Jump to content

İ.Ş.T. Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya ile Röportaj...


birunsatan

Önerilen Mesajlar

Bu hafta tiyatro dünyası için önemli bir gelişme oldu. Ülkemizin en eski sanat kurumu İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nurullah Tuncer görevinden alındı ve yerine Orhan Alkaya getirildi.

 

Tiyatro kamuoyu şehir tiyatrolarını bundan sonra neyin beklediğini düşünüp tartışırken projelerini, vizyonunu, öncelikli olarak yapmak istediklerini konuşmak için ve bir de hayırlı olsun diyebilmek için kendisini ziyaret ettik. Yoğun programına rağmen bize fazlasıyla zaman ayıran ve tüm samimiyetiyle cevap veren Orhan Bey’e teşekkür ederiz.

 

Bu göreve nasıl atandığından kısa ve uzun vadeli projelerine, şehir tiyatrolarının idari yapısına, repertuar seçimine, yeni sahnelere kadar pek çok konuda sohbet ettik. Şehir tiyatrolarının artık sorunlarıyla konuşulan değil layık olduğu sanatsal niteliğiyle anılan bir kurum olmasını hedefliyor Orhan Alkaya

Gelişmeler biraz ani oldu. Asıl sebep ihaleyle oyuncu alımı mı?

Ben bunun sürecini anlatmaktan yana değilim, eğer sürecin anlatılması gerekiyorsa da bunu yapması gereken sayın başkandır. Ama şunu da söyleyeyim, ani olmadı. Ben projelerini başından beri açıkça söyleyen, önerilerini yapan, yazılarla ve ikili görüşmelerle bunları dile getiren birisiyim. Benim söylediklerim tiyatro kamuoyunun, Şehir Tiyatroları sanatçılarının, teknik elemanlarının toplam talebinin süzülmüş halidir, sadece kendi fikirlerim değil tiyatronun fikirleridir. Bununla ilgili kurumlarla pek çok kez görüştüm. Bu durum, bu görüşmelerin sonucu ortaya çıkan bir öneridir. Ben bunu tiyatro kamuoyunun ve Şehir Tiyatroları’nın geleceğe dönük önerilerinin kabul gördüğü şeklince yorumluyorum

 

Neler değişecek Şehir Tiyatroları’nda

Konservatuarın kuruluşu itibariyle bakarsak 94. yılımız. Bizim için öncelikli olan sürekliliğin sağlanmasıdır. Tabii ki tiyatroda görev yapan bütün sanat yöneticileri tiyatroya katkıda bulundu ama yöntemler farklı farklıydı. Biz yöntemimizi süreç içinde dile getirdik. Şimdi bize bu söylediklerini alın yapın dedikleri için bu söylediklerimizin somut hale getirilmiş sonuçlarından olgunlaşanları anlatmaya başlayayım… Bundan sonra da bizden sıklıkla yeni şeyler duyacaksınız

 

- Birimler esasıyla aktif bir biçimde çalışan bir üst kademe, beyin takımı oluştu şu an. Dramaturji biriminin rolünü bu dönemde oldukça arttıracağız çünkü projelerimiz içinde en önemli 2 tanesi şu : Yazarlarımıza oyun sipariş etmek, yazar-ekip-yönetmen buluşmasını dramaturgun da olduğu bir toplamda sağlamak. Dünyada bilinebilen birçok başarılı büyük örnek bu buluşmadan ortaya çıkmıştır. Shakspeare’in bütün başyapıtları, -tüm zamanların en değerli eseri sayılan Hamlet de böyle yazılmıştır-, Moliere’in bütün işleri, Breht, ya da bizim tiyatromuza dönersek Haldun Taner.. Haldun Taner Keşanlı Ali Destanı’nı yazarken Ali’yi kimin oynayacağını da, Zeliha’yı kimin oynayacağını da, oyunun hangi sahnede oynanacağını da biliyordu. Ya da Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’nı yazarken Abant’a gitmişlerdi, masada Münir Özkul, Haldun Taner, Çetin İpekkaya oturuyordu, yani başrol oyuncusu, yönetmen ve yazar. Hatta oyunun üncü kısmı tamamen Abant’ta çıkmıştı. Bu model başarılı bir model. Dolayısıyla, tiyatronun lehine olan bu çalışma için bir hazırlık başlattım şu anda.

 

 

 

- Bizim güçlü bir roman geleneğimiz var, Kısa ama güçlü. Edebiyattaki önemli verimlerimizi sahneye aktarmak için yine dramaturglarımızın içinde olunduğu bir süreçte çalışmalar yürütülüyor. Çok önemli genç yazarlarımız var, onların tiyatroya gelmelerini istiyoruz, Orhan Pamuk’un, Elif Şafak’ın, Murat Gülsoy’un, Ayfer Tunç’un, Yekta Koparan’ın vs. O kana ihtiyacı var tiyatronun. Şehir Tiyatroları’nın birinci kuşak yazarları -yani adaptasynlar döneminin bitiminden sonra aynı zamanda cumhuriyetin ilk kuşak oyun yazarları- Muhsin Ertuğrul’un ısrarıyla, şevklendirmesiyle, siparişleriyle oyun yazan edebiyatçılardır. Nazım Hikmet, Musahipzade Celal, Reşat Nuri, Necip Fazıl... Bunlar Muhsin Ertuğrul’un ısrarıyla oyun yazmışlardır. Amerika’yı yeniden keşfetmek yerine başarılı olduğu saptanmış metotları hayata geçirmek gibi bir hedefimiz var öncelikle.

 

- Çocuk tiyatrosuna özel bir önem vereceğiz. Önümüze koyduğumuz dusturda şu var. Şehir Tiyatroları kötü oyun yapabilir, her rejisörün kötü oyun yapmaya hakkı vardır. Ama Şehir Tiyatroları vasat oyun yapamaz, biz bir çıtanın üstünde olmalıyız. Biz bir kamu tiyatrosuyuz ve dünyadaki çıta neyse kendimize orayı hiza istikamet olarak almak zorundayız. Çocuk tiyatrosunda ise vasat düşmanımızdır ama kötü de düşmanımızıdır. Kötü yapmaya da hakkımız yok çünkü bir bilinç kirlenmesine yol açar. Oyunlarımız şu an oynanan oyunlarımızın seviyelerinin de üzerine çıkmalı. Pedagogların da katılımıyla daha akademik bir yöne aktarılmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda çocuk tiyatrosu birimimiz workshoplar yaparak, dokümanlar üreterek bu alandaki bilgiyi de genişletmek gibi bir hedef koydu önüne.

 

- Tiyatro Araştırmaları Laboratuarı biliyorsunuz pasif bir durumda uzun bir süredir. Bu yapıya çok özel bir önem veriyoruz. Çünkü hem oyunlara coaching, oyuncu çalıştırma hizmeti vermek, hem atölyeler-worksoplar düzenlemek, alan bilgisini geliştirmek, doküman üretmek, bunların yanı sıra deneysel oyunlar üretmek istiyoruz. Bu hedefi koyduk önümüze. Önümüzdeki sezonda başlayacak bu çalışmalar. Akla ilk gelen soru şu olur, deneysel oyunlar ürettiniz de nerede oynayacaksınız? Onun da arayışı içindeyiz. Hem yeni bir mimari proje yarışması ile açılacak bir sahnemiz olacak, -2010 yılında hedefleniyor-, orada bir deneysel sahnemiz olacak, hem de bir sahnemizin bir karakutu-black box dediğimiz boş alana dönüştürülmesi konusunda da görüşüyoruz. Bu, tiyatronun ufkunu açacak, yaratıcı hamlelere olanak tanıyacak bir alan.

 

- Bir başka birim kurduk. Bizim bir gençlik günlerimiz vardır. Başlangıçta çok heyecan vericiydi, tiyatro oyunları eksenliydi, hem Şehir Tiyatroları içinden bir tiyatro grubu vardı onlar üretimde bulunuyordu hem dışarıdan gelen çok nitelikli topluluklar oynuyordu. Zaman içerisinde gelenek kopmasın diye yapılan bir etkinlik haline döndü. Şimdi onu tekrar tiyatro ekseninde tabir ediyoruz. Arkadaşlar Genç Günler adını uygun görmüş. Ben de “siz uygun gördüyseniz uygundur

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...