Dört Kelime Bir Cümle

Elimde su kovasi aklimda ekmek yürürken cebimdeki tirnak makasini dusurdum

Alev. Oje. Çam ağacı. Parfüm

Yerde hemen çam ağacının yanında kırılmış oje şişesi hemen onun arkasında da aynı şekilde kırılmış bir parfüm şişesi daha ortada bir çam ağacı, az önce benzin döküp yaktığı ,alev almasını sağladığı ipin hızla oje ve parfüm şişesine ilerleyişi ona en güzel ölüm bu gibi göründü hem de yılbaşında...

Ördek-test kitabı-gitar-rihanna

Alevi unutmuşsuun

Alevi unutmuşsuun

Artık var

Ördekli test kitabımdan bıkınca gitarımı kapıp rihannadan çaldım

sürat, kapak, boncuk, ipek böceği

süratle gittiğim arabamda arkadaşım bana birşey unuttuğumu söyleyip torpidoyu açıp bakmamı söyledi ve eğilip torpido kapağını açtım içinde ipek böceği desenlerinin olduğu küçük bir kutu gördüm alıp içine baktığımda rengarenk boncuklarla yapılmış takılar vardı.

kirpik,vapur,yol,kış

Kışın İstanbul dan Bursa ya giderken deniz yolunu tercih ettiğimde, vapurun güvertesine çıktığım gibi kirpiklerim karla doldu

çapa. deniz yıldızı. haftasonu. plaka

Haftasonu 34.. plaka otobüsüyle egede bir kasabaya gittim oraları gezerken tarlada çalışanları gördüm ve elime çapayı kaptığım gibi yardıma yanlarına gittim oradan sahile indim ve deniz kenarında bir deniz yıldınıza rastladım.

kuaför,kartpostal,yemek,soğuk

Kuaförden eve geldiğimde sokak kapısına bırakılmış kartpostalı okuyarak soğuk yemeğimi yedim

battaniye. teleskop. kiremit. tırtıl.

yanıma battaniye alıp terasa çıktığımda teleskopumu üzerine koymak için aldığım kiremitin üzerinde minik bir tırtıla rastladım.

kot,parke,lens,asfalt.

Dans kotumu giyip çıplak ayak parkenin üstünde dans çalışmamı yaparken camdan dışarı baktığımda sıcaktan asfalttan buharlar çıkıyordu ya da yeni lenslerim beni kandırıyordu

merdiven. stateskop. nazar boncuğu. bagaj.

Ama lensi unutmuşsun

Arabamın bagajını açıp steteskopumu içinden çıkartıp hızla hastanenin merdivenlerinden çıkarken boynumda steteskop yakamda nazar boncuğu ile herkesin dikkatini çekmiştim

Gezegen, sarı saç, toprak, kalem

(Düzelttim, bi unutkanım bu aralar , bu akşam yemek yemeği bile unuttum o derece )

Bu gezegende toprak üstünde yaşayan canlıların çoğu sarı saçlı ve eli kalem tutan insanlardır

saç tokası. pastel boya. pipet. şezlong.

Şezlongumda resim yapmama engel olan saçlarımı saç tokadıyla topladım bir güzel ve pastel boyayla boyadığım resmsn ucuna pamuk geçirdiğim pipetimle dağıtmaya koyuldum...

İmza-gece lambası-resim çantası-kelime oyunu

Resim cantamda biriktirdigim kelime oyunlarımı çıkartıp kenara bıraktıktan sonra masamın üstündeki dosyalarımı imzalayip gece lambamı kapatıp odadan çıktım

perde, teker, tuz,ay.

Yemeğine tuz atarken dışarıdan gelen sesi merak etti ve perdeyi eliyle iteledi,büyükçe bir arabanın tekeri öylesine parlıyordu ki gözlerini aldı ama sonra onun tekerin parlaklığı değil ayın masum ışığı olduğunu gördü...

Mum-parfüm-kelebek-saç spreyi

İmza gününde, sanatçı resim çantasından çıkardığı özel çalışmasında gece lambasının resmini öyle olağanüstü çizmişti ki eleştirmenler artık bu muhteşem eseri eleştirmeyi bırakıp birbirlerine kelime oyunu yapmaya başlamışlardı

okyanus. kaktüs. kanguru. sincap

Girdiğim ormanda sincap ve kanguru gibi bir çok hayvana rastladıktan sonra biraz daha ilerleyip okyanusla buluştum

kalp, bilgisayar, terlik, klima.. off ben yetişemiyorum telefondan ya

hehe kimse birbirine yetişememiş karman çorman oldu

Kışın bu soğuğunda kalorifer ve terliklerim yetersiz kalıp bir de odaya klima taktırdığımda soğuktan üşüyen kalbim ısınmaya başlarken geçtim bilgisayar karşısına...

ceviz kabuğu. uydu. siren. çit.

Terligi unutmussun

Kalp sağlığıyla ilgili bir makale okuyordu bilgisayardan ne de olsa doktordu,bir an ayakları üşüdü ama terlemişti de terlikleri hemen attı klimanın kumandasını kavradığı gibi klimayı açtı..

Mont-tablo-takvim-ranza

Yaa o kadar uğraştım telefondan yetişemiyorum. neyse benden devam edin

Odaya girdiğinde montunu ranzaya asıp takvime baktı ve tabloyu alma günün geldiğini gördü

kızamık. ton balığı. fasulye tohumu. zincir.

Kızamık olup evden çıkma yasağım olduğunda sıkıntıdan fasulye tohumlarını zincir seklinde pamuğa ekip,kendime ton balıklı sandviç yapmıştım.

yatak, deodorant, aile, duvar

Kızamık olup evden çıkma yasağım olduğunda sıkıntıdan fasulye tohumlarını zincir seklinde pamuğa ekip,kendime ton balıklı sandviç yapmıştım.

 

yatak, deodorant, aile, duvar

Yatak odamda deodorant sikarken ailem duvardan dinlemis

Araba, havuc, asansor, dergi

Asansör dergisindeki arabalardan bir tanesi havuç rengindeydi.

ruj, mouse, elektrik, pazar