Jump to content

Estetiğin kökü üzerine...


Harkman

Önerilen Mesajlar

Estetiğin kökü üzerine şöyle bir zihniyet,mantık yürüttüm.

Konuyu direk olarak estetik üzerinden anlatmaktan yana biraz geniş çaptan girebilirim.

Estetik,güzel olandır.Bu konu içindeki en basit mantık.

Güzel olan (Aristotales bakışı ile) görkemli olandır.

Direk olarak kanaldan etkileyen.

Düşündüren ve üste düşülen DEĞİL.

görkemlilik ise insanın etkileyen olan dır.

insan etkilenmeleri ile estetik geliştirir ve estetik türetir.(konu sen-at değildir)

Bu türetmeye örnek verirsek:

*''7 yaşımda çok kıskandım ve kıskandığım kişiyi gündelik yaşantımda oynuyorum.''

*''Blues dinliyorum ve güneş gözlüğü takıyorum''

*''Nasıl yaşamayı düşlüyorsam o görüntünün içinde bakış açımı ona göre ayarlayarak yaşıyorum.''

Bunun gibi başlıklarda oyamak kavramı bir noktada üstüne düştüğüm estetik kavramını adlandırıyor.

Bir geniş açıdan psikolojik destekli bir fikir üretirsek:bu davranışlar benliğin dışında yürütülen bakış açısının içinde çevrede yaşanan tüm olgular kişinin 'ego' kavramına değmeden geçen kavramlar.

Ki çoğu insanın bigi süzgeci olmaksızın ortada dönüp dolaşan sen-at davası içinde kişide eğlencenin,betimlemenin,anın hissiyatının yaşantısını yaşamasının bir noktada estetik oyun,estetik oyunculuk üzerinden yaşamın somut bölgesinden uzak bir şekil ile sürdürmesi kişide yada kişilerde yeni bir kategorize sınıf ortaya çıkarmakta .

buda sanır isem estetik üzerine olan bir kavramdır.

Bu tabiki ruh sağlıksızlığı ilede bir noktada bağlantılıdır.

Yine aynı konu üzerinden ilerlersek:

Yapılan bütün estetik noktalar en temelinde sevgi olgusu üzerine kurulu olan kavramlardır.bu her dönemin her insanı için her yaşın insanı için neticede aynı ancak yolların farklı oldugu bir konudur.

Önemli olan konu başlığına odaklanmak değil.insanın dolaylı yoldan sevgi açlığını kapatma,yada sevgi arayışı yolunda mola vermesidir.aynı doğruda beklenti başlığıda konu başlıları arasına girebilir.

Bu mola inananlar ve inanmayan insanlar için konu başlıkları olarak 2 ye ayrılır.

İnanan kesim bu mola deyimi içinde molasını tanırın varlığını kabul ederek ve onun rolunun içine girerek molasını,estetik olgusunu yaratır.

İnanmayan kişi ise bütün benliği ile kendini kabul ederek ilerler.

Ama sonucta 2 kesimde aynı yola varır.(Bakış açılarında farklılklar olmakla beraber)

Sonuç olarak genelleme yaparsak:Estetik olan bütün kavramları kişinin kabul edişi,sevgi bütünlüğünün bir ihtiyacı olabilirmi_?yada tanırının taklidine bürünmek olabilirmi_?(Tanrının taklidi manası bir noktada evrensel mantığı kurmak adına açık bırakılan bir kapıdır.)

Estetik egonun panzehiridir.

Ancak bir noktadada estetik, egoya girişin en kuvvetli kapısıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...