Hektor Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 26, 2016 Tartışma bir gövde gösterisi, bir ego mücadelesi değildir. En azından ben net bir şekilde tartışmadan bunu anlamıyorum. Mesajımda açıkça belirttiğim üzere Marduk ve Enki' ye ve hatta diğer tanrılara kim şeytan süsü verdi. Burada kadim bilgiden bahsediyorum. Örgüt ya da ekollerden değil. Marduk ve Enki Sümer inancında adı geçen tanrılardır. Bugün ismi şeytanla bir tutulmuş, anlamlandırılamayan sebeplerden ötürü bazı topluluklar tarafından da böyle kabul edilip "tapınılmaya" başlanmış tanrılar olmasından dolayı o mesajı attım. Senin thule örgütü dediğin kaç yüz yıllık bir örgüt, sümer inancı kaç bin yıllık bir inanç önce bunlara bakmak lazım. Bugün İsis' i, Osiris' i, Amon' u, Apollon' u ve diğer bir çok tanrıyı şeytan haline getiren mentaliteden artık gına gelmiştir. Ezoterizm de abidik gubidik felsefi yorumlarla bu şeytanlaştırma işlemine bal sürmüştür. Burada benim mesajımın yorumlanacak kısmı bundan ibaret. Tabii ki bir kesimi rahatsız edip reddedilecek ama söylediklerim birer fikir değil gerçek. O bakımdan yorumum da bir düşünce değil tarihsel bir sürecin özeti. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cronos Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 Thule örgütünün temelleri o kadim öğretilerin temelleriyle aynı yere dayanmaktadır öncelikle bunu belirtmeliyim.Bu evrende kesin ve değişmeyen çok az şey vardır ve bu örgütlerin ekolleri de bunların yansımalarıdır.Bu iki zıt örgütü örnek olarak verme sebebim Thule örgütü bu tanrıları rehber ve yol gösterici olarak kabul ederken görünürde bunları reddeden teşkilat-ı mahsusa niçin thule örgütüne karşı bir cephe almamış ve benzer görüşleri savunmuştur.Gelenekçiliği savunanlara elbette saygım var fakat her şeyin 1den fazla yüzü vardır ve hep daha derini vardır.Size Thule ögrütünü eğer bulabilecek iseniz internet dışı daha derin araştırın derim sanıldığı kadar basit bir durum değildir.Kastettiğinizi sandığım kadim bilgiler doğrultusunda ilerlemiştir bugüne kadar ve ilerlemektedir.Ama gelenekçilik,fanatizm ve ideoloji belirlemenin farkını kavramak araştırma yaparken derinlik ve çeşitlilik kazanabilmek adına önemlidir.Bilinmelidir ki o Thule örgütünün kaynağı günümüz dünyasına o kadim bilgileri bırakanlar ile aynıdır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hektor Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 Ben şeytanlaştırılmış, ardından da şeytan olarak tapınılmış tanrılardan bahsediyorum. Bunu yorumlamanın farklı yüzü sadece ideolojik olarak yapılabilirliğidir. Yani özetle diyorum ki; binyıllarca süre gelmiş inançlar, ibrahimi dinlerin karalamasına uğramıştır. İki bin yıl gibi, insanlık tarihi için çok kısa bir sürede de bu kabul görmüş, ardından da iki bin yıllık ibrahimi dinlerin sözde karşıt görüşlüleri, tam da ibrahimi dinlerin yön verdiği şekilde bu eski tanrılara şeytan olarak tapmaya başlamıştır. Buraya kadar net olan bu. Bu bir yorum değil, tarihi bir olgu. Yani tartışmalık bir durumu yok. Ha dersen; içinde olmadığımız örgütleri "her ne kaynaktan olursa olsun" edindigimiz bilgileri tartışalım, bak o tartışmaya açık bir konudur. Çünkü avrupalıların insanlık tarihine verdiği zararı sonuna kadar tartışırım. Ama benim yorumumda tartışmalık olan nedir onu anlamadım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Cronos Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 27, 2016 İbrahimi dinler takdir edersin ki sıfırdan var olan yepyeni bir anlayış değil aksine önceki öğretilerin dinlerin(bilindiği kadarı ile son 12 bin yıllık bir devri daim) tekrardan doğru veya yanlış olarak yorumlanmasıyla ortaya çıkan bir sürecin başlangıcıdır.Dünyada yayılan kadim bilgilerin aktarım kaynağının merkezini de Sirius oluşturur.Tanrıça İsis üstünden örnek vermem gerekirse İsis olarak isimlendirilen enerji formu da Sirius kökenlidir.Fakat bu demek değildir ki enerjinin kökeni siriustan gelmektedir.İslam için de bu geçerlidir.Necm suresinde açıkça kanallanmanın ve gelen vahiylerin sirius temelli olduğu görülmektedir.Sirius odaklı tartışmak insanı bu dünya uğruna, boş işler uğruna koşuşturup doğanın gerçeğini ve huzurunu, enerjisini anlamaktan alıkoyacaktır çünkü sirius yaşamın ve kutsallığın temelinin, başlangıcının olduğu kadar da bir kısır döngüdüyü oluşturur aynı zamanda.dünya ile temel bağlantılı, yakın ve açık olan bir kapıdır.Yani anlatmak istediğim sadece tarihi yazıtlar ile her şey yerli yerindeyken ibrahimi dinlerle birlikte saptırılmış insanlar yalana tapılmaya yönlendirilmiştir demek çok doğru değildir.Kişinin yolu zaten bellidir çünkü ve o yolda ilerlemesi de onun için en doğrusudur. Yani özetle köken ve kaynak aynıdır ikisi de birbirinden kadim veya eski değildir.Bu tür tarihi olgulara bakıp 2+2 4tür demek kişinin o noktada tıkanabilmesine sebebiyet verebilir ve analitik, derin düşünmeye darbe vurabilir diye düşünüyorum.Yani İbrahimi dinler böyle yapmıştır yerine neden böyle yapmıştır sonrasında da e kaynak aynı ise ne gerek vardı şeklinde gitmesi gerekir soruların diye düşünüyorum.Burada da daha önce kastettiğim sadece tarihin yanıltacağı her şyin birden fazla yüzünün olduğu ve bu tarz bir durumda tarih ile ilim gerektirilen konuların harmanlanarak mantıklı açıklamalara ulaşmaya çalışmak insanın sadece ilk eşikten geçmesine katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nihatkutlu Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 29, 2016 Sevgili Aurora ilgilendiğiniz için ben teşekkür ederim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.