Jump to content

Aç Sınıfın Laneti ; Sam Shepard


teiresias

Önerilen Mesajlar

çözümleme notları

 

Oyun Akışı

I. Perde

1. Sahne

 

- Anne ile oğul önceki geceki anne-baba kavgası üzerine tartışırlar. Anne içeri girmek isteyen sarhoş babaya karşı polis çağırmıştır. Baba da arabasına binip çekip gitmiştir.

- Oğul, önceki gecenin olayları üzerine şiirsel bir monologa girişir. Bu monologda gecenin içindeki yalnızlığını, babasının arabasının sesini duymasıyla hissettiklerini ve sonrasındaki olayların kendisindeki yansımasını anlatıyor.

2. Sahne

 

- Monolog: Anne kızının regl olması üzerine bir konuşmaya başlar (kızı yokken), kızı gelip sohbete devam eder. Söylediği ilk cümleler oğluna cevap bile olabilir “Bir yerini incittiğini sanacaksın. Bu normal… vs.”

- Kız “tavuk nasıl parçalanır” konulu konferansı için hazırladığı çizimlerden bahseder. Sonra tavuğunun yenildiğini anlar. Tavuğu nasıl “özenle” hazırladığına dair, aslında şiddet dolu bir konuşma.

- Wesley gelir. Konuyu annesinden dinler. Emma, dışarıdan seslenerek katılır.

- Wesley, kardeşinin uygulamalı konferans çizimlerinin üzerine işer.

- Ella bir şeyler yemekte, Wesley yiyecek bir şeyler aramaktadır. Açlık ve açlar sınıfından olup olmadıklarına dair tartışmalar olur.

- Anne “yakında bol paraları olacağını, Avrupa’ya gideceklerini” açıklar.

- Bu arada Emma atla gitmeye karar vermiştir. Binici pantolonlarını arıyordur.

- Ella endişelenip, Wesley’den gidip kızkardeşine bakmasını isterse de, kendisinin bakması söylenince “neyse, belki de başına bir şey gelmez,” der.

- Ella, evi (aslında arsayı) atacağını açıklar. Avukat ahbabından bahseder.

- Ella, Wesley’in de Weston’un da ev için bir şey yapmadığından bahseder. Wesley, ikisini de savunur.

- Wesley koyunlara bakmaya çıkarken Ella, Emma’ya da bakmasını ister.

- Wesley, babasının satış olayını duyarsa Ella’yı öldüreceğini söylerse de, Ella “öğrenemeyeceğini ve kendisinden başka kimseyi öldürmeyeceğini” söyler.

- Emma kaçamaz, attan düşer (galiba binici pantolonlarını bulamadığı için okul formasıyla), geri döner. Avrupa’ya gitme haberini duyar ama fikri beğenmez. Çünkü tatil de buradan farklı olmayacaktır.

- Annesi Emma’ya kızar, üstünü değiştirmesini söyler. Emma dinlemez, “Baban söyleseydi dinlerdin!” (Anne daha sonra ısrar edince Emma, “bu lafı tekrarladıkça sorumluluktan kurtulamazsın” der.)

- Emma düşlerini anlatır. İlk düşü: araba tamiri vb. öğrenip insanlara yollarda yardım edecek. Sonra da gizli bir adla kitap yazacak. Ama düşleri attan düşünce yok olur.

3. Sahne

- Monolog: Ella çıkar. Emma buzdolabında yiyecek arar. “İçeridekilerle” konuşur. Açlar sınıfından olmadıklarını yineler. Sinirlenip küfreder.

- Taylor gelir. Emma oldukça ters konuşur. Cinsel çağrışımlı sözler eder (“Annemi ne için kullandığına bağlı.” “Onun da altı kanıyor mu?”) Babasının çok öfkeli biri olduğunu, damarlarında “nitrogliserin” dolaştığını söyler.

- Wesley gelir. Bir kafes yapıp sürfe kapmış bir kuzuyu içine yerleştirir. Emma, mikrop olacağını söyler.

 

Sahne ortasında kuzunun kafesi ( ) Bu kafes İngilizce metinde Üçgen. Türkçe’ye dikdörtgen şeklinde çevrilmiş.

- Emma da evin satılacağını öğrenir. Kızar. Wesley “sen nasılsa gidiyorsun, sana ne” der. Taylor, babanın borcu olduğunu anlatır.

- Anne gelir. Kuzuyla ilgili Wesley’le tartışmaya kalksa da ev satma konusuna girerler.

- Anne ile Taylor öğlen yemeğine çıkar.

4. Sahne

- Monolog: Weston kuzu ile konuşuyor. Açların başka açları yediğini anlatır. Oyunun sembol öykülerinden biridir bu. Aç sınıfın laneti bu mudur?

- Monolog: Weston gelir. Sarhoş. Önce kendini yalnız sanıp kuzuyla konuşur. Her şeyin kendi üzerine yıkıldığından şikayet eder. Görevi de “kileri doldurmak”tır.

- Baba-oğul arasında ters cevaplarla dolu bir tartışma geçer. Weston, çöldeki arazisinden bahseder. Aldatılmış.

- Baba da burayı satmayı düşünüyormuş. Satıp Meksika’ya gidecek.

- Baba-oğul arasında kuzu üzerine sohbetle perde biter.

II. Perde

 

Masa solunda Emma’nın kartonları ( ) . Masa sağında kirli çamaşır yığını ( ). Sahne ortasında kapı yapılıyor ( ). Ocakta enginar ( )

1. Sahne

- Baba gitmiş. Emma ve Wesley anneleri ile avukatın ilişkilerini konuşuyorlar. Emma tavuk konferansı çizimlerini, Wesley de kapı yapıyor. Enginar pişmekte.

- Emma’nın düşü: Annesi ile Taylor ona muhtaç oluyor. Emma basit bir tamir olayını onları çarpmak için kullanıyor. (Başlangıçtaki saf düşü şimdi sahtekar oldu.)

- Wesley, ev satma olayını çözümlüyor: “Yalnızca evimizi değil ülkemizi de yitiriyoruz. Zombilerin istilası bu. Çimento binalar da zombi istilası.”

2. Sahne

- Weston gelir. Yine sarhoş. Emma gitmekle gitmemek arasında tereddütte kalır. Ella’nın gelmediğini öğrenince sinirlenir. Avukatı duyunca iyice sinirlenir. Kaza olasılığı dile getirilince karısında değil arabasına üzülür.

- Enginar, kapı ve çamaşırlar konusunda çocuklarla tartışır.

- Bu arada Emma çıkıp gider.

- Regl meselesinin ailede konuşulması (yozluk derecesi olarak) onu bile ürkütür.

- Ev satılacağı halde, Wesley’in kapı yapmasını “yiğitçe bir yaklaşım”, kendi tavrını ise “zehir” olarak nitelendirir.

- Bu zehrin babasından kendisine geçtiğini, ondan da oğluna geçeceğini söyler. Çakalları zehirlemek için nasıl ölü kuzunun karnına zehir koyuluyorsa, çocuklar da babalarını görür ve ondan zehir alırlar.

- Weston, karısıyla giden avukatın evin satılacağı kişi olduğunu anlar. Sinirlenip, “ikisini de öldürmek” için tabancasını arar. Herkesi, kendisini sömürmekle suçlar. Yere düşer. Kaldırılmasını istemez. Emma’nın kartonları ve çamaşırları dökerek masaya tırmanır. Masada yattığı yerde öldürme tehditlerini yinelerken sızar. ( )

3. Sahne

 

- Ella kesekağıdıyla girer.

- Enginarları alıp atar ( ). Enginarları baba çölden almış.

- Wesley, araziyi babasına satanın Taylor olduğunu iddia eder. Anne “öyle şey yapmaz, o son derece kibar bir insan,” der.

- Anne sözleşmeyi halletmiş. Sadece imza işi kalmış.

- Baba’nın da araziyi sattığını duyunca inanmaz. Artık ondan korkmuyordur da: “Koruyucum var artık!”

- Monolog: Wesley avukatı öldüreceğini söyleyince inanmaz. Onu da öldüreceğini söyleyince duraklar. Lanetten bahseder. Şiirsel bir monologdur bu. Soydan soya geçen bir lanet: solunan havada var.

4. Sahne

- “Alibi Kulüp”ün sahibi Ellis girer. Evi satın aldığını bildirir. Çünkü Weston, kabadayılara borçlanmış. Bu parayı onlara vermek gerekir.

- Parayı Wesley alır. Ella ister, “burada Avrupa’ya gidecek kadar para yok anne”.

- Ellis ise burayı et lokantası yapma derdindedir.

- Taylor gelir ama artık çok geçtir. Taylor bunu kabul etmez, çünkü Weston’un cezai ehliyeti yokmuş, kanunen cezai ehliyeti yokmuş.

- Wesley, bu hukukun alışta da geçerli olduğunu söyler ve çölde satılan kuru araziden bahseder.

- Taylor, Ellis’ten tehdit alır. Arkasındaki büyük holdinglerden bahseder: “Tekerlekler dönüp duruyor. Geri çevirmek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Yapabileceğiniz tek şey bizimle işbirliğine razı olmak. Bu kervana katılmak! Bizden biri olmak. Bu yüce ülkenin geleceği için yatırım yapmak. Yoksa yandınız. Yoksa geride kalacaksınız. Hepiniz. Açıkta kalacaksınız. O zaman sizleri hiçbir şey kurtaramaz. Hiçbir şey, hiç kimse.”

- Trafik polisi çavuş Malcolm girer. Emma’nın Alibi Kulüp’e atla girip etrafa ateş ettiği, ortalığı dağıttığı haberini verir. (Anlaşılan Emma evin satılmasını protesto ediyor!) Ellis parayı alır. Taylor kaçar. Wesley “dolandırıcıyı yakala” dese de polis oralı olmaz, “benim salahiyetimde değil”. Ellis parayı alır çıkar. Wesley peşinden gider.

- Kız mahkemeye çıkacak. Annesine bu konuda belge imzalatır.

- Weston uyanır. Ella kaçar. Weston enginarları tekmeleyip buzdolabını açıp içine bakmaya başlar.

III. Perde

 

Tahta parçaları, marangozluk gereçleri ve enginarlar sahneden temizlenmiş.

Sahnenin ortasında parmaklıklı kafes ve içinde kuzu ( ) bulunmakta.

Taze yapılmış kahve ateşte kaynamakta ( ).

Bütün çamaşırlar yıkanmış ( ).

Weston, masanın başında, sol tarafında durmuş, bunları düzgünce katlayıp üst üste yerleştirmekte. Paltosunu, beyzbol kepini, tenis ayakkabılarını çıkarmış. Temiz bir gömlek, yeni pantolon, yeni boyanmış ayakkabılar giymiş. Tıraş olmuş. İyice ayılmış ve daha önceki perdelere oranla çok daha keyifli görünüyor. Karanlıkta kuzunu “me”lemesi duyulur. Sahne, masa başındaki WESTON’dan başlamak üzere yavaş yavaş aydınlanır.

1. Sahne

- Monolog: Weston kuzuyla konuşur. Koçları iğdiş ederken kartalın koç yumurtalarını kapışından duyduğu coşkuyu anlatır.

- Wesley kanlar içinde gelir, devamını kendisine anlatmasını ister. Weston “kuzuya anlatıyordum, sen daha önce çok dinledin” der.

- Weston, Wesley’den yüzünü yıkamasını ister. O da karşılık olarak hikayenin devamını anlatmasını ister.

- Weston, önce düz duvara çarptığını söyler (Ellis düz duvar sayılır mı?), sonra Ellis’ten parayı almak için kapıştığını anlatır, parayı da alamamıştır.

- Weston kalmaya karar verdiğini açıklar. Evi onaracaktır.

- Weston sabahki arınmasını anlatır: yıkanmış, tıraş olmuş, -bu arada birileri /anne/ buzdolabını doldurmuş-, kahvaltı yapmış, herkesin (“hatta Wesley’inkileri!”) çamaşırlarını yıkamış (“o onun işi, bu bunun işi” düşüncesinden vaz geçmiş) ve yıkarken kendini o insanlara çok yakın hissetmiş “dokunabilirmiş gibi”, kan bağıyla bağlılığın güzelliğini görmüş.

- Wesley aç olduğunu söyler. Weston, banyo yapmasını, ona yumurta pişireceğini söyler.

2. Sahne

- Monolog: Aslında banyodaki Wesley ile konuşuyordur. Avokado yetiştirme işine girmeyi, sermaye bulmak için de çöldeki araziyi (“şimdilik gelişmemiş gerçi ama yeri harika”) sokağa atacak parası olan bir zengine satmayı planlamaktadır.

- Ella gelir. Yine kuzunun orda olmasından rahatsız olur. Hapishaneden gelmiştir. Weston’un kahvaltı hazırlamasına, çamaşırları yıkamasına şaşırır.

- Weston’un değiştiğine inanmadığını söyleyerek onunla çatışır. Sonunda o da masaya yatıp uzanmaya razı olur. O da temiz çamaşırları dökerek masaya çıkar.

3. Sahne

- Monolog: Weston, uyandığında Ella’ya hazırlayacağı kahvaltıdan bahseder. Masada uyumanın güzelliğini anlatır.

- Wesley çırılçıplak girer (O da yıkandı, arınmış olmalı. Ama o kadar kirli olmadığı için masada yatmaya ihtiyacı yok.) Sonra kuzuy alıp çıkar.

- Uykulu Ella ile Weston arasında sohbet: Ella: “Weston hatip olmalıymış”, “hapishane çok kirli bir yer, insan orada nasıl uyur”. Weston: “Yeterince uyumuşsan hiçbi şey hissetmezsin.” (Rahatlık teması)

- Oğluna ilk kez “WES” diye (adıyla?) seslenir. Onu aramak için tabakla çıkar (Bu arada Ella “hiçbir şey şaşırtmıyor beni”) sonra döner. Kahvaltı hazırken Wesley gitmiştir, üstelik sıcak yerde durması gereken kuzuyu da almıştır. Weston da ikinci kahvaltısına oturur.

- Wesley, Weston’un eski giysilerini (palto, beysbol şapkası vs.) giymiştir. Banyo yaptığı halde bu kirli şeyleri giymiş, çünkü “hepsi ona uyuyor”. Kuzunun da gırtlağını kesmiş. Çünkü “eve yiyecek lazım”. Wesley etrafa yemekler dökerek vahşice yemek yemeye koyulur.

- Weston, bazı hatalar yapmış olduğunu ama “YENİDEN DOĞDUĞUNU” söyler.

- Wesley de borçlarından dolayı öldürüleceğini anlatır. Kurtuluşu yoktur. Ev Ellis’in, çöldeki arazi beş para etmez, Taylor Meksika’ya kaçtı. Weston: “Böyle haksızlık olmaz. Yepyeni bir yola girmiştim.” Wesley: “Onların dünyasıyla başa çıkamazsın. Gizli bir illet gibi içimize işlediler.” Araziyi satanın da Taylor olduğunu açıklar.

- Wesley kaçmasını önerir ama Weston kabul etmez. “BURASI YOLUN SONU! BAŞKA GİDECEK YERİM YOK!”

- Weston borçlanma sebeplerini anlatır: “Durmadan bir şeyler satıyorlar, demek işler düzelecek. Araba alın. Ev alın. … Ben de katıldım kervana. … Zaten herkes borçlanmamı istiyor. Bankalar, taksitli satışlar, yatırımcılar…”

- Meksika’ya kaçma önerisi aklına yatar. Orada Taylor’u da “bulacaktır”. Sağdan çıkar.

4. Sahne

- Wesley yerdeki yiyecekleri yemeye başlar.

- Emma soldan girer. 2. perdedeki gibi giyinmiş. Elinde kamçı.

- Wesley’e: “senin sonun da babam gibi olacak. O kıyafetleri giyince reis mi oldun?”

- Babasının banyo çaresi Wesley’e yaramamış. Çırılçıplak dolaşırken üşüyünce de bu kıyafetleri giymiş.

- Emma “çavuşa cinsel yaklaşımlarda” bulunarak hapisten kurtulmuş. Parası da var. “Suç hayatına atılıyor”. İnsanların içyüzünü öğrenmiş. “Herkes kendini gizliyor.”

- Ella uyanır, Emma’ya seslenir. Emma gider. Wesley’i Weston sanır.

- Ella, Emma’nın peşinden gitmeye çalışır. O da değişmiştir. Eskiden gitmeye niyeti yoktu. Giyecek palto bulamayınca gecikir (niye palto arıyor o acil durumda?)

5. Sahne

- Sahne dışında bir patlama olur. (“Jelatinli dinamitle nitro karışımı”)

- Emerson girer. Ardından da Slater, elinde yüzülmüş kuzu leşiyle.

- Taksitleri ödenmemiş arabayı havaya uçurmuşlardır.

- Tehditler savurarak giderler.

- Kuzunun o hali Ella’yı üzmüştür. Kartal öyküsünü hatırlar ve gerisini anlatır: “Kedi koç organlarını yemeye geldiği zaman Kartal onu da alıp gidiyor. Havada dövüşüyorlar. Kedi Kartal’ın bağrını deşiyor. Kartal kediyi atmaya uğraşıyor ama kedi bırakmıyor, çünkü düşerse ölecek. Sonunda ikisi de yere çakılıyorlar. Tek canmış gibi.”

 

 

Motifler, Semboller

I. Perde

1. Sahne

Kapı: Ella: “Weston toplasın, onun işi”

Uçak : Çocuğun oyuncak uçakları var. (s. 194)

Yabancılık-Tanışıklık: Wesley, kendini gecenin içinde yalnız hissediyor, uçaklar kendisini işgal edecekmiş gibi. Fakat babasının arabasının sesini duyunca “kalbi güm güm atıyor”.

2. Sahne

Packard: Babasının iki arabasından biri.

Sıhhi bağ: Gerçekten sıhhi mi? Aman mikroplara dikkat!

Kızarmış tavuk: Kızın hakkında konferans vereceği konu. Alabildiğine boş bir şey. Ama kız oldukça özenle hazırlanmış. Tavuğundan neredeyse sevgiyle bahsediyor; tavuğundan değil de onu nasıl öldürüp içini deştiğinden!

Açlık: “Acından ölüyor olsan [buzlukta gördüğü tavuğu pişirmeden önce] sormazdın,” diyen Ella’ya, Emma “Biz açlar sınıfına dahil değiliz,” diye cevap veriyor. Az sonra Wesley buzdolabında yiyecek aramaya başlıyor. Ella: “Senin karnın hep aç. … Zengin değiliz ama yoksul da değiliz.” Bu arada da anne hep “tıkınıyor”.

Sıkıntı: Avrupa’ya da gitseler hep aynı insanlar olarak kalacaklar ve birbirlerinden çok sıkılmışlar.

Nafile düşler: Emma’nın düşleri attan düşüp kendini çamurlar içinde sürünürken bulunca yok olur. “Düşlerimiz, yaşamın sertliği karşısında yitiyor” motifi.

3. Sahne

Açlık: Bu kez Emma aç ve buzdolabını karıştırıyor.

4. Sahne

Açlık: Weston’un kuzu ile sohbetinde “açların başka açları yediği” konusu işlenir.

Buzdolabı kapağı: Buzdolabı, “kapağını çarpmaktan başka işe yaramıyor!”

Yalnızlık: Weston: “kendi kendime konuşurken her şey yolundaydı.”.

Enginar: Emma: “Takır takır kaynayan bir cennet adeta”. Baba çölden almış bu enginarları.

II. Perde

1. Sahne

Zombiler ve zombi mimarisi: Ülke zombilerce işgal ediliyor. Aile evleri yıkılıp çimento yığınları yapılıyor.

Enginar: Baba: “Enginar böyle mi kokar? Kaynatmayın. Kaynarsa taşar.”

Kapı: Emma: “Kapısız da idare ediyorduk, hem müşteri kaçırır.” Weston: “Evi satacağız, kapı ile ne ilgileniyorsun.”

Çamaşırlar: Weston: “Ella yıkasın, onun işi!”

Kuzu 1: Sürfeli kuzu, iyileşmeli…

Kuzu 2: Çakalları zehirlemek için karnına striknin konulan ölü kuzu…

2. Sahne

Zehir-Kalıtım: Aile erkeklerinin kanında olan bir zehir.

3. Sahne

Enginar: Anne enginarları atıyor. “Evde ağza atacak bir lokma yokken enginar alıp gelmenin ne anlamı var?”

4. Sahne

Enginar: Ellis: “Bayat sidik gibi kokuyor. Ben et severim.”

Açlık: Weston, buzdolabına bakarken, perde biter.

III. Perde

1. Sahne

Kartal: Koç yumurtalarını yemiştir.

Arınma: Weston sabah kalkar. Kendisini tanıyamaz. Bu arazinin sahibi olduğunu anlayamaz. Sonra önce sıcak, sonra soğuk suyla yıkanır. Tıraş olur.

2. Sahne

Kuzu 1: Sürfe az daha kuzunun her yerini (“ince barsağını bile”) saracakmış, Weston kurtarmış.

Kalıtım: “Emma’nın kanında var öyle coşkulu olmak”. Weston’a göre kendisine çekmiş, “bu kadar suçu bir arada işlemekte utanacak bir şey yok”. Ella da kendi ailesinde böyle şeylerin olmadığını, canlarına susamadıklarını söyler.

Anneyi soyutlama: Weston: “Bir tek senin kanında yok. Bizimkinde var. … Sen başka bi sınıfın mensubusun! Kibar insanlar. Sanatçılar. … Bilim adamları. Hepsi meslek sahibi. Bağırıp çağırmayan tipler.”

Annenin argosundaki sahtelik: Anne küfrediyor. “Argoyu doğru kapmışsın ama inandırıcı değil. İşin özünde bir sahtelik var.”

3. Sahne

Masa: Masaya yatan Weston dirilmiş, kendine gelmiş şekilde uyanmıştı. Karısını da orada uyumaya razı ettikten sonra bu konuda konuşuyor: “Kendini o kadar iyi hissedeceksin ki masa burada dururken neden yıllar yılı yatakta yattığına sen de şaşacaksın. O masa senin kurtarıcın olacak. … Fazla rahata alışmanın en kötü yanı, insanın kökenlerini unutması. … İyice sert bir masa insanı yaşama döndürür.” Burada masa, rahat olmayan yaşamın, kökenlerin simgesi. (Bir iddiaya göre de sunak taşı).

Rahatlık: Rahat yaşam insana kökenlerini unutuyor. Masada yatmak kendine getiriyor. Hapishanede yatmak da o kadar kötü değil, yeterince uyumuşsan bir şey hissetmezsin.

4. Sahne

Baba-oğul benzerliği: Wesley babasının kıyafetlerini giymiş. Ella da uyanınca onu Weston sanıyor.

5. Sahne

Kuzu: “Bir karının kürtaj artığına benziyor”, “bi deri bi kemiş kalmış. Şu kuzucuğa biraz süt verin.”

Kartal: Amerika’nın simgesidir. Bağrını deşen kediler Amerika’yla birlikte kendini de öldürüyor. Kediler kim? Herhalde herkesi alışverişe iten, sağı solu dinamitleyen kapitalizm ve yardakçıları. Amerika onları atamıyor.

 

Gözlemler-Sorular

Bu ailede birbirini seven var mı?

Yok.

 

Weston: Wesley’i sevmiyor. Evet, onu kendine yakın hissediyor ama tam bir sevgi var mı? Emma’yı sevmiyor. Hep soğuk. Ella’yı sevmiyor. Başına gelecekle ilgilenmiyor.

Wesley: Weston’u sevmiyor; sürekli ters davranıyor. Ella’yı sevmiyor; kaza geçirme olasılığında ilk düşündüğü şey, arabası. Çocuklarını sevmiyor, kendisini eve ekmek getirme makinesi olarak görüyor.

Emma: Wesley’i ve Weston’u sevmiyor. Onlarla yaşamak tam bir can sıkıntısı.

Lanet

Lanet, aç sınıfın birilerine ettiği lanet değil, aç sınıfın üzerindeki lanet. Bu lanet de “birbirini yemek”.

Sahne başlangıçları

Her sahne insanların kendi kendilerine konuştukları bir monologla açılıyor.

 

 

 

 

Kişiler

 

KİŞİLER Evle… Kuzu Gitmek Evi satmak İşten anlama

ELLA İlgilenmiyor. İlgilenmiyor. Gitmek istiyor İstiyor İşten anlamıyor.

EMMA İlgilenmiyor. İlgilenmiyor. Gitmek istiyor İstemiyor İşten anlamıyor.

WESTON Biraz ilgileniyor.İlgileniyor.Gitmek istiyor İstiyor İşten anlamıyor.

 

WESLEY Biraz ilgileniyor. İlgileniyor Önce kalmak istese de sonra gitmek istiyor İstemiyor -İşten anlamıyor

 

Oyunun başlığı Enternasyonal’in “Uyan artık uykundan uyan” dizeleriyle benzeştirilmektedir. Zira İngilizce’de bu marş Arise ye workers upon starvation / The scarlet banner is your salvation” (“Kalkın aç işçiler, kızıl bayrak sizin kurtuluşunuzdur”) şeklinde çevrilmektedir. Fakat bu oyunda açlık ve kurtuluşun yerini, içten içe çürüten bir lanet almaktadır.

Açlık, iç sıkıntıdan kaynaklanan bir açlıktır. Sürekli bir tatminsizlik açlığıdır. Mutluluğa yönelik bir açlıktır. Mülkiyet arzusu, kuşak çatışmaları, kontrolsüz iç dürtüler çözülemediği için açlık kendine ve başkalarına karşı saldırgan ve tahrip edici bir tutuma dönüşüyor.

Oyun hep temel sınıf, kuşak ve cinsiyet çatışmaları üzerine şekillenir. Zengin-yoksul, erkek-kadın, oğul-anne, anne-baba.

Açlık teması oyunda üç yerde geçer: Ella ve çocukları arasında iki kez, Wesley’in kuzuya yaptığı konuşmada bir kez. Hepsi de yoksul olmadıklarını kabul ederler ama açtırlar. Zaten Wesley, kuzuya, açlığı farklı bir şekilde tartışır.

Lanet, işte bu açlığın dönüştüğü kendini tahrip lanetidir. Annenin lanet hakkındaki konuşması Wesley’in kuzuyu boğazlamasına bir öngörüdür.

Ama ne kuzuyu boğazlamak ne de babanın “yeniden doğuş” tezleri Wesley’in işine yaramaz.

Dış güçlerin evi istila etmesi, onların (özellikle de Wesley’in ve Emma’nın) içindeki kötülüklerin kendilerin istila etmesiyle karakterize olur.

Bir rahim olan ve dışarının saldırılarına karşı bir sığınak gibi görünen “ev” ise doğura doğura lanet doğurur. Hep evden gitmekten bahsederler ama eve giriş çıkışlar ile evin satılmasının doğuracağı sonuçlar arasında paralellik kurulmuştur: Weston hep sarhoş gelir. Ella hep evin satışını hızlandırmak için girer çıkar. Wesley, Ellis’ten parayı almaya çıkar, dayak yiyip gelir; kendini arındırmak için gider kuzuyu boğazlayıp gelir. Emma çıkar, at tarafından sürüklenip gelir; ya da suç batağına girip çıkar.

Evin zombiler tarafından istilası arttıkça, iç saldırganlık da artıyor. Amerikan mala doymaz rüyasıdır bu.

Kapı içeri ile dışarı arasındaki geçiş noktasıdır. Giderek vazgeçilebilir bir duruma geliyor.

Kuzu ise içeri ile dışarı çelişkisini simgeliyor. Dışarıya ait olduğu halde içeride. Mikrop saçıyor. Yani tehlike sadece dışarıda değil, içeride.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...