

 

S:(T) Yani bu geçişte 3'üncüden 4'üncüye bir BH olarak da geçilebilir?

C: Bazı geçişlerde.

 

S:(L) Yani 3'üncü yoğunlukta veya 4'üncü yoğunlukta insanlar BH ile KH arasında geçiş yapabiliyor... Boyut sınırı veya yoğunluk dalgasının bu geçişinde tüm bu seçenekler mevcut mu?

C: Dalganın yönelimine göre yukarıdakilerin hepsi mümkün.

 

S:(L) Peki yaklaşmakta olan dalganın yönelimi nedir? Özellikle bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa taşımak mı? Bu dalganın işlevlerinden biri bu mu?

C: Bunu söylemiştik.

 

S:(L) Bu dalganın bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye taşıyacağını söylemişlerdi. Görünüşe göre dalgalardan bazıları BH'den KH'ye geçebiliyor. (T) Dalga değil, dalgadan geçen kişi. Bu dalga geçerken, dalganın yönelimi bireyden bireye değişiyor mu?

C: Deniz dalgalarıyla karşılaştırın. Dalgalar, tüm doğanın liflerinin bir parçası.

 

S:(T) Bu, dalganın tepesinde veya dalgalar arasındaki boşlukta oluşla da ilgili mi? Dalganın üzerinde nerede bulunduğunla?

C: Hayır.

 

S:(T) Yani 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçiş sağlayan bir dalga, bu dalga geçerken sen onun neresinde olursan ol aynı etkiyi yapar, doğru mu?

C: Evet.

 

S:(T) İnsanları KH'ten BH'ye ve tersine taşıyan dalga için de geçerli mi bu?

C: Veya "altına da" gidebilirsin.

 

S:(T) Dalganın altına mı? (J) Suyun altına. (T) O zaman hiç hareket edemezsin. (L) Dibe batıp boğulursun ve ilkel çorbanın bir parçası olursun. (T) Sebze çorbası mı?

C: Tavuklu Erişte. [Gülüşme.]

 

S:(L) Eğer alta gidersen okyanusa gömülüp tüm döngüye baştan başlayacağını düşünmekte haklı mıyım?

C: O kadar basit değil.

 

S:(J) Bunun hiç basit olmadığını düşündüm ben de. (T) Buna hiç girmeyelim. Ben hala BH'den KH'ye geçişi anlamaya çalışıyorum. Dorothy hakkındaki filmden bahsettiğiniz. Filmde ona istediği zaman, "eve gitmek istiyorum" diyerek veya buna benzer bir yolla eve gidebileceği söyleniyordu. İsterik nöbetler ve karmaşa içinde yaşayıp nadiren gelen bu dalgayı beklemekten çok daha kolay. BH'ye geri dönebilmemiz için 300.000 yıl burada takılmaktan daha kolay ve basit bir yol yok mu?

C: Elbette!

 

S:(T) Tamam, şimdi birşeye yaklaşıyoruz. Nereye doğru gidiyoruz? (L) Benim çenemi kapatmaya hazırlar. (T) Ama kafein aldın, şimdi bana yardım edebilirsin. [Gülüşme] Yani bunu yapmanın başka bir yolu da var. (J) İmgeleme mi?

C: Durun bir saniye, 4'üncü yoğunluğa hemen şimdi gitmeye hazır mısınız?

 

S:(J) Muhtemelen değiliz. İşimi bitirdiğimi sanmıyorum. (T) Evet, ben hazırım. Hemen şimdi. Eğlence başlasın! JR, eve gidince kedilere yemlerini verirsin! (L) Hemen çekip gitmek, sorumluluk ve anlaşmalarını terk etmek bile KH. (T) Evet, 4'üncü yoğunluk KH olurdum. (S) Sen ve Kertenkeleler! (T) Hayır, hayır, hemen gitmeye hazır değilim çünkü burada isteniyorum! Her neyse, demek yoğunluk değişim dalgası bu dönüşümü gerçekleştirmenin tek yolu değil, doğru mu?

C: Bir fikir sunuldu.

 

S:(T) Dalganın çok sayıda varlığı taşımasıyla ilgili olan mı?

C: İlgisiz.

 

S:(L) Dalga büyük döngünün bir parçasından ibaret. (T) Ve biz de belirli bir frekans oluşturarak dalga geçtiği sırada mümkün olduğu kadar çok kişiyi öteye geçirmek için buradayız ve burada bulunmamızın başka hiçbir amacı yok... öyle mi?

C: Bu, özgür iradeye müdahaleyi ima ediyor.

 

S:(L) Burada bir frekans oluşturuyoruz ve diğerleri de bize katılıp katılmayacakları konusuna bir seçeneğe sahip oluyor... (J) Ve 4'üncü yoğunluğa geçişimizde de KH'den BH'ye geçme seçiminde bulunuyoruz... (L) Oz Büyücüsü'ndeki Munchkin'ler (cüceler) neyi temsil ediyor?

C: 2'nci yoğunluk varlıkları.

 

S:(L) Maymunlar Grileri mi temsil ediyor?

C: Dilerseniz.

 

S:(L) Cadının askerleri kimi temsil ediyor?

C: Nefalim.

 

S:(L) Büyücü kimi temsil ediyor?

C: Düşünün, öğrenin, keşfedin.

 

S:(L) Sanırım bu konu üzerinde yeterince durduk.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

18 Mart 1995 F___, Laura, TR ve JR, B___

 

S:(T) İyi akşamlar.

C: Merhaba.

 

S:(T) Bu akşam karşımızda kim var?

C: Usurro.

 

S:(T) Peki neredensin?

C: Kasyopya. Evet.

 

S:(L) Tartışmamızı dinliyor muydun?

C: Elbette.

 

S:(L) Yardım konusunda yapabileceğiniz herhangi bir yorum var mı?

C: Pek çok.

 

S:(T) Yapın.

C: Önyargı.

 

S:(L) Ön yargı derken neyi kastediyorsunuz?

C: Thor Templar'ın görüşleri.

 

S:(L) Görüşleri önyargılı. Peki implantların çözülerek vücuttan atılmasını sağlayacak materyalleri veya teknikleri var mı gerçekten?

C: Hayır.

 

S:(L) Neden olduğunu düşünüyor?

C: Açık

 

S:(T) Olduğunu söylediği kişi mi?

C: Belirsiz.

 

S:(L) Dünya'yı dünyadışı varlıklara karşı korumaya yönelik Direnme Hareketi Yüksek Komutanı olduğunu söylüyor. O bu mu?

C: Öyle istiyorsa.

 

S:(T) Güzel. Ben de Lord Yüksek Efendi'yim. (L) Kataloğundaki herhangi şey para harcamaya değer mi? Radyonik cihazları falan?

C: Kataloğundakiler iyi sohbet konuları olur.

 

S:(L) Örneğin titreşimler bakımından çevremizi temiz tutacak, bizi saldırılara karşı koruyacak herhangi bir üçüncü yoğunluk teknolojik cihazı var mı?

C: Önceki celseleri inceleyin.

 

S:(L) Bu konuda ne demişlerdi? (J) Hatırlamıyorum. (T) BARM [boyutötesi Atomik ReMolekülatör] oluşturma konusunu sorduğumuzda "Elbette, anlatabiliriz, ama parçaları nereden bulacaksınız?" demişlerdi. Mesele şu ki, dördüncü yoğunluk varlıklarının kullandıkları teknolojileri inşa edemeyiz.

C: Tüm ihtiyaç duyduğunuz şey bilgi.

 

S:(T) Sanırım Thor, bilgi konusunun önemini kaçırıyor.

C: Eğer bilginiz varsa, başka neye ihtiyacınız var? Şimdi dikkatlice ve çokboyutlu olarak düşünün.

 

S:(L) Öncelikle bir BARM çok iyi olurdu. (T) Oak Island'da gömülü bir tane var, git kazıp çıkar.

C: Hayır, Sears'dan sipariş edin.

 

S:(S) Kataloglarını getireyim mi? Bakmaya başlarsınız. (J) Bahar koleksiyonunda mı? [Gülüşme] (L) Yani bir BARM'ımız olamaz. (T) Olabilir, ama doğru kataloğu bulmalısın.

C: İsterseniz Thor'un kasedini tartışın ve kısım kısım ele alalım!

 

S:(L) Sanırım Thor'un dediği şey şuna geliyor; bize makineler ve silahlar yapmamızı sağlayacak pratik bilgiler vermediğinize göre dezenformasyon veriyor olmalısınız, belki de Kertenkelelersiniz....

C: Thor'un söylediğinin çarpıtılmış bir sunumu; tekrar dinlemenizi tavsiye ediyoruz!

 

S:(L) Ben sadece söylediği şeyi özetliyordum. Tamam...

C: Hayır.

 

S:(F) Ben de senin düşündüğünü düşünüyordum. (J) İstediği tek şey, para kazanabileceği, pazarlanabilir birşeyler üretmek.

C: Bu sadece bir yorum JR.

 

S:(J) Başka ne olabilir ki? Tek yaptığı tüm bunları satmaya çalışmak...

C: Size verdiğimiz bilgilerin geçersiz veya pratik anlamda değersiz olduğunu ima ediyordu. Bunun doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

 

S:(T) Evet, gerçekten bunu ima ediyordu. (J) Hayır, söylediklerine inanmıyorum! (L) Hayır, doğru olduğuna inanmıyorum, ama...

C: Şüphe algılıyoruz.

 

S:(L) Evet, şüphe algılıyorsunuz çünkü o, finansal yardım alabilmemiz gerektiğini söyledi çünkü en büyük saldırıya bu konuda maruz kalıyoruz. Ve tabii ki, eğer siz söylediğiniz kişilerseniz, bunu yapabiliyor olmanız gerekir, değil mi?

C: Bu konuda birşeyler yapmıyor olduğumuzu kim söyledi, herşeyin birden bire mi olması gerekiyor?

 

S:(S) Evet, bak artık bir karavanın var. (L) Bu doğru. (S) Ve meydana gelen pek çok küçük şey de var. Müşterilerim artıyor...

C: Thor, tablanın üzerinde 100 dolarlık banknotlar materyalize etmemiz gerekiyormuş gibi konuşuyor! Birer ruh olarak ilerleyebilmeniz için öğrenmeniz gerektiğini söyledik ve bu sizin kavrama ve işleme yeteneklerinizin müsaade ettiğinden daha hızlı olamaz!!!

 

S:(J) Bunu biliyoruz. (T) Thor istediğini istiyor ve hemen istiyor. Hakkında hiçbirşey bilmediği dünyadışılara karşı kendini savunmak istiyor. (J) Bu adamın neyin nesi olduğunu anlamaya çalışıyoruz. (T) Adam gerçekten anlamıyor. Gerçekten neler olduğu konusunda en ufak bir fikri bile yok.

C: Olanlarla ilgili fikirlerini kutsal bir kitapmış gibi algılıyor.

 

S:(L) Niyeti iyi mi?

C: Açık.

 

S: ... (L) Grilerin birer düşünce formu olduğunu söylüyor, sonra da onları havaya uçuracak maddi birşey satmaya çalışıyor! Griler sibergenetik yapılar. Senin benim kadar gerçekler. Eğer ölürlerse veya işlevleri sona ererse vücutlarını alıp inceleyebiliriz bile. (T) Çok gelişmiş siborglar. (F) Ama ancak üçüncü yoğunlukta ölürlerse. (L) Hillard'ın bize anlattığı şey de bununla ilgiliydi; kaybolan maddi kanıtlar. (F) Bu tüm ufoloji alanında var. (L) Hillard, St. Cloud'da yaşayan yaşlı adam. Şimdiye kadar UFO'lara dair şeylerle ilgili gördüğüm en büyük, inanılmaz bir koleksiyona sahip. Hayatının 40 yılını buna adamış. Bu alanda uzman olan bütün araştıramacıları tanıyor ve elinde başka kimsede görmediğim materyaller var. Emekli bir ordu mensubu ve danışman bir mühendis olarak NASA için çalışmış. ... Kamu sektöründeki herkesin maddi kanıtlar istediğini ve de dünyanın pek çok yerinden pek çok maddi kanıtlar toplandığını söylüyor. Ama toplandıktan sonra bu materyaller ortadan kayboluyor! O bunu söyler söylemez aklıma ilk gelen şey, kanıtların yok edilmesine yönelik bir komploydu. "Kaybolma" derken kastettiği şeyin bu olduğunu düşündüm. Ama sonra dedi ki; "24 saat boyunca kamera gözetimi altında tutuyorlardı ama birden KAYBOLDU!" Anladım ki, kastettiği şey resmen birşeyin demateryalize olmasıydı. O bunu söylediğinde ben de "Ou, evet. Bunu çok iyi anlayabiliyorum!" dedim. Öğrendiklerimize bakacak olursak bu çok anlamlı. Olayın bu dördüncü yoğunluk doğası üzerinde duruyoruz ve gerçekten bununla ilgiliyse, pek çok garip şeyle ilgili o kadar çok şeyi açıklıyor ki! Dünyadışı varlıkların katı maddelerin içinden geçmeleri, tanıkların gözleri önünde görünüp kaybolmaları, insanları bir yerlere ışınlamaları, zamanın sınırlandırmalarının ötesine geçmeleri, bir grup insanın bazılarına görünürken, aynı gruptaki diğer bazılarına görünmemeleri... Bir yandan tüm bunları duyuyorsun, diğer yandan da fenomenin maddi yönü hakkında şeyler duyuyorsun; yere inme izleri, UFO'lar ve dünyadışılarla etkileşime giren insanlarda ve yüzey alanlarında meydana gelen değişiklikler, ölü dünyadışıların bedenleri, ele geçirilen araçlar... Bu garip şeyleri anlamaya, açıklamaya çalışıyorsun. Ama tüm bunları bir dördüncü yoğunluk fenomeni olarak anladığında herşey anlam kazanmaya başlıyor. Olayların bazıları tamamen teknolojiye dayalı ve hiçbir paranormal tarafı yok. Yaptığım hipnoz celselerinde de her zaman arkaplanda dolaşan dünyadışı varlıklar oluyor. Hipnozdaki kişiye neler olduğunu açıkça görmelerini ve ifade etmelerini söylüyorum ve ani bir ışık görüyorlar. "Tanrım! Bir an için orada bir yüz vardı." diyorlar ama onu inceleyemiyorlar. "Bir dinazora benziyor." veya "Pulları var." gibi şeyler söylüyorlar. Ama tüm öğrenebildiğim bu oluyor. Yani tüm bunların arkadasında o kahrolası sürüngenler var ve görünüşe göre başka bir yoğunluktalar. (B) Yanılmıyorsam şöyle demiştin; dördüncü yoğunluk varlıkları üçüncü yoğunluğa geldiklerinde burada çok kısa bir süre kalabiliyorlar ve sonra ortadan kaybolup kendi gerçekliklerine geri dönüyorlar çünkü buranın frekansına uyumlu değiller, doğru mu? (T) Evet, bazı belgelerde Kertenkele varlıklarından, yani sürüngenlerden bahsediliyor. Nadiren ve genellikle çok kısa bir süre görünüyorlar. Burası onlar için çok sınırlandırıcı bir ortam. Grileri üçüncü yoğunluğa projekte ediyorlar ve onlar burada daha uzun süre kalabiliyorlar çünkü bu amaçla üretiliyorlar. Bir güç tarafından buraya projekte ediliyorlar. (B) O yüzden kaçırdıkları kişileri kendi yoğunluklarına götürüyorlar; orası onlar için çok daha istikrarlı. (T) Üçüncü yoğunluğa gelmektense bizi dördüncü yoğunluğa götürmek onlar için daha kolay. Ama çok farklı kaçırılma çeşitlileri var. Her zaman fiziksel olarak kaçırmıyorlar. Astral bedeni alabiliyorlar. (L) Bu kaynaktan öğrendiğimize göre, ruhu alıkoyma dahil yaptıkları şeylerin çoğu aslında teknolojik birşey: dördüncü yoğunluk teknolojisi. Kavrayabileceğimizin çok ötesinde birşey, ama gene de teknoloji. (T) İnsanların astral projeksiyon deneyimlerine olan ilgilerinin sebebi de bu olabilir. Her ne kadar bu konudaki kontrolümüz ve yeteneğimiz çok yüksek değilse de, astral bedenimiz, fiziksel bedenimizi terk edip başka yerlere gidebiliyor. Bu biraz da tesadüfi birşey. Fiziksel anlamda diğer gezegenlerden gelen varlıklarla ilgili olaylar da olmakla birlikte, onların bu yeteneğimize ve duygularımıza bu kadar ilgi göstereceğini sanmam; bunlarla ilgilenenler başka bir yoğunluktanlar. (F) Bunu soralım.

C: Fikirlerinize sabit bir şekilde bağlanmayın.

 

S:(J) Sadece anlamaya çalışıyoruz. (T) Thor'un fikirlerinin kaynağı ne acaba? Neyin ne olduğunu ayırt edebilmemiz gerek.

C: Evet. Öğrenme sürecinin parçası.

 

S:(T) Bu akşam B___ M___ aramızda. Merhaba demek için bizimle birlikte geldi. Ve sanırım bazı soruları olacak.

C: Merhaba B___.

 

S:(T) B___ geçen gece bir rüya görmüş ve bunun hakkında sormak istiyor. (B) Birkaç gece önce bir rüya gördüm ve taşınma... ayrıntılara gireyim mi? (J) Hayır. (L) Hayır.

C: Kan bağın olanlarla ilişkilerini araştır.

 

S:(B) Bu gerçekten çok ilginç. (J) İşe yarayabilir, değil mi? (B) Evet. Ben evlat edinildim ve biyolojik annemi bulmayı planlıyorum. İsmini ve nereli olduğunu biliyorum ama onunla hiç karşılaşmadım. Hiç araştırmadım. (L) Belki de rüyan bununla ilgilidir. (B) Tam olarak bununla ilgili olduğunu sanmıyorum. Rüyamda...

C: Evet. Dolaylı olarak ilgili; öğren, paylaşmaya devam et.

 

S:(B) Rüya çok canlıydı. Ay'a gittim ve Ay'ın iç kısmına alındım; çok gerçekçi bir yerdi. Büyük boşluklar vardı. Büyük bir mağaranın içine girdim ve orada 1920'lerin art deco tarzı vardı. Açıkça belli oluyordu. Kim olduğumuz ve nerede olduğumuzla ilgili birşeyler vardı.... (L) Sembolik olarak Ay'ın anneyi ve dişi prensibi temsil ettiğini biliyor muydun? Ve Ay'ın "içindeki" "mağramsı" bir bölgeye gitmekten bahsediyorsun. Yani anne rahmi. (J) Yirmilerin Art Deco'su mu? [Gülüşme] (B) Evet.

C: Otuzların art deco'su.

 

S:[Gülüşme] (S) Bunun acaba Miami Beach'le bir ilgisi olabilir mi? Orada her yerde otuzların art deco'su var. (B) Evet orada birkaç kez bulundum.

C: Karşılaştır: belki de UFO'lara olan ilginin biyolojik ailenle bir ilgisi vardır?

 

S:(B) Biyolojik annemin metafizik konularla veya UFO'larla bir ilişkisi var mı?

C: Düşündüğünden çok daha fazla!!!!!

 

S:(L) Belki de uzaylıdır! [Gülüşme] (B) Annem bir Kasyopyalı! (S) Kılık değiştirmiş bir Oryonlu! (T) Evet, bir Oryonlu arıyoruz. Biz onları bulmayacağız, onlar bizi bulacak. (J) Gazeteye ilan verilecek birşey değil. (L) Neden olmasın? (J) Hayır, hayır, hayır! (S) Senin telefon numaranı vereceğiz Laura! [Gülüşme]

C: Brad'in bilgisi için; Mars anıtları Atlantisliler tarafından yapıldı ve Ay'daki bazı yapılar ise başkaları tarafından yapıldı; dünyadışı.

 

S:(S) Evet. Edgar Cayce Atlantislilerin diğer gezegenlere gidebildiklerini söylüyor.

C: Evet. Sizin uçakla Atlanta'ya gidebildiğiniz kadar kolay bir şekilde.

 

S:(B) Garip.

C: Atlanta kelimesini kasıtlı olarak kullandık! Üç yönlü! Bu ismin kökü nedir?

 

S:(B) Evet, bu yıl taşınacağım yer.

C: Planlar değişir!

 

S:(J) Bu genel bir yorum mu, yoksa bir kehanet mi?

C: Hayır.

 

S:(B) Benim için mi?

C: Başka kim olacak?

 

S:(J) B___'nin Atlanta'ya taşınmayacağını mı söylüyorsunuz?

C: Açık.

 

S:(L) Bundan fazlasını söyleyemeyecekler. Yeterince büyük bir ipucuydu! Pekala, sormak istediğimiz birkaç şey var. Birincisi: "Keys of Enoch"la ilgili bu büyük şey nedir? Sanırım James J. Hurtak bu kitabın yazarı veya "kanalıydı" veya her neyse. Bu materyalin kaynağının ne olduğunu öğrenmek istiyorum.

C: Çeşitli.

 

S:(L) Bizim için biraz daha spesifik olabilir misiniz?

C: İnceleyin.

 

S:(S) O kitabı hiç okumadım. (L) Ben de okumadım. (J) Belki biraz araştırma yapıp sonra dönmemiz gerekiyor. (L) Bu kaynaklar güvenilir mi?

C: Açık.

 

S:(T) Konusu ne? (L) Bilmiyorum. Önümüzdeki Cumartesi gecesi Atlanta'dan gelen bir kadın M___ T___'nin yerinde bu kitap hakkında bir konuşma yapacakmış. Atlanta'dan mı? Atlantis'den gelir gibi mi yani? [Gülüşme] (L) M___ gelip kadını dinlememizi istiyor. (T) Eğer kitabı okumayacaksa! [Gülüşme] ... (F) Yoo, ama M___ hepimize birkaç sayfa dağıtacak ve çevire çevire takip edeceğiz.... (J) Saçmalıyorsunuz!

C: M___ T___ mi?

 

S:(L) Bu bir ipucu mu? (J) Bu, kaynakla ilgili bir ipucu mu?

C: Açık.

 

S:(T) Soru muydu, yoksa cevap mıydı?

C: Size bağlı!

 

S:(L) Urantia kitabı hakkında sormak istiyorum. Okuduklarımdan görebildiğim kadarıyla, seçkinci ve ırkçı bir niteliği var. Bu doğru bir değerlendirme mi?

C: Açık.

 

S:(S) Commander X ve benzer şeyleri soralım. (T) Evet, Commander X kim? (L) "Cosmic Patriot Files" (Kozmik Yurtsever Dosyaları) isimli kitap. (T) Kozmik bir savaşçı!

C: Adının açıklanmasını istemiyor.

 

S:(T) Evet, bunu biliyoruz. (L) Peki konumu nedir?

C: Özgür irade.

 

S:(L) Bahsettiği şeyler hakkında gerçekten bilgi sahibi mi?

C: Belki.

 

S:(T) İşte yine o kelime; belki de değil. (L) İyi bir bilgi kaynağı olduğunu düşünmüştüm. (F) Derleme bir kitaba benziyor. (L) JR ve benim bir sorumuz var. Hillard, kurbağaların gezegenden kaybolduklarını söyledi.

C: Ozon tabakası.

 

S:(L) Ozon tabakasının incelmesinden dolayı kızarıyorlar mı?

C: Kızarmak mı?

 

S:[Gülüşme] (J) Nereye gidiyorlar? (T) Ozon tabakası seyreliyor ve onlar da bunun etkilerini ilk yaşayanlar mı?

C: Evet.

 

S:(J) Nereye gidiyorlar? (T) Bir yere gitmiyorlar, ölüyorlar. (F) Üreyemiyorlar.

C: Evet.

 

S:(B) Derileri çok hassas. (T) Yakında hepimizi etkilemeye başlayacak.

C: Herşey, gerçeklikleri birleştiren dalganın etkileri.

 

S:(L) Eğer kurbağalar üzerinde bu etkiyi yapıyorsa, daha da güçlendiği zaman bizim üzerimizde nasıl bir etki yapacak?

C: Bekleyin ve görün.

 

S:(L) Hadi ama! Bu kulağa pek hoş gelmiyor. Bu konuda bize biraz daha bilgi vermeniz gerekmiyor mu? Bir ipucu?

C: Hayır.

 

S:[Gülüşme] (T) Ozon tabakasının erimesinin, yaklaşan dalganın doğrudan bir sonucu olduğunu mu söylüyorlar? (J) Evet, aynen öyle! (T) Florokarbonlardan dolayı değil mi?

C: Yanlış yorum, cümleyi dikkatli bir şekilde tekrar inceleyin.

 

S:(J) Ozon tabakasının seyrelmesi, frekans "değişiminin" bir parçası mı?

C: Yakın.

 

S:(T) Kurbağa olayı da bunda kilit bir unsur mu?

C: Hayır.

 

S:(L) Kilit unsur, birleşen realiteler/gerçeklikler.

C: Evet.

 

S:(L) Dalga, gerçekliklerin birleşmesine mi neden oluyor?

C: Ve üçüncü yoğunluğu çok çeşitli şekillerde etkileyen şeylere neden oluyor; kapalı çember. Lütfen kulak misafirini uzaklaştırın.

 

S:(J) Kulak misafirimiz mi var? [Yan odadaki çocuk kapıdan bize bakıyor ve sonra üst kata çıkıyor.]

C: Vardı. Çocukların yakın olması kanalı bozuyor ve tehlikeli olabilir.

 

S:(L) Bize defalarca, celseler sırasında çocukların etrafta olmaması gerektiğini, çocukların "açık" ve biçimlenmemiş enerjileri nedeniyle bunun onlar için çok zararlı olabileceğini söylediler. Kurbağalara dönelim. Kilit nokta birleşen gerçeklikler. Çok çeşitli etkiler. (S) Belki de kurbağalar bir üst yoğunluğa gidiyorlardır? Kurbağaların ölmesi üçüncü yoğunluğu etkiliyor mu?

C: Hayır.

 

S:(L) Yalnızca bir belirti mi?

C: Evet.

 

S:(L) Yani bu, birleşen realitelerin bir semptomu. ... İkinci seviyedeki kurbağaların ölümü belki de üçüncü seviyede olan şeyin bir belirtisidir. Burada olan şeyin bir yansıması... (J) Veya bir uyarı... (L) Bu doğru mu?

C: Hayır.

 

S:(L) Kurbağalar ikinci yoğunluktan üçüncü yoğunluğa mı geçiyorlar?

C: Konuyu karmaşıklaştırıyorsunuz, belki de transkriptleri daha sık incelemeniz gerekiyordur. Böylece aynı şeyleri tekrar tekrar sormazsınız!

 

S:(L) Pekala, bu konuyu bırakıyoruz. ... Dalga, ozonun seyrelmesine mi neden oluyor?

C: Doğrudan değil.

 

S:(L) Dalga, insanların belirli bir şekilde davranmasına neden oluyor ve insanlar da...

C: Yaklaşıyorsun...

 

S:(L) Dalga, hem Kertenkelelerin, hem de iyi adamların faaliyetlerinin şiddetlenmesine neden oluyor ve bu da iki taraf arasındaki çatışmanın bir parçası...

C: Uzaklaşıyorsun...

 

S:(T) Kertişleri bırak... (L) Dalga, Büyük Döngü'nün kapanması için gerekli olan kadersel olayların meydana gelmesine mi neden oluyor?

C: Yakın.

 

S:(L) Kurbağaların ölmesi de bunun bir parçası mı? Zavallı küçük kurbağalar... Kurbağaları severim...

C: "Dünya Değişimleri" de bunun bir parçası. [ç.n.: gezegenin geçirmekte olduğu köklü fiziksel değişimler.]

 

S:(J) Ozon tabakasının seyrelmesi, bu denklemde dalganın işlevi için gerekli bir unsur mu?

C: Üçüncü yoğunlukta önemli.

 

S:(J) Yani üçüncü yoğunluktan dördüncüye doğal ilerleyişin bir parçası, öyle mi?

C: "Yansıma" kelimesini kullanmayı deneyelim, bakalım bu zihninizdeki "ampülleri yakacak mı"? Üçüncüden dördüncüye.

 

S:(L) Kurbağalar dördüncü yoğunluğa mı geçiyor?

C: Hayır. Hayır. Hayır.

 

S:(T) Dördüncüye dediniz...

C: Ve tersi.

 

S:(L) Şimdi kafam tamamen karıştı!

C: Eğer transkriptleri inceliyor olsaydınız karışmazdı!

 

S:(T) Altıncı yoğunluk KH'nin BH'yi yalnızca bir yansıma olarak dengelediği söylenmişti.

C: Şu anki konuyla tamamen ilgisiz.

 

S:(J) Ozon tabakası, dalganın her iki yönde yansımasına neden olan bir delik mi?

C: Hayır.

 

S:(L) Dünyaya yayılacak yeni kurbağalar mı yaratılıyor?

C: Tamam, dinleyin: Gelen dalga, üçüncü yoğunluktan dördüncüye bir dönüşüm. Dolayısıyla da dalganın yaklaşması nedeniyle meydana gelen olaylar, yoğunlukları ve gerçeklikleri etkiliyor! Üçüncü yoğunlukta, üçüncü yoğunluk açıklamaları olan değişiklikler göreceksiniz, ama aslında bunlar dalganın yaklaşmasının bir etkisi; siz bunları üçüncü yoğunluk olarak görüyorsunuz çünkü sizin şu andaki referans noktanız bu! Unutmayın ki herşeyin tüm yoğunluk seviyelerinde bir yansıması vardır ama aynı zamanda dalga geldiğinde de bir birleşme meydana gelir ve bu da boyut sınırı geçişidir!!!!!!

 

[ç.n.: orijinal metinde "realm border" olarak geçen ve "boyut sınırı" olarak çevirdiğim ifade, arada paralellik olmakla birlikte, boyuttan ziyade "yoğunluk" sınırı (3'üncü yoğunluktan 4'üncüye geçiş çizgisi) anlamındadır. boyut kavramı ile yoğunluk kavramı arasındaki ilişkiye diğer bazı celselerde değinilmektedir ve anlayabildiğim kadarıyla boyutlar daha ziyade, "dikey" nitelikteki 7 bilinç "yoğunluğu" seviyesinin her birindeki sınırsız "yatay" gerçeklik dizilimleri gibiler.]

 

S:(J) Yine üçüncü yoğunluk düşünüyoruz. Lütfen bize karşı sabırlı olun. Henüz bitirmedik. (S) Yarım kızarmış gibi mi yani? (L) Kertişler kurbağa bacağı seviyor olabilir diye düşünmüştüm! [Gülüşme] (T) Kertişler Fransız mı? (F) Dün gece okuduğum birşeyde, üslerden birinde çalışan bir bilimadamından bahsediliyordu. Bir yerlerdeki süper-gizli bir yeraltı kompleksinde çalışan bir teknisyenmiş. Bindiği asansörün kapısı açıldığında gözlerinin önünde bir Kertenkele Varlığı görmüş. Asansörün arıza yaptığını düşünüyormuş çünkü asansörün o katta durmaması, yani o varlıkları görmemesi gerekiyormuş. Diğer bir olayda, biri, hangarda birşey üzerinde çalışan iki Gri görmüş ve askeri polis ona hemen orayı terk etmesini yoksa vurulacağını söylemiş. (L) F___'nin anlattığı bu hikayeler, yani asansördeki Kertişler, hangardaki Griler... bunlar gerçek mi yoksa dezenformasyon mu?

C: Gerçek.

 

S:(L) Çok net bir cevap! Çocuklarımdan biri adına birkaç hızlı soru sormak istiyorum. Voynich Manuskripti'nin kaynağının ne olduğunu öğrenmek istiyor.

C: Dezenformasyon.

 

S:(L) Kim yaptı?

C: Çeşitli kaynaklar.

 

S:(L) Neden.

C: Ekonomik kazanç.

 

S:(L) Yani biri, çok büyük paralara satabilmek için sahte bir antik manuskript mi yaptı?

C: Evet.

 

S:... (L) Bir sonraki sorusu şu: bazı insanlar nasıl oluyor da acı çekmeden veya kalıcı bir fiziksel bozukluk yaşamadan kızgın korların üzerinde yürüyebiliyorlar, bedenlerine çeşitli şeyler batırabiliyorlar ve çividen yataklara uzanabiliyorlar?

C: Mentalizm.

 

S:(L) Bazı uçakların, insanların ve gemilerin Bermuda Üçgeni'nde kaybolmasının nedeni nedir? Nereye gidiyorlar ve onlara ne oluyor?

C: Bu konu işlenmişti.

 

S:(S) Evet, Atlantis piramitleri.

C: Evet. Atlantis piramitlerinin neden olduğu EM (elektromanyetik) dalgaları.

 

S:(L) Kayboldukları zaman nereye gidiyorlar?

C: Elbette duyduğunuz olaylardan bazıları sadece kaza ve batma olayları. Ancak sıradışı fenomenler eşlik ettiğinde çok çeşitli anomaliler meydana gelebilir.

 

S:(L) Nereye gidiyorlar? (T) Bir yere gitmiyorlar, dibe batıyorlar. (S) Beşinci yoğunluk.

C: Paralel gerçekliğe.

 

S:(L) Bu paralel gerçeklik, paralel bir dünyada olmak gibi mi?

C: Hayır.

 

S:(L) Paralel gerçeklikten neyi kastediyorsunuz?

C: Koşullara göre değişir.

 

S:(L) Meşhur Flight 19'a ne oldu? (T) Philadelphia'ya gittiler.

C: Hala anlamaya çalışıyorlar.

 

S:(L) Ouuuuu! (J) Ou, aman tanrım! Korkunç! Hala kayboldukları yerdeler. (T) Paralel bir realitedeler... (L) Zamanın olmadığı... (T) Okyanus üzerinde, zaman ve mekanın donduğu bir realitedeler, doğru mu?

C: Onların düşünce referansıyla; "kayıp ruhlar."

 

S:(L) Aman tanrım! Zamanda bir noktada "takılı kalmış" durumdalar, öyle mi? (J) Aynen öyle.

C: Bingo!

 

S:(L) O yerden kurtulup bizim gerçekliğimize geri dönme olasılıkları var mı?

C: Elbette. Unutmayın, dalga yaklaşıyor ve "yaklaştıkça" giderek daha fazla sıradışı olaylar meydana gelecek. Örneğin ekin çemberleri.

 

S:(L) Bu insanların o paralel gerçeklikte sıkışıp kaldıkları yerden kurtarılıp asıl gerçekliklerine dönmeleri için herhangi birinin yapabileceği herhangi birşey var mı?

C: Evet, ama bunun teknolojisi çok sıkı saklanan bir sır.

 

S:(L) Bu sırrı biliyor musunuz?

C: Evet, ama siz de biliyorsunuz!

 

S:(L) Biz de mi? (T) Thor da biliyor mu? [Gülüşme]

C: Neşe!

 

S:(L) Sırrı biz de biliyor muyuz?

C: Philadelphia Deneyi.

 

S:(L) Hazır Philadelphia Deneyi'nden bahsetmişken, bize spesifik ayrıntılarıyla bunun nasıl olduğunu anlatabilir misiniz? Ne tür makineler kullandıldı ve bu makinelerden bir tane nasıl yapabiliriz? [Gülüşme]

C: Burada bir-iki gün boyunca oturmak mı istiyorsunuz?

 

S:(J) Yani bize bunun bilgisini vermeniz bir-iki gün mü alır? (T) Evet, vaktimiz var. Kalem kağıt getirin. (L) Başka bir zamana bırakalım. (T) Bir diyagram oluşturup Thor'a gönderelim.

C: Kısacası, bir EM jeneratörü yapın.

 

S:(L) Çocukların bir diğer sorusu: Eşcinsellik ne zaman ve neden başladı?

C: Cinselliğin başlamasıyla birlikte başladı.

 

S:(L) Dünyanın en eski dili hangisi? En azından bugünün dünyasınında bilinen dillerin...

C: Sanskritçe.

 

S:(L) Sanskritçe'nin kökeni nedir?

C: Atlantis.

 

S:(L) Siyam ikizleriyle ilgili karma nedir ve neden bazıları diğerlerinden daha yapışık?

C: Fazla karmaşık ve önemsiz.

 

S:(L) Tamam, çocukların soruları bitti. Şimdi bazı...

C: Şimdi Flight 19 hakkında biraz daha bilgi. Birkaç yıl önce bir grup araştırmacı o uçakları bulduklarını iddia etmişlerdi ve sonra da iddialarını geri çekmişlerdi, hatırlıyor musunuz?

 

S:(L) Evet. [Herkes katılıyor.]

C: Bu sizce ilginç geldi mi?

 

S:(S) Evet, çünkü buldukları uçaklar kayıp olduğu bildirilen uçaklar değildi. (T) Evet. (L) Bunda ilginç olan nedir? (J) Neden iddialarını geri çektiler? (S) Buldukları uçaklar neydi?

C: Evet, olayın ayrıntılarını ve araştırma grubun üç üyesinin nasıl bir psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyduğunu bilseydiniz...

 

S:(L) Anlatın!

C: Sabır, anlatıyoruz ama kavrayabilmeniz için yavaş olmamız gerekiyor.

 

S:(T) Araştırma grubundan üç kişi psikiyatrik yardıma muhtaç hale mi geldi?

C: Buldukları şey, tanıma uyan beş uçaktı ve okyanusun dibinde mükemmel geometrik bir şekilde "dizilmişlerdi" ama seri numaraları uyuşmuyordu.

 

S:(L) Uçakların geometrik dizilimi önemli mi?

C: Şimdi, ilk gizem: beş Avenger uçağının kaybolmasına dair başka bir olay yoktu. İkincisi: Uçakların iki tanesinde, üzerinde numaraların bulunması gereken panellerde "hiyeroglifler" vardı ve paneller tuhaf bir ışık yayıyordu. Üçüncüsü: Uçaklardan birini yukarı çıkarmaya çalışırken, halata bağlı olan bu uçak gözden kayboldu, sonra tekrar göründü, sonra tekrar kayboldu ve sonra tekrar göründü ve sonunda halattan kurtularak tekrar dibe düştü. Dördüncüsü: Keşif dalgıçlarından üçü, dipteki uçaklardan birinin içinde geçici olarak 2. Dünya Savaşı'ndan canlı insan görüntüleri gördüler ve bunu kamerayla kaydettiler. Son olarak: O zamandan beri uçaklardan üçü kayboldu. Tabii ki tüm bunlar bir sır olarak saklanıyor!

 

S:(S) Acaba o uçaklar nereden geldi? (L) Evet!

C: Paralel gerçeklik. Gördüğünüz gibi, birşey başka bir gerçekliğe geçtiği zaman, "düşünce düzlemi" diyebileceğimiz bir duruma girmektedir ve o gerçeklik yanlış algılandığı sürece pencere açık kalmakta ve her tür olasılıkla ilgili algılar geçici olarak somut gerçeğe dönüşmektedir; çünkü düşünce düzlemi maddesi her zaman akışkandır.

 

S:(L) Yani gördükleri şey, paralel bir gerçeklikten bir pencere aracılığıyla bizim gerçekliğimize giren bir "Flight 19" muydu?

C: Yakın.

 

S:(L) Bu, bizim "Flight 19"u kaybetmemizle ilişkili miydi? Gerçeklikler arasında bir değişdokuş mu oldu?

C: Gerçekliği etkileyen şey düşünce kalıplarıdır. O pencere açıldığında, geçici olmakla birlikte tüm düşünceler fiziksel gerçeklik haline gelebilir.

 

S:(L) Yani orada o dalgıçların ve araştırmacıların düşünceleri fiziksel gerçeğe mi dönüştü?

C: Ve diğer herkesin.

 

S:(T) Araştırmadaki herkesin mi?

C: Gezegendeki herkesin.

 

S:(T) Araştırmacıların o uçakları bulacağına inanmayanların düşünceleri bile mi?

C: Evet. Araştırmacılar bulmayı umdukları şeyi buldular, ama herkes haberi duyduğunda, ortaya çıkan hakim düşünce kalıbına göre başka şeyler meydana gelmeye başladı.

 

S:(L) Yani biri bulunan şeyin Flight 19 olduğuna inandığında göründü ve biri inanmadığında da kayboldu, öyle mi?

C: Evet.

 

S:(J) Aman tanrım! (T) Ben habere inanmamıştım... (L) Demek haklı çıktık! (F) Zavallı üç adamı hastanelik ettik. (T) Uçakların görünmesinin nedeni... (L) Hayır, sanırım araştırmacılar o uçakları aramaya gittiler ve orada bir pencere olduğu için... (T) ...uçaklar tam görmeyi bekledikleri biçimde karşılarına çıktı... Normalde o şekilde dibe inmiş olamazlardı. Araştırmacılar bundan birşeyler anlamalıydılar. O uçakların dipte düzgün bir dizilimde bulunduğuna dair haberi duyduğumda bu kafamı karıştırmıştı. (F) Birşey dibe batsa bile o şekilde inip sıralanmış olamaz. (T) Kayıtları araştırmaya başladıklarında sahil boyunca şimdiye kadar o uçaklardan 200 tanesinin düştüğünü öğrenmişler. O uçaklardan birini bulduğunu iddia eden bir adam vardı. Ama bulduğu şey Flight 19'daki uçaklardan biri değildi. Bir mekiğin parçalarıydı.... (L) Bu bana Challenger kazasını hatırlattı. Suya çarptıklarında astronotlar hala hayatta mıydı ve çarpmadan sonra herhangi bir süre boyunca hayatta kaldılar mı?

C: Dördü hayattaydı ama suya çarpma anında öldüler.

 

S:(L) Bermuda Üçgeni'yle işimiz bitti mi? (T) Bir sorum var. Flight 19'u aramaya giden PBA uçağına ne oldu?

C: Hala Avenger'leri bulmaya çalışıyor.

 

S:(T) Flight 19'la aynı paralel gerçeklikte mi?

C: Evet.

 

S:(T) Onları bulacak mı?

C: ?

 

S:(L) Flight 19'un mürettebatının algısıyla, aradan ne kadar süre geçti?

C: Hiç.

 

S:(J) Yani hiçbir fikirleri yok. (S) Merak ediyorum, acaba bizim zamanımıza mı dönecekler, yoksa kendi zamanlarına mı dönecekler?

C: Sizin algınız.

 

S:(L) DNA sayımı hakkında tartışıyorduk ve..

C: Yanıtlamayacağız. Kendiniz keşfedin.

 

S:(L) JR yakın zamanda sıradışı bir deneyim yaşadı, bu neyle ilgiliydi? Önemli mi?

C: Evet.

 

S:(L) Neyi gösteriyor?

C: Farkındalık artışı.

 

S:(L) JR bugünlerde talk show'lardaki tartışmaların herhangi bir önemi olup olmadığını sormak istiyordu.

C: Önemsiz.

 

S:(L) JR ayrıca serotoninin ne olduğunu bilmek istiyor.

C: Laura yanıtlasın.

 

S:(L) Serotonin, beyin epifizi ve ayrıca orta beyin tarafından salgılanıyor ve kendini iyi hissediş, ruh hali değişimi ile ilgili ve eğer yeteri kadar uyumazsan serotonin sıkıntısı çekiyorsun. Geçen gün, anne sütüyle beslenen bebeklerin hiçbir atık üretmediklerini tartışıyorduk. Yetişkin insanların yiyebileceği ve tamamen sindirilebilecek bir diyet var mı?

C: Az, ama atık üretmemek için sadece dördüncü yoğunluğu bekleyin.

 

S:(L) Hristiyan Haçı'nın derin bir seviyede neyi temsil ettiğini öğrenmek istiyoruz.

C: Kertiş dezenformasyon kampanyası, üzgünüz!

 

S:(L) Aklıma gelmişti! Haç, İsa'nın öldürülmesini sembolize ediyor, ki böyle birşey olmadı. ... (L) Bir süre önce farklı yaşamlardan bahsediyorduk ve S___'nin derin düşünce ve değerlendirme düzleminde, "özel öğrenme kanalı" için dört kez geri çekildiğini söylemiştiniz. Bu ne anlama geliyor?

C: Kendini açıklıyor.

 

S:(J) Bunu söylemelerinden nefret ediyorum.

C: Öğrenin!

 

S:(L) Ama bir dakika, arada bir fark var: öğrenen kişi kendisi miydi, yoksa başkasının öğrenmesine mi yardımcı oluyordu? "Öğrenme kanalı"nı anlıyorum. (T) Kablolu TV'de var.

C: Her ikisi.

 

S:(L) Kötü bir durumda olduğu için değildi, doğru mu? Yani sınıfta kalma gibi birşey değildi?

C: Uyumsuz kavram.

 

S:(S) Laura'ya akupunktur uygularken neden terliyorum?

C: Çünkü dalganın yaklaşmasıyla ilgili değişimler geçiriyorsun.

 

S:(L) Bunun yaptığı iş için bir önemi var mı?

C: İlgisiz.

 

S:(L) JR'nin erkek kardeşi hiç kaçırıldı mı?

C: Hayır.

 

S:(J) Diğer yoğunluklarla etkileşimlerle ilgili herhangi bir seçkincilik var mı?

C: Ne?

 

S:(L) Sanırım yok. D___ W___ hakkında birşeyler duyduk. E___ P___ fiyaskosunun ardında onun olduğunu duyduk. Bu doğru mu?

C: Açık.

 

S:(L) Pekala, o halde iyi geceler.

C: İyi geceler.

--------------------

15 Nisan 1995 Frank, Laura, TR ve JR

 

 

S: (T) İyi akşamlar. Bu gece karşımızda kim var?

C: İyi akşamlar!

 

S: (L) Bu gece karşımızda kim var?

C: Şura.

 

S: (L) Neredensin?

C: Oradan değiliz ama siz Kasyopya olarak biliyorsunuz.

 

S: (L) Pekala. Uzun süredir iletişim kurmuyorduk.

C: Oo, evet!

 

S: (L) En son S___, TR ve JR ve ben burada çalışırken sizinle mi iletişim kurduk?

C: Parçalı.

 

S: (L) Sizdiniz ama parçalıydı, öyle mi?

C: Kısmen.

 

S: (L) Yani iletişimimiz tamamen sizinle değildi?

C: Radyodaki kesişen sinyaller gibi.

 

S: (T) Tabladaki kişilerin sürekli değiştirilmesi, herkesin kanal üzerinde deneyim kazanması ve böylece kanalın hepimiz için açık olmasına yönelik çalışmamızı sürdürmemiz iyi olur mu?

C: Belirsiz.

 

S: (J) Tabladakilerin düzenli olarak değişmesini tavsiye ediyor musunuz?

C: En rahat nasıl hissediyorsanız onu tavsiye ediyoruz.

 

S: (L) Şimdi, ilk soru: bize neler oluyor?

C: Sizi saldırıya karşı sürekli olarak uyardık!!

 

S: (L) Yaşadığımız bu olaylar bir saldırı mıydı?

C: Elbette.

 

S: (L) Bizi saldırıya açık hale getiren şey neydi?

C: Çalışmanız.

 

S: (L) Herhangi birimizin saldırının etkisini arttıran davranışları oldu mu?

C: Açık.

 

S: (J) Olanların herhangi birinde kasıt var mıydı?

C: Soru bu mu?

 

S: (J) Evet.

C: Öyleyse kendi içinde yanıtla.

 

S: (L) Bu hiçbirşeyi açıklamıyor. A___ bile çocuk haliyle birşeyler anladı. (J) Belki de S___ aracılık yapabilecek nitelikte biri değil.

C: Evet.

 

S: (J) Bu saldırının amacı neydi?

C: S___ güvensiz. Bunu fark etmediniz mi?

 

S: (J) Evet. (T) Ama güvensizliği o kadar da sorun değil.

C: Sorunlar koşullara göre.

 

S: (L) Bizi biraz tereddütte bırakıyor...

C: Bir yolcu uçağını sürmesi için bir ev temizlikçisi tutar mıydınız?

 

S: (T) Yanlış kişi yanlış şeyi yapıyordu. Bu onun hatası değildi.

C: Fakat mesajların aktarılması hassas bir konu.

 

S: (J) Burada bir ipucu var. Seninle Frank arasında mesaj aktarma aracılığı yapmasını ona kim söyledi? (L) Sanırım kimse.

C: Kendiliğinden gelişen bir durumdu. Karaya vurmamak için daha dikkatli olmanız gerekiyor.

 

S: (T) Bu gece Çin fal kurabiyesi yapıyoruz. (L) Söylediğim şeylerin doğru anlaşılmaması nedeniyle biraz incinmiş durumdayım. Eğer Frank'in söyledikleri bana olduğu gibi aktarılsaydı sorun hemen çözülürdü. Tekrarlanması gereken şeyler tekrarlanmadı, tekrarlanmaması gereken şeyler tekrarlandı.

C: Doğru. Saldırı, amacına en uygun şekilde gerçekleştirildi! Tüm açıklıkları gözleyin.

 

S: (L) Yani S___ farkında olmadan saldırıya aracılık mı etti?

C: Yakın.

 

S: (L) Bu saldırının, Metafizik kilisesindeki o kadınlarla veya Spring Hill'deki J___ ve Y___'yle herhangi bir ilgisi var mı?

C: Açık.

 

S: (L) TR benim için açtığı kartlarda bu olayı görmüştü. Saldırı modunda üç kadın gördü. Bu okuma, bu olayı mı temsil ediyor?

C: Açık.

 

S: (L) Şimdi karşımızda üç isim var ve bunlar Barrie ve Susy Konicov ile ilgili kişiler. Geçen gece beni aradı ve bu kişiler hakkında bilgi edinmek istedi. "Bu insanlar ona ne yapmak istiyorlar?" gibisinden birşeyler söyledi. Veya niyetlerinin ne olduğu gibi. İlk isim Carl Grancy.

C: Kullanıcı.

 

S: (L) Michigan'lı Mark.

C: Zararsız.

 

S: (L) Karen Hilton?

C: İlgisi farklı. Barrie'yle bağlantısını kaybediyor.

 

S: (L) Yani orada geçici bir süre için bulunuyor ve sonunda başka yere gitmeyi planlıyor, öyle mi?

C: Yakın.

 

S: (J) ... Disney'in programlama değişikliği ve uzaylı filmi yapması; McNamara ve Vietnamla yüzleşme konusu... Bunların herhangi bir önemi var mı?

C: Hepsi daha önceki yanıtlarda açıklandı ve hepiniz bu konularda çok şey biliyorsunuz; değişim hazırlıkları.

 

S: (J) Meydana gelecek değişimlere hazırlık. Yani bu olaylar önemli.

C: Bunu biliyorsunuz ve o nedenle farkına varıyorsunuz.

 

S: (T) Politika değişiklikleri gibi şeyler için ülkeyi yönlendiriyorlar. (J) Bence bu gerekli bile değil. Bu sadece bilinen değerlerin tersine çevrilmesi değil mi?

C: Söylediklerinizin tümü.

 

S: (L) Omzumu tedavi ettirmek için cerrahi yaptırmalı mıyım?

C: Yanlış yönlendirmelere dikkat et.

 

S: (L) Bunu cerrahi için mi söylediniz?

C: Evet.

 

S: (L) Kolum kendi kendine iyileşir mi?

C: Büyük olasılıkla.

 

S: (J) Nasıl? (T) Tek bir olasılıkla kendini sınırlandırma.

C: Evet. Sana önerilen cerrahi parasal kazanç amaçlı.

 

S: (L) Cerrahiden başka yapabileceğim birşey önerebilir misiniz?

C: Isı terapisi ve diyette düzenleme.

 

S: (J) Ne tür bir diyet düzenlemesi?

C: Kalsiyum, manganez, nişasta azaltımı ve potasyum takviyesi. Katılaşmış parçaları atmak için sadece damıtılmış su kullan.

 

S: (L) Bu şimdiye kadar verdikleri en anlaşılır fiziksel tavsiye. (J) Gerçekten.

C: Acı çekiyorsun canım, ve sen acı çektiğinde diğerleri de çekiyor!

 

S: (J) Bu güzeldi. Nemli ısı mı, yoksa kuru mu?

C: Nemli.

 

S: (L) Reiki?

C: Evet. Kas bağları zarar gördüğünde bu çoğu zaman kalsiyum obstrüksiyonunun bir etkisidir.

 

S: (L) Korakoid tümseği röntgeninde görülen kemiksi çıkıntı, dokuların zarar gördüğü yerdeki oluşum mu?

C: Evet.

 

S: (L) Yani kırık bir parça değil, doğru mu?

C: Evet.

 

S: (T) S___ sana söylememiş miydi? Çıkıntı, dokuyu parçalamış. (L) Tamam. Diğer konulara geçmeden önce, annem, karnındaki sıkıntının nedenini öğrenmek istiyor.

C: Kas atrofisi.

 

S: (T) Daha fazla egzersiz yapması gerekiyor. (L) Doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Human Potential Foundation'dan (İnsan Potansiyeli Kurumu) Washington'da düzenlenen meşhur konferansa dair bir ilan geldi. İlginç olabilir. Bu konferansa gitmek için planlarımızı ayarlamamız faydalı olur mu?

C: Vakit kaybı.

 

S: (L) Oldukça kesin. (J) Elimizde yeteri kadar şey var. (L) "Mysterious Fires and Lights" (Gizemli Ateş ve Işıklar) isimli bu kitapta, UFO olarak algılanan bazı ışıkların aslında bizim gerçekliğimize girmiş canlı varlıklar olabileceği fikri dile getiriliyor. Bu tür bazı ışık kaynakları bir bilince ve amaca sahip gibi görünüyor. ... Bu bazı durumlar için geçerli bir şey mi?

C: Bu teorik verilerin geçerliliği hakkında fikir edinmek için yayın tarihini kontrol et.

 

S: (L) 1967'de yayınlanmış. (T) Eski. (L) Bu aptalca bir fikir değil. Yıldırım topları gibi. Zeki davranışlar gösterdiği biliniyor. Meraklı bir köpek yavrusu gibi. Yıldırım topu nedir?

C: Benzetmeyle ilgisiz.

 

S: (L) Tamam ama duyuları olan birşey mi? ...

C: Hayır.

 

S: (T) Sadece çok tuhaf elektriksel bir fenomen.

C: Yakın.

 

S: (L) Geçen gece Frank olmadan çalışma yapıyorduk. Frank'in devletle ilgili bir tehlike altında olduğuna işaret eden bilgiler aldık. Bu doğru mu veya doğru muydu?

C: Kısmen.

 

S: (L) Bu tehlikenin kaynağı nedir?

C: Kaynak mı?

 

S: (L) Yani IRS mi, FBI mı, CIA mi, veya ne?

C: Başlangıcı bu şekilde değil.

 

S: (L) Fiziksel bir tehlike mi, yoksa taciz edilme tehlikesi mi?

C: Kendini yok etmeye yönelik zihinsel saldırı.

 

S: (L) Bu tür saldırılara karşı korunmak için yapılabilecek herhangi birşey var mı?

C: Evet.

 

S: (L) Korunmak için ne yapılabilir?

C: Düzenli bilgi girişi.

 

S: (L) Ne tür bilgiler? Kanal bilgileri, kitaplar, videolar... ne?

C: Hepsi ve diğer.

 

S: (L) Belirli bir diğer tür mü?

C: Bilgi paylaşımı. Şimdi, uyarı!!! Diğerleri de yakında aynı tür saldırılarda büyük bir artış deneyimleyecek. İkiniz geçmişte benzer nedenlerden bu tür deneyimler yaşadınız, ama şimdi hep birlikte çalışıyor olmanız sizi farklı bir kategoriye koyuyor!! Unutmayın, tüm kanallar ve benzer yapıdaki kişiler tanımlanır, izlenir ve "ilgilenilir".

 

S: (T) Bu tür saldırı deneyimi olan iki kişi kim?

C: Öğrenmek için keşfedin.

 

S: (J) Birinin ben olduğumdan eminim çünkü son zamanlarda zihinsel ve duygusal olarak çok kötü durumdayım. (T) Söz konusu iki kişiden biri JR mi? (J) Biliyorum, biri benim.

C: İntihar düşünceleri?

 

S: (L) İntihar düşüncelerin mi var? (J) Hayır. (T) Ben değil. (F) Bende bu tür düşünceler her zaman vardı. (T) Sen, Laura? (L) Ben de çok kötü durumdaydım. İntiharı düşünmüyordum. Sadece ışıkları kapatıp bu ilüzyonu sona erdirmenin ne kadar güzel olacağını düşünüyorum. (T) Tamam, iki kişiyi tespit ettik; sen ve Frank. (L) Yani JR, seninki daha da kötü hale gelecek. (F) Diğer iki kişi demediler mi? (L) Sanırım benzer şeylerin meydana gelebileceğini söylüyorlar. (T) Bu konu üzerinde birlikte çalışmazsak, herşeyi kaybedeceğiz. (J) Tamam, TR'nin bu gece yaptığı kart okumasını sor. (T) Doğru muydu?

C: Yakın.

 

S: (T) Bu okuma, şu anda bahsettiğinizle aynı şeyi mi ifade ediyor?

C: Yakın.

 

S: (T) Yani epeyce bilgi edindik ve tek yapmamız gereken bu saldırıların giderek daha da iğrençleşmesini önlemek, öyle mi?

C: İhtiyaç duyduğunuz tüm farkındalığa sahip değilsiniz! Kesinlikle değilsiniz!

 

S: (J) Frank ile Laura arasında olan tüm bu şeylerin nedenlerinden biri, çok zayıf ve karışık da olsa, Frank olmadan da kanalla bağlantı kurabileceğimizi göstermek mi? Kanalın gücünün bir göstergesi olarak. Bunun yan ürünlerinden veya amaçlarından biri bu muydu?

C: Yan ürün, yeterince iyi bir tanımlama. Unutmayın, varolan herşey derslerdir.

 

S: (L) Saldırı sadece kanal ve bilgiyle değil, daha çok içsel şüphelerle, varoluşun temelleriyle ilgiliydi. Besin zincirinin tepesinde olmayabileceğimizin farkına varmak çok sarsıcıydı. İlk sıkıntılar başladıktan sonra bunun etkisi giderek arttı. (J) Belki de buna şöyle bakmamız gerekiyor: evet, tüm bu sıkıntıları deneyimledik ve sen ve Frank bu ızdırapları yaşadınız, ama tüm bunlardan ortaya çıkan iyi birşey, amaç her ne kadar bu değildiyse de, kanalın her birimizden ayrı birşey olduğunun kesin olarak farkına varmamızdı. Optimum teması kurmak için hepimizin bir araya gelmesi gerekiyor ama...

C: Hepiniz kanallama yapabilecek potansiyele sahipsiniz, ama seviyede uyumlanma için pratiğe ihtiyacınız var. Ama diğer etkilerin de farkında olmanız gerekiyor!

 

S: (L) Hangi etkiler?

C: Frank'i gözleyin.

 

S: (T) Seni gözlüyoruz. (J) Evet? (F) Sanırım kastettikleri şey, benim gibi sürekli kanallama yapabildiğinizde, bunun bir iyi tarafı, bir de kötü tarafı var. İyi tarafı biliyorsunuz. Ama kötü tarafı bilmiyorsunuz. Kötü tarafı, katlanılması çok zor birşey. O zihin durumunu tanımlayamıyorum bile. (L) Psişik saldırılara karşı korunmak ve bunları önlemek için pratik tavsiye ve rehberlik edinmek istiyorum. Bilgi ve farkındalığın önemli olduğunu biliyoruz, ama faydalı tavsiyeler ve ileri düzeyde şeyler çok iyi olurdu.

C: Günlük duanın faydası olur.

 

S: (L) Birkaç gün önce birden biri geldi: aylardır hakkında hiçbirşey duymadığımız V___ beni aradı ve okumamı istediği bir şiirle birlikte buraya gelmek istediğini söyledi. Gruptan ayrılmasının nedenlerinden biri olarak, çok şiddetli bir saldırı altında olduğunu söyledi. Gruba katılıp tabla başında eşlik ettiği için bu saldırıya maruz kaldığını ve yapışık ruhun bundan kaynaklandığını ve yaptığımız şeyin "şüpheli" olduğunu düşünüyor. Bizimle iletişimini kestiği süreçte başıma büyük dert açan Metafizik Kilisesi'ndeki pederi aramış ve yardım ve tavsiye istemiş. Sonra da, daha önce hakkında birşeyler sorduğu "Vanessa" isimli kadınla iletişim kurmuş. Görünüşe göre Vanessa V___'ye bir ruh çıkarma yapmış. V___'yi etkileyen bu şeyin ne olduğunu söyleyebilir misiniz?

C: Açık.

 

S: (L) Bu her neyse, bizden veya çalışmamızdan mı kaynaklandı?

C: Hayır.

 

S: (L) Yapışık ruhu var mı?

C: Geçmişten var ve arada sırada etkili oluyor.

 

S: (L) Bu, gidip tekrar gelebilen birşey mi?

C: Mümkün.

 

S: (L) Vanessa, yapışık ruhtan kurtulmasını sağladı mı?

C: Açık.

 

S: (L) V___'nin durup dururken tüm bunları bana anlatma nedeni nedir?

C: Tekrar iletişim kurmak istiyor.

 

S: (J) Laura'yla mı, kanalla mı?

C: Her ikisi.

 

S: (J) Gruba tekrar katılmak mı istiyor?

C: Yakın.

 

S: (L) Bu geceyi sonlandırmadan önce bize söylemek istediğiniz herhangi birşey var mı?

C: Korunma ve hayatta kalma için, saldırı konusunda verilen bilgileri tekrar okuyun ve öğrenişinizi ve bilgi tabanınınızı güçlendirmek için aranızda bunu tartışın!! İyi geceler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

18 Nisan 1995 F___ ve Laura

 

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: (L) Bu akşam karşımızda kim var?

C: Tiklorya.

 

S: (L) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Thor Templar'ın kasedini dinliyor muydunuz?

C: Evet.

 

S: (L) Alakasızlıkla ilgili suçlamaları için söyleyeceğiniz herhangi birşey var mı?

C: Bu gerekli mi?

 

S: (L) Hayır, ben buna gerek duymuyorum ve açıkçası ona cevap da yazmayacağım. Dolayısıyla bir önemi yok. Geçen ay boyunca burada olan şeyler hakkında bazı sorular sormamda bir sakınca var mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Pekala, tam olarak öğrenmek istediğim şeyi öğrenmem mümkün mü? Çünkü olanlar hakkında bir tür değerlendirme yapmamız gerekiyor.

C: Açık.

 

S: (L) Sizinle olan bağlantımızı kesmek amacıyla kasıtlı olarak grubumuza veya buraya gönderilen biri oldu mu hiç?

C: Eğer olduysa, öğrenme ve gelişme amacıyla bunu keşfetmek size kalıyor.

 

S: (L) Yaşadığımız olaylarda böyle bir etki var mıydı?

C: Büyük olasılık.

 

S: (L) Yani büyük olasılıkla var.

C: Unutma, bireyler, başkaları tarafından manipüle edebilir.

 

S: (L) Son olaylarda manipüle edilen kişi kimdi?

C: Kastettiğimiz şey şu; biri "ajan" gibi görünebilir ama aslında kontrol başka bir yerdedir. "Ajan" gibi görünen kişinin iyi, basit ve görünüş olarak istikrarlı yapıda olduğu durumlar için bu özellikle geçerlidir.

 

S: (L) Yani kontrolün başka bir yerden yapılıyor olabileceğini söylüyorsunuz, doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Bu kontrol üçüncü yoğunluk mu, yoksa dördüncü yoğunluktan mı?

C: İkisinden biri veya ikisinin bir karışımı olabilir.

 

S: (L) Bu olayda birinin gerçekten başka güçler tarafından kullanıldığından veya manipüle edildiğinden eminim. Ama bir dikkatsizlik veya sorumsuzlukla da ilgili olabilir. Doğru mu?

C: Kendin bul.

 

S: (L) Bu olaydaki kontrolün kaynağını tanımlayabilir miyiz?

C: Keşif ve öğrenmeden bahsettik.

 

S: (L) Yani bu olayı kendimiz açığa çıkarmamız gerekiyor?

C: Böyle yapmanız "gelecekte" çok işinize yarayacaktır.

 

S: (F) Neden?

C: Sıkça karşılaşabileceğiniz "semptomları" ayırt edebilmeniz için.

 

S: (L) Zaten bu semptomlarla fazlasıyla karşılaşıyoruz. Birileri geliyor, hepsi çok heyecanlılar, bu işe enerjilerini veya paralarını koyuyorlar veya herneyse, çok hevesliler ve sonra birden bozuluyorlar.

C: Evet. Öğreniyorsunuz.

 

S: (L) Geçenlerde V___ ziyarete geldi ve yapışık ruh etkisi yaşadığını söyledi. Buna bizim çalışmamız mı neden oldu?

C: Hayır. Hormonal dalgalanmalar.

 

S: (L) Vanessa'yı aramış ve Vanessa onun üzerinde bir temizlik yapmış. Bu onun hormonal dalgalanmalarına iyi geldi mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Birkaç hafta önce oğlumla bir hipnoz celsesi yaptım. Bu hipnoz celsesinde sanırım bir EC 135 uçağı kullanmayla ilgili olaya döndü. Patlama olayını baştan sona tekrar yaşadı sanırım. Anlattıkları yeterince doğru muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Hipnoz celsesinin en ilginç kısmı, uçağın içindeki birşeyin kokusunu tanımladığı bölümdü. Taşıdıkları şeyin garip bir kokusu olduğunu söyledi. Bu anı doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Ona kokunun neye benzediğini sordum ve o da çöp gibi, lağım gibi gerçekten berbat bir koku olduğunu söyledi. Hatırladığı şey doğru mu?

C: Yakın.

 

S: (L) Daha yüksek bir biliç seviyesinde bunun ne olduğunu bilip bilmediğini sordum ve o da bunun dünyadışı varlıklarla ilgili olduğunu söyledi. Doğru muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Gerçekten dünyadışılarla insanlar arasındaki etkileşimle ilişkili birşeyler mi taşıyordu?

C: Evet.

 

S: (L) Sonra uçmaya devam ederken birşey oldu. Aynı noktanın üzerinden ikinci kez geçiyor gibi hissetmiş ve bu onu korkutmuş. Bu gerçekten oldu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Ve görünüşe göre aynı noktanın üzerinden ikinci kez geçerken koku da, kargo da kaybolmuş. Bu gerçekten oldu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Uçak, kendisi ve yardımcı pilot, dünyadışılar tarafından kaçırıldı mı?

C: Evet.

 

S: (L) ABD devleti tarafından kasıtlı olarak mı vuruldular?

C: Açık.

 

S: (L) Vurulmayla ilgili hatırladıkları yeterince doğru muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Bu olayın etkilerini temizlemek için bunun üzerinde daha fazla çalışmamıza ihtiyacı var mı?

C: Evet.

 

S: (L) Onu aynı olaya tekrar tekrar götürmemi tavsiye ediyor musunuz?

C: Evet.

 

S: (L) Tamam. Geçen gece, üç veya dört yaşımdayken pencerede gördüğüm ve bana "Nereye gidersen git, saklanamazsın. Zamanı geldiğinde seni bulacağız." diyen yüzü gördüğüm olay hakkında konuşuyorduk. Bu olayda pencerede gördüğüm şey kimdi veya neydi?

C: Gri.

 

S: (L) Söylediği şey tam olarak neydi?

C: Aynen hatırladığın gibi.

 

S: (L) Bana söylemek istedikleri şey nedir? Gelecekte bir noktada gerçekten beni bulacaklar ve bana veya benimle birşey mi yapacaklar?

C: Henüz bu bilgiyi veremeyiz.

 

S: (L) Henüz bu bilgiyi veremez misiniz?

C: Evet.

 

S: (L) Neden?

C: Hayır.

 

S: (L) Dr. Zanghi bana hipnotik regresyon yaparken, bana neden kaçırıldığımı sordu. O bu soruyu sorduğu anda bir tür Yunan tapınağına benzeyen yerdeki bir manzara gördüm. Tapınakta uzun cüppeli, sakallı bir sürü piskopos kılıklı adam vardı ve bana birşeyler öğretiyorlardı ve birşey yapmam için beni dışarı gönderiyorlardı. Bu anı neydi?

C: Henüz değil Laura!

 

S: (L) Bunun ardında birşeyler var gibi. Bana korkutucu geleceği için mi söylemiyorsunuz? Çok korkmama neden olacak birşey mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Bu, yapmam gereken, ama henüz bilmediğim birşey mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Sanırım burada F___ ile benimle ilgili bir tür kadersel olay var. Doğru mu?

C: Muhtemelen.

 

S: (F) Bu cevap "evet" ile "açık" arasında. (L) Tahminimize göre, tanıştığımızdan beri, ilişkimizi bozmak için üzerimize pek çok kişi gönderildi, bu doğru mu?

C: Belki.

 

S: (F) Herhalde bunu "evet" olarak kabul edebiliriz. (L) Bu etkileşimin ne zaman tam olarak etkinleştirileceğini sorabilir miyim?

C: Açık.

 

S: (L) Ahhh. Benden daha kurnazlar. Geçen gece neredeyse kalp krizi geçirmeme neden olacak olan o ani vizyon doğru muydu? Göklerin açıldığını ve bir sürü varlığın bizim gerçekliğimize doluştuğunu gördüm.

C: Evet. Ama bu bir kehanet mi, yoksa mevcut gerçeklik mi?

 

S: (L) Aman tanrım! (F) Senin bunu yaşadığın gündü sanırım benim zihnimde de benzer bir algı oluştu. Herşey şu anda oluyor. Algılarımızın sınırlılığı nedeniyle bunu göremiyoruz. Biz birgün göklerin yırtılacağını ve kozmik bir olay olacağını bekliyoruz. Ama aslında perde zaten aralanmış durumda ve teker teker giriyorlar. Son grup da girdikten sonra birden tamamen açılacak. Biz bir gün UFO'ların dünyamızı işgal edeceklerini düşünüyoruz. Bunun şu anda zaten olduğunu algılayamıyoruz. Karla Turner bunu "Dünya'nın Sonu" olarak tanımlamıştı ve kendisi ve ailesi için gerçekten de öyleydi.

 

 

 

 

 

 

22 Nisan 1995 F___, Laura, TR ve JR

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: (L) Bu akşam kimleyiz?

C: Lioa.

 

S: (L) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) K___'ler için birkaç kişisel sorumuz var. Onlar için bu soruları yanıtlamaya istekli misiniz?

C: K____'ler şiddete eğilimli.

 

S: (L) Şiddet uygulamaya mı eğilimli?

C: Açık.

 

S: (L) Yoksa onlara mı şiddet uygulanıyor?

C: Hepsi.

 

S: (T) Nasıl yani?

C: Zihin yapısı.

 

S: (J) Paranoitler mi?

C: Evet.

 

S: (L) Dört isim verdiler. Ben isimleri versem her biri için açıklamada bulunur musunuz? Bunlar ilişkili olduğu kişiler ve haklarında...

C: Dışa eğilim gösterenler tarafından kişisel bir yaşam rehberi olarak kullanılmak istemiyoruz. Daha önce bu insanlar için yanıtlar vermiştik. O bilgileri nasıl kullandıklarını bilmiyorsunuz.

 

S: (L) V___ , Boulder'deki Naropa Institute'nin, onun için iyi bir eğitim kurumu olup olmadığını öğrenmek istiyor.

C: Önceki konuda birşey daha: Yumuşak davranmanızı ve diplomasi kullanmanızı öneriyoruz, TR'nin önerdiği şeyi değil!

 

S: (L) Evet onları azarlamak istemiyoruz. (J) Ben yalan söylemeyi sevmiyorum. (L) Sorunları çözen yalanlar var, sorun yaratan yalanlar var...

C: Evet. K___'lerle telefonla görüşmeye devam edin. Daha sonra faydalı bazı bilgiler vereceğiz.

 

S: ... (L) V____ ile, bedensiz varlıkların vücuda giriş noktaları hakkında konuşuyorduk. JR'nin daha önce, bilgisayar başında otururken birşeyin ona ensesinden tesir ettiğini anlattığını hatırladım. Bu tür enerjilerin insan vücuduna belirli bir giriş noktaları olup olmadığını öğrenmek istiyorum.

C: Hayır.

 

S: (L) Her hangi bir yerden olabilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) Ense yaygın bir giriş noktası mı?

C: Yaygın mı?

 

S: (J) Fiziksel olarak zayıf noktaları tespit edip oradan mı giriyorlar?

C: Fiziğin bir önemi yok.

 

S: (L) Auramızdaki zayıf noktaları mı buluyorlar?

C: Yakın.

 

S: (L) Aural zayıf noktalar bazen kendini fizik bedene de yansıtıyor mu?

C: Herşey mümkün.

 

S: (L) Hepimizin omuzlarımızla ilgili sorunlar yaşadığımız süreçte bu bir psişik saldırı mıydı?

C: Belki.

 

S: (L) Bunun DNA değişimlerinin bir işareti olduğunu söylemiştiniz. Bu muydu?

C: Keşfedin.

 

S: (L) Genetik şeyleri inceleyecek ekipmanlarımız olmadığı ve DNA değişimleri hakkında birşey bulamayacağımız için, DNA değişimleri meydana geldiğinde bunu bize söylemeniz için size güveniyoruz. O sıkıntıların DNA değişimleriyle ilgili olduğunu söylemiştiniz.

C: İlgili insanlarla ağ bağlantısı kurun.

 

S: (L) Bu sıcaklık artışının bir önemi var mı? Sıcaklık bastırıyor gibi hissediş?

C: Paranoya sizi mahvedecek!

 

S: (L) Paranoitleştiğim falan yok. Cidden, bu titreşimsel değişimlerle ilgili birşey mi? Sıcaklık artışı hissetmek bunun bir yansıması mı?

C: Cidden hayır.

 

S: (T) Kanallama ve reiki yaptığımızda, bu beden ısısı meydana getiriyor mu?

C: Yüksek enerji.

 

S: (T) Bu yüksek enerji ısıya mı dönüşüyor?

C: Evet, üçüncü yoğunlukta.

 

S: (L) Geçen gün Oak Island hakkındaki konuşmamızı incelerken, önemli bazı şeyleri sormadığımızı fark ettim. Bunları şimdi sorabilir miyim?

C: Evet.

 

S: (L) Tamam, Oak Island'ta bir Boyutötesi Atomik Remolekülerizatör gömülü olduğunu söylemiştiniz. Bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Onu oraya kim gömdü?

C: Öğrenin.

 

S: (L) Sizin bize öğrettikleriniz yoluyla öğrenmeye hazırlanıyoruz, öyle değil mi?

C: Gerekli araçlara sahipsiniz.

 

S: (L) Gerekli araçlara sahip miyiz?

C: Size sahip olduğunuz en değerli şeyi kullanmanızı öğretmeye çalışıyoruz.

 

S: (L) Elbette bu da aklımız oluyor, değil mi?

C: Aynen öyle!

 

S: (L) Değerli şeylerden basetmişken, geçirdiğim kazadan beri beynim garip şeyler yapıyor. Yazı yazarken harflerin yerini değiştiriyorum, boş yerler bırakıyorum. Diğer çok tuhaf bazı şeyler yapıyorum. Bazen gördüklerimden emin olamıyorum. Bu gerçekten çok garip ve kazanın bu garip şeylerle herhangi bir ilgisi olup olmadığını öğrenmek istiyorum.

C: Evet.

 

S: (L) Yani kafamı fena çarpmışım! (J) Beynin karışmış!

C: İlgisiz.

 

S: (L) İlgili olan şey nedir? Bu olayın kafama tam olarak ne yaptığımı söyleyebilir misiniz?

C: İlgisiz.

 

S: (L) Peki ilgili olan nedir? (J) Öğrenmekten bahsediyorduk. (L) Bu olay, öğrenme biçimimde bir değişime mi neden oldu?

C: Evet.

 

S: (L) Yani korkacak birşey yok. (T) Sadece buna alışman gerekiyor. (J) Konumuzdan uzaklaşmayalım. (L) Oak Island'a dönelim. Pekala. Oak Island hakkında okuduklarıma göre, 1703 yılı veya öncesinde orada bazı ışıklar görülmesine dair efsaneler varmış.

C: Evet.

 

S: (L) Orada her ne gömülüyse, 1703 veya daha önce mi gömüldü?

C: Evet.

 

S: (L) O ışıklar, dünyadışı varlıklara ait araçlara mı aitti?

C: Elektromanyetik profil.

 

S: (L) Kitaba göre, çöküntü alanındaki bir ağaçtan büyük bir parça koparılmış ve halat ve palanga kullanımı izleri varmış. (T) Eğer çukuru kazanlar bizden daha ileriyse, palangalara ihtiyaçları olmazdı. (L) Evet bence de. Eğer ağaçla ve diğer şeylerle ilgili bu izler varsa, orada insanlar da birşeyler yapmış demektir sanırım. Doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Şimdi, bana göre, tarihte o noktada o çukurun açılması, insan teknolojisinin ötesinde birşey.

C: Bilinen teknolojilerin ötesinde.

 

S: (L) Ama o olayda insanlar da kullanılmış olabilir, değil mi?

C: Bingo.

 

S: (J) Hatırlıyor musun, bunu tartışırken sen ışıklardan bahsetmiştin.

C: Bazı insanlar her zaman "daha yüksek" güçlerle komünyon (birlik, cemaat) halinde olmuşlardır.

 

S: (L) Yani insanlar aslında... (J) Tıpkı o evlere girip bütün o zararı veren çocuklar gibi. Bunu onlar yaptılar ama bunu yapmaları için birilerinin onları buna yönlendirmiş olması gerek. Sanırım bu iyi bir benzetme.

C: İyi bir benzetme değil; bu ve diğer örneklerde bilinçli ilişkiden bahsediyoruz.

 

S: (L) Tamam, yani bu çukurun açılmasında insanlar ile diğer güçler arasında bilinçli bir ilişki vardı. Hangi insanlardı bunlar?

C: Öğrenin. Eğlenceli.

 

S: (J) Korsanlar mı? (L) Bu bölgede kimler vardı? Eskimolar mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Kızılderililer mi?

C: Araştırmaya devam et, ağdan yararlan.

 

S: (L) Fransızlar ve İngilizler vardı. Peki ya Vikingler? (F) Hayır, Vikingler ondan 600 yıl öncesiydi. (T) Çukurun ne kadar zaman önce kazıldığını bilmiyoruz. (J) Evet, iyi soru. (L) Çukur ne zaman kazıldı?

C: 1500'ler. Uyruk önemsiz.

 

S: (T) Bu çukur 1500'lerin ortalarında bir yerde açılmış olmalı. (J) Ve 1700'lerde keşfedildi.

C: Mezhep bilgilerine erişin.

 

S: (L) Yani dinsel bir grupla ilgili olabilir.

C: Kim komünyon kurdu? Laura, okuduğu çok sayıdaki kaynakta bu bilgiye rastlamıştı.

 

S: (F) O devirde komünyon ilan eden bir mezhep mi vardı?

C: Evet.

 

S: (L) Sonradan Cajun'lar olarak bilinen, orada yaşamış olan, bir Fransız mezhebine mensup insanlarla ilgisi olabilir sanırım...

C: Belki.

 

S: (L) Şimdi, bu makaleye göre o çukurun kazılabilmesi için yüz kişinin altı ay boyunca hergün çalışmış olması gerekir.

C: Hayır.

 

S: (L) Makale ayrıca çukurun 1780'de kazıldığını söylüyor...

C: Hayır.

 

S: (L) Çukuru kazdıklarında, birkaç parça altın, bir parşömen ve birkaç başka şey çıkmış. Bunlar neydi?

C: Simya.

 

S: (T) Remolekülerizatör yapmıştır. (L) Olabilir. Eğer bu işte insanlar da vardıysa, insanlar bunu neden yaptı?

C: Bunun için görevlendirildiler.

 

S: (L) İlişki içinde oldukları yüksek güçler tarafından görevlendirildiler, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Çukuru açıp remolekülerizatörü oraya gömme amaçları neydi? Başka zaman biri onun için geri mi dönecekti?

C: Hayır.

 

S: (J) Belki de bir dersti. (T) Özellikle oraya gömülmesinin belirli bir amacı var mı?

C: Elbette.

 

S: (L) Yaptığı birşey mi var? (T) Bulunduğu yer ile amacı arasında bir ilişki mi var?

C: Manyetik.

 

S: (T) Bunlardan dünyanın başka yerlerinde gömülü olanlar var mı?

C: Evet.

 

S: (T) Bir tür geometrik kalıba uygun olarak mı yerleştirildiler?

C: Belki.

 

S: (T) Hepsi birlikte mi çalışıyor?

C: Belki.

 

S: (T) Epeyce yaklaştığımız için söylemek istemiyorlar. (J) Diğerlerinden bazılarının nerede gömülü olduğunu söyleyebilir misiniz?

C: Aklınız kullanmanız için var.

 

S: (T) Aklımızı kullanıyoruz. Ve aklımıza gelenleri söylüyoruz. Biz dostuz.

C: Herşeye kestirmeden gitmek istiyorsunuz.

 

S: (T) Evet! Çok doğru! Hala üçüncü yoğunluğuz! O yüzden...

C: Kasyopya Anneyi kandırmaya çalışmayın!

 

S: [Gülüşme] (T) Neşe! Bu şeyin gömülü olduğu koordinatları izlersek diğerlerine de ulaşabilir miyiz?

C: Deneyin ve görün. L___ gömülü hazineleri aramak istediğini söylediğinde, acaba aklındaki şey bu muydu?

 

S: (T) Yoksa bizim altımızda da mı bir remolekülerizatör var?

C: Hayır.

 

S: (L) Pekala. Bu şeyin işlevine dönmek istiyorum. Tekrar çıkarılmak üzere gömülmediğini söylüyorsunuz. Orada kalmak üzere mi gömüldü?

C: Evet.

 

S: (L) Gömülme şekliyle ilgili pek çok şeyi açıklıyor bu. Belirli bir derinlikte, üzerinde oyuntular olan bir kaya bulunmuş. Dikkatsizlik neticesinde parçalanmış. O taşta ne yazılı olduğunu merak ediyorum. Bu bilgiye erişip bize söyleyebilir misiniz?

C: Ölçüm işaretlemesi.

 

S: (J) Bu cihazın Atlantis kristal piramidiyle bir ilgisi olabilir mi?

C: Doğrudan ilgili değil.

 

S: (J) Piramidin, bu cihaza enerji sağlanmasıyla bir ilgisi var mı?

C: Evet.

 

S: (J) Görünüşe göre cihazın oraya gömülmesi piramitten çok daha sonra gerçekleşmiş ama ondan enerji alabiliyor. (L) Bu cihaz sürekli olarak çalışıyor mu?

C: Hayır.

 

S: (L) Onu çalıştıran şey nedir? Yani eğer çalışıyorsa.

C: Manyetik anomaliler.

 

S: (J) Depremlerden etkileniyor mu?

C: Etkilenebilir.

 

S: (L) Bu manyetik anomaliler, gezegende doğal olarak gerçekleşen anomaliler mi?

C: Her iki tür.

 

S: (L) Yani doğal olarak da olabilir, başka bir güç tarafından da harekete geçirilebilir, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu makine harekete geçtiğinde ne oluyor?

C: Fazla belirsiz.

 

S: (J) Bu cihaz, bu boyuta bir giriş penceresi mi oluşturuyor?

C: Bu amaçla kullanılması mümkün.

 

S: (J) Yoksa bu boyuta açılan bir pencerenin kapatılması için mi kondu?

C: Hayır.

 

S: (J) Bu boyuta girişin odak noktalarından biri mi?

C: Hayır.

 

S: (T) Tek başına işlev gören bir makine mi, yoksa diğerleriyle birlikte mi çalışması gerekiyor?

C: Duruma göre.

 

S: (J) Eğer küçük bir işse tek başına yapabiliyor ama büyük bir işse hepsi faaliyete geçiyor. (T) Her biri gezegenin belirli bir bölümünü mü kapsıyor?

C: Hayır.

 

S: (T) Hepsinin aynı anda çalışması gerekmediğini söylediniz; birbirlerinden bağımsız olarak çalışabiliyorlar mı? Küçük bir şey olursa sadece bir tanesi etkinleşiyor ama büyük birşey olursa birden fazla sayıda makine etkinleşiyor. Dizilimleri bu şekilde mi?

C: Evet.

 

S: (T) Bir anlamda gezegeni istikrarlı bir halde tutmak için mi yerleştirildiler?

C: Belirsiz.

 

S: (L) Sahibi kim?

C: Sahip?

 

S: (L) Cihazı kim yaptı?

C: Kendiniz yanıtlayın, ve bu konu üzerinde yeterince durduk!!!!

 

S: ... (L) Yeni gerçekleşen terörist bombalı saldırı konusuna girmek istiyorum. Bu konuda sorabilir miyiz?

C: İstediğiniz zaman istediğiniz soruyu sorabilirsiniz, izin istemenize gerek yok. Eğer herhangi bir sebeple yanıtlanamayacak bir soruysa, bunu size bildiririz.

 

S: (L) Tamam. 25 Şubat celsesinde bir bombalı terörist saldırısıyla ilgili kehanette bulunmuştunuz. Yaklaşık bir ay içinde Washington D.C.'de bombalı bir terörist saldırı olacağını ve bunun bir davada yargılanmakta olan müslüman teröristlerle bağlantılı olduğunu söylemiştiniz. Şimdi, bu bomba aslında Washingon'da patlatılacaktı da, güvenliğin arttırılması nedeniyle mi Oklahoma'ya yönlendirildi?

C: Hayır.

 

S: (L) Washington'da hiçbir terörist bombalı saldırısı olmadı. Bunun nedenini söyleyebilir misiniz?

C: Henüz.

 

S: (L) Olacak mı?

C: Açık.

 

S: (L) Oklahoma'daki bombalamanın yurtsever hareketi ile ilgili olabileceği tespit edildi. Gerçekten bu saldırının ardında onlar mı var?

C: Ne amaç, ne de yön olarak bu tür hiçbir bütüncül hareket mevcut değil. Son derece parçalı!

 

S: (J) Branch Davidian'larla ilgili olabileceğini okumuştum. (L) Doğru mu?

C: Hayır.

 

S: (J) Kontrol dışı gruplar mı? (T) Bunun arkasında tek dünya devleti mi var?

C: Hayır.

 

S: (L) Kontrol dışı gruplar mıydı sadece?

C: Yakın.

 

S: (L) Yani sadece... (J) Birkaç uçuk bir araya geldi ve... (L) Binayı uçurdular mı?

C: Manipüle edilmek, böylece zihni bulandırılmak ve şeytanların olmadığı yerde şeytanlar görüp şeytanların olduğu yerde ise onları görememek çok kolay.

 

S: (L) Yani bunu yapanlar manipüle mi edildi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu manipülasyonun kaynağını söyleyebilir misiniz?

C: Çeşitli.

 

S: (L) Bu kaynaklardan bir tanesinin adını söyleyebilir misiniz?

C: Kertenkele ırkı.

 

S: (T) Başka bir tane söyleyin.

C: Onların bilinçli ve diğer ajanları.

 

S: (L) Kertenkelelerin insan ajanlarından birkaç tanesinin adını söyleyebilir misiniz? ...

C: Şu veya bu "zamanda" tüm insanlar.

 

S: (L) Evet. Kimse bu manipülasyondan muaf değil. Geçen gün S___'den gelen telefon geldi aklıma. Beni aramasının ardındaki motivasyon neydi?

C: Fazla yükü boşaltmak.

 

S: (L) Ne düşündüğümü anlamayla ilgili değildi yani? (J) Yoksa barışma çabası mı?

C: Belki.

 

S: (T) Fazla yükü bu mu? (L) Fazla yük derken duygusal anlamda mı?

C: Sorularınız net olduğunda daha rahat yanıt verebiliriz.

 

S: (L) Barışmak için mi aradı?

C: Belki bilinçaltından.

 

S: (L) Metafizik Kilisesindekilerin etkisi mi?

C: Önceki yanıt.

 

S: (L) M___ F___'yle hala iletişim halinde mi?

C: Pek sayılmaz.

 

S: (L) Bunun bir önemi yok. Yaklaşık son bir haftadır hamamböcekleri neden çıldırmış gibi ortada dolanıyorlar?

C: Elektromanyetizma.

 

S: (L) Bu elektromanyetizmanın kaynağı nedir?

C: EM alan distürbansı (dengesizlik).

 

S: (T) Alanı dengesizleştiren şey nedir?

C: Sismik.

 

S: (L) Peki dengeyi nerede "bulacak"?

C: Açık.

 

S: (L) Sanırım birşey olacak çünkü ne zaman bu böcekleri bu halde görsem birşey oldu. Depremler, fırtınalar, uçaklar falan... Büyüklüğü ve yeri nedir?

C: Sürekli hareket ediyor.

 

S: (L) Çok büyük bir distürbans mı?

C: Evet.

 

S: (T) Buraya gelmeden önce neredeydi?

C: Dünyayı 6500 r.p.m (dakikadaki devir) ile turluyor.

 

S: (L) Bir dakikada mı?

C: Evet.

 

S: (LM) Yeraltı mı, yoksa atmosferik mi?

C: Her ikisi.

 

S: (L) Bu EM distürbansının kaynağı nedir?

C: Fazla karmaşık.

 

S: (J) Bunu söylemelerinden nefret ediyorum! (LM) Özet olarak, doğal bir gelişme mi, yoksa diğer boyutlardan mı üretildi?

C: Doğal.

 

S: (L) Gezegenin kendi içindeki bir faaliyetten mi kaynaklanıyor, yoksa gezegenin kozmik dalgalara bir tepkisi mi?

C: Gezegenin hem içi, hem de çevresiyle ilişkili.

 

S: (J) Normal bir durum diyebilir miyiz?

C: Hayır.

 

S: (J) Daha önce de oldu mu?

C: Evet.

 

S: (J) Ne zaman?

C: Dört ay önce.

 

S: (L) Dört ay önce ne oldu?

C: Hafızanıza erişin.

 

S: (T) Japonya depremi dört ay önce oldu. (L) Bunu mu kastediyorsunuz?

C: Evet.

 

S: (LM) Yine bir yerde kırılacak mı?

C: Açık.

 

S: (T) Dünyanın bir yerinde önemli bir fiziksel değişime neden olacak mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bununla ilgili bir kehanette bulunabilir misiniz?

C: Açık.

 

S: (T) Bu bir süredir devam ediyor. (L) On gün sanırım. (J) On gün doğru mu?

C: Yakın.

 

S: (T) Bu hareket kendini ne kadar süre içinde gösterecek?

C: Açık.

 

S: (T) Kendini Laura'nın evinde mi gösterecek? [Gülüşme]

C: Açık. Eğer öyleyse, "tatil" öneriyoruz.

 

S: [Gülüşme] (J) Gidecekleri yer konusunda herhangi bir tavsiyeniz var mı? (LM) Los Angeles. (T) Yaz Olimpiyatları için iyi bir yer. Bu yıl ABD takımının altın madalya kazanma şansınının yüksek olduğunu duydum. (L) Bir kez daha V___'nin çalışmalarına devam etmesi için Naropa kurumunun iyi bir yer olup olmadığını soracağım.

C: Eğer seçimi buysa.

 

S: (L) Annem kremasyonun (ölünün yakılması) sakıncalarının ne olduğunu soruyor. Konu hakkında birşeyler okumuş... (T) Endişelenmesine gerek yok, ölene kadar yakmıyorlar.

C: Bir sakıncası yok.

 

S: (L) Yani bedenin yakılmasının ve...

C: Beden üçüncü yoğunluk; beşinci yoğunluk değil.

 

S: (L) Okuduğu kitapta, ruhun bedenden tamamen ayrılmasının belirli bir süre aldığı, ölümden sonra her bir hücre ölene kadar bedendeki hücresel bilincin bundan acı duyabileceği yazıyormuş. Bu doğru mu?

C: Hayır. Ruhun bedenden çıkışı anlıktır. Bilinç kalıntısı ve "yavaş" çıkma diye birşey yok. Öldüyse ölmüştür.

 

S: (T) Bunun neden olduğu tek sıkıntı, mezar yeri ve görkemli cenaze törenleri satışı yapan ve kremasyon trendinin devam etmemesini ümit edenlerin çektiği sıkıntı! (F) İnsanlar sürekli gömülürse, sonunda yer bulma sıkıntısı olmayacak mı? (T) Bazı yerlerde mezarlıkları yıkıp baştan yapıyorlar! Ben yakılmak istiyorum. (LM) Hadi dışarı çıkalım! (T) Şimdi değil! Ölene kadar olmaz. (L) O zaman acıtmaz! [Gülüşme] ... (J) Dün gece televizyondaki bir programda 20 yıl önce üzerine yıldırım düşen bir adam vardı ve bu olay onun psişik yeteneklerini çok arttırmış. Bunun, üzerine yıldırım düşmesinin normal bir yan sonucu olup olmadığını merak ediyordum.

C: Evet.

 

S: (T) Artan psişik yetenekler kalıcı mı, yoksa bir süre sonra yitiriliyor mu?

C: Kalıcı.

 

S: (L) Aralık ayında geçirdiğim kazada kafama aldığım darbe, psişik yeteneklerimi arttırdı mı?

C: Belki.

 

S: (J) Mısır'daki piramitlerle ilgili bir program seyrediyorduk ve piramit matematiğinin oluşturulmasında hiçbir sıradışı şeyin olmadığını söylüyorlardı. Başlangıçta uzatılan ölçüm şeritlerini kullandıklarını ama hesapların yanlış çıktığını ama sonra bir ölçüm tekerleği kullanarak çok büyük matematiksel hesaplara gerek olmadan sonuca ulaştıklarını söylüyorlar. Bu doğru mu?

C: Hayır.

 

S: (L) Bunu biliyordun. (T) Piramit matematiğinde pi sayısının ortaya çıkması bununla ilgili mi?

C: Ortalama konusunu ele alın. Yani konuya farklı açılardan yaklaşın.

 

S: (J) Konuya farklı bir açıdan yaklaşmamız gerekiyor. (LM) Tüm ders kitaplarında, taş blokları kütükler üzerinde taşıyarak piramitleri inşa eden yüz binlerce köle resmediliyor.

C: Ders kitapları propaganda.

 

S: (T) Piramitler, Coral Castle ile aynı yolla mı yapıldı?

C: Yakın.

 

S: (L) O zaman kocam bana tekli bir koltuk alıp bir ağaca asar ve ben de o koltukta dönerim. Bu bende garip yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlar mı?

C: Evet, başın döner.

 

S: (L) Coral Castle'yi yapan adam gerçekten tavana bir uçak koltuğu asıp o koltuk üzerinde döndü mü?

C: Açık.

 

S: (L) Odasında tavandan sarkılı olan uçak koltuğu, yaptığı şeyde bir rol oynadı mı?

C: Eğer döneceksen, bu kesin bir yöntemle olmalı, rastgele dönerek değil.

 

S: (L) Belirli bir dönme metodu bularak mı yaptı onu?

C: Açık.

 

S: (T) O kadar döndükten sonra yönleri nasıl bulmuş? (L) Bu konuda bir ilerleme kaydedebilir miyiz? Dönerek ses çıkaran bu şeylerle ilgili bize söyleyebileceğiniz birşey var mı? (J) Belirli bir dönme yöntemi gibi?

C: Deney öneriyoruz.

 

S: (L) Kulağımdaki sorun nedir?

C: Belirsiz.

 

S: (L) Kulağımda bir sorun var. (J) Nasıl? ...

C: Yağ dokusu.

 

S: (L) O olamaz! Kulağımdan siyah, katran gibi bir akıntı oluyor. Sanırım kan ve kulak kiri karışımı.

C: Hayır. Yağ dokusu.

 

S: (L) Neden oluyor?

C: İç kulak.

 

S: (T) Laura'nın iç kulağında bir sorun mu var?

C: Endişelenecek birşey değil.

 

S: (L) Peroksit, alkol ve sirke kullanarak doğru şeyi mi yapıyorum?

C: Evet ama dikkatli ol.

 

S: (L) Sadece tek bir kulağım. Diğeri iyi. (T) Rahat duyabiliyor musun? (L) Evet. (J) Bazı insanların kulakları yoğun kir üretiyor. (L) Tek bir kulak ve o da en çok kullandığım kulağım.

C: Endişelenme.

 

S: (T) Onlar için söylemesi kolay, onların kulakları yok. (L) Hızlı bir soru sormak istiyorum: yerleşim sorunum kısa süre içinde çözülecek mi?

C: Açık. Bekle ve gör.

 

S: (L) Evet, ama şu anda parasızım.

C: Daha önce de oldu ve hayatta kaldın.

 

S: (L) Yeterli yiyecek bile alamıyorum.

C: Uzun sürmeyecek.

 

S: (L) Yapmam gereken bir sürü şey var. Konferans ücretini nasıl ödeyeceğim örneğin?

C: İman. İyi geceler deme vakti.

 

S: İyi geceler.

--------------------

29 Nisan 1995 Frank, Laura, TR ve JR

 

S: (L) Merhaba. İyi akşamlar.

C: Merhaba, iyi akşamlar!

 

S: (L) Karşımızda kim var?

C: Torya.

 

S: (L) Neredensin Torya?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Bu gece biraz geç başladık ve bizi bekleyeceğinizi umuyordum. Odadaki enerji artıyor.

C: TR, 1964 Ekim'i miydi?

 

S: (L) Bu soru neyle ilgili?

C: TR'ye sor! Göl, sarı ve kahverengi tuğlalı evler, serin bir gün, çitler, büyük kobalt renkli silindir, titreşiyor...

 

S: (T) 14 yaşındaydım sanırım. (L) Bahse girerim bir kaçırılma olayından bahsediyorlardır... (T) Birinci sınıftaydım... Babamın kuzeninin Kuka gölü kenarında bir yeri vardı ve orayı hep ziyaret ederdik. Çitler mi? Hatırlamıyorum. Aklıma birşey gelmiyor.

C: Bunlar gördüğümüz görüntüler...

 

S: (L) Bu görüntüler, TR'nin geçmişte yaşadığı bir olayla mı ilgili?

C: Ona sor... Şimdi Viktorya stili evler görüyoruz, yeşil çatı... tarla... kahverengi tuğlalı evler...

 

S: (L) Bu önemli birşey mi? Sormak istediğimiz bir sürü soru var...

C: Sadece "akışla birlikte akın". "Trafiği" yönlendirmek sınırlandırıcı olabilir...

 

S: (L) Şu anda kolumun neden bu kadar ağrıdığını öğrenmek istiyorum.

C: Kolun üzerindeki zihinsel konsantrasyonun nedeniyle.

 

S: (J) Kolunu düşünmeyi bırak. ...

C: Onun yerine mayo'yu düşün.

 

S: (T) Mayo klinik. (J) Mayonez mi?

C: Hayır.

 

S: (T) Kortizonun hiç faydası oluyor mu? (L) Ağrıyan sol omzum değil, sağ taraf! (J) Mayo'yu düşün dediler. (L) Belki TR'ye söylemişlerdir. (T) Bana mı?

C: Hayır. Laura.

 

S: (T) Ekim mi demiştiniz?

C: Biz sana sorduk.

 

S: (T) Bunu gören başkaları da var mıydı?

C: Evet.

 

S: (T) Annem mi?

C: Annen, kardeşin.

 

S: (T) Komşular?

C: Evet.

 

S: (T) Babam gördü mü?

C: ?

 

S: (T) Koyu mavi... (J) Kobalt mavisi. (T) Koyu mavi, siyaha yakın mı? (J) Kobalt parlak bir mavi.

C: Kobalt, metalik lacivert.

 

S: (T) Glenn evde değildi.

C: Başka bir yer.

 

S: (T) Neden bahsettiğinizi anladım! Evet birşey görmüştüm. Ekim 1964 müydü bilmiyorum ama birşey gördüğümü hatırlıyorum!

C: Tamam, şimdi bir şeylere yaklaşıyoruz... O gün sana ne oldu sence?

 

S: (T) O şeyi görmemden başka birşey olduğunu hatırlamıyorum; uçarak evin üzerine geldi ve sonra başka yere gitti. Başka birşeyin olduğunu hatırlamıyorum. Dışarı çıktım ve onun uçarak gelişini ve sonra da gidişini izledim.

C: Etraf nasıl görünüyordu?

 

S: (T) Normal görünüyordu. Herhangi bir farklılık hatırlamıyorum...

C: Tanımla.

 

S: (T) Rochester şehir sınırında ellili yıllara özgü bir yapılaşma vardı. Caddenin karşısında bir tarla ve okul bahçesi vardı. Okul bahçesi çitlerle çevriliydi. Büyük, iki katlı kahverengi tuğlalı okul binası. Kahverengi veya kırmızı tuğlalı... İlkokula orada gitmiştim. Sarı tuğlalı bina hatırlamıyorum, ama bizim evimiz o zaman yeşildi ve çatı kenarları süslüydü. (L) Viktorya stili. (T) Üçgen stilli çatı değildi ama öyle görünüyordu. Evlerin çoğunun ön kapılarının üzerinde küçük üçgen çatıcıklar vardı. Kapılar öne doğru çıkıntılıydı ve küçük bir yükseltisi vardı. (J) Evet küçük bir veranda gibi. (TR) Sen o eve gelmiştin, oraların görünüşünü hatırlıyor musun? (J) Evet. (T) Okul bahçesinin öbür tarafında bir stadyum vardı. Aquinas futbol stadyumu. Birkaç tarla hatırlıyorum ve şehir sınırında kalan son ormanlık alanlardan biri vardı. Beş blok doğuda birkaç tane tren yolu vardı. Rochester, Ontario gölüne karşıydı. On kilometre mesafedeydik ve oraya bisikletle gidip gelirdim. O cismin havadan tarla üzerinden gelişini izledim. Annemi hatırlıyorum. Kardeşim orada mıydı hatırlamıyorum ama annemi ve komşuyu hatırlıyorum. Komşu kadın evin önünde annemle konuşuyordu ve bana seslendiler. Ben evde televizyon seyrediyordum. Ama Ekim ayı olduğundan emin değilim çünkü hava halen ılık ve güneşliydi. Cisim, stadyum tarafından, tarla üzerinden, yüksekten geldi bize doğru alçaldı. Doğrudan üzerimize geldiğini düşündüm. Biz ona baktıktan sonra bize doğru gelmeye başladı.

C: Size doğru geliyordu.

 

S: (T) Evet. Ben dışarı çıkıp ona baktığımda bize doğru yön değiştirdi sanırım...

C: Hedef sendin.

 

S: (T) Hedef ben miydim? O zaman kaçırıldığımı sanmıyorum.

C: Öyle mi?

 

S: (T) Orada duran insanlar vardı... (L) Fark etmez.

C: Kaçırılma sırasında zaman "donar."

 

S: (T) Cismin hareketi, düşen bir yaprağın hareketi gibiydi ve bunu çok garip bulmuştum. Evin kenarına kadar geldi. Daha sonraki bir tarihte de evin bodrumundayken benzer birşey yaşamıştım. Cisim, sanırım ben orada uyumak üzereyken yaklaşmıştı.

C: Titreşiyordu.

 

S: (T) Kesinlikle metalik görünüyordu ve keşke metal bilye atan tabancılardan bir tane olsaydı diye düşünmüştüm; onu vurabilirdim. Havada 15 metre mesafeden uzak değildi. Sanırım 3-5 metre uzunluğundaydı. İnce ve uzundu. ... Bana metalik göründü. Mükemmel bir pürüzsüzlüğü vardı. (L) Buradan neye varıyoruz? Belli ki bunu özellikle anlattılar. ...

C: Dönüm noktası.

 

S: (L) TR'nin hayatında önemli bir dönüm noktası mıydı?

C: Ve şimdi... bağlantı tamamlandı.

 

S: (T) Anlamıyorum...

C: Son zamanlarda gördüğün rüyalarını hatırla.

 

S: (L) O olay bir dönüm noktasıydı ve şimdi bağlantı tamamlandı... (T) Son rüyalarım... Rüyamda bir binaya giriyordum ve dışarı doğru uzanan elektrik kablosu gibi birşey vardı... bir tür bağlantı... (L) Bahsettiğiniz rüya bu mu?

C: TR'ye sor.

 

S: (T) Çok canlı rüyalar gördüm ama hatırlamıyorum. O olayla bağlantılı olarak yakın zamanda bana birşey mi oldu?

C: Evet.

 

S: (T) Burada yaptığımız şeyle bir ilgisi olmalı, ama tamamlanan bağlantı derken bunu mu kastediyorlar?

C: Pek sayılmaz.

 

S: (T) Tamamlandığını söylediğiniz bağlantı tamamen başka birşeyle mi ilgili?

C: İlişkili.

 

S: (T) Bana yakın zamanda birşey mi oldu?

C: Evet.

 

S: (T) Bilmediğim birşey mi?

C: Hayır.

 

S: (T) İşimle herhangi bir ilgisi var mı?

C: Kısmen.

 

S: (T) Bunun, iş yerinde insanlara belirli şeyler anlatmamla, bugünlerde olan olaylardan bahsetmemle ve onların bu şeyler hakkındaki bilinç seviyelerini yükseltmeye çalışmamla bir ilgisi var mı?

C: Evet, şimdi, çok önemli birşeyleri "çıkarmak" için, hatırlattığımız olaydan hemen sonraki yıllar içindeki arkadaşlarını, ilişkilerini ve deneyimlerini inceleyelim!!!

 

S: (T) O olayın 1974 değil de 1964'de olduğundan emin misiniz?

C: Sen daha iyi biliyorsun TR!

 

S: (T) Sormamın nedeni, o yıl kış ayında pencerenin dışından gelen seslerle ilgili olay ve o gece yaşadığım tüm o garipliklerin aklıma gelmesi... ve 70'lerde bir yerde meydana gelen başka bir olay vardı. Arizona'ya doğru yola çıkmaya hazırlanıyordum ve hem arabayla hem de başka şeylerle ilgili bir sürü gariplik yaşadım. (L) Bahsettiğiniz şey bununla mı ilgili? Arizona yolculuğu, sesler falan?

C: Ou, çoook şey var, değil mi TR? Ortaya çıkarma zamanı.

 

S: ... (T) Ehliyetimi almamla ve arabayla kırsal alanlara pek çok gezinti yapmamızla ilgisi var mı? Göl bölgesinde arabayla çok dolaşırdık.

C: Kısmen.

 

S: (T) Geceleri tepeler arasında arabayla uzun uzun dolaşırdık. (L) Bu yolculuklardan birinde birşey mi oldu?

C: Belki.

 

S: (T) Belki de olmadı. (L) Bu konunun önemi nedir? (T) Bir gece rastladığım ve bir daha hiç bulamadığım o garip kasabayla ilgisi var mı? Konu bir şekilde bununla mı ilişkili?

C: Evet.

 

S: (T) Gördüğüm en garip kasabaydı. ... (J) Anlat. (T) Bir gece güneybatı New York civarında arabayla dolaşıyordum. Liseyi bitirmiştim. Çok içerdim, o yüzden anlattığım olayların kesinliğini bilmiyorum. Bir gece Güney Tier'de, Fingerlakes bölgesinde bir kasabaya gittim. Yaşadığım en garip şeylerden biriydi. Bir sürü kasabaya gitmişliğim vardı; etrafta bir sürü insan, birşeyler olur. En azından çevrede biri olur. Saat dokuz veya ondu ve bu kasabaya girdim. İki şeritli ana cadde iki katlı binalarla doluydu ve dar bir kaldırımı vardı. Bir kanyonda gider gibiydi. Sokak lambaları vardı ama sokağa fazla ışık vermeyen küçük yeşilimsi lambalardı. Ortalıkta tek bir kişi bile yoktu. Binaların hiç birinde kimse yoktu. Binalar tahtalarla çevrilip kapatılmıştı. Bir kasabaydı ama aynı zamanda hiç benzemiyordu. Yaklaşık dört blok gittim ve geri dönüp çıktım ve etrafından dolaşıp tekrar girdim ve buna inanamadım. Kasaba orada değildi. Onu tekrar bulamadım. Adını da bilmiyordum.

C: Keşfet.

 

S: (S) Alacakaranlık Kuşağı Kasabası herhalde... (T) Bu kasaba...

C: Evet.

 

S: (L) Başka bir realiteye girdin. (T) Aslında gördüğüm şey gerçek bir kasaba değildi, öyle mi?

C: Aynen öyle.

 

S: (T) Çok sinirlenmiştim. Etrafından dönüp ikinci kez girmemin nedeni de kasabanın bana çok tuhaf gelmesiydi. (S) Tek başına mıydın? (T) Evet, yalnızdım. Orada benden başka kimse yoktu. Sokak lambalarından biri bana 1920'leri hatırlattı. Resmen hayalet bir kasabaydı. (L) Bu olayda TR'ye ve bize anlatmak istediğiniz şey nedir? Artık büyük çocuklarız, bu olayları kaldırabiliriz.

C: Konu o değil.

 

S: (L) Konu nedir?

C: Öğrenmek gücünüzü arttırır.

 

S: (L) Peki anılardaki bu gezintiden öğrenmeye çalıştığımız şey nedir?

C: Herşey hazır olarak sunulursa öğrenemezsiniz, aranızda tartışın! [TR'nin deneyimlerini tartışmak üzere mola verildi.]

 

S: (L) Bir yerlere varabildik mi?

C: Herşey birbiriyle bağlantılı.

 

S: ... (L) Bahsettiğimiz bu olay TR'ye özel mi? Yalnızca onun hayatında mı oldu?

C: Evet.

 

S: (T) Kurduğum ilişkilerin hepsi, kendi başlarına düşünebilen, olayları anlayabilen, çoğu insanın anlayamadığı çok farklı deneyimler yaşayan kişilerle olmuştur. Mutlaka kaçırılma deneyimleriyle ilgisi olması gerekmiyor, hayat deneyimleri olarak da.

C: Evet, ama bu daha önemli birşeyin işareti.

 

S: (L) Yani TR'nin böyle bir... (T) Bu ilişkilerin beni bugün olduğum kişi haline getirmesiyle mi ilgili? ...

C: Hayır.

 

S: (L) Hayır, sanırım tüm bu farklı türdeki insanlarla arkadaşlık kurabilmiş olmanın önemli birşeye işaret ediyor olmasıyla ilişkili. Benim aklıma ilk gelen şey şu: bir elçi veya bir katalizör müsün?

C: Hayır.

 

S: (L) Bu insanlarla ilişkilerinde yaptığı birşey önemli başka bir şeye mi neden oldu? Ve...

C: Hayır.

 

S: (L) O insanların herhangi biri onu çok etkileyen birşey mi yaptı?

C: Hayır.

 

S: (T) Çok çeşitli türden insanlarla ilişki kurabilmemle mi ilgili?

C: Hepsi aynı "düzlemden" geliyorlar.

 

S: (L) Yani kendisi gibi insanlarla mı ilişki kurdu? Ve hepsi aslında aynı düzlemden, yani başka bir yerden mi geliyorlar?

C: Yakın.

 

S: (L) Sanırım bir yerlere varıyoruz. Peki gördüğü o gemi, aynı düzlem veya yerden mi geliyordu?

C: Hayır.

 

S: (L) Peki o gemi, TR'nin şimdiye kadar ilişki kurduğu o insanlarla olan etkileşimleriyle yakından ilgili miydi?

C: Evet, ama asıl önemli olan bu değil.

 

S: (L) Asıl önemli olan TR'nin ve ilişki kurduğu diğer o insanların... (T) Ortak bir deneyimi mi paylaşıyoruz?

C: Yakın.

 

S: (T) Hepsinin kökeni aynı mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu köken nedir?

C: Neormm.

 

S: (L) Neromm mu?

C: Sizin dilinizdeki en yakın karşılığı.

 

S: (L) Bu bir yer mi?

C: Evet.

 

S: (L) Nerede?

C: Yıldız rehberlerini kontrol edin.

 

S: (T) Bu bir yıldız mı? Uzunvadeli ilişki kurduğum özel bazı insanlarla başka bir yıldızdan mı geliyoruz?

C: Dikey gerçeklikte.

 

S: (T) Aradığımız Oryonlu ben miyim?

C: Hayır.

 

S: (L) JR de onlardan biri mi?

C: Hayır.

 

S: ... (T) Kafam karıştı. (J) Benim TR'yle olan ilişkimin önemi nedir? (L) Onu insanlaştırmak mı? [Gülüşme]

C: Açık.

 

S: (T) Açık bir ilişki! (J) Hayır, değil. Bu bir evlilik. Üzgünüm! (T) Evliliği sen istedin! 27 yıldır gayet iyiydik... (F) O kadar oldu mu? (T) Yo, sadece öyle hissettim. (L) Pekala! Şimdi neredeyiz? TR'nin dikey bir gerçeklikten geldiğini ve bunun hayatı boyunca kendini çeşitli şekillerde gösterdiğini ve şu dönemde yaşadıklarının da bununla ilgili olduğunu keşfettik, doğru mu?

C: Evet.

 

S: (T) Dikey gerçeklik nedir? (L) Dikey bir gerçeklik! (T) Ou, teşekkür ederim! Bu herşeyi açıklıyor. (L) Yanyana farklı gerçeklikler var; demek bu da dikey bir tanesi...

C: Boyut sınırı geçişinde kesişecek.

 

S: (L) Diğer bir deyişle boyut sınırıyla kesişen bir gerçeklikten geldiği için zihnen onunla bağlantı halinde, öyle mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Sadece denedim. (T) Bana da iyi görünmüştü. Bir acil çıkış kapım olurdu!

C: Birleşiyor.

 

S: (L) Tamam, yani TR dünyadışı dikey bir gerçeklikten gelen kısmen dünyadışı biri ve bu onun, aynı gerçeklikten gelen kişilerle etkileşmesine neden oluyor. Ne olmuş? [Gülüşme] (S) Yapacak bir iş! (J) Hobi.

C: 3'üncü yoğunluk düşünüyorsunuz, bir bilgi "tazeleme" celsesine ihtiyacınız var!

 

S: (T) Kasyopya Bilgi Takviye Kursu. (L) Sadece herşeyin neyle ilgili olduğunu anlamaya çalışıyorum. Tüm bunlar nereye varıyor?

C: O halde size aktardıklarımızdan ve aynı zamanda kendi içinde "kilitli" durandan öğren. Yani, anahtarı bulma zamanı!

 

S: (L) Elimizdeki bilgilere bu şekilde mi bakmamız gerekiyor? (J) Bunun, Laura'nın son bir buçuk gününü...

C: Lütfen bizi oraya veya buraya "itmeyi" bırakın ve sadece serbest bir şekilde öğrenin.

 

S: (L) Bence gezegendeki herkes şu anda bunu yapıyor. Her zaman, alternatif bir gerçekliği paylaştıkları insanlarla ilişkiler oluşturan farklı gruplar var. (J) Yani birbirimize mi çekiliyoruz? (F) Doğru. Bana anlamlı geldi. (L) Peki o zaman biz hangi alternatif gerçekliği paylaşıyoruz? Yoksa aynı alternatif gerçeklikten gelmiyoruz da, her birimiz farklı bir alternatif gerçekliğin temsilcileri ve bağlantı noktası mıyız?

C: Son kavram aynen doğru!

 

S: (T) Hepimiz kendi grubumuzu mu temsil ediyoruz?

C: Güç arttırmakla ilgili olarak ne söyledik?

 

S: (L) Yani her birimiz kendi gerçeklik grubumuzla bağlantılıyız ve...

C: JR, ilgili cümleleri hepinize tekrar okusun.

 

S: (L) Belirli insanlar, veya belki herkes, kendi içlerinde kilitli olarak veya bireysel elektromanyetik alanları içinde enerji paketlerine veya bilgilere sahip...

C: Yapbozun parçalarının bir araya getirilmesi gibi.

 

S: (L) Biz bir yapbozun parçaları mıyız? (J) Evet, bunu zaten biliyorduk.

C: Bir parça kağıda dikey bir kesişim çiz.

 

S: [bir kağıda bunu çizdik] (L) Böyle mi?

C: Hayır, ters bir "T" harfi gibi yap.

 

S: (L) Tamam, işte bu. [Çiziyor] Şimdi...

C: Sonraki sayfayı kullan ve bu sefer daha yakın çiz ama sol alt köşeye değil.

 

S: (L) Oldu mu?

C: Hayır, sol alt köşeden daha uzak olsun. ...

 

S: [Tekrar deniyoruz]

C: Çok daha küçük olsun.

 

S: [Tekrar deniyoruz] (L) Oldu mu?

C: Merkeze yakın.

 

S: [Tekrar deniyoruz] (L) Şimdi nasıl?

C: Şimdi diğeriyle birleştir.

 

S: (T) Üstten mi, alttan mı?

C: Hafif farklı bir açıyla.

 

S: [Deniyoruz] (L) Böyle mi?

C: Tekrar deneyin.

 

S: [TR deniyor] (T) Sanırım bunu kastediyorlar. (L) Bu mu?

C: Hayır.

 

S: [TR tekrar deniyor]

C: Tabanları birleştir.

 

S: [TR tekrar deniyor] (L) Neden tablada kendiniz çizmiyorsunuz? [Kalemi planşete iliştirerek kağıdın üzerine koyuyor] Evet arkadaşlar, çizin! [Planşet şekli çiziyor]

C: Şimdi siz devam edin...

 

S: (J) Spiral mi?

C: Hayır.

 

S: [TR, her yöne dikey uzantıları olan çokgen bir şekil çiziyor] Bunu mu kastediyorsunuz?

C: Şimdi tabanı daireselleştirin... Şimdi bir dış dairenin içine alın... Şimdi başka bir sayfaya temiz bir kopyasını yapın.

 

S: (J) Bu bir ekin çemberi mi?

C: Yapıldı, evet. Dikey gerçekliklerin birliğini temsil ediyor.

 

S: (L) TR'nin geçtiği kasaba, bir dikey gerçeklik kasabası mıydı?

C: Yakın. Yedi çizgi gerekiyor.

 

S: (L) Gruptaki her bir kişi bir çizgi mi?

C: Evet.

 

S: (L) Sonunda yedi çizgimiz mi olacak?

C: Evet.

 

S: (T) Buradaki beş kişi, çizgilerden beşi mi?

C: Açık.

 

S: (T) Bu diplomatik bir yanıttı, değil mi? Bu kavramla ilgili öğrenebileceğimiz başka şeyler var mı?

C: Elbette!

 

S: (L) Yedi çizgi yerini bulduğunda, bu bizim gücümüzü/bilgimizi katlayarak arttıracak mı?

C: Patlarcasına.

 

S: (L) Bu süreci durdurmaya yönelik bu kadar saldırı ve bu kadar girişim olmasının nedeni bu mu?

C: Kısmen.

 

S: (T) Tamam, kağıt üzerinde yedi çizgili olarak şekli çizdik. Şimdi bu şekille ne yapacağız?

C: Açık.

 

S: (T) Sanırım bu sadece bir dersti. (L) Dairenin merkezinde ne var?

C: Herşey yerini bulacak, şimdi bunun önemi üzerinde düşünmeniz gerekiyor ve bizim de iyi geceler dememiz gerekiyor!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

7 Mayıs 1995 F___, Laura, TR ve JR, SV

 

S: (T) İyi akşamlar.

C: İyi akşamlar.

 

S: (L) Bu akşam kimle birlikteyiz?

C: Myip.

 

S: (L) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Pekala, sormak istediğimiz bir dizi soru var. Yoksa sizin hazır planlarınız mı var?

C: Bazı.

 

S: (L) Planlarınız var mı, yoksa biz sorularımızı soralım mı?

C: Her ikisi.

 

S: (L) Yine bir tanesini gördüğüm için aklıma geldi, evimdeki hamam böceklerinin hikayesi nedir? Neden onları bu kadar sık görüyorum?

C: Açık.

 

S: (L) Sızabilecekleri her tür çatlak ve aralık var ama genelde ortalıkta görünmezler.

C: Besin kokusu.

 

S: (L) Yiyecek kokusu aldıkları için mi geliyorlar?

C: Sebeplerden biri.

 

S: (T) Diğer bir sebep nedir?

C: Elektronik böcek-savar öneriyoruz.

 

S: (L) Böcek öldürücü mü? (SV) Öldürenler değil, uzak tutanlar. (T) Onun yayacağı frekans kanalı olumsuz etkilemez mi?

C: Aptalca soru.

 

S: (J) Ben öyle düşünmemiştim. (L) Ben de. Ne de olsa bir frekans.

C: Kanal şu anda bundan etkilenmeyecek kadar çok güçlü.

 

S: (L) Pekala, birkaç soruyla başlayalım. İlk sorumuz: Sümerler kimdi?

C: Matematik çalış.

 

S: (L) Matematik mi çalışayım? Cevap bu mu?

C: Evet.

 

S: (L) Kimin matematik çalışması gerekiyor?

C: Sen.

 

S: (L) Matematikte, bana onların kim olduğunu gösterecek birşeyler mi var?

C: Evet.

 

S: (L) Sümerler hakkında birşeyler okudum ve Sitchin'in yazdıklarını da okudum...

C: Biz Sitchin değiliz!

 

S: (L) Sümerler sanki bir hiçliğin içinden bir anda ve o kadar kapsamlı bir medeniyeti nasıl oluşturdular?

C: Yapbozun tüm olası eksik parçaları için matematik çalış!!! Uygun bilgisayar programlarından yararlan. Artık tüm yanıtları doğrudan bizden istemek yerine biraz inisiyatif kullandığınızda, öğrenmek gücünüzü onkat daha fazla arttıracak!!!

 

S: (L) Aklıma ilk gelen şey şu ki, bize verdikleri tüm tarihleri birleştirip bir veritabanı oluşturmak istiyorum. Kometlerin tarihleri, medeniyetler, arkeolojik bulgular ve tüm bunların ortaya koyduğu resim... (J) Ben, ekin çemberleri hakkında birkaç şey daha öğrenmek istiyorum.

C: Gücünüzün artmasını istemiyor musunuz?

 

S: (L) Tabii ki istiyoruz. 25.920 yıllık Büyük Yıl'ın, yani zodyakın presesyonunun, konularımız için bir önemi var mı?

C: Önceki yanıtlara bak.

 

S: (L) Bu, matematiğin yardımcı olup olmadığından emin olmadığım bir konu. UFO'lardan düştüğü görülen melek saçı (angel hair) nedir?

C: "Curuf" (slag) olarak da biliniyor.

 

S: (J) Bu, UFO'ların itiş sistemlerinin bir yan ürünü mü?

C: Ve boyutötesi manevraların.

 

S: (T) Kaybolup gitmesinin nedeni bu olsa gerek. (L) M___ F___'nin glasin bir torba içinde, bir yerden bulduğu belgelenmiş bir melek saçı olduğunu biliyor muydunuz! (T) Bir sigara paketi içinde de bir UFO dedektörü var! (L) Tamam. Pek çok olayda, gökten parlak, jelatinimsi maddeler düşüyor ve bunlar bir süre sonra yok oluyor. Bu konunun...

C: Önceki yanıta bak.

 

S: (T) Melek saçıyla aynı madde. (L) "Büyük Şikago Yangını"yla ilgili çok sıradışı koşullar vardı. Bu yangının meydana gelmesinde başka boyutların etkisi var mıydı, yoksa doğal bir fenomen miydi?

C: Belirsiz.

 

S: (L) Daha net olmak gerekirse, birkaç kişi, gökten düşen bir ateş tornadosu veya patlama veya ateş gördüklerini anlatmıştı ve bu o kadar hızlı ve güçlü bir şekilde olmuş ki, canlarını kurtaracak zamanı zor bulmuşlar.

C: Dedikodu.

 

S: (L) Şikago'ya komşu bile olmadıkları halde, iddiaya göre aynı süre dahilinde yanıp yok olan pek çok küçük kasabalar vardı.

C: İyi okuma konuları olur.

 

S: (L) Ohio'da Adams County'deki Great Serpent Mound'u (Büyük Yılan Höyüğü) kim yaptı?

C: Armonan mezhebi.

 

S: (T) Armonanlar kim?

C: Atlantislilerin torunları.

 

S: (T) Yani çok uzun bir zaman önce mi yapıldı? (L) Onlar hakkında bilmemizi veya öğrenmemizi tavsiye ettiğiniz herhangi birşey var mı?

C: "Yapbozun parçaları."

 

S: (L) Bu bölgede ne zaman yaşadılar? Ne zaman ve nereden geldiler?

C: Sümer sorusuna verilen yanıtlara bak.

 

S: (L) Bana öyle geliyor ki, Sümerler ve Armonanlar, Atlantis battığı zaman çeşitli yerlere dükkanlarını kuran Atlantislilerdi.

C: Güzel, şimdi bununla devam et.

 

S: (L) Aynı cevabın İngiltere'de Uffington'daki White Horse (Beyaz At) için de geçerli olduğunu düşünüyorum.

C: Evet.

 

S: (L) Tamam, bununla ilgili olarak şimdilik bilmek istediğim buydu. Kaliforniya'daki Shasta Dağı'nın içinde yaşayan biri veya birşey, medeniyet veya grup veya örgüt var mı?

C: Hayır.

 

S: (J) Shasta Dağı'yla ilgili gizemli güç söylentisinin herhangi bir gerçekliği var mı?

C: Yalnızca dolaylı olarak.

 

S: (T) Yani Shasta Dağı'nın kendisinde herhangi gizemli bir güç yok, değil mi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu, onunla ilişkili herhangi bir grup veya varlıklar için de geçerli mi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu konuda şu anda farkında olmadığımız ama sormamızın faydalı olacağı sorular var mı?

C: Size bağlı.

 

S: (L) Dünyadışı varlıklar ve ilişkili diğer fenomen ve varlıklardan yayılan katlanılmaz sülfür kokusunun nedeni nedir?

C: Kimyasal etkileşimler.

 

S: (L) Eğer dünyadışı bir varlık 3'üncü yoğunlukta ölürse ve kalıntıları burada kalırsa, bu durum sülfür veya ilişkili bileşikler üreten kimyasal bir reaksiyona mı neden oluyor?

C: Bravo!

 

S: (J) Yani buna neden olan şey boyutlar arasındaki fark mı? (L) 4'üncü yoğunlukta ölselerdi yine aynı kokuyu yayarlar mıydı? (J) Bu aptalca bir soru çünkü 4'üncü yoğunlukta "koku" nedir ki? (L) Bu bir tuzak soruydu!

C: 3 ve 2 yerine 4'üncü yoğunluk gibi düşünün.

 

S: (L) Bu dünyadışı varlıklar kimyasal olarak 4'üncü yoğunlukta mı oluşuyor?

C: Yakın.

 

S: (L) F___ ve ben çok garip rüyalar gördük. Geçen Pazar günü rüyamda dışarı çıktım ve gökyüzünde bir sürü şey oluyordu. Gökyüzünde ve yerde birbirlerine ateş eden dünyadışı gemiler vardı ve çok korkutucuydu. Etrafta koşuşan insanlar vardı. Kocam ve çocuklarım beni terk etmişti çünkü tüm bunlar kocamı fena şekilde korkutmuştu. Gerçekten çok garip bir rüya.

C: Dikkatini sürdürmeye devam et!

 

S: (J) Tanrım! (L) Bu, kehanetsi bir rüya mıydı?

C: Açık.

 

S: (T) Rüya sırasında başka neler gördüğünü hatırlaması için mi dikkatini sürdürsün?

C: Daha fazla rüya için.

 

S: (L) Bu rüyalar bilgi mi veriyor?

C: Açık.

 

S: (T) Bir kadınla ilgili sürekli rüyalar görüyorum. Bu kadın kim?

C: Önceki yanıt.

 

S: (L) Bir süre önce transkriptleri tekrar okuyordum ve bir yerde, karadeliğin mutlak yokluk olduğu ve yok olan şeylerin birinci yoğunlukta tekrar üretildiği yazıyordu. Veya birinci seviyedeki tekrar üretimin, karadeliğin bir yansıması olduğu söyleniyordu. Karadelik birinci yoğunlukla mı yoksa yedinci yoğunlukla ilgili bir fenomen mi?

C: Yalnızca 1'den 4'e kadar.

 

S: (L) Karadelik fenomeninin, yani mutlak yokluğun, daha üst seviyelerde, yani 5'ten 7'ye kadar olan yoğunluklarda bir yansıması var mı?

C: Önceki yanıta bak.

 

S: (T) Eğer karadelik, birinci seviyeden dördüncü seviyeye kadar olan saf KH ise, beşinci seviyeden yedinci seviyeye kadar olan bölüm de saf BH'dir. (SV) Daha önce beşinci ve altıncı seviyede de KH'nin olduğunu söylemişlerdi. (T) Ama o yansıma. (L) Düşünce formu.

C: Beşte kapsüllenmiş halde. (sınırlandırılmış)

 

S: (L) Yedinci seviyeden sonra başka...

C: Hayır. "yediden sonra" demek, transkriptleri tekrar gözden geçirmen gerekiyor demek!

 

S: (L) Bitirmeme izin vermediğiniz sorum şu; bir oktav mı var? Bu, tıpkı bir piyanodaki oktavlar gibi basamak basamak yükselen birşey mi?

C: Önceki yanıt.

 

S: (L) Oktavlar ve benzer şeylerle ilgili bir sürü şey öne sürülüyor.

C: Büyük döngü. Bahsettiğin şeyleri öne sürenler kim?

 

S: (L) Oktav döngüsünden bahsedenlerden biri Gurdjieff, ayrıca Sufi öğretileri ve birkaç büyük felsefi öğretide de oktav etkisinden bahsediliyor. Yedili döngü var ve sonraki döngü bir üst seviyede ve bu müzikteki oktav gibi tanımlanıyor.

C: Biz kimiz?

 

S: (L) Kasyopyalılar.

C: Evet. Şimdi, size gelişiminizde yardımcı olmak için gönüllü olduk, değil mi?

 

S: (L) Başka tüm saçmalıkları pencereden atın gitsin mi diyorsunuz?

C: Eğer sekizinci bir seviye olsaydı, sizce bunu şimdiye kadar belirtmeyi ihmal eder miydik?!?

 

S: (J) İyi bir nokta. (SV) Söylemeyi unuttular! (J) Ou, bu arada size sekizinci seviyeden bahsetmiş miydik?! (T) Belki bu insanlar döngünün baştan başlamaktan ziyade başka bir oktava geçtiğini düşünüyorlardır. Henüz bu bilgiyi netleştirmemişler.

C: Konuşan çok kişi var ve yalnızca bazıları gerçeği söylüyor!

 

S: (J) Evet ama hangileri doğruyu söylüyor? (L) Gerçek orada! [ç.n.: Truth is out there: X-Files dizisine bir gönderme olmalı] Ama yedi sayısının önemi nedir? Neden yedi?

C: Neden olmasın?

 

S: (T) Sekiz veya dokuz veya altı da olabilir miydi?

C: Herhangi birşeyin "önemi" var mı?

 

S: (L) Sadece bizim atfettiğimiz önem var sanırım.

C: Peki o nedir?

 

S: (T) Bu bana ilginç geldi çünkü herşeyin belirli bir yapıya göre kurulduğu anlamına geliyor. Başka bir sayı değil de bu sayının seçilmesinin bir nedeni olmalı.

C: Gerçekten mi?

 

S: (T) Tesadüf olamaz. Hiçbirşey tesadüf değil!

C: Bunu kim söylüyor?

 

S: (T) Siz söylediniz.

C: Öyle mi?

 

S: (L) Burada söylemeye çalıştığınız şey, herşeyin rastgele şekillendiği mi?

C: Hayır, size yapbozun parçalarını nasıl bir araya getireceğinizi öğretmeye çalışıyoruz.

 

S: (T) Yani herşeyin ne olduğunu ve neden öyle olduğunu bizim bulmamız gerekiyor.

C: Peki sebebin ne olduğunu mu bulmanız gerekiyor?

 

S: (T) Neyin sebebi? (J) Yedinin.

C: Hayır. Hayır. Hayır. Dikkat edin lütfen. Sebep nedir?

 

S: (J) Herşeyin ardındaki sebep mi?

C: Şimdiye kadar öğrendiklerinizin çoğu, gerçeklik tanımları varsayımı üzerine kuruluydu.

 

S: (L) Peki varsayımlarımızın hepsi tamamen yanlış mı?

C: Hepsi değil.

 

S: (J) 3'üncü yoğunluk kökenli olan hiçbirşey, bu şeylerin çoğunda geçerli değil ve bundan kurtulmamız gerekiyor.

C: Mantık subjektif.

 

S: (L) Matematikte kullanılan sembolik mantık subjektif mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Mantık yürütmeden ziyade matematikle ilgili pek çok şey öne sürüyorsunuz. Pekala. Kurtçuklarla dolu bir kutuyu açtık. (T) Bunu hep yapıyoruz. (J) Biz kurtçuklarız! [Gülüşme]

C: Proje devam ediyor.

 

S: (T) Bize verdiğiniz eğitim, devam eden bir proje. (J) Biz bir kutu dolusu kurtçuğuz. (L) Gelecekte bir noktada sizinle olan bağlantımız sona erecek mi? [birden teyp kasedi bitti ve düğme attı. Şaşırmış bir şekilde bu eşzamanlılığa güldük] (L) Bu, sorduğumuz soruya verilen sembolik bir yanıt mıydı?

C: Açık.

 

S: (T) Gördüğüm rüyayı sormak istiyorum. Biliyorum, önceki yanıt dediniz ama, o kadın kim? Bu varlık kim?

C: Dikkatini sürdürmeye devam et.

 

S: (T) Güzel! Her gece bir arkası yarın izlemek gibi! ...

C: Laura yorgun.

 

S: (T) Yorgun musun? (L) Normalden fazla değil. Bir nedeni mi var?

C: Açık; kafein öneriyoruz.

 

S: (L) Kafein molası! Bazen TR ile JR yoldan gelirken sönen sokak lambaları fenomeni hakkında sormak istiyoruz. Bu birkaç kez bana da oldu. Bu olayın herhangi bir önemi var mı? Yani buna TR ve JR mi neden oluyor?

C: Belki.

 

S: (L) Bundan daha fazla birşey söyleyebilir misiniz?

C: Keşfedin.

 

S: (L) Birkaç yıl önce geçtiğim yerlerde görünüşe göre bir sürü şey kırılıyordu... camlar, gaz lambası şişeleri, araba camları, uydu çanakları... Mekanik cisimler bir dokunuşumla bozuluyordu.

C: EM anomalileri.

 

S: (L) Bu olaylar bendeki veya etrafımdaki birşeyden mi kaynaklanıyordu?

C: Farkındalık değişimleri vs.

 

S: (L) O süreçte bu olaylara katkıda bulunan herhangi bir kaçırılma veya dünyadışı temas olayı da var mıydı?

C: Keşfet.

 

S: (L) TR ve JR'nin lambalarla olan deneyimleri de bu tür birşeyle mi ilgili?

C: Belki.

 

S: (T) Sanırım "açık" ile "belki"yi karşılaştırdığımızda, "belki" evete daha yakın. (L) EM anomalileri ve farkındalık değişimleriymiş. (J) Etrafında olan bitenlere dikkat etmediğinde böyle şeyleri fark edemiyorsun.

C: Evet.

 

S: (L) Benim durumumda biraz daha patlayıcıydı. Belki de çok daha fazla karanlıktaydım ve bir anlamda zihnimde büyük patlamalar meydana gelmesi gerekti.

C: Belki.

 

S: (T) Daha önce bahsettiğiniz EM dalgası hala gezegeni turluyor mu?

C: Evet.

 

S: (T) Yapacağı şeyi henüz yapmadı yani, öyle mi?

C: Açık. ... Ekin çemberleri. 1. Bir gezegen "penceresi." 2. Astronomik "ikiz" fenomeni vs. 3. Alternatif akım. 4. Hasat zamanı ödüllendirilmeyi bekleyin.

 

S: Salyangoz şekilli oluşum sahte mi?

C: Açık.

 

S: (L) Ne anlama geliyor?

C: Açık. 5. Gömülü hafıza. 6. Kervan. 7. Özlem. 8. Kavrama yoluyla bilgi. 9. Görüntü doğrulama sunuyor. 10. Bağlantılı öğrenişler. 11. İletişim.

 

S: (J) Bu logo olarak kullandıkları. (T) Bunu biliyorlar mı merak ediyorum.

C: Merak et gerçekten! 12. Bilgi aktarımı. 13. Döngüsel kalıpları inceleyerek gerekli ipuçlarını bulun. 14. Aile. 15. Değişim Sezonu. 16. Büyük ilerleyiş. 17. Bir laboratuar olarak evren. 18. Boyut ötesine geçiş. 19. Fiziksel hayatın resmedilişi. [ç.n.: grup tarafından resimlerine göz atılmakta olan ekin çemberlerinin anlamsal ifadeleri sanırım.]

 

S: (L) Bu ekin çemberindeki kirpi neden öldü?

C: Beden kimyasında aşırı faaliyet.

 

S: (L) Bu şekillerde görülen kirpiler önemli mi?

C: Öğren. Şimdilik sindirecek yeterli materyaliniz var. İyi şanslar ve bir sonraki sefere kadar hoşçakalın.

--------------------

13 Mayıs 1995 Frank, Laura, JR ve TR, SV

 

C: Merhaba.

 

S: (L) Merhaba. (J) Kanala başkası mı girdi? (L) Karşımızda kim var?

C: Rolora.

 

S: (L) Az önce kanala başka biri mi girdi?

C: Belki.

 

S: (L) Geçen gece annemle birlikte tabladan aldığımız Play 4 (bir şans oyunu) rakamlarının üçü doğru çıktı. Bu rakamlar hangi kaynaktan geldi?

C: Laumer.

 

S: (L) Ölmüş olmasına rağmen Laumer hala etrafta dolanıyor mu?

C: Eğer seçimleri bu yöndeyse herkes "etrafta dolanabilir."

 

S: (J) Benim annem ölümünden sonra hiç etrafımızda bulundu mu?

C: Hayır.

 

S: (L) Şu anda herkesin merak ettiği birşey olduğu için sormak istiyorum; bir süredir hissettiğimiz bu aşırı sıcaklığın kaynağı nedir?

C: Normal hava kalıbı değişimi.

 

S: (L) Peki klima neden evi serin tutmaya yetecek kadar iyi çalışmıyor?

C: Ev, klima göz önünde bulundurulmadan inşa edilmiş.

 

S: (L) Evet, bunda haklısınız. Pekala, sormak istediğimiz birkaç soru var. Windows Windings dosyasındaki sembollerden biri, Ann Bailey'in broşürlerinde kullandığı bir sembole çok benziyordu. Bu sembolün kaynağının ne olduğunu öğrenmek istiyorum.

C: Eterik hafıza.

 

S: (L) Anlamı nedir ve neden dosyadakinden biraz daha farklı hale getirilmiş?

C: Genel olarak gerçekliğin parçalarının birleşmesi.

 

S: (L) Bu sembolü reikide kullanmak faydalı olur mu?

C: Evet.

 

S: (J) Bu sembolün dosyadakinden biraz daha farklı hale getirilmiş olmasının nedeni nedir?

C: "Farklı insanlar için farklı dokunuşlar."

 

S: (L) Bu konu hakkında bize söyleyebileceğiniz başka birşey var mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Tamam, geçen hafta SV ile Frank'le birlikte benim üzerimde bir yapışık ruh çıkarma celsesi yaptık. Aynı zamanda kendimizi korumayla ilgili bilgi istedik. O celsede Frank aracılığıyla verilen bilgiler, kendimizi nasıl korumamız gerektiği konusunda doğru bilgiler miydi?

C: Çoğunlukla.

 

S: (L) Söylenenlerden biri şuydu; insanları hayatımızdan çıkarma ile ilgili olarak endişelenmemize gerek yok, sadece taşıdıkları potansiyele dikkat etmemiz gerekiyor ve bu farkındalık, zarar görmemizi engelleyecektir. Bu doğru mu?

C: Büyük ölçüde.

 

S: (L) Negatif enerji taşıyanlarla temasımızı bazen sınırlandırmanın da iyi bir fikir olduğunu düşünmekte haklı mıyım?

C: Aşırı durumlarda.

 

S: (L) Yani diğer bir deyişle, eğer bir kişi aşırı derecede negatifse ondan uzak durmak veya iletişimi sınırlandırmak iyi olacaktır, öyle mi?

C: İyi fikir.

 

S: (J) Duygusal dengesizliklerim nedeniyle TR ile yaşamakta olduğumuz durum hakkında sormak istiyorum... (L) Tamam... JR, aslında bu saldırı durumlarını herkes yaşıyor...

C: Mide sorunlarına neden oldu.

 

S: (L) Mide sorunları mı yaşıyorsun? (J) Her zamankinden fazla değil. (L) Pekala, TR ile JR'nin yaşadığı durum, JR'nin algıladığı saldırı... Bu gerçekten bir saldırı mıydı?

C: Kısmen.

 

S: (T) Bunda etkili olan başka ne vardı?

C: Biyolojik değişiklikler.

 

S: (J) Aylık hormonal etkiler mi?

C: Evet.

 

S: (J) Evet, bu açıklıyor. (L) SV, benim geçmişte yaşadığım bir durumu deneyimliyor. Odasında puslu bir varlık algılıyor. Bu varlığın, bu sisin kaynağı nedir?

C: ID "kodlu" varlık.

 

S: (L) Bu ne tür bir varlık oluyor?

C: Sublineer yeti benzeri. (ç.n.; yeti: himalaya dağlarında görüldüğü iddia edilen, saskuaş/kocaayak benzeri bir varlık)

 

S: (T) Sublineer ne anlama geliyor?

C: Kanal mekanizması tanımlayıcısı.

 

S: (T) Varlığın kendini gizlemesiyle ilgili mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Boyut perdesinden yanlışlıkla gelen birşey mi ve geri dönmek için S___'nin enerjisine mi ihtiyaç duyuyor?

C: Hayır.

 

S: (L) Geri dönmekte zorluk mu çekiyor?

C: Geçmişteki iz (imprint) nedeniyle SV'yi seçti.

 

S: (SV) "Geçmişteki iz" derken neyi kastediyorsunuz?

C: Geçmiş ilişkiler, kanallama auranda çatışan izler meydana getirdi.

 

S: (L) Bu geçmiş ilişki veya izleri değiştirebilmesinin herhangi bir yolu var mı?

C: Travmatik olaylar yaşadığın yerlere git ve "mevcut aural kalıbını yeniden yükle."

 

S: (SV) Bu tüm ülke olabilir. (T) Gözünde canlandır.

C: Yeterli olmaz, fiziksel olarak gitmeli.

 

S: (T) Tüm hayatı boyunca herhangi bir yerde yaşadığı herhangi birşey olabilir mi, yoksa yakın zamandakiler mi?

C: Travmatik olaylara kolayca erişilebilir.

 

S: (L) Yani kendisi bunu kolayca bilebilir. SV'nin bu deneyimini, A___'ya hamileyken benim yaşadığım deneyime çok benzettim, gerçekten benzer mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Benim gördüğüm sis neydi?

C: Olağandışı stresin neden olduğu varlık izi.

 

S: (J) Bebek nedeniyle mi?

C: Kısmen. Hamilelikler sıradışı psişik farkındalığa neden olabilir.

 

S: (L) S___'nin odasındaki bu sisin niyeti nedir?

C: Doğru kavramsallaştırma değil.

 

S: (SV) Herhangi bir korku duymuyorum, sadece göz yorgunluğunun bir etkisi olup olmadığını merak ediyordum. (T) Benim geçen gün gördüğüm duman neydi?

C: Ozon.

 

S: (L) Bugün John aradı ve bana Oklahoma bombalamasından bahsetti. Bunun hakkında fazla konuşmamıştık... İlginç bazı iddialarda bulundu. Oklahoma bombalaması "içeriden" yapılan bir iş miydi? Yani devletin kendi ajanları tarafından mı yapıldı?

C: Hayır!

 

S: (L) Oklahoma bombalaması, gerçekten tutuklanan kişiler tarafından mı yapıldı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu bombalama olayı, bina yanına park edilen kamyona yerleştirilmiş olan gübre bombasıyla mı gerçekleştirildi?

C: Evet.

 

S: (L) Bina içindeki bir bombayla yapılmadı mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Timothy McVeigh bu olayı kendisi dışındaki güçlerin etkisiyle mi gerçekleştirdi?

C: Evet.

 

S: (L) Bu güçler insan mıydı yoksa başka mı?

C: Başka.

 

S: (L) "The Politics of Metaphysics" (Metafizik Siyaseti) yazımda yazdığım gibi miydi?

C: Evet.

 

S: (L) O yazı esasen kanallanmış mıydı?

C: Evet.

 

S: (J) John'un, bombanın büyüklüğü ile ilgili söylediği şey doğru muydu?

C: Hayır.

 

S: (T) John'un söylediği herhangi birşey doğru muydu?

C: Genel olarak hayır.

 

S: (T) Dedikodu yayıyor veya uyduruyor mu?

C: Hareket ettiği çevre içinde.

 

S: (J) Hangi çevre içinde hareket ediyor?

C: Devlet karşıtı silahlı tipler.

 

S: (T) Ajan mı?

C: Mesela?

 

S: (T) Devlet ajanı mı?

C: Hayır.

 

S: (T) KH ajanı mı?

C: Yakın.

 

S: (T) Belirli bir gündem mi yaratmaya çalışıyor?

C: Belirli bir gündem yaratmaya çalışanlar onun üzerinden çalışıyor.

 

S: (T) CIA, NSA, FBI, askeri istihbarat veya buna benzer birşey için çalışmıyor, değil mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Daha önce onun NSA için çalıştığını söylemiştiniz... (T) CIA...

C: CIA'nın açılımı Confusion Is Apparent! (Bariz Kafa Karıştırma)

 

S: (T) Yani o bir Bariz Kafa Karıştırma ajanı mı?

C: Belki.

 

S: (J) Onların istediklerini yapıyor ama onların maaş bordrosunda yer almıyor. (T) Aynı başarıyla dezenformasyon yayıyor. (L) Bir konuşmamızda nereye taşınmak istediğimizden bahsediyorduk. Kocamın kendi fikri var ve hepimizin de kendi fikirleri var. Bilmek istediğimiz şey ise, mutlu olma ve etrafımızdakilerden hoşnut olma anlamında hangisi daha iyi bir yer; Güney Dakota mı, yoksa Kuzey Dakota mı?

C: Daha önce de söylediğimiz gibi, taşınmak anlamsız çünkü bu bir 3'üncü yoğunluk düşüncesi. Çalışmalarınız üzerinde çok olumsuz bir etki yapacaktır. "Önemli olan nerede olduğunuz değil, kim ve veya ne olduğunuzdur."

 

S: (L) Bahsettiğimiz konu bu değildi. Korkudan dolayı taşınmaktan bahsetmiyoruz. Sadece hoşlanmadığımız için artık burada yaşamak istemediğimiz için taşınmaktan bahsediyoruz! Bu sıcaktan kurtulmak istiyorum!

C: Fazlasıyla 3'üncü yoğunluk!!!

 

S: (T) Bu birlikte karar verdiğimiz birşeydi. Nuh'un o gemiyi yapması gibi. İyi bir fikir olabileceğini düşünmüştük.

C: O zaman yapın, ama orada olmamızı beklemeyin!

 

S: (L) TR ve JR'nin acilen daha geniş bir yere ihtiyaçları olduğu için, Kuzey Karolina'ya taşınma dışında onlara ne önerirsiniz?

C: Daha büyük bir yere sahip olmak mutlaka uzun mesafeli bir yolculuk yapmayı mı gerektiriyor?

 

S: (J) Hayır, gerektirmiyor, ama St. Petersburg'da büyük bir yer tutmak için gereken parayı vermek istemiyorum. Bu, uzun süre önce konuştuğumuz birşeydi.

C: St. Petersburg tek seçeneğiniz mi?

 

S: (J) Bilmiyoruz, bunu öğrenmemiz gerekiyor. İş ve diğer şeyleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor. (L) Ekonomik durumum, taşınmayla ilgili planlarım ve fikirlerim yüzünden mi kötüleşti?

C: Belki.

 

S: (L) Eğer bu konudaki düşünce kalıplarımı değiştirirsem, bu ekonomik durumumda bir rahatlama sağlar mı?

C: Eğer zihnini tüm olasılıklara açarsan, bu her zaman rahatlama sağlar.

 

S: (J) Yapmaya çalıştığımız şey de bu. Olasılıklardan biri de Kuzey Karolina'ya taşınmak. (L) Pekala, Evren'in benden ne yapmamı istediğini bilmiyorum. Sadece bekleyip görmek istiyorum. Bir yön gösterilmesini bekliyorum. Başka ne yapabilirim?

C: Güzel!

 

S: (J) Bizim yaptığımız da bu. Zihinlerimizi tüm olasılıklara açmaya çalışıyoruz. Orada birşeyler açılabilir veya St Pete'de veya başka yerde. Bilmiyoruz. Doğru kapıyı bulana kadar aramaya devam etmemiz gerekiyor.

C: Bizimle iletişiminizi sürdürmek ve sizinle paylaştığımız bilgileri öğrenmek istediğiniz sürece, pek çok olasılık size kendini sunacak.

 

S: (L) Yani kocam iyi bir iş bulacak mı? Lewis'in potansiyeli de mi bu bağlantıyla ilgili?

C: Eğer istediği şey "iyi bir iş" ise evet, ama eğer diğerleri onu istediği şeyin bu olduğuna ikna etmeye çalışıyorsa, o zaman "akışta" bir engellenme meydana gelmeye devam edecektir! Lewis bizim için çok büyük bir öneme sahip!

 

S: (L) Neden UFO'lar inmeye başladığında onun ve çocukların beni terk ettiğine dair rüyalar görüp duruyorum?

C: Keşfet.

 

S: (J) Çünkü bundan korkuyorsun. (L) Onun çok önemli olduğunu söylüyorsunuz. Bize bununla ilgili bir ipucu verir misiniz lütfen?

C: Herkes çok önemli.

 

S: (L) Bu noktadan sonra hayatını nasıl şekillendirmesi gerektiği konusunda sizden birkaç tavsiye almak istiyor.

C: Gerçekten yapmak istediğin şeyi yap, diğer herşey yerini bulacaktır, ama hayatını erteleme ve "hayatını hayallerde geçirme."

 

S: (L) Pekala bu konu üzerinde fazlasıyla durduk. Artık başka bir konuya geçelim mi?

C: Size bağlı.

 

S: (J) Bence de bu konu üzerinde fazlasıyla durduk. Neler olacağını bilmiyoruz ve Evren'in bize sunacağı şeyin ne olduğunu görmeyi bekliyoruz.

C: Güzel! Direnin.

 

S: (L) Direnmeyi neyle ilgili olarak öneriyorsunuz?

C: Siz.

 

S: (L) Meydana gelen olumsuzluklara karşı mı?

C: Herşey.

 

S: (J) Hergün yaptığımız da bu.

C: Laura o kadar ağırlaşıyor ki kanal gidip geliyor. Sonraki sorularınızı daha iyi koşullar için saklayın.

 

S: (L) O halde iyi geceler diyeceğiz.

C: İyi geceler.

--------------------

20 Mayıs 1995 F___, Laura, JR ve TR, SV

 

S: Merhaba.

C: İki mesaj.

 

S: (L) Karşımızda kim var?

C: Ritüeller kanalı sınırlandırıyor!

 

S: (L) Ritüel yapmıyorduk, sadece etrafımızı ışıkla çevreliyorduk. Kendimizi ışıkla ve yaratıcı ışık enerjisiyle sarmamızda yanlış birşey var mı?

C: Ritüel ritüeldir.

 

S: (L) Kimle birlikteyiz?

C: Sonow.

 

S: (L) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Pekala, mesajlar nedir?

C: Birincisi buydu; diğeri ise, henüz çiçeklenmekte olanlanların buradaki enerjiye maruz kalmamasına dikkat edin!

 

S: (L) Onlar kim? (J) Çocuklar buradaydı. (L) Bu akşam bize vereceğiniz başka bir mesaj var mı?

C: Açık.

 

S: (L) Açıksınız. Pekala. A___ geçen gece bizim burada yaptığımız çalışmayla ilgili bir okuma yaptı. Vizyonunda, bizi masanın etrafında otururken görmüş ve masanın merkezinde bir piramit görmüş. Piramit neyi temsil ediyordu?

C: Enerji odaklayıcı.

 

S: (L) Ayrıca köşede duran başka bir kişi görmüş. Bize o kişinin kim olduğunu söyleyebilir misiniz?

C: Sadece bir izleyici; 3'üncü yoğunluktan olduğu kadar, 5'inci yoğunluktan da pek çok kişiyi çekiyorsunuz!

 

S: (L) Ayrıca tavandan asılı bir lamba görmüş. O lamba neyi temsil ediyor?

C: Lamba değil, ışık. 6'ncı seviyeyle olan ışık kanalını temsil ediyor.

 

S: (L) Bir de etrafımızı saran yeşil bir parıltı görmüş ve piramitten hepimizin ellerine sızan yeşil bir çamur. Bu neyi temsil ediyordu?

C: Okuma sırasında 4'üncü seviye KH'den gelen bir interferanstı.

 

S: (T) Bunları geçen haftaki celseyle ilgili olarak mı gördü?

C: Genel.

 

S: (L) Algıladığı interferans bizim çalışmamızda mıydı, yoksa onun çalışmamızı algılayışı üzerindeki bir interferans mıydı?

C: İkincisi.

 

S: (L) Yani KH, yaptığımız şeyi farklı bir şekilde algılaması için, yaptığı okumaya müdahalede bulunuyordu, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Pekala, geçen hafta eğer Kuzey Karolina'ya taşınırsak orada olmayacağınızı söylediniz. Bu bize çok garip geldi çünkü sizinle olan bağlantımızın böyle bir sınırlılığı olmayacağını düşünüyorduk. Buna tepkimiz çok olumsuzdu. Bu konu hakkında yorumunuzu istiyoruz.

C: Bunun üzerinde durmanıza gerek yok. Bir amaç için, pek çok enerji transferi kesişimlerinin bir neticesi olarak bir araya getirildiniz! Seçtiğiniz herhangi bir yolu izlemekte her zaman özgürsünüz, fakat eğer fiziksel ikametgahınız gibi 3'üncü seviye konular üzerinde odaklanırsanız, grubunuzda bölünme riskiyle karşı karşıya kalırsınız! Çünkü bu tür düşünce ve potansiyel eylemler, her bir üyedeki 3'üncü seviye KH hislerini güçlendirecek ve kanalın parçalanması riskini yaratacaktır. Şimdi, lütfen şunun farkına varın; bu noktaya gelmenizi sağlayan özgün bir güç kombinasyonunuz var. Bu hassas birşey ve kimyasındaki herhangi büyük bir değişiklik kaçınılmaz olarak "bütün resmi" değiştirecektir.

 

S: (L) "Büyük değişiklik" derken, grup üyelerinin ayrılmasını mı kastediyorsunuz?

C: Mesajımızı bitirmedik. Fiziksel yerinizi değiştirirseniz, her üyenin eşit miktarda memnun olması mümkün olmaz ve çatlaklar başgösterir. Şimdi bunun üzerinde düşünün. Hepiniz bu yerde olmayı seçtiniz. Hatta bazılarınız bunu 5'inci yoğunluktayken seçti! O yüzden, fiziksel mekanla ilgili algılanan memnuniyetsizlikler geçici ve diğer pek çok şey gibi, sadece 4'üncü seviye KH saldırıları değil, aynı zamanda içte meydana gelen değişimlerin bir sonucu ve semptomudur. Diğer pek çok grup, algılanan taşınma gereksinimi nedeniyle başarılı bir şekilde saptırıldılar ve tahmin edebileceğiniz sonuçlarla karşılaştılar! O gruplardan biri olmamanızı tavsiye ediyoruz!

 

S: (F) Bir araya gelme sebeplerimizden biri de fiziksel olarak birbirimize yakın olmamızdı. (J) Evet! (F) Eğer bunu bozarsak... (SV) Bazılarımız bunu 5'inci seviyedeyken seçmiş, yani bu bir nevi önceden belirlenmiş birşey. (F) Evet! O kadar hassas koşullarla bu noktada bulunuyoruz ki, herhangi büyük bir değişim... (L) Eğer başka bir yere taşınırsak, bazılarımız bu taşınmadan memnun olmaz ve dolayısıyla aramızda kişisel sorunlar meydana gelir ve bu da grubu sona erdirebilir. ... (SV) Cayce okumalarına göre, yaşamlarımızın pek çok özelliğine, enkarne olmadan önce 5'inci seviyede karar veriliyor. Demek ki hepimiz orada bir araya gelmişiz ve bu çalışmayı yapmak üzere New Port Richey'e gelmeye karar vermişiz! (L) New Port Richey! (J) Kendi durumumuz itibariyle, minik evimizden başka bir yere taşınmak istiyoruz... (L) Oradan asla çıkamayacakmış gibi bir endişe gösteriyorsun! (J) Ou, hayır! ... (T) Sadece bu genel bölgeden uzaklaşmamamız gerektiğini söylediler. Ben öyle anladım. (L) Geçen hafta çok çabuk geçti... (J) Ama diğer taraftan, hepimizin tüm inatçılıklarına rağmen projeyi sürdürebilmemiz için onlar çok sıkı çalıştılar... [Gülüşme] (T) Burada bir araya gelmemiz ne kadar uzun zaman aldı! (J) Yeni bir şey değil... TR ve ben yıllardır taşınmayı konuşuyoruz ve belki birgün taşınacağız. (SV) Ben buradan memnunum. (T) Neler olacağını bilemeyiz. ... (L) Başka bir yere taşınma konusunda hepimiz eşit oranda istek gösterseydik, gideceğimiz yerde kanal işlemeye devam eder miydi?

C: Evet, ama bahsettiğiniz şey muhtemel değil.

 

S: ... (L) Artık net bir şekilde burada neler olduğunu bize açıklayacak mısınız? Belli ki herşey belirli bir sebeple bu noktaya geldi. Bazı şeylerle ilgili ipuçları, benzetmeler yaptınız ama...

C: Bunu süreç gerçekleşirken keşfedeceksiniz. Eğer size bir "önizleme" sunulsaydı, "bağlarınız çözülürdü."

 

S: (L) Bilmek istemiyorum! (T) Bana bir önizleme verin! (L) Önizleme istemiyoruz! ...

C: Hayır.

 

S: (T) Bu grup tamamlandı mı?

C: Açık.

 

S: (T) Gelecek başkaları da var mı?

C: Çok muhtemel.

 

S: (T) Taşınamayacak olmamızın bir nedeni de bu olabilir, çünkü bu civarda gruba katılacak başkaları da olabilir. ... (L) Hepimizin burada olmayı seçtiğini söylediniz, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Ve belirli bir amaç için birlikte çalışmayı seçtik, doğru mu?

C: Yakın.

 

S: (L) Yani hepimizin, ister birlikte, ister ayrı ayrı olsun, bu hayatımızda takip edeceğimiz kendimize özgü amaçları ve yolu var ve bunlar önceden seçilmiş ve önceden belirlenmiş şeyler, bu doğru mu?

C: Bu, üçüncü seviyedeki herkes için geçerli.

 

S: (L) Bu odadaki hiç kimse buraya yanlışlıkla gelmedi, doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Ve bu odadaki hiç kimsenin her gün burada bulunma amacını sorgulamasına gerek yok, doğru mu?

C: Yakın. Ama olayları belirli bir yöne "zorlamaya" yönelik arzulara karşı dikkatli olun; bu, saldırı altında olma işaretidir! Herşeyin doğal bir şekilde yerini bulmasına müsaade edin!

 

S: (L) Pekala. (J) Evimizin çok küçük olması ve başka bir yer bulma ihtiyacımız konusunda TR ve bana söyleyebilecek birşeyiniz var mı?

C: Şu anki yerinizden ayrılmamanız için hiçbir neden yok.

 

S: (L) Geçen gün çok tuhaf birşey oldu. Bize her zaman mesafeli olan komşumuz gelip LM'ye iş bulma hususunda yardım teklif etti. Neden?

C: Eşit ölçüde şanssızlıklar yaşadığınız dönemlerde yardımcı olabilmek için zaman zaman önünüze bazı "fırsatlar" çıkarıyoruz!

 

S: (L) LM iş bulacak mı?

C: LM'ye bağlı. Bunlar yalnızca fırsat; bir garanti değil. Diğer bir deyişle, sizi elinizden tutup götüremeyiz.

 

S: Ona bir iş bulabilirseniz çok teşekkür ederim.

C: Birşey değil.

 

S: (L) Peki, katıldığımız konferanstan bahsedelim. (T) Bizim için iyi bir konferans mıydı?

C: Hayır.

 

S: (T) Konuşmacılar?

C: Hayır.

 

S: (T) Bay O'L___'nin aklı başında mıydı?

C: Açık.

 

S: [Gülüşme] (L) Orada broşürümüzü dağıtmamız nasıldı? (T) Evet, bu iyi bir fikir miydi?

C: Bu konuda elinizdekileri "dört rüzgara dağıtmaktan" ziyade, daha kontrollü davranmak akıllıca olabilir.

 

S: (L) Ama insanlarla bağlantı kurmak için çaba göstermemizi söylemiştiniz. (J) G___'ye daha fazla broşür kopyası vermeyeyim mi?

C: Açık.

 

S: (L) Genel bir dağıtım yerine belirli bir izleyici kitlesine yönelik olduğu için yaptığımız şeyin iyi bir fikir olduğunu mu kastediyorsunuz?

C: Şu ana kadar yeterince dikkatli olmadınız.

 

S: (L) Ama bu hususla ilgili sorduklarımıza verdiğiniz yanıtlar bu yönde değildi. Neden fikrinizi değiştirdiniz?

C: Keşfet. Bu arada, elinizdekileri kullanarak insanlarla bağlantı kurun derken, bunu rastgele bir şekilde yapmanızı söylemedik.

 

S: (L) Ama biz bu konuda zaten çok kontrollü davrandığımızı düşünüyorduk...

C: Son zamanlarda biraz daha dikkatlisin, evet.

 

S: (L) "Son zamanlarda" derken?

C: Daha önce şu andakinden çok daha az dikkatliydin.

 

S: (T) İnsanların bizi canlı canlı yemeye hazır olduklarını söylemenden öncesi. (L) Tüm bu saldırılara maruz kalmadan önce. Bu arada bu bilgileri bilgisayar ağına koyma fikrini tartışıyorduk.

C: Evet, ama isim vermemenizi tavsiye ediyoruz.

 

S: (T) Yani isimlerimizi koymayalım mı?

C: Evet.

 

S: (T) Evet, internete biyografilerimizi koymamayı konuşuyorduk; sadece kanal bilgilerini ve daha fazla bilgi için adres koymayı planlıyoruz.

C: Size bağlı.

 

S: (J) İsimsiz olarak özet biyografi olabilir bence... (L) Neden sadece olduğu gibi celseleri koymuyoruz? Yazarı da Kasyopyalılar'ın kendileri. (T) Bizi tespit edebilirler. (L) Daha önce bilgisayar ağına yönelmemizi tavsiye etmiştiniz. AOL, harcadığımız paraya değmedi...

C: Senin fikrin. Karakteristik olarak sabırsızdın.

 

S: (L) Sabırsızdan çok parasızdım. Uzak mesafe parası veriyordum ve o ay internet bana 150 $'a maloldu.

C: "Tünel vizyonu" nedeniyle ve ilerlemeyi gösteren şeyin ne olduğu konusundaki önyargıların nedeniyle ne kadar önemli bir ilerleme kaydettiğinin farkında değildin.

 

S: (T) Bir forum sitesi mi kullanıyordun? (L) Hayır, nasıl yapıldığını bilmiyordum ve sistemi anlayıp çözecek kadar uzun süre kalmaya param yetmedi. (T) Haberim olsaydı sana gösterirdim. (L) Gördünüz mü, benim hatam değildi, TR'nin hatasıydı. Bana o sistemi nasıl kullanacağımı göstermedi! Saat başına para ödüyordum. Sadece sabırsızlık değil...

C: Bireysel bir suçlamada bulunmadık.

 

S: (J) Biraz daha fazla plan yapmamız gerekiyor. (L) Dünyadışı varlıklar tarafından kaçırılma deneyimi yaşayan pek çok kişinin bahsettiği gibi, her yerde gerçekten bir sürü yeraltı tünelleri olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.

C: Evet.

 

S: (T) Çok uzun bir süredir mi varlar?

C: Subjektif.

 

S: (T) İnsanlıktan daha mı eskiler?

C: Bazıları.

 

S: (T) Metro ağı gibi birşey mi? Bir yerden başka bir yere ulaşma amacıyla mı kullanılıyorlar?

C: Evet.

 

S: (T) Çeşitli yerler arasında gidip gelen trenler falan mı var?

C: Hayır.

 

S: (T) Bu tünellerde bir yerden başka bir yere ulaşmaya yönelik yüksek teknolojili herhangi bir araç var mı?

C: Subjektif.

 

S: (L) Bu tünellerde nasıl yolculuk yapıyorlar?

C: Elektromanyetik olarak.

 

S: (T) Bir araç olmadan tünellerde bir yerden bir yere gidebiliyorlar mı? Yoksa bir tür araç kullanıyorlar mı?

C: Her ikisi.

 

S: (L) Bu tünelleri kim kullanıyor?

C: Çeşitli.

 

S: (T) Orada halen birileri var mı?

C: Evet.

 

S: (T) Bu işin içinde insanlar da var mı?

C: Evet.

 

S: (T) Bu tünellerin kazılmasında kullanılan insanlar oldu mu?

C: Bazıları.

 

S: (T) Diğerlerinde insanlardan farklı varlıklar mı vardı?

C: Evet.

 

S: (T) O varlıklar hala orada mı?

C: Evet.

 

S: (T) Bu tüneller tüm dünyayı kaplayan tam bir ağ mı?

C: Hayır.

 

S: (T) Tünellerin çoğu nerede?

C: Kuzey Amerika; çünkü şu anda KH'nin "başkenti."

 

S: (T) Kuzey Amerika dışında başka tünel sistemleri var mı?

C: Evet.

 

S: (T) Bu, KH'nin işlevsel olduğu yerlerle mi ilişkili?

C: Önemli olan bu değil; faktörlerden yalnızca bir tanesi.

 

S: (T) Buradan Antarktika'ya kadar uzanan herhangi bir tünel var mı?

C: Hayır.

 

S: (T) Bazen yüzeye çıkmak zorunda kalsan da, tünel sistemleri kullanılarak Antarktika'ya gidilebilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) İnsanlar hiç bu tünellere veya yeraltındaki yerlere götürülüyor mu? (T) Kendi iradeleri dışında?

C: Bazen.

 

S: (T) Antarktika'da bir tür yeraltı üssü var mı?

C: Evet. Sekiz tane.

 

S: (T) Bunlar geçmişteki tünellerle ilişkili mi?

C: Belirsiz.

 

S: (T) Antarktika'daki bu yeraltı üslerinden herhangi biri, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından mı yapıldı?

C: Grup.

 

S: (T) Naziler mi?

C: Unutmayın, herşey döngüler ve daireler içinde yapılanıyor.

 

S: (L) Yani bu tüneller Konsorsiyum tarafından yapıldı ve onlara ait, doğru mu?

C: Daireler içinde daireler.

 

S: (L) Masonlar gibi mi?

C: Bahsettiğimiz kavramın örneklerinden biri.

 

S: (T) JR ve benim bir arkadaşımız, Kuzey Amerika tünel sistemlerinin girişlerini bulan bir tanıdığı olduğunu söyledi. Girişlerden biri Adirondacs'te, bir diğeri de Mamut Mağarası parkındaymış.

C: Evet, ama binlerce giriş var. Bir "şok edici" için hazır mısınız?

 

S: (J) Ou, şok ediciler için her zaman hazır olduğumuzu biliyorsunuz. (L) Tabii ki! (T) Pekala, bizi şok edin. (J) Hazırız!

C: Ayaklarınızın altında bir tünel var!

 

S: (J) Bunu söyleyeceklerini biliyordum. (T) Tabii ya! Bodrumda açtığımız çukur oraya mı gidecek?

C: Size bağlı!

 

S: (L) Ayaklarımızın ne kadar altında?

C: 600 metre.

 

S: (T) O tünelde hareket eden herhangi birşey var mı?

C: Belirsiz.

 

S: (T) O tünel kullanılıyor mu?

C: Evet.

 

S: (L) Şu anda bile mi?

C: Açık.

 

S: (L) Temel olarak kim tarafından kullanılıyor?

C: Açık.

 

S: (T) Aşağıda insanlar var mı?

C: Bazen; dikkatle dinlerseniz, yüksek sonik patlamalar ve makine sesleri duyabilirsiniz.

 

S: (L) Evdeki cihazların sürekli bozulmasına neden olan şey oradaki elektronik şeyler mi?

C: Belki.

 

S: (L) Klimadaki sorun nedir?

C: Sigorta.

 

S: (SV) Bu tünel, Büyük Bulvar'daki taş evde kimsenin açamadığı koridorla bağlantılı mı?

C: Açık.

 

S: (T) Altımızdaki bu tünelin bu civarda bir yerde girişi var mı?

C: Elektrik santrali yakınında.

 

S: (T) Crystal River mı? (L) Hayır, Anclote. (T) Elektrik santralinin orada inşa edilmesinin nedeni bu mu?

C: İlişkili; eski Nike füzesi üssü.

 

S: (T) Altımızdaki bu tünelin uzanış istikameti nedir?

C: Doğu - Batı.

 

S: (T) Meksika Körfezi'ni geçiyor mu?

C: Hayır.

 

S: (T) Batı ucu nerede sona eriyor?

C: Az önce tanımlandı.

 

S: (T) Elektrik santrali. (T) Peki Doğu ucu nereye gidiyor?

C: Lakeland yakını.

 

S: (T) Lakeland'ta tünel giriş yeri üzerinde ne var? Neden Lakeland?

C: Önemli değil.

 

S: (L) Yüzeydeki şeyin tünelle bir ilgisi olmayabilir.

C: Transfer noktası ve yönlendirme.

 

S: (T) Bu tünele ulaşan, bu tünelle kesişen başka bir tünel var mı?

C: Evet.

 

S: (T) Lakeland yakınında mı?

C: Evet.

 

S: (T) Transfer noktası derken kastettiğiniz şey bu mu?

C: Evet.

 

S: (T) O tünel Kuzey/Güney istikametinde mi uzanıyor?

C: Evet.

 

S: (T) Doğu sahilinden geçiyor mu?

C: Hayır.

 

S: (L) Lakeland, eyaletin merkezinde. (T) Nereye gidiyor? Bu tali tüneller, doğu sahili boyunca uzanan bir ana tünele mi gidiyor?

C: Hepsi bağlantılı.

 

S: (T) Yani metro veya otobüs hattı gibi, öyle mi? Buradan daha güneyde bir tünel var mı?

C: Evet.

 

S: (T) En güneydeki tünel nereye kadar gidiyor?

C: Antarktika.

 

S: (J) St. Petersburg'da evimizin yakınında bir tünel var mı?

C: Hayır.

 

S: (T) Mac Dill'e giden bir tünel var mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Sanırım genel olarak yüzeydeki yapılar çok önemli değil. (T) Askeri üssü düşünüyordum. (L) Belirli örnekler dışında tüneller ile tünellerin üzerinde yüzeydeki yapılar arasında bir bağlantı yok sanırım. (J) Ama önce hangisi vardı; tüneller mi, yoksa yüzeydeki yapılar mı? (L) Tünellerin çok uzun bir zamandır orada olduğu belli ve belirli yerlerde yüzeydeki yapılar özellikle tüneli kullanmak üzere inşa edilmiş olabilir ancak Lakeland'ın oraya kurulması tünellerle ilgili olmayabilir. (T) Lakeland yakınında tünel sistemine bir giriş yok mu?

C: Evet.

 

S: (J) ____'de tünel var mı?

C: Fosfat fabrikası.

 

S: (T) Fosfat fabrikasında tünele bir giriş mi var? ...

C: Maden.

 

S: (T) Fosfat madenlerinin birinde bir tünel girişi mi var?

C: Evet.

 

S: ... (T) Altımızda bir tünel olmasının kanalla bir ilgisi var mı?

C: Belki.

 

S: (T) Altımızda büyük bir EM kaynağı olduğu için o EM enerjisinden faydalanıyor muyuz?

C: Dolaylı yoldan faydası oluyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

26 Mayıs 1995 Frank, Laura, S___

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba. Neden olmasın S___?

 

S: (L) SV'yi tablada mı istiyorsunuz?

C: Sana ve ona bağlı; sadece sorduk; büyütülecek birşey değil

 

S: (L) O notları alıyor.

C: Tamam. Merhaba.

 

S: (L) İsmini alabilir miyiz?

C: Ror.

 

S: (L) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Bu akşam birkaç sorumuz var...

C: Sorun.

 

S: (L) İlk soru, bu yıl daha önce TR ve JR'ye yaptığınız saldırı uyarısıyla ilgili...

C: Evet.

 

S: (L) Şu anda saldırı altında olmalarından endişeleniyoruz.

C: Evet.

 

S: (L) TR ilginç bir iş teklifi aldı ve görünüşe göre çok özel koşullara sahip bir teklifmiş. İşe başladığında ise oranın ona uygun bir yer olmadığını hissetmiş ve dört saat sonra işi bırakmış. Anladığım kadarıyla TR, o işten ayrılması gerektiği duygusunu, ona içten gelen koruyucu bir bilgi olarak algılamış ve oranın onun için uygun bir yer olmadığını düşünmüş. Söylediği bu şeyde dikkatimi çeken ipucu ise "hissetme" kelimesi oldu, yani bu işe karşı "negatif hisler" duymuş ve bu işi negatif birşey olarak algılamış ve belki de yapısına uygun insanları ve deneyimleri bulabileceği bu işten ayrılmış. İlginç bir şekilde JR de aynı şeyleri hissetmiş. Şimdi, sormak istediğim...

C: Haklısın.

 

S: (L) Yani bu işi bırakması, saldırının bir parçasıydı, öyle mi?

C: Evet. Saldırıdan kaynaklandı.

 

S: (L) Peki bunun neticeleri ne olabilir? Ekonomik sıkıntı mı?

C: Açık.

 

S: (L) Yani bu noktada, bu konuyla uğraşmak zorunda kalacaklar, doğru mu?

C: Saldırıların çok çeşitli sonuçları vardır.

 

S: (L) Yani sadece ekonomik sorunlar değil, tamamen başka şeyler de olabilir, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Sanırım TR son zamanlarda, tıpkı benim gibi, genel olarak çok negatif hisler duyuyordu. Bu doğru bir değerlendirme mi?

C: Ona hislerin açığa çıkarılmasını gerektiğini söyle, yoksa birer sorun haline gelirler. Kilit nokta, iletişim.

 

S: (L) Evet bunu biliyoruz. Aklıma gelen bazı şeyleri ona telefonda söylemeye çalıştım ve duygulara güvenilemeyeceğini söyledim ama bu olayda hislerinin güvenilir olduğundan emin olduğunu düşündüğü için söylemek istediklerimi söyletmedi. Sürekli "his" kelimesini kullandı. Ona bunu ifade etmeye çalıştım.

C: TR'nin iletişim kurması gerekiyor. [Telefon çalıyor ve JR ve TR'yle görüşüyoruz.]

 

S: (L) Görüşmemizi dinliyor muydunuz?

C: Elbette, her zaman olduğu gibi.

 

S: (L) Bu çok rahatlatıcı. (SV) Evet. Ben de Kasyopyalılar duymasın diye birşeyi senin kulağına fısıldamıştım, hatırlıyor musun? (L) Evet!

C: Ha! Ha!

 

S: (SV) Beni duymuşlar! (L) Pekala. TR'ye burada tartışmakta olduğumuz şeyleri söyledim ama TR doğru yolda olduğundan çok emin ve açıkçası beni de bayağı ikna etti.

C: Saldırı. TR'nin Frank ve SV hakkındaki hislerini incele, "semptomları" görmüyor musun?

 

S: (L) Evet, sanırım algılıyorum çünkü kısa süre önce bunu ben de yaşadım ve zaman zaman bu yüzden çok sıkıntı çekiyorum. Saldırıyı nasıl durdurabileceğimiz hakkında bize birkaç tavsiyede bulunabilir misiniz?

C: Uygun kişilere duygu ve düşüncelerini açması gerekiyor.

 

S: (L) Yani içimizdeki herşeyi ortaya koyarsak, bu saldırının durdurulmasına yardımcı olur mu?

C: Evet. Balon gibi patlar.

 

S: (L) Kendi ekonomik durumumu göz önünde bulunduracak olursam... TR ve JR az önce çok yerinde ve zamanında bir yardım teklif ettiler, ama bu yalnızca bir yara-bandı...

C: Size yardımcı oluyoruz ve hazır olduğunda, herkese büyük miktarlarda para gelecek.

 

S: (SV) Tüm mesele "büyükten" ne anladığın. (L) Ben "büyüğü" milyonlar olarak anlıyorum. (SV) Bu benim anladığımın ötesinde. O kadar çok parayla ne yapardım ki? (L) Sana yardımcı olabilirim! (SV) Ben de bunu söylemeni umuyordum!

C: Başarırsınız!

 

S: [Gülüşme] (L) Pekala, ne yapmam gerektiğinden kesin emin olana kadar, taşınma dahil hiçbir konuyu zorlamamaya karar verdim. Bizi bilgilendireceğinizden eminim.

C: Evet.

 

S: (L) Yani yapmamız gereken tek şey, olduğumuz yerde kendimizi mutlu etmeye çalışmak.

C: Aferin akıllı kız!

 

S: (L) Metafizik konferansında aura fotoğraflarımızı çektirdik. Renk temsili anlamında o fotoğraflar doğru muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Frank'in çok hoş bir aurası vardı. Ama kafa karıştırıcı birkaç şey de vardı. SV'nin aurasındaki renkler çok dar ve vücuduna yakındı. Bu neyi gösteriyor?

C: Mide sorunları.

 

S: (L) Mide sorunlarını hafifletmek için ne yapabilir?

C: Diyetinde değişiklik yapabilir.

 

S: (L) Ne gibi?

C: Nişasta ve yağlar sürekli olarak azaltılmalı.

 

S: (L) Peki diyetine ne eklemesini önerirsiniz?

C: Meyve.

 

S: (L) Belirli bir tür mü?

C: Her tür.

 

S: (L) Mikrodalgada pişirilen yemekler zararlı mı?

C: Çok değil.

 

S: (L) SV'nin aurasındaki renkler, genel olarak onun renklerinin hangileri olduğunu doğru bir şekilde gösteriyor mu?

C: Ölçütler içte değişir, ve içsel değişiklikler de aurada değişiklikler meydana getirir.

 

S: (L) Auranın rengi, psişik saldırıyı gösterebilir mi?

C: Belki.

 

S: (L) Michael Lindemann'a celse materyalimizin bir kısmını verdik. Nihai tepkisinin ne olacağını öğrenmek istiyorum. Çok etkilenmişe benzemiyordu ve okuyacağını da pek tahmin etmiyorum.

C: Bırak aksın.

 

S: (L) Linda Howe'a da bir kısım verdim. Ona bir faydası olacak mı?

C: Dikkatle inceliyor.

 

S: (L) Bu dağıtımlardan herhangi bir yanıt, bir sonuç alacak mıyız?

C: Evet.

 

S: (L) Hiç olumlu tepki alacak mıyız?

C: Evet. Bize güvendiğiniz sürece sizi yönlendiriyoruz, çünkü biz siziz! Saldırı her zaman, doğrudan veya dolaylı olarak, bu güveni yok etmeye yönelik olarak tasarlanır. Bunun örneklerini görmek için kendi yaşadıklarını hatırla.

 

S: (L) Yani saldırı her zaman güvenimizi sarsmaya yönelik olarak düzenleniyor.

C: O ya da bu şekilde.

 

S: (L) Karşılaştığımız önemli durumlardan biri de, SV'nin üzerinde çalışma yaptığı çeşitli bazı kişilerin negatif bir enerji kaynağı olabileceği ihtimali. Çalıştığı insanlarda negatif enerji olabileceğini bilmesi, herhangi biri üzerinde çalışırken yeterli bir korumaya sahip olmasını sağlar mı?

C: Eğer bilgi, psişik kanallar yoluyla uygun şekilde kullanılırsa korumayı güçlendirir; bu nedenle, eğer dikkat, ihtiyat ve farkındalık uygulanırsa, negatif enerjiyle bu tür karşılaşmalar olumlu sonuçlar doğurur.

 

S: (F) Yani TR, kendini bir kabuk içine koyarak, bu anlamda kendini güçlendirme yönünde bir fırsattan mahrum mu kalmış oldu?

C: Evet. Bu aynı zamanda ona sunulana gösterdiği bir inanç eksikliği. Korunmayı zayıflatıcı bir etki yapıyor.

 

S: (SV) Belki de kimseye kimin üzerinde çalıştığımı söylememem gerekiyor. (L) Hayır, yaptığımız şeyleri birbirimize söylemezlik edemeyiz çünkü bu birbirimize güvenmiyoruz anlamına gelir. Kendimize ve birbirimize karşı daha olgun davranmalıyız. (F) Herşey o ya da bu şekilde ortaya çıkıyor. (L) Dikey gerçeklikler hakkında birşey sorabilir miyim?

C: Yanıtlar için TR ve JR'nin de burada olmasını bekle.

 

S: (L) Tamam, meraktan öldüğüm için acele ettim.

C: İyi geceler.

 

 

 

 

27 Mayıs 1995 Frank, Laura, JR ve TR, Carla ve Roger Santilli

 

C: Ruswo.

 

S: (L) Sanırım ismi bu. Merhaba, bu akşam nasılsınız? (T) Kiminle birlikteyiz?

C: İsim verildi.

 

S: (T) Neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (T) Bu gece nasılsınız?

C: İyi.

 

S: (T) Biz de iyiyiz. Bu gece bazı konuklarımız var.

C: Güzel.

 

S: (T) Roger ve Carla Santilli bizle birlikte. Birazdan Roger'in soracağı bazı sorular olacak.

C: Merhaba Roger.

 

S: (RS) Merhaba. (T) Başlangıç olarak bahsetmek istediğiniz birşey var mı?

C: Kanal açık.

 

S: (L) Pekala, S___ ve benim merak ettiğimiz soruyla başlayalım: Merkür geri hareket ederken reiki inisiyasyonu vermem sağlıklı olur mu?

C: Elbette!

 

S: (L) Ben de öyle düşünmüştüm. Evet Roger, istediğini sor. (RS) UFO'ların itiş sistemi hakkında herhangi bir ipucu alıp alamayacağımızı öğrenmek istiyordum.

C: Tabii ki!

 

S: (RS) UFO'ların itiş sisteminin mekanizması nedir?

C: Bu şekilde sorulduğu zaman yanıtın verilmesi çok zor, çünkü çoklu gerçekliklerden, çoklu yoğunluk seviyelerinden ve ayrıca çok çeşitli modlardan bahsediyoruz!!

 

S: (RS) Madde alanındaki bir anti-parçacığın karşılaştığı çekim çekici midir, yoksa itici mi?

C: Senin çalışmalarına paralel olarak düşünüldüğü zaman itici, ancak önceki yanıtta kastedildiği gibi, sizlerin çok aşina olduğu bu boyutun dışında da boyutlar var.

 

S: (RS) Bir sonraki sorum şu: parçacıklar ve madde bizim zaman doğrultumuzda hareket ediyor; peki anti-parçacıklar ve anti-madde zamanda geri mi akıyor?

C: Bunu denklemin yalnızca yedide biri olarak düşün Roger!

 

S: (L) Üçüncü yoğunluk seviyesinde bunun doğru olup olmadığı konusunda bir yanıt alabilir miyiz?

C: Geri.

 

S: (RS) Evet! UFO'ların itiş sistemleriyle ilgileniyorum ve yıldızlararası uzak mesafeleri katetmenin tek yolu olarak algıladığım şey ise bir "mekan/zaman" makinesine sahip olmak. Bir şekilde zaman ve makanı katlamadıkça çok büyük mesafeleri aşamayız. Mekanı katlamak için, onu zamanla birlikte katlaman gerekir. Bir mekan/zaman makinen olmadıkçta, yıldızlararası yolculuk yapamazsın. Fakat mekan/zaman makinesi, zamanda ileri ve geri hareket etme yeteneğine de sahip olmak demek. (L) Evet, böyle bir imkanla zamanda ileri-geri hareket yoluyla istediğin yere bir anda gidebilirsin. (RS) Anti-maddeyi bir itiş gücü olarak kullanıp kullanamayacağımızı sormamın nedeni buydu, çünkü doğru yönde itici olurdu. İkinci soru ise, anti-maddeyi kullandığımızda zamanda geri mi gideceğimizdi. Çünkü gözlenen UFO'lar mekanda hareket edip zamanda hareket etmiyor olabilir, veya zamanda hareket edip mekanda hareket etmiyor olabilir. Bir UFO gördüğünde, bu onun seninle aynı zaman içinde olduğu anlamına gelmez. Tamamen farklı bir zamanda olabilir. (L) Bazen tanığın gözleri önünde yok oluyorlar ve buradaki soru şu: nereye gidiyorlar? (RS) Mekanda sabit olup zamanda hareket ediyor olabilirler. Veya geri hareket ediyorlar. (L) Ve hiç zaman kaybı yaşanmamış gibi görünen pek çok kaçırılma raporları var. Geliyorlar, kurbanı alıyorlar, istediklerini yapıyorlar ve sonra da birkaç saniye farkla veya tam olarak aldıkları saniye içinde onu yerine geri bırakıyorlar! (RS) Evet! Yazdığım bu makale tam da bu konu hakkında! Eğer anti-parçacıklar gerçekten yükselirse, o halde mecburen zamanda geriye doğru gitmeleri gerekir. O halde bundan yararlanıyorlar: bir kaçırılma, aracın içinde herhangi bir süre devam edebilir ama bizim zamanımızda, üçüncü seviyede ise hiç zaman geçmez! (L) Evet, aynen! Bir de aracın dışarıdan küçük görünmesi ama içinin devasa büyüklükte olması fenomeni var! (RS) Herşey burada düğümleniyor! Bu çok heyecan verici. Dili öğreniyorum. Bizim üçüncü seviyemizde mekan ve zamanda hareket, zaman ve mekan birimindeki değişiklik yoluyla gerçekleşiyor; birim tersine çevrilebilir mi?

C: Evet, "4'üncüden 3'üncüye geçiş" dediğimizde bahsettiğimiz şey aynen bu.

 

S: (RS) Yani onlar 4'üncüden 3'üncüye yolculuk yaptıklarında, birimi ters çeviriyorlar. Dergiye verdiğim makalenin konusu da işte bu! [Kitabı kaldırıyor.] Bu, Ukrayna'da yayınlandı [bir sayfayı açıyor ve diyagram ve denklemleri gösteriyor]. Bu, anti-çekimi test etmeye yönelik bir deney. Üç kilometre uzunluğunda içi vakumlu bir tünel var. İçindeki havayı emip çıkarıyorlar. İlk yapılan şey, üç kilometrelik tünelin sonunda çekimsiz noktanın tanımlanması için fotonların fırlatılması. İkinci olarak, bir nötronun fırlatılıyor ve biliyoruz ki nötron çekici. Dolayısıyla üç kilometrenin sonunda enerji çok, çok düşük. Bu yüzden nötron o noktaya geldiğinde hiçbir çekim etkisi yok. Üçüncü adım aynı anda bir anti-nötron fırlatmak ve ne olduğuna bakmak. Bu deney, bu tablanın işlevini bilimsel olarak açıklayacak. Biz buna anti-parçacıkların çekimi diyoruz çünkü bilmiyoruz. ... Einstein bunun bir nötron kadar çekici olduğunu tahmin ediyor, yani anti-madde ve madde aynı çekime sahip. Einstein böyle söylüyor. Ama anti-madde, 1915'te Einstein'ın teorisinin öne sürülmesinden 50 yıl sonra keşfedildi. Bizim teorimize göre bir parçacığın yükselmesinin tek yolu, zamanın tersine çevrilmesi. Başka bir olasılık yok. Yani eğer bu deney doğruysa, mekan/zaman makinesi kesinlikle doğal bir sonuç ve laboratuarda test edilebilir. Bir parçacığı zamanda geri ve ileri hareket ettirebilirsin. [Yeni bir diyagram gösteriyor.] Bu diğer deneydeki amaç nötr bir parçacığın alınıp bir anti-parçacığa maruz bırakılması ama şu anda elimizde anti-madde yok. Yine de bunu yapmanın yolları var ve parçacığın hangi yöne hareket ettiği ölçülebilir. Birimler konusu çok önemli, temel bir konu çünkü örneğin bir UFO'nun dışındayken onu bir araba büyüklüğünde grüyorsun ama içine giren insanlar çok büyük bir iç alanı olduğunu söylüyor. Birimleri ters çevirmekten başka bir yolu yok bunun. Bizim bir santimetremiz, o araç içinde tamamen farklı bir ölçüde olabilir. Bizim için birim, üç yönde de aynıdır. Ama öyle bir aracın içinde olduğunda, farklı yönlerde farklı birimler olabilir. Bir küpün içine girdiğinde, içeride hem boyutlar hem de şekil farklı olabilir.

C: Yoğunluk sınır geçişi farkındalığı. Roger'ın yoğunluk tanımlarıyla aşinalığı var mı?

 

S: (L) Hiç yoğunluk tanımı yapmış mıydık TR? (T) Sadece yedi seviye hakkında. (L) Peki, yoğunluk tanımı nedir?

C: Bilgi tabanınızı kullanarak inceleyin; aranızda.

 

S: (L) Yoğunluktan ne anlıyoruz? (T) Yedi yoğunluk seviyesi var. (L) İlk yoğunluk seviyesi taşlar, mineraller, bitkiler. O seviye içinde bir farkındalıkları var. Taşlar bile büyüyüp hareket edebiliyor, ama bunu o kadar yavaş bir şekilde yapıyorlar ki, biz algılayamıyoruz. İkinci seviye hayvanlar krallığı. Bu yoğunluktaki farkındalık geometrik ilerleme ile ilgili. İlk seviyedeki farkındalık düz bir çizgi şeklinde. İkinci seviyenin farkındalığı ise çizginin kendine dik hareketle bir alan oluşturmasına dayalı, yani düzlemler. Üçüncü yoğunlukta insanlar var ve düzlemin kendine dik açıyla hareketine dayalı bir farkındalığı var, ama bunu hiç tam olarak deneyimleyemiyoruz. Herşeyi yalnızca üç boyutlu olarak görüyoruz çünkü hafıza ve bilgiye dayalı bir ilüzyon yaratıyoruz. Baktığımız herhangi birşeyin öbür tarafını veya içini bilemiyoruz. (J) Heinlein'ın kitabındaki denekler, bir yapıya farklı açılardan baktırıldıkları halde, sorulduğu zaman yalnızca soru anında görebildiklerine göre yanıt veriyorlardı... (L) Üçüncü yoğunluk böyle birşey. Herşeyi kendi algımıza göre bilebiliyoruz. Yani birinci yoğunluğu ikinciye, üçüncüye ve dördüncüye uygulayarak dördüncü yoğunluğun nasıl birşey olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Dördüncü yoğunlukta herhangi bir cismi aynı anda tüm yönlerden görebiliyorsun. (T) Her yoğunluk, kendi altındaki yoğunlukları da kapsıyor, yani dördüncü yoğunluk, ilk üç yoğunluğa yeni bir yoğunluğun eklenmiş hali. Buna göre beşinci yoğunluk da, dördüncü yoğunluğun kendine dik açı yapan hali oluyor. Aynı şey altıncı yoğunluk ve Kasyopyalıların "Bir" olarak isimlendirdikleri yedinci yoğunluk için de geçerli. Tamamlanma noktası. (L) Tüm bu şeyleri nasıl ifade edeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yok. Bize Boyutötesi Atomik Remolekülerizatörlerden bahsettiler, öyle birşeyi nasıl yapabileceğimizi sorduk. Oturup bir iki gün boyunca onları dinleyip notlar alacak vaktimiz olup olmadığını sordular. (RS) Benim var! Benim var! (L) Evet, biz de öyle söyledik ama gerekli parçaları nereden bulacağımızı sordular. (RS) Bu tıpkı Roma devrinde elektronik cihazlar yapmaya çalışmak gibi... (T) Veya bir köpekten bir kol saati yapmasını istemek gibi. ... (RS) Algımızın ne kadar aldatıcı olduğu konusu, deniz kabuklarıyla bilimsel olarak kanıtlandı. Bunu sizinle konuşmuştuk değil mi? (T) Evet. (RS) Üçüncü seviyede, boyutun değerinin mevcut enerji ile değiştirildiği veya birimin değerini değiştirmek için enerjinin kullanıldığı doğru mu?

C: Bu kavram yoğunluk sınırını aşıyor; üçüncü seviye ile sınırlı değil.

 

S: (RS) Dördüncü seviyeye geçiyor. Bu da UFO'ların itiş sistemini açıklıyor.

C: Farkındalıkta meydana gelen "patlamanın" nedeni yaklaşan dalga. Şimdi, bunu gözünüzde canlandırın, yanıtlar orada.... Bir süre bunun üzerinde düşündükten sonra Roger şu anda ruhunun "merkezinde" yer alan bulmacayı çözmesini sağlayacak büyük soruya "rastlayacak"; şu anda sadece tek bir parça eksik. ...

 

S: (T) Dördüncü yoğunlukla birlikte fiziksellikle sınırlılık sona eriyor. Anahtar kelimesi ise "fizikselliğin değişkenliği." 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçiliyor ve yedinci yoğunluğa kadar yükseliş devam ediyor. Bilgini, farkındalığını belirli bir seviyeye çıkardığında bir sonraki seviyeye geçebiliyorsun. Üçüncü yoğunluktan dördüncüye geçtiğimizde, gerçekliğimizin ne olduğunu zihnimizde canlandırma ve buna karar verme yeteneğimiz var. Dördüncü seviyeden itibaren gerçekliği kendimiz yaratıyoruz. Yani belirli bir noktadan sonra artık somut bir gerçeklik olmayabilir. Herşey enerji olabilir ve biz de ışıktan varlıklar... Sadece düşünce yoluyla dilediğimiz somutlukta gerçeklikler yaratabiliriz. Dördüncü yoğunluktan itibaren, bizim algıladığımız şekliyle zaman diye birşey yok. Bizim zaman algımız yalnızca ilk üç yoğunluk için geçerli. (RS) Bizim zamanda ileri ve geri hareket dediğimiz şey, dördüncü seviyede bir anlam ifade etmiyor ve bizim bu kavramdan algıladıklarımızı kolayca yapabiliyorlar. (L) Tıpkı bir sürü kapı gibi; birinde 1917 yazıyor, diğerinde 1943 veya herneyse, ve istedikleri kapıdan girebiliyorlar. (T) Boyut sınırı kavramı var. Dünya, 4'üncü yoğunluk alanına doğru gidiyor. Veya o bize doğru geliyor veya her ikisi. Bu yoğunluk geçişi sınırı, boyutlar arasında da bir geçiş sağlıyor. Kasyopyalılara göre boyutlar yanyana dizili gerçeklikler gibi; bir yoğunluk seviyesi dahilindeki olası sonsuz gerçeklikler. Yani yoğunluk ile boyut arasında bir fark var. (RS) Bu harika bir toplantı çünkü matematiksel olarak üçüncü seviyeden dördüncü seviyeye geçiş hakkındaki soruya verilen yanıt, yani birimlerin değiştirilmesi, tam da kitabımda önerdiğim çözümdü. ... (T) Tüm seviyelerde evrenin hayat dolu olduğu söylendi ve insanlar bunun parçalarından yalnızca bir tanesi. (L) Ve anladığım kadarıyla, bu gelen yoğunluk sınırının, bu yoğunluk değişiminin hissedildiğini ve bunun bilinci canlandırdığını söylüyorlar. Gelen şeyin bir Büyük Döngü'nün sona erişi olduğunu söylediler. Bir Büyük Döngü 300.000 yıl... (T) Birkaç yıl eksik veya fazla. (L) Bu Büyük Döngü'nün başlangıcında farkındalığımızın düşürülmesi için genetik olarak değiştirildik ve DNA'mızda yapılan değişiklikler, zamanı algılamamıza neden oldu. Şu andaki sınırlılığımız DNA'larımızdaki bir sınırlandırılmayla ilişkili. Şimdi, bu 300.000 yıllık döngünün sonunda pek çok insan, enerjideki değişimlerin bir sonucu olarak bölünmüş DNA'larını yeniden birleştiriyorlar ve bu onların zihin güçlerinin ve algılarının katlanarak artmasını sağlıyor. Sanırım Kasyopyalılar bu enerjinin yaptığı etkinin, üzerinde çalıştığımız bulmacanın tamamlanması için ihtiyaç duyduğumuz hamleyi gerçekleştirmemizi sağladığını söylüyorlar. Şu anda sana verilen kavramları kullanarak bu gerçekliği algılayabileceksin ve bu sana bir anahtar sağlayacak. (RS) Sanırım soruları doğru bir şekilde ifade etmezsek... (L) Yanıt alamazsın! Spesifik ol.

C: Aynı kavram alanıyla bağlantısı olmayan çok fazla veri ortaya koyarak akıl karışıklığı yaratmamaya dikkat edin, çünkü ziyaretçi temel olarak belirli bir hususla ilgileniyor; aşinalığının artması için bırakın veriler araştırmacı tarafından kendine uygun bir planla hazmedilsin! Matematiği bölümlenmiş dozajlarla öğrenmek gibi!

 

S: (L) Size bir kerede çok fazla şey söylemememizi öneriyorlar çünkü bu sizi üzerinde çalıştığınız temel sorudan uzaklaştırır. (RS) Bu çalışmayı MUFON grubuna da bildirmemiz iyi olur! (T) Toplantıda teklif ettik ama istemiyorlar. Bu MUFON'un prensipleri dışında kalıyor. (L) Maddesel, somut bir nitelikte değil. (RS) Ama kafamdaki bir sürü soru yanıtlandı! İnanılmaz bir şekilde! Tüm temel sorular yanıtlandı. (J) Neler olduğunu ve nasıl bir iletişimde bulunmakta olduğumuzu anlayacak teknik bilgiye sahip biriyle ilk kez konuşuyoruz. (RS) Evet, bu beni heyecanlandırdı!

C: Roger'ın enerjisi grubu etkiliyor.

 

S: (RS) İki kısa soru daha ve sonra susacağım...

C: İstediğin kadar soru sor!

 

S: (RS) Bulunduğumuz üçüncü seviyede anti-madde kullanımı, birimin işaretini değiştirir mi? Yani bu, mekan ve zamanın işaretinin tersine çevrilmesi anlamına mı gelir? (işaret: artı/eksi)

C: Evet, ama üçüncü seviye varlıkların her zaman karşılaştığı sorun, "diğer" tarafın haritalanmamış olması. Bu nedenle, dördüncü seviyeden altınca seviyeye kadar olan BH'den yardım almadan, bu alanda deney önermiyoruz.

S: (RS) Bu inanılmaz bir yanıt ve bu da zamanda yolculukla ilgili. Enerji kullanılarak birimlerin rakamsal değeri değiştirilebiliyor. Zamanda geri gitmek için ise birimin işaretinin değiştirilmesi gerekiyor. Artı bir saniye ile ileri doğru gidiyoruz ve işareti değiştirecek olursak, eksi bir saniye ile de geçmişe gidiyoruz. Anti-madde kullanarak geçmişe gidip gidemeyeceğimizi sordum ve onların cevabı da üçüncü seviyeden dördüncü seviyeye geçmekte olduğumuzdu. Tamam, son bir soru daha.

C: Yanlış, Roger!

 

S: (L) Bu son sorun olmayacak! [Gülüşme] (J) İstediğin kadar soru sorabileceğini söylediler!

C: Bu celse senin için hazırlandı! Bunun için buraya gelmeni sağladık!! Büyük bir tura başlamak üzeresin; bu gezide iletişimlerde bulunacak, çalışma bulgularını paylaşacak ve diğer benzer yolları inceleyecek ve araştıracaksın. Bu yolculuktan edineceğin öğreniş ve bilgiler çok ama çok önemli sonuçlar meydana getirecek! O yüzden, bunu senin "gecen" olarak düşün!

 

S: (RS) Israr ediyorlar! O halde, çok önemli başka bir sorum var! Şu anda Yunanistan'da, Santia Üniversitesi'nde (?), üniversitenin nükleer fizik laboratuarında, benim çalışmalarıma ve buradaki kitaba [Kitabı gösteriyor] dayalı, potansiyel olarak çok önemli bir deney yapılıyor. Deneyin amacı, çinko 70 veya molibden 100'ü, 1.294 MeV enerjili Gama ışınları ile bombardımanlayarak yepyeni bir enerji kaynağı bulup bulamayacağımızı görmek. Bu deney başarılı olacak mı? (Carla) A a!.. Bunu yanıtlamazlar! (J) Bu soruya dokunmayabilirler... (RS) Çinko 70 yeni bir enerji kaynağı olacak mı? Bu maddeler yeni birer enerji kaynağı olabilir mi?

C: BahsettiğiN tüm deneylerin bir ortak noktası var: Hepsi üçüncü yoğunluğun "sınır çizgisine" dokunuyor.

 

S: (T) Anti-madde kullanmaktan bahsettiğin zaman şöyle dediler: "Evet" kullanabilirsin, ama olaya tek bir yönden yaklaşıyorsun ve yukarıdan birinin yardımı olmadan, dördüncü yoğunluk tarafına geçemezsin. Oradan bakabilmek için bir dördüncü yoğunluk varlığı bulmak zorundasın. Ama sınırdasın, üçüncü yoğunlukta gidilebilecek son noktadasın... (RS) Bize yardım edecek misiniz? (Carla) Evet, pratik olalım! [Gülüşme]

C: TR'nin verdiği yanıt tam olarak doğru değil. Üçüncü yoğunluk teknolojisi kullanılarak üçüncü yoğunluktan dördüncü yoğunluğa geçmek mümkün. O ya da bu şekilde tesadüfi bir şekilde de olsa, çeşitli bireyler ve gruplar bunu gerçekleştirdiler. Sorun şu ki, "yalnızca üçüncü yoğunluk eğitim ve deneyimine sahip biri, dördüncü yoğunluğa ulaştığında ne yapar?"

 

S: (L) Eğer yeterli zaman ayırırsak, bize bu eğitim ve teknolojide yardımcı olur musunuz?

C: Evet, ama bunu ne için kullanmak istiyorsunuz? Bu bir günlüğüne Disneyland'a gitmek gibi birşey değil, biliyorsunuz!

 

S: (S) Bunu sana söylediler Laura! [Gülüşme] (T) O halde sanıyorum Roger'ın üzerinde çalıştığı şey, üçüncü yoğunluğun sınırına temas ediyor ve sınırı geçebilir de! Sorum şu: eğer sınır geçilirse, deneyi yapanlar ne olduğunu bilirler mi? Ne yaparlar? Alacakaranlık kuşağına geçmiş olduklarının farkında olurlar mı? Öyle bir kapı veya pencere açıldığında, iki yöne de birşeyler geçebilir! (L) Ünlü Flight 19 üyelerinin bir zaman sapmasında donduklarını ve hala neyin içinde olduklarını anlamaya çalıştıklarını söylediler. Aradan hiç zaman geçmediğini düşünüyorlar. (RS) Bu teoride bu gayet mümkün! (L) Kendini benzer bir durumda bulmak istemezsin herhalde! (T) Evet, Carla telefonda şöyle der: "Roger, eve ne zaman geleceksin?" Ve sen de dördüncü yoğunluktan şöyle dersin: "Buradan eve nasıl geliniyor, bilmiyorum!" [Gülüşme] (J) Bir sorum var: Eğer bu Disneyland'a gitmek gibi değilse, bu yolculuğun herhangi bir sonu var mı?

C: Fazla karmaşık, sorun fazla belirsiz.

 

S: (J) Şaka yapıyordum! (T) Neşe, neşe! (RS) Bize yardım edip etmeyecekleri sorusunu yanıtladılar mı? (L) Evet dediler.

C: Şunlar hakkındaki bilgi seviyen nedir: elektromanyetizma, Einstein'ın "birleşik alan teorisi." Einstein bu teoriyi hiç bitirdi mi, yoksa teori konsorsiyumun denetimi altında tamamlanıp hasıraltı mı edildi? Eğer öyleyse bunun sonuçları neler olabilir!!! Ayrıca Roger, "boşlukları doldurma" yeteneğin var mı? Bizce var! [Laura'nın notu: Sanırım burada boşluktan kastedilen şey birleşik alan teorisinin "boşlukları" değil, verilen yanıtların satır aralarının okunmasıyla ilgili. "Bu yöndeki araştırmanın neticeleri neler olabilir?" anlamında...]

 

S: (RS) Üçüncü seviyede elektromanyetizma ile çekiminin birleşmesi söz konusu olamaz çünkü bunlar aynı şey. Aynı oldukları için bir birleşmeye de gerek yok. Bu görüş doğru mu?

C: Evet. Peki ya dördüncü seviye?

 

S: (T) Dördüncü yoğunlukta bu ne anlama geliyor? (RS) Anladığım kadarıyla üst yoğunluğa geçme olasılığının ortaya çıktığı yer de burası. Eğer çekim ve elektromanyetizma aynıysa, o zaman anti-çekim de var. Anti-çekimin kaynağı birleşme değil. Einstein yanıldı, ama bu ikisinin aynı olması, anti-çekimin olduğunu ima ediyor.

C: Sadece üçüncü yoğunlukta araştırıldığında yanlış. Konsorsiyumun devreye girdiği yer de burası, yani "Bir Kutu Solucan." ...

 

S: (T) İnsanlar Einstein'ın Birleşik Alan Teorisi'ni tamamlamadığını düşünüyor, ama bu yanlış olabilir. Dezenformasyon kampanyasının parçası. (RS) Bilindiği kadarıyla Einstein Birleşik Alan Teorisi'ni bitiremedi çünkü varsayımları gerçekleştirilebilir değildi. (T) Belki de fikirleri alınıp başka biri tarafından tamamlanmış ve hasıraltı edilmiş olabilir. [Roger tabla başında oturuyor.] (RS) Birşey sormak istiyorum. Temel bir parçacığın kütlesinin kaynağı esas olarak elektromanyetik nitelikte olmalı. Üçüncü seviyeden görüşte, çekim ile elektromanyetizmanın aynı olmasının nedeni de bu. Şu an için bizim düşüncemizde bu, deneysel olarak kanıtlanmış birşey. Bu neden yanlış? Bir açıklamaya ihtiyacım var.

C: Üçüncü seviyede yanlış değil, üçüncü seviyeyle sınırlandırmak yanlış.

 

S: (RS) Üçüncü seviyeden bakıldığında, evrende eşit miktarda madde ve anti-madde olduğu doğru mu?

C: Evet, diğer seviyeler için de geçerli.

 

S: (RS) O halde evrendeki toplam zaman sıfır?

C: Evet.

 

S: (RS) Bu inanılmaz!

C: Yalnız, daha az basınç Roger! [Roger sakinleşiyor.] ... Teşekkürler. Şimdi, unutma, en önemli kavram denge. Denge nasıl elde edilir?

 

S: (L) Her neyden bir tane varsa, onun zıddından da bir tane var. (RS) Madde ve anti-madde. Yani, eğer madde zamanın bu doğrultusunda akıyorsa, anti-madde de karşı yönde akıyor. Birbirlerini dengeliyorlar. (J) BH ve KH. Her ikisinin de olması gerekiyor. Evrenin toplam zamanının sıfır olması da bununla ilgili. Eğer biz bu yönde ilerliyorsak, başka bir galaksideki başkaları da öbür yönde ilerliyor olabilir. Toplamı ise sıfır.

C: Galaksi değil, boyut.

 

S: (RS) Evet. Başka bir seviye. Hep üçüncü seviye düşünüyorum!

C: Artık değil! [Gülüşme]

 

S: (RS) Çekim ile elektromanyetizmanın aynılığını, dördüncü seviyeyi katarak matematiksel olarak nasıl ifade edebiliriz? Bu nasıl yapılabilir? Dördüncü seviyenin eklenmesi nasıl sağlanabilir?

C: Yanıtları zihninde canlandırmanı istedik. Keşfetmen için her zaman orada bekliyor.

 

S: (RS) Kolay olmayacak, ama deneyeceğim.

C: Ne kolay ki?

 

S: (RS) Buradaki mesele, dördüncü seviyeye geçişin matematiksel olarak nasıl ifade edileceği. Sanırım bu izogeometri ile yapılabilir. Daha önce tartıştığımız geometri, yani mekan ve zamanın biriminin genelleştirilmesi...

C: Geometri anahtarlardan bir tanesi, ama başka bir tane daha var.

 

S: (L) Diğer anahtar nedir? Belki de üç boyutlu bir matristir. (RS) Biz de onu kullanıyoruz. Aynı zamanda küpleri kullanıyoruz. (L) Bize bir ipucu verebilir misiniz? Sadece küçük bir ipucu. (RS) Bize formülü verin!

C: Sahipsiniz... erişin...

 

S: (L) İstediğimizi zaten verdiklerini söylüyorlar. Bu transkriptleri bilgisayara geçirmek üzere yazarken, yanıtlanmadığı sandığım bazı soruların yanıtlarına rastlıyorum sürekli. (RS) Bunun için bir celse yapmalıyız... Çünkü bu, UFO'larla ilgili sahip olduğumuz tek matematiksel modelin bir doğrulaması... Bildiğim kadarıyla tek model. Bir bilgisayar modelimiz var... Bir UFO yapamayız, bunun için gerekli teknolojimiz yok, ama formülü bilgisayara koyup bir model elde edebiliriz.

C: Geometriyi optikle birleştir.

 

S: (RS) Ne?! Işık bilimi. (L) Geometrik ışık mı?

C: Matris.

 

S: (RS) Ben de aynen bunu yaptım. Matris niteliğinde bir birimle temsil edilen bir ışık ifadesi oluşturdum. Bunu yaptım. Yıllar önce!

C: Ama önemli bir etmeni atladın; unutma, hipotezler teori değildir!

 

S: (RS) Zihnimde kavramsal bir hipotez oluşturmuştum. Bu bir teori değil. Niceliksel olarak formülize edilmesi gerekiyor. Doğruluğu bu şekilde deneysel olarak kanıtlanabilir. Teori sürecini oluşturan şey, hipotez, formül ve deneysel doğrulama.

C: Peki eksik faktör nedir Roger?

 

S: (L) Nedir? (RS) Bilmiyorum. (L) Belki denkleme dördüncü yoğunluğu katmamanla ilgilidir. (RS) Evet! Tabii ki! (J) Belki eksik faktör budur. (RS) Ama nasıl... Bunu matematiksel olarak nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum...

C: Işık dalgaları... çekim... elektromanyetizma...

 

S: (L) Seninle oyun oynuyorlar. [Gülüşme] (J) Bu nedir, çok şıklı bir soru mu? (RS) Bunun üzerinde düşünmem gerek. İzogeometride...

C: Üçüncü seviye fizik anlayışında dalgaların oynadığı rol nedir?

 

S: (RS) Eterin, yani tüm evreni dolduran şeyin çapraz salınımı. Hayır, dalgalar bir aracıya ihtiyaç duymadan da varolabilir. Çapraz salınımlar tüm evreni dolduruyor.

C: Işık, çekim, optik, atomik parçacıklar, madde, anti-madde... birleştir.

 

S: (RS) Bu listede herşey var... (J) Hepsinin ortak özelliği nedir? (RS) Ou! Hepsi evreni dolduran şeyin titreşimleri! Biz şeyleri algılıyoruz, herşeyi, hatta şeyler arasındaki boşlukları. Gerçek ise bunun zıddı. Çünkü ışık bir dalga, tıpkı ses gibi. Eğer havayı çıkarırsan, ses yayılamaz. Işık da aynı şey. Işık bir dalgadır ve tüm evreni dolduran bir aracı olmadan yayılamaz. Yani bizim somut ve boş olarak algıladığımız şey doğru bir algı değil. Tüm evren, eter denen bu aracının titreşimiyle dolu. Bu aracı olmasaydı heryer karanlık olurdu. Yani ışık, bu aracının bir salınımı. Parçacık da bir salınım, yalnızca dalga yayılıyor ve salınım devam ediyor. Elimi buradan buraya hareket ettirdiğimde, salınımı hareket ettirmiş oldum. Boşluk sürekli salınıyor. Biz tamamen boşuz, ama boşluk dolu. Yani yanıt, hepsinin ortak tarafı, hepsinin, tüm evreni dolduran bu aracının salınımları olması ve sanırım bu hem üçüncü, hem de dördüncü seviye için geçerli. (L) Belki de bunları spektral anlamda söylediler. (RS) Olabilir...

C: Şimdi, çekim ile ışık arasındaki ilişki nedir?

 

S: (RS) Bilmiyorum. Çalışmalarımın bu aşamasında bilmiyorum. (L) Belki de anahtar budur. (RS) Işık maddeye dönüştürülebilir ve bu yüzden çekim var. (L) Ama çekim ile ışık arasındaki ilişki ne olabilir? [Laura'nın notu: Peki ya zaman? Işık hızında ne madde, ne çekim, ne de zaman olduğuna göre, belki bu üçü, aynı şeyi tanımlamanın farklı yollarıdır. Belki de zaman, çekim üreten elektromanyetik bir fenomen veya elektromanyetizma üreten çekimsel bir fenomendir ve yan ürünü de maddedir???]

C: Bilgi tabanına erişin ve birbirinize danışın.

 

S: (L) Bunu tartışmamızı istiyorlar. (RS) Işık ile yerçekimi arasındaki tek bağlantı... foton ve foton bir çift elektron ve pozitron üretiyor; parçacıklar ve anti-parçacıklar, ve o parçacıkların da çekimi var. Yani bu şekilde, elektromanyetik dalgalar... Foton madde yaratabilir... (L) Ve maddenin çekimi var... (RS) Ve maddenin çekimi var... dönüştürülebiliyor... (L) Ama nereden geliyor? (RS) İyi bir soru ama bilinmiyor. Bir vakumdan geliyor olabilir... (L) Ama bu nasıl oluyor? (RS) Laboratuardaki deneylerde, bir fotonu çekirdeğe fırlatıyorsun ve çekirdekten bir elektron ve bir pozitron çıkıyor, yani foton parçacıklara dönüşüyor. O parçacıkların çekimi var. Fotonun çekimi olup olmadığını bilmiyorum. Sanmıyorum, çünkü ışık hızında hareket ediyor. Zaman yok. Zaman askıda. (L) Işık hızında çekim olmadığı doğru mu? (RS) Çekim yok. (L) Belki o zaman, nasıl maddenin antitezi anti-maddeyse, ışık hızı da çekimin antitezidir? (RS) İyi bir yaklaşım. Çok iyi bir yaklaşım!

C: Yakın.

 

S: (J) Bu dengeyle mi ilgili?

C: Herşey öyle.

 

S: (L) Eğer ışık hızında çekim yoksa... (RS) Zaman yok... (L) O zaman çekim... (J) Bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey... (RS) İpucu... Ama eksik olan ipucu... Üçüncü yoğunluktan dördüncü yoğunluğa geçişle ilgili eksik ipucunu mu tartışıyoruz?

C: Evet.

 

S: (RS) O zaman bu doğru. (J) Çekim, bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey mi? (RS) Yani eğer ışık hızında gidersen, dördüncü yoğunluktasın.

C: Peki, üçüncü yoğunluk ve dördüncü yoğunluk maddesinin parçalanmadan ışık hızına erişmesini sağlayan eksik faktör nedir? Düşün...

 

S: (RS) Bu nükleer fiziğin temel konusu... Madde ışık hızına bozulmadan erişemez... (J) Anti-çekim? (RS) Anti-çekimle de... Şu andaki bilgilerimizle, madde bunu yapamaz. (L) Pekala, eğer bir madde ışık hızına doğru giderek hızlanıyorsa, hızlandıkça bütünlüğünü kaybediyor. Peki ya bir noktada giderek daha fazla anti-madde eklersen... (RS) Bu süreci tersine çevirir... Bir elektron ve bir pozitron al ve birini diğerinin içine sok ve fotonu yeniden yarat. Ama madde ışık hızına erişemez. Eğer erişirse zaman durur... boyut yok... (L) Belki bilinçtir? (J) Farkındalık mı? (RS) Eğer eksik etmen farkındalıksa, evet.. (L) Bilinci matematiksel olarak denkleme koyabilir misin? (RS) Evet, elbette!

C: Madde ile bilinç arasındaki eksik bağlantı nedir?

 

S: (RS) Ah! (L) Eğer bunları biliyor olsaydık burada olmazdık! [Gülüşme] (RS) Bir alan olması gerekiyor. (J) EM mi? (RS) Hayır, biyoenerjitik bir alan. (L) Peki ya bilinç çekim yaratıyorsa? (RS) Çekimi madde yaratıyor. (L) Ama madde bilinç tarafından yaratılmıyor mu? Gözlemlediğimizde dalgayı çökertmiyor muyuz? (RS) Evet, zihin madde yaratabilir...

C: "Graviton" diye birşey yok.

 

S: (RS) Evet, graviton mevcut değil. Einstein'ın teorisinde varlar ama buna hiçbir zaman inanmam... Bilincimiz çekim yaratıyor mu?

C: Yaklaşıyorsunuz. "Bizim" değil.

 

S: (L) Başka birinin bilinci mi çekim yaratıyor? (RS) Dördüncü seviye.

C: Yedinci Seviye.

 

S: (RS) Aa evet! Anlayabiliyorum! Son seviye. Eşit miktarda madde ve anti-maddeden oluşan evren, gerçekten açık mı? Yani, evrende bir yerde sürekli madde mi üretiliyor? Madde ve anti-madde?

C: Daha iyi bir ifade şu olabilir: Geri dönüşüm.

 

S: (RS) Dünyanın merkezinde de aynı geri dönüşümün gerçekleşdiği doğru mu? Dünyanın genişlediği şeklinde bir teori var. Bunu bir konferansta duymuştum. Dünyanın çapı büyüyor çünkü dünyanın merkezinde bir madde yaratımı var. Bu doğru mu?

C: Yanlış, ama birleşik boyutlulukta tüm kavramlar doğru.

 

S: (L) Sanırım alternatif bir evrende bu oluyor olabilir, ama burada olmuyor. (RS) Benim en büyük sorunum yeni bilgi değil, politikaydı. Özellikle Einstein'la ilişkili politika. Solucanlar kutusu daha önce söylenmiş miydi? Bana bu konuda ne söyleyebilirsiniz? Einsten'ın ötesine geçer geçmez her tür sorun başlıyor. Günümüz toplumundaki politik sorunlar. Bu hususta söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?

C: Politik sorunların kökeninde, medeniyeti kontrol altına almak amacıyla, zaten sınırlı koşullarda elde edilen bilgiyi kontrol altında tutma çabası var.

 

S: (RS) Bu şimdiye kadar duyduğum en iyi cevap. Çok, çok iyi. (T) Sormak istediğim birşey var. Üçüncü yoğunluk ile dördüncü yoğunluk arasındaki sınırın zorlandığı deneyler hakkında. Deney bu engeli aştığı zaman ne olur? Ne bekleyebiliriz?

C: İlgili durumdaki koşullara bağlı. Daha önce söylediğimiz gibi, bu zaten pek çok kez gerçekleşti.

 

S: (L) Philadelphia Deneyi sanırım... (J) Flight 19... (T) Pekala, bunlar olumsuz sonuçlar. Ne yaptığını bilmeden başka yoğunluklara geçmenin neticeleri nelerdir?

C: Yanıtlandı.

 

S: (L) Evet, bundan bahsettiler. Aklını kaçırmak. (J) Evet, Flight 19'u bulduğunu sanan adamlar kafayı yemiş. Araştırmacılar dördüncü yoğunluk sınırını geçtiklerinde aynı şeyin meydana geldiğini anlayacaklar mı?

C: Kısmen.

 

S: (T) Sınırın bu kadar çok delinmesi durdurulabilir mi? Yani sınırın delindiği yerler onarılabilir mi?

C: Belirsiz.

 

S: (L) Açılan yerlerin otomatik olarak kapanmadığını varsayıyorsun. (T) Faaliyet durduğunda bu açıklıklar otomatik olarak kapanıyor mu? Hayır, bu da çok belirsiz. Dışarıda puromu içerek dolaşırken, Roger'ın bu gece burada olmasının nedenlerinden birinin bunu deneyimlemek olduğunu düşünüyordum, ama aynı zamanda daha önce ona verdiğimiz şeyleri bizzat görmesi. Bunları biz uydurmuyoruz. Başka bir yerden geliyor. Bu bilgilerin ardında bir gerçeklik var. Roger Avrupa'ya gidiyor. Aynı şeyler üzerinde çalışan iş arkadaşların var. Kasyopyalılar bu sınırı geçmenin eşiğinde olduğunu söylediler. Bunun yapılabileceğini, bildiğimiz birkaç olayda felaketimsi sonuçlarla, bilmediğimiz çeşitli olaylarda ise bilmediğimiz sonuçlarla bunun yapıldığını söylediler. Varmaya çalıştığım nokta şu; burada olmanın ve bunları görmenin nedenlerinden biri bu bilgileri almak çünkü bilimadamlarının o sınırı aştıklarında ne yaptıklarını bilmeye ihtiyaçları var. Çünkü eğer bunu anlamazlarsa, bu tür felaketsi olaylarda da artış olacaktır... Yoğunluklar arasındaki sınırın yapay olarak aşılması olayları artıyor mu?

C: Evet.

 

S: (T) Bu sürecin, yaklaşan bu yoğunluk değişiminin ne kadar süreceğini sormamızın nedenlerinden biri de buydu. Bize yanıt olarak "bir ay ile 18 yıl arasında" dediler. Biz de, bu geçiş noktasının tam olarak ne zaman geleceğini bilmiyor olabileceklerini düşündük. Belki de söyledikleri şey, insanların bilmeden bu sınırı aşmalarıyla da ilgili olabilir. Birileri bilgilerini arttırmaya ve istedikleri birşeylere ulaşmaya çalışıyorlar, ama tüm bunların anlamını bilmiyorlar.

C: Evet.

 

S: (T) Tüm medeniyetin hayatta kalması artık senin omuzlarında Roger! [Gülüşme] Laura her hafta buraya oturup "Tüm dünyanın yükünün omuzlarıma konmasını istemiyorum" deyip duruyordu. Artık yükün bir kısmı da sende! (RS) Evet, kısmen. "The Andreasson Affair" (Andreasson Olayı) kitabının teknik danışmanıydım, çünkü kadın uzay gemisinde gördüğü şeylerle ilgili bir sürü çizim yapmıştı. İtalya'daki ____ Araştırma Enstitüsü hakkında herhangi bir yorumunuz var mı?

C: Belirttiğin enstitü, sorgulanabilir fon kaynaklarıyla bağlantılı olan Carboni "Kurumu" tarafından kontrol ediliyor; ama endişelenmene gerek yok, çünkü bilgi korur. O nedenle, bilgi silahıyla donanmış bir kişi, saptırılmadan herhangi bir ortamda çalışabilir.

 

S: (RS) Anlamıyorum. (J) Belki bunu kendin görmen gerekiyordur... (L) Bu konuda endişelenmene gerek yok. (RS) Peki ya Cardone? (Carla) Tabla Carboni dedi. ...

C: Carboni Kurumu.

 

S: (RS) Bu isimde bir kurum yok! (L) Belki oradan fon sağlanıyordur. (RS) Carboni'den değil... (Carla) Bekle ve gör... [Carla ve Roger'ı uğurluyoruz.] Tartışma: (L) Işık hızına yaklaşırken meydana gelen demolekülerizasyon, bir koni şekliyle ifade edilebilir. Koninin ucu ışık hızı, bir tür teklik ve remolekülerizatörün o noktaya ulaşırken kullanılması gerekiyor çünkü diğer tarafa zıt bir koniye geçtiğinde remolekülerize olmanı sağlıyor olabilir. Merak ediyorum, Boyutötesi Atomik Remolekülerizatör, ışık hızına yaklaştıkça giderek daha fazla dozda anti-madde uygulayan bir cihaz mı acaba? Bir tarafta çekimi olmayan, zamanı olmayan, kütlesi olmayan ışık var, diğer tarafta ise çekim, zaman ve kütle var. Peki geçiş nedir? Bize verilen üç çift birbirinin zıddı gibi görünüyor: Işık ve çekim, optik ve atomik parçalar, madde ve anti-madde... (J) Herşey dengeyle ilgili. Çekim ile ışık arasındaki ilişki nedir? Üçüncü ve dördüncü yoğunluk maddesinin bozulmadan ışık hızına erişmesini sağlayan eksik bağlantı nedir? (L) Eksik bağlantı? Sanırım ilkişki ortada. Işığı yavaşlatan, fotonların ortaya çıkmasını sağlayan, bir anlamda dalgayı çökerterek maddeyi yaratan şey nedir? (J) Üçüncü yoğunluğun bozulmadan ışık hızına erişmesini sağlayan faktörle aynı olabilir. (L) İlişki ortada. "Bilinç" dediğimizde yaklaştığımızı ama bunun bizim bilincimiz değil, yedinci seviyenin bilinci olduğunu söylediler. [Laura'nın notu: Elektromanyetizma "Tanrı"nın ya da tüm yoğunlukları kapsayan yedinci yoğunluğun bilincinin "alanı" olabilir mi? Cayce bir keresinde "Tanrı elektriktir." demişti. İnsan bilincinde tespit edilebilen ve kontrollü elektromanyetik dalgalarla arttırıbilen elektromanyetik bir alan mı var?] (J) "Yaratımın" bir geri dönüşüm olduğunu söylediler. (L) Hala orada mısınız?

C: Her zaman olduğu gibi Laura. Öğle yemeğine falan çıktığımızı mı düşünüyorsun?

 

S: [Gülüşme]

C: Burada olup olmadığımızı sorup duruyorsun?!?

 

S: (J) Her zaman buradalar, içimizde. Hepimiz bağlantılıyız. (T) Biz onlarız ve onlar da biz, tam burada! (L) Pekala, bu kadar fizik biliyor olmanıza çok sevindik. Demek ki biz de bu kadar çok fizik biliyoruz... (T) Roger'la konuşmaktan hoşlandınız mı ve tekrar konuşmak istermisiniz?

C: Evet. İsteriz.

 

S: (L) Işık ve çekim, optik ve atomik parçalar, madde ve anti-maddeden bahsederken ve tüm bunların hepsinin bu geçişi açıklamanın yolları olduğunu söylerken doğruya yakın mıyım? Bu üçü gerçekten birer çift mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Dalga işlevini çökerten şey nedir?

C: ?

 

S: (L) Bilinç mi?

C: Evet...

 

S: (L) Dahası var. Bu bilinç... (T) Bir üçüncü yoğunluk kavramından, şu anki fizikselliğin mevcut olmadığı bir dördüncü yoğunluk kavramı elde etmeye çalışıyoruz. Dördüncü yoğunlukta bozulmadan ışık hızıyla gitmek gibi bir sorunları yok çünkü orada böyle birşey yok...

C: Yakın.

 

S: (T) Yani bizim için bunu üçüncü yoğunluk açısından düşünmeye çalışmak...

C: Anahtar; fizikselliğin değişkenliği.

 

S: (L) Fizikselliği değişken yapan şey nedir?

C: Bilinç ile madde arasındaki bağlantının farkındalığı.

 

S: (L) Bilinç ile madde arasındaki bağlantı nedir?

C: İlüzyon.

 

S: (L) İlüzyonun özelliği nedir? (T) Bilinç ile madde arasında herhangi bir bağlantı olmadığı. Bu bağlantının mevcudiyeti ilüzyon. Üçüncü yoğunluğun sınırlı algısı...

C: Hayır. İlüzyon, bağlantının olmaması.

 

S: (L) Yani buradaki ilüzyon, bilinç ile madde arasında bir bağlantının olmadığının düşünülmesi.

C: Evet.

 

S: (T) İlüzyon, bağlantının olmadığının düşünülmesi. Üçüncü yoğunlukta... (L) Buldum! (T) Sakın bir anda yok olayım deme! [Gülüşme] (L) Aradığımız bağlantı, bilincin madde oluşu.

C: Yakın. Peki ya aynı zamanda tam tersine ne dersin?

 

S: (L) Ve aynı zamanda herşeyin tersi. Işık ile çekim, optik ile atomik parçalar, madde ile antimadde... Bir sonraki seviyeyi anlamak için herşeyi ters çevir... Bu kadar kolay olamaz. (J) Bir saniye, çekim eşittir ışık, atomik parçacıklar eşittir optik, anti-madde eşittir madde mi? Hepsi dengeyle ilgili. (L) Ve sonuç her zaman sıfır.

C: Ve sıfır da sonsuzluk.

 

S: (L) Yani diyorsunuz ki, buradaki ilüzyon, arada ayrım olduğunun sanılması. Arada fark yok, aynılar, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (T) Mekan/zamanda sıçramalar yoluyla gideceğin yere hemen varabilirsin. (L) Veya bunu tersine çevirecek olursak anlayabiliriz ki, bizimle örneğin Alfa Sentauri arasında hiçbir mesafe yok. Mesafe ilüzyonunu yaratan şey, algının sapması.

C: Şimdi tüm ihtiyacınız olan şey "teknoloji."

 

S: (T) Teknoloji şu anda geliştiriliyor. (J) Teknoloji muhtemelen zaten geliştiriliyordu. Sadece gizleniyor.

C: Evet.

 

S: (L) Bu etkileşimin önemli sonuçları olacağına dair garip bir his duyuyorum.

C: Evet.

 

S: (L) Bir ipucu?

C: Verebiliriz, ama daha sonra.

 

S: (T) Bunlar önemli sonuçlar mı?

C: Evet.

 

S: (L) Bu akşam için söylemek istediğiniz herhangi başka birşey var mı? (T) Kendimize aktarmamız gereken başka birşey var mı?

C: Hayır.

 

S: (L) O halde teşekkür ediyoruz ve iyi geceler diyoruz.

C: İyi geceler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben bilmiorum biraz mantıklı biraz saçma geldi ama şunu sölemeliyim ben bi aralar küçükken uzaylılar ve ufoalra takmıştım hergece bir arazi vardı orayı incelerdim gözümle en az 6 kez ufo gördüm biri resmen binanın tepesinden geçti ve ses duyulmadı kimsede bana inanmadı her sabah kalktığımda vücudumda ağrılar oluodu ve uzaylılar beni amilyat edio die düşünüodum.. bilmiorum ama dediğim gibi mantıklı ve mantıksız aynları var..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

31 Mayıs 1995 F___, Laura, SV

 

S: Merhaba.

C: Merhaba S___ Vitale!

 

S: (L) Son günlerde tüm grubun saldırı altında olduğunu hissediyorum. Bu konuda ne yapabiliriz?

C: Kendi kendine çözülecek. Üçüncü seviye KH'de, gruplar içinde güç mücadeleleri çok doğal.

 

S: (L) "Güç mücadeleleri"nden neyi kastettiklerini anlamadım. Sadece huzursuz olduğumu ve havada bir gerginlik olduğunu biliyorum. Mücadelesini verecek ne güç var ki? Hepimiz kimsek oyuz. (SV) Bu hususta endişelenip aşırı heyecanlanmana gerek yok! (L) Öyle görünüyor ki, hepimiz hayatın kumlarına çizdiğimiz bazı çizgilerle yüzleşiyoruz ve kendi içimizde oluşturduğumuz "-meli -malı"larla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Belki de görmemiz gereken şey, böyle çizgiler çizmeye gerek olmadığıdır. Sadece önümüzde duran, yapılması gereken şeyleri yapmamız, birbirimizi kontrol etmeye çalışmamamız, birbirimiz için neyin en doğru olduğuna karar vermememiz, sadece kabul etmemiz gerekiyor.

C: Herşey bir kavanoz sudaki kumlar gibi yerini bulacak.

 

S: (L) Bu ilginç. Ben kumdaki çizgiler örneğini verdim, siz de suda çalkalanan kumları. Artık broşür basıp göndermeye bir son vermemiz iyi bir fikir mi? O bilgilerin isimlerimiz değiştirilmeden veya silinmeden dağıtılmasına çok üzüldüm.

C: Bunun sorumlusu JR değildi.

 

S: (L) Peki kimdi?

C: Açık. Bunun negatif bir karar olduğunu düşünme.

 

S: (L) Yani bu nihai olarak olumlu birşey mi?

C: Belki.

 

S: (L) Yani bu özellikle oldu, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (L) Gruptaki bu gerilim yaklaşık ne kadar süre içinde dağılır?

C: Bekle ve gör.

 

S: (L) Bu konuda yapabileceğimiz hiçbirşey yok mu?

C: Önemli değil.

 

S: (L) Peki önemli olan nedir?

C: Bırak olsun.

 

S: (SV) Endişelenmeyi bırak. (L) Pekala, endişelenmeyeceğim. Sonraki soru. Roger Santilli gözlerine reiki yapılması konusu için aradı. Maküler dejenerasyon teşhisi konmuş. Teşhis doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Bunun nedeni nedir?

C: Genetik.

 

S: (L) Bunu durdurmak veya normale döndürmek için yapılabilecek herhangi birşey var mı?

C: Açık.

 

S: (SV) Cayce dosyalarının faydası olur mu?

C: Zararı olmaz.

 

S: (L) Neden faydası olacak bir bilgi vermiyorsunuz?

C: Birinci seviye karmik durum.

 

S: (L) Reikinin faydası olur mu?

C: Belki.

 

S: (L) Bu konuda söyleyebileceğiniz başka herhangi birşey var mı?

C: Varsa, başka bir mekan/zaman noktasında keşfedeceksiniz.

 

S: (L) Michael Lindemann melekler konusunda çok ilginç bir konuşma yaptı.Görünüşe göre melekleri gören ve etkileşimde bulunduğunu iddia eden pek çok insan var. Bize meleklerden bahsedebilir misiniz?

C: Spesifik ol.

 

S: (L) Melek diye birşey var mı?

C: Evet.

 

S: (L) Melekler insanlar tarafından tanımlandıkları gibi mi: çok uzun, kanatlı veya buna benzer güzel varlıklar mı?

C: Evet.

 

S: (L) Melekler kim?

C: Transkriptlere bak.

 

S: (L) Transkriptlerde meleklerden bahsettiğimizi sanmıyorum.

C: İsmen değil. İkinci celseye bak. [Laura'nın notu: Zendar veya Zindar Konseyi mi?]

 

S: (SV) Ann Kirkwood tarafından yazılan "Mary's Message to the World" (Meryem'in Dünyaya Mesajı) isimli bir kitap var. Bu kitap Bakire Meryem'den bir aktarım mı?

C: Hayır.

 

S: (L) Bu aktarımı yapan kim?

C: Çeşitli düşünce merkezleri.

 

S: (L) Bu düşünce merkezleri neden kendilerini Bakire Meryem olarak tanıtıyorlar?

C: Aşinalık için.

 

S: (L) Bu düşünce merkezleri KH mi, BH mi?

C: Açık. Önceden verilen bilgileri inceleyerek keşfedin. Transkriptleri düzenli olarak yeniden incelemeniz gerekiyor. Sadece verilere aşinalığınızın artması için değil, aynı zamanda düşünce kalıbı parçacıklarını bir araya getirerek öğrenmek için!

 

S: (L) Doğru hatırlıyorsam, KH grupları tarafından dezenformasyon amacıyla gerçekleştirilen çok sayıda Bakire Meryem görünmesi olayları oldu. Bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) BH grupları tarafından gerçekleştirilen Bakire Meryem olayları oldu mu hiç?

C: Evet.

 

S: (L) Olayların sonuçlarına ve aktarılan bilgilere bakarak bunun BH mi yoksa KH mi olduğunu anlayabiliriz, öyle mi?

C: Kısmen.

 

S: (L) İlgili öğretilerin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu tespit etmede kullanabileceğimiz başka bir ölçüt var mı?

C: Sezgilerle desteklenen akıl; varolan herşey -- derslerdir.

 

S: (SV) Bugün bunun hakkında düşünüyordum. Eğer saldırı altındaysan, sezgilerinin doğru olup olmadığını nasıl bilebilirsin? (L) Sezgiler duygulardan farklı mıdır?

C: Evet.

 

S: (L) Sezgisel bilgi ile duygusal tepkiler arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz?

C: Duygular arzulu düşünme içerir; sezgiler daha derinden gelen hislerdir, ruhsal niteliktedir ve daha güçlüdür. Arzulu düşünme olduğunda, aklınızı kullanırsanız ve geçmişteki derslerinizi incelerseniz, sızmakta olan ruhsal içgüdünün de varlığını algılayabilirsiniz.

 

S: (L) Örneğin Cumartesi günü MUFON toplantısındaki kadın TR'ye birşeyler söyledi; elimizdeki materyalin KH olduğunu, karanlık ve negatiflik üzerinde odaklandığımızı ve bunlar üzerinde odaklananların bunları deneyimleyeceğini iddia etti. Bunun hakkında yorumda bulunur musunuz?

C: İçgüdülerin sana ne söylüyor?

 

S: (L) İçgüdülerim bana o kadının, kendisini kaçıran dünyadışı varlıkların iyi olduğuna çok güçlü ve duygusal bir şekilde inanma isteğinde olduğunu, çok yoğun bir içsel suçluluk kompeksine sahip olduğu için o tür bir muameleyi hak ettiğine inandığını ve aksi yöndeki herşeyi yanlış ve kötü görerek reddettiğini söylüyor.

C: Evet.

 

S: (L) Ayrıca bana göre, karanlığa ona iştirak etmek için odaklanan bir kişi, ışıktan uzaklaşarak karanlığa doğru gider. Ama karanlığa onu azaltmak için odaklanan bir kişi, ışığı kendine yakın tutar ve ışığı kendi ışığını arttırarak karanlığı aydınlatmak için kullanır. Doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Sadece ışığa bakan biri karanlığa arkasını döner ve sürekli baktığı ışık yüzünden kör olmakla kalmaz, aynı zamanda ardında kapkaranlık bir gölge oluşturur.

C: "Kral yeni giysiler giyiyor."

 

S: (L) Kral'ın yeni giysiler giydiğini düşünen ben miyim? (F) Sadece ışığı görme isteğinde olduğu sürece sadece ışığın mevcut olduğunu sananlar, Kral'ın yeni giysiler giydiğine inanıyor. (L) F___ haklı mı?

C: Evet.

 

S: (L) Cumartesi günü N. M. ve kocasıyla karşılaştım. Sigara kullanmadıkları için ve buralara gelmeye isteksiz oldukları için celseyi onların evinde yapmamızı istediler. Benim içgüdüsel tepkim "hayır, bunu unut" şeklindeydi. O zamandan beri bu olayda bir tür "güç oyunu" olduğunu hissettim.

C: Açık.

 

S: (L) Bu insanların evinde celse yapmamızda bir sakınca var mı?

C: Size bağlı.

 

S: (L) Ben istemiyorum ve F___ de istemiyor. (SV) Hepimiz sigara içiyoruz. Sigara içemeyeceğimiz bir yere gitmek ve kirli bir şey gibi oradan çıkmak pek bir anlam ifade etmiyor. (L) Evet! Buna hiç lüzum yok! Unutalım gitsin! (L) Benim aura fotoğrafımda, göğsüm üzerinde yeşil bir bölüm var. Cayce kitabının ilgili bir bölümünde, açık yeşillerin sahteliği temsil ettiğini söylüyor.

C: Endişelenme.

 

S: (SV) Seninki berrak bir sarının yanındaki koyu bir yeşil. Pastel veya soluk bir yeşil değil. Belki daha fazla meyve yemen gerekiyordur!

C: Endişelenme, kim ve ne olduğunu biliyorsun, hatırla, içgüdü!!

 

S: (L) F___'nin aurası çok güzeldi. İnsanlar elimizdeki bu bilgilere karşı neden daha pozitif değiller?

C: Kıskançlık.

 

S: (L) Bu çok net bir cevaptı. Neyi kıskanıyorlar?

C: Güç mücadelesi.

 

S: (L) İnsanlar bizi neden kıskanıyor ve neden bizi kontrol etmeye çalışıyorlar?

C: Geçilmekten korkuyorlar.

 

S: (L) Biraz açık fikirli olurlarsa kimse geride kalmayacak. (SV) Rüyamda hepimizin kirli çamaşırlarımızı yıkaması gerektiğini gördüm ve sabah kalkınca gidip çamaşır makinesini doldurdum! [Gülüşme] (L) J___ W___ bir kişinin sadece düşünerek aurasını değiştiribileceğini söyledi, bu doğru mu?

C: Hayır.

 

S: (SV) Auran sensin! (L) Bazı araştırmacılar, mavi rengi görme veya algılama yeteneğimizin yakın bir zamanda gelişmiş olduğunu söylüyorlar. Mavi Nil'de yaşayanlar onu kahverengi olarak tanımlıyor, Homer Akdenizi "Koyu şarap rengi deniz" olarak tanımlıyor, ve Aristo gökkuşağında sadece üç renk olduğunu söylüyor: kırmızı, sarı ve ve yeşil. Genel olarak insan ırkının maviyi yakın zamanlarda görmeye başladığı doğru mu?

C: Evet.

 

S: (L) Bu, mavi rengin ruhsallığıyla ilgili birşey mi?

C: Evet.

 

S: (L) Anlaşılan mavinin ötesinde de renkler var ve ruhsallığımızı arttırdıkça onları da görebileceğiz, bu doğru mu?

C: Evet.

 

S: (SV) Gökkuşağına baktığında göz kenarlarında bir titreme veya puslanma olabiliyor. (L) Sürekli yüksek frekansa maruz kalan gözlerde sorun meydana gelebilir mi?

C: Belki.

 

S: (L) Böyle bir durum ruhsal veya kişisel gelişimde sorun yaratabilir mi?

C: Belki.

 

S: (L) İddiaya göre yakın zamanlarda "Büyük Beyaz Kardeşlik" (Great White Brotherhood) tarafından kanallanmış olan birkaç yazı okudum. Böyle birşey olup olmadığını öğrenmek istiyorum.

C: Hayır.

 

S: (L) "Büyük Beyaz Kardeşlik" diye birşey yok mu? (SV) Edgar Cayce böyle birşeyden neden bahsetti?

C: Bu şekilde değil.

 

S: (L) Peki "Büyük Beyaz Kardeşlik" dedikleri şey nedir?

C: ?

 

S: (L) Cayce'nin bahsettiği Büyük Beyaz Kardeşlik nedir?

C: Çeşitli BH.

 

S: (L) Kendilerini Büyük Beyaz Kardeşlik olarak mı tanımlıyorlar?

C: Bazen.

 

S: (L) Peki gerçekte kimler?

C: Dördüncü yoğunluk BH.

 

S: (L) Amaçları nedir?

C: Karmaşık, bekleyip görmenizi öneriyoruz.

 

S: (L) Büyük Beyaz Kardeşlik bizimle temas kuracak mı?

C: Belki.

 

S: (L) Dik kayalık yamaçlarda yaşamış olan Anasazi kabilesinin kökeni nedir?

C: Önemli değil.

 

S: ... (L) 7'nci seviyeyi matematiksel bir sembol olarak ifade etmek için ne kullanabiliriz?

C: Bunu deneyin: [yan yatmış sekiz rakamı çiziliyor]

 

S: (L) Big beng veya kitlesel dağılımı temsil eden matematiksel işlem ne olurdu? Artı, eksi, çarpı veya bölü?

C: Hayır.

 

S: (L) Hiçbiri mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Hangi matematik işlemi bunu temsil ederdi?

C: Henüz keşfetmediniz.

 

S: (L) Big Beng noktasında ne tür bir matematiksel işlem gerçekleşiyor?

C: Sürekli bir döngü.

 

S: (L) Yedinci yoğunluktan sonra döngü yediden altıya mı devam ediyor, yoksa yediden bire mi?

C: İkisi de değil.

 

S: (L) Yedinciden aynı anda tüm yoğunluklara mı?

C: Yakın.

 

S: (L) Bu matematiksel olarak ifade edilebilir mi?

C: Belki. Kendi kanalına eriş.

 

S: (L) Kendi kanalım nedir?

C: Biliyorsun.

 

S: (L) Kanalımın siz olduğunuzu sanıyordum.

C: Biz grup kanalıyız.

 

S: (L) Kendi kanalıma nasıl erişebilirim?

C: Bunu pek çok kez yaptın.

 

S: (L) Roger Santilli'yi konuk ettiğimiz gecenin sabahı yaptığım şey bu muydu?

C: Evet.

 

S: (L) Çekimin zaman olduğunu söylediğimde haklı mıyım?

C: Yakın.

 

S: (L) Yani üçüncü yoğunluk bilinç ilüzyonu sınırlandırmasının meydana getirdiği zaman algısı.

C: Daha yakın.

 

S: (L) Bu matematiksel olarak ifade edilebilir mi?

C: Bunu yap!

 

S: (L) F___ bana bu konuda yardım et! (F) Yardım edemem. Ormana öyle bir girdin ki, seni nasıl bulabileceğimi bilmiyorum. Bunu yapabileceğini söylediler. Bu senin alanın. Bunu yapmanı söylediler. Ne istiyorsun, bir kestirme mi? (L) Formülü istiyorum! (SV) Peki ya keşif heyecanı? (L) Peki ya yenilginin ızdırabı? (SV) Yenilginin ızdırabı... (L) Tüm gün alışveriş yaptıktan sonra hissettiğin şey! [Gülüşme] (L) Bu formülü yapmayı çok istiyorum ama yapabileceğimi sanmıyorum! (F) Elbette yapabilirsin! (SV) Soruyu düşünebiliyorsan cevaba erişebilirsin.

C: İyi geceler deme vakti!

 

S: (L) İyi geceler.

 

---------------

 

kaynak: bozadi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

3 Haziran 1995 Frank, Laura, TR ve JR, Tom French, Cherie Diez, SV

 

S: (L) Merhaba.

C: Merhaba.

 

S: (T) Enerjim çok düşük. (L) Bu akşam kimle birlikteyiz?

C: Sorilora.

 

S: (L) Peki neredensin?

C: Kasyopya.

 

S: (L) Bu akşam konuklarımız var; Tom ve Cherie.

C: Merhaba Tom ve Cherie.

 

S: (L) Tom'un bir sorusu var.

C: Tabii.

 

S: (TF) Dedemin saatine ne oldu?

C: Hangisi?

 

S: (L) Hangi dede? (TF) Babamın babası. (L) Tamam, Tom'un babasının babasının altın cep saatine ne oldu?

C: Su altında.

 

S: (T) Hangi suyun altında?

C: Alüvyonlu veya kumlu, temiz bir su.

 

S: (TF) Bu nedir? (L) Şu anda gördüklerini söylüyorlar.

C: Görsel referans. Güneş ışığında parlıyor. Dikkati başka birşeye yöneldiği sırada kayıp düştü.

 

S: (TF) Kendi kendine mi kaydı yoksa biri mi aldı?

C: Metal yüzeyi ovuyordu.

 

S: (TF) Peki babam o sırada neredeydi?

C: Kilisede.

 

S: (L) Bu bir anlam ifade ediyor mu? (TF) Belki. (T) Saatin nerede olduğunu biliyor musun? (TF) Hayır. (SV) Hangi kiliseye gittiğini öğren ve kilise yakınlarında bu tür bir su olup olmadığına bak. (L) Belki de babası o sırada uzak başka bir yerdeydi. (TF) Babam hiç kiliseye gitmezdi; ateistti. Babamın bu olayla herhangi bir ilgisi var mı?

C: Hayır.

 

S: (T) Babası kilisede miydi? Babasının o sırada kilisede olduğunu söylüyorsunuz; Tom babasının kiliseye gitmediğini söylüyor. Babası neden kilisedeydi?

C: Kiliseye tek bir nedenle gidilmez, düşünün!

 

S: (J) Bir tür toplantı olabilir... (T) Evlilik, cenaze... (TF) Haklısınız. Kiliseye hiç adım atmadı değil. (F) O kadar ateist değil! (T) Özellikle evlilikler; evliliklerden sonra yemek vardır! (TF) Tamam, bir şey daha soracağım ve sonra sessiz olacağım! Saat kayıp mı oldu, yoksa çalındı mı?

C: Kayıp.

 

S: (L) Bu uzun süredir kafanı kurcalıyordu herhalde? (TF) Çok uzun zamandır değil, bir süredir. (L) Tom hakkında birşey sormak istiyorum. Tom bana bir rüyasını anlattı ve sanırım grupla da paylaşmak ister. Tom? (TF) Rüyada okyanusta bir gemideydim. Gemide başkaları da var ama onlarla konuşmuyorum. Arkadaşlarım veya ailemle birlikte değilim. Tek başımayım. Tüm bu insanların arasındayım ama onlarla birlikte değilim. Uzun bir yolculuk. Güvertede ileri geri gidiyorum. Sonunda bir şehre geldik. Büyük bir şehir, bir liman. Gemiden iniyorum. Şehrin içine yürüyorum. Şehrin merkezinden kenar kısma, kırsala gidiyorum. Kırsal kırmızı. Her taraf kırmızımsı. Buradaki sokaklar kaldırımsız. Sokaklar toprak, kırmızı toprak. Bir dağın gölgesinde bulunan, beyaz kazık çitleri olan büyük bir eve geliyorum. Bu eve girmem gerektiğini biliyorum. Eve giriyorum ve içeride insanlar var. Ama yine, oraya ilk girdiğimde onlarla konuşmuyorum. Sonra günler geçtikçe onlarla konuşmaya başlıyorum ve onlar da benimle konuşmaya başlıyor. Daha iyi hissetmeye başlıyorum. Birden rüyada farkına varıyorum ki, şehirden geçip o eve giderken bir köpektim. O evde geçirdiğim ilk günleden itibaren insana dönüşüyordum ve evdeki diğer herkes de daha önce hayvandı; o evde olmamızın nedeni de buydu, insan olmayı öğrenmek. Bunun, dağın gücüyle de bir ilgisi vardı. (L) Şimdi, bu rüyanın yorum yapabileceğiniz önemli bir özelliği var mı?

C: Psişik olarak çok büyük öneme sahip bir rüya değil; sadece bireyin kendi hayat rotasındaki metamorfozla ilgili farkındalığını yansıtıyor.

 

S: (L) Tom'un yorumu da buydu ve benim teorim çöpü boyladı! (T) Senin teorin neydi? (L) Tom'un dünyadışı bir varlık olduğundan ve Köpek Yıldızı Sirius'tan büyük bir gemiyle dünyaya geldiğinden emindim... (J) Georgia'ya!! [Gülüşme] Bence benim yorumum daha iyiydi! (T) Bundan iyi bir kitap çıkardı! (SV) Laura çok fazla UFO videosu seyrediyor!

C: Aktif hayalgücü!

 

S: (L) Tamam cevabımı aldım. Şimdi diğer sorulara geçelim. İnkalar ve diğer Güney Amerikan toplulukları, kültürel ortamlarını dağlık alanlarda yaratıyorlardı ve besin yetiştirmek için taraçaları (basamaklı yamaçlar) kullanmak zorunda kalıyorlardı. Avrupa kültürü ise alçak düzlüklerde gelişti. Dağlarda madencilik yaptılar... (T) Pek çoğu da açlıktan öldü çünkü dağları doğru bir şekilde kullanmadılar.

C: İki örnekteki dağlar farklı yapıdaydı.

 

S: (L) Yani Güney Amerika'daki dağlık araziler daha verimliydi, öyle mi?

C: Bingo!

 

S: (J) Ben de öyle düşünmüştüm. (S) Avrupalılar taraça tarımını denediler mi?

C: Hayır.

 

S: (L) Neden? (T) Evet, su kemerleri inşa ettiler; taraça tarımını neden denemediler?

C: Gereksiz birşeyi neden denesinler?

 

S: (T) Neden gereksizdi? (L) Hayır, bunu biliyoruz. Düzlükte pek çok ekilebilir alan zaten mevcuttu. Peki Güney Amerika'da neden gerekliydi? (J) Çünkü düzlüklerde ekilebilir alanlar yoktu. Ellerindekini kullanmak zorundaydılar.

C: Evet.

 

S: (T) Evet, mantıklı! (L) Önceki bir celsede, evimin etrafındaki alanın bir "çoklu gerçeklik istasyonu" olduğu söylendi. Bunun sebebi bizim faaliyetlerimiz mi, yoksa bu evin ve çevresinin önceden beri varolan bir özelliği mi?

C: İki soru.

 

S: (L) Bizim faaliyetlerimiz yüzünden mi?

C: Kısmen.

 

S: (L) Aynı zamanda bu bölgenin önceden beri mevcut olan bir özelliği mi?

C: Dolaylı bir şekilde.

 

S: (L) Bunun, evimizin altında olduğunu söylediğiniz tünelle bir ilgisi var mı?

C: Önceki yanıt.

 

S: (L) Pekala, "dolaylı bir şekilde" diyorsunuz. Dolaylı olan nedir? Aradaki ilişki nedir?

C: Kabuk enerjisi akış kalıpları.

 

S: (T) Kabuk enerjisi nedir?

C: Kendini açıklıyor.

 

S: (T) Tamam, kabuktan akan enerjiden bahsediyoruz veya kabuğun ürettiği enerji. Levha tektoniğinden mi bahsediyoruz? (J) Evet, levha tektoniği mi?

C: Çok fazla yorum.

 

S: (T) Levha tektoniğinden mi bahsediyoruz?

C: Hayır.

 

S: (L) Elektromanyetizmadan mı bahsediyoruz?

C: Yakın.

 

S: (T) Elektomanyetizmaya ne kadar yakın? (L) Ne kadar yaklaşabilirsen! (T) Doğru! [Gülüşme]

C: İlişkili.

 

S: (L) Peki bu enerji akış kalıbı şu anda bulunduğumuz mekan/zaman noktasıyla karşılaştırıldığında başka bir...

C: Doğru kavram değil.

 

S: (J) Mekan ve zamanla ilgili değil mi?

C: Uzaklaşıyorsunuz.

 

S: (L) Mekan/zamanla ilgili değil. Bir enerji ızgarası gibi mi?

C: Izgara değil, daha çok "hale" gibi.

 

S: (T) Işık halesi mi? (L) Aura gibi mi? ...

C: Evet.

 

S: (T) Gezegenin aurası mı?

C: Akıştaki değişiklikler.

 

S: (L) Bu mekan noktasında bulunmamız faydalı mı?

C: Subjektif.

 

S: (L) Şu anda yaptığımız çalışma için belirli bir faydası var mı?

C: Olabilir.

 

S: (J) Görünüşe göre zararlı değil. (T) Zararlı da olabilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) Ne şekilde? (J) Nasıl bir zararı olabilir?

C: 64.000 dolarlık soru! (ç.n.: bir yarışma programına atıf)

 

S: (T) 64.000 dolarlık soruya ulaştığımıza göre bize 64.000 dolarlık bir yanıt verecek misiniz? (L) Neden zararlı olabilir? BH yolunun izlenmesi nedeniyle mi zararlı olabilir?

C: Belki.

 

S: (L) KH yolunu izleyen birine zararlı olabilir mi?

C: Belki.

 

S: (T) Tamam, enerji akış kalıbı zararlı veya faydalı olabilir. Bu sadece enerji; pozitif veya negatif değil.

C: Bu durum, sorularınızın müsaade ettiğinden daha karmaşık.

 

S: (L) Yani sorularımız, yanıt almaya yetecek kadar karmaşık değil, öyle mi?

C: Konukların varlığı nedeniyle konuyu ele alırken "zorluyorsunuz", lütfen şimdi gevşeyin ve her zamanki gibi davranın.

 

S: (J) Laura şov yapıyor! (L) Hayır, yapmıyorum! (SV) Öyle söylediler! (L) Öyle söylemediler, ve soruları yalnzıca ben sormuyorum. (T) Basit birşeyle baştan başlayalım. Aura veya benzer birşeyden bahsediyoruz. Gezegenin aurası.

C: Evet.

 

S: (T) Tamam. Bu mekan noktasıyla gezegenin enerjisi arasındaki ilişki üzerinde odaklanıyoruz.

C: Evet.

 

S: (T) Bulunulan yer ile gezegendeki enerji arasında bir tür ilişki olduğunu söylediniz. Gezegendeki enerji tüm gezegeni kapsıyor, tüm gezegenden ve gezegenin çevresindeki herşeyden etkileniyor. Bu enerji yükselip alçalırken, burada yaptığımız işi de etkiliyor. Doğru yönde miyim?

C: Yakın.

 

S: (T) Tamam. Kabuk enerjisi akış kalıpları alçalırsa güç kaybediyoruz... O zaman bağlantıyı sürdürmek için daha fazla güce mi ihtiyacımız oluyor?

C: ?

 

S: (T) Ne söylediğimi ben bile bilmiyorum! (L) Şöyle deneyelim. Bir auradan bahsediyoruz. İnsan aurası bazen kişinin hem ruhsal hem de fiziksel durumunu yansıtabilir. Bulunduğumuz yer bir çakra gibi mi?

C: Öyle tercih ediyorsanız. Veya başka.

 

S: (L) Çakraya benzer birşey mi?

C: Bunlar yalnızca etiket.

 

S: (L) Tamam, yani bir enerji girdabı gibi mi?

C: Evet...

 

S: (L) Bedendeki bir enerji girdabı, yani bedendeki bir çakra, beden enerjisinin evrene açıldığı bir nokta. Bize çakraları anlat S___. (SV) Pek çok farklı tür var. Yedi temel çakra var. Ayrıca avuçiçinde ve vücudun neredeyse her ekleminde bir çakra var... (T) Çakralar ne yapıyor? (L) Bir bağlantı noktası mı? (SV) Evet. (L) Burada bahsettiğimiz konu bununla mı ilgili? Bu yoğunluk ile diğer yoğunluklar arasında bir bağlantı noktası mı?

C: Öncelikle "çakralar" az anlaşılmış ve kanıtlanmamış bir fenomen. Sadece varolduğu biliniyor ama sözde "ruhsal" topluluklardaki pek çok kişi tarafından anlatılandan farklı bir şekilde. Gördünüz mü, bir "solucan kutusu" daha açtınız.

 

S: (L) ... Bu sorunun tüm geceyi alacağını biliyordum! Neden sordum ki? (SV) İyice anlayalım! (L) Pekala, ilk solucan... (T) Solucan bir... (L) Çakra tam olarak nedir?

C: Birinci, ikinci, üçüncü veya dördüncü yoğunluğu beşinci yoğunlukla birleştiren bir enerji alanı.

 

S: (T) İlk dört yoğunluğu beşinci yoğunluk derin düşünme seviyesiyle birleştiren bir odak noktası mı?

C: Yakın.

 

S: (T) Çakralar yoluyla derin düşünme seviyesine bağlanmamızın amacı nedir?

C: Kısa dalga döngüsünde hepiniz beşinci seviye ile bağlantılısınız; transkriptlere gözatın.

 

S: (L) Söylendiği gibi her bir çakra bir renkle mi ilişkili?

C: Bir anlamda, ama önemli olan husus o değil.

 

S: (L) Önemli husus nedir?

C: Fiziksel noktayla ilişki.

 

S: (L) İçinde bulunduğumuz bölgeyle mi? Ev konusuna geri mi döndük?

C: Fiziksel bir bedende, birden dörde kadarki yoğunluklar.

 

S: (L) Dev bir çakranın üzerinde oturuyoruz; dünyanın göbeği! (J) Dünyanın koltukaltından iyidir.

C: Neden bahsediyorsunuz?

 

S: (T) Tallahassee, dünyanın koltukaltı! (L) Şaka yapıyordum, dünyanın göbeğinde değiliz. Bir çakradayız.... Doğru mu?

C: Konsantrasyonunuzu kaybediyorsunuz ve bu gece çok ama çok düşünce parçalanması (fragmantasyon) var.

 

S: (L) Tamam. (J) Bunun fırtınayla bir ilgisi olup olmadığını merak ediyorum. (L) Mola verelim. [MOLA]

 

S: (L) Bu gece çok ciddi bir Kasyopyalıyla karşı karşıyayız. Biraz eğlenmemize izin vermiyor! (SV) Bazılarının söylediği gibi aynı yerde yedi ana çakra olup olmadığını merak ediyorum. (L) Pekala, geri geldik.

C: Geri mi?

 

S: (L) Aslında ayrılmamıştık, biliyorsunuz. (J) Konuşmaya gittik! (L) SV bazı kaynaklarda iddia edildiği gibi, fiziksel bedenle ilişkili yedi ana çakra olup olmadığını öğrenmek istiyor.

C: Bireye göre değişir.

 

S: (SV) Yani bazı insanların diğerlerinden daha fazla çakrası mı var?

C: Bir "çakra" söyleyin.

 

S: (L) Bir temel çakra, kök çakrası var mı?

C: Bir çakra ismi söylemenizi istedik.

 

S: (L) Söyledik. (SV) Kalp çakrası var, üçüncü göz, bunların Hintçelerini bilmiyorum... (L) Bir kişi ismi vermemizi mi istiyorsunuz?

C: Hayır.

 

S: (SV) "Hands of Light" (Işığın Elleri) isimli kitabı yazan kadın, şifa uygulaması yaparken ruhsal rehberlerin...

C: Önemli bir beden bölümü eksik olanlara ne oluyor?

 

S: (J) Oou! (SV) Ama eterik alan orada kalıyor! Bunu Kirlian fotoğrafçılığıyla kanıtladılar...

C: Bu aynı şey mi?

 

S: (L) Kirlian fotoğrafçılığında fotoğraflanan şey, çakraları oluşturan şeyle aynı mı? (SV) Yedi temel çakran durur... Başsız veya gövdesiz yaşayamazsın... (L) Çakralarla ilişkili organlar, bezeler alındığında ne olur? Histerektomi yaptıran pek çok kadın var...

C: İyi soru!

 

S: (SV) Ama beden parçaları gitse de enerji hala orada! Bana böyle öğretildi.

C: Kim diyor?

 

S: (SV) Eğitmenlerimin adlarını mı istiyorsunuz?

C: Vurgulamaya çalıştığımız şey, iddia edilenlerin kanıtlanmamış olduğu bir alana girmekte olduğunuzdur. Konu sizin seviyenizde ancak yüzeysel olarak kavranıyor. Bilgi iddiasında bulunmadan önce gerçek verilere ulaşmanız gerekir, yoksa ciddi hatalar yaparsınız!

 

S: (SV) Peki Barbara Marciniak'ın çakralar hakkında söyledikleri? 12 tane çakradan bahsetti; yedi içsel ve beş dışsal. Barbara'nın söyledikleri doğru mu?

C: Belirsiz.

 

S: (T) Barbara'nın söylediği değil, ona verilen bilgi... (L) Barbara'ya çakralar hakkında verilen bilgi genel olarak doğru mu?

C: Yakın.

 

S: (L) Bu bir ipucu. ... Sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama belki de bu konuda şimdilik sadece Marciniak'ı okuyup konuyu değiştirmemiz daha iyi olur. (T) Öğretildiği şekliyle çakraların doğru olmayabileceğini söylüyorlar. Bu enerji noktaları hakkındaki söyledikleri tek şey, diğerleri tarafından açıklandığı şekilde olmadıkları ve her insanda enerji akışına göre farklı bir yerde olabilecekleri. Nasıl gezegendeki enerji girdapları yükselip alçalıyor ve değişiyorsa, bunlar da her zaman aynı yerde aynı şekilde durmuyor. Yani kişinin içindeki enerji, değişim ve dalgalanmalar gösteriyor... (J) Çakralar dönüyor mu?

C: Dönebilirler.

 

S: (T) Farklı insanlar farklı sayıda çakraya mı sahip?

C: Evet.

 

S: (T) SV'nin yaptığı işin verimliliği bir yana, insanlar tarafından öğretilen çakra çalışmaları, öğretildiği şekliyle yanlış mı?

C: Belki.

 

S: (SV) Eller hassaslaştırılarak, bedendeki bu enerji alagılanabilir mi? Çakralar tespit edilebilir mi?

C: Belki.

 

S: (T) Reiki, hareket halindeki çakraların bulunmasını sağlar mı?

C: Belki.

 

S: (SV) Peki İyileştirici Dokunuş yöntemi?

C: Belki.

 

S: (SV) Kendim bulsam daha iyi olacak sanırım. (L) Tüm bunların bu evle ve burada yaptığımız işle nasıl bir bağlantısı var? (T) Artık daha geniş bir ölçekte çalışıyoruz. (L) Bu evin, bedenlerimizdeki çakraları harekete geçirmeyle bir ilgisi var mı?

C: Uzaklaşıyorsun.

 

S: (T) Bu enerji, tıpkı bedenki enerjinin hareket etmesi gibi hareket mi ediyor? Şu anda burada çalışıyoruz, çünkü yerel enerji şu anda bu bölgede ama daha sonra uzaklaşacak, öyle mi?

C: Yine, doğru bir şekilde açıklanması için çok fazla çalışma gerektiren bir grup konuya dokundunuz.

 

S: (J) Yani çeşitli konuları sizinle tartışmadan önce haklarında mutlaka çalışma yapıp öğrenebileceğimiz herşeyi öğrenmemiz mi gerekiyor?

C: Yakın.

 

S: (SV) Edgar Cayce'nin eserleri iyi bir bağlangıç noktası olur mu?

C: İyi bir başlangıç noktası, ama çok "zaman" ve emek alır.

 

S: (L) Bunun mutlaka derinleşmemiz gereken bir konu olmadığını mı söylüyorsunuz?

C: Size bağlı.

 

S: (J) Şu noktada bu konuyla ilgili pek bilgimiz yok. (T) Öğrenmemiz gereken önemli şeylerin olduğu bir konu mu bu?

C: Açık.

 

S: (L) Daha basit olan başka birşeye geçelim. Geçen gece çocuklar gökyüzünde bazı ışıklar gördü. Neden bahsettiklerini görmek için dışarı çıktım ve o noktada hareket eden hiçbir ışık yoktu, sadece Jüpiter'in yaklaşık on derece sağında yanıp sönen kırmızı bir ışık vardı. Aklıma ilk gelen şey bunun büyük kırmızı bir yıldızın veya Mars gezegeninin parıldayan ışığı olduğuydu. Ertesi gece orada hiçbirşey yoktu. Çocukların gördüğü şey neydi?

C: Çocuklar birkaç uçak ve bir helikopter gördü.

 

S: (L) Benim gördüğüm, uzunca süre kıpırdamayan, yanıp sönen kırmızı ışık neydi?

C: Mars.

 

S: (L) Mars değildi, çünkü ertesi gece orada değildi.

C: Bulutlar.

 

S: (T) Evet, o gece Mars bulutların arkasındaydı. (J) Başka bir konuya geçelim. (L) Ben de Mars olduğunu düşünmüştüm. (J) Haklıydın.

C: Haklıydın.

 

S: (J) Aynı şeyi söylediler. (L) UFO'ların hareketleriyle hava koşulları arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığını öğrenmek istiyoruz... (J) Özellikle fırtınalar.

C: Bağlantı mı?

 

S: (L) UFO'lar elektrikli fırtınalarda uçamıyorlar mı?

C: Yanlış.

 

S: (L) Elektrikli fırtınalarda uçabilirler mi?

C: Evet. Ama "uçmak" yanlış terim.

 

S: (L) Pekala, eğer uçmuyorlarsa, fırtınalar sırasında ne yapıyorlar? (J) Yukarı aşağı ve sağa sola zikzak çiziyorlar! (SV) Projeksiyon mı? (J) Evet, onların gerçekten atmosferde olduğunu sanmıyorum.

C: İşlemek.

 

S: (T) Asıl soru şu: elektrikli bir fırtına, yoğunluklar arasındaki EM akışını etkiler mi?

C: Etkileyebilir.

 

S: (L) Projeksiyon yeteneklerini engelleyebilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) Elektrikli fırtınalar veya olaylar onları engelliyor mu?

C: İyonizasyon.

 

S: (T) Fırtınalar sırasında meydana geldiğini okuduğum çok az kaçırılma olayı vardı. Fırtınanın EM'yi bozmasıyla bir ilgisi olmalı. Yani fırtınalar sırasında kaçırma çok daha zor ve o yüzden uğraşmıyorlar, öyle mi?

C: Hayır.

 

S: (T) Fırtınalar sırasında da kaçırılma gerçekleşebilir mi?

C: Evet.

 

S: (L) Peki fırtınanın bunu kolaylaştırması gibi bir olasılık var mı?

C: Hayır.

 

S: (T) Üçüncü yoğunluk EM dengesizlikleri dördüncü yoğunluğu etkilemiyor mu?

C: Etkileyebilir.

 

S: (J) Bunu kontrol edebiliyorlar. (T) Fırtınalar sırasında kaçırılmaya dair pek birşey okumadım. (L) Ben birkaç tane okudum; kuralı bozmaya yeter. (T) Fırtınalar sırasında aynı sıklıkta olmamasının bir nedeni var mı? (J) Islanmak istemiyorlar.

C: Yağmur yağarken araba sürebiliyor musunuz?

 

S: (J) Evet, ama çok yağıyorsa, vazgeçersin. (L) Kaçırılmaların ve UFO görme olaylarının geceleri daha fazla meydana gelmesinin herhangi belirli bir nedeni var mı?

C: Doğru değil.

 

S: (L) Yani gündüzleyin, geceleyinki kadar çok faaliyet var mı?

C: Evet.

 

S: (L) O teori de gitti. Uzayın genişliğinin, bizim mekan/zaman birimlerimizin bir ilüzyonu olduğu doğru mu?

C: Basit bir yanıt için fazla karmaşık.

 

S: ... (J) Bu gece zihinlerimiz pek parlak durumda değil. (L) Şunu deneyelim...

C: Konuklarda derin bir izlenim bırakmak için kendinizi çok zorluyorsunuz.

 

S: (L) Hayır. ....

C: Evet!

 

S: (T) Bize aktarmak istediğiniz birşey var mı? (L) Evet, sahne sizin. ...

C: Tek bir celsede büyük bilmeceleri çözmeye çalışmak yerine daha basit yanıtlar isteyin.

 

S: (T) Tamam, işte kolay bir tane: Daha önce bahsettiğiniz EM dalgası hala Dünya'nın etrafını dolaşıyor mu?

C: Evet.

 

S: (L) Basit sorular sormak istemiyorum. (J) Bu son tropik fırtınada bunun etkisi var mı? (T) Evet, o EM dalgası burada Körfez'deki fırtınanın nedenlerinden biri mi?

C: Yakın.

 

S: (L) Basit bir sorum olduğunu sanmıyorum... (J) Marfa ışıkları nedir?

C: Bu boyuta açılan pencere statik bırakıyor.

 

S: (T) Bu boyuta açılan bir perencere mi var... (L) ...Marfa'da?

C: Dünya'da pek çok pencere var.

 

S: (J) Marfa ışıklarının Carlsbad mağaralarına yakın olmayla bir ilgisi var mı?

C: Marfa ışıklarına yaklaşmaya çalışın!

 

S: (J) Evet, biliyorum, yaklaşamıyorsun. Yaklaştıkça kayboluyor. (L) Ona doğru gittiğini nereden biliyor?

C: Doğru kavram değil.

 

S: (L) Doğru kavram nedir? (T) Onlara yaklaştığında ne oluyor?

C: Başka bir yerde görünüyor.

 

S: (J) Bedenimizdeki EM, ışığı itiyor mu?

C: Sadece görsel gerçeklik temsili.

 

S: (J) Yani aslında orada değiller, sadece onları gördüğümüzü sanıyoruz, öyle mi?

C: Yakın.

 

S: (T) Birşeyler olması için onlara ne kadar yaklaşman gerekiyor?

C: Hayır.

 

S: (T) Yaklaşmana gerek yok mu? Yaklaşmana gerek yok, çünkü onlar yalnızca birer kalıntı. (J) O ışıklar, başka bir yerde olmakta olan birşeyin yansıması mı? ...

C: Yakın.

 

S: (T) Başka bir yerde olan birşeyin yansıması mı? (L) Yani yaklaştığın zaman göremiyorsun, çünkü... (J) ...açı yanlış. Eğer orada değilse, nerede gerçekten birşey oluyor?

C: Gözlemciden başka bir yerde.

 

S: (J) Teşekkürler! Çok açıklayıcı oldu. (T) Yüzeyde mi yoksa yeraltında mı?

C: İki yanıt öncesine bak.

 

S: (J) Görsel gerçeklik temsilini mi kastediyorsunuz?

C: Evet.

 

S: (J) Yani o ışıklar üçüncü yoğunlukta mevcut değil mi?

C: Yakın.

 

S: (J) Dördüncü yoğunluktan bir sızıntı gibi mi?

C: Evet.

 

S: (T) Ama neden ışığı gördüğün yerde, yani gözlemcinin ışıkları gördüğü yerde birşey olmuyor?

C: TR, yanıtlara dikkat et!

 

S: (J) Bu gece yorgun. (L) Pekala, o halde onu da geçelim. Şimdi, genel bilimsel fikre göre, en büyük dinazor ölümleri 65 milyon yıl önce meydana geldi. Siz bize bu rakamı 27 milyon yıl önce olarak söylediniz. Aradaki farkı açıklayabilir misiniz?

C: Radyo karbon tarihlemesi tam bir bilim değil.

 

S: (J) Bunu daha önce de söylemişlerdi. (L) Yani 27 milyonda ısrarlı mısınız?

C: Israr?

 

S: (L) Karşımızdakinin keyfi pek yerinde değil galiba! (J) Evet, gevşe!

C: Aynı şey buradaki herkes için de söylenebilir!

 

S: ...(L) Belki Tom ve Cherie'nin başka soruları vardır... © Bu proje ne zaman tamamlanacak?

C: Asıl soru, tamamlanıp tamamlanmayacağı.

 

S: (TF) Ou, harika! Teşekkürler Cherie! Şimdi bu da kafamı kurcalayıp duracak!

C: Şirket içinde mücadele görünüyor!

 

S: (L) Şirkette mücadele mi var? Haber yapmayla ilgili sert münakaşalar mı oluyor? (TF) Önemli insanlarla değil. Ama herhangi şirket kadar politik bir şirket. [Gülüşme] Cherie rahat çünkü bu haberi yapmak zorunda olan o değil! (L) Bunu kolaylaştırmak için Tom'a söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?

C: Tom'un geleceği bağımsız kariyerde yatıyor.

 

S: [Gülüşme] (J) Tam duymak istediği şey! (TF) Kovulabilirim demek! (L) Hayır, o anlamda olduğunu sanmıyorum!

C: Hayır.

 

S: (L) Bak, gördün mü, kovulmayacaksın!

C: Yazmak senin alanın, ama gazeteci olarak değil, yazar olarak. Yayın şirketin şimdiye kadar varlığını sürdürdü ama Konsorsiyum tarafından kontrol altına alınıyor ve yakında varlığını sürdüremeyeceği bir noktaya gelebilir!

 

S: (L) Konsorsiyumun ne olduğunu biliyor musun? (TF) Robert Bass'ı mı kastediyorlar?

C: O pek çok uzantıdan yalnızca bir tanesi.

 

S: (L) Sanırım o veya bu yolla istedikleri yere sızabiliyorlar.

C: Şirketin satın alınmasıyla birlikte meydana gelecek atmosfer değişikliği hoşuna gitmeyecek.

 

S: [Gülüşme] (TF) Evet, en hafif deyimle öyle. Bu haber projesi de onların malı olacak ve düşündüğün gibi kullanamayacaksın.

C: Bu durumun, yüzeyde görünenden çok daha fazla yönü var!!!!!

 

S: (TF) Sorduğun şeyle nasıl birşeyi açtığını gördün mü! (T) Bu senin hatan Cherie! © Daha fotoğrafları bile sormadım! (T) Pulitzer'lik...

C: Fotoğraflar "yok olabilir!"

 

S: (J) Harika, harika! (T) Şimdi sıra uyarılara geliyor sanırım.

C: Gazetecilik okulundaki müfredatı hatırlıyor musun Tom?

 

S: (L) Eminim hatırlıyordur! Söyleyeceğiniz şey nedir?

C: Soru Tom için.

 

S: (TF) Hatırlıyorum, neden?

C: Herhangi bir propagandaya maruz kalmış olabilir misin?

 

S: (TF) Sanıyorum bu bakış açısıyla ilgili birşey. (T) Evet, bu her zaman doğru.

C: Senin bakış açın.

 

S: (J) Evet, senin bakış açın nedir? (TF) Şaka olsun diye söylemiyorum ama hatırladığım tek propaganda Indiana Üniversitesi Basketbol takımıyla ilgiliydi! [Gülüşme]

C: Farkında olmaman, kullanılan metodolojinin başarısının bir göstergesi... dikkatli ol!

 

S: (L) Sanırım maruz kaldığın propagandanın farkında olmaman, iyi bir propagandanın göstergesi! (TF) Evet, çok iyi bir propagandaymış! (L) Bu hususta söyleyeceğiniz şey nedir?

C: Yakında meydana gelecek olayların sarsıntısı seni hayal aleminden çıkaracak. Bu iyi, çünkü senin için bir uyanışı temsil ediyor; samimi, iyi kalpli ve dürüst bir ruhsun.

 

S: (J) Bu güzeldi! (TF) Kimin dersinde propaganda vardı?

C: Belirli bir dersle ilgili değil, müfredatın genel yönelimiyle ilgiliydi ve daha büyük konulara işaret ediyor.

 

S: © Yakında meydana gelecek olaylar nedir?

C: Patron çok kısa bir süre içinde değiştirilebilir!

 

S: (T) Değiştiren kim? (L) Konsorsiyum dediler. (T) Genel medyadan mı bahsediyoruz? (J) Sadece St. Petersburg Times'ı mı kastediyorsunuz, yoksa... (L) Haber dizini hemen yayınla...

C: Evet.

 

S: (J) Evet ne? (T) Ya haber dizini hemen yayınla ya da kitaba yönel ve haber dizisini unut. (TF) Bunu Cherie'nin önünde söylemeyin! [Gülüşme] Eğer kitapta yayınlarsam fotoğraflar renkli basılamaz. © Kitapda yayınlanırsa resimler kaliteli çıkmaz. (T) Pardon...

C: Bir muhabir olarak içgüdülerin gizli gerçekleri ortaya çıkarmaya yönelik, ama dikkat et çünkü aldığın eğitim yalnızca belirli türdeki "gerçekleri" ortaya çıkarmaya yönelikti, diğerlerini değil.

 

S: (TF) Saat konusunda bir soru daha sormak istiyorum. Saatin bulunduğu su kütlesi hangi eyalette bulunuyor?

C: Bilmiyoruz çünkü yalnızca görsel referansa erişebiliyoruz. Bu örnekte yapay olarak belirlenmiş sınırları tespit edemiyoruz. Saat örneğin bir yol tabelası yakınında kaybedilmiş olsaydı farklı olabilirdi!

 

S: (TF) Su kütlesinin etrafındaki bölge düz mü yoksa dağlık mı?

C: Kırık/çatlak gibi görünüyor.

 

S: (L) Kırık/çatlak mı?

C: Yakın.

 

S: (L) Toprak arazi mi? TF) Babam neden kilisedeydi?

C: Açık.

 

S: (TF) Çocuklarından biriyle ilgili bir seremoni miydi?

C: Olabilir.

 

S: (T) "Belki", "açık"tan daha iyi bir cevap. ... (L) ... Tom sence Times'da bir yönetim değişikliği olur mu? (TF) Hayır. (L) Yine de bu yazı dizisini mümkün olduğu kadar çabuk bitirmen iyi olabilir...

C: "Devretme" olacak, emin olabilirsin!

 

S: (TF) Bu çok çeşitli şekillerde olabilir. (J) Evet sadece yönetimde bir değişiklik şeklinde de olabilir. (L) Pekala, Cherie, herhangi bir sorun var mı? [Gülüşme] © Düşünüyorum. ... (T) Bu gece enerji seviyem sıfırda... (L) Sorunumuz bu olmalı. ... Herhangi birimizin enerjisi düşük olduğunda, kanal kapasitesi sınırlanıyor. (J) Bu gece TR'nin enerjisi neden bu kadar düşük?

C: Sisteminde virüs var.

 

S: (SV) Nefesini buraya doğru üfleme! (T) Ebola burada! (L) Geçen gün kaptığım kamikaze virüsünü merak ediyordum. Genel olarak virüsler hakkında düşünmeye sevk etti beni. Virüslerin DNA'sı yok; peki virüsler insan DNA'sında değişiklik yapmada kullanılabilirler mi?

C: Hayır.

 

S: (J) Bu iyi. (TF) Virüslerin DNA'ları yok mu? RNA'ları mı var? (L) Ya biri, ya diğeri yoktu... (J) Hücre parazitleri... (SV) Tüneller hakkında başka birşey soracak mısın? (L) Bu virüsün bildiğimiz dışında herhangi önemli bir etkisi var mıydı?

C: Hayır.

 

S: (L) Tamam. (J) Geçen gün işten eve geldiğimde aç olduğumu hissettim ve birden bir titreme ve baş dönmesi oldu. Hemen mutfağa gidip fıstık ezmeli bir sandviç hazırladım ve bir bardak süt içtim. Bu beni sakinleştirdi. O titreme ve baş dönmesinin sebebi yemek yememiş olmam mıydı?

C: Düşük kan şekeri.

 

S: (J) Şu andaki sağlık durumumla bir ilgisi var mı?

C: Belirsiz.

 

S: (L) Hipoglisemisi veya hiperinsülizmi var mı?

C: Hayır, hayır.

 

S: (L) İkisi de yok. Sadece uzun süre yemek yemeden çalışma nedeniyle yaşanan anlık bir kan şekeri düşüklüğüydü, öyle mi?

C: Evet.

 

S: (J) Titreme, baş dönmesi ve mide bulantısı yaşamıştım. (TF) Babamın rüyalarındaki "mmm" sesi neydi? ...

C: Alfa durumunda, normalde duyulamayan ses dalgalarına erişiyordu.

 

S: (L) O rüyalarda gördüğü şey ona neden o kadar tehditkar geliyor?

C: Onun yorumu.

 

S: (L) Anlamadığı için ona korkutucu gelmiş birşey olabilir. (TF) Almanya'yla ilgisi var mıydı?

C: Hayır.

 

S: (L) 1943 yazında bir dizi sıradışı rüya görmüş. Bu ilginç bir durum çünkü babası bir rüya analizcisi ve ona yardımcı olmuş. (F) Babası rüya analizcsi miydi? (TF) Evet. Saati kaybeden kişi. (L) Aralarında bir hoşnutsuzluk var mıydı? (TF) Babası Freudiyen bir rüya analizcisiydi, yani evet! [Gülüşme] Normal baba-oğul ilişkisi işte. (L) Normal baba-oğul ilişkisi diye birşey var mı? (SV) Sanmam. (TF) Doğru. (L) Bu gezegendeki hiçbirşey normal değil; öyle görünse bile değil. Pekala, kimsenin soracak başka önemli bir sorusu yoksa bu geceyi kapatalım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...