Jump to content

Kendi Şiirinizi Paylaşın..


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

Sen başkasına benzeme sakın

Hep böyle kal hep bana yakın

Sen olmandır en büyük farkın

Elbet Sen aksan ben karayım

 

Eşsiz bakışların bağrımı deler

Yürüyüşün beni içten ezer

Gözlerin adamı sarhoş eder

Dön hele bir daha bakayım

 

Rengin benzemiyor hiç bir güle

Bülbül görse seni gelir anında dile

Bu sevdiğine asla çektirme çile

Yoksa ben sensiz nasıl yapayım

 

Yanımda olsan da yine seni özlerim

Her an hasretinle yanar da pişerim

Sana kötü diyeni kurşuna dizerim

Sen iste uğruna hapislerde yatayım

 

Akıtma gözlerinden yaşını dayanamam

Sen ağlarken ben buralarda yapamam

Zincirlere bağlasalar elbet duramam

Ceset olsam mezarımda nasıl rahat yatayım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

nefretimin zincirlerini kırarken yanmış ufkun gün batımındaki sessiz ölüm,

sür izimi sisli-karanlık mezarlığın yosun tutmuş taşlıklarında..

ve iskandinav tabutumdaki yalnızlığımın dert olduğu karanlık güne lanet ederken,

sar ruhumu sisli-karanlık mezarlığın gözyaşlarına boğulmuş taşlıklarında...

 

fırtınalar koparken ruhumun aydınlık girmemiş odalarında,

karamsar düşlerin intiharları sarsıyordu çürümüş bedenimi..

soğuk gökyüzünden inen birileri vardı yerkaraya,

sonsuz depremler yutuyordu aciz düşmüş bedenleri..

 

karanlık bir girdap çekiyordu tüm saflıkları içine,

boğuyordu nefret ve acı ile...

aciz yerkara soğuk mezarında titrerken,

karanlık dualar haykırıyordu nefret ve acı ile...

 

nefretimin zincirlerini kırarken yanmış ufkun gün batımındaki sessiz ölüm,

sür izimi sisli-karanlık mezarlığın yosun tutmuş taşlıklarında..

ve iskandinav tabutumdaki yalnızlığımın dert olduğu karanlık güne lanet ederken,

sar ruhumu sisli-karanlık mezarlığın gözyaşlarına boğulmuş taşlıklarında...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

umutlarımı beceriyorum bu gece...

 

kanlı halüsilasyonlar görüyorum

ellerim titreyen bedeninde bu gece

soğuk ten yanarken sonsuz hayallerde

umutlarımı beceriyorum bu gece

duvarlara vurulmuş kaderler

yatağın dört ucundaki yaralı ipler

ve bekareti kırılmış içtenlikler

ihtirasla, hayalleri beceriyorum bu gece

gül kokulu şehvet sararken her yanı

ruhlar birleşiyor dudaklarda bak bu gece

nedenini bilmeden yatan ürkek bedenler

sancılı arzuları beceriyorum bu gece

gün doğar pencerenin sağ köşesinden

aydınlık vurur gece karanlığına saklanmış yüzlere

olan herşey yerlerde serilidir büyük bir zevkle

dürtüleri becerdim perdenin ardındaki siyah gecede

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şiirimin başlığı yok=)

Bu akşam yazmak istiyorum

satırlarımı doldurmak istiyorum

ismini haykırıyorum DOSTUM!

gecelerimde içime dolan nefes

soluduğum hava gibi can veren

boşluklarımda yokluğun dolduruyor yine

hüzün yine,özlem yine benimle

anılardan başka ne kaldı senden geriye?

attım yemin ederim herşeyi attım

gelgör ki ruhumdan hayatımdan atamadım

şimdi,bu akşam kaldım karşı karşıya

yüzüme yokat gibi inen duygularımla

yalın,çırılçıplak gerçekle..

etkisi oldumu diye sorarsın bunun

hayatına etkisi oldu mu?

anlamak bilmek bazen neye yarar?

derdik ya icraat yokki icraat=))

aslında demezdik bile

konuşmadan anlaşırdık biz seninle

tanışmıştık uzuuun seneler önce

boğazımda düğümlendi yine nefesim

saldım şimdi akıverdi gözyaşlarım

buğulu gözlerimde kalıcak izleri yaşların

gölgelerde..yüreğimde..cisminde...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karanlıklar Efendisi..

 

Karanlığın İçindeyim,

Görünmeyen bir gölgeyim..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

 

Sıkıyor yalnızlığım,

Soğuğu hissediyor sırtım..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

Etkileniyor fikirlerim,

Geriliyor sinirlerim..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

Karanlık bir kafesteyim,

Belki cehennemin en dibindeyim..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

Tek kurtuluşum "Ölüm" meleğim,

Kapalı Kapının Kilidiyim..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

Sessizliği bozan tek kişiyim,

Karanlığı aydınlatan bir ateşim..

Deli ediyor düşüncelerim,

Sözde "Karanlık'a" hükmeden bir efendiyim..

 

Dökülüyor saçlarım,

Yaşlanıyor suratım..

Ölüm meleği gelirsen,

Kilitli kapının ardındayım..

 

Bu konuda acemiyim ama buda benim :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

----7 Göğe Hüküm Lanetin Ordusu ----

 

 

alevler içinde karanlığın kutsal kenti

son şarkılarında belkide

sonsuz ebediyetle

dönecek 10 gün içinde

kayıp sonsuzluk önümüzde

artacak lanetin kudreti

ve yükselecek karanlığın ordusu göğe

(( kayıp sonsuzluk adımlarımızda

yükseliyor lanetin ordusu ))

düşen bir melek var orda

sırtında yedi mızrakla

yararlı bedeni ağarmış kanlarla

şehvetiyle izler onu karanlık

(( kayıp sonsuzluk adımlarımızda

yükseliyor lanetin ordusu ))

kan yağmurları başlar

ölümün ellerinde iyimserlik

ve hiç olmadığı kadar soğuk buralar

korku dolu hançerlenmiş zindanlar

(( kayıp sonsuzluk adımlarımızda

yükseliyor lanetin ordusu ))

artık çırpınacak hiçbir şey kalmadı

kanlı elerde beyazın gözyaları

lanetlenmiş yüzleriyle bakar

karamsarlığın siyah kalpleri

(( kayıp sonsuzluk adımlarımızda

yükseliyor lanetin ordusu ))

kan şarapları içilir durmadan

haykırışlar içinde lilithin ruhu - zevkle

siyahlaşmış ak nehrinde

haykırışlar içinde samaelin ruhu - zevkle

kayıp sonsuzluk adımlarımızda

7 göğe hüküm lanetin ordusu

son çığlığında merhametin...

kararmış bir kanla

7 mızrak sırtında başmeleğin..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

vay ömrümün yol delisi yanı

kolonya kokan otobüslerde kaldı gençliğim

sâhi,sen var mıydın otogarlarda?..

 

nerde bir kavga dursa

orda başlıyor yurdum

(dâhildir elbet yeşil de olsa bursa...)

 

ucube der ki hiç bir kent öldürmez insanı diyarbekir kadar

yolcu da bir kelam etsin naçizane

hiçbir kent öldürmez insanı bence

sürüldüğü kent kadar!.....

….

kendim kendime sürgün

kentim kendine

çok vurdular da yılmadım

sığındım rengine!....

gök-

yüzüne düştük

ki düştük gerçekliklerinin masalında

akorlar bulduk usulca

ak kor olmuşken içimiz

sahilden çaldık gülüşlerimizi

gözyaşımızı buluttan sağdık

duman olduk bir zaman

cennet için cehheneme katlandık

soğudu ateşi cinnetin

kendimizi kent yaptık

kuşlar yürümeyi öğrendi kanatlandık

kanadıkta kanadık ama kanatmadık

anladık ki insan kendine yolcu

anladık ki insan kalbine yolcu!........

 

kendi kentine dönebilmeli insan

kendi kendine döner gibi

her sokakta bir izi olmalı

bebeğe gülümser gibi...

 

kendi kentinden gidebilmeli insan

kendi kendine küser gibi

her yaprak ıslanmalı giderken

ölümlere ağlar gibi...

bu şehrin sokaklarıdır

bir gölgelik çınar altı bulamadığımız

denizinden mavilik çalıp

düşümüze katık yaptığımız...

 

bu şehrin sokaklarıdır

başka şehirlerin sokaklarından tanıdığımız

yağmurundan gözyaşı alıp

gök-yüzüne akıttığımız!...

...

..

.

belki de ondandır hep kendine yolcu olmamız

biz bu şehrin çıkmaz sokaklarıyız!...

 

kentimi kaybettim

şehirler arası otobüs koltuklarında

nerde kutsal bilgi

nerde hagia sophia

nerde dalından düştüğüm erik ağacı?..

 

pera kaldırımlarında yitirdim kendimlik bilincini

kadim delilikler atlasında

bulamıyorum koordinatlarını

patlayan topumun

çocukluğumun ıssız arsasında!..

 

nerde fasl-ı muhabbet akşamları

nerde ruhumun bosphorus çalkantıları

hezarfen'e ikarus'u tanıştırdığım köşe başı nerde?...

 

kentimi kaybettim

kendimi kaybettiğim gibi

şehirler arası otobüs yolculuklarında!...

kentler geçtim

köyler, dağlar, nehirler

namlu ucuna papatya dikenlerin yolundan geçtim de

senden geçemedim ceketimi alıp sırtıma...

 

//ateşi tuttuğun yerlerinden yanıyor hayat

yalanı gördüğün yerden kanıyor heyhat!!!//

 

her şehirde kaybolmamayı öğrendim de

bi kendi yolumu çözemedim

bi de gözlerindeki rakım bilmez yüksekliği!...

 

//ateşi tuttuğun yerlerinden yanıyor hayat

yalanı gördüğün yerden kanıyor heyhat!!!//

 

sonrası bir uzun hava soluksuzluğu

fırat üstünde sırat umudu!...

talan edilmiş kenti

kendine

yolcudur

yüreğine seyyah olanların avuç içlerinde!..

.......ey İbrahim , yak bizi o putlarla........

..

.

yokluk!...

üzümün şarabı tanımaması gibi!!!

kuyu yusuf'un gözlerinde

tutup çıkarsalar ne çare....

insanları yoksa kentin

şaheser olsa kime ne...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

paslı zincirlere vurulmuş yaşamın

ters çarmahlarda umutsuz bakışların

kan damlar ellerinden ruhum

demir parmaklıklar ardı-soğuk zindanlar

sakin bir ışık gelir dışarıdan

hapsolmuş kelebek çarpar duvarlara

yaklaşır durmadan-gözyaşlarıyla

mahkûm ruhum çarpar vücuduma

bataklığın tam ortasında

acımasız ısırgan

bırak onu ellerime

sonsuz aydınlık beni çağırıyor

bırak onu-bırak ellerimee

sonsuz aydınlık beni çağırıyor

bırak onu-bırak ellerimee

gözyaşlarıyla beni istiyor

...

öfkeli bağırışların kulaklarımda

çınlar kayıp zındanlarımda

unut ışığı ruhum-ağlama

gözyaşların zındanlarımda

bırakıp gitmedimi seni

yolun ortasında

tam sarılacağın zamandaa

tam bırakmayacağın zamanda

unut ışığı ruhum-sakın ağlama

öfkeli bağırışların kulaklarımda

çınlar kayıp zındanlarımda

unut ışığı ruhum-sakın ağlama

gözyaşların zındanlarımda

sakin bir ışık gelir dışarıdan

hapsolmuş kelebek çarpar duvarlara

yaklaşır kan dolu yaralarıyla

unut gözyaşlarını ruhum-sakın ağlama

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sayende

 

 

Derviş oldum dağ bayır dolaştım

Hep olur olmaz işlere bulaştım

Tanımadan önce seni koca bir taştım

Sayende aşk denen zulümle tanıştım

 

Korkularımdan nedense köşe bucak kaçtım

Hep gereksiz şeylerle dolu kuru bir baştım

her baharda anlamsızca bir kurudum bir açtım

Sayende ırmak olup durmadan oluk oluk aktım

 

İçinde sen olmayan bütün varlığımı sattım

Ota böceğe yazdığım tüm şiirlerimi yaktım

Her öğün aşıma ekmeğime bir seni kattım

Sayende aşk sofrasından doydumda kalktım

 

Bazen yeri geldi anlamsızca yüzüne baktım

Yeri geldi gecelerde ayrılığa sarılıpta yattım

Ben bu koca dünyada bir tek sana taptım

Sayende acılarında ayrılıklarında her türlüsünü tattım

 

Seni ben kıyamete kadar benimsin sandım

Dünya haliymiş ben bütün yalanlara kandım

Senin uğruna hayat denen kavganın içine daldım

Sayende perişan birde madara olup ateşler içinde kaldım

 

Hani ben taze açan bir gülün dalıydım

Bazen kırmızı bazen yeşil hani bazen sarıydım

Hani bu değersiz dünyanın en değerli varlığıydım

Sayende seni bırakıp ayrıılığın boynuna sarıldım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

acı en büyük silahım

vurdum son damlasına kadar nefretin

acı en büyük silahım

akıttım kanını son damlasına kadar kutsallığın

öfkeden ördüğüm duvarlarım

ebedi karanlığımın ortasında bi ada

lanet adımı sayıklar durmadan

ahh dayanamıyorum.çok sinir bozucu

yaklaşmasın kimse bana

dokunmasın nefretli duvarlarıma

kanlarımla yığdığım acı taşlarıma

yaklaşmasın kimse bana

ruhumun karamsarlığa adadığı canlara

aahh.acı benim en saygı değer dostum

yaşam gibi soğuk ellerimde yakar bedenimi

durmadan.hiç aldırmadan

aahh.öfke benim en sevgili arkadaşım

sevişirim durmadan onunla.sadizmin kollarında

aahh durmadan.hayata aldırmadan

ahh..

gözyaşlarım ve kanlarım..

devasa bir okyanus gibi yükselir.

benm aciz-zavallı adama

gelgitler olur ruhumda.sarsılırım durmadan

ahh..

boğuluyrum kurtar beni karanlık..

ve kayıp tanrı

kutsallığın nerede?

aahh..

bu benim yüzüm değil..

mahvettin varlığımı kanlı ellerimle

hükmetmek.bir şeymi sanıyorsun benm zavallı bedenime..

aahh.kayıp tanrı

yüce kutsallığın nerede?

mahvettim varlığımı nefretimle...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

uyuyamıyorum artık

rüyalarıma giriyor kanlı nefretin

ağlamak istiyor zavallı bedenim

korkuyorum ruhum sar bedenimi

gözlerimi kapatamıyorum artık

göz kapaklarım yanıyor

2 damla yaş süzülür yanaklarımdan

korkuyorum ruhum sar bedenimi

çıkmaz sokaklardayım-kayboldum

herşey sıkıcı ve anlamsız

kaçacak yol yok-sürekli dibe vuruyorum

acıyor ruhum sar bedenimi

sonu yokmuş gibi hayallerim

ve galiba kendimi kaybediyorum

kavuruyor yüreğimi amaçsızca bakan gözlerim

üşüyorum ruhum sar bedenimi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şehir insanlarından yoksunlaşmış seni anlatıyor

birtek ben varım bu yoksunlukta şuan başbaşayım kendimle

ve sana bunları yazarken kendimi tüketiyorum

kendimde tükendiğinde başbaşa kalmaktan korkuyorum seninle insanlarından yoksun şehirde..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Forumda uzun süredir yoktum, dönüşüm şiirlerimle olsun bari.

Bu ilki: Tutarsız

Ah hayat neden bu kadar tutarsızsın ?

Bana ölümlü bir beden ve ölümsüz bir ruh verirsin.

Bedenimdeki yaralar çabuk iyileşir,

Ama ruhumdakiler kalır.

Çünkü ruhum ölümsüzdür; bir vampir gibi, kana susamış.

Ama bedenim ölümlüdür; bir fare gibi, ölümüne korkmuş.

Ah hayat neden beni cezalandırıyorsun,

Benim ruhumu bir avcıya dönüştürüyorsun ?

Kalp kırıklıklarıyla avlanıyorum,

Kimse anlamıyor beni.

Ortaçağdaki vampir avlarındaymış gibi hissediyorum

Sanki herkes peşimde, öldürmek istiyor beni

Nasıl yaşayayım ki, söyle bana

Senin güvensiz dünyanda ?

Sağımda yalancı yüzler,

Solumda sahtekar; satılmış ruhlar

Ah Tanrı'm bize yol göstermelisin,

Bize bir peygamber göndermelisin.

Çünkü bıraktık dürüstçe, adaletle yaşamayı

Haketmedik mi sence de artık cehennemin dibine gitmeyi ?

Tanrı'm kabul et beni cehennemine,

Ruhum hazır; sonsuz acılar çekmeye.

Yeter ki bu dünyada kalıp ruhum parçalanmasın,

Cehennemin en derin kuyularında ruhum yansın.

Ama çekmeyeyim artık herhangi bir acı,

Çünkü yaşadığım her saniye başka bir sancı.

Tanrı'm ya gönder beni cehennemin dibine

Ya da sevdiklerimi alma benden önce.

Ah hayat neden tutarsızsın ?

Bir gün güldürür, bir gün ağlatırsın ?

Göster kendini baba

Sormam gerekenler var sana

Diyorsun ki:"Beni görürsen ölürsün."

Zaten cehennemi dünyada yaşatıyorsun.

Alsan beni cennetine,

Ne fark eder ki.

Meleklerim yanımda olmadığı sürece...

Hakeder miyim cennete gitmeyi...

Yaşamak zar atmak gibi;

Mutluluk ise düşeş atmak sanki...

 

2.si Dost'um(bu şiir bir dostuma yazılmış olmaktadır, o kendisini iyi bilir :) )

Dostluk zor bir kavram aslında,

Ama senin gibi bir dostum varken asla.

Sanki ilk gözünün içine baktığımda

Dosttuk, hem de ölüm bizi ayırana dek.

Belki ölüm bile ayıramaz bizi,

Ama istemem cehenneme çekmek seni.

Çünkü şu dünyada işleyen benim en büyük günahı,

Ama aslında 3 meleğim varsa, cehennem bile güzel...

Şimdi buldum senin dostluğun neymiş,

O bakışlarının içine hapsediyormuş.

Ama güzel değilmiymiş;

Dost olmamız sonuçta ?

Siyah bir melekmişsin sen.

Ama kötülükten değilmiş siyahlığın.

Sadece kaybolmak için siyahmışsın sen.

Sadece dikkatli kalpler görebilsin diye...

Acaba ben miydim o dikkatli gören,

Yoksa sen miydin kendini bana gösteren ?

Belki tüm hayatım yanlışlarla doluydu, ya sen ?

Sen işte hayatımdaki çok az doğrularımdan birisin.

Dostluk güzel bir şeymiş aslında,

Hele ki karşımda sen olunca.

Binlerce teşekkürler dostum sana;

Benim yanımda olduğun, ve olacağın için...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir şarhoşum gezerim gece gündüz sokaklarında

Bulut olup gökyüzünde her daim ağlarımda

Boğulurum diye korkarsın belki haklısın kaygılarında

Şunu unutma adın her an dolaşır damarlarımda

 

Yüreğim yangın yeri ama bir sen varsın aklımda

Vurulmuş yatarım kara gecenin karanlığında

Ayrılığın acısı kızılıyla doğarken şafaklarımda

Alev sarar her yanımı bir kere kalmışım ortasında

 

Hasta olsam sensin derdimde dermanımda

Namluya sürülmüştür mermi ayrılığın silahında

Adamı kaleşçe vurmak yazmaz benim kitabımda

Sıkıldım artık inmekten sedanın son durağında

 

Sanma unuturum o söylediklerin çınlar kulağımda

Biraz düşünüp seni ne kadar sevdiğimi anladığında

Bulamazsın bu ruhu o çamurdan varlığımda

İşte o zaman anlarsın değerini sevdanında ayrılığında

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şuan ellerini tutup yaşamak istesemde seni

korkuyorum..

sana bulaştırmaktan kendimi..

şehir insanlarından yoksunlaşmış seni anlatıyor

birtek ben varım bu yoksunlukta ve şuan başbaşayım kendimle

ve sana bunları yazarken kendimi tüketiyorum

kendimde tükendiğinde başbaşa kalmaktan korkuyorum insanlarından yoksun şehirle..

ea

--------------------

hayat denen şeye hazırlanıyorum

onu midemde bir bulantı şeklinde yaşarken..

tanrıyı kusuyorum

aç insanların boş beyinlerine biraz anlamlanır gibi oluyor..

ve

birtek sen hayatıma inen giyotin kadar keskinsin..bulantıda

şuçum mu neydi

vicdani reddi vicdanımı...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

**ZinCiRLeR aRDıNDa BiR GöLGe**

 

 

kırdım ruhumun zincirlerini,

tutsakken ben bu bedende.

rüyalarımda bir şeylerden kaçan siyah gölge.

kan damlar ardından zindanlarıma

umutsuz çığlıkların hala kulaklarımda.

Bir mezarlık şehvetiyle koşar durmadan..

ruhum hala çaresiz ve bedenimde..

sanki kesilmiş bileklerimden akan kan gibi yalnızlığım.

başkalarına göre acınası.

ama bana göre lezzetli..

ahh!artık çok yorgun bu bedenim

neden bağırmıyorsun sonsuza

neden çırpınmıyorsun umutsuzca

ve neden gömüyorsun beni yalnızlığıma

neden?

kanlı nefretinle al ruhumu ve s.git bu bedenden

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karlı dağlar set kurmuş dizi dizi

Hangi hayin eller ayırdı ikimizi

Yollara bakarakmı geçireceğiz ömrümüzü

Bu ayrılık ateşi yaktı köz etti sinemizi

 

Ölüme geçirdikte yollara geçiremedik sözümüzü

Tümden yaşlarla doldurduk bu fersiz gözümüzü

Şimdi kim giderebilir başbelası hüznümüzü

Ayrılık acısına düştük düşeli şaşırdık yönümüzü

 

Mutlaka bulunmalı bu derde bir çare

yoksa yok olur bu yürekler hepten pare pare

Böyle bilmezdik aşk denen yanan közü

Sonunda kefenle tabutla gideceğiz yare

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...