Jump to content

Albüm Kritikleri


Moonrise

Önerilen Mesajlar

Raw In Sect / Red Flows

 

Worm Hole Death Records – 2011 - Greece

http://www.auralwebstore.com/store/img/p/505-411-large.jpg

 

 

Raw In Sect , Athens/Attica menşeili , Technical Death / Thrash sentezi yapan gruplardan . 2 demo albüm piyasa sürdükten sonra , uzun metrajlı albümlerini sonunda piyasaya sürdüler. Albüm ismi ‘’ Red Flows ‘’ , 2’si instrümental olmak üzere toplam 11 adet parça yer almaktadır. Daha albüm hazırlıklarıyla uğraşırken grup 2010 yılında albümden 3 şarkıyı demo olarak dinlenmeye sunmuşlardı. Ozamandan belliydi bu albümün kıvamında olucağı.

 

Robb Flynn vari vokal tarzıylada dikkatimi çekmiş oldular oda ayrı bir konu. Albümde en ayıla bayıla dinlediğim parça ‘’ Wall Of Great ‘’ . Hızlı rifflerle giriş yapiyor şarkı direk, kayıt kalitesi birazcık düşük arada bir transpose oluyor vokal girdiğinde baştaki riffler hala devam etmekte , altta clean tonlarda bi melodi gitmekte arada pekte duyulmuyor ama es ler güzel oturmuş. Ortalardaki harmonilerde çok güzel bir tat katmakta . 02.00 ‘ daki en sevdiğim şeydir , transpose olması ve davul atacklarıda biraz gereksiz olmuş ama onuda görmezden gelebilirim ben . Screamler ile birlikte giden 2 ‘lemelerede bayıldım 03: 15’teki gitar ritmi varya bana Sepultura ‘’ Terority ‘’ i anımsattı .

 

Albüm yenilir yutulur cinsten olmuş hani sizde Dying Fetus , Necrophagist , Nile sever dinleyen birisi iseniz mutlaka bunuda es geçmeyin derim .

 

7 / 10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Never Die / The Source Of Black Water

Darknagar Records - 2011 - Russia

 

 

http://3.bp.blogspot.com/-tKMf0opsc3M/TqRtVsI77qI/AAAAAAAAH54/412Ss3bDAMc/s1600/Cover.jpg

 

2005 yılının bahar aylarına doğru kurulan Never Die grubu ilk 2 demosundan sonra uzun metrajlı 2. Albümünü çıkardı , bunun yanında ciddi eleman değişiklikleri yaşadıktan sonrada kadrosunu oturtmayı başardılar.

Never Die 2 . albümü The Source Of Black Water ile playlistimde .Grup gotik metalin canlı, hızlı ve romantizm yüklü melodilerine, doom metalin ağır ağır , üzgün, hüzünlü, kasvetli , ölümcül ve melankolik ritmlerini eklemesiyle ortaya Gothic/doom sentezi yaratıyor. Duyguların tavan yaptığı parçalarda melodiler göğün 7 kat üstüne çıkmakta bayan vokalin araya girmesiyle birden kendimizi aşağıda buluyoruz . Bayan vokalin uyumunu çok takdir ettim yardımcı vokal olarak genelde bayanlar kullanılır bu tarzda ama tam tersi olmuş daha keyifli , doom ‘un dibine vurduğumuz zamanlarda diğer vokalin devreye girip brutalleriyle şarkıya eşlik etmesi güzel bir atmosfer yakalanmasına sebep olmuş.

Albümde favori parçam Açılış İntrosundan sonra 2 numaralı ‘’ Ejected from the Depths ‘’ oldu daha ilk dinlemede ayrı bir bağrıma bastım parçayı ,hızlı ve canlı sonrasında atmosferik bir hal alan ses çeşitliliği güçlü gitar rifleri ve bayan vokalın saf ve temiz sesi ile seyreltiliyor övgüye layık bir kombinasyon var karşımda.

 

Atmosferik, melodik ve duygusal tarzları ile yaptıkları müzik dalında sağlam bir dinleyici kitlesine zamanla ulaşıcaktır Never Die . Türünü sevenler için ilgi çekici bir albüm dinlenebilitesi yüksek mutlaka bir göz atın.

7 / 10

 

 

http://www.metal-archives.com/images/1/1/2/5/112591_photo.jpg

 

http://www.metal-archives.com/images/1/1/2/5/112591_logo.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

One Without / Sweet Relief

 

Worm Hole Death Records - 2011 – İsveç (sweden)

 

http://www.auralwebstore.com/auralsite/wp-content/uploads/2011/09/one_without_sweet_relief_2011.jpg

 

2003 yılında kurulan İsveç menşeili metalcore/gothic kırması bir grup var karşımızda . Güzelmi güzel bir hatun ve de 4 tane böcekten oluşuyor grubumuz .2005 yılından bu yana aktif olarak demo , single ve albüm çıkarıyorlar en uzun metrajlısından bu 2. Albümleri (tatlı bir rahatlama ) ‘’ Sweet Relief ‘’ ile kapıya dayandılar.

 

Albüm kapağı neden bana Soilwork kapaklarını anımsattı ki şimdi görünce direk aklıma geldi gayet hoş olmuş .En uzun metralısından derken ben bunu kasdediyordum işte albümde toplam 17 parça var hepside birbirinden güzel , adete akıp gitti playlistimde .

 

Albümdeki parçaların hepsi yenilir yutulur tarzda ama Spit It Out başta olmak üzere , Hunger , Sweet Relief , Pretender favorilerim arasında .

 

Albümü muhakkak edinmelisiniz keyifli dinlemeler .

8/10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Raw Power / Resuscitate

2011

 

 

 

http://www.massprod.com/disques/images/rawpower-resuscitate.jpg

 

Raw Power dirildi evet , 30 yılı aşkın müzik yapan İtalyan Hardcore Tanrıları geri döndü iyimi oldu tabiî ki fanlarına güzel bir sürpriz olmuştur. 12.stüdyo albümlerini tamamlayıp önümüze sundular , 2003 ‘ten bu yana derin bir sessizlik sözkonusuydu . Genel olarak konuşursak ayıla bayıla dinledim diyemem ve bu kritiği yazdıktan sonrada tekrar playlistimde Raw Power çalarmı oda muamma .

 

 

İlk şarkı bizi güzel davul atackları ile karşılıyor ve rock'n roll girişi gibi bir gitar giriyor şarkıya temposu gayet güzel şarkının nakaratıda ayrı bir güzel . Grup'n distorction tonları biraz rock'n roll drivelarını andırıyor çok az şarkılarında muting bulunuyor grup'n trampet tonları birazdaha canlı olabilirdi aslında. Çoğu şarkının bitişleri başarılı. Bazı şarkılardan buram buram agresiflik kokusu alıyorum bu adamlar gerçekten uğraşmış bu albüm için. Davul atakları çoğu şarkıda çok iyi olmuş ama bazı şarkılarda pekte oturmamış.

 

Şarkıların soloları güzel yazılmış fakat biraz daha bass önde olsa fenada olmazdı ''Watch Your Steps'' adlı şarkılarında bass gitar güzel bi efektle şarkıyı güzel bi ritme sürüklüyor sanırım en favori şarkımda o.

Albümü alan kişi pek fazla geriye sarıp sarıp dinlemez bence daha ç ok bir bar grubu gibi bir barda konser verseler ve bu şarkıları hiç sıkmaz insanları baya eğlendirirler ve kitle kazanırlar ama albüm olarak pekte hatırlanacak başa sarıp tekrar tekrar dinlenicek grup değil malesef.

 

O yüzden yeni arayışlar içersine giren herkesin en az bir kez dinlemesi rica olunur …

 

5/10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ravenscry / One Way Out

Wormholedeath Records - 2011 - Milan/İtaly

 

 

http://www.auralwebstore.com/store/img/p/477-374-thickbox.jpg

2008 yılının Ağustos ayında temelleri atılan İtalya menşeili Ravenscry , yeni albümleri ‘’ One Way Out ile müzik çalarımı süslemekte şuan. Albümde 12 parça yer alıyor. Aslında 2010 yılında yayınladıkları demoları ile albümden bazı örnekler sunmuşlardı tamamını dinlemek şimdiye kısmetmiş artık. Tarz olarak alternatif / metal/ gothic kırması diyelim . İlla da birilerine benzetme huyumuzda vardır şimdi malum grubu , Within Temptation , Evanescence ,Epica gibi gruplardan etkilendiklerini anlamak uzun sürmüyor tabiî ki .

 

http://www.zapadroid.com/assets/images/screenshots/com.reverbnation.artistapp.i15638-49345676-35007119.jpg

 

 

 

Albümde çok güzel parçalar yer almakta ,özellikle Redemption şarkıları bonus puanı hak ediyor. Onların dışında favorim ‘’ This Funny Dangerous Game ‘’ ve ‘’ Embrace ‘’ oldukça sağlam şarkılar. Hatun vokalin sesine diceğim yok zaten her türlü gideri var grubun . En olumlu yanları yavaş ritmli parçalarda üstlerine yok diyorum oldukça iyiler. Melankoli ruhunuza işliyor resmen .

 

Dinlenmesi gereken bir albüm olmuş , keyifli dinlemeler .

 

7/10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Niobeth / Silvery Moonbeams

Aural Music - 2011 - İspanya

 

 

 

http://www.metal-archives.com/images/3/0/2/6/302695.jpg

Niobeth , 2004 yılında kurulmuş hatun vokalli gothic metal grubudur. Grup ilk olarak 2006 yılında demo albüm yayınlayarak piyasaya adımını attı . Grubun Mozart hayranı olduğunuda bilmeyenlere eklemek isterim zaten yaptığı parçalardada bunu görmek mümkün.

 

Albüm 12 parçadan oluşuyor , senfonik ve klasik müziğin mükemmel birleşimini dinliyoruz.Klasik etkisi daha çok piyano pasajlarının kullanımıyla iyice vurgulanmış .Grubu ve parçalarını beğendim flütle desteklenen kısımlarda oldukça hoş , hiç sıkılmadan dinlenebilir bir albüm olmuş.

http://file.vustv.com/5G1Z37pkyT11w.jpg

 

 

Gelelim albümdeki favorilerime , açılış parçası ‘’ The Banished Princess ‘’ başta olmak üzere , ‘’ My Dead Angel ‘’ ve ‘’ I Need You To Need Me ‘’ bana göre en ön plana çıkan parçalar.

 

Değişik tarzlara açıksanız mutlaka dinlemenizi tavsiye ederim .

 

7/10

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Crysalys / The Awakening of Gaia

 

İtaly / Aural Music / Gothic Metal/Metalcore 2011

 

 

http://www.auralwebstore.com/store/img/p/501-407-thickbox.jpg

İtalyan Gothic / Metalcore kırması Crysalys benim deyimimle de operacore =) İlk albümüyle müzik çalarımızda. Kuruluşları 2003, ilk demoları ise 3 sene bekledikten sonra 2006 da çıkardılar. Sürekli demo ve split yaparken sonunda full albümleri olan ‘’ The Awakening of Gaia ‘’ piyasaya çıktı.

Grubun isminden tutun albüm kapağına ve albüm ismine kadar her bir ayrıntıyı başarılı buldum . Albüme adını veren ‘’ The Awakening of Gaia ‘’ ile start veriyoruz . Chiara Malvestiti ‘nin muhteşem sesiyle başlıyor. Bu şarkı aynı zamanda grubuda tarzınıda özetliyor. İlk şarkıda teşhisi koyablirsiniz direk. Gothic/ Metalcore ve Opera birbirine zıt adeta farklı dünyalarda nefes alan bu türlerin sentezini bize sunmuş Crysalys .

 

Albümdeki bana göre en sağlam şarkılar ‘’ Butterfly Effect ‘’ , ‘’ Lilium ‘’ , ‘’ Scarlet Crusade ‘’ ise dinleyiciyi o destansı orkestrasyon ile insanı yerine sabitler . Mesela When Sirens Sing parçaları gitar girişi muazzam sonrasında symphonic bir patlama yaşıyor adeta bize sağ gösterip sol vurmuş grup , güzel bir atmosfer geçidi yaşanıyor . Grubun belirtmek isterim metal tarafında bence hiçbir sıkıntı yok. Tabiki bunun yanında fazlasıyla arka planda kalan şarkılarda var mesela , ‘’ Angelica ’’ her ne kadar güzel başlasada sonrasında koro ile düşüşe geçiyor . Onlara keza By Stars Revealed ve My Will Be Done vasatlardan .

http://www.wormholedeath.com/home/wp-content/uploads/2011/09/Crysalys-band.jpg

 

Genel olarak İlk albümleri grubun bunuda göz önüne alarak , zayıf tarafları olduğu gibi Chiara gibi yetenekli vokale sahip oldukları içinde şanslılar tabi . Grubun geleceği parlak gözüküyor . Hani hatun vokalli metal sahnesinin en iyi gruplarını hepimiz biliriz bu grupta tutar yakın zamanda aynı kervanda devesini güder söylemedi demeyin buraya yazdım .

 

Size bizede dinlemek düşer göz kulak olalım bu gruba .

7 /10

 

 

Edit : yakın zamanda simone ablamıza rakip olabilir gideri var vokalin baya :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Daemon Foetal Harvest / Where It Dwells (2011)

 

acov_tid147904.png

 

Daemon Foetal Harvest 2006 yılında Old school death metal sahnesinde yerini aldı. Yeni albümleri çıktı ve bu albümle yakında tura çıkmaya hazırlanan grubun muhteşem albümünü dinledim ve kendi çapımda tahliller yaptım.

 

 

 

İntro

İntroda yarattıkları karanlık hava belphegoru hatırlatıyo

 

I butchered them all

Blast beat le başlayan parça başında çok hoş durmamış ancak İntro ile beraber düşünüldüğünde aynı karanlık etkiyi insanda uyandırıyor . Daha çok bateride kullanılan teknik ve ritm değişikleri dikkat çekiyor ani geçişlerle yapılan twin ve blast beat ler arası atlayış ilginç bi hava katmış şarkıya

Gitarda kullanılan teknik ise Bass ve tiz seslerin ardı ardına kullanılışı ve melodide mısır ezgisinin kullanılması şarkıya gayet uymuş .

 

Riddled

Aksak giden twinler ve hızlı twinlerle gelen ritimler her zamanki gibi favorim girişteki gitarlarda kullanılan akorlarsa baterinin gidişine göre çok basit kalmış

Ancak ardından girdikleri riffler ve tek gitar giderken baterinin kick atakları şarkının girişinin bu kısım olduğu hissi uyandırıyo.Daha sonra giden riffler ise ustalıkla yazılmış ancak şarkının 2. dakikadan sonraki hali 2:30 a kadar girişin yapıldığı tek gitar kısmındaki performansı vermezken 2:30 da geri gelen aksak ritimler hem gitar hemde bater adına baterinin arada chinayı kullanış biçimleri adına düşünmek gerekirse ve baterinin aniden hızlanan twinleri ile şarkı saygımı kazanmayı başardı , soloda kullandığı ani pinch girişinden etkilendim...

 

Hogited and Headless

 

Yİne hızlı giriş yapılan bi şarkı şarkının ilk girişinden bu yana hızlı söylenen sözler ritmleri ani girişi inişleri çıkışı gereği grindcore tarzına benziyo .Gindcore dan farklı olan tek kısmı vocal tarzı seçimi

Solosu da çok elektronik pedal kullanımı biraz abartıya kaçmış.

Twinlerin hızını ve yine blast beat ve twin ritmi arasındaki geçişi takdir etmeden geçemicem.

 

Death Before I Started

Aman tanrım baterinin attığı mükemmel atakla yaptığı giriş insanı direk havaya sokuyo

Atılan power akorlarda biraz abartıya kaçılmış olsada yerinde es'ler kullanılması ile kulağa hoş gelen bi melodi yazılmış bateri bu defa sadece düz ritimler atmış ancak ritmler arası geçişte

2:45 te yaptığı çok net atak tam yerinde kullanılmış Bateri ve gitar ritmleri gayet uyumlu

Ancak solo öncesi kısımda kullanılan Ritmin hoşluğu ve şarkının solosunda kullanılan kesik sweepler kulağı okşuyor nerdeyse .

 

Dismembered,Buried,Forgotten

 

Bateri ile gitarın kesik kesik attığı ritimlerde bateri gayet hoş duyulsada çok aşırıya kaçmışlar bence Ancak 37. saniyede giriş yaptıktan sonra gayet akıllıca kullanılan bi gitar var parçada

Gitarda kullanılan teknikteki riffler powerlar ve şarkının ilerleyen kısımlarında alttan melodiyi tamamlayan alttan gelen hafif 2. gitar sesi şarkıya dikkat etmek gerektiğini balirtiyor

Ancak atılan riflerdeki kesik yapılan geçişler (alttan gelen 2. gitar hariç) kulak tırmalayan cinsten ancak 2. gitarın girişinden sonra akıllıca kullanılan ve yazılan

akorlar mükemmellik derecesinde neredeyse.

 

Buckled Body Abortion

 

Yine güzel bir bateri atağıyla girilen şarkıda başta kullanılan teknik kulağıma tapping gibi geldi ve çok güzel yazılmış girişten sonra ise belirli aralıklarla sakinleşen bateri ritmi insanın nefes almasına

fırsat sağlıyo 2:10 da attığı scream insanın içini parçalıo acı çekio hissi uyandırıo daha sonra gayet yumuşak hızlı ve hoş bi twin in üstüne yazılan gitar

akorları kulağa gayet hoş geliyo Şarkının bitmesine yakın baterinin attığı twinle gitardaki taramanın uyumu mükemmel bi son olmuş.

 

 

 

İnnocence Abortion

 

Her zamanki gibi mükemmel bi atakla yapmış girişi ancak burda keskin eslerle attıkları intro ritmi insanın içindeki karanlık tarafı günyüzüne çıkarıcak cinsten brutal den scream vokale geçişde vocal ustalığını göstermiş

Ancak bu defa ritimler arasında atılan atak çok kısa kalmış kanımca gitarlar melodik ve teknik açıdan gayet güzel yazılmış

ancak baterinin bu defa gitara uyumla ilgili bi problemi olmuş gibi aynı ritmi atmak için attığı ritmi fazla bozmuş ancak solodaki tapping ve devamı gayet kulağa

hoş geliyo ve gitarlar baştaki gibi doğru pinch zamanlaması seçimi ile gayet profesyonelce şarkıyı sonlandırmışlar

 

I'm Always Watching You

 

Çok kesin ve direk bi giriş yapmışlar şarkıya Ve aynı şekilde bateri blast beat leriyle gitarların power kısımlarını çok gölgede bırakmış ancak tiz telleri kullanarak

bu durumu gayet güzel kurtarmışlar Tabiki vocalin ustaca kullandığı oktav iniş çıkışlarınında şarkıda çok büyük emeği katkısı olmuş

solo kısmında gitarist yine profesyonelliğini kullanarak şarkının numarasını arttırdı gözümde

 

Where İt dwells

 

Çok temiz bi şekilde atılmış twin in mükemmel bi gitar ritmiyle buluşmasıyla başlayan şarkı vocalinde bu mükemmel şarkıya katılmasıyla devam edio ve introdan beklediğim o karanlık havayı en son şarkıda buluyorum

arkadan gele 2. gitarda atılan tapping ise sübliminal bi mesaj gibi insanın içine işliyo bu albümdeki favorim bu şarkı sanırım çok zekice kullanılmış notalar

birbiri ardına yazılmış aynı bu sadece gitar için değil bateri ve vocal içinde geçerli gitara uyumu trampetle sağladığı uyum özellikle çok güzel olmuş solosuna ise diyecek yok

solodan sonraki riffler yine iç açıcı cinsten kesinlikle gitar vocal ve bateri konusunda mükemmel bi uyum yakalanmış ve ustaca bestelenmiş karanlık bi hava var bu şarkıda

evet bu albümdeki favorim kesinlikle bu şarkı solosundaki yarım sweeplerin tatlılığıda ayrıca eklemek istediğim bi ayrıntı.

 

 

Uzun lafın kısası alın bu albümü bi şekilde edinin dinleyin hayatınızın grubu olmaya aday

9/10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nihilistikrypt - Psykhosis (2011)

 

http://4.bp.blogspot.com/-wzPzMY1QRPY/TuMNXrP0dNI/AAAAAAAACWM/AaXwYZ7KxzA/s320/Nihilistikrypt+-+Psykhosis.jpg

2004 yılından bu yana death metal sahnesinde aktif olarak yer alan Nihilistikrypt , son albümleriyle sizide mest etmiştir kesin . Gelelim albümdeki akli dengesi yerinde olmayan 4’lüye , bizide kendilerine benzettiler baya .

 

The Rapist

 

Vahşet dolu bi başlangıç her zaman metal parçalar için güzel bi tema olmuştur gitardaki teknik detaylar ise power riff arasına sıkıştırılmış pinch ler ile kendini göserior taramalar ise insanın içini gıcıklayan cinsten özellikle bateri ritminin yavaşladığı yerlerdeki tarama ile devam edem ritmler ayrı bi haz verio insana ayrıca 2. dakikadan itibaren atılan ritimdeki pinch süslemeleri ayrı bi güzel görünürken arkasından gelen ritmdeki esler mükemmele yakın düzeyde profesyonel

ve teknik.

 

Extraterrestrial Consumption

Vokalle gitar uyumu sürekli mükemmel gitmekle birlikte baterinin hızlı ve soft teknikleri insanları fark ettirmeden etkilemeyi başarıyor gitardaki ritm arasına sıkıştırılan pinchler yine mükemmel duyuluyo ayrıca 1:55 ten sonra gelen aksak ritm insanı eksik kalmışlık dıygusuna bırakırken şarkının güzelliğini düşünmeden edemiyorum.

 

Rotting from Within

Yavaş ritimle ve güzel atak ve zil darbeleriyle başlayan parçaları her zaman severim bu şarkıda bunun bi örneği kararlı ilerleyen vokal ve aksamadan giden ritmse insanı gaza getiriyor tondaki sertlik ise kavgacı duygularını kabartıyor ardından gelen yavaş bateri ritmi eşliğindeki riffler bu duyguyu dahada güçlendirio zil darbeleriyle beklenmedik anlarda denk gelen esler ardından aksak giden bateri çok hoş duyuluyor.

 

Perpetum Cruoris

Yine direk girilmiz bir şarkı ancak trampetin profesyonlece kullanılması ve orjinal ritme geçmeden önce gitarla birlikte giden aksak twin hemen ardından gelen bass gitar solosu ve vocalin gırtlağını parçalarcasına aşkla yaptığı vocal karşısında saygıyla eğiliorum gitarlarındaki aksaklık ise bize mark mortonun (lamb of god ) gitarlarını hatırlatıyor.

 

Hydrogenic Mutants

Yine aksak twin ve ardından gelen blast beat ler mükemmel duyulan bi gitar taraması ve sonundaki pinch ile bende bişeyleri kırıp yıkma isteği oluşturuyo aksak ritm gitarın arasına serpilmiş pinchler ve aksak giden davulla vocalin uyumu mükemmel' dakikada gelen mükemmel ritm gitar ve bateri kick uyumu grubun bu işin hakkını gerçekten verdiğini gösteriyor.

 

 

 

Sane İnsanity

Direk blastla girilen şarkıları sevmiorum ancak gitarı tarama şekli belki başlangıcı kurtarabilir ayrıca iki gitarın ayrı ritmler attığı yerler gerçekten özellikle kulaklıkla dinlerken insanda karmaşaya sebep olabiliyo 1:20 den sonra giren yavaş ritimli twin atılırkense kalp atışlarım ritmi takip edio nerdeyse ve önceki şarkılardaki gibi burdada gayet profesyonelce pinch kullanımı dikkatimizi çekiyor.

 

Mental Brakedown

Bu direk blastla girişi ancak vocal kurtarabilir o da ne kadar kurtarırsa direk girişlerde şarkının duygusunu alamadığınız için bi eksiklikle başlıosunuz şarkıya önce işlenmek istenen konuya uygun duygusal altyapı oluşturulmalı bence şarkıda ancak headbang için 1 numara olan gitar ritmine uyumlu aksak twin bu şarkınında imdadına yetişti 2:20 bateriste saygılarımı iletiyorum ve ritm duygusuna hayranlıkla ağzım açık dinliorum şarkıyı.

 

Amateur Surgeon

En azından direk blast beatle girilmemiş ancak başlangıç için fazla hızlı bi atakla başlıyor şarkı ritmlerdeki bilek kullanılışına ancak saygı duymak düşer bana gitarist e diyebilicek bişey bulamıorum hem güzel hemde teknik melodiler arada atılan atak tam uymuş şarkının gidişatına 1:42 den itibaren aksak twinle yine gönlümü çalıor 2:01 deki es ve daha sonra devam eden ritmiyle ise göz bebeklerim patlama noktasına geliyor.3:53 teki narin zil dokunuşu ile mükemmel bi son yaşatıyor.

 

Fleshmaker

Yine kavga isteği uyandıran bi şarkı içimde tamamen batı ezgisiyle yazılmış bass ve tiz tonlar arası geçişin gayet hoş olarak kullanıldığı bir melodi

Aradaki es ten sonra duraklamanın hakkını veren bi hızla girior bateri ve gitar şarkıya yeniden .

 

C.O.D Autopsy

Doğruyu sölemek gerekirse büyük beklentiyle başladım şarkıyı dinlemeye ve gidişatı teknik detayları pinchlerin kullanımı çoğunlukta ve tiz taramalar çok net .Başta basılan akor seçimleri şarkının patlama olasılığıyla ilgili bilgi veriyo zaten arada yine gitarla beraber bateri ritmi atıldığındaysa yine enerji en üst düzeye çıkıo bünyemde ardından gelen ritmin sonuna yerleştirilen pinch ise bize belli etmeden hoş bi duygu tattırıyor.

 

Mutlaka dinlemeniz sindirmeniz gereken bir yapıt.

10/10

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

KRISIUN the GREAT EXECUTION (2011)

 

http://getmetal.org/uploads/posts/2011-10/1319833017_1315505781_krisiunexecution.jpg

 

Söz konusu Brezilya’lı bir grup olunca her zaman zirve tabiki SEPULTURA’ dır , sonrasında pek bilinmeyen ama eşek ötesi bir gruplarımdan olan SARCOFAGO olmalıdır ve 3.grubum ise kesinlikle KRISIUN ‘ dur .

Neyse krisiun’a gireyim ben yavaştan mevzu bahis brezilya olunca sabaha kadar anlatırız hepimiz. Aslında krisiunu bilmeyen kaldı mı bilmiyorum ama ben yinede elimden geldiği kadar anlatayım.

 

1990 ‘da aynı ana babaya sahip hızlı çalmayı görev edinmiş ve death metal aşığı 3 eşek kardeş tarafından kuruldular. Max kolesna (davul) moyses kolesna ( gitar) ve alex camargo (bass/vokal) şimdi bunlar nasıl kardeş demeyin max ve moyses annelerinin soyadını olan kolesna yı almışlar bass/vokaldeki eşek abimizde babasından camargo soy adını almış bencede doğru olanı yapmış bende camargoyu tercih ederdim.

 

1990 dan beridir 2 ep , 2 split , 1 demo , tek dvd ve 8 uzun metraj albüm yayınladılar arı gibi çalışan bu 3 eşek kardeşe öncelikle takdirlerimizi sunuyoruz. 2000 den beridir CENTURY MEDİA RECORDS çalışan krisiun bu süreye 6 uzun metraj albüm bir dvd ve bir ep sığdırdığı için sanırım CMR favori grubu olmuştur firma nezdinde.

 

Albüme girmeden MAX KOLESNA ‘dan bahsetmemek olmaz bana kalırsa derek roody ve george kollias ayarında hayvani bir death metal davulcusudur. Tabiki dediklerim efsane olmuş adamlar ama MAX ‘ ında onlarda aşağı kalır yanı yok. Gerek kick tekniği , blastlardaki rahatlığı , atakları , zil perküsyonları ve en önemlisi gerektiğinde gerekeni vuran tuşe bilgisi yani kısa ve öz ben bu adamın hastasıyım arkadaş , merak edenler adını bazı video sitelerine yazabilir bolca videosu var abinin zaten kullandığı set up ‘dan belli diyebilirsiniz , ne demişler adam olucak çocuk bokundan belli olur.

 

İlk bakışta Brutal Death metal gibi gelsede bodozlama girmesi , kazımasyonu ile diğer türevlerine göre daha düz yapmaları kısacası teknik ve progresif etmenlerden uzak oluşu ile extrem death metale daha yakın ya da en iyisi sınıflandırma yapmayım baba bir death metal albümü diyebiliriz.

 

THE GREAT EXECUTION diğer göz önüne alırsak son iki albümüne göre daha yavaş ama daha olgun kaldığını söyleyebiliriz. Eskisi gibi tekdüze giden bodozlama ötesi riffler yok daha olgun ve değişken riffler kullanmışlar. Flamengo olayını çok sevdim tabiki adamlar brezilyalı etnik hava katmaları diğer albümlerde görünsede burda resmen hit yapmış brezilya gruplarında bu öne çıkıyor zaten kültürlerine sahip çıkma sepultura dediğimde ha tamam diyceksiniz zaten.

 

Aslında diğer albümlerinde’de varolan Morbid Angel etkisi bu albümde zirve yapıyor tabiki modern bir harmanı diyebiliriz . Zaten 2002 yılındaki Tribute To Morbid Angel yer almaları ve Unholy Blasphemies coverlarmalarından ne kadar onur duyduklarını zaten biliyoruz. Zaten morbid angel ‘ ında Krisiun’dan övgü ile bahsetmeleri doğal bir sonuç olsa gerek.

 

 

 

Sololar daha bir enteresan çılgınca diye biliriz aslında bu albüm bence doruk noktaları diyebilirim. Prodüksünyonda yine Andy Classen var. Zaten krisiun 20 yıllık tecrübesi Andy Classen ile birleşince böyle yüksek bir kayıt çıkıyor zaten üstelik seçimleri çok çok iyi olmuş. Daha önceki albümlerde Andy Classen ismini görüyoduk ama bu albüm iki isim içinde doruk noktası diyebilirim. Çok uzattım albüme gireyim artıkın.

“The Will to Potenc” ile albüme giriyoruz bahsettiğim gibi flamenko ile etnik bir giriş yapıyoruz. Bu giriş kendimizi iyi hissettiriyor. Sonra ağırdan doyumsuz death metal ‘ e giriyosunuz hazırlanın sonrasında kazımasyon ve max’ın blastları ile işte krisiun karşı karşıyayız. Vokaller her zamanki gibi fazlası ile agresif. 1.59 itibari ile nerde olursanız olun gaza geldiniz bile bol bol kesikler davulun uyumu şarkı sonlarına doğru delice uzun mu uzun atılan sololar var.

 

“blood of lions” ile ilk parçanın gazından devam ediyoruz. Bol bol blast dinliyoruz yine max abi azıtmış melodik olarak çokzengin bir parça. Sololar yine göz dolduruyor. Alex ‘ in performansı bu albümde müthiş. “the Great Execution” albüme ismini veren parça. Max yine çok yüksek performansta blastlarla giriyor yine gaz ve aşırı bir riff. Bu şarkının temposu çok yüksek. Kesinle favorilerim arasında diyebilirim aslında neden olduğunu şöle diyeyim 1.49 da max resmen hız denemesi yapıyor tam sonra biraz durağan oldu diyoruz derken 2.25 bol kesik eşliğinde kickler ile gazın içimizde hissediyoruz kesinlikle mükemmel bir parça. Albüm isim verebilecek tek şarkı bu olsa gerek zaten. Anlam itibari ilede tabiki.

“Descending Abomination” albümün yavaş parçalarından birisi hele ki bir efsaneden sonra J derinden geliyor ama gayet vurucu bir parça.

“The Extremist” girişi efsane diye bilirim yine max yine max. Sürekli tekrar eden Riffler ile birlikte blast takdire şayan. Aslında eski bodozlama krisiun albümlerinin tadı var özellikle son 2 albüm gibi. Geçişler biraz garip kaçmış ya da krisiun a uzak diyebiliriz.

“The Sword Of Orion” albümün 2.yavaş parçası diyebiliriz. Yine derinlerden geliyor. Sololar bu şarkıda bir enteresan. Ve fazlaca kullanılmış aklıma gelen bir grup var ama demiycem toz kondurmayım bu albüme ve krisiun’a J ama krisiun için yeni bir parça diyebiliriz sanki deneysel bişey denemişler gibi geliyor aslında. Son kısmı kesinlikle EFSANEVİ flamenko gitar ve max’ın atakları çok şairhane bir bitiriş olmuş. Mükemmele yakın bir bitiriş. Saygılar diyip geçiyoruz.

“ Violentia Gladiatore “ ve “Rise And Confront” bu parçalar beni açıkcası biraz sıktı. Orta tempo krisiun parçaları bu parçalarında oldukça gideri olsada bu albüme göre biraz vasat kalmış. Bu parçalar hakkında diyebileceğim tek olgu tabiki max’in takdire şayan performansı.

 

VE...ve..vee “Extinção Em Massa” son iki parçanın sıradanlığı geçti bile gaz ötesi bir atmosfere giriyoruz sanki. İlk girişler bizi hazırlıyor kanımız kaynıyor. Kesinlikle mükemmel bir parça nerden başlayım anlatmaya bilemedim neyse bu şarkıda konuk vokal “Joao Francisco Benedan” eşlik ediyor ve bu adam ayrı bir başlığı hakediyor !

Joao gordu olarak bilinen bu hayvan abimiz 1980 yılında değil brezilyanın ve Güney amerikanın ilk hard core/punk grubunun vokalistdir. Kesinlikle brezilyada efsanedir. Güney amerika , kuzey amerika ve avrupayı turlamış . Albümleri ve dünyada bir çok gruba ilham kaynağı oldular. Bu arada gruplarının ismi RATOS de PARAO ‘dır. 1983 yılında çıkan ilk albümleri “Crucificados Pelo Sistema” ile Hard core tarihine geçen bir klasiktir. Aslında müziklerinde bol bol Venom etkilerini taşırlar. Grup taptığım evet taptığım Sepultura ve Sarcofago ‘ya resmen yön vermiştir . Zaten grup üyeleri bunu her fırsatda söylemiştir. Aslında şu an brezilya müziği böle tatminkar oldu ise bunun sebeb aslında RATOS de PARAO dur ve tabiki öküz vokali Joao babadır!

İşte krisiun geçen albümde sepultura coverı ile bu albümdede konuk vokal olarak joao’yı kullanırken ne kadar vefalı bir grup olarak olduğunu gösteliyor gerçekten saygıyı hak eden adamlara gerekli saygıyı veriyolar helal olsun. Sonraki albümdede Sarcofago coverı beklemiyor değilim.

 

Sözler portekizce aşırı gaz son derece agresif vokaller. Max ve meynes döktürüyor. JOAO babamız zaten her zamanki ortalığı resmen sikip atıyor. Parça zaten marş havasında temposu çok yüksek aslında wall of death’lik parça diyebilirim. Bu şarkı ortalığı yıkar. Hele istanbulun gaz ama bilinçsiz seyircisi ile diyip ince mesajıda veririm ve bu efsanevi şarkıyı geçerim. Son yıllarda çıkan en iyi death metal parçalarından birisi.

 

“Shadows Of Betrayal” ve albümün bitişi öncelikle 9 dakikalık bir destan. Temposu biraz düşük olsada max abi resmen bir şov daha yapıyor.

 

Albüm genel olarak bakarsak son olarak bu albüm MAX ın albümü yani bir davul albümü. Bu adamı kollias ve roddy aynı kefeye koymamla sanırım bana hak verdiniz. Mükemmel bir performans takdire şayan sanırım 3.kere kullanıyorum davul olarak 10 üstünden 10 luk bir performans.

 

Krisiun’a gelirsek yeni bir krisiun albümü ama tam death metal fazla fazla. 2011 en iyilerinden birisi kesinlikle. Kapak tasarımı içeriği oldukça leziz. Nerdeyse bas gitar yok hiç öne çıkmıyor ayıp olmasın diye bir yerde tek kalmış ama kayıtlarda tek kötü puan benim için o ayrıca 2 şarkı biraz sıktı ama bunlar beni bağlar tabikideki. Ayrıca ustalara saygı albümü olmuş yine bahsettiğim ordan da ek puan veriyorum. Kesinlikle edinin ve dinleyin. Bir arkadaşımın dediği gibi tanrı kazımasyon yapanı görür !

 

 

 

9/10

 

hadi bakalım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Warbringer - Worlds Torn Asunder (2011)

 

http://espyrock.com/wp-content/uploads/2011/07/Warbringer-Worlds-Torn-Asunder-Artwork.jpg

 

 

Warbringer kritiğini bana yazmamda sebep olan kişiye çok teşekkür ederim buradan , şaka bi yana beni bu grupla iyiki tanıştırmış , Worlds Torn Asunder 2011 yeni albüm çıkalı baya oldu ama kritik yazmak buzamana kısmetmiş.

 

 

Açılış parçamız ‘’ Living Weapon ‘’ trampet giriş ve hızlanması kararında ve dengeli olmuş living weapon'u vurgulamasıda ,davul ataklarıda çok güzel sadece solo çok uzun ve gereksiz olmuş.

 

Gelelim 2 numaralı şarkımıza Baştaki bass tonu güzel gitar girdiği an ortalık karışıyor pek anlaşılmıyor özellikle davul atacklarında. 55inci saniyeden itibaren müzik gayet iyi gidiyor melodi de güzel yanlız scream koyduğu bölüm bozmuş parçayı yoksa sololar başarılı tad bırakıcak cinsten 01.56 daki gitar mutingleri de çok iyi bu albümden boş çıkmaz .

 

 

 

 

Sevdiğim parçalardan ’’ Savagery ‘’ Belirgin bi sakinlikle arpejler davula çok iyi ayak uydurmakta. Kick arka planda kalarak agresifliğe geçişe yardım ediyor cymbals' tonu muhteşem 03.22 de ki gitar solosuda şahane bitişe yakın ''es''lerde pek oturaklı olmuş.

 

 

Ve ‘’ Demonic extasy ‘’ hoşuma giden en iyi şarkıları oldu bu albümde aslında mutinglerle başlayıp riff şeklinde melodik gidiyor gitar davul ataklarıda güzel ve tekrar mutingle devam ediyor , davul ise flordtom ve tom 1 tom 2 de ritim tutuyor araya konmuş olan screamde olsada olurdu olmasa olurdu ama müziği bağlamak için düşünürsek gerekliydi sanırım 01.56 daki şey en sevdiğim şeydir metal müzikte birden ritim değişmesi bambaşka bir riff'e girilmesi muhtşemdir burdada oldukça başarılılar . Bu oldukça keyifli dinleyicininde hoşuna gider çalanında 03.50 deki charos tonuda çok iyi düşüşler güzel ve righttan gelen elektro gitar dipses'i ayrı bir güzellik katmış ve tabiki muting'i bırakmamış bu abiler burdada

 

 

 

 

Gelelim albümdeki enstürmantel şarkıya , bana göre enstürmantel şarkılar her zaman sözlü şarkılardan daha çok şey anlatırlar daha duygulu olurlar . Alt yapıdaki melodi gerçekten dinlendirici akustik gitar vuruşları ve akorlarıda çok uygun sanki bir yandan uykuya dalmamızı isterken bir yandanda uyandırmak istiyor bizleri piyano girdiğinde ise insanın içindeki bazı şeyler hareketleniyor. Akustik gitar girişi yumuşacık giriyor piyono bittiği an alt yapıda akustikle uygun bi şekilde gidiyor ve soloda ağır ağır eşlik ediyor arkadan. Ve klavye tekrar geri dönüyor kulağımıza ve duruşlarda piyono biraz sertleşiyor ve solo arkada tekrar 02.37de piyano melodik bir şekilde değişime uyuyor ve gitar akorlarla ona tekrar eşlikte. Kısacası şarkı zamanı karanlığı ve içte kalanları hatırlatmak için yazılmış.

 

 

 

Yıllardır Thrash öldü allah rahmet eylesin muhabbetleri ortalıkda kol gezerken diyenlere kapak olucak grup ,hortlayıp tüm şehre zombi gibi saldırıyorlar ,grupta hiç boş parça yok, inanılmaz gaz ve okadar anlattıktan sonra sizede bu albümü dinlemek düşüyor tabi .

 

 

 

 

http://www.myspace.com/warbringer

 

http://www.metal-experience.com/images/interviews/Warbringer/Warbringer2011-02.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Senin boşluğunu ben doldurayım. Önceden yapmış olduğum birkaç kritiği atayım. Okumak isteyen olursa tabi :p

 

 

 

Moribund Oblivion – K.i. N. (Killer is Nowhere)

 

http://www.metaltr.net/images/reviews/mob-kin_.jpg

 

“Türk Black Metal’ini destekleyen herkese…” Albümün iç kapak tasarımında yer alan güzel bir sözle başlamak istedim kritiğe. Moribund Oblivion, yayınladıkları dördüncü stüdyo çalışması K.İ. N. (Killer is Nowhere) ile yaklaşık bir buçuk senelik ardan sonra 1 Aralık itibariyle tekrar dinleyici karşısında. Albüm hakkındaki genel görüşüme geçmeden önce albüm detaylarıyla ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Albüm biri intro biri outro olmak üzere toplam 11 parçadan oluşuyor. Intro haricinde tüm albümün müzikleri ve sözleri grubun beyni Bahadır Uludağlar tarafından yazılmış. Ayrıca albümde yer alan tüm elektro gitar ve klavye performansları (yine intro hariç) Bahadır Uludağlar’ın parmaklarında şekillenmiş. Intro içeriği ise grubun klavyecisi Can Ağrıboz tarafından düzenlenmiş. Albümün tüm bass performansları ise Onur Burgaz tarafından icra edilmiş. 2008 yılında Ankarada bulunan Midasın Kulaklığı stüdyolarında yapılan kayıtların Mix ve Mastering çalışmaları ise Erkan Tatoğlu tarafından yürütülmüş. Block Action Music tarafından kayıtları, New Music Distribution tarafından tanıtımı ve dağıtımı yapılan albümün prodüktörlüğünü önceki albümlerde olduğu gibi yine Bahadır Uludağlar yapmakta.

 

Albümün içeriğine geçmeden önce grup kadrosunu bilmeyenler için;

 

Bahadır Uludağlar: Vokal & Gitar

Savaş Sungur: Gitar

Onur Burgaz: Bass Gitar

Can Ağrıboz: Klavye

Emre Kutucularoğlu: Davullar

 

Albümün parça listesi ise;

 

1) Intro

2) God Send

3) You Are Not Contented

4) Come Back

5) Your Life is Done

6) Blind Guide

7) Never Forgot

8) I Will Bury

9) Did Your Soul Tell Lies to You?

10) Geriye Dön

11) Outro

 

Albümün kapak tasarımından başlayarak içeriğini de şöyle bir elden geçirelim. Belirtmeden geçemeyeceğim. Albüm kapak tasarımı yine Bahadır Uludağlar’a ait. (Maşallah) İç kapak tasarımında yer alan fotoğraflar ise Görkem Güngör’ün objektifinden dökülmüş. İç kapak on sayfadan oluşuyor. Şarkı sözlerinin ve grup elemanlarının fotoğraflarının yer aldığı sade çok fazla caf caflı olmayan bir tasarım seçilmiş. Görsellik olarak gayet hoş. Parçalara geçecek olursak;

 

Albümün genel yapısına göre değerlendirecek olursak Intro bana çokta çarpıcı gelmedi. Vasat kaldığını söylemeden geçemeyeceğim. 1.19 zamanlı intro bir çok grubun kullandığı standart klavye girişten pekte farklı bir konumda değil.

 

“God Send” sözler olarak ölümle yaşam arasında yaşanan gidiş gelişleri içeriyor. Müzikal yapısına değinirsek, albüme giriş için son derece uygun bir parça. Bahadır Uludağlar parça başlarında scream ve brutal vokali geçişli olarak kullanmış ve buda parçanın ilgi çekiciliğini daha da arttıran bir unsur olmuş. Ancak parçanın bana göre en can alıcı kısmı başlardaki sürekli ritmin ani yavaşlaması ve dipten gelen “You may be saved” haykırışlarının ardından sanki bir rüyadan uyanırmışçasına parçaya geri dönmeniz. Parçanın bundan sonrası içten dinleyen birine acı verebilecek düzeyde. Son bir dakika da akustik gitar ritmi pek yerine oturmamış olsa da yinede dinleyiciye farklı bir içerik sunuyor.

 

“You Are Not Contented” girişte yer alan kısa çığlığın ardından sürekliliği olan ritimler ile ilk kıta sözlerin sonuna kadar devam eden sert bir kıvama sahip. Ancak bu parçanın albümdeki favorilerimden biri olmasını sağlayan asıl unsur, insanı kendinden geçirip bir şekilde eşlik etmeye zorlayan nakarat öncesi başlayıp o andan sonra parçanın geneline ve dinleyiciye hâkim olan dehşet ritimler.

 

“Come Back” ise albümdeki asıl favorim. Bu parçayı mutlaka ve mutlaka dinleyin derim. Akustik ritimleriyle başlayan parça asıl tonların girmesiyle depresif bir hava veriyor ortama. Kısa süre sonra parça her ne kadar hızlansa da ritimlerdeki o depresif hava sonuna kadar sizi esiri edebilecek tonlara sahip. Parçanın Türkçe versiyonu “Geri Dön”ü dinlediğinizde parçanın sözel içeriğini daha iyi kavrayıp ne demek istediğimi daha net anlayabilirsiniz. Parçanın sonlarına doğru başta bahsettiğin sade melankolik hava clean vokalinde olaya dahil olmasıyla doruk noktasına ulaşıyor. Son nokta budur artık…

 

“Come Back” ile yaşadığımız ufak çaplı bunalım havadan sonra “Your Life is Done” ile Black Metal’in sert ve sürekli melodilerine tekrar dönüş yapıyoruz derken parçanın ortalarında giren ve uzun bir süre devam eden clean vokal ve akustik yapı tüm hareketimizi bozuyor. Açıkçası bu parçanın baştan aşa ilk giriş tonlarıyla devam etmesini daha çok isterdim. Parçanın son bölümünde Viking/Black gruplarının çalışmalarını andıran bir koro vokal söz konusu. Ayrı bir hava katmış parçaya ancak dediğim gibi ben parçanın sertliğinin bozulmaması taraftarıyım.

 

“Blind Guide” Onur Burgaz’ın güzel Bass ritmiyle başlayan ancak diğer parçalara göre biraz daha extreme bir havada gidişat gösteren, albümün 6. parçası. Yalnız dikkat ettiğim bir nokta bu parçada Bahadır Uludağlar’ın vokal yapısı biraz daha değişik ve daha etkileyici gibi. Ayrıca parça genelinde diğer parçalarda olduğu gibi uzun soluklu ritimlerden çok daha kısa süreli solo gitar tonları dikkat çeken bir diğer etken.

 

“Never Forgot”, CNN mi yoksa BBC mi alındığını ayırt edemediğim kısa bir haber sunumundan sonra sert tonajda bir giriş ile parça her ne kadar iyi başlasa da sonlara doğru giren clean vokal parça için çok yetersiz kalmış açıkçası. Hem ses olarak yetişmemiş hem de çok fazla kaçmış. Albümde yegane eleştiri alacak parça bence Never Forgot. Neyse ki albümdeki en kısa parça…

 

“I Will Bury” müzikal açıdan klasik Black Metal ruhuna en uygun parça. Sade, sürekli ve sert ritimlere nadiren sakinleşen anlarda akustik bir hava eşlik ediyor. Ancak bu durumlar çok kısa süreli. Buda parçanın genel sert yapısını bozmamış ve çok iyi oturmuş.

 

“Did Your Soul Tell Lies to You?” ise “I Will Bury”i tamamlar nitelikte baştan sona durmaksızın sert bir gidişata sahip, taş gibi bir çalışma olmuş. Bu iki parça üzerine çok fazla yorum yapmak istemiyorum aslında daha önceki parça yapıları hakkında Moribund Oblivion’u eleştirenler için bir cevap niteliğinde olacağı inancındayım bu iki parçanın. Biraz sürpriz katalım olayın içine

 

Geriye dön az öncede bahsettiğimiz gibi “Come Back” parçasının Türkçe versiyonu. “Come Back” için yaptığım tüm yorumlar bu parça içinde geçerli. Son olarak Türkçe sözlü Black Metal parçalarının gelmesi temennimi iletmek istiyorum bu parçayla ilgili yorumumda.

 

…ve geldik sona. Outro karanlık bir yolda arkanızdan birinin gelip gelmediği hakkında kaygılarınız varsa dinlememeniz gereken bir çalışma. Introya göre klavye çok daha iyi kullanışmış ve daha fazla duygu hissettiriyor insana. İç gıcıklayıcı bir yapısı var…

 

Son olarak albümün geneli hakkında ufak bir yorum eklemek gerekirse, clean vokalin geçmişe göre daha yoğun kullanılmasından ve bazı parçalardaki aşırı duraklamadan şikayetçiyim. Bunun haricinde albümün gidişatı çok iyi. K.İ.N. gerek yapılan tanıtım çalışmalarıyla gerekse de grubun başarılı performansıyla dünya çapında olumlu eleştiriler alan bir çalışma oldu. Ancak ülkemizde halen Moribund Oblivion’a karşı bazı tepkiler mevcut. “Black Metal’in özünü yansıtmıyor” yada “Destekçi olmuyorlar” gibi eleştiriler artık belle bir noktada durmalı. Dünya çapında ülkemizin adını duyurmak için mücadele veren diğer gruplarımız gibi artık Moribund Oblivion’a da gerekli saygının gösterilmesi dileğiyle…

 

---------

 

Marduk - Rom 5:12

 

http://www.metaltr.net/images/reviews/Rom5.12.jpg

 

Ocak ayında haberini aldığımdan beri rüyalarıma giren ve hatta kabuslarım olan "Rom 5:12" en sonunda elime geçti sayın seyirciler... Beklemekten usanmadığım ve beklediğime fazlasıyla değen bir albüm olan "Rom 5:12" ile en kötü haber ise albümün kayıtlarından sonra albümü dinlediğim şu son 4 5 saatte bol bol küfür ettiğim insan hayvanı davulcu Emil Dragutinovic gruptan ayrılmış olması... Ama yerine gelen isminde gaet sağlam olduğu duyumları bir çok sitede çalkalanmakta Lars Broddesson

şimdi işin özüne dönecek olursak önce bi kaç hatırlatmayla başlayalım.

 

Grubun kayıttaki kadrosu ;

 

Morgan Steinmeyer Håkansson - Gitar

Mortuus Arioch - Vokal

Magnus Devo Andersson - Bass

Emil Dragutinovic - Davul

 

ve "Rom 5:12" albümünün parça listesi ;

 

1.The Levelling Dust

2.Cold Mouth Prayer

3.Imago Mortis

4.Through The Belly Of Damnation

5.1651

6.Limbs Of Worship

7.Accuser/Opposer

8.Vanity Of Vanities

9.Womb Of Perishableness

10.Voices From Avignon

 

şeklinde...

 

 

"Cold Mouth Prayer" güzel bir girişten sonra Emil'in ne kadar hayvan olduğunu gösterdiği bir nevi şov parçası kıvamında inatla bu iş böyle yapılır demeye devam ediyorlar sanki. Parçanın bir anda durakladığı ve kısa trampet ataklarıyla sanki düşmana vurur gibi sert vuruşlarla kaplı bir parça "Cold Mouth Prayer"...

 

"Imago Mortis" her ne kadar girişteki davul perkisyonuyla alternatif bi tarza benzesede parça tamanıyla kaptırdıktan sonra aşırı dinlenesi bir parça oluyor. Arada çaktırmadan atılan Morgan soloları parçanın gidişhatını tamamen değiştirmiş. Kuzeyin karanlık ve eski yüzünü gösteren bir başyapıt Black Metal'in ilk zamanlarına geri dönüş niteliğinde bir parça...

 

"Through The Belly Of Damnation" Marduk'un artık bokunu çıkardığı parçadır sanırım. Bir parçada azcık kesersin hızını be kardeşim ama bunda yok ne dense baştan nasıl kaptırdılarsa sonunda öyle çıkıyorlar derken afalladığım bir an gelip çatıyor. Bir bass solosu böylemi atılır kardeşim ilk bakışta çok kısa gibi görünsede bu saatten sonra parçanın alt katmanlarında sürekli o bass. Magnus gerçekten mükemmel bir iş çıkartmıış diyebilirim. Birde arada ufak bir clean vokal girince parçanın sertliğin acık almış gibi ama fazlasıyla iş yapacak bir parça hatta diyebilirimki bu albümdeki favorim...

 

"1651" giriş kısmı gaet kilise kıvamında bir girişle bezenmiş Mortuus'un vokali parçaya eklendiğinde insanı vicdan azabı çekmeye zorlayan bir nevi geçiş parçası.

 

"Limbs Of Worship" gaet sert ve ilk dinlemede grubun kim olduğunu bilmesenizde "Aha bu Marduk" diyebileceğiniz bir parça. Vokal olarak davuldaki sürrat ve teknik olarak gerekse gitar üzerinde akan parmaklar olarak tam bir Marduk parçası. Ayrıyetten Morgan'ın parçadaki performansı "bu parça tek elektro ile çalındıysa bende ne olayım" dedirtecek cinsten.

 

"Accuser Opposer" latince diye tahmin ettiğim bir dilde dualarla başlayan tempo olarak düşük ama gerçekten sürükleyici bir parça arada bu mübarek kişinin dualarını sıkça duysakta Mortuus'un vokali bi hayli unutturmakta heleki bir noktada clean a dönen vokal ile konuk arkadaşımız Irish Primorial grubundan ARDITI Alan Marduk'un kendini aşarak yeniliklere vasıl olduğunun bir göstergesi gibi... Unutmadan parçanın sonundaki ilahimsi eklemede gaet hoş olmuş...

 

"Vanity Of Vanities" kusarcasına bir Mortuus çığlığıyla başlayıp sonrasını sert ve sürekliliği olan riflerin getirdiği bir parça. Sonlara doğru başlayan ve insanın kanını kaynatan senkronize melodi parçanın son kısmını gaet çekici hale getirmiş...

 

"Womb Of Perishableness" ağır bir tempoyla başlayan ve giriş kısmı bana biraz "Opus Nocturna"yı anımsatan parça daha sonralarda sabit davul gidişatı ve bass gitarın albümde yoğunluğunu hissettirdiği sürükleyici parçalardan biri bence "Womb Of Perishableness". Çok iyi bir solo ki bu Marduk'un pek yapmadığı bir olay parçaya ayrı bir hava katmış sanki biraz tarzlarının dışında gibi ama genede sağlam parça...

 

"Voices From Avignon" albümümüzün kapanış parçası olarak dipten gelerek bir anda yüzeye çıkan bir parça Parçanın sonunda ne kadar absürt sesler olsada parça baştan aşa Emil'in vedası gibi sanki bu parçadan sonra muhtemelen kitlenmiştir diye tahmin ediyorum ben şahsen...

 

Sonuç olarak "Rom 5:12" bir Marduk Efsanesi olabilecek kapasitede bir albüm sadece Black Metal dinleyicileri değil her Metali benimsemiş herkezin en az bir kez dinlemesi gereken ve seveceğbiiip inandığım bir baş yapıt diyebilirim.

 

---------

 

Seth Ect. / Godspeak

 

http://www.metaltr.net/kopuk/KAPAK-Metal-tr.jpg

 

Öncelikle belirtmek isterim ki bu albümü Türkiye’de ilk dinleyenlerden biri olmaktan çok mutluyum. Türkiye’de çok fazla örneğini görmediğimiz deneysel müziğin uç noktalarına varan, sadece yaptıkları müzikle değil ayrıca sahne şovlarıyla da izleyiciyi büyüleyen Seth Ect. “Experimental Chaos Theory” demosundan sonra ilk albümü “Godspeak” ile tekrar karşımızda… “Dağıldılar”, “yok oldular”, “ses çıkmıyor” falan filan gibi söylemlerin arasında icraatlarına devam eden grup 2010 yılı başından beri bu albüm için hazırlanan 3 parçasını myspace adreslerinde paylaşmıştı. Geçtiğimiz günlerde albümün tamamının internet üzerinden ücretsiz dağıtılacağı haberini almıştık. Nisan ayı içerisinde yayınlanması planlanan albümün ayrıntılarına gelince;

 

Demoda olduğu gibi yine çok sesli bir müzikaliteye sahip albüm, genel olarak oryantal, death, core, endüstriyel ve elektronik gibi birçok öğeyi harmanlıyor. Benzetmeler çok doğru değil aslında ancak belirtmeden geçemeyeceğim albümü ilk dinlediğim anda bir Betray My Secrets havası sezinledim. Bugüne kadar Türkiye standartları üzerinde olarak nitelendirdiğim iki tane albüm olmuştur. “Godspeak” için kesinlikle “üç” diyebilirim. “Orison” parçasındaki davullar hariç albümde herhangi bir kusur bulamadım. Davullar çok önde gidiyor sanki melodiyi kesiyor gibi…

 

Neyse.. Albüm daha önceden duyurulduğu gibi 11 parçadan oluşuyor. Toplamda 46:03 süreli bir müzik ziyafeti diyebiliriz. Genelde Mısır’ın egzotik müzikleri klavye, ud ve ney gibi enstrümanlarla iyi yansıtılmış. Demoda olduğu gibi bu albümde de Ney üstadı Arkın Allen namı değer “Mercan Dede” konuk sanatçı olarak albüme destek vermiş. Ayrıca elektronik müzik teknolojisinin sağladığı olanaklar müziğe çok olumlu bir şekilde yansıtılmış. Parçalara biraz değinecek olursak;

 

Albümün ilk parçası “ECT” Techno etkisiyle başlayıp sonradan dinleyiciye albümün sonraki parçalarında neler olabileceğini düşündüren bir yapıt… Giriş için son derece ideal, hareketli bir parça. Özellikle parça içerisinde kullanılan kısa tekrarlı gitar soloları çok akılda kalıcı… Endüstriyel öğeleri sıkça barındıran bir yapıya sahip “ECT”

 

İkinci parça “B.L.A.S.T.” daha sert tonlara sahip. Sadece ritimler değil, vokal yapısı da bu sert tavırdan nasibini almış tabii ki… Araya serpiştirilen klavye parçaya çok farklı bir hava katmış. Sonrasında devreye giren sololarla tam bir uyum içerisinde…

 

“For Se7en Years” albümün oryantal ağırlıklı iki parçasından birisi. Parça girişte yaklaşık bir dakika kadar süren mistik bir müzikle başlıyor. Sonrasında parçaya hâkim olan twinler ve zaman zaman devreye giren klavye bu mistik havanın tüm ihtişamını Metal öğeleriyle harmanlıyor…

 

“Hollow Earth” girişiyle sizi her ne kadar disco’da hissettirecek olsa da siz buna aldanmayın… Sonrasında kendinizi kıvırtmakla head-bang yapmak arasında saçmalarken bulabilirsiniz. Açıkçası albümde en çok beğendiğim ve insanın içini en çok kıpır kıpır ettiren parça sanırım “Hollow Earth”. Klasik 9/8’lik ritim parçaya mükemmel oturtulmuş. Tam dansöz oynatılacak bir parça :)

 

“Heart Beat” girişiyle 80’s disco ruhunu yansıtsa da sonrasında işler bir hayli değişiyor. Günümüz modern Metal soundunun en iyi örneklerinden birini dinlemek için hazır olun. Bu parça kesinlikle anlatılabilir bir parça değil bence. Dinlenmesi, hatta dinlerken o ruh halinin yaşanması gereken bir parça…

 

“Call of Ancients” müziğe yansıtılabilecek elektronik öğelerin en iyi şekilde kullanıldığı parçalardan biri olarak literatürlere geçebilir. Intro vokallerde yapılan ses efektleri ve sonrasında klavye ile bilgisayar yardımının iyi harmanlanması sonucu güzel şeyler çıkmış ortaya.

 

“Orison” her ne kadar albümdeki diğer parçalardan farklı bir yapıya sahip olsa da davulların çok önde gitmesi parçayı biraz gölgede bıraktı benim gözümde. Bilmiyorum belki de benim kulaklarımda bir problem var. Çok sesli vokallerle renklenen parça özellikle nakarat kısmında çok etkileyici bir hava bırakıyor dinleyici üzerinde… Ayrıca Mercan Dede’nin parçadaki katkısı da yadsınamaz…

 

“Earth Rise” değişken müzik yapısıyla biraz daha teknik bir parça albümdeki diğer parçalarla kıyaslandığında… Çok fazla söyleyecek bir şey bulamadım açıkçası… Mazur görün :)

 

“Keops” gitarların en sağlam soundunu sergilediği çalışma. Bol soloların olduğu ve ritimlerin süreklilik sağladığı ama yapısıyla da bir o kadar kafa karıştıran bir yapıt. Piramitten bir esinlenme var sanırım…

 

“When the Simurg Collapse” albümün en sert parçası olarak dikkat çekiyor. Baştan sona durmak bilmeyen sert ve sürekliliği olan bir yapıda… Gitarların en baskın olduğu klavyeyi ve efektleri gölgede bırakan sertliğin sonuna kadar hissedildiği güzel bir düzenleme yapılmış.

 

Albümün son parçası “Orison II” enstrümantal bir çalışma. Endüstriyel ve Techno’nun harmanlanmasıyla kapanışı yapmışlar.

 

Dikkat ettiyseniz kritikte sözlerden pek bahsetmedim ki bunun özel bir nedeni var. Albümün asıl olay yaratacak kısmı sözel içerik. Bu konuda biraz sabırsızlanmanız en iyisi olacak sanırım. Tepki alacağını düşündüğüm aynı zamanda da son derece takdir ettiğim farklı bir yapıda sözler… Nihayetinde başta da belirttiğim gibi ülkemiz standartlarının “çok” üzerinde bir albümle karşı karşıyayız. Demo çalışmalarıyla gerek ülkemizde gerekse yurtdışında hak ettikleri ilgiden daha azı ile karşılandıklarını düşündüğüm Seth Ect. umarım bu albümde çok daha iyi yerlere ulaşır.

 

Son olarak grup kadrosunu da hatırlatıyor ve huzurlarınızdan ayrılıyorum. Nisan’a kadar bol sabırlar…

 

Aybars ALTAY

All Vocals,Synth Composing

 

Mert TARTAC

Guitars & Bass

 

Murat ALKAN

Guitars & Bass

 

Izmael

Guitar & Bass

 

Semih ÖRNEK

Session & Drums

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...