Jump to content

Tulani Perdeler ; Lir Tiyatrosu


eyges

Önerilen Mesajlar

Lir Tiyatrosu, İzmir'in onlarca asırdır birlikte sürdürdüğü müzik ve tiyatro düşüncesine ait olma içgüdüsüdür.

KİŞİLER

 

ÂŞIK

HAYALÎ

KORO

 

1 TANYERİ

 

ÂŞIK

Bu karşılaşma tüm börkü böceği susturacak derecede gerilim yüklüdür.

Doğa pür dikkat kesilmiş, gereksiz tüm kımıldanmalarını kesmiştir.

HAYALÎ

Güneş battığı denizlerde ne kadar serinlerse,

Doğarken bir dağ yamacından, yine böyle zinde gözükür.

ÂŞIK

Peki ya biz nasıl görüneceğiz bu dağ yamacından tan vakti?

HAYALÎ

Bu kadar basit değil dedi Âşık.

İhanet aşkta en uygun zamanı beklese de, geciken özre bir daha vakit ayrılmaz.

ÂŞIK

Gözleri mırıldandı ben söylemedim

Susmaya ayırdı o son geceyi

Havaya mı aldandı gün erinmedi

Uykuya ayırdı o son dileği

 

Gözleri aydınlandı geri dönmedi

Gölgeye ayırdı o son yüreği

Nefesinden kirpiklerime sindi

Gözlerimi kırptım sesi kısıldı

Ya benimle aramaya devam et

Ya aradığım ol uğurböceği

Yarın dediğin dün akşam oldu

İlk ruhun ilk kana mehtabı sundu

KORO

Perde!

Kanayan her mehtaba bir sitem buluyorsun

Her dalgaya bir kürek

Her buluta bir martı

Bile bile mi doğdu yılan suyundan kelebek

Sen kartala ayrılan yollardan geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Basit bir fikir

Yalandan dahi olsa iş görebilir

Masum denizden

Yarını öten kuşlara söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

2 MÜLAYİM VÜ MÜLA MU

 

ÂŞIK

Işıkta gördüm ilk kez, adın duydum rasgele

Tanış gülüş sırnaştık, yetiştim gözlerinde

Mülayim vü Müla mu, kim âşık kim hayalî

Uyusun da unutsun aşk mı yoksa hayal mi

Mülayim vü Müla mu

HAYALÎ

Vakit yok sanrılar uykuda

Gölgeler gibi yola yayılır

Yarım ağızlı kurukafa

Süzülür caddelerin uğultusunda rüzgâr

Gözlerinde kıvrılır kaldırımdan kurtçuklar

ÂŞIK

Kumu süren adımı hafiflettikçe buhar

Bekleyenin mi var diye fısıldadı bahar

Görünmez karanlıklara dalan telkari sulardan

Parıldayan seraptır göğsünde ruhlar açan

HAYALÎ

İlerledikçe yolları kesen bu yılan gibi

Usulca dökülür aklın uçurumlarından

Son şansın yokluğunda kaybolur neşe

Yaktığımız şiirlerin ruhlarıdır çağrılan

KORO

Perde!

Dökülen her damlaya bir bahçe kuruyorsun

Dalla örtülür böcek

Yaşlı kuru yaprağı

Döne döne mi çıktı ormandan labirentler çizerek

Sen ardına bakmadan çöllerden geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Kuru bir nehir

Elini açmış olsa yaş sekebilir

Kayan gözlerden

Damadan gelen pullara söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

3 İLHAN ile KARAVAŞ

 

ÂŞIK

Ne ses gelir ne ışık, kahve falına bakar

Güneşe eğilmişken, adedi tamam sayar

Sinbâd’ la Alâeddin, her işe böyle başlar

Kaybettiği pabucu, sihirli lamba sayar

HAYALÎ

Sen zaman hakkında hiçbir şey bilmiyorsun dedi Kubilay Han

Sır olan unutulur

Unutulan

Sır olmaktan çıkar

Gölgen yola düşmeden öldüğünü bilir her asker

Kırılan oyuncaklar gibi

Kaybolup gitti tüm kentler

ÂŞIK

Yalan ağızlar söyledi nereye gömüldüğünü

Saçıldı inciler evlendi duvar

Bir eli yılan bir eli yumruk gözlerinde siper

Yalnız yiterken talihsiz

Yalnız yiterken güvende

Her aşk böyle başlar biri uyur biri bekler

KORO

Perde!

Parlayan her seraba bir ninni uyduruyorsun

Beşiğinde tanır bebek

Sineksiz örümcek ağını

Sile sile mi indi maviyi cennetten mor melek

Sen üstüne basmadan eşikten geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Hafif bir zehir

Bizi ayırmış olsa kalp edebilir

Kara üzümden

Sureti solan renklere söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

4 GÖZLERİN GÖZYAŞLARIN

 

ÂŞIK

Mavi dünse, gündüzleri çağırın

Dalgaları, yelkenleri

Denizleri, meltemleri

Mehtapları, gelgitleri

Balıkçılları, fenerleri

HAYALÎ

Çağırın

Gökyüzü beni deniz feneriyle nişanla

Gök kubbe beni deniz feneriyle nişanla

Bağırın

Gök kubbe feneri bana geri getir

Gökyüzü bana denizi geri getir

ÂŞIK

Sen güneşin kızısın

Artık tüm deniz misafirin

Denizi yurt yapan güneş, yıldızlar işaretin

Hıçkıran gökyüzü, çıldırtan gök kubbe hayalin

HAYALÎ

Kendini suretinden, aklını karadan

Adını denizden ayırıp

Rüyaları seyre dalıp

Selam verin

ÂŞIK

Ayaklarına kapanıp

Dalga geçin

Gülümseyin

HAYALÎ

Yumuk gözlerle yorgun gözükmeyin

Selam verin

Gülümseyin

ÂŞIK

Gözlerin gözyaşların

İkisine de sahip olmak tüm arzum

O güzel gözlerinde avunmak yavrum

Ufuklarında dolaşmak

Çenenden tutmak

Kaldırmak kafanı

Yaklaşmak yaklaşmak

Bir noktada durmak

Alt üst fark etmez

Seni öpmek sana sarılmak

Tüm acım bundandır

Tüm acım bundan

Hiçbirini yapamamak

KORO

Perde!

Kaybolan her rüyayı bir hayra yoruyorsun

Kanat vurup uçmak gerek

Kapanmadan göz ağrısı

Gide gide mi vardı kıyıya şafakta her dilek

Sen karşıdan karşıya aynadan geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Küçük bir sihir

Hayalden gerçek olsa cam bölebilir

Düşen serçeden

Rüzgârı savuran ellere söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

5 DENİZATI DENİZATI DOĞURUR

 

ÂŞIK

Lütfen…

Söyle, de ki Hayali…

HAYALÎ

Topu burnunda çeviren fok

Sepetten yükselen yılan

Tahta sırıklar üzerinde yürüyen cambazlar

Bunlara sevimli sevimli bakan üç çocuk

İkisi erkek biri kız

Bir oyun

Bir deniz

Bir güneş

Her biri için

Biri boğulur

Diğerleri devam eder

ÂŞIK

Su zaman

Gül hayat

Biz kaktüs çiçeği

HAYALÎ

Bir vazoya konan kuş gibi…

ÂŞIK

Biliyorum ki ben

Bir ağaç olabilirsem

Ağaçtan uzanan dalda bir yaprak kurur

Biliyorum ki ben

Bir yaprak olabilirsem

Yaprağı savuran rüzgârda bir martı durur

Biliyorum ki ben

Bir martı olabilirsem

Martının konduğu denizde bir balık vurur

Biliyorum ki ben

Bir balık olabilirsem

Doğanın adı denizatı olur

Denizatı doğurur

Denizatı denizatı doğurur

Denizatı denizatı doğurur

Denizatı denizatı doğurur…

KORO

Perde!

Kımıldayan her resme bir göz kırpıyorsun

Şeridi geçti geçecek

Hayali hilal sarkacı

Azar azar mı içti kuyudan ayrılık çekerek

Sen tadına bakmadan kendinden geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Kısa bir tasvir

Mevsimi bölmüş olsa kim bilebilir

Sızan düşlerden

Boş geçen yıllara söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

6 I.O.

 

HAYALÎ

Gece rimel aktı su kan

Su kan seyir yıldızından

Balık ağı yırttı su kan

Su kan pul pırıltısından

Gözlerini açtı su kan

Su kan lir tiyatrosundan

ÂŞIK

Orfe seni bulacak Eurydike

Hades kıyısında bir sahnede

Vazgeçip her şeyden dünyada seni

Aramak bir yaşama biçimidir

Beklediğini biliyor

Seni bulacak Eurydike

HAYALÎ

Yürürken uyandığım harabeler

Çarpık sahile vuran larvalar

Eğer insanı görebilsin diye

Denizden yıldız çıkarmak gelmez akıllarına

Ne üçayak üstüne kuruludur çadır

Ne geceye atılan balıkçı ağlarına

Kumlara saplı dişler gibi

Gecenin ardındadır çoğul seyirci

Akıl koltuğuna kurulur gölge

Buzul çatlar

Köpek dişi emildikçe

ÂŞIK

Beklediğini biliyor

Seni bulacak Eurydike

HAYALÎ

Oyun içinde oyun

Oyun içinde üç dalga

Marakas içinde badem

Çadır içinde gazlı lamba

Kavle içinde kalem

Kalem için de son damla

KORO

Perde!

Yollanan her kente bir imge gizliyorsun

Hayat sürgün bilecek

Sahne kurup yıkmayı

Güle güle mi sardı sarmaşıktan korkuluğa iz sürerek

Sen belleği olmayan girdaptan geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Uzak bir şehir

Nerede kurulmuş olsa gün gelebilir

Fer fecir gözlerden

Gönle ırak ufuklara söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

7 YARASA ATASÖZÜ

 

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

ÂŞIK

Ayna kulağına fısıldar…

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

Sessizlik Hakkı bilir

Altta kalanın canı çıkar

ÂŞIK

Ayna kulağına fısıldar

Duyanın çenesine vuracak

Gördüklerini

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

Çatlak Ses iyidir

Çınlamadan bir şey çıkmaz

ÂŞIK

Dişi kurbağanın gözünden…

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

ÂŞIK

Dişi kurbağanın gözünden

Gölün çevresini dolaşıp

Nehrin kalbine iner

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

Bir yarasa atasözü var

Yüzü gülenin boyu uzar

ÂŞIK

Mağarada baykuşların…

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

ÂŞIK

Mağarada baykuşların

Yuttuğu damla misali

HAYALÎ

Buhar oldum, buhar oldum, buhar oldum...

ÂŞIK

Bunlar hayalinin sözleri değil dedi Âşık

Bunlar hayalinin sözleri değil

Oyun aynı oyun

İnsan aynı insan ama sen

Zaman hakkında hiçbir şey bilmiyorsun

Mısra mısra gösterim; perde perde yükselir

Sen ki mısrayı bilmiyorsun

Gördüğün mısrayı

Perdeyi nereden bileceksin

Görmediğin perdeyi

Bunlar âşığın sözleridir

Ben sadece bir hayalîyim…

KORO

Perde!

Çözülen her çapaya bir olta asıyorsun

Sonsuza dek sürecek

Madalyonu dolunayı

Yazı tura mı çekti toprağı buluta seçerek

Sen aklına takılan kurşundan geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Yaşlı bir sedir

Yerini oymuş olsa ser çekebilir

Giden akrepten

Köprüyü tutan taşlara söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

8 BUHARKENT BİR BURGAÇTIR

 

HAYALÎ

Âşık söyle, sen gördüğün her şehre âşık olursun. Peki ya o şehirlerde...

ÂŞIK

Bu soru kuraldışı hünkârım.

HAYALÎ

Ne kuralı, neden?

ÂŞIK

Ben bu şehirleri gezerken tüm güzelliklerini de içinde görürüm. Caddelerini, sokaklarını, tüm eski yapılarını... Kentlilere karışmak, onlarla konuşmak isterim. Kent, bu anların toplamıdır benim için.

HAYALÎ

Kendine ayırdığın özel anlar da mı olmuyor hiç senin? Gezdiğin şehirlerde, daha önce hiç görmediğin kadar güzel, senin için çok özel olabilecek biriyle hiç mi tanışmadın?

ÂŞIK

Her şehirde, elbet, bir tanesiyle, karşılaşmışımdır.

HAYALÎ

Öyleyse, ne diye lafı ağzında geveleyip duruyorsun, söylesene, sorun nedir?

ÂŞIK

Her şehirde birinin olması…

HAYALÎ

Şehirleri bırak, olup bitenleri anlat.

ÂŞIK

Kuraldışı dediğim de tam burası işte. Olan olaylar o şehirlerde mi gerçekleşti hatırlayamıyorum. Tanıştığım kadınların hiçbiri o şehrin yerlisi değildi. Başka bir yerde doğmuş ve o şehre göç etmişlerdi.

HAYALÎ

Tıpkı senin gibi bir gezgin miydiler yani?

ÂŞIK

Değillerdi elbette, ama ben ki masal olmak isteyen bir gezginim, o kadınların bana doğduğunu söyledikleri şehirleri değil görmek, isimlerini dahi şimdiye dek hiçbir yerde duymadım.

HAYALÎ

Durum esrarengiz bir hava aldı sanki. Hayal kuruyorlardır.

ÂŞIK

Belki. Belki de hiçbiri bulundukları kentten dışarı bile çıkmamıştı. Hepsi de o kente ait kadınlardı. Hayal görüyorlardı, kim bilir?

HAYALÎ

Sana doğdukları kentler hakkında anlattıkları nedir o halde?

ÂŞIK

Anlattıkları, yaşadıkları kente, ya da sizin-benim bildiğimiz bir başka kente, hiç mi hiç benzemiyordu, efendimiz.

HAYALÎ

Bana o kentleri anlat. Görmediğin, duymadığın, bilmediğin ve benim de tanıyamadığım o güzel kadınların doğduğu kentleri...

ÂŞIK

Onları anlatmak gezmediğimiz kentleri anlatmak gibi bir şey olur, ilhanım.

HAYALÎ

Henüz gezmediğimiz demek istiyorsun.

ÂŞIK

Size görmediğim şehirleri anlatamam, Hayalî.

HAYALÎ

Pekâlâ, artık ne şehrinin kadınlarını ne de şehirlerini dinlemek istiyorum Âşık. Geçmediğimiz tek bir şehir kaldıysa o da henüz adını duymadığımızdır. O kadınlar, hayal. Doğdukları da hayal, doğdukları yer de... Burası Buharkent ki, burası da hayal… Söylesene sen bana, sen buraya da âşık mısın yoksa?

ÂŞIK

Gitmeden bilemem, efendim.

HAYALÎ

Gitmeden... Ben sana söyleyeyim Âşık. Buharkent bir burgaçtır. Sen burayı sevemezsin. Buharkent’ ten gidilmez. Buradan geçen, burada kalır. Buharkent bilinmez. Buharkent bilmez. Öyle ki hiç kimse burada sana doğmadığı bir başka kentten bahsetmez.

ÂŞIK

Hayal değilse de...

HAYALÎ

Duymadığın bir kent mi gördün?

ÂŞIK

Görmediğim bir kent duydum.

HAYALÎ

Sen âşık olmuşsun.

ÂŞIK

Fethettiğimiz kentlerin çocukları gibi, Hayali, ağaç yaşken eğilir, değil mi? Efendim?

HAYALÎ

Fethettiğimiz kentlerde çocuklar yoktur, Âşık. Bizim fethettiğimiz, şehir ve çocukluklardır.

ÂŞIK

Bu şehir de diğerleri gibi hüzünlü geçti

Bitmedi bu seferin de sonunda özlemler

Seni bana yaklaştıran gecelere yazık ettim

Yazık ettim kendime bütün gece

Ayrılık yine bitmedi hasretine doyamadım

Özlemler kesilmedi sana sarılamadım

Ayrılık yine var sen git dedin diye

Sen gel dediğin için geldim

Git dediğin için gidiyorum

Ne fark eder

Nasıl olsa her şey senin için

Senin için her şeye değer

KORO

Perde!

Kaçırdığın her şansa bir harami karıyorsun

Kıvılcımla örtecek

Yıldırımlar toprağı

Benek benek mi etti yamacında seni bekleyerek

Sen bir yudum almadan ateşten geçiyorsun

Uyuduğunda beni görmeni istiyorum

Uyandığında beni görmeni istiyorum

Eski bir satir

Günaha varmış olsa sır tutabilir

Teğet hislerden

Perdeyi çeken ellere söylüyorum

“Ayrılık görüntüdedir”

9 PERDE GAZELİ

 

ÂŞIK

Eli elinde esir ağlara benzer perdemiz

HAYALÎ

Gönül gönle misafir, dağlara benzer perdemiz

ÂŞIK

Çift başlı bir serçeydi, mavi yelkenlere bindi

HAYALÎ

Bu denizde ne gam, ne dert, ne keder perdemiz

ÂŞIK

Perde perde ayrılık o, perde perde arşıâlâ

HAYALÎ

Aşkın taht kurduğu yerde yankı yapar perdemiz

ÂŞIK

Camlar kalbini eğdi, camlar canın kalbini eğdi

HAYALÎ

Birleşin! Dünyanın tüm sahneleri perdemiz

ÂŞIK

Kim âşık kim hayali, Mete bilir vesselam

HAYALÎ

Maskedir, gökyüzüne sahhı çeker perdemiz

 

PERDE

 

http://img230.imageshack.us/img230/2171/thehouseoftherisingsun1xx1.jpg

 

http://img216.imageshack.us/img216/8229/thehouseoftherisingsun2ol8.jpg

 

http://img230.imageshack.us/img230/6343/thehouseoftherisingsun3cr1.jpg

 

http://img216.imageshack.us/img216/2422/g3df4.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...