Jump to content

İnsanı yaratan Tanrı...


Geceyuruyen

Önerilen Mesajlar

haklısın gündüzyürüyen..

şişli etfalde birisi ile tanıştım.ortayaşın biraz üstü.adam ilkokul mezunu ama fıkıh eğitimi almış.kurduğu bir cümle bayağı düşündürdü.""yaradanı sen yaratcaksın kalbinde""senin söyleminle aynı..ezberci inanışlarımız olduğu için bize tuhaf geldi,ama insanoğlu zaten yıllardır bunu yapıyor.kimi bir put yapar benim ilahım bu der.kimi güneşe tapar,kimi gökteki yıldızlara.kimide her şey tesadüf diyip hiç bir ilmi açıklaması olmayan evrime inanır.önemli olan mantığımızı kullanıp gerçeği görmek..

anam,babam müslüman bende elhamdülillah

anam babam hırıstiyan ana oğul tanrı kutsal ruh adına

anam babam yahudi e bende yahudi... bunlar ezberci inançlar..derinine inerek aramak lazım..

bende bir tanrı yarattım kalbimde.dünya düzenine bakınca illa bir düzene koyan,illa bir yaratan var.ve onun bizlere bahşettiği bir kitap.bu kitapta bir şey yalan olsun başka bir inanç arayacağım.çünkü "bu kitap benim himayemdedir.kur 'an ı kimse değiştiremez.onun kollayıcısı biziz diyor.ve bu gün bilim adamlarının kabul ettiği evrenin yaratılışını tarif ediyor big-bang.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hayır hayır..bir ayeti falan kastetmedim.sadece insanlar yüzyıllardır hep birisinin onu yarattığına inanmışlar çeşitli sebeplerle..üstelik inandıkları şey hep yüce bir varlık da olmamış her zaman...bilirsiniz kah put kah inek vb.inandıkları değişmiş ama tek bir şey değişmemiş..o da herhangi bir varlığın onları yarattığı..yani demek istediğim aslında insan direk yaratıldığını düşünmeyip de kendi kendini yaratmaya uğraşsa daha iyi olur benim düşünceme göre..ben Tanrı kavramına karşıyım..ama illa Tanrı olacaksa, insan için bu Tanrı kişinin kendisi olmalıdır..

bunlar benim görüşlerim..konunu hassalığının farkındayım umarım bana kızmazsınız arkadaşlar..

hepinize saygılarımla...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Herkes düşündüklerini yazmakta ve acıklamakta özgürdür...Kimsenin kimseye bunun için kızmaya hakkı yoktur,Sen acıklamak istedigin sürece....

 

Daha farklı bir yaklaşım,kişi kendisinin Tanrısı...Ama burada bir sorun ortaya cıkar,Kendi bir Tanrıdır ve bunu büyüklük olarak gormek...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

hayır hayır..bir ayeti falan kastetmedim.sadece insanlar yüzyıllardır hep birisinin onu yarattığına inanmışlar çeşitli sebeplerle..üstelik inandıkları şey hep yüce bir varlık da olmamış her zaman...bilirsiniz kah put kah inek vb.inandıkları değişmiş ama tek bir şey değişmemiş..o da herhangi bir varlığın onları yarattığı..yani demek istediğim aslında insan direk yaratıldığını düşünmeyip de kendi kendini yaratmaya uğraşsa daha iyi olur benim düşünceme göre..ben Tanrı kavramına karşıyım..ama illa Tanrı olacaksa, insan için bu Tanrı kişinin kendisi olmalıdır..

bunlar benim görüşlerim..konunu hassalığının farkındayım umarım bana kızmazsınız arkadaşlar..

hepinize saygılarımla...

ama bizi canlıları besleyen doğaya baktığımız zaman müthiş bir düzen görüyoruz.tesadüf kelimesinin kullanılamayacağı kadar bir düzen..ya evrenin düzeni,

dünyanın açısındaki ufak bir ufak bir kaymanın nelere malolacağını bilmek için profosör olmak gerekmiyor heğimiz biliriz.peki kimdir bu evreni bu düzende yaşatan,amaç nedir bence üstünde durulması gereken konu bu...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında Tanrı'yı var edende yok edende insan düşünceleri,insanlar değilmidir?Olaylar bizim düşünceleremizden ibaret değilmidir?İnsana bu donanımı veren Tanrı birgün Yarattığı şeyin kendini yok sayabilecegini düşünememişmidir?...

 

P:S=Bu konuda açık ve geniş düşünebilecek arkadaşların yorumlarını bekliyorum...Saygılar...

 

 

Şimdi öncelikle yaratan kişinin düşünceler olduğunu söylemeden önce biraz daha önceye gidelim.

ilkel insanın korkularından ve korkularıyla üstünlük duydugu yagmur güneş ay kavramlarını tanrı ele alalım.bu nokta üzerinden bugune kadar gelişim ve dinlerle beraber gelelim ve tanrı düşüncesini kuralım.

Bu noktada eğitim ve ahlak derslerinin çocuklukta verilmiş olanın boyutlarına göre değerlendirirsek.

Tanrınında aynı mantıgı kurdugunu düşünebilirim.yani:binlerce yıldır algı,bilinç ile beraber düşüncelerde gelişti.ve bu gelşien tum düşüncelerin belli çıtaları var imiş.

gün bügüne geldiginde yaşam bitaz daha maddi olandan mana sal olana geçiş yaptığında önümüze illaki yenilikler çıkacak.eger bu yeniliklere ödev adını koyarsak yada güçleneme adına olan (soyut) (somut) kavramlar olarak ele alırsaK tanrının inkar edildigi bir düşünce döneminden geçmek illaki varlığını yaratıcak ve sürdürücek olan bir kavram olabilir.bu noktada tanrı kendini saymayacağı bir yaşam şekli kendinde verdigi parça ile(betimleme ve destan sı bilgiye ınanırsakki bir noktada inanırım)bu yola baş koymuşsa,bu işin neden ve sebebleri insanın bir bilinç seviyesi atlaması adına vermiş yada verilmiş olan bir kavramdır denebilir.

e tabiki bir yandan evrim teorimiz var.butun hikaye insanın inanma isteği ve inanma zorunluluğundanda çıkıyor olabilir.inanç devreye girdiginde inanç hissinin psikolojik getirielri ve dunya duzenini ayakta tutmak için gerekli bir kavram olduguda dile getirilebilir,ama işin neticesinde tüm ''fizik kuralları'' içinde tanrıyı reddetmek:doğru noktada dogru itme kuvvetiyle dogru kapıyı dogru zamanda açarak sorguları ve bakış açısını karakter ve ruh üstüne zarar vermeden açabilmek-tir.neticede tanrı lafını tanrılar olarak nitelendirirsek biz ne yaparsak yapalım hepimizi mutevazilik ile karşılayıp ,düşünce gerekliliklerimizi savunucaklarıdır.

en azından benim inandığım tanrı böyle yapar.

o zaman sorunun cevabı inanç kudreti ,inanç kavramı ve inançın ta kendisidir.

herkese göre değişir ise.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Önümüze cıkacak olan yenilikler nedir peki?Eski düşüncelerin belli bir çıtası var derken skolastik fikrimi kastettin?

 

skolastik terimini bildigim soylenemez.

ama tarih içinde düşüncenin çıtalarından kastım:

tam anlamıyla her günün içinde bulundugu değişim terimi soyut,somut olarak gezegende işlevini sürdürüyor.

bu değişimi doğadanda,galaksidende ama en önemli olan konu olarak insandada görüyoruz.

bu değişimi bir kaç kola ayırabiliriz.

insan bilincinin teknoloji ve korkulardan arındırılarak ve ortaya bir sistem içinde yaratılan insanın inanç ahlakı üzerinden insanbilim başlığı ile gidilebilir ve tarih içinde bilginin ve bilincin çıtası damgalanabilir.

bir diğer noktadan metafizik başlığı altında ruhun algısının yıllar boyu açılımının getirisi olan bilinç :çıtasını yükseltiyor durumda olabilir.

tabi bu dogru uzerinden gidersek somut bakıştan

acının insan üzerinde yıllar boyu bilinç noktaları ile baglantılı olarak somut acıdan acının evrimleşmesini görüyoruz.bu evrimleşme süresi içinde olgunluğun yıllar yılı geşimi ile:

bir noktada metafizik dogrusu uzerinden gidersek, reerkaynasyon mantıgını kursakta kurmasakta insanın önüne sunulan gerçeği kabul ettiğinin izinden giderek 2 türlü aynı yola çıkacak olanı bulabiliyoruz-ki bu sonuç egitimin gerçekleştigi ve kişide içsel dünyanın açılımı ile içsel sorgulayışların başlaması ile acı olgusu içinde bu konunun bir kaç kademe ilerde olduğu söylenebilir.Bugünün acı mertebesi içinde bulunan netice tam anlamı ile somut taraftan bakarsak teknoloji.Bu somutlugun üzerineden soyut olandan bakarsak, ruhun gelişiminin neticesi olarak kanalları,3.göz kavramının işlevsel olduğu bir yerleşkede tüm özgürlük kanunu içinde bütün sorguların uçsuz bucaklaşabilicegi bir dönemde görülebilir.somut gerçeklikten ahlak ve sorgulama egitiminin verilmesinide göz önünde bulundurarak:acının evrimleşmesi mantıgını oturtursak, tarih sırasında her farklı bireyin,dönemin yaşamın o anın ve o günün gerçekliği o günün sorguları ile düşüncenin geliştiği mantığı.

Çıtadan katım bir noktada bu taraf olabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben varsam var tanrı, ben yoksam o da yok.. Seni anlamlandıran benim, bensiz hiçbir halta yaramazsin, ne anlam ifade edersinki.. Hiçbirşey, koca bir hiçlik.

 

Sen yoksan o benim için hala var ama benmerkezciliğe kaymışsın :)

 

Bu dünyada her insanın herşeye aynı anda aklının ermeyeceği kesin mi?

Cevap: EVET

(yani aklımız bizi yanıltabilir)

 

bizim için 2 tane sonsuzluk örneği var

1- Evren 2-Parçacık

Birisi ne kadar gidersen git bitmeyecek birşey

diğeri ne kadar bölersen böl, bölünebilecek birşey

Bunların ikisi de sonsuz ama birbirine zıt

 

Yaratıcı için de 2 tane sonuç var

1- Cevap çok basit yaratıcı yok

2- Ya da çok karmaşık olanlara aklımız yetmiyor

 

Evrensel bir adalet olduğu kesin ama insanların bunu görmesi gerçekten zor

İnsan etrafındakileri görünce haksızlık olduğunu düşünüyor

- Küçücük bir bebek tecavüze uğramış, adam benzetmiş yanlış kişiyi öldürmüş,

ya da çocuk sakat doğmuş hayatı boyunca duymayacak ya da göremeyecek.....

çok örnek sayabiliriz

 

ilk bakışta haksızlık gibi geliyor

ben bazı temeline indiğim olaylarda bazen 3-5 sene sonra bile bir neden gördüm

ama göremediklerim de çok var

isterseniz ve uğraşırsanız ya da şöyle söylersek

"Hakederseniz Evrensel Adaleti görebilirsiniz."

 

Hayat sizin, ister inanın, ister inanmayın :)

Bir de şu var insanlar yanlış yaşıyor diye dine haksızlık etmemek lazım

inanmayanların çoğunun sebebi bu gibime geliyor

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...