Jump to content

Fıkralar Buraya!


SCARRED

Önerilen Mesajlar

Bundan böyle bütün fıkraları burada toplayacağım. Buyurun, ilk katkı benden:

 

85 yaşında bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir. Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

 

D- 'içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?'

 

A- 'Evet, eşim.'

 

D- 'Ama bayan 25 yaşlarında...'

 

A- 'Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?'

 

D- 'Yoo, aklıma benim dedem geldi de.'

 

A- 'Nesi varmış dedenizin?'

 

D- 'Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi israr etti ve hazırlandı. Eee, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. Ben de kendisiyle gittim.

 

Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. Dedim ya, dedem yaşlı.

Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü...'

 

A- 'Olur mu, başkası vurmuştur onu.'

 

D- 'Ben de onu demeye çalışıyorum...'

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tünel İhalesi

 

Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in firması olmak üzere birer firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz firması:

- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz derler. Amerikan firması:

- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50 cm fark olur, der. Japon firması ise:

- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olocak, diye belirtir. Sıra bizim Temel'e gelir. Temel:

- Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur der.

 

------------

 

'Anne karnım çok ağırıyor'

 

Çocugun biri bir gün annesinin yanina gitmis ve

 

-Anne karnim çok agriyor" demis.

 

Annesi de çocuga:

 

-İçi bos oldugu içindir,içi dolu olsaydi agrimazdi" demis.Ertesi çocuk okuldayken siniftaki gürültüden rahatsiz olan ögretmen ögrencilere

 

-Susun artik basim agriyor

 

demis.Bunun üzerine bizim çocuk hemen atlamis:

 

-İçi bos oldugu içindir örtmenim,dolu olsaydi agrimazdi.

 

----------

 

Badem

 

Tur otobüsü şöförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta.. Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş..

 

15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şöförün omuzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca;

 

"Zahmet ediyorsunuz efendim.." demiş saygılı şöför, " Hep bana yedirdiniz.. Biraz da kendiniz yesenize.."

 

Çiğniyemiyorum evladım.." demiş yaşlı kadın, "Dişlerim yok.."

 

"Niye satın alıyorsunuz o zaman?.."

 

"Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!.."

 

:rofl::rofl::rofl::rofl::rofl:

 

----------

 

KAŞINTI

Adam melon şapkasının üzerinden kafasının

kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına

giderek:

- Afedersiniz, siz Laz mısınız?

- Evet, neden sordun?

- Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya

çalışıyordunuz da.

- Ne olmuş yani?! Sen popon kaşınınca pantalonunu

mu çıkarıyorsun?

 

------------

 

BEYINSIZ

Bir Ingiliz doktor diyor ki : Tip bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamin beynini aliriz ve baskasina koyariz ve onu alti haftada is arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki : Bu hiç birsey diil; biz bir adamin beynini çikaririz ve baskasina koyariz ve onu dört haftada savasa hazir hale getiririz.

Amerikali doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldik ve beyazsaraya koyduk. Simdi ülkenin yarisi is ariyor , yarisi da savasa hazirlaniyor.

 

:rofl::rofl::rofl::rofl::rofl:

 

-----------

 

BIZIMKI

 

Dul bir adamla dul bir kadın evlenirler. Bunların önceki evliliklerinden birer çouğu vardır. Evlendikten sonra bir çocukları olur.

 

Çocuklar bir gün bahçede oynarlarken kavgaya tutuşurlar. Evin penceresinden durumu farkeden hanım eşine bağırır.

 

- Bey çabuk gel, çocuklar kavga ediyor.

 

Adam seslenmiş:

 

- Kimle kim kavga ediyor?

 

Kadın cevap vermiş:

 

- Seninki ile benimki bir olmuş bizimkini dövüyorlar.

 

---------------

 

KAFA KARIŞTIRMA

temel'e sormuşlar: Temel, birinin kafasını karıştırmak için ne dersin?

 

Temel "54" demiş. Soran kişi merak etmiş: Ya niye 54 dedin durduk yere?

 

Temel açıklamış: Bak gördün mü kafan nasıl karıştı.

 

--------------

 

ANTRENOR DURSUN

Boksör Temel iri yapılı rakibi ile maç yapar.1.rauntta rakibi temeli epey haşlar.1.raunt sonunda Temel köşesine gider.antrönörü Dursun moral vermek için Temele sen dövüyorsun devam et der.2.ve3. rauntlarda da aynı şeyler olur.4. rauntta kaşı ve gözü patlamış temel raunt sonunda güç bela köşesine gider.Dursun yine aslanım Temel adamı parçaladın der.Temel güç bir şekilde dursuna bakarak ben mi dövüyorum der.Dursun evet sen dövüyorsun der.Temel:öyle ise etrafa iyibak başka birisi beni fena halde dövüyor!

 

---------------

 

TANIŞMAK İÇİN

 

Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı:

- Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?

- Hayır, ne yazık ki tanımıyorum.

Delikanlı gülümsedi:

- Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?

 

------------------

 

TEMEL

Temel bir gün Dursun'un evine misafirliğe gitmiş.Yatma zamanı geldiğinde Dursun demişki;

-"Bak Temel evde bir tane tuvalet vardır.Eğer ihtiyacın varsa şimdi yap.Çünkü bütün gece boyunca yapamazsın.Tuvalete geçmek için yattığın odadan bizim odaya geçmen gerekli.Beni ve ve Fadime 'yi rahatsız edemezsin" demiş.

Temel şöyle bir düşünmüş.İhtiyacının olmadığına karar vermiş.Herkes yatmış.Fakat Temelin bağırsakfaliyetleri onu son derece rahatsız etmeye başlamış.Ne yapsın.Tuvalete gidemez.Odanın penceresini açmış bakmış ikinci kat.O sırada pencerenin pervazında duran saksıyı görmüş.Almış onu içeriye,çiceği toprağıyla beraber çıkarmış ve büyük tuvaletini yaparak saksıyı toprağıyla ve çiceğiyle beraber yerine koymuş.Ve tekrar rahat bir şekilde uyumuş.Ertesi sabah herkes uyanmış ve vedalaşmışlar.Aradan 3 ay geçmiş ve Temel , Dursundan bir mektup almış.

-"Ulan Temel nereye yaptıysan söyle ,üç ev değiştirdik hala koku çıkmadı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçreden dönmekteydi. Yanında oturmakta olan rahibe

'Özür dilerim peder, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?' diye sordu.

Rahip :

'Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?' diye cevapladı.

 

Kadın açıkladı:

 

'İşte problemim; kendime yeni bir epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para saydım. Sanırım limitlerin

oldukça üzerine çıktı ve gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. Acaba gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir misiniz?'

 

Peder 'Tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz ki ben yalan söyleyemem.' diye yanıtladı

 

Kadın 'Çok temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki size soru filan sormazlar' dedi ve pahalı epilasyon aletini pedere verdi.

 

Uçak havaalanına vardı. Peder gümrükten geçeceği sırada görevli

 

'Peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var mı?' diye sordu.

 

Bunun üzerine Peder :

'Başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım herhangi birşey yok, evladım' dedi

 

Bu yanıtı garip bulan görevli :

 

'Peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?' diye sordu.

 

Peder yanıtladı:

 

'Kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel, küçük bir alet var, ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!'

 

Görevli kahkahadan kırılarak:

 

'Tamam peder geçebilirsin, sıradaki!..'

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:rofl: vay anasını be :D Teşekkürler :D

--------------------

Merakli Deve

Genç deve annesine sormus

-"Anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük?"

Anne cevap vermis:

-"Çölde kuma batmamak için."

Genç deve tekrar sormus:

-"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.

Anne tekrar cevap vermis:

-"Çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye."

Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus:

-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."

Anne deve sabirla yanitlamis :

-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolariz."

Sonunda dayanamayan genç deve sormus :

-"Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne isimiz var?"

 

Kirsehirli Muavin

Bir kamyonun soförü Nevsehirli, muavini de Kirsehirli'ymis. Bir gün kamyona 6 metre yüksekliginde yük yükleyip yola çikmislar. Bir süre sonra yüksekligi 5 metre olan bir köprüden geçeceklermis. Kirsehirli muavin saga sola bakinmis, Nevsehirli soföre "Trafik yok, geç agbi" demis.

 

Yolunacak Kaz

Cok soguk bir kis gunu padisah, tebdil'i kiyafet gezmeye karar vermis.Yanina basvezirini alip yola cikmis. Bir dere kenarinda calisan yasli bir adam gormusler.. Adam elindeki derileri suya sokup, doverek tabakliyormus. Padisah, ihtiyari selamlamis.

" Selamunaleykum ey pir'i fani..."

" Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padisah sormus.

" Altilarda ne yaptin ?"

" Altiya alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor..." Padisah gene sormus.

" Geceleri kalkmadin mi ?"

" Kalktik...Lakin, ellere yaradi..." Padisah gulmus.

" Bir kaz gondersem yolar misin ?"

" Hem de ciyaklatmadan..." Padisahla basvezir adamin yanindan ayrilip yola koyulmuslar. Padisah basvezire donmus.

" Ne konustugumuzu anladin mi ?"

" Hayir padisahim..." Padisah sinirlenmis.

" Bu aksama kadar ne konustugumuzu anlamazsan kelle ni alirim." Korkuya kapilan basvezir, padisahi saraya biraktiktan sonra telasla dere kenarina donmus. Bakmis adam hala orada calisiyor..

" Ne konustunuz siz padisahla..." Adam, basveziri soyle bir suzmus.

" Kusura bakma. Bedava soyleyemem. Ver bir yuz altin soyleyeyim.." Basvezir, yuz altin vermis.

" Sen padisahi, serdar'i cihan, diye selamladin. Nereden anladin padisah oldugunu.."

" Ben dericiyim. Onun sirtindaki kurku padisahtan baskasi giyemezdi.." Vezir kafasini kasimis.

" Peki, altilara alti katmayinca, otuz ikiye yetmiyor ne demek..." Adam, bu soruya cevap vermek icin de bir yuz altin daha almis.

" Padisah, alti aylik yaz doneminde calismadin mi ki, kis gunu calisiyorsun, diye sordu. Ben de, yalnizca alti ay yaz degil, alti ay da kis calismazsak, yemek bulamiyoruz dedim." Vezir bir soru daha sormus...

" Geceleri kalkmadin mi ne demek ?" Adam bir yuz altin daha almis. " Cocuklarin yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kiz. Evlendiler, baskasina yaradilar, dedim..." Vezir gene kafasini sallamis.

" Bir de kaz gonderirsem dedi, o ne demek..." Adam gulmus.

" Onu da sen bul..."

 

Borsa

Köylünün biri essegini satmaya karar vermis.50 milyon fiyat biçmis. Herkes itiraz etmis bu yüksek fiyata. Derken baska bir köylü razi olmus ve satin almis. Satan köylünün aksam gözüne uyku girmemis, demek ki var bir hikmeti de essegi satin aldi demis. Ertesi sabah sattigi kisiye gidip 75 milyon teklif etmis. Tekrar satin aldigi essek bu sefer diger köylüyü rahatsiz etmis. Sabahi sabah edip ilk sahibine 125 milyon verip tekrar almis. Bu böyle devam etmis.

-Birgün meydanda müthis bir kalabalik bagira bagira bir essegin etrafinda toplanmislar. Bir yabancinin dikkatini çekmis ve essegin fiyatini sormus; 995 milyon cevabini alinca: Olur mu be! En fazla 20 milyon eder demis. Bir Köylü hemen itiraz etmis:

-Abi sen ne diyorsun!Var ya bu essek 1 Milyar direncini geçti mi 1.5 Milyara kadar yolu var...

 

Oscar

Atlas Okyanusu'nda giden geminin kaptani gemide olan bütün herkesi güverteye çagirmis. Herkes gelince

-Size bir iyi bir kötü haberim var.

Önce hangisini söyliyeyim.

Herkes: "Iyi" demis.

-13 dalda oscar kazanacagiz.

Güvenilmez

Adamin biri gazetedeki is ilani üzerine gelmis ve sirasi gelince görüsmeye girmis.

Is ilaninda üniversite mezunu, iyi fransizca konusan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandigi yaziyormus.

- Hosgeldiniz, hemen baslayalim. Hangi üniversite mezunusunuz?

- Üniversite mezunu degilim.

- Öyle mi? O zaman yabanci dilinize güveniyor olmalisiniz.

- Yabanci dil bilmem.

- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.

- Pazarlama konusundan anlamam.

- O zaman niye geldiniz canim kardesim ?

- Bu iste bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.

 

Penguenler

Alaska'da bir bardan içeri iki Ingiliz girmisler ve içki söylemisler. Bir süre sonra bir tanesi barmene

- Buralarda siyah kadin bulunur mu ?

- Hayir, bulunmaz elbet.

- Peki buralarda siyah beyaz kadin bulunur mu ?

- Bulunmaz tabi

Bunun üzerine Laz arkadasina dönerek :

- Sanirim dün gece iki penguenleydik.

 

Mezarlik?

Iki kisi arkadasi konusuyorlarmis :

- Nasil, is bulabildin mi ?

- Elbette, altimda 1500 kisi çalisiyor.

- Vay canina ! Ne isi bu ?

- Mezarlik bekçisiyim.

 

Sizin Kizdan Ne Haber?

Iki aile varmis ve her iki ailenin de birer kiz çocugu varmis. Birgün misafirlikte sohbete baslamislar;

-Eee sizin kizdan ne haber?..

-Valla iste ne olsun biliyorsunuz ise girdi geçen sene. Basini kasiyacak vakti yok. Ilk baslarda geceleri fazla mesai yapiyordu. Sonra hafta sonlari da çalismaya basladi. Patronu çok sevmis her isi ona veriyormus. Derken Ankara seyahatleri basladi. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya. Sonra Paris seyahatleri filan en sonundabu is böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalisiyor evladim. Ee, peki sizinki ne alemde?

-Valla bizimki ****** oldu, ben sizin kadar güzel anlatamiyorum...

 

Cennet-Cehennem Ligi

 

Bir devrin tüm en klas futbolculari cennette toplanmislar. Cennetin bas melegide futbola çok merakliymis. Seytani çagirtmis ve :

-Cennetle cehennem arasinda bir maç düzenleyelim ne dersin?

-Bosuna oynamayalim, biz kazaniriz, demis seytan.

-Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde. Seytan seytanca gülümsemis ve :

-Ama bütün hakemler de bizde.

 

Müsrif

 

Salamon be! Benim hanim çok müsrif, para yetismiyor. Inanamazsin, Pazar günü benden 200 frank istedi, Pazartesi 300, Sali 400, Çarsamba 500, Persembe 800, dün de 1000 frank!..

- Acidim sana be Mison. Nereye harciyor bu kadar parayi?

- Ne bileyim ben, verdigim yok ki...

 

Bizi de Uyandirir misiniz?

 

Adam otele gelip resepsiyona kaydini yaptirirken görevli sordu :

- Sabah sizi kaçta uyandirmamizi istersiniz? Adam basini salladi :

- Hiç geregi yok. Ben her sabah saat beste kendim uyanirim. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü :

- Aman ne iyi. Lütfen uyandiginiz zaman bizi de uyandirir misiniz?..

 

Iran Halisi

 

Kadinin biri pahali halilar satan bir dükkana girer.. ve ilk bakista çok begendigi bir iran halisina dogru yönelir. Haliya daha yakindan bakmak üzere yere dogru egildiginde istemeyek sesli bir sekilde gaz kaçirinca çok utanir ve hemen kimse duydumu diye etrafina bakinir ve arkasinda duran saticiyi görünce konuyu unutturmak için aceleyle adama

-Bu Iran halisi kaç para? diye sorar. Satici gayet piskin söyle yanit verir.

- Valla hanimefendi, haliya sadece bakmakla osurduguna göre fiyatini duysan ziçarsin.

 

Masum Seytan

Bir gün seytan büyük bahçeli koskoca bir malikaneye girmis. Merdivenleri çikmis. Bir kuzu görmüs. Kuzunun boynunda bir ip varmis. Seytan ipi çikarmadan sadece biraz gevsetmis. Kuzu malikenenin önünde bulunan aynayi görmüs. Sasirinca bir hamle yapip aynayi kirmis. Çikan gürültüye evin hizmetçisi gelmis. Sen naaptin? ben simdi burayi nasil temizliycem. Evin beyi bunu duyunca kesin beni kovar demis ve kuzuya bir tekme atmis. Kuzu merdivenlerden düsünce ip yetmemis ve kuzunun boynunu kesip onu öldürmüs. Bu sirada evin usagi gelmis. Neler oldugunu sormus. Kadin anlatinca bunu nasil yaparsin. Bey simdi ikimizi de kovucak. O kuzu onun için çok degerliydi demis. Ve hafifçe kadini itmis. Kadin dengesini kaybetmis ve merdivenlerden düsüp boynunu kirmis. Sesi duyunca evin hanimi gelmis. Olanlari ögrenince sinirlenmis. Tam usagi dövmek için usaga yaklasirken usak lütfen beni bagislayin ve beni kovmayin diyerek diz çökmüs. Usagin üstüne hizla gelen kadin ise ona çarpip merdivenlerden yuvarlanmis ve ölmüs. Evin beyi gelip de olanlari dinleyince belinden silah çekip usagi vurmus. Sonra kendi kendine eyvah ben ne yaptim? bir kuzu, aynanin kirilmasi ve sevmedigim karim için elimi kana bulamaya, katil olmaya degermiydi? demis ve silahi çekip bir kursunda kendine sikmis. Bütün bu olanlari bir kenardan izleyen seytansa siritarak "Ben hiç bisey yapmadim ki. Sadece aciyarak kuzunun boynundaki ipi gevsettim, o kadar..." demis...

 

Alis-Veris

Eski Istanbul'da bir yaptigi veresiye alis verislerde pek borcunu ödemeyen bir memur varmis. Bir gün bir alisveristeyken çarsiyi denetleyen belediye baskani adi Mehmet olan bu adama da hal hatir sormus:

- Ooo Mehmet Efendi nasilsin?

- Iyi alis veris yapiyorum. Bu cevap üzerine agzi Mehmet Efendi'den yanan dükkan sahibi hemen atilmis:

-Vallahi efendim su ana kadar yalnizca aldi. Çok sükür daha bir sey verdigini pek görmedik.

--------------------

BOZULDU

Temel' e ikramiyeden büyük miktarda para çikar ve imajini degistirmek ister.

Ilk önce gözlük

almaya karar verir.Gözlükçüden kaliteli bir gözlük ister,gözlügü takar ve fiatini

sorar 10 Milyon cevabini alinca bu gözlük yakismadi diyerek baska gözlük dener fiati

sorar 100 Milyon lafina da karsilik yakismadigini soyler.Gözlükçü çelik kasa da sakli

dünyada benzeri olmadigini söyledigi gözlügü çikarir. Temel gözlügü takar hosuna gider.

Çünkü gözlükçü karsisinda çiplak durmaktadir.Etrafina bakar tüm insanlar çiplak

gözükmektedir.Gözlügü 100 Milyar'a satin alir evin yolunu tutar Fadimeye hava atacaktir.

Eve girince köyden hemserisi Dursun misafir gelmistir fakat Fadime ile Dursun'u çiplak

görmektedir.gözlügü çikarir yine çiplak görmektedir.Gözlügü takar çiplak,çikarir çiplak

sinirlenip gözlügü ayaklarinin altina alir kodumun gözlügü ne çabuk bozuldu der.

 

BAK AKILLANDIN

hoca yolculuk sirasinda mola verip bir hana girer, bu sirada hana bir baska yolcu

daha girer ve ikisi birden hancidan yiyecek birseyler isterler. Fakat hanci yiyecek

olarak sadece bir balik oldugunu söyler ve bunu paylasmalarini önerir. Bunun üzerine

hoca 'ben baligin sadece basini yiyecem' der. Hanci bunun nedenini sorar, hocada

'balik basi zekayi arttirir,balik basi yiyen insan akilli olur' der. Bunun üzerine

diger yolcu hemen atilir ve hocaya 'balik basini niye sen yiyeceksin, ben yemek

istiyorum' der. Hoca da itiraz etmez ve baligin koca gövdesini hoca yer ve bir güzel

karnini doyurur, diger yolcu ise sadece baligin basini yer ve sonra hocaya seslenir

'sen koca gövdeyi yedin karnini doyurdun ben sadece kafayi yedim aç kaldim ' der Hoca

da bunun üzerine sunu der 'Bak nasil akillandin'

BORSACI

Kurt borsaci genç borsaciyi yanina almis, isin inceliklerini anlatiyor. Bütün önemli konular gibi, bu konu da parkta yürüyüs yaparken konusuluyor.

Yasli kurt anlatiyor:

- Durumu degerlendirirken, kafanda ne kadar risk karsisinda ne kazaniyorum hesaplarini Iyi yapacaksin... Mesela bak suraya bir köpek pislemis, normalde igrenç ama sana "parmagini degdir ve yala, karsiliginda bir milyar veririm" dedigimde bir firsat sekline dönüsür degil mi?

- Elbette.

- Haydi bakalim, bir milyar veriyorum parmagini degdir ve yala.

Genç denileni yapar, ihtiyar kurtun aninda saydigi bir milyari cebe atar, yürüyüs devam eder.

- Peki ben size bir milyarinizi geri almaniz için su köpek pisligine parmaginizi degdirip yalamanizi söylesem...

Yasli kurt hemen yapar ve bir milyari geri alir.

Yan yana yürümeye devam ederler...

Genç: - Ceplerimizdeki para ayni, ikimizin de agzinda köpek pisligi tadi var. Ne fark etti?

Yasli kurt: - Öyle deme; iki milyarlik islem hacmi yarattik!

 

Aganin Ayricaligi

Irgat kosa kosa agasinin yanina gelir;

-Agam aksam rüyamda seni gördüm

-Hayirdir len nasil gördün?

-Ikimizde ayni uçakta seyahat ediyorduk.

-Eeee

-Sonra uçak ariza yapti ve düstü.

-Hayirdir insallah,ne oldu sonra?

-Ben bok çukuruna, sen de bal çukuruna düstün.

-Olacak di mi o kadar fark. Agaligim rüyada bile belli olmus.

-Sonra birbirimizi yalaya yalaya temizledik.

 

Kolkola

Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarini birbirine sarmis dolasiyorlardi.Erkek ahtapot egildi hafif bir sesle disi ahtapotun kulagina fisildadi:

-Ne güzel bir gece degil mi sevgilim?...Mehtap,yildizlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolasiyoruz...

 

Renk insani degistirir

Amerika'da bir fuar açilmisti. Fuarda zencileri beyaza dönüstüren bir makine tanitiliyordu. Denemek 10 dolardi. iki zenci fuari gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar verdiler. Birinin 11 dolari digerinin ise 9 dolari vardi. 9 dolari olan arkadasina dönüp

-Sen 1 dolarini bana ver. Gidip birlikte beyaz olalim. dedi. Arkadasi ise :

-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eger memnun kalirsam sana 1 dolarimi veririm. Sen de beyaz olursun. dedi.

Anlastilar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çikti. Disarida kalan zenci duruma çok sevinmis olarak arkadasinin yanina gidip :

-Hadi dedi. 1 dolari ver ben de beyaz olayim.

-Hadi oradan pis zenci!

 

Topun Hacmi

Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kirmizi top verip bunun hacmini nasil bulacaklarini sormuslar. Matematikçi, bir mezura ile etrafini ölçüp formülle yariçapini hesapladiktan sonra diger bir formülle yariçapindan hacmini bulacagini söylemis. Fizikçi ise topu suya batirip yer degistiren suyun hacmini ölçerek topun hacmini bulabilecegini söylemis. Top son olarak mühendisin eline verilmis, mühendis topu söyle biraz çevirip bakmis ve sonra: "Bana kirmizi toplar katalogunu bulun"

 

Teknoloji

Bir Türk, Japon arkadasinin daveti üzerine Japonya'ya gidiyor. Birkaç gün gezdikten sonra arkadasi onu çalistigi fabrikaya götürüyor. Teknoloji muazzam. "Bak !", diyor Japon : "Burada robot yapiyoruz. Su Robotlar ögle yemegini hazirlar ve getirir. Sunlar bebek bakar. Sunlar araba bile kullanir." Bizim Türk vatandasi hayretler içinde kalir. Dolastikça gözleri fal tasi gibi açilir. Japonya'dan ayrilirken arkadasi Türkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini görmek istedigini söyler. Ve o gün gelir. Fakat bizim Türk nereyi gezdirecegini bir türlü bilemez. Düsünür ne göstermelide altinda kalmamali Japonyada gördüklerinin. Aklina hamam gelir. Japon ne anlar Türk Hamamindan. Alir götürür. Japona ilginç gelir: "Ne oluyor burada?" "Biz burada insan yapiyoruz." " Sahi mi?" der Japon. Bir odanin kapisini açarlar. Içeride tellak bir adamin kolunu ovmaktadir. "Bak der bizimki, burada kollar monte ediliyor." " Bir baska odada bacak ovulmaktadir. "Buradada bacaklar takiliyor." Japon bu sefer hayrette. Diger odanin kapisini açarlar. Içeride bir kadinin üstünde bir erkek is üstünde. Japon sorar : "Peki burada ne oluyor." "Burada montaj bitmis delikler açiliyor."

 

Emektar

Adamin biri sabah uyaninca o gün 90 yasinda oldugunu hatirlamis. Yavas yavas yataktan kalkarken gözü ayaklarina ilismis "sevgili ayaklarim" demis, "Bugün 90 yasina girdik. Bu kadar sene beni istedigim yere götürdügünüz, bu yasima sizinle girdigim için bahtiyarim, sizlere çok tesekkür ederim, nice seneler dilerim."

Sonra dizlerine dikkat etmis "Sevgili dizlerim, bugün 90 yasina girdik. Bu kadar sene beni tasidiniz,"bükül" dedim büküldünüz, çömel dedim çömeldiniz, bu yasima sizinle girdigim için sükür ediyorum. Sizlere çok tesekkür ederim, nice seneler dilerim"

Sonra gözü biraz daha yukari kaymis "Eee emektar" demis "Eger sende yasasaydin bu günümüzü birlikte kutlayacaktik."

 

Sinekler

Dokuz yasindaki oglan cocugu elinde raket, gözünü pencere camina konmus çiftlesmekte olan sineklere dikmis..

- "Anneee!!" diye cagirmis.. "Sineklerin erkegi olur mu?"

Anne bu masum sorudan kuskulanmadigi için "Olur yavrum.." cevabini verince, oglan sorusunu ikilemis

- "Peki sinegin disisi olur mu?"

Kadin o zaman sorularin çetrefilli bir yere gidecegini sezip, yan çizmis

- "Olmaz evladim.."

Oglan aradigi cevaplari alinca elindeki raketi hirsla sineklerin üzerine yapistirmis.

"Ibneler!"

 

Haremagasinin Intikami

Ahmed sarayin hizmetkarlarindan biri.. Yillardir Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmus.. Artik bir saplanti halini almis Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayip haremagasina açilmis..

"Bana sultanin memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdigim bin altin senin" demis.. Harem agasinin akli yatmis bu karli ise..

Kenar mahallelerde tanidigi bir simyaci, büyücü karsimi bir kadin varmis.. Ona gidip bir losyon hazirlatmis ve bu losyonu, sultanin o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüs.. Sultan çiplak tenine korsayi takinca, losyon etkisini hemen göstermis. Memeleri yangin yeri gibi yanmaya baslamis.. Saray doktorlari merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamislar.. Sultan acidan, kasintidan, yanmadan ölecek.. Harem agasi ortaya çikmis ve padisaha "Saray hizmetkarlarindan Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyasi, herseye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili.. Kraliçemizi ancak o kurtarir, eger izin verirseniz" demis.. Padisah çaresiz çagirmis Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakin sultanla yalniz kalip muradina ermis... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altini harem agasina vermeye yanasmamis.. "Bu olayi açiklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsin.. Hadi bakalim, çek arabani" demis, haremagasina.. Çok kizmis harem agasi.. Öyle kizmis ki.. Ertesi gün ayni yakici losyonu padisahin, banyodan sonra giyecegi donuna iki kat sürmüs..

 

EN AKILLI ADAM

Bir kesis dünyanin en akilli adamini bulmak için diyar diyar geziyormus sira nasreddin

hocanin köyüne gelmis ve köylülere sormus.

- sizin köyün en akilli adami kim?

demis. Köylülerde:

- nasreddin hoca demis.

bunun üzerine kesis köy meydaninda

hoca ile görüsmeye baslamis ve eline bir çomak almis yere bir daire çizmis, nasreddin

hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüs, kesis bir dogru daha çizerek daireyi dörde

bölmüs,hocada

dörde bölünmüs dairenin üç dilimine çarpi isareti koymus,kesis

elleriyle asagidan yukariya dogru hareket yapmis,hocada yukaridan asagiya yapmis ve kesis

büyük bir hayranlikla hocayi tebrik etmis.

Olup bitenden bir sey anlamayan halk kesise ne oldugunu sormus kesisde :

- Bu adam gerçekten dünyanin en akilli adami, yere dünya çizdim

o ortadan ekvator geçer dedi,ben dünyayi dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi,ben

yerden buharlasma sonucunda ne olur dedim o da yagmur yagar dedi.

Bu sefer hocaya neler oldugunu sorar halk hoca da:

- Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarisi benim dedim, daha sonra

tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim, o da tepsi altindan atesi

hafif hafif

almali dedi ben de üstüne findik fistik ekelersek daha iyi olur dedim.

 

TED AMCA

Amerika'da bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alinabilecek bir hikaye

yaratmalarini,

ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya

baslamis. Ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya:

Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla

giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi." Ögretmen

- Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir?

- Bütün yumurtalari ayni sepete koyma.

- Aferim çok güzel. Lily sira sende.

Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:

- Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka

makinesine koyar, geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama

sadece 8inden civciv çikti.

- Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir?

- Tavuktan çikmamis yumurtalari sayma

- Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende

Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:

- Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken

helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir

kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi

içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra

kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz

bitirmis.

- Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir?

- Içerken Ted Amcama bulasmayin...

 

SPIKER

Temel dünya turuna çikar ve yolu Canada'ya da düser. Kirk yilda bir Karadeniz'de hamsi

avlamaktan daha degisik bir firsat çiktigini düsünerek buz tutmus bir gölde, buzu kirip

balik tutmaya özenir ve ise koyulur. Tam buzu kiracakken, insanin içini titreten bir ses

duyulur:

- Oglum burada balik yok!

Temel az öteye gidip tekrar buzu kiracakken ses yine gürler,

- Burada balik yok dedim sana...

Temel'in eli ayagi titreyerek seslenir:

- Tanrim, sen misun yoksa?

Ses yeniden duyulur,

- Hayir oglum, ben buz hokeyi stadinin spikeriyim

 

DÖNMEYIZ

Temel ile Dursun bir aksam otobanda iki sarisini arabalarina almislar ve issiz, kuytu

bir yere gitmek için basmislar gaza...

Yarim saat sonra gidecekleri yere

yaklastiklarinda sarisinlardan biri der ki :

- Simdiden söyleyelim, biz dönmeyiz.

Temel kendinden emin bir sekilde cevap verir :

- Valla bu kadar geldikten sonra biz de dönmeyiz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ögrencinin biri sinavda sorulari yanitlamak için zar atiyormus.

1 gelirse A,

2 gelirse B,

3 gelirse C,

4 gelirse D,

5 gelirse E,

6 geldigi zaman ise tekrar zar atiyormus. Bir atmis 6 gelmis, bir daha atmis

yine 6 gelmis,bir kaç defa daha atmis yine 6 gelince :

- Bu soru çok zor, ben en iyisi bir sonraki soruya geçeyim, demis...

 

------------

 

adamın biri askere gider .herkes birbirine ne iş yaptığını sorar.

sırasıyla terzi, bakkal, berber,b izimkine sıra geldiğinde ben:

-İDDACIYIM ve hayatımı bununla kazanıyorum der.

ve herkesle iddaya girişir. bütün bölüğü soyar soğana çevirir.

 

bölük komutanı bundan bıkar ve bunu başka bir bölüğe yollar.

diğer bölük komutanını arar uyarır. sana bir asker yolluyorum ama sakın onunla iddaya girişme der. ama diğer bölük komutanıda çok iddacıdır. askeri yanına çağırır.

 

hadi seninle iddaya girişelim ama soruyu ben sorarım der. asker hemen kabul eder. komutan askere benim karımın g..ünde kaç ben var der. asker iki der. komutan üç der.kadına bakarlar gerçektende üç ben vardır .yeni komutan eski komutana telefon açar:

-hani senin asker çok iddacıydı onunla karmın g..ündeki benlerin

sayısına iddaya giriştik ben kazandım der

 

eski komutan kahkaha atar.

-oda zaten bizim bölüğün tüm askerleriğle komutanın karısının g..ünü görmek için iddaya girişmişti der.

 

---------------

 

Zorunlu askerligini yapmakta olan genc babaannesine koli icerisinde bir el bombasi yollar, pimine yapistirdigi kagitta;

 

-Babaannecigim, benim acilen izine gelmemi istiyorsan lutfen bu halkayi yerinden cekip cikar!...

 

---------------

 

Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar:

 

- "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?"

 

- "Evet."

 

- "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?"

 

- "Otlanmayacağım."

 

- "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?"

 

- "Yıkattırmayacağım."

 

Herkesten gerekli yanıtı alan Mehmet:

 

- "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine işemiyeceğim.."

 

------------

 

Askerlerle birlikte,Temel bos bir arazide mayin olup olmadigini kontrol ediyorlardi. Havadan düsman ucaklari gecmeye baslayinca, komutan emir verdi:

 

-"Hemen herkes donunu indirsin ve yüzüstü yere yatsin.Böylece Ucaklar burayi kabak tarlasi sanip devam eder giderler!"

 

Bunun üzerine Temel:

 

-"Komitanim, sirtüstü yatsak, hiyar tarlasi sansalar olmazmi?"

 

 

-------------

 

Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik

 

dersinden 1 aldim" der. Babasi hemen sorar, "Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim. Babasi hemen oglunu tasdikler ve

 

"Fakat bu dogru" der. Ondan sonra da "ögretmen 2x3 kaç eder?" diye sordu.

 

"Has siktir, ne farki var ki ?"

 

"Ben de ögretmene aynisini söyledim

 

------------

 

Iki liseli genc uyusturucu icerken yakalanmislar ve cuma gunu mahkemeye cikarilmislar. Hakim - Bakin cocuklar daha cok gencsiniz size 2. bir sans veriyorum. Hafta sonu elinizden geldigince insanlari uyusturucudan vazgecirin pazartesi goruselim

Haftasonu gecmis..

Hakim - Eeee ne yaptiniz anlatin bakalim ..

1. genc - Ben 17 kisiye uyusturucuyu biraktirdim..

hakim - Cok guzel nasil yaptin?

1. genc - Iki daire cizdim.. ( O o ) seklinde ve 1. si uyusturucudan onceki beyniniz 2. si ise uyusturudan sonraki beyniniz deyince inandilar..

Hakim - Guzel, inandirici..Serbestsin..ya sen?

2. genc - Ben 156 kisiye biraktirdim..

Hakim - Ho !?..Inanilmaz,nasil ?

2. Genc - Bende 2 daire cizdim.( o O ) seklinde.. 1. daire uyusturucudan onceki kiciniz 2. si ise hapishaneden sonraki dedim..

 

----------

 

padişahın biri bir gün sarayının etrafına kocaman bir göl yaptırır.

Gölün içine bütün vahşi deniz yaratıklarını atar ve ülkenin dört bir yanına "her kim burdan yüzerek karşıya geçerse mirasım ve kızım onundur" diyr mustular salar.

suya atlayan herkes ya geri döner ya da vahşi balıklara yem olur.Derken adamın birinin hiç ardına bakmadan son hızda yüzdüğü- nü görürler.

padisah nefes nefese kalmıs olan adama sorar:

-söyle bakalım kızımı mı istiyorsun?

adam hala nefes nefesedir:

-hayır.

-tahtımı mı istiyorsun?

-hayır

-E söylesene be adam ne istiyorsun benden.

-Onu bunu bosver de beni iten o... cocugunu bul bana

 

---------------

:D:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Adamın biri ölüyor ve öbür dünyaya gidiyor. Orada bir sürü saatler var. Adam görevliye soruyor "Bu saatler ne için?" Görevli "Herkesin bir saati vardır. Yalan söyledikçe döner" diye cevap veriyor.

 

Adamın bir saat dikkatini çekiyor. Saat tam 12'yi gösteriyor. "Kimin?" diye soruyor adam. Görevli "Mustafa Kemal'in" diye cevap veriyor. "Hiç yalan söylemedi. O yüzden saat hep 12'de durur" diyor.

 

Adam kendi saatini bulup bakıyor ve birden aklına geliyor. "Bir de bizim ülkemizde Recep Tayyip Erdoğan diye bir lider vardı. Onun saati nerede?" diye soruyor. Görevli, "Onun saatini Azrail alıp cehenneme götürdü, vantilatör olarak kullanıyorlar"

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını problemini cözmek için :

 

"Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş.

 

Kadıncağız baslamış anlatmaya ...

 

"Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da .." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.

 

Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da .." diyor. Yine 'ya da' yı tercih etmek zorunda kalıyorum.

 

Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da ." diyor. Eee, haliyle 'yada' yı tercih ediyorum.

 

Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz "

 

Psikolog kadına bakıyor :

 

"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da..."

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...