Jump to content

Ateş Koruma Büyüsü


SchizophreniCorpse

Önerilen Mesajlar

Ateş Koruma Büyüsü

http://www.freewebs.com/extreme_goddess/pentargamonfire.jpg

 

 

Malzemeler:

-Her yön için 1’er mum

 

Daireyi açın , tanrı ve tanrıçayı çağırın ( Ben tanrıdan güç diliyorum, inancınıza göre değiştirebilirsiniz )

Ritüele bunu niyet ederek başlayın;

" Bu gece , bana fiziksel, zihinsel , duygusal veya ruhsal yönden zarar veren veya zarar verecek olan her şeyden beni koruması için ateşin koruyucu gücü için dua ediyorum."

 

 

Dairenin güneyine(batısına,kuzeyine,doğusuna) gidin mumu yakın ve yüksek bir sesle şunu söyleyin; “ Güneyden(batıdan,kuzeyden,doğudan) gelen hiçbirşey bana zarar veremez. “ ve ateşten bir koruma duvarının oluştuğunu hayal edin.

 

Dairenin doğusuna gidin mumu elinize alın ,gökyüzüne kaldırın, yüksek bir sesle şunu söyleyin; “ Yukardan gelen hiçbirşey bana zarar veremez “ ve ateşten bir koruma duvarının oluştuğunu hayal edin.

 

Dairenin kuzeyine gidin mumu arkanızda tutarak yüksek bir sesle şunu söyleyin, “ Aşağıdan gelen hiçbirşey bana zarar veremez. “ ve ateşten bir koruma duvarının oluştuğunu hayal edin.

 

Çemberin merkezine oturun ve mumların alevlerine bakın. Ateşin koruma kalkanı oluşturduğunu ve size zarar vermek isteyen herkesi ve her şeyi yaktığını düşünün.

 

Ateşin gücünü hissedin, sizi koruyor çevrenizde bulunan tüm kötülükleri yaktığını,yok ettiğini düşünün. Güvende olduğunuzu hissedin. Ve bunu kendinizi tehlikede hissettiğiniz her anda düşünün,hissedin. Ateşin koruyucu gücü artık sizinle.

 

Kendinizi hazır hissettiğinizde kalkın tanrı ve tanrıçaya teşekkür edin. ( Ya da inandığınıza. Ben Tanrıya verdiği güç için teşekkür ediyorum )

 

Ve daireyi kapatın.

 

Daireyi açma kapama

Kendinizi tehlikede veya güvensiz hissettiğiniz her an ateşin koruyucu gücünün sizinle olduğunu düşünün. Bunu diğer elementlerle de yapabilirsiniz. Bu ritüeli bir yerde görmüştüm alıp çevirip kendime uygun bir şekilde tekrardan yazmıştım.Bu gün bilgisayarı düzenlerken gözüme çarpto paylaşmak istedim. :)

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Daire açma-kapama linkini yukarıda verdim. Elementleri ve kutsal gücü çağırarak oluşturduğumuz mabedi astral düzleme taşımak da diyebiliriz. webcanın dediği de doğrudur. Gerçekleşirip gerçekleştirememeniz büyünün gerçekline değil sizin yeteneğinize bağlıdır. Zaten bu işlerden anlıyorsanız bir büyüye baktığınnızda eksikleri ve yanlışları görüp kendinize göre tekrar yazabilirsiniz. :) Bu arada beğenmene sevindim aplaçım :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu yazı alıntıdır. yazan kişiye saygısızlık olmasın.

 

Karanlık yüzünü göster bize

 

Kanlı sırlarını

 

Bizi gölgelere

 

En karanlık geceye götür...”

 

Pagan takviminin sekiz büyük bayramından biri olan ‘Samhain’ ayini sırasında söylenen bu sözler geceyi bıçak gibi ikiye yarardı. Ölümü kutsayan bu ayin sırasında göçmüş ruhlar için dua edilir, geçmişin izleri, ihanetleri, acı ve üzüntüleri hatırlanırdı. Nefret, çılgınlık, öfke ve intikam yüklü bu duyguların hatırlanması barış, kabullenme, bağışlama ve huzur getirirdi. El ele tutuşan kalabalık, ağlayıp bağırarak, çığlıklar atarak daireyi çözer ve Tanrıça’ya şükranlarını sunardı. Ayini geriye bakmadan terk etmek önem taşırdı. Sabahın ilk ışıklarıyla dağılan cadılar, yeni bir güne ve yeni bir döneme “Merhaba” derlerdi. Cadılar, büyü ve gizemli bir dünyanın alacakaranlığa açılan kapıları... Bilmediklerinizi keşfetmek ve sırlara yelken açmak bizimle birlikte bu eşiklerden atlamaya ne dersiniz? Önyargılarınızı bir kenara koymanızı ve hayata farklı bir pencereden bakmanızı öneriyoruz!

 

 

 

Bilimin temelleri büyüyle atıldı!

 

Yapılan bilimsel araştırmalar büyünün temellerinin tam 40 bin yıl öncesine uzandığını gösteriyor. Büyü değiştirmeye, hastaları iyileştirmeye ve ‘olduğu gibi’ bırakmaktansa yön vermeye hizmet ediyor. Bu nedenle onun için, bilimin en ilkel hali olduğunu söylemek mümkün. Antropologlar ve toplumbilimciler büyünün, bilimsel düşünce ve bilimin temelini attığından dem vuruyorlar. Büyünün tam bu noktada dinle ayrılıyor olması son derece doğal. Büyü, aynı bilim gibi gözleme dayalı ve değiştirmeye yönelik bir eylem olarak dikkat çekiyor. Oysa din statik, tartışılmaz ve mevcut olanı korumaya yönelik. Aslında büyü denilen uygulamalar Antik Yunan Dönemi’ne kadar uzanıyor. Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, cadı Medusa’yı düşünün! Efsaneye göre Medusa inanılmaz güzellikte bir kızdır. Athena onu öylesine kıskanır ki, sonunda son derece çirkin, yılan saçlı yaratık olarak bilinen bir Gorgon yapar. Gorgonlar öylesine ucubedirler ki, kendilerine bakan erkeklerin korkudan taş kesilmelerine sebep olurlar. Ancak Athena bununla da yetinmez ve Medusa’yı Zeusu’un oğlu Perseus’un yardımıyla öldürür. Medusa’nın iki damla kanını da Kral Erichthonius'a hediye eder. Damlanın biri hastalıkları iyileştirmek, diğeri ise, öldürücü bir zehir olarak kullanılacaktır. Tüm bunlar Medusa’nın gizemini arttırır. O artık çağlar boyunca büyücü bir kadın olarak anılacaktır. ‘Medicine’ kelimesinin nereden geldiğini daha net bir biçimde anlıyorsunuz değil mi? Bu İngilizce kelimenin kökleri Medusa’da hayat buluyor. Büyücü bir kadın ve iyileştirmeye yönelik uygulamalar. İnci bir çizgi, bilime ve eczacılığa yön veren bir efsane...

 

 

 

Büyünün kaynağı

 

Pek çok medeniyette yaşamış sayısız bilim adamının aslında birer büyücü olduğunu öne süren belge ve çalışmalar bulunmaktadır. Ploton, Pisagor, İbni Sina, Hallacı Mansur, Heraklitus ve kahin Nostradamus gibi bilimle ilgilenen insanların yaptıkları her türlü çalışmalarında büyü teknikleri ve gizli ilimler bilgisini de kullandıkları bilinmektedir. Büyü sadece batı dünyasına ait bir fenomen değildir. Uzak Asya dinleri ve Budizm’de büyü uygulamaları görülmektedir. Zen, Budizm’in varlığına inananların hayatına ciddi bir biçimde müdahale etmek için uygulanmaktadır. Yogo benzeri Uzak Doğu disiplinleri büyüsel yöntemlerin bir parçasıdır. Şamanlardan tarihin bilinen en bilge büyücüleri olarak söz edilmektedir.

 

 

 

Uçan süpürgeler ve büyü ilişkisi

 

Büyücü kadın genellikle ata biner gibi bir süpürgeye binmiş olarak gecenin buzdan semalarında süzülür. Bir cadı güzel de olsa çirkin de olsa korkunçtur. Cadı hiç kuşkusuz, tekin olmayan gecede boy gösterecek, uzaklardaki bir ‘Şabbat’a gidecek, diğer büyücülerle buluşacaktır. Gücüne güç kattıktan hemen sonra karanlıkların efendisi olan şeytanı çağıracaktır. Ayin gecenin en karanlık zamanında başlayacak ancak horoz öter ötmez bu şeytan çılgınlığı sona erecektir. Cadı bir çok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan insanlardır. Cadılar erkek ya da dişi olabilirler. Cadılık günümüzde bir din olarak kabul görmeye başlamış ve İngilizce bir sözcük olan ‘Witchcraft’ adı verilmiştir. Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır. Cadılık esas olarak, Şaman Dininin daha modernize ve sistematize edilmiş şekli olarak görülebilir. Eski Yunanca’da "Witch" tedavi eden iyileştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir. Eski Yunan’da Homeros cadılardan söz etmektedir. Romalı şair Horatius ‘Satirae’ adli eserinde mezarlıkta buluşan iki cadının yaptıklarını uzun bir biçimde anlatmaktadır. Avrupa’da tarih öncesi devirlerden beri cadılara inanılmaktadır. M.Ö. 3000 yıllarına ait bir mağara resminde boynuzlu bir yaratığa rastlanmaktadır. Bu yaratığı rahatlıkla bir cadı olarak betimleyebiliriz. Avrupa’nın pek çok bölgesinde buna benzer resimlere rastlanmaktadır.

 

 

 

Günah keçileri

 

Hıristiyan kültüründe rastlanan cadı inancının putperest dönemden kalma olduğu söylenebilir. Cadılığın özellikle arttığı dönemler vardır. Bu artışta Druid görüşün yayılması etkili olur. Daha önceki dönemlerde sadece kara büyü yaptığına inanılan birkaç kişi kurban edilmiştir. Ama Ortaçağ’ın gölgesi cadı avının tam ortasına düşer. Katolik dünyası pek çok şeyden cadıları sorumlu tutmaya başlar. 1348’deki büyük veba salgınından cadılar sorumlu tutulur. Cadıların özellikle Cuma geceleri mezarlıklarda keçi kılığına giren şeytanla buluştuklarını inanılmaktadır. Bu tehlikeli büyücüler zehirli otlar, hayvan ve insan cesetlerinin bazı parçaları, idam mahkumlarının elbiseleriyle büyü yapmaktadırlar. Yeni doğan çocukları çalar, onları kurban eder ve cesetlerini yerler. İstedikleri kişilerin balmumundan tasvirlerini yapıp o kişiye zarar verirler. Böylece 14. yüzyıldan itibaren bir sürek avı başlar. Zaten İncil’de de cadılardan söz edilmektedir. Cadılar yakılmadıkça, içlerindeki şeytanların çıkarılamayacağına kanaat getirilir. Engizisyon mahkemeleri cadıları bağladıkları direklerin altındaki odunları tutuşturmaya başlar. Zaman içerisinde 30 bin kadın yakılacaktır. Şeytana taptıklarına inanılan cadıların sembolleri keçiyi çağrıştırıyordu. Bu nedenle şeytan çoğu zaman boynuzlu bir keçi şeklinde tasvir edildi. Günah keçisi deyimi buradan geldi.

 

 

 

Cadılar gerçekte kimdi?

 

Aslında cadılık akımı, ekonomik ve sosyal problemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Salgınlar, sefalet, açlık ve savaşların nedeni ezilen kitlelere açıklanmıyordu. Bu noktada başkaldıran insanların olması doğaldı. Oysa ‘Neden’ diye sormak her dönem için büyük bir tehlike taşıyordu. Büyücü olduklarına inanılanlar sadece neden sorusunu sormakla yetinmediler. Statükoya karşı çıktılar. Mevcut olanı değiştirmek isteyen, yön vermek için çabalayan ve sorgulayan insanlar Katolik dünyanın keskin sınırlarına ters düştüler. Açıkçası statüko kendinden olmayanı kabul etmiyordu. Güç kilisenin ve erkek dünyasının dışına çıkamazdı!

 

 

 

Pagan kültüründeki kadın rahipler

 

Birçok gizem örgütünde kadınlar cemaate kabul edilmezler. Ancak Druidler için bu kural geçerli olmamıştır. Kadın Druid rahibeleri cadılar olarak bilinmekte ve Druidesler olarak adlandırılmaktaydılar. Onlar ilaç hazırlamakta, şifalı ve büyülü bitkileri tanımakta ve onlardan karışımlar yapmakta son derece ustaydılar. Açıkçası onlar bilge kadınlardı. Değişik zamanlarda bir araya gelen cadılar, aralarına erkek kabul etmezler ve kendilerine özgü törenler düzenlerlerdi. Sihir ve büyü ile ilgilenen bu rahibelerin iklimlere etki ettikleri ve hayvan şekillerine girebildiklerine inanılırdı.

 

 

 

Kara Büyü

 

Büyü ak ve kara büyü olarak ikiye ayrılmaktadır. Ak büyü genellikle başkalarına yara sağlamakta ve doğal felaketlere karşı bir panzehir olarak kullanılmaktadır. Kara büyü ise tamamen kötülük için yapılır. Hedef seçilen insanın sağlığını, işini ve ilişkilerini bozmaya yöneliktir. Tek Tanrılı dinlerin yasakladığı büyü çeşidi de budur. Kara büyü işinde olanların asla merhamet duymadıkları söylenir. Genellikle bu işi menfaat için yapmaktadırlar. Aslında büyücülük ‘Satanizm’ olarak adlandırılan bu çarpık durumdan belirgin bir biçimde ayrılır. Satanizm’in uygulama merkezi kara büyüdür. Ayinlerde kurban sunumu ve cinsellik istismarına sıkça rastlanır.

 

 

 

Günümüzün büyüleri ve büyücüleri

 

Genellikle büyü ve büyücünün karanlık bir dünyaya ait olduğu düşünülmektedir. Sır dolu söylentiler insanların böyle düşünmesine olanak vermiştir. Aslında tüm bunlar doğrudur. Büyü gerçekten de gizemli bir dünyaya aittir. Çoğu zaman kötü amaçlar ve karanlık işler için kullanıldığı bir gerçektir. Günümüzde bilimin çeşitli dalları olağanüstü bir gelişme göstermektedir. Birçok insan bu gelişimin ardında büyünün olduğunu söylemektedir. Bazı gelişmelerin sırrı hala çözülemez. Metafizik bir boyuttaki tartışmalar bilimin gölgesinde kalmaktadır. Gizem ve okült kitapları batı dünyasında peynir ekmek gibi satmaktadır. Hayalet avcılığı, insanın kendi manyetik alanını kullanarak güce ulaşması olarak adlandırılan levitasyon, metafizik ve telepati gibi konulara ilgi büyüktür. Bu konular aynı zamanda medyanın gündeminden de düşmez.

 

 

 

İngiltere’de Margred Thatcher’in görevini bırakması için büyü yapıldığı söylentileri ayyuka çıkar. Benzeri bir söylenti de ülkemizde geçerli olur. Söylentiye göre Özal’ın sonunu büyücüler hazırlamıştır. Her iki iddia da modern büyücülük çizgisine konu oldu.

 

 

 

Herkes büyü yapabilir mi?

 

Bu konu bir sır olarak gizemini korusa bile onunla ilgili daha fazla şey bilmekteyiz. Kendilerini çağdaş büyücü olarak niteleyen birtakım insanlar bu işin herkes tarafından yapılamayacağını dile getiriyorlar. Ancak bu ifadelerin ardında daha çok bu disiplini paylaşmamak ve bilgiyi bir sır olarak tutma isteği yatıyor. Büyünün doğuştan bazı yetenekler, disiplinli bir çalışma ve öğrenmesi zor uygulamalar gerektirdiği kesin. Ancak konunu uzmanları günlük hayatını biraz daha keyifli hale getirmek isteyen herkes bazı kolay büyü yöntemlerini uygulayabilir diyor. Size hitap edecek örnekler mi istiyorsunuz? Buyurun güle güle kullanın...

 

 

 

Sınav kazandıran büyüler

 

Bu Druid büyüsüyle sınav kazanmaya çok yakın olacaksınız. Uygulamaya ön hazırlıkla başlamak gerekiyor. Dersin başına oturmadan önce TUMURİ ERREN kelimesini yüksek sesle birkaç kez tekrar etmeniz zihninizi açacaktır. Sınav günü kesinlikle koyu renkleri tercih etmeyin ve metallerden uzak durun. Bunlar enerjinizi tıkayacaktır. Sınav masasına geçtiğinizde kağıdınızın üzerine silgiyle SAMSA yazıp bunu yine silgiyle silin. Her soruda mutlaka kısık sesle MEDİCİ diyin. Sınavı bitirdikten sonra Druid rahiplerine şükranlarınızı sunmak için TENKE kelimesini beş kez yüksek sesle tekrarlayın.

 

 

 

Sevgiliyi geri kazanmak için yapılan büyüler

 

Terk eden kişinin fotoğrafını alın ve sirke dolu bir kabın içinde bekletin. İşe yaradığını göreceksiniz. Yine ter eden sevgilinin beyaz bir gömleğini alıp onu yüz parçaya ayırmak sizi terk edilmenin kötü etkilerinden arındıracaktır.

 

 

 

Şans oyunlarında kazanmak için

 

At yarışlarına merakınız mı var? kazanmasını istediğiniz atın adını bir kağıda yazdıktan sonra kağıdı ters çevirip arkasına da on bir kez SEMTİNİ yazın. Büyünün tutması için oynadığınız atın kazanacağına inancınızın tam olması gerekir.

 

 

 

Yüksek cinsel performans için yapmanız gerekenler

 

Büyücülerin en üst mertebeye ulaşabilmeleri için bu büyüyü bilmeleri gerekmektedir. Çünkü en büyük talep bu konudadır. Bu büyülerden bazılarını sizinle paylaşmakta sakınca görmüyoruz. Yedi gün boyunca her gece bol miktarda ıstakoz yiyin. On iki gün boyunca şeker ve şekerli her şeyden uzak durun. Yatağa girmeden önce on iki kez KEKANSO diyin. Ayın tek günleri koyu çift günleri açık renk pijama giyin.

 

 

 

İş ararken yapmanız gerekenler

 

İş görüşmesine giderken her iki ayakkabınızın altına da OKKUNU kelimesini yazın. Bir parça ekmeğin üzerine şeker dökün ve bunu üç lokmada yiyin. Her lokmada yüksek sesle SUPPİR kelimesini tekrarlayın. Başvuru sırasında avucunuzun içine iki yıldız çizin. Başvuru formundaki A harflerinden herhangi üçünün içine yıldız çizin. Göreceksiniz ki faydası olacak.

 

 

 

Kısmetinizi açın!

 

Bir parça kedi tüyünü sabah kapıdan çıktıktan hemen sonra yere atın. Üzerine basın ve ezerken ONKAN kelimesini yedi kez tekrar edin.O gün ve devam eden bir hafta boyunca büyük kısmetler kapınıza gelecek. Bu büyü sadece her ayın altıncı günü yapılabilir.

 

 

 

Patronunuza dilediğinizi yaptırın!

 

Rahat bir iş yeri, fazla maaş ve bir terfi... Üzerine VERRİHUM MEİNN TİMER yazdığınız bir kağıdı patronunuzun koltuğu altına yerleştirin. İşlem tamamdır.

 

 

 

Düşmanlarınızı alt edin!

 

Bu büyü için her ayın ikinci gününü beklemek zorundasınız. İşe beyaz bir kağıda bir kare çizerek başlayın. Karenin içine KARREMUN kelimesinin yanı sıra düşmanlarınızın ad ve soyadlarını yazın. Karenin her köşesine ise beş köşeli birer yıldız resmi çizin. Kağıdı ateşte yaktıktan sonra külleri havaya savurun. Gönül rahatlığıyla beklemeye çekilin!

 

 

Erk Acarer - FHM

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu yazı alıntıdır. yazan kişiye saygısızlık olmasın.

 

Karanlık yüzünü göster bize

 

Kanlı sırlarını

 

Bizi gölgelere

 

En karanlık geceye götür...”

 

Pagan takviminin sekiz büyük bayramından biri olan ‘Samhain’ ayini sırasında söylenen bu sözler geceyi bıçak gibi ikiye yarardı. Ölümü kutsayan bu ayin sırasında göçmüş ruhlar için dua edilir, geçmişin izleri, ihanetleri, acı ve üzüntüleri hatırlanırdı. Nefret, çılgınlık, öfke ve intikam yüklü bu duyguların hatırlanması barış, kabullenme, bağışlama ve huzur getirirdi. El ele tutuşan kalabalık, ağlayıp bağırarak, çığlıklar atarak daireyi çözer ve Tanrıça’ya şükranlarını sunardı. Ayini geriye bakmadan terk etmek önem taşırdı. Sabahın ilk ışıklarıyla dağılan cadılar, yeni bir güne ve yeni bir döneme “Merhaba” derlerdi. Cadılar, büyü ve gizemli bir dünyanın alacakaranlığa açılan kapıları... Bilmediklerinizi keşfetmek ve sırlara yelken açmak bizimle birlikte bu eşiklerden atlamaya ne dersiniz? Önyargılarınızı bir kenara koymanızı ve hayata farklı bir pencereden bakmanızı öneriyoruz!

 

 

 

Bilimin temelleri büyüyle atıldı!

 

Yapılan bilimsel araştırmalar büyünün temellerinin tam 40 bin yıl öncesine uzandığını gösteriyor. Büyü değiştirmeye, hastaları iyileştirmeye ve ‘olduğu gibi’ bırakmaktansa yön vermeye hizmet ediyor. Bu nedenle onun için, bilimin en ilkel hali olduğunu söylemek mümkün. Antropologlar ve toplumbilimciler büyünün, bilimsel düşünce ve bilimin temelini attığından dem vuruyorlar. Büyünün tam bu noktada dinle ayrılıyor olması son derece doğal. Büyü, aynı bilim gibi gözleme dayalı ve değiştirmeye yönelik bir eylem olarak dikkat çekiyor. Oysa din statik, tartışılmaz ve mevcut olanı korumaya yönelik. Aslında büyü denilen uygulamalar Antik Yunan Dönemi’ne kadar uzanıyor. Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, cadı Medusa’yı düşünün! Efsaneye göre Medusa inanılmaz güzellikte bir kızdır. Athena onu öylesine kıskanır ki, sonunda son derece çirkin, yılan saçlı yaratık olarak bilinen bir Gorgon yapar. Gorgonlar öylesine ucubedirler ki, kendilerine bakan erkeklerin korkudan taş kesilmelerine sebep olurlar. Ancak Athena bununla da yetinmez ve Medusa’yı Zeusu’un oğlu Perseus’un yardımıyla öldürür. Medusa’nın iki damla kanını da Kral Erichthonius'a hediye eder. Damlanın biri hastalıkları iyileştirmek, diğeri ise, öldürücü bir zehir olarak kullanılacaktır. Tüm bunlar Medusa’nın gizemini arttırır. O artık çağlar boyunca büyücü bir kadın olarak anılacaktır. ‘Medicine’ kelimesinin nereden geldiğini daha net bir biçimde anlıyorsunuz değil mi? Bu İngilizce kelimenin kökleri Medusa’da hayat buluyor. Büyücü bir kadın ve iyileştirmeye yönelik uygulamalar. İnci bir çizgi, bilime ve eczacılığa yön veren bir efsane...

 

 

 

Büyünün kaynağı

 

Pek çok medeniyette yaşamış sayısız bilim adamının aslında birer büyücü olduğunu öne süren belge ve çalışmalar bulunmaktadır. Ploton, Pisagor, İbni Sina, Hallacı Mansur, Heraklitus ve kahin Nostradamus gibi bilimle ilgilenen insanların yaptıkları her türlü çalışmalarında büyü teknikleri ve gizli ilimler bilgisini de kullandıkları bilinmektedir. Büyü sadece batı dünyasına ait bir fenomen değildir. Uzak Asya dinleri ve Budizm’de büyü uygulamaları görülmektedir. Zen, Budizm’in varlığına inananların hayatına ciddi bir biçimde müdahale etmek için uygulanmaktadır. Yogo benzeri Uzak Doğu disiplinleri büyüsel yöntemlerin bir parçasıdır. Şamanlardan tarihin bilinen en bilge büyücüleri olarak söz edilmektedir.

 

 

 

Uçan süpürgeler ve büyü ilişkisi

 

Büyücü kadın genellikle ata biner gibi bir süpürgeye binmiş olarak gecenin buzdan semalarında süzülür. Bir cadı güzel de olsa çirkin de olsa korkunçtur. Cadı hiç kuşkusuz, tekin olmayan gecede boy gösterecek, uzaklardaki bir ‘Şabbat’a gidecek, diğer büyücülerle buluşacaktır. Gücüne güç kattıktan hemen sonra karanlıkların efendisi olan şeytanı çağıracaktır. Ayin gecenin en karanlık zamanında başlayacak ancak horoz öter ötmez bu şeytan çılgınlığı sona erecektir. Cadı bir çok dinde ve mitolojide doğaüstü güçleri olduğuna inanılan insanlardır. Cadılar erkek ya da dişi olabilirler. Cadılık günümüzde bir din olarak kabul görmeye başlamış ve İngilizce bir sözcük olan ‘Witchcraft’ adı verilmiştir. Witchcraft aynı zamanda cadılık sanatını uygulayan insanların bağlı olduğu dini vurgulamaktadır. Cadılık esas olarak, Şaman Dininin daha modernize ve sistematize edilmiş şekli olarak görülebilir. Eski Yunanca’da "Witch" tedavi eden iyileştiren, şifa veren insan anlamına gelmektedir. Eski Yunan’da Homeros cadılardan söz etmektedir. Romalı şair Horatius ‘Satirae’ adli eserinde mezarlıkta buluşan iki cadının yaptıklarını uzun bir biçimde anlatmaktadır. Avrupa’da tarih öncesi devirlerden beri cadılara inanılmaktadır. M.Ö. 3000 yıllarına ait bir mağara resminde boynuzlu bir yaratığa rastlanmaktadır. Bu yaratığı rahatlıkla bir cadı olarak betimleyebiliriz. Avrupa’nın pek çok bölgesinde buna benzer resimlere rastlanmaktadır.

 

 

 

Günah keçileri

 

Hıristiyan kültüründe rastlanan cadı inancının putperest dönemden kalma olduğu söylenebilir. Cadılığın özellikle arttığı dönemler vardır. Bu artışta Druid görüşün yayılması etkili olur. Daha önceki dönemlerde sadece kara büyü yaptığına inanılan birkaç kişi kurban edilmiştir. Ama Ortaçağ’ın gölgesi cadı avının tam ortasına düşer. Katolik dünyası pek çok şeyden cadıları sorumlu tutmaya başlar. 1348’deki büyük veba salgınından cadılar sorumlu tutulur. Cadıların özellikle Cuma geceleri mezarlıklarda keçi kılığına giren şeytanla buluştuklarını inanılmaktadır. Bu tehlikeli büyücüler zehirli otlar, hayvan ve insan cesetlerinin bazı parçaları, idam mahkumlarının elbiseleriyle büyü yapmaktadırlar. Yeni doğan çocukları çalar, onları kurban eder ve cesetlerini yerler. İstedikleri kişilerin balmumundan tasvirlerini yapıp o kişiye zarar verirler. Böylece 14. yüzyıldan itibaren bir sürek avı başlar. Zaten İncil’de de cadılardan söz edilmektedir. Cadılar yakılmadıkça, içlerindeki şeytanların çıkarılamayacağına kanaat getirilir. Engizisyon mahkemeleri cadıları bağladıkları direklerin altındaki odunları tutuşturmaya başlar. Zaman içerisinde 30 bin kadın yakılacaktır. Şeytana taptıklarına inanılan cadıların sembolleri keçiyi çağrıştırıyordu. Bu nedenle şeytan çoğu zaman boynuzlu bir keçi şeklinde tasvir edildi. Günah keçisi deyimi buradan geldi.

 

 

 

Cadılar gerçekte kimdi?

 

Aslında cadılık akımı, ekonomik ve sosyal problemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Salgınlar, sefalet, açlık ve savaşların nedeni ezilen kitlelere açıklanmıyordu. Bu noktada başkaldıran insanların olması doğaldı. Oysa ‘Neden’ diye sormak her dönem için büyük bir tehlike taşıyordu. Büyücü olduklarına inanılanlar sadece neden sorusunu sormakla yetinmediler. Statükoya karşı çıktılar. Mevcut olanı değiştirmek isteyen, yön vermek için çabalayan ve sorgulayan insanlar Katolik dünyanın keskin sınırlarına ters düştüler. Açıkçası statüko kendinden olmayanı kabul etmiyordu. Güç kilisenin ve erkek dünyasının dışına çıkamazdı!

 

 

 

Pagan kültüründeki kadın rahipler

 

Birçok gizem örgütünde kadınlar cemaate kabul edilmezler. Ancak Druidler için bu kural geçerli olmamıştır. Kadın Druid rahibeleri cadılar olarak bilinmekte ve Druidesler olarak adlandırılmaktaydılar. Onlar ilaç hazırlamakta, şifalı ve büyülü bitkileri tanımakta ve onlardan karışımlar yapmakta son derece ustaydılar. Açıkçası onlar bilge kadınlardı. Değişik zamanlarda bir araya gelen cadılar, aralarına erkek kabul etmezler ve kendilerine özgü törenler düzenlerlerdi. Sihir ve büyü ile ilgilenen bu rahibelerin iklimlere etki ettikleri ve hayvan şekillerine girebildiklerine inanılırdı.

 

 

 

Kara Büyü

 

Büyü ak ve kara büyü olarak ikiye ayrılmaktadır. Ak büyü genellikle başkalarına yara sağlamakta ve doğal felaketlere karşı bir panzehir olarak kullanılmaktadır. Kara büyü ise tamamen kötülük için yapılır. Hedef seçilen insanın sağlığını, işini ve ilişkilerini bozmaya yöneliktir. Tek Tanrılı dinlerin yasakladığı büyü çeşidi de budur. Kara büyü işinde olanların asla merhamet duymadıkları söylenir. Genellikle bu işi menfaat için yapmaktadırlar. Aslında büyücülük ‘Satanizm’ olarak adlandırılan bu çarpık durumdan belirgin bir biçimde ayrılır. Satanizm’in uygulama merkezi kara büyüdür. Ayinlerde kurban sunumu ve cinsellik istismarına sıkça rastlanır.

 

 

 

Günümüzün büyüleri ve büyücüleri

 

Genellikle büyü ve büyücünün karanlık bir dünyaya ait olduğu düşünülmektedir. Sır dolu söylentiler insanların böyle düşünmesine olanak vermiştir. Aslında tüm bunlar doğrudur. Büyü gerçekten de gizemli bir dünyaya aittir. Çoğu zaman kötü amaçlar ve karanlık işler için kullanıldığı bir gerçektir. Günümüzde bilimin çeşitli dalları olağanüstü bir gelişme göstermektedir. Birçok insan bu gelişimin ardında büyünün olduğunu söylemektedir. Bazı gelişmelerin sırrı hala çözülemez. Metafizik bir boyuttaki tartışmalar bilimin gölgesinde kalmaktadır. Gizem ve okült kitapları batı dünyasında peynir ekmek gibi satmaktadır. Hayalet avcılığı, insanın kendi manyetik alanını kullanarak güce ulaşması olarak adlandırılan levitasyon, metafizik ve telepati gibi konulara ilgi büyüktür. Bu konular aynı zamanda medyanın gündeminden de düşmez.

 

 

 

İngiltere’de Margred Thatcher’in görevini bırakması için büyü yapıldığı söylentileri ayyuka çıkar. Benzeri bir söylenti de ülkemizde geçerli olur. Söylentiye göre Özal’ın sonunu büyücüler hazırlamıştır. Her iki iddia da modern büyücülük çizgisine konu oldu.

 

 

 

Herkes büyü yapabilir mi?

 

Bu konu bir sır olarak gizemini korusa bile onunla ilgili daha fazla şey bilmekteyiz. Kendilerini çağdaş büyücü olarak niteleyen birtakım insanlar bu işin herkes tarafından yapılamayacağını dile getiriyorlar. Ancak bu ifadelerin ardında daha çok bu disiplini paylaşmamak ve bilgiyi bir sır olarak tutma isteği yatıyor. Büyünün doğuştan bazı yetenekler, disiplinli bir çalışma ve öğrenmesi zor uygulamalar gerektirdiği kesin. Ancak konunu uzmanları günlük hayatını biraz daha keyifli hale getirmek isteyen herkes bazı kolay büyü yöntemlerini uygulayabilir diyor. Size hitap edecek örnekler mi istiyorsunuz? Buyurun güle güle kullanın...

 

 

 

Sınav kazandıran büyüler

 

Bu Druid büyüsüyle sınav kazanmaya çok yakın olacaksınız. Uygulamaya ön hazırlıkla başlamak gerekiyor. Dersin başına oturmadan önce TUMURİ ERREN kelimesini yüksek sesle birkaç kez tekrar etmeniz zihninizi açacaktır. Sınav günü kesinlikle koyu renkleri tercih etmeyin ve metallerden uzak durun. Bunlar enerjinizi tıkayacaktır. Sınav masasına geçtiğinizde kağıdınızın üzerine silgiyle SAMSA yazıp bunu yine silgiyle silin. Her soruda mutlaka kısık sesle MEDİCİ diyin. Sınavı bitirdikten sonra Druid rahiplerine şükranlarınızı sunmak için TENKE kelimesini beş kez yüksek sesle tekrarlayın.

 

 

 

Sevgiliyi geri kazanmak için yapılan büyüler

 

Terk eden kişinin fotoğrafını alın ve sirke dolu bir kabın içinde bekletin. İşe yaradığını göreceksiniz. Yine ter eden sevgilinin beyaz bir gömleğini alıp onu yüz parçaya ayırmak sizi terk edilmenin kötü etkilerinden arındıracaktır.

 

 

 

Şans oyunlarında kazanmak için

 

At yarışlarına merakınız mı var? kazanmasını istediğiniz atın adını bir kağıda yazdıktan sonra kağıdı ters çevirip arkasına da on bir kez SEMTİNİ yazın. Büyünün tutması için oynadığınız atın kazanacağına inancınızın tam olması gerekir.

 

 

 

Yüksek cinsel performans için yapmanız gerekenler

 

Büyücülerin en üst mertebeye ulaşabilmeleri için bu büyüyü bilmeleri gerekmektedir. Çünkü en büyük talep bu konudadır. Bu büyülerden bazılarını sizinle paylaşmakta sakınca görmüyoruz. Yedi gün boyunca her gece bol miktarda ıstakoz yiyin. On iki gün boyunca şeker ve şekerli her şeyden uzak durun. Yatağa girmeden önce on iki kez KEKANSO diyin. Ayın tek günleri koyu çift günleri açık renk pijama giyin.

 

 

 

İş ararken yapmanız gerekenler

 

İş görüşmesine giderken her iki ayakkabınızın altına da OKKUNU kelimesini yazın. Bir parça ekmeğin üzerine şeker dökün ve bunu üç lokmada yiyin. Her lokmada yüksek sesle SUPPİR kelimesini tekrarlayın. Başvuru sırasında avucunuzun içine iki yıldız çizin. Başvuru formundaki A harflerinden herhangi üçünün içine yıldız çizin. Göreceksiniz ki faydası olacak.

 

 

 

Kısmetinizi açın!

 

Bir parça kedi tüyünü sabah kapıdan çıktıktan hemen sonra yere atın. Üzerine basın ve ezerken ONKAN kelimesini yedi kez tekrar edin.O gün ve devam eden bir hafta boyunca büyük kısmetler kapınıza gelecek. Bu büyü sadece her ayın altıncı günü yapılabilir.

 

 

 

Patronunuza dilediğinizi yaptırın!

 

Rahat bir iş yeri, fazla maaş ve bir terfi... Üzerine VERRİHUM MEİNN TİMER yazdığınız bir kağıdı patronunuzun koltuğu altına yerleştirin. İşlem tamamdır.

 

 

 

Düşmanlarınızı alt edin!

 

Bu büyü için her ayın ikinci gününü beklemek zorundasınız. İşe beyaz bir kağıda bir kare çizerek başlayın. Karenin içine KARREMUN kelimesinin yanı sıra düşmanlarınızın ad ve soyadlarını yazın. Karenin her köşesine ise beş köşeli birer yıldız resmi çizin. Kağıdı ateşte yaktıktan sonra külleri havaya savurun. Gönül rahatlığıyla beklemeye çekilin!

 

 

Erk Acarer - FHM

 

Bu yazının tamamı Erk Acarer'e ait değil. Büyü kısımları Deniz S. Vincente'a ait. Kaynak: Druidlerden Yürüttüğüm Popüler Büyüler-Truva Yayınları

 

Ayrıca Ateş Koruma Büyüsü için teşekkürler :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...