Jump to content

Arif Damar


felidae

Önerilen Mesajlar

ARİF DAMAR

 

http://www.siirfeneri.net/foto/a-damar.jpg

 

Analar bu çocukları nasıl güldürüyorsunuz....Nasıl yaz gökleri gibi böyle...

 

 

23 Temmuz 1925'te Çanakkale'nin Gelibolu ilçesi Karainebey köyünde doğdu. İlkokulu Çanakkale’de, ortaokulu İstanbul’da bitirdi. İstanbul Erkek Lisesi’nde 2 yıl öğrenim gördü. İstanbul'da çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1944’te Ankara’ya taşındı. Atatürk Orman Çiftliği'nde memur olarak çalıştı. 1950'de İstanbul'a döndü. Mahmutpaşa'da işportacılık yaptı. 5 Aralık 1951’de TKP davasından tutuklandı. 2 yıl cezaevinde kaldı, delil yetersizliğinden beraat etti. 1953 sonunda cezaevinden çıktı. Bir çok şirkette çalıştı. Avukat katipliği, muhasebecilik yaptı. 1969’da Suadiye'de Yeryüzü Kitabevi’ni açtı. "Yeryüzü" adıyla çıkan derginin yönetimine katıldı. 1984’te kitabevini kapatıp kendisini bütünüyle yazılarını verdi. İlk şiiri "Edirne'de Akşam" 1940'ta "Yeni İnsanlık" dergisinde yayınlandı. "İnsan", "Gün", "Ant" dergilerindeki şiirleriyle dikkat çekti. Toplumsal gerçekçi anlayışta şiir yazan genç şairlerden biri olarak belirdi. Kavgacı ama barışçıl ve insancıl yanı ağır basan, dil ögelerini ve biçim kaygısını elden bırakmayan bir şiir kurmaya yöneldi. "Yeryüzü" dergisinde bu çabanın başarılı şiir örnekleri yayınlandı. "Arif Barikat" takma ismini kullandığı bu dönem şiirlerini 1956'da "Günden Güne" adlı kitabında topladı. Kitap basıldıktan 5 ay sonra toplatıldı ama beraat etti. Sonraları İkinci Yeni şairlerinin yanında, imgeye ağırlık veren, biçim ve dil araştırmalarına girmiş bir şair olarak göründü. Bu yönüyle 1940 kuşağı adıyla anılan şair arkadaşlarından ayrılır. 1956 sonrası şiirlerinde ise geçirdiği her iki dönemin ortak özellikleri dikkat çeker. "Arif Hüsnü", "Ece Ovalı" takma isimlerini de kullandı, düzyazılarında şiirle ilgili düşüncelerini anlattı. Ulus ve Tanin gazetelerinde makaleler yazdı.

 

ESERLERİ

 

ŞİİR:

Günden Güne 1956

İstanbul Bulutu 1958

Kedi Aklı 1959

Saat Sekizi Geç vurdu 1962

Alıcı Kuş 1966

Seslerin Ayak Sesleri 1975

Alıcı Kuşu Kardeşliğin 1976

Ölüm Yok ki 1980

Ay Ayakta Değildi 1984

Acı Ertelenirken 1985

Yoksulduk Dünyayı Sevdik 1988

Alıcı Kuşu Kardeşliğin 1990

Ay Kar Toplamaz ki 1980

Eski Yağmurları Dinliyorum 1995

 

(İstanbul Bulutu ile 1958 Yeditepe Şiir Ödülünü almıştır...)

 

 

DUR DUR

 

Gecem erken dur dur

Gözlerine bakmazsam uzun bakmazsam

Gecem erken inecek bitecek tükenecek gibi de değil

Dur bi sokak daha aydınlık edineyim

Gecem erken

Yağmuru güneşleri haziranı yürüsek

Diyelim saat 24 aşk dinler mi cumartesiyi geçmişiz dinler mi

Akşamları alsak samanyolunu alsak Aksaray'a götürsek bıraksak

Bir dalı kırdık diyelim şiirden başka nereye konur

Gecem erken inecek dur dur

Hangi gökyüzü ister yasak edilsin bakılmak bakılmak

Dur bir sokak daha aydınlık edineyim

Gecem erken, bitecek tükenecek gibi de değil

İstersen sonu yok diyelim istersen ırak ırak

Gecem erken inecek

A.D.

 

BİR AŞK ŞARKISI

YAZMAK İSTERDİM SENİN İÇİN

 

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için

Unutulmasın ebediyete kadar

Sensiz geçen anılarım gibi hazin

Ve aşkımızla yüklü olsun mısralar.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için

Sığdırsın içine bütün güzellikleri

Semanın maviliğini ve sonsuzluğunu sevgimizin

Ve bitsin "Seni Seviyorum"la cümleleri.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için

Yalnız söleyebilelim sen ve ben

O şarkıdır ki ılık bakışlarında gözlerini

Gölgeler halinde dile gelir.

Bir aşk şarkısı yazmak isterdim senin için

A.D.

 

25 HAZİRAN 1981

 

Yoktun ya burda

Burda yokken

Daha sıkı tuttum ellerini

Daha yakından baktım yüzüne

Daha iyi daha çok

Gördüm dinledim seni

Takıldım peşine sonra

Gözlerinden geçen bulutların

Yere düşmüş bir gülün

Belki senin önündeyim şimdi

A.D.

 

SAAT SEKİZİ GEÇ VURDU

 

Kime ne desem

Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Düşünmeden biliyorum deniz ılıdı

Dökülen çelik katı

Yürüyenler yanyana

Yüzümü güneşte dinlendirsem

Dağın dağ olduğunu bilsem, ovanın ova, ağacın ağaç

Kurtulurdum

Çok köprülü sular gibi git git bitmedi

Boyuna kendimi dinliyordum eski yağmurları dinliyordum

Saat sekizi geç vurdu

Giden gitmiş hüznü ayaklandırmak boşuna

Düşünmeden biliyordum

A.D.

 

Neden Ay Ay Ay Boyuna şiirindeki....

Çok Kar Topladı Güneş.. Ay Kar Toplamazki...

 

Arif Damar

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

KEDİ AKLI

 

 

 

Bir diyeceğim yoktu hüzünden yanaYıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklardaYetmiyorum yeni insanlara yetişemiyordumÖlür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenardaKimin umurunda dedi ama kendimi inandıramadım buna daYakışmıyordum eski pencerelere yosunlu sularaÖlür kalırdım belki de sokak aralarında bir kenardaUyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularındaÇok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlaraBu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım daOkşayacak bir şey ister ellerimiz kendi sıcaklığındaYıpranıyordu kötü kadınlarda aşkım pis karanlıklardaNe iyi etmişim aldım düşündüm kedilerin yarı ak yarı kara aklındaKedi işte kedi boğuyordu yavruyu engel görünce aşkındaÇekilmemişti denizlerimDöndüm hırpalanmış geceden dayanıklı aydınlıklaraAğlanır kedi yavruların çocuksuz anaların arasındaBu kedi nerden çıktı demeyin kapı aralıktı ben bıraktım daUyandırılacak çocuklarım vardı uyuyorlardı uykularındaNe iyi etmişim uyur uykularında

 

 

 

 

ellerine saglık felii...
:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

SUNU

 

 

İlle de görmek için mi beklenir güzel günler

Beklemek de güzel

 

 

 

 

BENİ UNUT

 

 

Açık pencereden sesleniyor,

ağacın yapraklarına söyletiyor:

"Beni unut!"

 

Oturduğu evin balkonundan,

bulutlara haber salmış olacak,

ne dedikleri işitilmiyor ama, anlıyorum:

"Beni unut!"

 

Damların üstünden geliyor bu ses,

tramvaylar, otobüsler getiriyor,

denizden motorlar getiriyor.

 

Bazen dalıyorum, insan hali,

bir karanlık içinde gözleri

ıslak, siyah konuşuyor:

"Beni unut!"

 

O gece yan yana yürüyorduk,

hiçbir şey konuşmuyorduk,

fakat sesi, durmadan kulağımda çınlıyordu:

"Beni unut!"

 

Bu trene de ne oluyor bilmem

yolunda doğru dürüst yürüse olmaz,

Yenikapı'dan her geçişinde

avazı çıktığı kadar bağırıyor:

"Beni unut!.." "Beni unut!.."

 

Anladım, herkes ondan yana

rıhtımdaki vapur, kilise çanları,

radyoda şarkı, sokak satıcıları,

caddeler, bulvarlar onu tutuyor.

Olmayacak bir zamanda sesleniyor:

"Beni unut!.."

 

 

DAR AÇI

 

 

Uzun saçlar yakışırdı sana uzun yıllar

Bir gökyüzü bitince öteki başlardı

Çevik taylar dururdu güneşte olgun başaklar

gölgelikler dururdu,

Ovalar aydınlıkta dururdu

Bulut geçti derdik bilemedin

Ya da yağmur yağacak derdik

Fesleğen saksıda güzel dururdu

Bak bu olacak şey mi kömür beni vurdu

Ayaklarım aldı başını gitti

Ellerim kaldı duvarda

Kalk ne olur pencereyi aç

Uzun saçlar yakışırdı sana uzun yıllar

Bir gökyüzü bitince öteki başlardı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

YOL YORGUNU

 

 

Bana bir türkü öğretsen

Ayın aydınlığında söylesem

Gecenin karanlığında söylesem

Yağmur yağınca söylesem

Toprak uyanınca söylesem

Bana bir türkü öğretsen

 

Bana bir türkü öğretsen

Beraber olunca söylesem

Ayrı kalınca söylesem

Seni unutunca söylesem

 

Bana bir türkü öğretsen

Geldiğim yerlere er geç dönebilsem

Sevebilsem her şeyi yeniden sensiz

Sensiz vazgeçebilsem

Gece demesem gündüz demesem

Kimseleri dinlemesem

Hem yürüsem hem söylesem

Hem söylesem hem yürüsem

 

 

 

 

SAVRULURKEN KAR

 

Kar savrulurken

Günler günlerdir aralıks1z

Ben de savrul savruluyorum

Yetmiş yılın ötesine

İki kardeş yan yanayız

Bir sac mangalin önünde

 

Uzatmışız ellerimizi

Arada karıştırıyoruz

Soğuk çok soğuk küllerini

Tek kıvılcım bile yok

Çekmiyoruz yine de

 

Anamız ayakta

Bakıyor pencereden

Kar savrul savrulurken

Güneş açıyor birden

Birden bir ses bir avaz

Esmer bir yüz

Sokaktan geçip giden

 

Pamuk attıran

Pamuk attıran

 

Anamız konuşuyor kendi kendine

 

Sen de aç ben de aç

Gel sevişelim hallaç

 

 

Şiiratı, Yaz Kitabı 2004

 

 

 

 

Hissen Yok Bu Akşamda Senin

 

 

Hissen yok bu akşamda senin,

sen öğleden beri

bu renk renk

bu çeşit çeşit söylenen şarkının

artık haricindesin.

 

Tankın gölgesi uzandı üstüne kadar,

nerdeyse, habersiz gün batacak.

Tamamen çekmiş göğsünden akan kanı

büyük ve mütehammil toprak.

Her şeyin ne kadar şikâyetsiz

saatin hâlâ işliyor bileğinde,

onu akşamdan akşama kurardın,

tabii biraz sonra duracak.

 

Bugün günlerden cumartesi,

dün yazdığın mektup,

ancak, dört gün sonra eline değecek karının.

Senin orada eskisi gibi sesin işitilecek,

sesin teselli edecek

düşünür gibi gülecek,

kıscaca: Yaşayacaksın.

Çocuğun o akşam yazdığı cevapta

bahsedecek çiçek açtığından

bahçenizdeki ağaçların.

Güneş battı,

yıldızlar doğacak biraz sonra,

şimdi karnın acıkmış olacaktı.

Çantanda tayının ve konserven var,

cebinde, yemekten sonra içecek sigaran.

 

Düşman bozguna uğratıldı arkadaş,

mısralarımda olsun uyan!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...