Jump to content

Bir Resim & Bir Şiir


MaaT

Önerilen Mesajlar

http://img.blogcu.com/uploads/LAWYER61_sessiz_gemi.jpg

SESSİZ GEMİ

 

 

Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

 

 

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

 

 

Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

 

 

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

 

 

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

 

 

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

 

 

Yahya Kemal

http://alibaydas.googlepages.com/ucurtma.jpg/ucurtma-full.jpg

Tam otuz yıldır saatim işlemiş ben durmuşum;

 

 

Gökyüzünden habersiz,

 

 

 

 

uçurtma uçurmuşum...

 

 

 

Necip Fazıl Kısakürek

http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_adim-sonbahar.jpg

nasıl iş bu

 

 

her yanına çiçek yağmış

 

 

erik ağacının

 

 

ışık içinde yüzüyor

 

 

neresinden baksan

 

 

gözlerin kamaşır

 

 

 

oysa ben akşam olmuşum

 

 

yapraklarım dökülüyor

 

 

usul usul

 

 

adım sonbahar

 

 

 

Atilla İlhan

 

 

 

 

http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_telefonda_kaybolmak.jpg

akşamın acı su karanlığı içinden

 

soğuk kadife teması yalnızlığın

 

şuh bir kahkaha balkonun birinden

gizli işareti midir bir başlangıcın

 

 

sevmek için geç ölmek için erken

 

 

başbaşa çay elele yürümek derken

boğaz vapurları mı iskele sancak

telefonda kaybolmak sesini beklerken

insan insanı yeniler doğrudur ancak

 

 

sevmek için geç ölmek için erken

 

 

içimdeki gökkuşağı besbelli neden

bulutların içinden kuşlar yağıyor

bir şiire başlarsın birini bitirmeden

hiç kimse gözlerine inanamıyor

 

 

 

sevmek için geç ölmek için erken

 

 

sevmek sevildiğini bile farketmeden

yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi

sevmek zehir zemberek ve yürekten

gecikerek de olsa vuruşur gibi

 

 

sevmek için geç ölmek için erken

Atilla ilhan

 

http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_nezamaneskiyor.jpg

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,

arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar

bırakılmasaydı eğer.

 

 

Dayanılması o kadar da zor değildir,

büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

 

 

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,

yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

 

 

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,

çalınan birinin kalbiyse eğer.

 

 

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,

insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

 

 

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,

hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

 

 

 

Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,

kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

 

 

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,

öylesine delice bakmasalardı eğer.

 

 

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı

belki de,

kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

 

 

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece

sohbetlerinin,

son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

 

 

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,

meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır

yaralamasaydı eğer.

 

 

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,

beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

 

 

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,

tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

 

 

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,

yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

 

 

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,

son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

 

 

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,

her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

 

 

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,

dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

 

 

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,

namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

 

 

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,

dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

 

 

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,

sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

 

 

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,

kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

 

 

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir

ayrılık gizlendiğine

belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci

dereceden failidir"

denmeseydi eğer.

 

 

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,

ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

 

 

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,

kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle

avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

 

 

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.

Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini

tutmak isterse...

 

 

Evet Sevgili,

Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim

uzanmak isterdi ince parmaklarına,

mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık

etmiş olmasalardı eğer!!

Can Yücel

 

 

http://img.blogcu.com/uploads/HuZunMiSRaLaRiM_hersey_sende_gizli.jpg

Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kâr sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

 

 

Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

 

 

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

 

 

 

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel

 

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/sanalsergi/nisan07/27965.jpg

Biliyorum

Birgün bu şehirden gideceksin

Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda

Elinde ufak valizin

Ne yapalım hayat bu

Yaşamak biraz böyle diyeceksin

İçinde hür maviliklerin özlemi

Küçük odanı,kitaplarını

Ve mahsun bırakıp göklerle başbaşa beni

Biliyorum,

Birgün bu şehirden gideceksin...!

FETHİ GİRAY

http://img.blogcu.com/uploads/hayaliperde_jm_(160).jpg

BİR GÜN

Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde

Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa

Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde

Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa

Bil ki seni düşünüyorum

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, acil

Örtün karanlıkları masmavi denizlerde

Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl

O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde

Bil ki seni bekliyorum

Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak

Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar

Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak

Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar

Bil ki seni istiyorum

Gecelerden bir gece uyanırsan apansız

Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse

Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız

Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse

Bil ki SENİ SEVİYORUMÜmit YAŞAR OĞUZCAN

 

devam edicem....

 

 

.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://i44.tinypic.com/2jc8y8z.jpg

yüzümde metresine dantelli don almış

taşralı tüccar mutluluğu var

yüzümde kırık bir şişeyi andıran

yanık izi var baba beni tahrik et

yaralı bir kuşun yanına göm beni

tek koluyla savaşarak tarihe geçen

bir halk kahramanı gibi abart kendini

 

 

acı dediğin yaşadıklarının izi değil

yaşamayı ıskaladıklarındır asıl

baba beni ahşap bir ev gibi düşün

yıkık dökük bir han gibi

uyurken saçımı okşa, uyanınca kundakla

 

 

herkes bilir; iki kişi sohbet edebilir ancak

bir kişi daha girmezse hayatlarına

aşk falan yoktur. aşk üç kişiliktir baba

cinayet içinse yüzlerce kişi gerekir

 

 

metresine molotof kokteyli taşıyan

pis bakışlı kambur bir oğlan kadar mutluyum

dönmemi bekleme boşuna, vuracaksan

sırtımdan vur beni baba

ne yana dönsem arkamda kalıyor hayat

ne yana dönsem sütü taşırmış

bir kadın telaşı. yüzüme bak baba;

 

 

sapından koparılmış gül kırmızısı

Altay ÖKTEM

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...