Jump to content

Kapanan Kumarhane Değil; Tiyatro!...


birunsatan

Önerilen Mesajlar

'Kapanan kumarhane değil tiyatro!'

 

Türk tiyatrosunun usta ismi Muhsin Ertuğrul, kendi adını taşıyan tiyatronun yıkımına karşı 1965 yılında kaleme aldığı yazısıyla bugüne sesleniyor

http://www.alinteri.org/img/genel_izleyici.jpg

 

Gazeteport.com, Jülide KAYA

 

Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun onayladığı 'Kongre Vadisi’ projesi kapsamında yıkılıyor. Yaşamını tiyatroya adamış, Türk tiyatrosunun usta ismi Muhsin Ertuğrul, kendi adını taşıyan bir tiyatro ile AKM'nin yıkımına ve Taksim Sahnesi'nin kapatılmasına karşı 1965 yılında kaleme aldığı yazıyla bugüne sesleniyor:

 

Beyler, paşalar, ağalar; baylar, bayanlar, partililer, partisizler, bir tiyatro gözümüzün önünde kapanıyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kapanan meyhane değil, kumarhane değil, batakhane değil, yirminci yüzyılın tek eğitim aracı, biricik sanat yuvası olan tiyatro!

 

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanırken, kültür merkezleri, tiyatro sahneleri birer birer kapanıyor.

 

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Yasa Tasarısı ile Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) yıkılması ve yerine kongre merkezi yapılması gündemdeki yerini korurken, sanatçıları ve sanatseverleri üzecek kara bir haber İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’dan geldi.

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Muhsun Ertuğrul Sahnesi’nin yıkımını da kapsayan Harbiye Kongre Vadisi projesine Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun onay verdiğini söyledi.

 

Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) 2009 Yılı Guvernörler Toplantısı için tasarlanan Harbiye Kongre Vadisi için hazırlıklar yakında başlayacak ve üzerinde tarih ve kültür birikimini barındıran bir değer yok olacak.

 

Muhsin Ertuğrul Sahnesi 'Kongre Vadisi’ projesi kapsamında yıkılacak! Tüm bu yıkımlara ise en iyi yanıtı yaşamını tiyatroya adamış, Türk tiyatrosunun usta ismi Muhsin Ertuğrul veriyor. Muhsin Ertuğrul, kendi adını taşıyan bir tiyatronun yıkımına karşı 1965 yılında kaleme aldığı yazıyla bugüne sesleniyor:

 

http://www.alinteri.org/img/muhsin_ertugrul.jpg

 

 

Bir adım geri, bir adım ileri!

 

 

Otuz sekiz yıl önce İstanbul’un da her medeni şehirde olduğu gibi, her akşam piyesler oynanan tiyatrosu bulunmasını istedik ve böylece bir gelenek kurmak yoluna gittik.

 

Gayemiz şuydu: Her İstanbullu tiyatro heyecanını duyduğu bir gece İstanbul’da gidecek daimi bir tiyatro bulsun. Bugün bunları yazmak bile insanı güldürüyor. Ama o zaman tiyatronun belli bir günü yoktu, piyesler hazırlandıkça bir kaç kere oynanır, sonra karabatak gibi yine dalar kaybolurdu. Şayet böyle her gece oynamayı göze alırsak bizde de bu geleneğin gelişeceğine, tiyatronun yerleşeceğine inanıyorduk.

 

1929’da İstanbul’a görülmemiş bir kış geldi. Boğazdan buz kayaları akmaya, şehrin bütün deniz ve kara araçları işlememeye başladı. Fırınlar kapandı. Karlı sokakta yaya yürüyenlerin ayak izleri azaldı, ama biz tiyatromuzu kapamadık, oyun oynamaya devam ediyorduk. Yerleştirmek istediğimiz bir geleneğe böyle mevsim cilveleri yüzünden ara verirsek, daha başlangıçta bunun kökleşemeyeceğini biliyorduk. O hafta oynanan eser Strindberg’in "Rauseh=Zafer Sarhoşları" piyesiydi. 2 Şubat 1929 cumartesi akşamı koca salonda üç kişi oturuyordu. O geceki gelirimiz 270 kuruştu. Biz oyunumuzu oynadık, sonra da seyircilerimiz yerdeki bir metre kar yüzünden sokağa çıkamadıkları için müdürün odasında soba yakarak onları sabaha kadar tiyatroda alıkoyduk. Arkadaşlar da güç bela evlerine gittiler. Ertesi gün onda provamız vardı. Geldikleri zaman içlerinden biri böyle olağanüstü bir durumda temsillere ara vermemizi istedi. Kendisine anlatmaya çalıştım ki yeni başlamış bir düzene böyle bir ilk güç durumda ara verirsek halkla geliştirmek istediğimiz "istikrarlı tiyatro" fikri zedelenir, gayeye ulaşamayız. Onun için bizim azimle, her şeye rağmen, devam etmemiz gerekir. Bugün kendisini rahmetle ve sevgiyle andığım o arkadaş bana:

- Sen bizi harcıyorsun! demişti.

 

Evet, yalnız onu değil, kendi kendimizi harcıyorduk... Bir ideal uğruna! Bu memlekette tiyatronun yerleşmesi uğruna! Yazık ki bu arkadaşımız benim şahsımda gayeyi görememiş,bu intizam arzumu benim özel inadıma vermişti. O arkadaşın ısrarı karşısında, vapurların üç günden beri işlemediği, korkunç bir fırtınanın tipisi Boğaz'ı allak bullak ettiği, karşı yaka ile hiçbir bağlantı kurulamadığı o gün, bir gece olsun tiyatroyu kapamamak için Kadıköy'de oturan müdürümüz Suphi Beyin muvafakatını almak üzere Galip'le ikimiz bir büyük sandala binerek yelkenle Kadıköy'e gitmek üzere ve epeyce de çok para vererek yola çıkmıştık. Tipiden bir metre ilerisi görülmüyordu. Bilmiyoruz ne kadar sürdü? Birden kendimizi Haydarpaşa mendireği önünde görünce Asya'yı keşfetmiş gibi olduk. Daha ileri gitmeye ne yelken ipinden eli kesilen sandalcının, ne de soğuktan donan bizim gücümüz kalmamıştı. Haydarpaşa'dan güçlükle Bahariye'ye bilmem kaç saatte yürüdük.

 

Müdürün evine geldiğimiz zaman, bizi tımarhaneden kaçmış deli gibi karşıladılar ve bir daha da geriye dönmeye bırakmadılar, zaten dönüş için vasıta da yoktu. Ve böylelikle o gece fırınlar gibi tiyatro da kapandı ve İstanbul ekmeksiz ve oyunsuz kaldı.

 

 

2

 

 

Altı yıl önce Şehir Tiyatrosu’na dönünce, o zamanın Belediye Başkanı Sayın Kemal Aygün'den Kadıköy gibi yarı İstanbul kalabalığındaki bir semtte tiyatro bulunmamasından yana yakıla bahsetmiştim. Bir yıldırım süratiyle hemen orada bir düğün salonu küçük bir tiyatro haline kondu ve beş yıldır da her gece halka kapılarını açarak "Burada sizleri bekliyorum" diyordu.

 

Bu yıl Kadıköy Tiyatrosu, sahibiyle aradaki kira anlaşmazlığı yüzünden kapandı. Evet kapandı. Yanlış okumuyorsunuz...

 

Kadıköy'den Pendik'e kadar uzanan bir semtin tek tiyatrosu kapandı. Bütün bir mevsim için Kadıköy tarafı tiyatrosuz kaldı.

 

 

3

 

 

Beyler, paşalar, ağalar; baylar, bayanlar, partililer, partisizler, bir tiyatro gözümüzün önünde kapanıyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kapanan meyhane değil, kumarhane değil, batakhane değil, yirminci yüzyılın tek eğitim aracı, biricik sanat yuvası olan tiyatro!

 

Bu yakada oturanların adı, İstanbul'un kreması diye çıkmıştır. Okumuşlar, gezmişler, görmüşler, okuduklarını, gezdiklerini, gördüklerini övütmüşler hep orada otururlar. Ne olur, bunlardan biri çıksa da, elbet bir vekilleri vardır, onun aracılığıyla sorsalar, niçin bir tiyatro kapandı diye araştırsalar, tiyatro istiyoruz diye bağırsalar, çağırsalar, yürüyüş yapsalar, sorumlu kişileri arasalar, kendilerinden esirgenen bu insanlık zevkini, bu medeni eğlenceyi ellerinden alanların yakasına yapışsalar!

 

 

4

 

 

Tısssss! Bir dudak bükme, bir omuz silkme, bir adam sende! Bir bana ne!

 

 

5

 

 

Yıllardır Eyüp'te, Zeytinburnu'nda, Gültepe'de birer tiyatro açmak amacındaydım. Geçen yıl genç rejisörlerimizden Beklan Algan, Zeytinburnu'nu alt üst ederek nihayet Bozkurt İlkokulu'nda uygun bir salon buldu.

 

Orayı 140 kişilik bir tiyatro haline soktuk ve bu mevsim başında açtık. Şimdi her gece oyun veriliyor orda. Orada bir tiyatro açıldı.

 

Kadıköy'de bir tiyatro kapandı, Zeytinburnu'nda bir tiyatro açıldı. Bir adım geri, bir adım ileri. Bir adım geri, Bir adım ileri.

 

Bizim 2500 yıl önce yola çıkan Thespis kervanına niçin yetişemediğimizin parlak bir örneği: Bir adım geri, bir adım ileri!

 

Şimdi, korkunç bir kışta bir gece tiyatroyu kapatmak için ölümü bile göze aldığımızı ne kadar gülünç ne kadar çocukça buluyorum.

 

Bütün bir mevsim Kadıköy Tiyatrosu kapanıyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor.

 

İstanbul Şehir Tiyatroları Yayın Organı Türk Tiyatrosu Dergisi’nin 1965 yılı Kasım-Aralık sayısından.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...