Jump to content

Ölü deniz yazmaları


Firdevs

Önerilen Mesajlar

Ölü Deniz Yazmaları İnançlar

 

 

Bilinen ve bulunan en eski dinsel yazılar

 

İnsanlık tarihi dinsel inançlar yönünden incelendiğinde, kutsal din metinlerinin azlığı dikkat çeker ve hatta eldeki örneklerin gerçekliği ve değiştirilmediği tartışma konusudur. Kuranı Kerim dışında bu tartışma yüzyıllardır sürmektedir. 1947 de bir çoban tarafından bulunan Ölü Deniz yazmaları iki bin yıllıktır ve Orta Doğu din tarihinin en eski belgeleridirler. Ama asıl önemli olan bu yazmaların, din tarihini ve güncel inançları değiştirebilecek içerikte olduğu iddialarıdır.

12.jpg

 

1947 yılında, Filistinde ki Ölü Deniz’in kuzeybatı kıyısındaki Qumran Vadisin de keçilerini otlatan Tamirahlı Muhammed Ad-Dib adlı çoban çocuk, kaybolan keçisini bulmak için kayaların arasında dolaşırken, bir mağara girişiyle karşılaştı. Korka korka içeri girdiğinde, ağzı kapalı bir çömlekle karşılaştı. Muhammed bir taşla çömleği kırdı ama korkmuştu, öylece bırakıp kaçtı, ertesi gün bir arkadaşını yanına alarak tekrar mağaraya döndü, daha içerde başka çömlekler vardı. Ne bulduğunu bilmeyen ve çömlekleri içinde hazine bulma umuduyla kıran Muhammed’in buluşu, aslında yüzyılın en önemli buluşuydu. Genç çoban, 2000 yıl öncesinde yazılan "Ölü Deniz Belgeleri"ni bulmuştu. Daha sonraları araştırmacılar, yakındaki mağaralarda başka çömlekler de buldular. Karbon 14 deneyleri, belgelerin en azından 1900 yıllık olduğunu kanıtlıyor; buna karşın Tevrat’ın bilinen en eski kopyası ancak 1000 yıl öncesine aittir. İlk keşif Bedeviler tarafından 7 yazıtın bulunmasıydı ve bir araştırma başlatıldı. Bu araştırma yaklaşık on yıl sonra sona erdi. Ve sonunda 11 mağarada yine küplerin içinde yüzlerce parçalanmış yazıt bulundu. Aynı yıllarda arkeoloğlar mağaralara yakın bir yerleşim merkezini araştırıyorlardı. Qumran harabelerini kazılar sonucunda ortaya çıkardılar, Ölü Deniz ve

 

 

mağaraların bulunduğu dağların arasındaki kıraç toprakların üzerindeki karmaşık oluşumları ortaya çıkarırken, yazıtları yazanları tanımlamada yardımcı oldular. Araştırmalardan kısa bir süre sonra Karbon 14 testi aracılığı ile eski yazıtlarla ve dilbilim ile ilgili kanıtlar oluşturuldu ve Qumran harabelerinde elde edilen bilgilerle karşılaştırılarak, yazıtların M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yazıldığı ortaya çıkarıldı. Kutsal bir içeriğe sahip olan yazıtlar İsrail de Nasıra tanrısının yaşadığı eski İkinci Tapınak zamanından geliyordu ve diğer kutsal kitaplardan yaklaşık 1000 yıl daha eskiydiler. Yarım yüzyıl önceki araştırmalar bu yana yazıtlar ve bu eski yerleşim merkezi bilimsel ve toplumsal ilginin odağı oldular. Bunun yanı sıra bu yerleşim merkezi tartışmalara da neden oldu. Bu yazıtlar neden mağaralarda saklanıyordu? Yazıtları oraya kim koymuştu? Qumran da kimler yaşıyordu? Yazıtları burada yaşayanlar mı yazmıştı? Bu mağaralarda mı yaşıyorlardı? Yazıtlar Hristiyanlık ve Musevilik için ne anlam taşıyordu ?

 

 

13.jpg

 

14.jpg

 

 

 

15.jpg

Ölü Deniz

 

Ölü Deniz

 

Ölü Deniz , Kudüsten yaklaşık 15 mil batıda, İsrail ve Ürdün arasında bulunmaktadır.Çok derin ve tuzlu olan Ölü Deniz, su rezervini bir çok küçük dereden, akarsudan ve Ürdün ırmağından sağlamaktadır. Deniz seviyesinden alçak olması nedeniyle ve derin bir havzaya sahip olduğundan, Ölü Deniz ve çevresinin iklimi alışılmışın dışındadır. Yüksek buharlaşma çoğu zaman yoğun bir sis oluşturur. Atmosferik nem düşük, denize yakın alanlar çok kurudur. Böylece Ölü Deniz, yazıtları veya benzerleri bir çok materyalin yüzyıllarca bozulmadan kalması için korunması için çok elverişlidir. Kutsal Kitapta da tarif edildiği gibi Peygamber İbrahim döneminde bir deprem olduğu, arkeolojik ve tarihsel araştırmalarla da doğrulanmıştır. (Zeboim, Admah, Bela, Sodom ve Gomore kentleri) Bu beş şehrin varlığına dair hiç bir kanıt olmasa da şehir kalıntılarının ÖlüDeniz’ in güney bitiminde sular altında kaldığına inanılıyor.

 

Qumran Kütüphanesi

 

Parçalanmış ama orjinalliğini koruyan yazıtlar, Qumran civarlarında bulundu ve M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yaşayan Musevilere ait dökümanlara Qumran kütüphanesinde de rastlandı. Hiç kuşkusuz 20. Yüzyılın en büyük tarihi metinlerini içeren bu kütüphane Musevi halkının 2. Tapınak Zamanınında ki edebi düzeyini göstermiş ve tüm Hristiyanlığa ve Museviliğe yüzyıllar içerisinde dağılmıştır. Kütüphane bir çok yazma kopyayı, bazı kitapları ya da çalışmaları içermektedir. Diğerleri ise parşömen kağıtlarının ufak parçaları şeklindedir. Binlerce parçalanmış yazıt parçası vardır. Gösterilen bir çok farklı derleme hemen hemen bin yıllıktır ve üç farklı dilde yazılmıştır; İbranice, Aramice ve Yunanca. Yazıtlarla ilgili üç yaklaşım vardır; 1. Yazıtlar Kutsal kitaba aittirler. Çünkü metinler İbraniler’in kutsal kitaplarında bulunmaktadır. Kutsal kitabın tüm kitapları, Esther bölümü hariç olmak üzere Ölü Deniz yazıtlarında da yer almaktadır. 2. Yazıtlar uydurma ya da sahtedirler. Çünkü Kutsal Kitabın bazı kurallarını hiçe sayan bölümler vardır. 3. Bir mezhebe aittirler. Çünkü yazıtlar dindar bir söyleşiyi anlatıyorlar ve Kutsal Kitaba ait yorumları, Vahiyle ait görüşleri, ayinsel çalışmaları ve kanunları içeriyorlar. Mezhebe ait yazıtları yazan Essenerler’in arasında (Milat öncesi ve sonrasında Filistin’de yaşayan militan Musevi tarikatı mensupları) din bilginleri de vardı. Ama bu bilginlerin oluşturduğu din kültürünün veya bir mezhebin tüm materyallerini oluşturduğunu destekleyen çok az bir kanıt bulunmaktadır. Metinlerin ne kutsal kitaba, ne uydurmalara, ne de mezheplere ait olduğuna inanmayan bilginler ise, yazıtların dördüncü bir kategoriye ait olduğuna inanıyorlardı...

 

Qumran Kütüphanesi’nden Yazıt Parçaları

 

* İlahiler,

 

* Muskalar,

 

* Toplumsal kurallar,

 

* Takvimsel dökümanlar,

 

* Bazı Tevrat kuralları,

 

* Enoch Hanokh yorumları,

 

* Hosea kanunları,

 

* Dualar,

 

* Leviticus Va- Yikrah yorumları,

 

* Kurban günü şarkıları,

 

* Şam dökümanları,

 

* Milhamah’ın savaş kanunları,

 

2.000 yıl sonra

 

Ölü Deniz’i çevreleyen kıraç tepelerdeki mağaraların içine yazıtların saklanmasıyla, 1947 de bunların bulunması arasında yaklaşık 2000 yıl vardır. Kutsal Kitapla ilgili en geniş ve en eski metinler oldukları, 20 yüzyıldır korundukları ve bir raslantı sonucunda Bedevi çobanlar tarafından bulundukları için gerçekten dikkate değer birer arkeolojik bulgudurlar. Yazıtların keşfedilmesinden beri, Ölü Deniz yazıtları halkın ilgi odağı ve ilmin konusu olumştur. Bilimadamlarına göre bu yazıtlar, Kutsal Kitap sonrası zamanı araştırmak ve en büyük iki dini incelemek için çok kıymetli kaynaklardır. Halk ise bu yazıtların gizemli birer sanat eseri olduğunu düşünüyor. Yazıtlara olan ilgi son zamanlarda daha da arttı. Medyanın takibi, yazıtların anlamı ve Qumran harabeleri üzerinde fikir ayrılıkları yaratıldı. Merak ve gizem gittikçe artıyor. Yazıtlar, 2. Tapınağın kütüphanesinden mi yoksa başka kütüphanelerden mi geldi? Bozulmamaları için Romalılar tarafından mı saklandı? Qumran harabeleri, Kudüslüler için kışlık bir sığınak mıydı? Ya da Qumran bir Roma kalesi miydi? Yoksa Qumran, Musevi tarikatlar için bir manastır, bir dergah mıydı? Bazı yorumlar sonucunda, son yüzyıldaki Musevilik inançlarıyla ilgili görüşlerimizi gözden geçirmemiz mi gerekiyor? Ölü Deniz yazıtları başka gizli hazinelere giden bir ipucu mu? Yoksa Savaş kurallarıyla ilgili yazıtları bize bir şey mi anlatmak istiyorlar? 1980’lerden beri yazıtlar hakkında fazla spekülasyon yapılmadığından uzun zaman incelenmeleri için fırsat doğdu. Bilim adamları tarafından yürütülen Kutsal kitaba ait arkeolojik incelemelerin sonunda bir çok önemli sonuç elde edildi. 1988’den sonra İsrail’de yazıtlarla ilgili araştırmalar için yeni atamalar yapıldı. 1992’ye kadar bir çok bilimadamı çalışmaya dahil edildi. 1991 yılında Kutsal Kitaba ait bilgisayarlarla oluşturulmuş fotoğraflar ve yazıt incelemeleri özel bir arkeoloji grubu tarafından yayınlandı. Aynı yılın sonlarında, California’nın Huntington Kütüphanesi bünyesinde bulunan yazıtları ve kopyalarını kullanılır bir hale getirdi. Kısacası, İsrail’deki araştırma grubu yazıtların incelenmesindeki detayların tamamlandığını resmen açıkladı.

16.jpg

Musevilik, Hıristiyanlık ve Ölü Deniz Yazıtları

 

Ölü Deniz yazıtları bir dizi döküman içermektedir ve Museviliğin tarihsel çalkantılarına ve kritik dönemlerine açılan bir pencere gibidirler. Josephus (Hz. Yusuf) tarafından aynı olduğu belirtilen üç dini tarikata ilave olarak (Farisiler, Seduciler ve Essenerler gibi Musevi tarikatları) Musevilik, politik partilere ve bir çok dini mezhebe ayrılmıştır. M.S. 70 yılında Süleyman Tapınağı’nın yıkılmasıyla herşey sona erdi. Sadece Farisi-Rabbi (İbrani) Museviliği günümüze ulaştı. Qumran literatüründe sözü geçen geçit, Museviliktir. Kutsal Kitapta tarif edildiği gibi İsrail dini Mishnah’da (3. Yüzyıl Museviliğine ait hukuk kurallarının derlenmesi ve modern Musevi kaidelerini oluşturan gelenekler) açıklandığı gibi hahamların Museviliğine göre hareket edilmektedir. Yeni Ahit’te yani İncil’de anlatılan olaylara kadar uzanan Ölü Denizyazıtları, Hristiyanlığın Musevi zeminin anlamamız için mükemmel bir kaynaktır. Bilimadamları, Qumran edebiyatında belirtilenler ile, ilk Hristiyanlık devri arasındaki inanç ve uygulama benzerliklerine işaret ediyorlar. Bu paralelliklerin içinde vaftiz ayinleri, geleneksel yemekler ve mal bölüşümü yer alıyor. En ilginç benzerlik ise yapısal organizasyon arasındaki paralellik. Qumran’da ki mezhepler kendilerini 12 başkanın temsil ettiği 12 gruba ayırmışlar. Bu ayrım kilisenin ilk zamanlarına benziyor. O dönemlerde kilisede 12 havari ve 12 İsrail kabilesini yönetmek için tahta geçme inancı vardı. Bir çok bilim adamı, Qumran edebiyatı ve ilk dönem Hristiyanlığının Musevilik’ten etkilendiğini düşünüyorlar hatta artık kabul ediyorlar fakat bu etki bugün net bir şekilde yansımıyor.

 

Sonuç

 

Ölü Deniz Yazıtları, hemen hemen elli yıldan beri ilginin ve merakın odağı olmuştur. Bugün, bilginler bu yazıtların önemli olduğu konusunda uyuşmuşlardır fakat yazıtları yazanlar üzerinde anlaşamamışlardır. Bilginler, yazıtların belirli paragrafları üzerinde tartışmaktadırlar ve hala Musevilik ve Hristiyanlık üzerindeki etkileri kabul etmektedirler. Tüm dünyaya göre yazıtlar, yüceliğin ruhuna sahiptirler. Ama ciddi din bilimciler arasında uyuşmazlığklar vardır. Yazıtlar yaşamın gizemlerini cevaplarken gelecek hakkında kehanetlerde bulunurlar. Ölü Deniz Yazıtlarını kim yazmıştı? Qumran Kütüpqhanesi nasıl bu hale gelmişti? Yazıtlar kimindi? Neden bu yazıtlar mağaralarda saklanmıştı? Bugün, uzmanlarla birlikte tüm dünya bilginleri yeni kurtarılmış yazıt metinleri hakkında düşünmektedirler ve çözüm şüphesiz bulunacaktır. Fakat çözüm bazı soruları da yanında getirecektir. Çünkü Ölü Deniz Yazmaları’nın temelinde iki dinin yani Museviliğin ve Hıristiyanlığın bütünlüğü ve ayrılmazlığı düşüncesi vardır. Bir diğer iddia, kanıtlanmış olmasa da İsa’nın sanılan bir kişilik olmadığı doğrultusundadır hatta kulislerde geçen söylentilere göre, Hıristiyanlığı temelden değiştirecek sonuçlara ulaşılmıştır yani İsa Hıristiyanlık’la ilgili değildir aksine bir Essener yani Musevi tarikatçısıdır. Yakın gelecek dinleri yeniden yapılandıracak ve gerçek özüne döndürecek gibi gözüküyor ve galiba o zaman geldiğinde dünya daha huzurlu ve mutlu olacak.

 

Şam Dökümanları Parşömen Kağıtlar, Milattan önceki ilk yüzyılın sonlarında kopyalanmışlar. Şam Dökümanları mezhep topluluklarının, kurallarının ve uygulamalarının anlatıldığı bir kitaptır. Başlıca iki temeli vardır. İlki Filistin’den Şam’a kaçan musevilerin yemin ederek meclise yalvarışlarına karşı verilen öğütleri içeriyor. İkinci listede ise, yemin ve lanetlerle uğraşanların, yöneticilerin, şahit ve yargıçların, suyun dağıtımıyla ilgilenenlerin uyması gereken kurallarla; dini tatil günleri ve ayinler hakkında uyulması gerekenler yer alıyor. 1896’da, Solomon Schechter, Şam Dökümanları’nın farklı bir versiyonu olduğu anlaşılan bazı mezhep yazıları keşfettiler. Schechter bunları, Qumran yazıtlarından 50 yıl önce Kahire’de ki bir sinegogun alt katında buldu. Bu buluş modern kitabe ve yazıt biliminin ilk adımı sayılabilir. Şam Dökümanlarından bazı örnekler;

 

3- ... ve Tanrı onu günahlarından azat mı etti? ve kimseyi nefretle başbaşa bırakma.

 

5- ... komşularına birşey verirken ya da onlardan birşey alırken kimseyi bir başka mal ile aldatma, bu bir uyarıdır.

 

6-... bildiği herşey bulduğudur...

 

8- ... eğer bir adam kızını bir başkasına verecekse, evlenene kadar kızın tüm kusurları diğer erkeğe kapalıdır.

 

9- Söylenen odur ki, yoldan çıkmaması için kör olması iyidir. Dahası kızını uygun olmayan birine vermemeli.

 

11- Hiç bir erkek bakire olmayan bir kadını kutsal yere getirmemelidir. Hele hele babasının evindeyken ya da dul iken cinsel ilişkiye girmiş bir kadın kabul edilemez.

 

12- Eğer bir kadın bakireyken kötü bir ün almışsa,

 

13- hiç bir erkek onu almamalıdır. Fakat bu konuda bilgisi olan bir kadın tarafından muayene edilirse ya da ona kefil olan biri bulunursa...

 

14- onu alabilir. Fakat onunla evlendiğinde,

 

15- ona adil davranmalıdır ve hiç bir şey söylememeli...

 

Enoch Yazmaları

 

2. Tapınak döneminin en önemli İbranice metni Enochtur. Kutsal kitabın öykü bölümlerine göre Bilge Enoch 365 yıl yaşamıştır (Aşağı yukarı, Tufan öncesindeki ilk atalar döneminde). Enoch, Tanrı ile yürüdü sonra Tanrı’nın gözünde hiç bir değeri kalmadı. Bu yazıtın orjinal dili, tıpkı diğerleri gibi, Aramice yani ilk Sami dillerindendir. Orjinali tarih içinde kaybolmuş olsa da Yunanca tercümelerinin bir kısmı Mısır da bulundu ve kilise rahiplerince aktarıldı. Qumran harabelerinde bulunan yazıt, orjinal Arami dilinin incelenmesine önemli katkıda bulunmuştur. Burada bulunan yazıt parçaları göstermiştir ki, değişmez doğa Tanrı’nın isteğini takip eder. Enoch’un kitabı tutucu dincilere göre sahte bir çalışmadır (Oysa bu metinlerin Kutsal Kitaba ait olduğu söylentileri var). Enoch’un kitabı Musevi ve bir çok Hıristiyan mezhebi tarafından kabul edilmez. Ama bir mezhep tarafından oluşturulduğu kesindir. Orjinal Arami versiyonu, Ölü Deniz yazıtları bulunana kadar kayıptı. Enoch Kitabından dan bazı örnekler;

 

12- ... Fakat sizler işlerinizi değiştirdiniz.

 

13- Fakat siz bunu Tanrı’nın emirlerine göre değil, Ona karşı çıkarak yaptınız ve pis ağızlarınızla terbiyesiz sözler sarfettiniz.

 

14- Kalbiniz küflenmiş olduğundan Onun gücüne karşı çıktınız. Hiç bir zaman barışa ulaşamayacaksınız. Liderler ve diğerleri herşeyi kendileri için aldılar. Herkes birbirinin karısıyla gayrimeşru ilişkilere girdi.

 

15- Ve onlara büyücülük öğretildi. Kökler kesilerek çeşitli bitkilerle büyüler yapıldı.

 

16- Bu büyülerden hamile kaldılar ve binlerce metre yüksekliğinde dev ağaçlar ortaya çıktı.

 

Leviticus Parşömeni

 

Bu yazıt, Tamireh Bedevi grubu 11. mağarayı araştırırken 1956 da bulundu. 14 yıl sonra İsrail Müzesinde gösterildi. Gösterilen kısım Leviticus’un son bölümlerinden alınmış parçalardı. Bu yazıttta kurban adamanın, taziyenin ve kutsallığın kanunları yer alıyordu. Buradaki bölümler orijinal yazıtın son altı bölümündeki en önemli parçaydı. Leviticus yazıtlarının genel yazılışı sola doğrudur. Tecrübeli, hızlı ve ritmik bir el yazısı kullanılmıştır. Metin, koyun derisinin tüyleri çıkarılmış yüzünde yazılmıştır. Leviticus Parşömeninden bazı örnekler;

 

1- Tarlanızın kenarlarını ya da topladığınız ve bir araya getirdiğiniz ürünlerinizi yabancıya ya da fakirlere vermelisiniz. Ben Tanrıyım,

 

2- Sizin Tanrınız.

 

3- Tanrı, Musa ile konuştu ve şöyle söyledi; İsrail halkıyla konuş:

 

5- Kendi işlerinizde çalışmayacaksınız ve isteğinizi ateş vasıtasıyla Tanrı’ya ileteceksiniz.

 

6- Tanrı, Musa ile konuştu ve şöyle söyledi; 7. ayın onuncu günü,

 

7- özür dileme günüdür. Bu senin için kutsal bir durumdur: Bazı şeylerden feragat etmelisin ve isteğini Tanrı’ya sunmalısın.

 

8- Günü baştan başa çalışarak geçirmemelisin.

 

9- O gün özür dileme günüdür. Tanrı, sizin yanınızda olacak.

 

Tefullin muskası

 

"Ve senin ellerinde bir işaret olacak, ve onu gözlerinizin arasına alın" Bu emir Yahudiler tarafından ilk zamanlarda uygulanıyordu. 2. Tapınak döneminde bilgeler tarafından, parşömen kağıdına yazılmış dört paragraf içeren Tefullin siyah deriden yapılmış kutu gibi kapların içine yerleştirilmişti. Muskalardan biri sol kolda, diğerleri ise alında gösteriliyordu. Bunlar eldeki işaret ve alındaki sembol şeklide kudretli bir el ile "Tanrı bizi Mısırdan koruyacak" anlamına geliyordu. Muska’dan bazı örnekler;

 

1- (1) Ve konuştu

 

2- Tanrı

 

3- Musa ile

 

4- şöyle dedi;

 

10- Bugünü hatırla,

 

11- gittiğin (özgür kaldığın)

 

10- Mısır’dan, köle evinden,

 

11- kudretli bir elle

 

12- Tanrı orada sizi özgür bıraktı;

 

13- Bugün hamurlaşmamış ekmek yenir.

Kurban gününün şarkıları

 

Sebt Kurban günü Şarkıları, 13 ayrı bölümlerin meydana getirdiği ayinle ilgili bir çalışmadır. Değişik şarkı başlıkları güneş takvimini yansıtır. Şarkılar, diğer Qumran Çalışmalarına çok benzemektedirler. Sekiz eser metni Qumran´da Mağara 4´de ve bir tanesi de Mağara 11´de bulundu. Bunların Herodian döneme ait olduğu düşünülüyor. İlahilerden bazı örnekler;

 

30- ...ayın 16. gününde. Yükseklerin Tanrı´sına şükredin.

 

32- O, siz tüm tanrısal varlık şükranlarının liderisiniz. Tanrı´ya güzel ve takdire layık şekilde şükredin.

 

33- Çünkü şükranın yüceliği O´nun ülkesinin övgüsüdür. Ve O´nun yüce cennete olan yüceliği sizin gururlu çıkışınızın tanrısallığıdır,

 

34- ve O´nun şerefli ilahi vasfı bütün yükseklerin üstündedir. Cennetin yüksekliğinin Tanrı´sıdır ve tüm ölümsüz divanın kralının Kral´ıdır.

 

35- (O´nun bilgisinin amacı) ağzından çıkan sözler varlıklara (tüm yüksek meleklere); dudaklarındaki ifade tüm ölümsüz ruhlara; bilgisinin amacıyla garanti altında olan ve O´na inanan tüm insanlara gider.

 

36- Neşeyle şarkı söyle, harikulade ilahi varlıklar arasında sevinçle O´nun bilgisi içerisinde sen de sevin. Ve bilgi ile şarkı söyleyen herkesin dili ile O´nun şerefine şarkı söyle; ve O´nun için şarkı söyleyen herkesin ağzı ile O´nun muhteşem şarkısını söyle.

 

37- O, sonsuza kadar bilgiye sevinen herkesin Tanrı´sıdır ve anlayışı tüm ruhlara hükmeder.

 

Savaş Kuralı Bu altı parça parşömen yazıt, M.S. ilk yüzyılın ilk yarısında Herodian elyazısıyla yazılmıştır. Metnin kopyası ve çevirisi öldürülen İsa yorumunu desteklediğini gösterir ve galip gelen İsa´yı ima eder. Eylül 1992´de, Time dergisi Savaş Kuralı hakkında bir makale yayımladı. İsevi metin bir kurtarıcı ile ilgili geleneksel Musevi görüşünü desteklemektedir. Diğer yandan, kurtarıcının önceden kararlaştırılmış ölümü Yeni Ahit görüşünde tahmin edilmiştir. Örnekler;

 

1- İsa peygamber: Ormandaki ağaçlıklar, bir baltayla kesilecek ve...

 

2- Lübnan Cumhuriyeti muhteşem birşey tarafından düşecek. Ve orada Davud´in dal kütüğünden ileriye doğru bir atış gelecek

 

3- ve mahkemeye girecekler.

 

4- Kongrenin Prensi, yaralamalar ve darbelerle onu öldürecek.

 

5- Şöhretin rahibi Kittimíin

 

6- ölüsüne hakim olacak.

 

Işığın çocuklarıyla, karanlığın çocukları’nın savaşından seçmeler;

 

"Ölü Deniz Belgeleri", MÖ 100 civarlarında Filistinde etkin olan Essenerler tarikatı tarafından yazılmışdı. Essenerler, bir Mesih beklentisi içindeydiler, 68 yılında tarikat Romalılara karşı bir yahudi isyanını başlattı, kutsal metinler o sırada çömleklere konup mağaralara saklamışlardı. Ama bir daha geri dönüp alamadılar, kutsal metinler aradan 2000 yıl geçinceye kadar orada kalacaklardı. Belgeler Tevrat’ın bazı bölümlerini içerirler ama en dikkat çekici yön kutsal kitapta olmayan son bölümdür; burada Apokaliptik yani kıyamete yönelik tarzda evrensel bir savaştan söz edilir; "Işığın çocuklarıyla, Karanlığın çocukları’nın Savaşı"dan. Ölü Denizyazmalarıyla ilgili bu yazıda tarihte yeri olmayan bu savaştan söz edeceğiz; daha da doğrusu Türkiye’de ilk kez "Ölü Deniz" yazmalarının bu bölümünden yapılan bazı çevirileri yayınlayacağız; "Işığın çocuklarıyla, Karanlığın çocukları’nın Savaşı"nı okurken dinsel isimlere, tanımlara aldanmayın, bu uslüp kendilerinden çok önce, bilinmeyen bir zamanda yaşanan dev bir olayın, Roma’nın gezici gücü karşısında inançtan başka birşeyi olmayan insanların anlatımıdır; Işıkla, Karanlığın savaşı Yaradılış kadar, insan kadar eskidir ve bize ebedi düaliteden ipuçları verir. İşte bir örnek;

 

Giriş Bölümü;

 

"Işığın çocukları hüküm sürmeye başladıklarında, kutsal ahti (yemini) bozmaya yardım eden Edom ve Moab’ın oğulları Ammon’a, Filistin halkına ve Asur şehrine savaş açtılar, çöl sürgünleri ve kabileleriyle birlikte “Işığın çocukları”na savaş açtıklarında, Işığın çocukları Kudüs öünde kamp kurmuşlardı, savaştan sonra Mısır Kralı’nın şehrine ulaştılar. Mısır Kralı, büyük bir öfkeyle Kuzey Krallarıyla savaşmaya gitti ve onların güçlerini parçaladı, bu Tanrı’nın insanları için bir kurtuluş olmuştu ve Şeytanın Ordusu sonsuza dek yok oldu. Aynı zamanda Asur kentinde de bir ayaklanma çıktı; onlarra kimse yardım edemezdi. Ve “Kittim”in hükmü sona erdi, böylece günahkarlık son buldu ve hiçbir parça kalmadı, böylece Karanlığın çocuklarından kurtulan olmadı."

 

Açıklamalar:

 

Aramice - Bir Sami dilidir ve M.Ö. 9. Yüzyıl´dan beri bilinmektedir. Pers İmparatorluğu´nun resmi dilidir. Babil sürgününden sonra Musevi halkı tarafından ve yaygın olarak güneybatı Asya´da kullanılmıştır.

 

Karbon 14 testi - Hacim numarası 14´dür ve radyoaktif izotopu, arkeoloji ve jeolojiye ait materyalleri tarihlemede kullanılır.

 

Essenerler - 2. Tapınak zamanındaki üç Musevi tarikattan biridir. Vahiye ait görüşlere öncelik veren ve Mısır sonrasında Roma işgaline direnerek, bölgeden geri çekilen, dervişan bir toplumu oluşturan bağımsızlık yanlısı bir gruptur.

 

İlk Tapınak Zamanı - MÖ. 850-586 arası. Musevilerin sürgünü ve ilk Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.

 

Judea- Eski Filistiníin güney kısmı. Qumran bölgesi, Ölü Deniz yazıtlarının bulunduğu kıraç bir arazi.

 

Leviticus - Museviliğin ve Hıristiyanlığın kutsal kitabının 3. kitabıdır ve kuralları içerir.

 

Mishnah - İbrani gelenekleri üzerine kurulmuş Musevi gelenekler toplamı ve MS. 200 yılı hakkındaki derleme.

 

Parşömen - Hayvan derileri üzerine hazırlanan metin yazılarıdır.

 

Farisiler - 2. Tapınak zamanındaki üç tarikattan birisi. Kanun yorumlarını yaparlar ve dinsel törenlerin tam olarak yerine getirilmesine önem verirler. Öğretileri, ruhun ahlaksızlığı, bedenin tekrar canlanması, geleceğe ceza verme ve İsa´nın geri dönmesi ile ilgilidir.

 

Muskalar (Tefillin) - Musevilik´de dört kutsal yazıyı içeren iki küçük deri kutusudur ve geleneklere göre sol kola ve alınlarda kullanılır.

 

İlahiler (Tehillim) - Kutsal Kitap ilahilerinin toplamıdır. Yani kutsal şiirler ya da şarkıları içerir.

 

 

 

 

Qumran - Ürdün´un bir bölümü. Kuzey Ölü Deniz ölü ovadır. Musevilerin Kutsal Kitabının, mezhep ve edebi yazıtların bulunduğu 11 mağaranın bulunduğu yerdir. Burada yapılan kazılarda, karmaşık binalar ve insan eliyle yapılmış bir çok eser ortaya çıkarılmıştır. Site MÖ. 2. Yüzyıl´dan kalmadır ve M.S. 68´de Roma saldırısı sonucunda terkedilmiştir.

 

İkinci Tapınak Zamanı - M.Ö. 520 - M.S. 70 arası. Tek Tanrıcılıkla ilgili dinler için ilerleme zamanıdır ve Kudüs´de Ölü Deniz yazıtlarının kopyalandığı zamanda MS. 70´de Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.

 

Seleucid impatorluğu - İskender´in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu´nun dışında meydana getirildi ve Türkiye´nin güney kıyısından Filistin´in güneyine ve Hindistan sınırının batısına kadar yayılmaktaydı. M.Ö. 312-64 dönemi.

17.jpg

 

13- Bugün hamurlaşmamış ekmek yenir. 18.jpg

Kurban gününün şarkıları

 

S19.jpg

sirius tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben varya ben,

elimde yeteri kadar para olacak dünyada hiç bir gizem kalmayacak.

ne var ne yok dökerdim ortaya,:)

 

teşekkür ederim firdevs iyi bir iş çıkartmışsın.

bunları okudukça kendimden geçiyorum.o dönemlerde yaşamış olmayı hayal ediyorum.aman neyse bu halime çok şükür.ne o öyle ışığın çocuğu ve karanlığın çocuğu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bilinen ve bulunan en eski dinsel yazılar

 

İnsanlık tarihi dinsel inançlar yönünden incelendiğinde, kutsal din metinlerinin azlığı dikkat çeker ve hatta eldeki örneklerin gerçekliği ve değiştirilmediği tartışma konusudur. Kuranı Kerim dışında bu tartışma yüzyıllardır sürmektedir. 1947´de bir çoban tarafından bulunan Ölü Deniz yazmaları ikibin yıllıktır ve Orta Doğu din tarihinin en eski belgeleridirler. Ama asıl önemli olan bu yazmaların, din tarihini ve güncel inançları değiştirebilecek içerikte olduğu iddialarıdır.

 

 

 

1947 yılında, Filistin´deki Ölü Deniz´in kuzeybatı kıyısındaki Qumran Vadisi´nde keçilerini otlatan Tamirahlı Muhammed Ad-Dib adlı çoban çocuk, kaybolan keçisini bulmak için kayaların arasında dolaşırken, bir mağara girişiyle karşılaştı. Korka korka içeri girdiğinde, ağzı kapalı bir çömlekle karşılaştı. Muhammed bir taşla çömleği kırdı ama korkmuştu, öylece bırakıp kaçtı, ertesi gün bir arkadaşını yanına alarak tekrar mağaraya döndü, daha içerde başka çömlekler vardı. Ne bulduğunu bilmeyen ve çömlekleri içinde hazine bulma umuduyla kıran Muhammed´in buluşu, aslında yüzyılın en önemli buluşuydu. Genç çoban, 2000 yıl öncesinde yazılan "Ölü Deniz Belgeleri"ni bulmuştu. Daha sonraları araştırmacılar, yakındaki mağaralarda başka çömlekler de buldular. Karbon 14 deneyleri, belgelerin en azından 1900 yıllık olduğunu kanıtlıyor; buna karşın Tevrat´ın bilinen en eski kopyası ancak 1000 yıl öncesine aittir. İlk keşif Bedeviler tarafından 7 yazıtın bulunmasıydı ve bir araştırma başlatıldı. Bu araştırma yaklaşık on yıl sonra sona erdi. Ve sonunda 11 mağarada yine küplerin içinde yüzlerce parçalanmış yazıt bulundu. Aynı yıllarda arkeologlar mağaralara yakın bir yerleşim merkezini araştırıyorlardı. Qumran harabelerini kazılar sonucunda ortaya çıkardılar, Ölü Deniz ve

 

 

 

 

mağaraların bulunduğu dağların arasındaki kıraç toprakların üzerindeki karmaşık oluşumları ortaya çıkarırken, yazıtları yazanları tanımlamada yardımcı oldular. Araştırmalardan kısa bir süre sonra Karbon 14 testi aracılığı ile eski yazıtlarla ve dilbilim ile ilgili kanıtlar oluşturuldu ve Qumran harabelerinde elde edilen bilgilerle karşılaştırılarak, yazıtların M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yazıldığı ortaya çıkarıldı. Kutsal bir içeriğe sahip olan yazıtlar İsrail´de Nasıra tanrısının yaşadığı eski İkinci Tapınak zamanından geliyordu ve diğer kutsal kitaplardan yaklaşık 1000 yıl daha eskiydiler. Yarım yüzyıl önceki araştırmalar bu yana yazıtlar ve bu eski yerleşim merkezi bilimsel ve toplumsal ilginin odağı oldular. Bunun yanı sıra bu yerleşim merkezi tartışmalara da neden oldu. Bu yazıtlar neden mağaralarda saklanıyordu? Yazıtları oraya kim koymuştu? Qumran´da kimler yaşıyordu? Yazıtları burada yaşayanlar mı yazmıştı? Bu mağaralarda mı yaşıyorlardı? Yazıtlar Hristiyanlık ve Musevilik için ne anlam taşıyordu?

 

 

 

 

Ölü Deniz

 

Ölü Deniz, Kudüs´ten yaklaşık 15 mil batıda, İsrail ve Ürdün arasında bulunmaktadır. Çok derin ve tuzlu olan Ölü Deniz, su rezervini bir çok küçük dereden, akarsudan ve Ürdün ırmağından sağlamaktadır. Deniz seviyesinden alçak olması nedeniyle ve derin bir havzaya sahip olduğundan, Ölü Deniz ve çevresinin iklimi alışılmışın dışındadır. Yüksek buharlaşma çoğu zaman yoğun bir sis oluşturur. Atmosferik nem düşük, denize yakın alanlar çok kurudur. Böylece Ölü Deniz, yazıtları veya benzerleri bir çok materyalin yüzyıllarca bozulmadan kalması için korunması için çok elverişlidir. Kutsal Kitapta da tarif edildiği gibi Peygamber İbrahim döneminde bir deprem olduğu, arkeolojik ve tarihsel araştırmalarla da doğrulanmıştır. (Zeboim, Admah, Bela, Sodom ve Gomore kentleri) Bu beş şehrin varlığına dair hiç bir kanıt olmasa da şehir kalıntılarının Ölü Deniz´in güney bitiminde sular altında kaldığına inanılıyor.

 

Qumran Kütüphanesi

 

Parçalanmış ama orjinalliğini koruyan yazıtlar, Qumran civarlarında bulundu ve M.Ö. 3. Yüzyıl ile M.S. 68 yılları arasında yaşayan Musevilere ait dökümanlara Qumran kütüphanesinde de rastlandı. Hiç kuşkusuz 20. Yüzyıl´ın en büyük tarihi metinlerini içeren bu kütüphane Musevi halkının 2. Tapınak Zamanı´nındaki edebi düzeyini göstermiş ve tüm Hristiyanlığa ve Museviliğe yüzyıllar içerisinde dağılmıştır. Kütüphane bir çok yazma kopyayı, bazı kitapları ya da çalışmaları içermektedir. Diğerleri ise parşömen kağıtlarının ufak parçaları şeklindedir. Binlerce parçalanmış yazıt parçası vardır. Gösterilen bir çok farklı derleme hemen hemen bin yıllıktır ve üç farklı dilde yazılmıştır; İbranice, Aramice ve Yunanca. Yazıtlarla ilgili üç yaklaşım vardır; 1. Yazıtlar Kutsal kitaba aittirler. Çünkü metinler İbraniler´in kutsal kitaplarında bulunmaktadır. Kutsal kitabın tüm kitapları, Esther bölümü hariç olmak üzere Ölü Deniz yazıtlarında da yer almaktadır. 2. Yazıtlar uydurma ya da sahtedirler. Çünkü Kutsal Kitabın bazı kurallarını hiçe sayan bölümler vardır. 3. Bir mezhebe aittirler. Çünkü yazıtlar dindar bir söyleşiyi anlatıyorlar ve Kutsal Kitaba ait yorumları, Vahiy´e ait görüşleri, ayinsel çalışmaları ve kanunları içeriyorlar. Mezhebe ait yazıtları yazan Essenerler´in arasında (Milat öncesi ve sonrasında Filistin´de yaşayan militan Musevi tarikatı mensupları) din bilginleri de vardı. Ama bu bilginlerin oluşturduğu din kültürünün veya bir mezhebin tüm materyallerini oluşturduğunu destekleyen çok az bir kanıt bulunmaktadır. Metinlerin ne kutsal kitaba, ne uydurmalara, ne de mezheplere ait olduğuna inanmayan bilginler ise, yazıtların dördüncü bir kategoriye ait olduğuna inanıyorlardı...

 

Qumran Kütüphanesi´nden yazıt parçaları

 

* İlahiler;

 

* Muskalar;

 

* Toplumsal kurallar;

 

* Takvimsel dökümanlar;

 

* Bazı Tevrat kuralları;

 

* Enoch Hanokh yorumları;

 

* Hosea kanunları;

 

* Dualar;

 

* Leviticus Va- Yikrah yorumları;

 

* Kurban günü şarkıları;

 

* Şam dökümanları;

 

* Milhamah´ın savaş kanunları;

 

 

 

 

 

2.000 yıl sonra

 

Ölü Deniz´i çevreleyen kıraç tepelerdeki mağaraların içine yazıtların saklanmasıyla, 1947´de bunların bulunması arasında yaklaşık 2000 yıl vardır. Kutsal Kitap´la ilgili en geniş ve en eski metinler oldukları, 20 yüzyıldır korundukları ve bir raslantı sonucunda Bedevi çobanlar tarafından bulundukları için gerçekten dikkate değer birer arkeolojik bulgudurlar. Yazıtların keşfedilmesinden beri, Ölü Deniz yazıtları halkın ilgi odağı ve ilmin konusu olumştur. Bilimadamlarına göre bu yazıtlar, Kutsal Kitap sonrası zamanı araştırmak ve en büyük iki dini incelemek için çok kıymetli kaynaklardır. Halk ise bu yazıtların gizemli birer sanat eseri olduğunu düşünüyor. Yazıtlara olan ilgi son zamanlarda daha da arttı. Medyanın takibi, yazıtların anlamı ve Qumran harabeleri üzerinde fikir ayrılıkları yaratıldı. Merak ve gizem gittikçe artıyor. Yazıtlar, 2. Tapınağın kütüphanesinden mi yoksa başka kütüphanelerden mi geldi? Bozulmamaları için Romalılar tarafından mı saklandı? Qumran harabeleri, Kudüslüler için kışlık bir sığınak mıydı? Ya da Qumran bir Roma kalesi miydi? Yoksa Qumran, Musevi tarikatlar için bir manastır, bir dergah mıydı? Bazı yorumlar sonucunda, son yüzyıldaki Musevilik inançlarıyla ilgili görüşlerimizi gözden geçirmemiz mi gerekiyor? Ölü Deniz yazıtları başka gizli hazinelere giden bir ipucu mu? Yoksa Savaş kurallarıyla ilgili yazıtları bize bir şey mi anlatmak istiyorlar? 1980´lerden beri yazıtlar hakkında fazla spekülasyon yapılmadığından uzun zaman incelenmeleri için fırsat doğdu. Bilim adamları tarafından yürütülen Kutsal kitaba ait arkeolojik incelemelerin sonunda bir çok önemli sonuç elde edildi. 1988´den sonra İsrail´de yazıtlarla ilgili araştırmalar için yeni atamalar yapıldı. 1992´ye kadar bir çok bilimadamı çalışmaya dahil edildi. 1991 yılında Kutsal Kitaba ait bilgisayarlarla oluşturulmuş fotoğraflar ve yazıt incelemeleri özel bir arkeoloji grubu tarafından yayınlandı. Aynı yılın sonlarında, California´nın Huntington Kütüphanesi bünyesinde bulunan yazıtları ve kopyalarını kullanılır bir hale getirdi. Kısacası, İsrail´deki araştırma grubu yazıtların incelenmesindeki detayların tamamlandığını resmen açıkladı.

 

Musevilik, Hıristiyanlık ve Ölü Deniz yazıtları

 

Ölü Deniz yazıtları bir dizi döküman içermektedir ve Museviliğin tarihsel çalkantılarına ve kritik dönemlerine açılan bir pencere gibidirler. Josephus (Hz. Yusuf) tarafından aynı olduğu belirtilen üç dini tarikata ilave olarak (Farisiler, Seduciler ve Essenerler gibi Musevi tarikatları) Musevilik, politik partilere ve bir çok dini mezhebe ayrılmıştır. M.S. 70 yılında Süleyman Tapınağı´nın yıkılmasıyla herşey sona erdi. Sadece Farisi-Rabbi (İbrani) Museviliği günümüze ulaştı. Qumran literatüründe sözü geçen geçit, Musevilik´tir. Kutsal Kitapta tarif edildiği gibi İsrail dini Mishnahída´da (3. Yüzyıl Museviliğine ait hukuk kurallarının derlenmesi ve modern Musevi kaidelerini oluşturan gelenekler) açıklandığı gibi hahamların Museviliğine göre hareket edilmektedir. Yeni Ahit´te yani İncil´de anlatılan olaylara kadar uzanan Ölü Deniz yazıtları, Hristiyanlığın Musevi zeminin anlamamız için mükemmel bir kaynaktır. Bilimadamları, Qumran edebiyatında belirtilenler ile, ilk Hristiyanlık devri arasındaki inanç ve uygulama benzerliklerine işaret ediyorlar. Bu paralelliklerin içinde vaftiz ayinleri, geleneksel yemekler ve mal bölüşümü yer alıyor. En ilginç benzerlik ise yapısal organizasyon arasındaki paralellik. Qumran´daki mezhepler kendilerini 12 başkanın temsil ettiği 12 gruba ayırmışlar. Bu ayrım kilisenin ilk zamanlarına benziyor. O dönemlerde kilisede 12 havari ve 12 İsrail kabilesini yönetmek için tahta geçme inancı vardı. Bir çok bilim adamı, Qumran edebiyatı ve ilk dönem Hristiyanlığının Musevilikíten etkilendiğini düşünüyorlar hatta artık kabul ediyorlar fakat bu etki bugün net bir şekilde yansımıyor.

 

Sonuç

 

Ölü Deniz Yazıtları, hemen hemen elli yıldan beri ilginin ve merakın odağı olmuştur. Bugün, bilginler bu yazıtların önemli olduğu konusunda uyuşmuşlardır fakat yazıtları yazanlar üzerinde anlaşamamışlardır. Bilginler, yazıtların belirli paragrafları üzerinde tartışmaktadırlar ve hala Musevilik ve Hristiyanlık üzerindeki etkileri kabul etmektedirler. Tüm dünyaya göre yazıtlar, yüceliğin ruhuna sahiptirler. Ama ciddi din bilimciler arasında uyuşmazlığklar vardır. Yazıtlar yaşamın gizemlerini cevaplarken gelecek hakkında kehanetlerde bulunurlar. Ölü Deniz Yazıtlarını kim yazmıştı? Qumran Kütüpqhanesi nasıl bu hale gelmişti? Yazıtlar kimindi? Neden bu yazıtlar mağaralarda saklanmıştı? Bugün, uzmanlarla birlikte tüm dünya bilginleri yeni kurtarılmış yazıt metinleri hakkında düşünmektedirler ve çözüm şüphesiz bulunacaktır. Fakat çözüm bazı soruları da yanında getirecektir. Çünkü Ölü Deniz Yazmaları´nın temelinde iki dinin yani Museviliğin ve Hıristiyanlığın bütünlüğü ve ayrılmazlığı düşüncesi vardır. Bir diğer iddia, kanıtlanmış olmasa da İsa´nın sanılan bir kişilik olmadığı doğrultusundadır hatta kulislerde geçen söylentilere göre, Hıristiyanlığı temelden değiştirecek sonuçlara ulaşılmıştır yani İsa Hıristiyanlık´la ilgili değildir aksine bir Essener yani Musevi tarikatçısıdır. Yakın gelecek dinleri yeniden yapılandıracak ve gerçek özüne döndürecek gibi gözüküyor ve galiba o zaman geldiğinde dünya daha huzurlu ve mutlu olacak.

 

Şam Dökümanları Parşömen Kağıtlar, Milattan önceki ilk yüzyılın sonlarında kopyalanmışlar. Şam Dökümanları mezhep topluluklarının, kurallarının ve uygulamalarının anlatıldığı bir kitaptır. Başlıca iki temeli vardır. İlki Filistin´den Şam´a kaçan musevilerin yemin ederek meclise yalvarışlarına karşı verilen öğütleri içeriyor. İkinci listede ise, yemin ve lanetlerle uğraşanların, yöneticilerin, şahit ve yargıçların, suyun dağıtımıyla ilgilenenlerin uyması gereken kurallarla; dini tatil günleri ve ayinler hakkında uyulması gerekenler yer alıyor. 1896´da, Solomon Schechter, Şam Dökümanları´nın farklı bir versiyonu olduğu anlaşılan bazı mezhep yazıları keşfettiler. Schechter bunları, Qumran yazıtlarından 50 yıl önce Kahire´deki bir sinegogun alt katında buldu. Bu buluş modern kitabe ve yazıt biliminin ilk adımı sayılabilir. Şam Dökümanları´ndan bazı örnekler;

 

3- ... ve Tanrı onu günahlarından azat mı etti? ve kimseyi nefretle başbaşa bırakma.

 

5- ... komşularına birşey verirken ya da onlardan birşey alırken kimseyi bir başka mal ile aldatma, bu bir uyarıdır.

 

6-... bildiği herşey bulduğudur...

 

8- ... eğer bir adam kızını bir başkasına verecekse, evlenene kadar kızın tüm kusurları diğer erkeğe kapalıdır.

 

9- Söylenen odur ki, yoldan çıkmaması için kör olması iyidir. Dahası kızını uygun olmayan birine vermemeli.

 

11- Hiç bir erkek bakire olmayan bir kadını kutsal yere getirmemelidir. Hele hele babasının evindeyken ya da dul iken cinsel ilişkiye girmiş bir kadın kabul edilemez.

 

12- Eğer bir kadın bakireyken kötü bir ün almışsa,

 

13- hiç bir erkek onu almamalıdır. Fakat bu konuda bilgisi olan bir kadın tarafından muayene edilirse ya da ona kefil olan biri bulunursa...

 

14- onu alabilir. Fakat onunla evlendiğinde,

 

15- ona adil davranmalıdır ve hiç bir şey söylememeli...

 

Enoch Yazmaları

 

2. Tapınak döneminin en önemli İbranice metni Enoch´tur. Kutsal kitabın öykü bölümlerine göre Bilge Enoch 365 yıl yaşamıştır (Aşağı yukarı, Tufan öncesindeki ilk atalar döneminde). Enoch, Tanrı ile yürüdü sonra Tanrı´nın gözünde hiç bir değeri kalmadı. Bu yazıtın orjinal dili, tıpkı diğerleri gibi, Aramice yani ilk Sami dillerindendir. Orjinali tarih içinde kaybolmuş olsa da Yunanca tercümelerinin bir kısmı Mısır´da bulundu ve kilise rahiplerince aktarıldı. Qumran harabelerinde bulunan yazıt, orjinal Arami dilinin incelenmesine önemli katkıda bulunmuştur. Burada bulunan yazıt parçaları göstermiştir ki, değişmez doğa Tanrı´nın isteğini takip eder. Enochíun kitabı tutucu dincilere göre sahte bir çalışmadır (Oysa bu metinlerin Kutsal Kitaba ait olduğu söylentileri var). Enoch´un kitabı Musevi ve bir çok Hıristiyan mezhebi tarafından kabul edilmez. Ama bir mezhep tarafından oluşturulduğu kesindir. Orjinal Arami versiyonu, Ölü Deniz yazıtları bulunana kadar kayıptı. Enoch Kitabı´ndan dan bazı örnekler;

 

12- ... Fakat sizler işlerinizi değiştirdiniz.

 

13- Fakat siz bunu Tanrı´nın emirlerine göre değil, O´na karşı çıkarak yaptınız ve pis ağızlarınızla terbiyesiz sözler sarfettiniz.

 

14- Kalbiniz küflenmiş olduğundan O´nun gücüne karşı çıktınız. Hiç bir zaman barışa ulaşamayacaksınız. Liderler ve diğerleri herşeyi kendileri için aldılar. Herkes birbirinin karısıyla gayrimeşru ilişkilere girdi.

 

15- Ve onlara büyücülük öğretildi. Kökler kesilerek çeşitli bitkilerle büyüler yapıldı.

 

16- Bu büyülerden hamile kaldılar ve binlerce metre yüksekliğinde dev ağaçlar ortaya çıktı.

 

 

 

 

Leviticus Parşömeni

 

Bu yazıt, Tamireh Bedevi grubu 11. mağarayı araştırırken 1956´da bulundu. 14 yıl sonra İsrail Müzesi´nde gösterildi. Gösterilen kısım Leviticus´un son bölümlerinden alınmış parçalardı. Bu yazıttta kurban adamanın, taziyenin ve kutsallığın kanunları yer alıyordu. Buradaki bölümler orijinal yazıtın son altı bölümündeki en önemli parçaydı. Leviticus yazıtlarının genel yazılışı sola doğrudur. Tecrübeli, hızlı ve ritmik bir el yazısı kullanılmıştır. Metin, koyun derisinin tüyleri Çıkarılmış yüzünde yazılmıştır. Leviticus Parşömeni´nden bazı örnekler;

 

1- Tarlanızın kenarlarını ya da topladığınız ve bir araya getirdiğiniz ürünlerinizi yabancıya ya da fakirlere vermelisiniz. Ben Tanrı´yım,

 

2- Sizin Tanrı´nız.

 

3- Tanrı, Musa íle konuştu ve şöyle söyledi; İsrail halkıyla konuş:

 

5- Kendi işlerinizde çalışmayacaksınız ve isteğinizi ateş vasıtasıyla Tanrı´ya ileteceksiniz.

 

6- Tanrı, Musa íle konuştu ve şöyle söyledi; 7. ayın onuncu günü,

 

7- özür dileme günüdür. Bu senin için kutsal bir durumdur: Bazı şeylerden feragat etmelisin ve isteğini Tanrı´ya sunmalısın.

 

8- Günü baştan başa çalışarak geçirmemelisin.

 

9- O gün özür dileme günüdür. Tanrı, sizin yanınızda olacak.

 

Tefullin muskası

 

"Ve senin ellerinde bir işaret olacak, ve onu gözlerinizin arasına alın" Bu emir Yahudiler tarafından ilk zamanlarda uygulanıyordu. 2. Tapınak döneminde bilgeler tarafından, parşömen kağıdına yazılmış dört paragraf içeren Tefullin siyah deriden yapılmış kutu gibi kapların içine yerleştirilmişti. Muskalardan biri sol kolda, diğerleri ise alında gösteriliyordu. Bunlar eldeki işaret ve alındaki sembol şeklide kudretli bir el ile "Tanrı bizi Mısırídan koruyacak" anlamına geliyordu. Muska´dan bazı örnekler;

 

1- (1) Ve konuştu

 

2- Tanrı

 

3- Musa íle

 

4- şöyle dedi;

 

10- Bugünü hatırla,

 

11- gittiğin (özgür kaldığın)

 

10- Mısır´dan, köle evinden,

 

11- kudretli bir elle

 

12- Tanrı orada sizi özgür bıraktı;

 

13- Bugün hamurlaşmamış ekmek yenir.

 

 

 

 

Kurban gününün şarkıları

 

Sebt Kurban günü Şarkıları, 13 ayrı bölümlerin meydana getirdiği ayinle ilgili bir çalışmadır. Değişik şarkı başlıkları güneş takvimini yansıtır. Şarkılar, diğer Qumran Çalışmalarına çok benzemektedirler. Sekiz eser metni Qumran´da Mağara 4´de ve bir tanesi de Mağara 11´de bulundu. Bunların Herodian döneme ait olduğu düşünülüyor. İlahilerden bazı örnekler;

 

30- ...ayın 16. gününde. Yükseklerin Tanrı´sına şükredin.

 

32- O, siz tüm tanrısal varlık şükranlarının liderisiniz. Tanrı´ya güzel ve takdire layık şekilde şükredin.

 

33- Çünkü şükranın yüceliği O´nun ülkesinin övgüsüdür. Ve O´nun yüce cennete olan yüceliği sizin gururlu çıkışınızın tanrısallığıdır,

 

34- ve O´nun şerefli ilahi vasfı bütün yükseklerin üstündedir. Cennetin yüksekliğinin Tanrı´sıdır ve tüm ölümsüz divanın kralının Kral´ıdır.

 

35- (O´nun bilgisinin amacı) ağzından çıkan sözler varlıklara (tüm yüksek meleklere); dudaklarındaki ifade tüm ölümsüz ruhlara; bilgisinin amacıyla garanti altında olan ve O´na inanan tüm insanlara gider.

 

36- Neşeyle şarkı söyle, harikulade ilahi varlıklar arasında sevinçle O´nun bilgisi içerisinde sen de sevin. Ve bilgi ile şarkı söyleyen herkesin dili ile O´nun şerefine şarkı söyle; ve O´nun için şarkı söyleyen herkesin ağzı ile O´nun muhteşem şarkısını söyle.

 

37- O, sonsuza kadar bilgiye sevinen herkesin Tanrı´sıdır ve anlayışı tüm ruhlara hükmeder.

 

Savaş Kuralı Bu altı parça parşömen yazıt, M.S. ilk yüzyılın ilk yarısında Herodian elyazısıyla yazılmıştır. Metnin kopyası ve çevirisi öldürülen İsa yorumunu desteklediğini gösterir ve galip gelen İsa´yı ima eder. Eylül 1992´de, Time dergisi Savaş Kuralı hakkında bir makale yayımladı. İsevi metin bir kurtarıcı ile ilgili geleneksel Musevi görüşünü desteklemektedir. Diğer yandan, kurtarıcının önceden kararlaştırılmış ölümü Yeni Ahit görüşünde tahmin edilmiştir. Örnekler;

 

1- İsa peygamber: Ormandaki ağaçlıklar, bir baltayla kesilecek ve...

 

2- Lübnan Cumhuriyeti muhteşem birşey tarafından düşecek. Ve orada Davud´in dal kütüğünden ileriye doğru bir atış gelecek

 

3- ve mahkemeye girecekler.

 

4- Kongrenin Prensi, yaralamalar ve darbelerle onu öldürecek.

 

5- Şöhretin rahibi Kittimíin

 

6- ölüsüne hakim olacak.

 

I*sı*ğın ço*cuk*la*rıy*la, ka*ran*lı*ğın ço*cuk*la*rı’nın sa*va*şın*dan seç*me*ler;

 

"Ölü Deniz Belgeleri", MÖ 100 civarlarında Filistin´de etkin olan Essenerler tarikatı tarafından yazılmışdı. Essenerler, bir Mesih beklentisi içindeydiler, 68 yılında tarikat Romalılar´a karşı bir yahudi isyanını başlattı, kutsal metinler o sırada çömleklere konup mağaralara saklamışlardı. Ama bir daha geri dönüp alamadılar, kutsal metinler aradan 2000 yıl geçinceye kadar orada kalacaklardı. Belgeler Tevrat´ın bazı bölümlerini içerirler ama en dikkat çekici yön kutsal kitapta olmayan son bölümdür; burada Apokaliptik yani kıyamete yönelik tarzda evrensel bir savaştan söz edilir; "I*şı*ğın Ço*cuk*la*rı´y*la, Ka*ran*lı*ğın Ço*cuk*la*rı’nın Sa*va*şı"dan. Ölü Deniz yazmalarıyla ilgili bu yazıda tarihte yeri olmayan bu savaştan söz edeceğiz; daha da doğrusu Türkiye´de ilk kez "Ölü Deniz" yazmalarının bu bölümünden yapılan bazı çevirileri yayınlayacağız; "I*şı*ğın Ço*cuk*la*rı´y*la, Ka*ran*lı*ğın Ço*cuk*la*rı’nın Sa*va*şı"nı okurken dinsel isimlere, tanımlara aldanmayın, bu uslüp kendilerinden çok önce, bilinmeyen bir zamanda yaşanan dev bir olayın, Roma´nın gezici gücü karşısında inançtan başka birşeyi olmayan insanların anlatımıdır; Işık´la, Karanlığın savaşı Yaradılış kadar, insan kadar eskidir ve bize ebedi düaliteden ipuçları verir. İşte bir örnek;

 

Giriş Bölümü;

 

"I*şı*ğın Ço*cuk*la*rı hü*küm sür*me*ye baş*la*dık*la*rın*da, kut*sal ah*ti (yemini) boz*ma*ya yar*dım e*den E*dom ve Mo*ab´ın oğul*la*rı Am*mon’a, Fi*lis*tin hal*kı*na ve A*sur şeh*ri*ne sa*vaş aç*tı*lar, çöl sür*gün*le*ri ve ka*bi*le*le*riy*le bir*lik*te “I*şı*ğın ço*cuk*la*rı”na sa*vaş aç*tık*la*rın*da, I*şı*ğın ço*cuk*la*rı Kudüs Çö*lü´n*de kamp kur*muş*lar*dı, savaştan son*ra Mı*sır Kra*lı’nın şeh*ri*ne u*laş*tı*lar. Mı*sır Kra*lı, bü*yük bir öf*key*le Ku*zey Kral*la*rıy*la sa*vaş*ma*ya git*ti* ve on*la*rın güç*le*ri*ni par*ça*la*dı, bu Tan*rı’nın in*san*la*rı i*çin bir kur*tu*luş ol*muş*tu ve Şey*ta*nın Or*du*su sonsu*za dek yok ol*du. Ay*nı za*man*da A*sur ken*tin*de de bir a*yak*lan*ma çık*tı; on*la*ra kim*se yar*dım e*de*mez*di. Ve “Kit*tim”in hük*mü so*na er*di, böy*le*ce gü*nah*kar*lık son bul*du ve hiç*bir par*ça kal*ma*dı, böylece Ka*ran*lı*ğın Ço*cuk*la*rı´n*dan kur*tu*lan ol*ma*dı."

 

Açıklamalar:

 

Aramice - Bir Sami dilidir ve M.Ö. 9. Yüzyıl´dan beri bilinmektedir. Pers İmparatorluğu´nun resmi dilidir. Babil sürgününden sonra Musevi halkı tarafından ve yaygın olarak güneybatı Asya´da kullanılmıştır.

 

Karbon 14 testi - Hacim numarası 14´dür ve radyoaktif izotopu, arkeoloji ve jeolojiye ait materyalleri tarihlemede kullanılır.

 

Essenerler - 2. Tapınak zamanındaki üç Musevi tarikattan biridir. Vahiye ait görüşlere öncelik veren ve Mısır sonrasında Roma işgaline direnerek, bölgeden geri çekilen, dervişan bir toplumu oluşturan bağımsızlık yanlısı bir gruptur.

 

İlk Tapınak Zamanı - MÖ. 850-586 arası. Musevilerin sürgünü ve ilk Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.

 

Judea- Eski Filistiníin güney kısmı. Qumran bölgesi, Ölü Deniz yazıtlarının bulunduğu kıraç bir arazi.

 

Leviticus - Museviliğin ve Hıristiyanlığın kutsal kitabının 3. kitabıdır ve kuralları içerir.

 

Mishnah - İbrani gelenekleri üzerine kurulmuş Musevi gelenekler toplamı ve MS. 200 yılı hakkındaki derleme.

 

Parşömen - Hayvan derileri üzerine hazırlanan metin yazılarıdır.

 

Farisiler - 2. Tapınak zamanındaki üç tarikattan birisi. Kanun yorumlarını yaparlar ve dinsel törenlerin tam olarak yerine getirilmesine önem verirler. Öğretileri, ruhun ahlaksızlığı, bedenin tekrar canlanması, geleceğe ceza verme ve İsa´nın geri dönmesi ile ilgilidir.

 

Muskalar (Tefillin) - Musevilik´de dört kutsal yazıyı içeren iki küçük deri kutusudur ve geleneklere göre sol kola ve alınlarda kullanılır.

 

İlahiler (Tehillim) - Kutsal Kitap ilahilerinin toplamıdır. Yani kutsal şiirler ya da şarkıları içerir.

 

 

 

 

Qumran - Ürdün´un bir bölümü. Kuzey Ölü Deniz ölü ovadır. Musevilerin Kutsal Kitabının, mezhep ve edebi yazıtların bulunduğu 11 mağaranın bulunduğu yerdir. Burada yapılan kazılarda, karmaşık binalar ve insan eliyle yapılmış bir çok eser ortaya çıkarılmıştır. Site MÖ. 2. Yüzyıl´dan kalmadır ve M.S. 68´de Roma saldırısı sonucunda terkedilmiştir.

 

İkinci Tapınak Zamanı - M.Ö. 520 - M.S. 70 arası. Tek Tanrıcılıkla ilgili dinler için ilerleme zamanıdır ve Kudüs´de Ölü Deniz yazıtlarının kopyalandığı zamanda MS. 70´de Tapınağın yıkılmasıyla sona ermiştir.

 

Seleucid impatorluğu - İskender´in ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu´nun dışında meydana getirildi ve Türkiye´nin güney kıyısından Filistin´in güneyine ve Hindistan sınırının batısına kadar yayılmaktaydı. M.Ö. 312-64 dönemi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ölü Deniz Yazmaları Hz. Muhammedi Öngörüyor mu?

 

İki büyük dinin buluşma noktasında gizlenen büyük sır;

 

1947 yılında birkaç çoban tarafından bulunan yazmaların Hz. İsa’nın doğumunun çok öncesinde yaşamış bir grup yahudi-mistik tarafından yazıldığı tahmin edilmekte. Antik Dinsel Dönemler Tarihi uzmanı Hershel Shanks yazmaların Meryem Ana ile eşi Joseph’in daha İsa’nın doğacağı yer olan Bethleham’a gelmeden 300 yıl evvel yazıldıklarını belirtiyor. (Understanding the Dead Sea Scrolls, Hershel Shanks, sayfa 7-8). Prof. Robert Eisenman ise, yazmaların üzerinde çok uzun zaman çalıştıktan sonra çarpıcı bir açıklama yaptı; "Öncelikle söylemem gerekir ki, bu olay uluslararasıdır." (The Dead Sea Scrolls Uncovered, Eisenman and Michael Wise, sayfa 162).

 

Referans: Misheal Al-Kadhi’nin çalışmasından...

 

1986 başında Kudüs’e gelen Robert Eisenman, Sheffield üniversitesi’nden Teolog Philip Davies görüştükten sonra iddiasını yineledi, iki uzman beraberce pek de doğal olmayan bir açıklama yaptılar; "Sizler yaşadığınız süreç içersinde yazmaları göremeyeceksiniz..." Bu garip cümle arı sokmasına benzer bir etki yarattı ve sonraki beş yıl içinde kitlesel bir efor harcandı. Bu arada Eisenman daha önce yayınlanmamış olan 1.800 yazmanın fotoğrafını yayınladı. Ve sonuçta Eylül 1991’de arşivlerin açılmasından iki ay sonra faksimil kopya kitap halinde satışa çıkarıldı. Tom Harpur önsözde şöyle diyordu; "1986’dan bu yana gerçekleşen en çarpıcı gelişme, bu kitabın en dikkate değer yönüdür. Tanrı’nın Oğlu deyimi Qumran Yazmaları’nın bir tanesinde yer alır, bu tanım bir kişiselliktir ve hatt İsa´nın dışındadır. Bu tartışmalı konuyu kuvvetlendirecek faktör ise, birinci yüzyılda yaşayan yahudilerin bu deyimi kullanmalarıdır fakat tanım Hıristiyanlığın kabul ettiği tarzda yani Tanrı’nın kendisi olma anlamının çok uzağındadır. İşte yazmalarda açıkça görülen bir yön budur; Yani Teslis (Baba-Oğul-Ruh) doğru değildir, İsa’nın tanrılığı öne sürülemez."

 

Öğretmenler arası savaş;

 

Yeni açıklanan yazmaların birisi olan Pesher Teksti, ilginçtir; sözcüğün İbranice kök anlamı "p-sh-r=açıklama" dır. Yazma, "konunun açıklanması" pasajı ile başlar ve kendi kendisini yorumlar. Temelde, Tanrı’nın her zaman varolduğu, olayların geçmiş, an ve gelecek olarak sınıflandırılamayacağı anlatılır. Zaman kitabının tümü Tanrı’ya açıktır; yani peygamberliğin özünde bulunan öngörü tanrısaldır çünkü Tanrı geleceği görmektedir veya bilmektedir. Yazmanın bir diğer yerinde, gelecek olan veya Yahudiler’e gönderilecek "Doğruluk Öğretmeni" nden söz edilmektedir. Bu öğretmen, "Yalanlar Öğretmeni"nin ve "Kötü Rahib"in zıddıdır. Ve sadece Pesher yazmasında değil, daha bir kaç yazmada da gelecek olan iki Mesih’den söz edilmektedir. Tanımlama şöyledir;

1- Rahip sistemine göre Mesih

 

2- 2-Dünyevi sisteme göre Mesih. Katı bir dindarlık çizgisinde yaşayan yahudiler için iki mesihin müjdelenmesi inandırıcı olmalıdır ya da olmuştur ve kendilerini toplumun doğal akışından soyutlayarak beklemeye başlamışlardır,

 

"Günlerin Sonu geldiğinde..."

 

Ölü Deniz Yazmaları’nı incelerken Einsman ve Micheal Wise kehanet edilen iki peygambere sık rasladıklarını ama sonraki yüzyıllarda yaşayan yahudi toplumu tarafından bu iki peygamberin tek bir Mesih kişiliğine dönüştürüldüğünü yazdılar. Uzmanlar Şam dökümanında tekil değil, çoğul olarak peygamberlerden söz edildiğini belirtiyorlar ve diğer bir olası açıklama olarak da rahipsel-göksel ve dünyasal peygamberliğin ayrı ayrı olması halinde dünyanın karışacağı ve ikiye bölüneceği korkusunun neden olduğunu ekliyorlardı. Lawrence H. Schiffman ise (Reclaiming the Dead Sea Scrolls, sayfa 321) adlı kitabında; "Geçerli bir görüş olarak, Qumran’daki tarikat yazmaları, iki peygamberin cemaatlerinin Günlerin Sonu geldiği zaman birleşmesi doğrultusundadır yani göksellikle, dünyasallığın..." Düşündürücü ve hatta umut verici bir yaklaşım bu; daha da uygunu sanki Tanrı’nın kesin isteği gibi... Aynı Yaratıcı’ya inanan insanların içinde bulunduğumuz günlerde farklı bir Tanrı anlayışına ulaşmış olmaları yani bölünmeleri yukardaki yaklaşımın ciddi kanıtı olarak kabul edilmelidir. Peki bu iki peygamber kimdirler?

 

Birisi göksel, ötekisi dünyevi mi?

 

Birisi Hz. İsa, ötekisi Hz. Muhammed olmalıdır; İsa, bilindiği gibi bir rahip sistemini oluşturmuş sayılabilir; İncil’de Havari Peter’e kilisesini onun üzerine kuracağını söylemesi ve dini anlatan seçilmiş havari sınıfını kurması, geleceğin kilise-din adamı sisteminin habercisidir, öte yandan İsa asla ordular yönetmemiş, siyasete girmemiş ve bir devlet kurmamıştır. Daha da ötesi, barışı vazederken, sınırsız özveriyi ve de yerini başkasına terk etmeyi öğütlemiştir (Matta İncili 22:21). Havarilerine kendisinin daha söyleyecek çok şeyi olduğunu ama buna vakti olmadığını, gelecek olan bir başkasının gerçeği tamamlayacağını söylüyordu (Yuhanna İncili 16:7-14). Buna karşın İslam Peygamberi görevine, uysallığı, sabrı ve pasifliği vazederek başladı, böylece sağlam ve sadık bir çekirdek oluşturdu, söylevinin en görkemli yönü öğretisini sürekli olarak Tanrı’nın adına inancını savunduğu ve Şeytan’a karşı dünyadaki yargıyı simgelediği şeklindeydi. Taraftarları defalarca savaşarak kendilerini savunurken, adaletsizliğe de karşı çıktılar. İslam İmparatorluğu bunun sonucunda, Medine’den, İspanya’ya uzanan bir çizgiye yayıldı, bu dev yayılımın içinde yer alıp Hz. Muhammed’i izlemeyenler dahi, onu iyi bildiler ve tanıdılar. Bu tanımanın içinde, göksel değil dünyasal bir güç, bir iktidar, bir imparatorluk, egemenlik ve fetih öğeleri yer alıyordu. Aşağıdaki alıntılarda Yaşar Nuri Öztürk’ün "Kuranı Kerim ve Türkçe Meali"den yararlanılmıştır.

 

"Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez." (Kuranı Kerim-Bakara Suresi: 193)

 

"Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla beraber içlerinden bir zümre, bilip durdukları halde gerçeği hep gizler." (Kuranı Kerim-Bakara Suresi: 146)

 

Resmi olmayan Barnabas İncili

 

Bir diğer önemli yön daha var; Yahudilerin peygambelerinin zaman içersinde gittikçe daha bulanıklaşması, yüzyıllar çeşitli ulusların zulmünün altında kalmaları gibi iki önemli neden yüzünden iki peygamberlik kavramı tek bir peygamber beklentisine ve sahiplenmesine dönüşmüştür, bunu yaparken de diğer tüm peygamberleri dışlama hatasına düştüklerini de söylemek gerekir. Ve onların bunu bu kadar büyütmeleri ve beklentilerinin böylesine güvenilirliği sonucunda da, neredeyse tüm uluslar tarafından eza görmüşler, fethedilmişlerdir ve şimdi kendilerine kurdukları krallıkta ise Tanrı´nın Krallığı’nın koruyucusu gibidirler. Ama bu artık bir ölüm-kalım savaşıdır ve onların da artık bin yılların yenilgisini ve acısını faturalamak zorunda olduklarını düşünebiliriz. Vatikan’ın bir türlü kabullenemediği Barnabas İncili’ni okuduğumuz zaman, yahudilerin İsa’ya Mesih olup olmadığını sorduklarını görürüz. Peygamber, Mesih olmadığını söyler ve onların bekledikleri de budur ve o zaman İsa’yı sahtekarlıkla suçlarlar. Oysa İsa, doğruyu söylemektedir çünkü o, yazmalarda iki peygamberden birisidir yani ikisinin toplamı olan tek bir Mesih değildir. *Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın! Ben barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık sokmaya geldim." (Matta İncili 10:34-35) çünkü İsa soruyu anlamıştır, onlar onun kimliğini sormuyorlardı, bilmek istedikleri İsa’nın en son gelecek olan kişi olup olmadığıydı. Yahudiler yüzyıllardır bekledikleri büyük güce sahip liderin İsa olduğunu önce sanmışlar ama sonra vazgeçmişlerdi. Çünkü gelen sandıkları gibi değildi, karşılarında Süleyman, İbrahim, Davud veya Yusuf gibi güçlü ve fatih bir kral yoktu, onların öcünü Romalılar’dan ve ötekilerden alacak biri değildi bu... Bu nedenle onun Mesih olmadığına karar verdiler fakat o Mesihti, Yahudilerin bekledikleri birleşmiş tek Mesih değil, önceden gelen ilk Mesihti, ikincisinin geleceğini ise öngörmüştü. Lawrence Schiffman Pesher Yazmasına dikkat çekiyor Doğruluk Öğretmeni ile zıddı olan Yalanlar Öğretmeni ile Kötü Rahip arasındaki savaş tanımlamasının çok önemli olduğunu söylüyor. Buradaki yalan kavramı, toplum olarak resimlenebilir, Doğruluk Öğretmeni ile yapılan savaş göründüğü kadarıyla temelde dinsel yorumlarla, dünyasal yasalar arasındaki savaştır. Kötü Rahip ise, kurallarını gerçeğe karşı koymakta ama aslında gerçeğin yolunu kapatmaktadır. Bunlar Schiffman’ın yorumlarıdır...

 

Bir dramın kahramanları aslında kimdiler?

 

Ve Pesher Yazması’nda öngörü devam eder; metinde benzer ve dramatik bir kişilik vardır, Doğruluk Öğretmeni bir rahiptir ama Yalanlar Öğretmeni de bir rahiptir ve toplumu baştan çıkarmaktadır. Kötü Rahip ise, Doğruluk Öğretmeni’ne eziyet edip, öldürme amacındadır. Bütün bunları İsa’nın gelişinden sonraki öyküde bulabiliriz; onun hain denen Havari Yahuda’yı havari seçmesi ama Yahuda’nın gerçekten sapması, yahudilerin İsa’ya zulmetmesine ve kitlelerin aldatılarak İsa’yı terketmesine neden olmuştur; buna neden İsa’nın seçimidir ama seçim Tanrı’nın mesajı doğrultusundadır ve gerçeğin ta kendisidir. Ve sonuçtu Yahuda’nın İsa’nın ölümüne neden olduğu görülür. Doğruluk Öğretmeni İsa ise, rahib Mesihde odur, Kötü Rahip ise Yahuda’dır ve Yalanlar Öğretmeni veya öğretmenleri İsa’yı mahkum eden Farisiler yani Yahudi Rahiplerdirler ve İncil’de onlara sık sık değinilir.

 

Tanrı İsa'yı terketmedi... "Kuranı Kerim."

 

Eğer Barnabas İncili’ni dikkatle okursak (diğer resmi İnciller de de vardır), Yahuda’nın Romalı askerlere İsa’yı tarif ettiğini ve yakalanmasını istediğini görürüz. Ama Barnabas İncili’ne göre Tanrı o anda gelir ve İsa’yı kurtarır, Yahuda Romalılara İsa olarak görünür ve yakalanır, Yahuda İsa olmadığını haykırır, bağırır ama dinletemez, hatta öteki havariler dahi onu İsa zannederler. Ve Yahuda bilinen sona gider. Mahkemede bile "Sen İsa mısın?" sorusuna, "Nasıl olsa inanmayacaksınız, neden daha fazla mücadele edeyim?" diye cevap verir. Haça gerildikten sonra, mezarından kaybolur (Belki de sakat kalmış veya ölmemişti). Barnabas İncil’inde, İsa’nın havarilerinin yanına dönerek, Tanrı’nın kendisini Yahudiler’in ve Romalılar’ın elinden nasıl kurtardığını ve Yahuda’nın hainliğini anlatır. Ve Kuranı Kerim’de olayı 1400 yıl evvelinde böyle anlatmaktadır, Tanrı İsa’yı terk etmemiş ve onu düşmanlarına görünür yapmıştır;

 

"İsa onlardan inkarı sezince şöyle konuştu; ‘’Allah’a gidişte benim yardımcılarım kim? Havariler dediler ki;Biz Allah’ın yardımcılarıyız. Allah’a iman ettik biz. Tanık ol, biz müslümanlarız. Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz.’’ Onlar tuzak kurdular, Allah’da tuzak kurdu. Ve Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." (Ali İmran Suresi 52-54)

 

"Biz Allah’ın resülü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların ona ilişkin bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uymaktadırlar. Onu kesinlikle öldürmediler." (Nisa Suresi 157)

 

"Yanlarındakini doğrulamak üzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha önce inkar edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkar ettiler. Küfre sapanların üstüne olsun Allah’ın laneti..." (Bakara Suresi 89)

 

Ve büyük güne doğru;

 

Ölü Deniz Yazmaları’nın birçok yerinde şaşırtıcı ve aydınlatıcı öngörüler vardır asıl ilginç olanı ise İslam’la ve Kuran öğretileriyle paralellikleri açıkça ortadadır. Tarihi olaylar dizisi bunu desteklemektedir, dinsel yasaların gereği olarak gerçeğin araştırmacıları Havari Paul ve taraftarları tarafından da yardım görür gibidirler. Aslında bu dini basitleştirmek içindir, Paul İsa’nın vizyonunu görmüş ve emri bizzat ondan almıştır. Şöyle söyler; "Ne var ki, yılanın Havva’yı kurnazlığı ile aldatmış olması gibi, düşüncelerinizin Mesih’e olan içten ve pak aldanmışlıktan saptırılmasından korkuyorum." (İncil-II. Korentlilere 11:3) Kuran’la ve Peygamber Muhammed’in misyonuyla, Ölü Deniz Yazmaları arasında uyum iddiası, çok daha büyük ve ayrıntılı bir analizi ve çalışmayı gerektirmektedir. Bu çalışma yapılacaktır. Sonucu belki de yukarda Einsman’ın dediği gibi bizler göremeyeceğiz ama bugün apayrı duran sadece iki dinin değil, tüm dinlerin Yaratıcı’nın huzurunda olması gerektikleri gibi olacağı gün uzak değildir.

sirius tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben arama yapıyorum arama bölümünden çıkmıyor 3- 4 defa başıma geldi acılmış konuyu acmışım özürdilerim acaba arama yaparken benmi hata yapıyorum arama bölümünü kullanıp aynı sorun başkasının başınada geldimi çünkü hiç hoş olmuyor acılmış konuyu acmak bu konuda arama yaparken neye dikkat etmem lazım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu kadar yoğun bir bilgi akışı için teşekkür ederim. Bu konularla ilgili arkadaşlarımızın olması çok güzel. Bir yerde okumuştum, Hz. İsayı Esseni lerin yetiştirdiğini yazıyordu. Belki o yüzden 12 başkan, 12 grup,12 havari olayı Hristiyanlıklta başlamış olabilir. Ayrıca anlamadığım Enock yazmaları tufandan önce yazılmışsa günümüze nasıl ulaşabilmiştir?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...