Büyü( Üstad Bülent KISA)

Eğer bir kişinin bir yolu öğrenmesi gerekiyorsa; bir şekilde öğretmenle yolları kesişecektir. Ve bu öğretmen bunu "sevabına" yapacaktır. Fakat bir kişi öğretmeniyle karşılaşamıyor ve bunu parasıyla yapmaya çalışıyorsa, o zaman bulduğu öğretmen bunu "hesabına" yapacaktır. Parayı veren veya vermeye hevesli olan da; "giderleri çok" diyecek ve kendini avutacaktır. Lütfen uyanın artık, bunlar GÖNÜL İŞİ, RUH İŞİ, parayla pulla öğretmenlik yapanlara prim vermeyin.

Size katılıyorum sizin dediğiniz gibi olmalı ama maalesef olmuyor ve sevabına eğitim verecek öğretmen sayısı çok çok az.

Havass alanında yeterli sayı mevcut ama , batı majisi ile ilgili öğretmen bulmak zor.

O zaman geriye tek seçenek kalıyor, kişi , kitaplardan yararlanarak , forumlardan yararlanarak kendini eğitecek .

Eğer yazanlar doğruysa çok fazla para isteniyormuş yahu,gerçi adam hayatını adamıştır ona da hak veriyorum.

Kimse yanlış anlamasın ama bir insan ruhani bir yola hayatını adıyorsa, öğrenci yetiştirmek bu yolun bir parçasıdır ve bu "bedel" ile yapılır, PARA ILE YAPILMAZ. Tek yaptığı iş bu ise tabiki mekan ve hayatını idame ettirme ile ilgili giderlerini "karşılayacak" bedeli alması normaldir. Fakat günümüzde kendine "üstat" ünvanını layık görenler ve bu "işten" tonla para kaldıranlar öğrencilerinden dahi para almaya girişiyor ise bu, ruhani yoluna kendini adamışlıktan değil, kısa yoldan az bilgiyi satmaya çalışarak zengin olmaya çalışmaktan gelmektedir. Şeref ve onur kavramlarının eksikliği ve ego kavramının da açlığı bu olaylara sebep olmaktadır. Bu tür insanlara da acımak veya itimat etmek, tüm bunların farkında olan kişinin kendi seçimine kalmıştır.

gereğinden fazla abartılmış biridir kendisi çocukluğu aksarayda deyim yerindeyse babamın himayesinde geçmiştir.daha sonra japonya ya gitmiştir ve geçek eğitimini orada almıştır .burda da paraya çevirmiştir olay bu.

Bülent Kısa'nın havasın derinlikleri kitabının ilk iki cildi bulunuyor her yerde.3. cildde davetleri anlatacağım diyor bir yerde fakat 3. cild niyeyse ortalıkta yok.Ulaşanlar var mı?

Büyücü kavramına farklı bir yaklaşım ama şunu söyleyim : bir gün mistik çalışma yaparsanız bunun adı, havas olur, büyü olur, meditasyon olur ne olursa olsun ve tutarsa amaç ne olursa olsun sizi acaip bir mutluluk kaplar, mutlu olursunuz kendinizi iyi hissedersiniz

Bülent Kısa'nın havasın derinlikleri kitabının ilk iki cildi bulunuyor her yerde.3. cildde davetleri anlatacağım diyor bir yerde fakat 3. cild niyeyse ortalıkta yok.Ulaşanlar var mı?

3.Kitap yok varsa da yayınlanmış değil. Kalan bilgi notları olabilir ancak bunlarda öğrencilerinin ellerindedir.

Merak edip kitabınıda indirdim bülent kısanın ama anladığım kadarıyla bu adamın büyülerini yaparsam başıma sorun gelicek

Bülent Kısa'nın nasıl öldüğünü bilen var mı?Bu konuda hiç bir şey bulamadım...

Bülent Kısa'nın nasıl öldüğünü bilen var mı?Bu konuda hiç bir şey bulamadım...

crowley nin oğlu atatürk te kayıp

Kanser diye hatırlıyordum. Başka bir arkadaşıma sordum, O da "mide kanseri" dedi.

Bülent Kısa'nın nasıl öldüğünü bilen var mı?Bu konuda hiç bir şey bulamadım...

kanserden öldü. Çok hızlı bir ölüm oldu BK'nın ki... Çoğu kişi yaptığı çalışmaların enerjisini dengesiz hale getirmesinden dolayı olduğunu söyler. Kat çalışmaları usulüne uygun olmadığında yan etkisidir. Crowley'de sephirot çalışmalarında bu tarz kanser ölümleri olduğuna değiniyordu bir eserinde.

Bu yazının sahibi ne kadar saçma bir savunma geliştirmiş kendince hiç hoşlanmadım yazıdaki verdiği örnekler bana göre hiçte objektif değil olumsuz bir şey yapmanın savunması daha olumsuz olayları örnek vermekmidir.

Verdiği örneklerin saçmalığına dayanamadım.

Bu yazıyı yazana üstat demişsiniz bence beş para etmez birisi kim ne derse desin.

Bilgilendirme için sağ olun var olun...Peki Crowley'in oğlu hakkında bir bilginiz var mı?

proxy bunun muhasebesi sende üstad dediğimiz kişi aslında büyü üzerinden sosyolojik bir tespit yapmış aslında iyi irdelersen yaşantınla birlikte ne demek istediğini iuyi anlarsın

Bilgilendirme için sağ olun var olun...Peki Crowley'in oğlu hakkında bir bilginiz var mı?

Aleister Crowley hayatı boyunca kendi kanından beş çocuğa babalık etti. Sırasıyla bu çocuklar:

- Nuit Ma Ahathoor Hecate Sappho Jezebel Lilith (1904 - 1906)

- Lola Zaza (1906 - 1990)

- Anne Léa "Poupée" (Şubat 1920 - Ekim 1920)

- Astarte Lulu Panthea (1920-2014)

- Aleister Ataturk (2 Mayıs 1937 - 20 Kasım 2002) (Bazı kaynaklarda doğum 1938 olarak geçer, doğrusu 1937'dir.)

Aleister Ataturk'ün 10 yaşına dek örgün eğitime başlamasına izin verilmedi. Babasının ölümünün ardından 1948 yılında Gordonstoun Preparatory School'da eğitime başladı. Sonraki yıllarda eğitim amaçlı sık sık Amerika'ya kısa ziyaretler yaptı. Bu yüzden kesin tarihi bilinmiyor ama kesin olarak 1954 yılından önce Amerika'ya eğitim amaçlı yerleştiği biliniyor. Amerika'da tanık koruma programına dahil edilip (nedeni bilinmiyor) ismi değiştiriliyor. Yeni ismi olan Charles Edward d’Arquires'i ölene dek kullanıyor. 20 Kasım 2002'de Chalfont St Peter'da kendi köşkünde kalp krizi sebebiyle 65 yaşında hayatını kaybediyor. Ölüm belgesinde kimlik ve doğum bilgilerinde bazı hatalar göze çarpıyor. Mesela doktor epikrizinde farklı doğum tarihi yazarken resmi ölüm belgesinde 11 Mayıs 1939 doğumlu olduğu yazıyor. Ayrıca kendisine ait üç farklı doğum belgesi olması da kafaları karıştıran ayrı bir olay. Üç doğum belgesinde de ismi Randall Gair Doherty olarak geçiyor. Daha sonra herhangi bir isim değişikliğine ilişkin resmi belge bulunamamasına karşın Randall Gair Doherty'nin sırasıyla Aleister Ataturk ve Aleister Macalpine isimlerini kullandığı biliniyor.

Hayatına dair çok fazla soru işareti var, çok fazla boşluk var. Ama gizemli bir şekilde ortadan kaybolması da söz konusu değil. Hayatına dair genel hatlar bu şekilde özetlenebilir. Daha fazla detay için bir yazarın biyografi bazında hayatını incelemesi lazım ki babasına nazaran kendisi için böyle bir uğraş içine girecek birini bulmak zor.

Aleister Crowley hayatı boyunca kendi kanından beş çocuğa babalık etti. Sırasıyla bu çocuklar:

 

- Nuit Ma Ahathoor Hecate Sappho Jezebel Lilith (1904 - 1906)

- Lola Zaza (1906 - 1990)

- Anne Léa "Poupée" (Şubat 1920 - Ekim 1920)

- Astarte Lulu Panthea (1920-2014)

- Aleister Ataturk (2 Mayıs 1937 - 20 Kasım 2002) (Bazı kaynaklarda doğum 1938 olarak geçer, doğrusu 1937'dir.)

 

Aleister Ataturk'ün 10 yaşına dek örgün eğitime başlamasına izin verilmedi. Babasının ölümünün ardından 1948 yılında Gordonstoun Preparatory School'da eğitime başladı. Sonraki yıllarda eğitim amaçlı sık sık Amerika'ya kısa ziyaretler yaptı. Bu yüzden kesin tarihi bilinmiyor ama kesin olarak 1954 yılından önce Amerika'ya eğitim amaçlı yerleştiği biliniyor. Amerika'da tanık koruma programına dahil edilip (nedeni bilinmiyor) ismi değiştiriliyor. Yeni ismi olan Charles Edward d’Arquires'i ölene dek kullanıyor. 20 Kasım 2002'de Chalfont St Peter'da kendi köşkünde kalp krizi sebebiyle 65 yaşında hayatını kaybediyor. Ölüm belgesinde kimlik ve doğum bilgilerinde bazı hatalar göze çarpıyor. Mesela doktor epikrizinde farklı doğum tarihi yazarken resmi ölüm belgesinde 11 Mayıs 1939 doğumlu olduğu yazıyor. Ayrıca kendisine ait üç farklı doğum belgesi olması da kafaları karıştıran ayrı bir olay. Üç doğum belgesinde de ismi Randall Gair Doherty olarak geçiyor. Daha sonra herhangi bir isim değişikliğine ilişkin resmi belge bulunamamasına karşın Randall Gair Doherty'nin sırasıyla Aleister Ataturk ve Aleister Macalpine isimlerini kullandığı biliniyor.

 

Hayatına dair çok fazla soru işareti var, çok fazla boşluk var. Ama gizemli bir şekilde ortadan kaybolması da söz konusu değil. Hayatına dair genel hatlar bu şekilde özetlenebilir. Daha fazla detay için bir yazarın biyografi bazında hayatını incelemesi lazım ki babasına nazaran kendisi için böyle bir uğraş içine girecek birini bulmak zor.

Bk nin ölümü ile metafizik çalışmaların alakası yok maşallah tanıyan tanımayan iyi sallıyor adamcağızın arkasından. Gülermisin ağlarmısın...

Bk nin ölümü ile metafizik çalışmaların alakası yok maşallah tanıyan tanımayan iyi sallıyor adamcağızın arkasından. Gülermisin ağlarmısın...

Neyle alakası var sen biliyor musun? Merak ettim. Kafamdaki "zararlı büyüyle uğraşanlar zarar görür" fikrinden kaynaklı açıkçası ben de Bülent Kısa' nın ölümünü uğraştığı konulara bağlıyordum. Aydınlatırsan sevinirim.

Neyle alakası var sen biliyor musun? Merak ettim. Kafamdaki "zararlı büyüyle uğraşanlar zarar görür" fikrinden kaynaklı açıkçası ben de Bülent Kısa' nın ölümünü uğraştığı konulara bağlıyordum. Aydınlatırsan sevinirim.

Bu ülkede 2 şey sanırım bitmeyecek.

1. Sedat Peker'in yeğenleri

2. Bülent Kısa'nın kadim dostları

Şimdi ben burada gördüğün üzere takma bir kullanıcı adı kullanıyorum. Neden ? kendimi deşifre etmemek için. Şimdi bu konuya sadık kalarak şu kadarını söyleyeyim. İçin ferah olsun. Metafizik çalışmaları insanı zinde tutar beyin gelişimini arttır. Daha sağlıklı bir hayat sağlar. Böyle saçmalıklarla sakın kafanı bulandırıp bu işleri bırakayım deme.

Gelelim BK konusuna. Maşallah herkes günlerini BK ile geçiriyormuş gibi ne kadar rahat yorumlar yapıyor hayretle izliyorum. Ayrıca çok da komik duruma düşenler var.

BK nın ailesine bir ziyaret edip sorun bakalım yaşam şekli nasıldı. Sigara içiyor muydu ? Günde kaç paket içiyordu ? Günde kaç demlik demli çay içiyordu ? Bir sorun bakalım.

Alacağınız cevaplar vefatının sebebi konusunda bir nebzede olsa size fikir verecektir.

Artık BK konularına yazmama kararı almıştım ama böyle komik durumlar inanın sinir bozmaya başladı.

Adam spor yapıyor whey protein kullanıyor. Adamın genetiğinde sıkıntı var vefat ediyor. Arkasından diyorlarki protein tozu kullanıyordu diye öldü. Sporu bırakın

Evrendeki enerji saftır ve insanın hizmetine sunulmuştur. Aklı olan kullanır.

Bu ülkede 2 şey sanırım bitmeyecek.

 

1. Sedat Peker'in yeğenleri

2. Bülent Kısa'nın kadim dostları

 

 

Şimdi ben burada gördüğün üzere takma bir kullanıcı adı kullanıyorum. Neden ? kendimi deşifre etmemek için. Şimdi bu konuya sadık kalarak şu kadarını söyleyeyim. İçin ferah olsun. Metafizik çalışmaları insanı zinde tutar beyin gelişimini arttır. Daha sağlıklı bir hayat sağlar. Böyle saçmalıklarla sakın kafanı bulandırıp bu işleri bırakayım deme.

 

Gelelim BK konusuna. Maşallah herkes günlerini BK ile geçiriyormuş gibi ne kadar rahat yorumlar yapıyor hayretle izliyorum. Ayrıca çok da komik duruma düşenler var.

 

BK nın ailesine bir ziyaret edip sorun bakalım yaşam şekli nasıldı. Sigara içiyor muydu ? Günde kaç paket içiyordu ? Günde kaç demlik demli çay içiyordu ? Bir sorun bakalım.

 

Alacağınız cevaplar vefatının sebebi konusunda bir nebzede olsa size fikir verecektir.

 

 

Artık BK konularına yazmama kararı almıştım ama böyle komik durumlar inanın sinir bozmaya başladı.

 

Adam spor yapıyor whey protein kullanıyor. Adamın genetiğinde sıkıntı var vefat ediyor. Arkasından diyorlarki protein tozu kullanıyordu diye öldü. Sporu bırakın

 

Evrendeki enerji saftır ve insanın hizmetine sunulmuştur. Aklı olan kullanır.

Güzel bir cevap verilir belki diye basit bir soru sordum lakin tam da beklediğim gibi çay, sigara, alkol, genetik, vb. sebeplere bağlamışsın. Her şey enerjidir. Fakat her şey saf enerji değildir Öyle önüne gelen çalışmayı yaparsan gelişen tek yerin kabaran hesap defterin olur. Zihni niye geliştirsin ruhsal çalışmalar ayrıca. Onun için zihinsel çalışmalar yaparsın çok istiyorsan. Ruhsal çalışmaların amacı ruhu geliştirmektir. Duygusal bağın olmasını anlıyorum kişiyle ama bu onun yaptıklarını değiştirmez. Herkesin kanser olma riski vardır ve herkes olabilir elbette, ama herkes kanser olmaz! BK bu anlamda elimizde iyi bir örnek. Öyle kadına uyuşturucu verip makatından acılı ilişkiye girerken demon çağırmalar falan bir yere kadar yani;) Kimse eksik falan da demesin çalışmalara, bildiği kadarını anlatmıştır zaten BK. Daha fazlasını eksik olduğu için verememiş değildir yani. Ortada büyük bir gizem de yok hani. BK var, çalışmaları var, saki var, kblan tragna var, bir de kblan tragnayı satan adam var işte (adını hatırlamadım). Medyatik olmak üstat olmak da değildir, sadece ünlü olmaktır. Gazetede kendi röportajı vardı "adamı yamulttuk" diye. Bundan da baya zevk alıyordu Enerji maddeyi madde de enerjiyi etkiler. Bunu bilmek için alim olmaya gerek yok tabii Bir şeyleri yapıp karşılığı olmadığına inanmak bilinçli körlüktür sadece. Görmek istemiyordur ego, çünkü kendini tatmin etmenin en iyi yolunu arıyordur. Dünyanın en yaşlı insanları enteresan biçimde sigara, çay, kahve falan içiyorlar ölüm anlarına kadar. Hatta benim bile iki tanıdığım var 90larında ölmüş, ağızlarında sigarayla. Ama çevrelerine mutluluk saçan insanlardı. Yani öyle ben her türlü zararı verip, sonrada acı çekmeyeyim olmuyor. Milleti de yanlış yönlendirme o anlamda. BK hakkında olabildiğince yorum yapmamaya özen gösteriyorum, bakış açılarımız çok farklı çünkü. Ama böyle onu savunan mesajlar görünce de sinirim bozuluyor. Bir şeyleri büyü kullanarak insanlara zorla yaptırmanın, silahla yaptırmaktan bir farkı yoktur. Silahla yaptırırsan hapse atılırsın, büyüle yaparsan da evren bilir seni hapsetmesini, ya da daha fazla zarar yaymaman için bilir sesini kesmesini.

Ek olarak elbette aklımız var kullanacağız, ama büyüyü sıkıştırdığın zihinsel düzlem okyanusta bir damla. Yaşın kaç olursa olsun, kim olursan ol. Mesajlarından ve yorumlarından bu anlaşılıyor. Senin bu yaptığını doğru sayman da normal o açıdan baktığın için. Ama bence sen geliştir zihnini, bırak insanlarınki gelişmesin, verme tavsiyelerini buradaki insanlara. Çünkü bir halta yarayacağı yok sendekilerin.

Güzel bir cevap verilir belki diye basit bir soru sordum lakin tam da beklediğim gibi çay, sigara, alkol, genetik, vb. sebeplere bağlamışsın. Her şey enerjidir. Fakat her şey saf enerji değildir Öyle önüne gelen çalışmayı yaparsan gelişen tek yerin kabaran hesap defterin olur. Zihni niye geliştirsin ruhsal çalışmalar ayrıca. Onun için zihinsel çalışmalar yaparsın çok istiyorsan. Ruhsal çalışmaların amacı ruhu geliştirmektir. Duygusal bağın olmasını anlıyorum kişiyle ama bu onun yaptıklarını değiştirmez. Herkesin kanser olma riski vardır ve herkes olabilir elbette, ama herkes kanser olmaz! BK bu anlamda elimizde iyi bir örnek. Öyle kadına uyuşturucu verip makatından acılı ilişkiye girerken demon çağırmalar falan bir yere kadar yani;) Kimse eksik falan da demesin çalışmalara, bildiği kadarını anlatmıştır zaten BK. Daha fazlasını eksik olduğu için verememiş değildir yani. Ortada büyük bir gizem de yok hani. BK var, çalışmaları var, saki var, kblan tragna var, bir de kblan tragnayı satan adam var işte (adını hatırlamadım). Medyatik olmak üstat olmak da değildir, sadece ünlü olmaktır. Gazetede kendi röportajı vardı "adamı yamulttuk" diye. Bundan da baya zevk alıyordu Enerji maddeyi madde de enerjiyi etkiler. Bunu bilmek için alim olmaya gerek yok tabii Bir şeyleri yapıp karşılığı olmadığına inanmak bilinçli körlüktür sadece. Görmek istemiyordur ego, çünkü kendini tatmin etmenin en iyi yolunu arıyordur. Dünyanın en yaşlı insanları enteresan biçimde sigara, çay, kahve falan içiyorlar ölüm anlarına kadar. Hatta benim bile iki tanıdığım var 90larında ölmüş, ağızlarında sigarayla. Ama çevrelerine mutluluk saçan insanlardı. Yani öyle ben her türlü zararı verip, sonrada acı çekmeyeyim olmuyor. Milleti de yanlış yönlendirme o anlamda. BK hakkında olabildiğince yorum yapmamaya özen gösteriyorum, bakış açılarımız çok farklı çünkü. Ama böyle onu savunan mesajlar görünce de sinirim bozuluyor. Bir şeyleri büyü kullanarak insanlara zorla yaptırmanın, silahla yaptırmaktan bir farkı yoktur. Silahla yaptırırsan hapse atılırsın, büyüle yaparsan da evren bilir seni hapsetmesini, ya da daha fazla zarar yaymaman için bilir sesini kesmesini.

Ek olarak elbette aklımız var kullanacağız, ama büyüyü sıkıştırdığın zihinsel düzlem okyanusta bir damla. Yaşın kaç olursa olsun, kim olursan ol. Mesajlarından ve yorumlarından bu anlaşılıyor. Senin bu yaptığını doğru sayman da normal o açıdan baktığın için. Ama bence sen geliştir zihnini, bırak insanlarınki gelişmesin, verme tavsiyelerini buradaki insanlara. Çünkü bir halta yarayacağı yok sendekilerin.

Duygusal cevap vermekten bahsediyorsun. Kendi yazılarının hepsi duygusal

BK nin yanında yaşamış gibi konuşman kronik bir hareket. Hikayelerini dinleyen çoğu kişi senin gibi davranıyor merak etme yalnız değilsin. Etik kuralların beni ilgilendirmez. Neye inandığında.

Benim kimseyi savunduğum yok. Pirim yapan uyanıkları deşifre ediyorum. Rahatsız olman normal.

Ruhsal çalışmalar yapabilmen için bir beyin'e sahip olman gerekiyor. Sen bu işleri beyinsiz yapabiliyorsan. Tebrik ederim.

Bilinçaltında çok fazla erotik sembol biriktirmişsin. Senide anlıyorum

Tragnadan bahsediyorum akıllım benim kendimden bahsetmiyorum , illa sana yazı ile göstermek gerekiyor

Tragnada sayfa 30'u açınca şu yazı geçiyor ...

"İNTRA Çıplak bir kadın kucağında gene çıplak olan sekiz, dokuz yaşlarında bir çocuk tutmaktadır. Her ikiside sarışındır. İntra çocuğu göğsünün soluna bastırıyor. Dişlerini çocuğun boynuna geçirmiştir. Kanını emmektedir. Vampir gibi dişleri vardır. Fonksiyonları: Şeytani işler. Karanlık güçler. İntra'dan yardım istenerek, hükmedilebilecek yapıdaki, geri antiteler çağırılır. Selamlama haraketi: Bir kadın sırtüstü yatırılır. Başının üzerine geçilir ve kafası iki yandan tutulur. Alnından göğüs ortasına kadar öpülür. Bundan sonra sağ yanına geçilir. Oral seks pozuna girilir (Kadın erkeğe oral seks yapar). Eller avuç içleri karşıya bakar şekilde öne uzatılır. İthaf yapılır. Eller kadının başı üzerine uzatılıp, boşalmadan yüz gitgel yapılır ve çalışmaya geçilir. Kadın olmadığı takdirde lotüs pozunda oturulur. Eller iki diz üzerindedir. İthaf yapılır. Eller göğüse çekilir ve bileklerden çaprazlanır. Sol el üsttedir. Avuçlar ve kollar vücuda temas eder. Bundan sonra masturbasyon yapılır. Gene boşalmadan yüz haraket yapılmalıdır. Çalışmayı yapan kadınsa haraketler aynıdır fakat erkekle kadın yer değiştirmiştir."

yine 231.sayfadan ve 232.den devam ediyoruz..

"

Yolcular, bekçi ve formların üzerinde oldukları disk havalanır. Disk, dururken, kendi ekseni etrafında saat yönünde, haraket halindeyken saat aksi yönde döner. Disk biraz yükseldiktan sonra bir noktada durur. Burası büyük bir salon veya tapınağın içidir. Bulunan çift sayısı artı bekçi kadar, beyaz dalgalı kırmızı mermerden koltuk görülür. Buradaki çalışmada iki çift için iki ve bekçi için bir olarak üç koltuk vardır. Ortadaki, bekçiye ait olan koltuk biraz geridedir. Koltuklar yer değiştirebilmekte ve istenildiği takdirde yatak şeklinde de imajine edilebilmektedirler. Hepsi aynı yöne bakmaktadırlar ve ilerde gene altı kollu olan bir tanrıça heykeli vardır. Heykel oldukça büyüktür. En alttaki iki eli ile insan boyunda büyük bir fallus tutmaktadır. Oldukça güzel bir kadın formudur. Diğer kollarında ne olduğu ilk bakışta farkedilmez. Tanrıça fallusu zemine doksan derece dik olarak havada tutmaktadır. Yani fallus vücudun bir eklentisi değildir. Heykel, fallus, koltuklar ve herşey kırmızı mermerdendir. Koltuklara, heykele karşı oturulur. Kurbanlar sırtlarını heykele dönerek yolcuların önünde diz çökerler. Eğilirler ve yolculara oral seks yapmaya başlarlar. Arkada bulunan bekçi iki elini kaldırarak tanrıçanın hitabesini okur. Burada tanrıçanın ismi önemli değildir. Ankolia olabilir, İştar olabilir, Tanith olabilir. Bu, yüz yıllardan beri kavimden kavime değişen seks tanrıçasının isim ve formlarının Astraldaki sentezidir. Yolcunun bildiği herhangi bir isim olabilir. Önemli olan çalışmanın herhangibir seks tanrıçasına adanmasıdır. Kurbanlar oral seks yapmaya devam ederlerken bekçi gelir ve yolcuların önünde eğilip, kurbanların sırtlarına devamlı bağlı kalmaları için bazı şeyler yazar."

235 den devam edelim...

"Bekçinin ellerinde iki tane pentagram belirir. Bu pentagramların üst uçları biraz uzuncadır bekçi bunları sanki atış bıçağı gibi uçlarından avucuna oturtmuş olarak tutmaktadır. Bekçi kollarını kaldırınca pentagramlar da ters pentagram oluyorlar. Bekçi kaldırdığı pentagramları sanki takdis eder gibi yolcuların başlarına indirir ve bir güç yansıması olur. Bekçi pentagramları çeker ve çağırılacak olan varlığın ismini söyler. Yolcular haraketlerini durdururlar. Bekçi kadınlara yaklaşıp pentagramları sanki damgalar gibi sırtlarına deydirir. Ortalarına varlığın ismini kazır. Tekrar yerine geçer ve sırtı yolculara dönük olarak ellerini şaldırıp ismi üç defa söyler. “Bu kadınların ruhlarına girmeni istiyorum” deyip, pek anlaşılamayan bir hitabe okur. Ellerini havada tutarak “Ateh, Malkuth, ve geburah, ve gedulah, le olaham Amen” sözlerini söyler. (Aslında burada sekiz formun hitabesi kullanılır). Bunların söylenişi sırasında pentagramları birbirine deydirir. Bitirince kollarını açıp, şu sözleri söyler: “(Varlık ismi), Bu ve bu (Kadınların isimleri. Eğer kişi tekse tabii, tek isim.) kadınların ruhlarına girmeni istiyorum”. Pentagramları kadınların başlarına bırakır. Yolcular gitgel hareketlerini yeniden devam ettirmeye başlarlar. Bu sırada odada bazı değişiklikler olmaya başlar. Kadınlar hafifçe farklılaşırlar. Sırtüstü dönerek normal ilişkiye girerler. Şimdi çok istekli görünmektedirler. Yarı erkek, yarı kadın bir sesle ne istendiğini sorarlar. Bu, çağırılan varlığın sesidir. Bundan sonra varlıkla konuşulur. Konuşma sırasında kadınlar zaman zaman doğrulup, bir süre oral seks durumuna geçip, ondan sonra tekrar devam ederler. Bekçi, bunun varlık için gereken enerjinin sağlanması maksadıyla yapıldığını söylemiştir. Çağırılan varlık kendi fonksiyonlarının dışında, denek kadınlara kendi karaktrini de aşılayabilir ve daha sonrası için bir tür possesion durumunda kalabilir. Bu çalışma için herhangibir eski grimoire’dan herhangibir sprit seçilebilir, daha modern zamanların çalışmalarından bazı antiteler çağırılabilir ya da tamamen Tragna ekolünden bir varlık seçilebilir. Gelen varlık kendi fonksiyonlarının ilgili olduğu konularda bilgi verebilir. Mesela fal bakabilr, Astroloji, Tarot vs, öğretebilir fakat bilgi istenen konularda yolcuların belli bir altyapıların olması gereklidir. Bunun dışında gene varlığın fonksiyonlarına göre belli işlerde görevlendirilebilir ya da denek olarak kullanılan kadınların üzerinde etki gösterebilir. süre oral seks durumuna geçip, ondan sonra tekrar devam ederler. Bekçi, bunun varlık için gereken enerjinin sağlanması maksadıyla yapıldığını söylemiştir. Çağırılan varlık kendi fonksiyonlarının dışında, denek kadınlara kendi karaktrini de aşılayabilir ve daha sonrası için bir tür possesion durumunda kalabilir."

238 den devam ediyoruz...

" dairenin ortasına da bir üçgen çizilip, üçgenin içine yolcunun ismi yazılır. Pentagramın iki bacağı arasına kadının ismi yazılıp, iki bacağın arası bir çemberle kapatılır. Bu işlemden sonra sırt masajına geçilir. Bir süre sonra kadın kendiliğinden kalçalarını kaldırmaya başlar. Önce arkadan yapılır. Bu yaklaşık olarak onbeş dakika kadar sürdürülmelidir. Kadının acı duyması önemli değil hatta daha iyidir. Buraya boşalma yapılır. Bundan sonra oral sekse geçilir. Bu sefer boşalma gerekli değildir. Bundan da sonra kadın sırtüstü yatırılır. Önce göğsüne bir pentagram çizilir."

Daha da yazayım mı canım , yani gördüğün üzere Bk' nın kendi hayallerinde ürettiği bir ekolden bahsediyorum.. Ha sen bu ekol üzerinden yol alıyorsan diyeceğim bir şey yok ama yanlış yoldasın canım diyebilirim sadece ... Bu kadar kuyruk acısı oluşu sanırım bundan kaynaklı hani diyor ya Saki , " Karar bir kez verilir " ... Korku bacaklarını sarmış bir halde buraya yorumlar atmana gülüyorum.

Fazla açılma sabri boğarlar adamı repliğiyle noktalıyorum yorumu..

Tragnadan bahsediyorum akıllım benim kendimden bahsetmiyorum , illa sana yazı ile göstermek gerekiyor

 

Tragnada sayfa 30'u açınca şu yazı geçiyor ...

 

"İNTRA Çıplak bir kadın kucağında gene çıplak olan sekiz, dokuz yaşlarında bir çocuk tutmaktadır. Her ikiside sarışındır. İntra çocuğu göğsünün soluna bastırıyor. Dişlerini çocuğun boynuna geçirmiştir. Kanını emmektedir. Vampir gibi dişleri vardır. Fonksiyonları: Şeytani işler. Karanlık güçler. İntra'dan yardım istenerek, hükmedilebilecek yapıdaki, geri antiteler çağırılır. Selamlama haraketi: Bir kadın sırtüstü yatırılır. Başının üzerine geçilir ve kafası iki yandan tutulur. Alnından göğüs ortasına kadar öpülür. Bundan sonra sağ yanına geçilir. Oral seks pozuna girilir (Kadın erkeğe oral seks yapar). Eller avuç içleri karşıya bakar şekilde öne uzatılır. İthaf yapılır. Eller kadının başı üzerine uzatılıp, boşalmadan yüz gitgel yapılır ve çalışmaya geçilir. Kadın olmadığı takdirde lotüs pozunda oturulur. Eller iki diz üzerindedir. İthaf yapılır. Eller göğüse çekilir ve bileklerden çaprazlanır. Sol el üsttedir. Avuçlar ve kollar vücuda temas eder. Bundan sonra masturbasyon yapılır. Gene boşalmadan yüz haraket yapılmalıdır. Çalışmayı yapan kadınsa haraketler aynıdır fakat erkekle kadın yer değiştirmiştir."

 

yine 231.sayfadan ve 232.den devam ediyoruz..

 

"

 

Yolcular, bekçi ve formların üzerinde oldukları disk havalanır. Disk, dururken, kendi ekseni etrafında saat yönünde, haraket halindeyken saat aksi yönde döner. Disk biraz yükseldiktan sonra bir noktada durur. Burası büyük bir salon veya tapınağın içidir. Bulunan çift sayısı artı bekçi kadar, beyaz dalgalı kırmızı mermerden koltuk görülür. Buradaki çalışmada iki çift için iki ve bekçi için bir olarak üç koltuk vardır. Ortadaki, bekçiye ait olan koltuk biraz geridedir. Koltuklar yer değiştirebilmekte ve istenildiği takdirde yatak şeklinde de imajine edilebilmektedirler. Hepsi aynı yöne bakmaktadırlar ve ilerde gene altı kollu olan bir tanrıça heykeli vardır. Heykel oldukça büyüktür. En alttaki iki eli ile insan boyunda büyük bir fallus tutmaktadır. Oldukça güzel bir kadın formudur. Diğer kollarında ne olduğu ilk bakışta farkedilmez. Tanrıça fallusu zemine doksan derece dik olarak havada tutmaktadır. Yani fallus vücudun bir eklentisi değildir. Heykel, fallus, koltuklar ve herşey kırmızı mermerdendir. Koltuklara, heykele karşı oturulur. Kurbanlar sırtlarını heykele dönerek yolcuların önünde diz çökerler. Eğilirler ve yolculara oral seks yapmaya başlarlar. Arkada bulunan bekçi iki elini kaldırarak tanrıçanın hitabesini okur. Burada tanrıçanın ismi önemli değildir. Ankolia olabilir, İştar olabilir, Tanith olabilir. Bu, yüz yıllardan beri kavimden kavime değişen seks tanrıçasının isim ve formlarının Astraldaki sentezidir. Yolcunun bildiği herhangi bir isim olabilir. Önemli olan çalışmanın herhangibir seks tanrıçasına adanmasıdır. Kurbanlar oral seks yapmaya devam ederlerken bekçi gelir ve yolcuların önünde eğilip, kurbanların sırtlarına devamlı bağlı kalmaları için bazı şeyler yazar."

235 den devam edelim...

 

 

"Bekçinin ellerinde iki tane pentagram belirir. Bu pentagramların üst uçları biraz uzuncadır bekçi bunları sanki atış bıçağı gibi uçlarından avucuna oturtmuş olarak tutmaktadır. Bekçi kollarını kaldırınca pentagramlar da ters pentagram oluyorlar. Bekçi kaldırdığı pentagramları sanki takdis eder gibi yolcuların başlarına indirir ve bir güç yansıması olur. Bekçi pentagramları çeker ve çağırılacak olan varlığın ismini söyler. Yolcular haraketlerini durdururlar. Bekçi kadınlara yaklaşıp pentagramları sanki damgalar gibi sırtlarına deydirir. Ortalarına varlığın ismini kazır. Tekrar yerine geçer ve sırtı yolculara dönük olarak ellerini şaldırıp ismi üç defa söyler. “Bu kadınların ruhlarına girmeni istiyorum” deyip, pek anlaşılamayan bir hitabe okur. Ellerini havada tutarak “Ateh, Malkuth, ve geburah, ve gedulah, le olaham Amen” sözlerini söyler. (Aslında burada sekiz formun hitabesi kullanılır). Bunların söylenişi sırasında pentagramları birbirine deydirir. Bitirince kollarını açıp, şu sözleri söyler: “(Varlık ismi), Bu ve bu (Kadınların isimleri. Eğer kişi tekse tabii, tek isim.) kadınların ruhlarına girmeni istiyorum”. Pentagramları kadınların başlarına bırakır. Yolcular gitgel hareketlerini yeniden devam ettirmeye başlarlar. Bu sırada odada bazı değişiklikler olmaya başlar. Kadınlar hafifçe farklılaşırlar. Sırtüstü dönerek normal ilişkiye girerler. Şimdi çok istekli görünmektedirler. Yarı erkek, yarı kadın bir sesle ne istendiğini sorarlar. Bu, çağırılan varlığın sesidir. Bundan sonra varlıkla konuşulur. Konuşma sırasında kadınlar zaman zaman doğrulup, bir süre oral seks durumuna geçip, ondan sonra tekrar devam ederler. Bekçi, bunun varlık için gereken enerjinin sağlanması maksadıyla yapıldığını söylemiştir. Çağırılan varlık kendi fonksiyonlarının dışında, denek kadınlara kendi karaktrini de aşılayabilir ve daha sonrası için bir tür possesion durumunda kalabilir. Bu çalışma için herhangibir eski grimoire’dan herhangibir sprit seçilebilir, daha modern zamanların çalışmalarından bazı antiteler çağırılabilir ya da tamamen Tragna ekolünden bir varlık seçilebilir. Gelen varlık kendi fonksiyonlarının ilgili olduğu konularda bilgi verebilir. Mesela fal bakabilr, Astroloji, Tarot vs, öğretebilir fakat bilgi istenen konularda yolcuların belli bir altyapıların olması gereklidir. Bunun dışında gene varlığın fonksiyonlarına göre belli işlerde görevlendirilebilir ya da denek olarak kullanılan kadınların üzerinde etki gösterebilir. süre oral seks durumuna geçip, ondan sonra tekrar devam ederler. Bekçi, bunun varlık için gereken enerjinin sağlanması maksadıyla yapıldığını söylemiştir. Çağırılan varlık kendi fonksiyonlarının dışında, denek kadınlara kendi karaktrini de aşılayabilir ve daha sonrası için bir tür possesion durumunda kalabilir."

 

238 den devam ediyoruz...

 

" dairenin ortasına da bir üçgen çizilip, üçgenin içine yolcunun ismi yazılır. Pentagramın iki bacağı arasına kadının ismi yazılıp, iki bacağın arası bir çemberle kapatılır. Bu işlemden sonra sırt masajına geçilir. Bir süre sonra kadın kendiliğinden kalçalarını kaldırmaya başlar. Önce arkadan yapılır. Bu yaklaşık olarak onbeş dakika kadar sürdürülmelidir. Kadının acı duyması önemli değil hatta daha iyidir. Buraya boşalma yapılır. Bundan sonra oral sekse geçilir. Bu sefer boşalma gerekli değildir. Bundan da sonra kadın sırtüstü yatırılır. Önce göğsüne bir pentagram çizilir."

 

Daha da yazayım mı canım , yani gördüğün üzere Bk' nın kendi hayallerinde ürettiği bir ekolden bahsediyorum.. Ha sen bu ekol üzerinden yol alıyorsan diyeceğim bir şey yok ama yanlış yoldasın canım diyebilirim sadece ... Bu kadar kuyruk acısı oluşu sanırım bundan kaynaklı hani diyor ya Saki , " Karar bir kez verilir " ... Korku bacaklarını sarmış bir halde buraya yorumlar atmana gülüyorum.

 

Fazla açılma sabri boğarlar adamı repliğiyle noktalıyorum yorumu..

Tragna kitabı gerçeği yansıtmıyor. Piyasada olan kitap BK nin kendi hayal dünyası. Gerçeği ile alakası yok. Bu konu üzerinden tartışacaksak boşuna tartışmayalım. Kitaba göre haklısın.

Astral plan özneldir. Yaşadığın bütün deneyimler eşsizdir. Seni bağlar. Bu yüzden bu tarz hikayeler her kişide farklılık gösterir ve kişi kendi gerçeklik algısını oluşturmasına neden olur.

Piyasada olan Kblan Tragna kitabındaki yaşanmışlıkları bu gözle incelemek gerekir. Herkesin bilinçaltı ve eğilimleri farklıdır.

BK bu kitabı piyasaya sürerek ölmeden önce son şakasını yapmıştır.

Tragna yolculuğu böyle bir şey değildir. Bu tarz uygulamalar yoktur. Kat çalışmaları vardır evet ama kişinin kendi bilinç ve bilgi seviyesine göre şekillenir. Oda özneldir.

Nesnel olan kısmı ise fizik plan ile bağlantı kurulan kısmıdır.

Şu kadarını söyleyeyim konuyu noktalayalım. Piyasada olan kitabın savunulacak bir yanı yoktur. Ama dediğim şekilde olayı düşünmek gerekir. Metafizik çalışmalar yapan bu konuda pratik sahibi olan herkes benim ne demek istediğimi anlamıştır. Siz ne anlarsınız bilemem gerçek budur.