boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 1, 2011 Arkadaşlar Tevrat-Zebur-İncil Değiştirilmiştir Orjineli Bozulmuştur... Bozarlarken yanlarında mıydın ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vegeta Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Boynuzsungeyikler güzel bir bilgi paylaşımı yapmışsın teşekkürler. Bu sözler bana insanın tekamülü(inisiye olması) gibi bir çağrışım yaptı ama bilmiyorum ne kadar doğrudur? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BUKOR Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Gerçekten araştırılmaya değer bir kitap, en kısa zamanda araştırmaya başlayacağım, ama bayağı bir zor olacak sanırım bunu biliyorum en azından. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
DeePower Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 2, 2011 Yok Ama Öyle Diyorlar ama ölümsüzlük falan değişik bir konu ama şahsen ben inanmıyorum kendi kişiliğim açısından diyorum kimse yanlış anlamasın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MadUnknown Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Dikkat ederseniz Alef kitabında ölümsüzlükte geçmekte.Boynuzsuzgeyiklerin aldığı kaynaklarda şunlar yazıyor ilgimi çekti ; (1)Irmaklar aşar gibisin gölge ama güneş ışıldar dağlarında.(2)Suda bir adam yalnız ve koşar gibi çıplak göğe tanrılar bilir.(3) Sesleri uzaktır üflenen bedenlere ve bir kış bir rüzgarın uğultusunda bir çiçeğin kokusunda gizlenir gibi bir lahit tortusunda .(4) Bir devrim gibi çark eder nisan düzleminde (yada düze indiğinde) semavi tüm dinler.(5) Dibinde kuyunun kocaman altn kaplı bir defter.(6) Dikkat ederseniz bir zamanlar Lokman Hekim 'inde bir kitabı vardı.İçinde bitkilerden vs oluşan muhteşem bir kitaptı.Ve ölümsüzlüğün de sırrı içindeydi derler.Sesleri uzaktır üflenen bedenlere ve bir kış bir rüzgarın uğultusunda bir çiçeğin kokusunda gizlenir gibi bir lahit tortusunda(3).Bu da belki Lokman hekimin kurtardığı kişileri(üflenen bedenler) ve Lokman Hekimin ölümsüzlük çiçeğini aradığını konu alan bir şeydir.Ayrıca Cebrail'in bakmak isteyip nehre attığı söylenir(Denizin altında kitabın olması).Bilmiyorum umarım bu bilgi size bir yarar sağlar. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BaRMaN Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Cebrail'in bakmak isteyip nehre attığı söylenir Cebrail diye bahsettiğin melek bu kadar basitmiki insancıl oyunlarla Lokman'a yaklaşsın. onlar isterlerse tek kanat çırpışında aklını alır başından, hiç sanmıyorum verde bi bakim şu kitaba ne yazmışsın diyipde nehre atsın. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MadUnknown Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 3, 2011 Cebrail diye bahsettiğin melek bu kadar basitmiki insancıl oyunlarla Lokman'a yaklaşsın. onlar isterlerse tek kanat çırpışında aklını alır başından, hiç sanmıyorum verde bi bakim şu kitaba ne yazmışsın diyipde nehre atsın. Yorumun son derece komik.Sende bunu düşünecek kadar kapasite varken,Cebrail'in kendi kılığında geleceğini nasıl düşünebilirsin ki . Unutma ilk sözle hitap edersin,olmadı zor yöntemlerden.Sanki melekleri sen yönetiyormuşsun gibi konuşma buralarda..Benim amacım belki kitabı bulmaları için yardım edebilme düşüncesi.Yoksa meleklerin ne yapıp yapmadıkları şahsen hiç umrumda bile değil. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witchhunter Yanıtlama zamanı: Mart 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 4, 2011 Yas seviyeniz ve aydinlanma seviyeniz nedir bilemiyorum ama hobi olarak yapiyorsaniz bu isi layigi ile yapmaktasiniz Saka bir yana Alef Aram dilinin ve eski Mu ve Atlantis dillerinin kokenlerini barindirdigi kitap olarakta bazi mektuplarda anlatilmaktadir. Gunumuzde ise dokuzuncu kapi izleyip eline kazmayi kuregi alip Prenses Victoria nin mezarina dadanmak yada Antalya da ki ilk gozu kulesini yerle bir etmek hareketi es takilan kisiliklerin ulasamayacagi bilgiler niteligindedir. Sizlere bu arastirmanizda isikli bir yasam dilemekten baska birsey demeyecegim. Ve umit ederimki Barnaba bozgunu yasayan tayfalar gibi bir bozgun ve kaybolmuslukla sonuclanmaz bu girisimleriniz tekrar Nephilm ve occult yeseren bahcelerde sansiniz bol olmasi dilegi ile. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 4, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 4, 2011 Aydınlanma kavramı ile hiç ilgilenmiyorum Lakin ailemden gelen ırsi bir durum söz konusu.Yani varlıklarla iletişim.Kendimi en eski hatırladığım günlerden beri bu böyledir. Daemonlar da dahil bir çok varlıkla iletişimim oldu. Yani pek hobi diyemem bu duruma. Kitap konusu da benim için çok eskilere dayanır.Aramaya aşlıyalı 2 sene olucak neredeyse.Gereğinden fazla sabırlıyımdır ve asla acele etmem.Bakalım belki buluruz belki de bulamayız ama efsanelerin peşinden gitmek bende bir saplantı. Misal yıllardır efsanede anlatılan yeraltını tamamen dolanan tünel ağını da arıyoruz ama onlardan henüz bilgi paylaşamyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hasannha Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Aydınlanma kavramı ile hiç ilgilenmiyorum Lakin ailemden gelen ırsi bir durum söz konusu.Yani varlıklarla iletişim.Kendimi en eski hatırladığım günlerden beri bu böyledir. Daemonlar da dahil bir çok varlıkla iletişimim oldu. Yani pek hobi diyemem bu duruma. Kitap konusu da benim için çok eskilere dayanır.Aramaya aşlıyalı 2 sene olucak neredeyse.Gereğinden fazla sabırlıyımdır ve asla acele etmem.Bakalım belki buluruz belki de bulamayız ama efsanelerin peşinden gitmek bende bir saplantı. Misal yıllardır efsanede anlatılan yeraltını tamamen dolanan tünel ağını da arıyoruz ama onlardan henüz bilgi paylaşamyorum. o tünel ağının yerlerinden ergun candanın gizli sırlar öğretisi kitabında bahsediyor olması lazım hatta bulunmus ve turkiyedeki yerinide yazmamıs ergun candan bir sorun olmasın diye ama diğer yerlerdeki tunelleri yazmıs umarım yanlıs bırseye atlamamısımdır herkeze kolay gelsin en kısa zamanda bulursunuz inşallahda bizleride bılgılendırırsınız Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 o tünel ağının yerlerinden ergun candanın gizli sırlar öğretisi kitabında bahsediyor olması lazım hatta bulunmus ve turkiyedeki yerinide yazmamıs ergun candan bir sorun olmasın diye ama diğer yerlerdeki tunelleri yazmıs umarım yanlıs bırseye atlamamısımdır herkeze kolay gelsin en kısa zamanda bulursunuz inşallahda bizleride bılgılendırırsınız Türkiye'de de bir kaç olası yer söylendi davetlerde ama nakit ve zaman sıkıntısından dolayı gidemedik henüz.Ama bu konuda konuşmamamız söylendiği için bir şey diyemiyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witchhunter Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Siz bu dediklerinizde ciddiyetteseyseniz dediklerinize saygi duyup inanmadigimi belirtmek isterim dediklerinize cunku Occult ve Occultist kisiliklerle oturumlarda bulundugumuz sayisiz diger ulkenin vatandasi olabilecek yada global sayilabilecek kisiliklerin ilk onemle bahis ettigi konu Demonologlarin aza olanlari yani o etkilesime olabilecek kisiliklerin hicbirzaman bahis etmemelerinden yakinmislardi yani demonologlarin sadece yazili bir defter yada ses kaydi ile Aza ya sunulan teklifleri bir bir isimlendirip dosyalandirip yaptiklari anlatilmisti. Ama sizin yasinizi yada dorugunuzu bilmiyorum ama birden ben konusuyorum ve yapiyorum eylemi pek inandirici kalmiyor hele ki gunumuzde 2 ve 3 Cthulhu ve Pnp yani diger adi ile Paper and Pencil oyunlari yada yeni jenerasyon adi ile FRP devirip dizilere asina olup kisilik bulamaclarina kalip sonra kendine rol idolu belirleyip boyle yollar ve yalanlar soyleyenleri inanin anlatmaya kalksam 20 yilimizi alir o kadar cok varlar ki.. Bu sebebten oturu durust bir sekilde size inanmadigimi belirtmek isterim. Ama yinede dediklerine saygi duyup bu konu hakkinda yorumumu burda sonlandiriyorum. Tekrar paylasiminiz icin tesekkurler ve inanmadigim calismalarinizda basarilar dilerim eger dogru iseler . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 5, 2011 İnsanların inanmadıkları konulara yorum yazmalarına de ben şaşırıyorum Mesaj yazmış olmak için mesaj yazmaya lüzum yok. Ben O'nların her dediğini yapıp hiç bir şey paylaşmıycaksam bu forumda bir işim yok zaten. Eskidenmiş o tarikatlar toplantılar. İki kelam fazla biliyoruz diye kimse insanlardan kendini soyutlamamlı. Bilgi paylaşıldığı ölçüde değerlidir. Sadece bazı püf noktalar (davetlerde , büyülerde , karışımlardaki bazı miktarlarda ve vs... lerde) ustadan çırağa geçer o kadar. Gerisi evcilik oyunundan farksız. (Not : Bu konudaki davet bir daemon daveti değildir ) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Witchhunter Yanıtlama zamanı: Mart 6, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 6, 2011 Sayin B Insanlarin inanmadiklari konulara dediginiz konu ben size saygimdan ve vasfinizdan dolayi konuyu muallakta birakmamak icin yazmistim anliyorum ki farkli kulvarlarin yolcusuyuz peki bundan sonraki yazilarinizda egerki bu konuyu paylasmiyorsam sadece yorum dile getiririm. madem saygiyi gozardi ediyorsunuz dilediginiz gibi olsun. Evcilik oyunu olarak tabir ettiginiz konum alayci bir konum olmakla beraber sayisiz tradition a da neo generation bir atif oluyor bu da ayri bir saygisizlik doguruyor. ve Daemon veyahut Demon olarak adlandirdiginiz varliklari siz dile getirip sonra bu davette bunlarla alakasi yok demeniz ayri bir celiski doguruyor. Tekrar Affiniza siginiyorum benim turkcem zayif belkide ben aynadan anliyorum ve yanlis anlamlar uretiyorum fakat umarim saygi konusunda hemfikir bir bilincle hareket eder sayisiz bir tradition butunlugune evcilik oyunu mantalitesini savunmazsiniz ve bizleri mutlu edersiniz. Tekrar tesekkurler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mart 6, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 6, 2011 Ben hiçbir zaman bu bilgilerin bir daemondan alındığını söylemedim. Başka varlıklar. Hadi yeri gelmişken onu da söyleyim. Orta seviyedeki bir tür aracılığı ile bu konuyu bildiğine inanılan bir ruh ile yapılan maksimum 8 dakikalık bir seanstı bu. Tüm mesajları dikkatli okuıyun anlamadığınız yeri sorun. O toplantı ve tarikatlar benim için evcilik oyunu.Bu aşağılama değil. Belli kişiler arasında yapılan ritüeller ve konuşmalar bana hep evcilik oyununu anımsatır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KemStruo Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 14, 2011 yeni gelişmeler var mı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seraphim Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2011 (1)Irmaklar aşar gibisin gölge ama güneş ışıldar dağlarında.(2)Suda bir adam yalnız ve koşar gibi çıplak göğe tanrılar bilir.(3) Sesleri uzaktır üflenen bedenlere ve bir kış bir rüzgarın uğultusunda bir çiçeğin kokusunda gizlenir gibi bir lahit tortusunda .(4) Bir devrim gibi çark eder nisan düzleminde (yada düze indiğinde) semavi tüm dinler.(5) Dibinde kuyunun kocaman altn kaplı bir defter.(6) Sesler yanıltır ışığı bir mukaberat cehenneminde ve düşer her bir cenin bazen yalnız(ın) bir taç giyer boynu eğik bir kadının imdat esintisidir tüm gizem ve alçak dişleri kocaman bir hançer gibi canavarın dişleri yalnızlığa yedi dağda bir kılıç taşır boyunda bir müteferrah. (7)Küller dönerek bir dağın yangınından bir destan yazar ve ölüm belenmeyen bir anda el şehüb-ü , denize uzak ama en çok denize yakın.(8) Hem altındadır cennetin hem üstünde toprak sandığın konuşur gibi aklın sohbetine dağıldı mı bu güzel rüyada kaçırırsn esrarı.(9)Ahmet (-t- li bişey) doğruladı. Vesselamın aleyküm bin rahmetullah. *** Konuyu okurken ilk başlarda böyle bir kitap olmadığını düşünürken bir anda çalışma içerisinde buldum kendimi .Şimdi kendi düşüncem ve iletişime geçtigim varlıgın verdigi bilgilere dayanarak size anlatmaya çalışıcam. Aldıgım bilgiye göre evet bu kitap var ama kuduste değil sizlerin ulaşabileceği bir yerde zaten değil zaten bulundu ve zaten kullanılıyor. Peki kitap nerde ? Kitap Antarika çukurunda ve bu bölgede yaşayan insanüstü varlıklar tarafından korunuyor kollanıyor ve kullanılıyor. (bkz. "gölge ama güneş ışıldar dağlarında" , "Sesleri uzaktır üflenen bedenlere ve bir kış bir rüzgarın uğultusunda bir çiçeğin kokusunda gizlenir gibi bir lahit tortusunda" , "Dibinde kuyunun kocaman altn kaplı bir defter" , "denize uzak ama en çok denize yakın." bu kısmı iyice düşünmek lazım denize uzak ama en çok denize yakın burası tabi ki buzullar , antartika çukuru olsa gerek ! "bir taç giyer boynu eğik........ yalnızlığa yedi dağda bir kılıç taşır boyunda ....." dünya üzerinde 7 kıta vardır burdaki 7 dağ 7 kıtayı temsil ediyor ve bir taç giyer boynu eğik .... yalnızlığa kısmında aslında herşey net 7 kıtanın en güçlüsü konumunda bu kıtanın olduğunu ama yalnızlık içinde olduğu yani dünya tarafından bilinmediği anlatılmaktadır aynı zamanda boynu eğik derken bu bölgede yaşayan uygarlığı araştırdıgınız zaman (Agarta diye tahmin ediyorum) amaçlarının bir nevi dünyanın huzur içinde olmasını sağlamak oldugunu görebilirsiniz ve evet bu konuda boyunları büküktür . Çalışmanızda aldığınız bilgiler bir nevi şifreli tabi ki direk olayı anlatmıyor ama benim anladığım gördüğüm çalıştıgım kadarıyla olay budur , aşağıdaki bilgileri okudukça beni anlıycaksınız . Nedir bu antartika çukuru neresidir ? http://bloving.blogcu.com/amiral-byrd-un-1947-yilindaki-kutup-gezisi/274942 Amiral Byridin Günlügü KUZEY KUTBUNDAKİ BİLİNMEYEN VE ULAŞILAMAYAN GİZLİ BİR ÜLKE Aşağıda yazacağımız anılar 1947 yılının Şubat ve Mart Aylarında yazılmıştır. Kutup Kaşifi Amiral Byrd'ın içinde buluınduğu koşullar dayanılabilir ve güvenilirdi. Başka kişiler tarafından da bir hayal olayının yaşanmadığı yönünde güvence verildi. Aşağıda yazılanlar Amiral Byrd'nin birebir sözcükleridir. Kuzey Kutbu'nun uzun bir gecesinde yazılmış ve ciddi bir kaşifin ve bilim adamının parlak gün ışığı altında yaşadığı gerçeği anlatmaktadır. ADMİRAL RİCHARD B. BYRD'IN GÜNLÜĞÜ ŞUBAT-MART 1947 "Kuzey Kutbu'nda bir keşif uçuşu İç Dünya ; Benim Gizli Günlüğüm " Bu günlüğü gizlilik içinde yazmalıyım. Yazdıklarım Artrik'de 1947 yılı Şubat'ının 19.gününde yaptığım uçuşla ilgili. Zamanı geldiğinde , muhakkak insanlar daha akıllı olacaklar ve kaçınılmaz gerçeği kabul edecekler. Yazdıklarımı açıklama özgürlüğüne sahip değilim , belki de bunlar asla toplumsal bir incelemenin ışığını göremeyecektir ama bir gün herkesin okuyabilmesi için bunları kaydetmek benim görevim. Bu açgözlü ve sömürücü dünyada kesin eminim ki , insanoğlu gerçekleri daha fazla bastıramayacaktır. "UÇUŞ SEYİR DEFTERİ" 19 Şubat 1947 Artrik Üssü Kampı Saat 06. 00 : Tüm hazırlıklar tamamlandı. Kuzeye doğru uçacağım , tüm yakıt depoları dolduruldu. Saat 06. 20 : Sancak motoru daha güçlü gibi. Ayarlama yaptık şimdi daha iyi. Saat 07. 30 : Üsle radyo ilişkisi kontrolü yaptık. Herşey yolunda . Saat 07. 40 : Sancak motorunda zayıf bir akıntı var gibi. Yağ basıncı normal. Saat 08. 00: Uçuyorum. Uçuş normal görünüyor. 7000 m 'de uçuyorum. Türbülans normal .Herşey yolunda. , Saat 08. 15: Üsle telsiz kontrolü normal. Saat 08. 30: Türbülans oluştu. 1000 m'ye kadar inmeye karar verdim , uçuş koşulları yumuşak görünüyor. Saat 09. 10: Çok büyük bir buz alanı altta kar yağıyor. Görüntü muhteşem. Kırmızıdan mora kadar tüm renkleri görüyorum. Pusula olduğu yerde dönüp duruyor , her iki pusulam da yani manyetik ve gyro pusulalar dengelerini iyice yitirdiler ,titreşip duruyorlar. Güneş pusulasını kullanıyorum. Kontroller yavaş tepki veriyorlar ama bir buzlanma belirtisi yok.Üsle tekrar ilişki kurduk ve gördüklerimi anlattım. Saat 09. 15: Uzakta dağlar görüyorum. Saat 09. 49: Dağları gördüğümden bu yana 29 dakika geçti. Görsel bir yanılgı yok. Bunlar daha hiç görmediğim bir sıradağ halindeler. Saat 09. 55: Altimetre 8900 metreyi gösteriyor ; güçlü bir türbülans var. Saat 10. 00: Hala kuzeye doğru uçuyorum ve altımda küçük bir dağ sırası var , bunu tanımlıyorum ve soruşturmam gerek. Çünkü böyle bir dağ oluşumu haritalarda yok. O da ne ? Dağların arasında ve tam ortada küçük bir nehir akıyor , aşağıda yeşil bir vadi ; olamaz ! Burada garip ve normal olmayan bir şeyler var. Buz ve kar olmalıydı ama ben dağların yamaçlarında yeşil ormanlar görüyorum. Yön bulma araçlarım hala çılgınca dönüyorlar. Jiroskop hala öne ve arkaya doğru titreşip duruyor. Saat 10. 05: 4500 metreye indim ve alttaki vadinin üzerinde sola doğru sert bir dönüş yaptım. Aşağıda yeşille örtülmüş bir alan var. Burada ışık farklı , güneşi göremiyorum. Sola biraz daha döndüm ve aşağıda çok büyük garip hayvanlar gördüm. File benziyorlar ,ama , hayır bunlar birer Mamut. İnanılmaz ama oradalar. 3000 metredeyim , dürbünle bakıyorum ve hayvanlar görüyorum; oradalar. Bunu üsse bildirmemiz gerek. Saat 10. 30: Yeşil renkli tepelere yaklaşıyorum. Dış ısı , termometrenin gösterdiğine göre 23 derece. Düz olarak uçmaya devam ediyorum. Göstergeler normal ama ben bir bulmacanın içindeyim. Yine üssü arıyoruz ama telsiz çalışmıyor. Saat 11. 30: Eğer normal kelimesini bu ortamda kullanırsam her şey yolunda. İlerde bir yer var ,Sanki bir kente benziyor. Uçak çok hafifledi , bir tüy gibi dalgalanarak uçuyor. Kontroller emirlerimi dinlemiyorlar. Tanrım!,Normal tepkiler vermeyen bir araç içinde uçuyorum ve yeterince hızlı değilim ama ilerde uçan garip bir araç var.Disk şeklinde ve parlak bana doğru yaklaşıyor , üzerindeki işareti görüyorum; bu bir gamalı haç. Fantastik ! Neredeyiz ? Ne oluyor ? Kontrolleri geri almaya çalışıyorum ama olmuyor. Saat 11. 35: Telsizden çatırtılar geliyor , İngilizce bir ses ama derinlerden geliyor. Aksan İsveç ya da Alman şöyle diyor ; "Bölgemize hoş geldiniz Amiral. Sizi 7 dakika içinde indireceğiz. Güvenli ellerdesiniz rahat olun." Uçağımın motorları bir anda durdu ve garip bir gücün kontrolü altında uçmaya devam ediyorum. Şimdi uçağım kendi çevresinde dönmeye başladı. Saat 11. 40: Bir diğer telsiz mesajı. İniş olayı başladı. Uçak şiddetle titriyor , aşağıya doğru iniyor , sanki görünmeyen dev bir asansörün içinde gibiyim. Artık çok rahatım hiçbir şey umurumda değil. Hafif bir sarsıntıyla uçağım yere temas ediyor. Saat 11. 45: Seyir defterime aceleyle son cümleleri yazıyorum. Uçağıma doğru gelenler var ; Hepsi uzun boylu ve sarı saçlılar. Uzakta büyük ve parlak binaların bulunduğu bir kent var, gök kuşağına benzer renk dalgaları nabız gibi atarcasına kentin üzerinde yükseliyor. Ne olduğunu anlamış değilim ama ortada tehlikeli bir şey yok, hiçbir silah görmüyorum. Kargo kapısını açarken bir sesin ismimi söylediğini duyuyorum. Herşeye razıyım.(Kaydın sonu) KRİSTAL KENTE GİRİYORUM Bundan sonra olanları hafızama güvenerek yazdım. Telsizcimle beraber uçaktan çıktık , içten ve samimi bir karşılama bu. Tekerlekleri olmayan küçük bir platformun üstüne bindik. Şimdi hızla , parlayan kente doğru gidiyoruz. Kent sanki kristalden yapılmış gibi, içeri girerken daha önce hiç görmediğim büyüklükte binalar görüyorum. Bu yapılar Frank Lloyd Wright'in çizimlerinin ötesinde. Yada bir Buck Rogers filminin setindeyim. ( Yine dönemin sinamasın da canlandırılan bir bilim kurgu kahramanı ). Daha önce hiç tanımadığım sıcak içecekler ikram ediliyor, çok lezzetliler. On dakika kadar sonra iki hostes geliyor , çok güzeller ve kendileriyle beraber gelmemi söylüyorlar. Yapacak bir şey yok , gidiyorum ama telsizcim kalıyor. Kısa bir yürüyüşten sonra asansöre benzer bir yere giriyor aşağıya doğru inmeye başlıyoruz , araç duruyor ve kapı yukarıya doğru sessizce açılıyor .Uzun bir koridorda ilerliyoruz , gül kurusu renkte bir ışık her yerden yayılıyor , sanki duvarların içinden geliyor. Büyük bir kapının önünde duruyoruz. Kapının üzerinde okuyamadığım bir yazı var , kapı ses çıkarmadan açılıyor , girmem için işaret ediliyor. Hosteslerden bir tanesi ; " Korkacak bir şey yok Amiral , Üstad'ın huzuruna kabul edileceksiniz." diyor. ÜSTAD'IN SÖYLEDİKLERİ İçeri giriyorum , çarpıcı renkler görüyorum , oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var , gördüklerimi anlatamıyorum , bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama daha çok ötesinde , huzur ve mutluluk yayıyor. Düşüncelerim kesiliyor , melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor ; " Yerimize hoş geldiniz Amiral " O , bir erkek , yüzünde çok uzun yılların izleri var , uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp bana oturmam için gösteriyor. Oturuyoruz , bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor ; " Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz. " Dünyanın yüzeyi mi ? diyor ve soluğumu tutuyorum . Gülümsüyor ve ; " Evet şu anda İç Dünya'nın ARIANNI bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoyamayacağım , güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral sizi neden buraya getirdiğimizi söyleyeceğim. Irkınızın Japonya'da Hiroshima ve Nagasaki de patlattığı iki atom bombalarıyla çok ilgiliyiz . Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık , biz bunlara "FLUGELRAD " diyoruz. Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar . Bütün bunlar geçmişte kaldı , Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü , yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlileriniz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü , bilimimizi göreceksiniz Amiral ." Sözünü kesiyor ve benimle ne yapacaklarını soruyorum. Üstad delici bakışlarıyla sanki düşüncelerimi okuyor ve bir müddet sonra cevap veriyor; " Irkınız şu anda dönüşü olmayan noktaya ulaştı. Aranızda ellerindeki gücü bırakmaktansa dünyayı yok etmeyi göze alacak olanlar var. " Başımı sallıyorum ve devam ediyor ; " 1945'de ve sonrasında ırkınızla ilişki kurmaya çalıştık ama düşmanca davranıldı , FLUGELRAD'larımıza ateş açılıp , düşürüldüler. Savaş uçaklarınız , kötü amaçlarla düşmanca davranarak bizimkileri kovaladılar. Şimdi sana şunu söylüyorum oğlum ; Dünyanızda çok büyük bir kötülük fırtınası oluşmakta , kara bir öfke ve şiddet yıllardır hiç eksilmeden , artarak birikiyor . Silahlanmanızın bir anlamı yok , biliminizde güvenli bir yer yok , kültürünüzde açan her çiçek, öfke ve hiddetle ezilip , yok ediliyor ,tüm insanlar ve canlılar derin bir kaosun içine düştüler. Yaşadığınız son savaş daha sonra ırkınızın başına geleceklerin bir başlangıcı. Biz burada her geçen saat durumu daha açık görüyoruz. Söylediklerimde bir yanlış var mı ?" Hayır , bu eskidende oldu , karanlık çağlar geldi ama 500 yıl önce sona erdi diyorum . Üstad devam ediyor ; " Evet , oğlum . Karanlık çağlar asıl şimdi ırkınızın üzerine geliyor , karanlık dünyayı bir örtü gibi örtecek ama inanıyorum ki ırkınızdan bazıları yaşamayı başaracaklar ama buna daha zaman var , fazlası söylenmemeli. Çok uzaklarda ırkınızın yıkıntıları arasında yeni bir dünya doğacak , kayıp efsanevi hazineleri arayacaklar ve oğlum bizim korumamızda güvenlikte olacaklar zamanı geldiğinde biz ırkınıza ve kültürünüze yardım edeceğiz , belki savaşın ve çekişmelerin boş yere olduğunu bir gün öğreneceksiniz , ancak bundan sonra ırkınız tekrar kültürü ve bilimi elde edebilecek. Şimdi oğlum bu mesajlarla beraber yüzeye dönebilirsin. " Bu sözlerle beraberliğimiz sona ermiş görünüyor. Bir an için duruyorum , bu bir rüya olmalı ama ben bu gerçeği biliyordum. İki güzel hostesimin gelip "Bu yoldan Amiral" demeleriyle kendime geldim. Çıkmadan önce bir kez daha dönüp Üstad'a bakıyorum. O mitolojik yüzde yumuşacık bir gülümseme var; " Elveda oğlum " diyor ve ince uzun elini kaldırarak bir barış harekatı yapıyor. Hızla geri dönüyor ve yukarı çıkıyoruz. Hosteslerimden birisi bana dönüyor ve "Acele etmeliyiz Amiral . Üstad , sizi geçiktirmememizi istedi , mutlaka geri dönmeli ve mesajı vermelisiniz." Bir şey demiyorum. Olan her şey inancın ötesinde. İlk geldiğimiz yere dönüyoruz ,telsizcim orada , çok gergin ve yüzünde endişeli bir ifade var . Onu " Her şey yolunda Howie ," diyerek sakinleştiriyorum. Yine uçan platformla uçağımızın yanına götürülüyoruz. Motorlar çalışıyor ve hemen biniyoruz. Kapı kapandıktan sonra görünmeyen güç , uçağı kaldırıp bir anda 8000 metreye çıkarıyor . Onların araçlarından iki tanesi belli bir uzaklıktan bizi izliyor. Çok hızlı gidiyoruz ama hız göstergesini okuyamıyorum , ileriye doğru gidiyoruz. Telsiz çalışıyor ve ses; "Şimdi sizi terk ediyoruz Amiral , kontrollar serbest . Auf Wiedersehen" diyor. Almanca bir veda . Howie ve ben Flugelrad'ların soluk mavi gökte kaybolmalarını izliyoruz. Uçağım birden sarsılıyor ve aşağı doğru dalışa geçiyor. Toparlanıyor ve kontrolü alıyoruz . Şimdi uçuş normal , kimse konuşmuyor ,ikimizde kendi düşüncelerimizle başbaşayız. Uçuş Seyir Defterinin Devamı Saat 22 . 00 :Yine sonsuz buz ve kar çölündeyiz. Üsse uzaklığımız yaklaşık 27 dakika. Haberleşiyoruz , cevap geliyor . Bütün koşullar normal . Üstekiler bizden haber aldıkları için çok memnunlar. Saat 22 . 30 : Üsse yumuşak bir iniş yapıyoruz . Bir görevi bitirdim ama çok daha büyük bir görev şimdi beni bekliyor. Bu yaşadıklarımdan sonra bu olayla ilgili olarak 11 Mart 1947'de Pentagon'da bir toplantıda hazır bulundum. Olanları anlattım , keşfimi açıkladım ve Üstad'ın mesajını aktardım. Herşey gereğince kaydedildi . Başkana bilgi aktarıldı ama geciktirildiğimi veya alıkonulduğumu hissediyorum. Yüksek Güvenlik Örgütü ve bir tıp ekibi ile uzun görüşmeler yaptırdılar , bir kasıt algılıyorum . Büyük bir sıkıntı içindeyim , ABD Ulusal Güvenlik koşulları gereğince , sıkı kontrol altındayım. Ve sonunda emri aldım ; bildiğim her konuda kesin olarak sessiz kalmam isteniyor , bunu insanlık adına yapacakmışım.İnanılmaz ama ben bir askerim ve emirlere uymaktan başka yapacak bir şeyim yok. 30.12.1956 SON SÖZLER 1947'den bu yana yıllar geçti. Günlüğümü tamamlamam gerekiyor . Kapatırken kendimden eminim . Bu sırrı yılla boyunca inançla sakladım . Bu benim tüm moral değerlerime ve haklarıma karşıydı. Şimdi sonsuz gecenin geldiğini hissediyorum ve bu sır benimle beraber ölmemeli . Ama gerçek eninde sonunda galip gelecek. İnsanlığın tek umudu bu . Gerçeği görüyorum ve ruhum bir an önce serbest kalmak için çırpınıyor . Askeri canavarlığın kalbi olan endüstri için görevimi yaptım.Şimdi uzun gece başlıyor ama bu bir son olmayacak Uzun Artrik gecesinde olduğu gibi , gerçeğin parlak güneş ışığı yine gelecek ve karanlıklardadan ışık doğacak . Çünkü ben Kutbun ötesinde varolan ülkede en büyük bilinmeyeni gördüm. Amiral Richard E. Byrd. ABD Deniz Kuvvetleri 24 Aralık 1956. Bu AGARTA ile ilgili diye biliyorum? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ginger Yanıtlama zamanı: Mayıs 26, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 26, 2011 seraphim ben de Agharta diye biliyorum. bir de tamamen cahilliğimden , yani gerçekten bu doğaüstü şeylerle ilgili zerre bilgim olmamasından kaynaklı olabilir ama aklıma 4th kind fimi geldi. o filmde gerçek olduğu iddia edilen görüntülerde bu disklerle gelen ufolar vardı ve bir ses kaydı vardı, yukarıdaki hikayede anlatıldığı gibi insanlara öfkeliydiler ve çok eski çözemedikleri bir dil konuşuyorlardı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Kitabın Ortadoğuda olduğuna inanıyoum.Fakat mısır mitolojisi adı üstünde mitoloji ve pek içimden o taraftan araştırmak gelmiyor nedense Mısır tarafından çok mantıklı yaklaşımların var. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 (düzenlendi) Kesinlikle ve o seyahat sıkıntısından dolayı ben de ilerliyemiyorum bir türlü Mayıs 14, 2013 sirius tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
hortlana Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Kesinlikle ve o seyahat sıkıntısından dolayı ben de ilerliyemiyorum bir türlü Zaten seyahat için gerekli şeyleri bulsan da ,o kitabı dahi bulsanda nasıl okumayı düşünüyorsun kitabı Ey insanoğlu. O kitabı sadece seçilmişler okuyabilir.: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Çok merak ediyorum şu kitabı ,adından çokça söz edilir halk arasında ama böyle detaylı okudukça insanın bulup okuyası geliyor bulunca haber verirmisiniz sayın boynuzsuz? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Zaten seyahat için gerekli şeyleri bulsan da ,o kitabı dahi bulsanda nasıl okumayı düşünüyorsun kitabı Ey insanoğlu. O kitabı sadece seçilmişler okuyabilir.: Evet kitabı bulduk , başımız da belaye girmedi ve tek derdimiz bu bir de kusucam artık seçilmiş kişi muhabbetinden Çok merak ediyorum şu kitabı ,adından çokça söz edilir halk arasında ama böyle detaylı okudukça insanın bulup okuyası geliyor bulunca haber verirmisiniz sayın boynuzsuz? Haber vermem. Çünkü büyük ihtimalle ortadan kaldırılmış olurum ya da bulamadan ölmüş olurum (en kötüsüne hazırlanmak lazım) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Aa ölürsen fln diye bi şifre belirleyelim ben ordan kitabı alayım fln .. En kötüyü düşünmeli dimi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 27, 2011 Aa ölürsen fln diye bi şifre belirleyelim ben ordan kitabı alayım fln .. En kötüyü düşünmeli dimi? Merak etme her adımım izlenicek zaten gittiğim yerlerde Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.