Dört Kelime Bir Cümle

Takımın fiyaskosu amigoyu çılgına döndürünce çinko levhayla oyuncuların üzerine saldırırken halkı linçe davet ediyordu.

iyi geceler - uyumak - işyeri - 23:53

maç tam bir fiyaskoyla sonuçlanınca,taraftar amigonun etrafını sararak uçunda çinkodan yapılmış sivri uçlu demir parçasını amigonun boğazına sokarak onu linç etti

iyigeceler uyuda iş yerine geç kalma aa yatmadın mı sen hala , bak saate 23:53 olmuş hadi doruu yatağa

İYi geceler

alperadana - devam et kelime ver dostum 4 adet

iyi geceler diye seslendi işyerinde yatan işçilere;ama orası uyumak için ideal bir yer değildi. pardon aurorax veee pardon velwet

sevgi,cinayet,şeytan,melek

melek barışla sevgiyle geldi ve şeytan cinayet ve fitne ile geldi insanoğluna

Seyyar - dünya- ıssız - kayış

kayışını koparmış edasıyla, yalpalayarak yürürken ıssız tünelde, seyyar dünyanın ona attığı kazıkları düşünüyordu

hançer-sunak-tabut-şafak

yapacağı ayinde tanrıcasına yaptığı sunakta tabuttan alınmış kefen parçasını kanla buladı üzeirine hançeri sapladı ve şafak sökmeden hain sevgilisinin ölmesini istedi tanrıçasından

maganda - peygamber - ilah - sebil

magandalar yol kenarında ki sebilden su içerken peygamber ilahından buyruklar almakla meşguldü

çatlak - soğuk - taş - ağız

taş bile çatlıyordu ağzından çıkan soğuk nefesinden,

kırmızı-jilet-ufuk-beklemek

çatalın buz gibi soğuk metal hali taş gibi sert kemalpaşa tatlısına batmıyordu

bomba - hatıra - şarkı - bamteli

jilet yiyen kız kırmızı saçlarıyla ufuktan gelecek bir haber bekliyordu

bomba gibi şarkı bamtelime dokunup hatıralarımı canlandırdı

komedi - ağlamak - siyah - beyaz

ufuk çizgisinin jilet gibi keskin noktasında kırmızı elbiseli bir kadını beni beklediğini gördüm ve öldüm..

Charlie Caplin'nin siyah beyaz filmde komediden ağladığım olmustur

yorgun - evvel - günah - moruk

siyah yıldızlarda ağlayan genç kız, gelen beyaz atlının komedisiyle neşesi yerine geldi

yorgun moruk daha evvel işlediği günahlar için dua ediyordu

mektup-kazan-tohum-büyü

büyücü kadına gelen mektubun içinde gelincik tohumu vardı kazanın içine attı ve büyü yapmaya başladı

kürdan - tahamülsüz - fer - titrek

kürdan kürdan parmaklarıyla feri sönmüş gözlerini ovalayıp dururken de acısına tahamül edemiyordu

asa-isa-ateş-kitap

feri sönmüş gözlerinde ki titrek bakışlar kürdanın ucu gibi sivri ve tahammülsüzdü

elinde asasıyla isa elinde ateş gibi kitabını tutuyordu

yasak - tutuşmak - gürültü - kıvam

gürültü ortamda el ele tutuşmanın ancak yasak tadında kıvamı olacağını düşünüyordu

sigara-istakoz-ağ-marina

isa nın asasıyla yere vurmasıyla kafirlerin inandıkları kitap ateş alıverdi

gürültü beynimin kıvamını bozmuştu aklım tutuştu biliyorum kapalı alanda sigara içmek yasak ama rahatlamam şart yaktım sigaramı rahatladım

çay - senet - depar - batıl

marinada demir almış teknede ki kaptan sigarasını yakmış ağını denizden toplamış takılan ıstakozu serbest bırakmaya çalışıyordu

çıtır - kaç - düşman - bahçe

keyfim tam çıtırken düşmanımı gördüm ve bir bahçeye saklandım.

telefon - yüzük - sigara - bardak

telefonu hışımla suratına kapattım ; benden sızma hakiki göz yaşlarım damlattım , bu konuşma onunla sondu ''bitti'' moralim bozuk aniden elimi sigarama attım sonrada yüzüğü parmagımdan fırlattım bardağın dibinde kalmış viskimden bi yudum daha alıp gecenin elinden sıkı sıkı tutmaya çalıştım

arbede - sıvazlamak - gam - tütün

arbede çıkaran çocuğun sırtını sıvazladıktan sonra ona la gamından bir şarkı çaldı ve yaktı tütününü... yaktı tütününü...

mor

etkilemek

özgürlük

kuş

kuşun mora çalan renginden etkilenmiştim ve kanatlarını ögürlüğe çıpmasını hayranlıkla izlemiştim

bilgisayar - bedevi - ölümlü - fan