Jump to content

Bergamon Tiyatroları


nihtwish

Önerilen Mesajlar

TİYATRONUN BEŞİĞİ BERGAMA

 

 

Bergama, tiyatro yönünden çok zengin bir şehirdir. Çünkü bugün Bergama’da 4 tane tiyatro kalıntısı rastlıyoruz. Bunlardan bazıları;

 

 Bergama Anfitiyatro ........................50.000 izleyici kapasiteli

 Bergama Roma tiyatrosu .........................30.000 izleyici kapasiteli

 Bergama Hellenistik (Akropol) tiyatrosu..15.000 izleyici kapasiteli

 Bergama Asklepıon tiyatrosu ....................3.500 izleyici kapasiteli

Bergama Hellenistik (Akropol) ve Asklepıon tiyatrolarının mimari özellikleri şöyledir;

 

AKROPOL TİYATROSU

 

Bu tiyatro, Akropol’un çok dik olan batı yamacında yapılmıştır. Dikliği bakımından dünyanın en dik (yaklaşık 70 derece) tiyatrosudur. Büyüklüğü bakımından da ender tiyatrolardan biridir.

 

Akropol’un genel görünüşü)

Akropol (Hellenistik) Tiyatrosu iki yatay yol ile üç bölüme ayrılır. Alt yoldaki onur locası mermerden, diğer tüm oturma sıraları trahitten yapılmıştır. İzleyici sayısı 10.000 kişilik olup, 15.000 kişi de alabilmektedir. Tiyatro oturma sırası 80’dir. Tiyatro sahnesi, Hellenistik dönemde yalnız tören oyunları zamanında, tiyatro terasında kuvvetli ahşap hatıllar üzerine kurulurdu. Bu bölüm oyunların oynandığı alçak bir sahne (proskenion) ve arka plandaki skene yapısı (scaenefrons)’dan meydana gelir. Roma döneminde bugün görülen taş podium yapılmıştır. Tiyatronun üst kısmındaki yüksek kemerli nişlere sahip duvarda Roma zamanında yapılmıştır. 46 metre yükseklikte ve 4200 m2’lik bir alanı kaplar. Tiyatrodaki ahşap sahne portatif olarak planlanmıştır. Çünkü sahne tiyatro terasının kuzeyindeki Dionysos Tapınağının görünüşünü engelliyordu. Bu yüzden sahnenin, Tapınağın görünüşünü engellememesi ve tiyatro terasının çok dar oluşundan dolayı sadece oyunlar sırasında monte ediliyordu.Ahşap sahneyi taşıyan dikmelerin delikleri, tiyatronun orkestrası önündeki terasın döşemesinde iyi durumda kalmıştır. Oyunlardan sonra bu delikler taş levhalarla yeniden örtülürlerdi. Roma döneminde yapılan taş podium’dan sonra aşağı kentte yeni bir tiyatro yapılınca bu podium hatip tribünü olarak kullanılmıştır. Taş sahne M.S. III. Yüzyılda İmparator Caracalla tarafından mermere çevrilmiştir. Akustiği çok güçlüdür. Roma çağında tiyatro yalnızca toplantılar için kullanılıyordu. Tiyatronun önünde yaklaşık 250 metre uzunluğunda dar bir

teras vardır. Bir gezinti terası olan bu terasa güneyden üç kapılı büyük bir kapıdan girilirdi. Terasın doğu ve batı tarafında andezit taşından yapılmış galeriler vardı. Tiyatro ve doğu galerileri sırasındaki oyuncuların toplandığı bir yapı bulunmaktaydı. Terasın kuzeyinde ise Dıonysos Tapınağı yer almaktadır. Bu tapınak İmparator Caracalla’ya (yeni Dıonysos) adanmıştır. Dıonysos şarap, bereket ve bitkiler tanrısıdır.

 

 

ASKLEPION TİYATROSU

 

 

3.500 kişilik yapı, üç katlı sahne ve önündeki yarım daire alandan oluşur. Bir yolla ikiye bölünmüş, oturma yerlerinin alt sırası soylulara ayrılmıştır. Asklepıon’un kuzeybatıdaki Roma tiyatrosunda her yıl ilkbaharda şenlikler yapılıyor, sık sık konserler veriliyormuş.

 

Bergama Hellenistik ve Asklepıon Tiyatroları hakkında toplayabildiğim mimari bilgiler bunlarla sınırlıdır. Fakat Emekli Eğitimci

Ali İHSAN GÜNGÜL beyle yaptığım röportajla Bergama’da Cumhuriyet dönemi sonrası yapılmış olan tiyatro çalışmaları hakkında bilgiler şunlardır;

Ali İHSAN GÜNGÜL bey;

---- “Dünyanın hiçbir kentinde Bergama’mızda olduğu kadar antik çağa ait 5 tane tiyatro yoktur. Bu da bize gösteriyor ki Lidyalılar, Persler ve Bergama Krallığı döneminde dahi halkı eğitici ve eğlendirici tarzlarda oyunlar sergilenirmiş. Bu Osmanlı Devleti zamanında da 18 yüzyılda Bergama’da tiyatro benzeri seyirlik oyunlar yapılırmış.

Cumhuriyet döneminde ise ilk tiyatro 1926 yılında şimdiki Pamukçu Pasajı olan yerde geniş avlusu olan Pamukçu Hanında yapılırmış. Bu handa Pazartesi günleri pazar serilir, diğer günler tiyatro gösterileri yapılırmış. Gösteri yapan gruplar yalnız Türk oyuncular değil, Ermeni ve Rum oyuncular da vardır.Bu grupların birlikte sergiledikleri orta oyunu, Tuluat (Hiç bir yazılı metne dayanmadan oyuncuların o anda bulup konuştukları oyun biçimi) tipi oyunlar sergilenirmiş. Bu arada Bergama’da tiyatro sevilmeye başlanmıştır. Kışın da gösteriler yapabilmek için Pamukçu Hanında 150-200 kişi kapasiteli bir salon yapılarak gelen gruplara kiralanmaya başlanmıştır. Fakat o andan sonra Tuluat tiyatrosu ikinci planda kalarak, yazılı metne dayanan Operet (müzikli – danslı tiyatro, oyun), trajedi, güldürü (komedi) tarzı tiyatrolar genelde eğlence amacıyla gösteriler yapılıyormuş.

1928 yılında Eski Kız Sanat Okulu olan tarihi bina, Türk Ocağı olarak açılmış ve bu binanın da 200 kişilik bir salonu ve bir sahnesi bulunuyormuş. Hemen hemen tüm gelen gruplar bu okulun salonunu tercih ederlermiş. Bu arada Atatürk’ün Türkiye’de 5. Halk Evi olarak resmen açtığı Bergama Halk Evi 1932 yılında bitirilmiş, çalışmalara başlanılmıştır. Halk evinin 17-18 çeşit faaliyet kolu vardı. Bunlardan birisi de Bergama Temsil (Tiyatro) kolu idi. O zamanlar bu kol çok ilgi görürdü.

1944 yılında Bergama’yı ziyaret eden İsmet İNÖNÜ tarihi antik yerleri gezmiştir. Bu kadar çok tiyatro kalıntısını bir arada gören İsmet Paşa şaşkına dönmüştür. Ve Bergama’nın bir zamanlar tiyatronun eşiği olduğuna kanaat getirmiştir. Ve hemen bu antik tiyatroların restore edilmesini ve buralarda dünya klasiklerini ve Türk yazarların eserlerini sergilemek üzere direktifde bulunmuş. Hatta devlet klasik, mitoloji ve tiyatro kitaplarının birinci sayfalarındaki önsözüne “Bu eserleri Bergama Tiyatrolarında oynatınız.” diye bir cümle yazılmıştır ve hala bu cümleyi görmek mümkündür. Ondan sonra Devlet Tiyatro ve Konservatuarlarına İnönü’nün himayesi ile Bergama’ya gelip oyunlar sergilemeye başladılar. Bu arada o zaman en yüksek okul ortaokul idi. Liseler yoktu. Ortaokulda baş başa vermiş Fizik öğretmeni Sedat YESUL bey, Müzik öğretmeni Dündar bey, Türkçe öğretmeni Sabri bey, Beden Eğitimi öğretmeni Ali ÜLVİ bey dünya klasiklerinden mitolojileri oyuna çeviriyorlardı. Sedat bey oyunun yazımını, dekor ve makyajını, Dündar bey koro ve müziklerini, Sabri bey oyunların dilimize çevrilmesinde, Ali ÜLVİ beyde oyunlardaki ritmik danslarla, bale türü hareketler yaparlardı. Ve böylece Bergama Devlet Tiyatrolarının ayarında oyunlar sergilemeye başlamışlardı.Bu değerli şahıslar bütün Yunan mitolojilerini çevirmişlerdir. Bunlardan bazıları Otello, Aletra, Kaledubus, Hamlet ve Bakus Töreni gibi oyunlardı. Oyunlar ilk önceleri Akropol tiyatrosunda yapılırken ( o zaman Bakus Töreni gösterimdeymiş.) trafik kazası olması nedeni ile oradan Asklepıon tiyatrosuna aktarıldı.

 

alıntıdır..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

KIZILAVLU (SERAPÝS TAPlNAÐI):

 

Bu tapýnak bugün Bergama kentinin içinde kalmýþtýr ve Kýnýk yolunun Bergama'ya giriþindedir. Kýzýlavlu büyük bir yapý bileþimidir. Kazýlar yapýlýrken buraya sonradan kurulmuþ evler yýkýlmýþ ve buna karþýn 200x100 metre alan Bergama evlerinin altýnda kalmaktadýr. M.S. II. yüzyýlda imparator Hadrian (177-138) döneminde yapýldýðý olasýlýðý güçlüdür.

 

Bugün önceki alanýn altýndan oldukça büyük bir tünel geçer ki bu Kozak Daðlarýndan gelen Selinos (Bergama Çayý) dýr. C. Texier "Ne yerde ne gökte" adýný bu nedenle vermiþtir. Ondeki alanýn batý duvarý, Salinns üzerindeki antik köprünün yakýnýnda 13 metre kadarýyla ayakta durmaktadýr. Asýl yapý ýse anýtsal bir tuðla yapýdýr ve bu nedenle Kýzýlavlu denmiþtir ki bu yapý 60x26 metre boyutlarýnda olup 19 metre olarak ayaktadýr. Yapýnýn yanlarýnda iki tane kule benzeri yuvarlak ek yapýlar bulunur. Bunlarýn da önünde üç yaný galerilerle çevrili avlular yer alýr. Avlular asýl yapýnýn önüne baðlantýlýdýr. Burada bulunan insan biçiminde destek figürleri galerilerin çatýsýný taþýrlar. Bunlar sýrt sýrta duran kadýn ve erkek figürleri olup Mýsýr tipini canlandýrýrlar. Bu noktadan hareketle tapýnaðýn Roma imparatorluðunun bir çok yerlerinde rastlanan Ýsis ve Harpokrates ile tanrý Serapis'e adanmýþ olmasý kanýtlanmaktadýr. Ancak kazý ve araþtýrmalar henüz sonuçlanmamýþtýr.

 

Kýzýlavlunun eþiði 30 tonluk tek parça mermer bloktandýr. Asýl yapýnýn î metre geniþlik ve 14 metre yükseklikte büyük bir kapý açýklýðý vardýr. Yapýnýn ortalarýnda sýð bir havuz ve derin bir kuyu bulunmaktadýr.Bunun arkasýnda bir podium ve üzerinde kült heykeli için altlýk yeralýr. Tapýnaðýn içinde yüksek sütunlarýn taþýdýðý bir galeri dolaþýr. Kutsal bölgenin tuðlalarý renkli mermerlerle kaplýydý. Çatýnýn durumu ise bilinmemektedir. Bizans çaðýnda Kýzýlavlunun içine bir kilise yapýlmýþtýr. Bazilikanýn günümüze kalan duvarlarý insan boyundadýr. Hýristiyanlýðýn ilk yedi kilisesinden biridir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

AKROPOL -KRAL SARAYLARI-

 

Kalenin doðu duvarý boyunca krallarýn otur duklarý saraylarve baðlý yapýlar yer almaktadýr. Akropol'ün en yüksek kesimini kaplar ve bugün yalnýz temelleri kalmýþtýr. Saraylarýn üst yapýlarý oldukça sade ve planlarý prestilli ev tipindedir. Odalar sütun bir avlu çevresinde toplanmýþtýr. (818).

Saraylarýn Bergama krallarýnýn adlarýyla anýlmasý genel kazý bu luntularýna dayanmaktadýr. Çünkü yazýtda bir belge ele geçmemiþtir (819). En kuzeydeki yapý gruplarý kuzeyden güneye doðru I. Attalos, I: Eumenes, II. Attalos'un saraylarý olarak anýlýr. En güneydeki büyük sa rayda yapý taþý olarak kullanýlan Bergama sunaðýnýn taþlarýtarihler için ipucu olmaktadýr. Bu sarayýn kuzeydoðu köþesinde mozaik döþemeli bir sunak bölümü yer alýr. Kuzeybatý odasýnda da mozaik süslere rastlanmýþ ve sanatçý Hephaistion imzasýný taþýmaktadýr. Sa raylarýn kendi gereksinmeleri için iki sarnýcý bulunmaktadýr.

 

 

 

TRAIAN TAPINAÐI

 

Yine Akropol'ün en yüksek kesimindeyiz. Bu radan tüm güzelliði ile Bakýrçay ovasý ve uzaklardan Çandarlý Körfez görülmektedir, Tapýnak, tanrýlaþmýþ Roma imparatoru Traian (98-117 için yapýlmýþ ve ölümünden sonra yerine geçen Hadrian tarafýndan ta mamlanmýþtýr, Bu nedenle kazýlarda her iki kýrala ait heykellere rast lanmýþtýr.Tapýnaðýn çevresindeki alan 60x70 metre otup Athena tapýnaðýnýý kuzeyindeki terasta beyaz mermerden ve Korint stili ile yapýlmýþtýr. 6xý sütunlu olup yüksekliði I8 metreyi buluyordu. Çatý süslemesi Bergama müzesindedir. Kemer ve tonozlarý ise saðlam bir þekilde ayakta dur maktadýr. Tapýnak üç yanda sütunlu galerilerle çevrilidir. arka duvar yöresinde heykel altlýklarý görülebilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ASKLEPÝONSaðlýk yurdunun kuzeybatý ucunda ortalama 3500 kiþi alan bir tiyatro bulunmaktadýr. Bu tiyatro, sarý kayalýðýn yontulmasý ile ortaya gelen yarým daire biçimindeki oyuða oturtulmuþtur. Su sýzýntýlarýndantiyatroyu korumak için de, alt katýnda kayalarýn oyulmasý ile bir kanal açýlmýþtýr. Tiyatro ortasýnda bir koridor ile ikiye bölündüðü gibi, dikinede beþ bölüme ayrýlmýþtýr. 14 basamak oturaðý bulunmaktadýr.Oturma sýralarý bugün onarýlmýþ olup, her yýl kermes þenliklerinde oyunlar verilmektedir. Basamaklarýn en üstünde iyonik sütunlu galeri arkadan tiyatroyu sarar ve akustik özellik verir. Alt bölüm ile sahne arasýndaki yarým daire biçimindeki alan, orkestra denilen yerdedir Tiyatronun sahne duvarý beþ kapýlý ve üç katlý idi. Tiyatronun çapý 60 metre olmaktadýr. Loca önündeki Baküs heykeli eðlenceli yaþamýn bir simgesiydi.

 

 

ASKLEPÝONDA TEDAVÝ

Asklepiona inanarak,buraya þifa bulmaya gelen hastalarýn tedavisi,her þeyden önce temizlenerek,iyileþme amacý ile tanrýya dua edip,adak adadýktan sonra,uykuya yatýp,uykuda görülen rüyanýn yorumlanmasý ve telkin esasýna dayanýyordu.Þifalý kutsal su ve çamur banyolarý,yararlý otlardan yapýlan ilaçlarýn yanýsýra müzik,düzenlenen törenler ve temsiller tadavi yöntemleri olarak kullanýlmýþtýr.

Bu tedavi yöntemleri ve metotlarý ,özellikle rüya ile ilgili bilgilerin çoðu,kazýlar sonucu ele geçen adak taþlarý ve yazýtlarýnokunmasý sonucu öðrenilmiþtir.

Ýyileþmeyecek aðýr hastalar ve doðumlar asla içeriye alýnmazdý.Uzak yerlerden bitkin ve yorgun gelen hastalar propylon avlusuna alýnýr,muayana edilir,teþhis konur,iyi olacak gibiyse asklepiona girmesine izin verilirdi.Hekimler hastaya "yat,uyuyuncaya kadardua et,Tanrý senin derdinin devasýný sana bildirecektir.Ne görürsen,ne duyarsan bize anlat" diye telkin ederlerdi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

SUYLA TEDAVÝ MERKEZÝ ALLIANOI

 

Allianoi, Helenistik Çað sonrasýnda (ÝÖ.2.yy) Bergama'nýn 18 kilometre kuzeydoðusunda kurulmuþ. MS. 2. yüzyýlda büyük geliþme gösteren Allianoi,

"Saðlýk Tanrýsý Asklepois"in yurdu olarak biliniyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ASKLEPIOS Antik Grek mitolojisinde hasta insanlara þifa daðýtan,hekimliðin ve týp biliminin tanrýsýydý.Apolion oðlu Asklepiosu yarý at yarý insan olan Khiron'a emanet etti.Khiron ona okuma, yazma ve önemli hastalýklarýn tedavisinde kullanýlan ilaçlarýn formüllerini öðretti.Asklepios un ünü kýsa sürede yayýldý.Asklepios ölüleri de diriltiyordu.Zeus buna kýzdýðý için Asklepiosu öldürttü.Yunanlýlar asklepiosun adýný yaþatmak amacý ile ayný isimle saðlýk merkezleri yaptýlar.Allianoi de bunlardan biri.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Topraklarýndan 45 derece kükürtlü su çýkan þifa merkezi Atlianoi, bu özelliðiyle dünyanýn dört merkezinden biri.Pergamon Krallýðý'nýn sayfiye yeri olan bölge,yýllarca Hydroterapi (suyla tedavi) merkezi olarak hizmet vermiþ.

 

 

 

Yortantý Baraji'nýn yapým aþamasýnda antik deðeri anlaþýlan bölgede hýzlandýrýlan kazý çalýþmalarý esnasýnda, bölgenin Helenistik Çað'da kurulduðu ve en parlak dönemini Roma Ýmparatorluðu Hadrian'la yaþadýðýný ortaya koydu, iþte o

zaman da kentin saðlýk merkezi Asklepionlar'dan biri olduðu anlaþýlmýþ. Allianoi'de Hadrian döneminde Anadolu'daki pek çok kent gibi büyük bir bayýndýrlýk hareketi yaþanmýþ ve gösteriþli bir Asklepieion haline dönüþtürülmüþ.Kazýlar sayesinde Bergama, ikinci

bir saðlýk merkezine kavuþmanýn dýþýnda arkeleoji alanýnda bölgenin ve Türkiye'nin önemini daha da artýran Asklepieion kültürünün Anadolu'da yaygýn olduðunu da kanýtladý.Allianoi'nin MS 11.yüzyýlýn sonuna kadar Bakýrçay havzasýnda önemli bir saðlýk yurdu olarak kullanýldýðý ve Bergama Asklepieionu'nda yapýlan psikoterapi tedavi merkezinden farklý olarak burada daha çok 'hydroterapi' uygulandýðý yönündeki görüþler de güçlendi.

Batý Anadolu'nun «en önemli termal kaynaklarýndan biri olduðu için toprak altýndaki sayýsýz deðerli eserle birlikte günümüze kadar ulaþmayý baþaran Allianoi'yi su baskýnlarýndan kurtarmak elimizde.

 

 

Allianoi kurtulabilir

 

Allianoi'yi sular altýnda býrakacak olan Yortanlý Barajý'nýn gönderilen ödenekle ancak 5 yýlda biteceði bildirilirken, baraj inþaatýnýn durdurulmasý istendi."Ege'nin Zeugma" sý olarak anýlan Allianoi Antik Kenti'ni sular altýnda býrakacak Yortanlý Sulama Barajý'nýn, her yýl 1.5 trilyon lira ödenek gönderilmesi halinde ancak 5 yýlda tamamlanacaðý öðrenildi. Böylece Allianoi kentinin kurtulmasý için en az 5 yýl süre olduðu belirtildi. Ýzmir Baro Baþkaný Çetin Turan da baraj inþaatýnýn hemen durdurulmasýný istedi.Ödenek yetersizliðinden gövdesinde ot biten, devletin enflasyonla mücadele programý yüzünden de az ödenek gönderilen baraj için 1999 yýlýnda 300 milyar lira, 2000 yýlýnda ise 500 milyar lira ödenek gönderildi. Gerçekleþtiðinde 2 hektar baþýna 1.4 milyar liralýk gelir artýþý saðlayacak ve 67 milyon metreküp su hacmine sahip olacak

 

Yortanlý Baraj, Bakýrçay Kýnýk sulama projesi içinde yer alýyor. Toplam Proje tutarý 18 trilyon lira olan ve 1998'de yaþanan taþkýnda zarar gören barajýn bugüne kadar yüzde 60'ý tamamlandý. Proje öncesi Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kurulu ve DSÝ Genel Müdürlüðü arasýndaki protokolle baraj ödeneðinin yüzde 25'nin baraj gölü altýnda kalacak eski eserleri kurtarma kazýsýna ayrýlmasý yüzünden de gelecek ödenek bölünüyor.

 

 

 

 

 

Su tutar hale gelebilmesi için 6 trilyon liraya ihtiyaç duyulan Yortanlý Barajý'nýn bu ödeneðin tamamý gönderildiðinde ancak bir yýlda teknik kýsýmlarýn tamamlanacaðý ve geriye 500 milyar lira tutarýnda ince iþlerinin kalacaðý öðrenildi. Yortanlý ve Çaltýkoru barajlarý, Kýnýk sol ve sað sahil sulamasýný kapsayan Bakýrçay-Kýnýk projesinin bedeli 101.3 trilyon lira. Ancak 1999 yýlý sonuna kadar proje için 13.5 trilyon lira harcandý. 2000 yýlýnda tüm projeye 1.8 trilyon lira ödenek gönderildi. 12 yýldýr kazýlýyor

 

 

 

 

Yortanlý Baraj gölü alanýnda kalan eski eserleri kurtarma çalýþmalarý Bergama Müze Müdürü Ahmet Yaraþ'ýn baþkanlýðýndaki bir ekip tarafýndan sürdürülürken, Ýzmir Baro Baþkaný Çetin Turan da baraj inþaatýnýn hemen durdurulmasýný yoksa yeni bir Zeugma dramýnýn da bu bölgede yaratýldýðýný söyledi.

Bergama'nýn yaklaþýk 23 kilometre doðusunda Bergama-Ývrindi karayolunun üzerinde yapýlan kazý çalýþmalarýyla ortaya çýkarýlan Allianoi antik yerleþmesi M.Ö 1 .yüzyýlda Paþa Ilýcasý ve çevresinde kurulmuþ. 1998-99 yýlý kazýlarý sonucunda Helenistik Çað, mimari, buluntularýnýn yaný sýra özellikle M.S 2.yüzyýla ait pek çok arkeolojik eser ele geçirildi. Ayrýca kazýlarda; çok sayýda heykeltraþlýk eser, metal eserler, çanak çömlek, kandiller, kemik objeler, çok sayýda üzeri iþlemeli cam eser, 1500 civarýnda altýn, gümüþ ve bronz sikke, en son olarak da 2. yüzyýl Roma döneminden kalma bir metre 60 santim uzunluðunda kýrýlmamýþ olduðu için büyük önem taþýyan mermer Afrodit heykeli bulundu.

 

Bölgenin Zeugma kadar þansýz olmadýðýný vurgulayan Müze Müdürü Yaraþ, bir set yapýldýðýtakdirde bölgenin antik çaðdaki gibi sayfiye yeri olabileceðini söyledi. Allianoi kentinin yaklaþýk 50 bin metrekarelik alana yayýldýðýný tahmin ettiklerini belirten Yaraþ, bölgenin kurtarýlabileceðini söyledi. Biz þu anda küçük bir alanda restorasyon yapýyoruz. Ancak yýllardýr sürdürülen kazýlar sonrasý artýk tam bir kent görünümü ortaya çýktý. Mozaikler ve üst yapýlar gün ýþýðýnda. Eðer kentin önüne bir set çekilebilirse Allianoi kurtulur."

 

 

 

Bu güne kadar kazýda çýkanlar

 

Afrodit heykeli,iki asklepios baþý,torsolsr,termal havuzlar,heykeltraþlýk parçalar,dükkanlar,çeþme,þarap imalathanesi,seramik fýrýnlarý,antik kaideler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ZEUS SUNAÐI

 

 

 

Bergama zeus sunaðýnýn yerinde bugün sadece temelleri vardýr.bilindiði üzere ýý.abdülhamit zamanýnda sanat yapýlarýna baðnazlýk nedeni ile bu ünlü sunak almanlar (carl Humann) tarafýndan Berlin'e götürülmüþtür.düzenli bir þekilde kesilerek ambalajlanan sunak Dikili limanýndan gemilere yüklenmiþtir.Daha sonra sunak ile ilgili kazýlarda bulunan süsleme ve frizlerde götürülerek berlinde dedikleri yerde restore edilmiþtir.

II. Eumenes zamanýnda Galatlara karþý kazanýlan yenginin anýsýna dikilen anýt Zeus ve Athenaya adanmýþtýr. Planý kare biçiminde olan bu anýtýn, beþ basamaklý bir podium üzerinde ve iki katlý olarak yapýlýþýný anýmsatmak isteriz. Alt katýn içi masiftir. Dýþ yüzü ise tanrýlarla gigantlarýn savaþýný betimlemektedir. Yüksek kabartma olarak yapýlan bu betimleminin uzunluðýý 120 metre, eni 2.30metredir. Zeus sunaðýnýn bu frizi dev boyda 118 kabartmadan oluþmaktadýr. Bu kabartmalarýn her birinde Olympos tanrýlarý ile gigantlar arasýndaki savaþ canlandýrýlýr. Gigant denilen devler aslan ya da boða kafalý ve yýlan kuyruklu azmanlardýr. Olympos tanrýlarýndan Zeus, Athena, Leto, Apollon, Artemis, Dione, Otos, Alkyoneus, Porphyrion ve daha adlarý bilinmeyen baþkalarý görülür (814). Ka2ýartmalarda devlerin, tanrýlarýn giicü altýnda ezildikleri, gövdeleri paramparça edilip korkunç acýlar içinde kývrandýklarý an canlandýrýlmýþtýr Bergama'ya özgü patetik üslupta iþlenmiþ olan bu kabartmalar Hellenistik sanatýnýn en görkemli yapýtlarýndandýr. Friz üzerindeki tanrý kabartmalarýnda çok ince ve yumuþak veriliþe karþýlýk, canavarlar sert ve kaba olarak tam bir zýt görünümle canlandýrýlmýþtýr.Tüm kabartmalarda birlik ve uyum görülmesine karþýn tek bir sanatçý'tarafýndan yapýlmadýðý da anlaþýlmaktadýr. Oyma adlar arasýnda Dionyades, Menekrates, Melanippos, Orestes, Theorrhetos gibi heykeltraþlarýn okunmasý da bunu kanýtlýyor. Bunlarýn tümü de Bergama'lýdýr.

 

 

 

Bu ünlü Altarýn bir frizi daha vardýr ki ona küçük friz denmektedir ve Bergama'nýn kahramaný Telephos adýna oyulmuþtur. Yapýnýn içi duvarýna rastlar. Adý geçen ve 120 metre boyunda olan frizin 80 metresi bulunmuþtur. Yapýnýn ise kare biçiminde olup orta boþ1ukta kare bir avlu ortaya çýkmaktadýr.Athena Tapýnaðýndan 100 yýl sonra yapýlmýþ olmasýna ve 25 metre daha aþaðýya düþmesine karþýn iki yapý arasýnda bir iliþki görünmektedir. Sunak baðýmsýz bir yapý izlenimini vermektedir. Athena Tapýnaðý da sunak avlusunun içinde yer almaktadýr. Kutsal alana giriþte ilk olarak sunaðýn doðusundaki Zeus ve Athena kabartmalarý grubu görülür. Frizin bu tarafýnda, güneþin doðuþuyla ilgili ýþýk tanrýlarý Apollon, Artemis ve Leto verilmiþtir, karanlýk kuzeyde ise Orion, yazgý tanrýçalarý Moira'lar ve gece tanrýçasý betimlemeleri vardýr, güneyde ise þafak, güneþ tanrýsý Helios, batýda denizle ilgili deniz tanrýsý ailesi Akeonos, Amfitrite, Nereus ve Tritan yer alýr. Bergama SunaKýnýn bu kabartma sýralanýþý Hellenistik heykeltraþlýðýn büyük gücünü ortaya koyar. Bu ünlü Sunaðýn kurban masasý yapýnýn ortasýna düþen kare avluun içinde yer aldýðý bilinmektedir. Çepeçevre galerilerin uzantýsýnca yer alan taþ bankýn heykellerle süslü olduðu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

;) O kadar etkileyici ki 3 kere gittim ve her seferinde inanılmaz heyecanlandım. Hele ortadaki dev ağacın gölgesinde dinlenmek ve devasa sütunlara bakmak tarif edilemez bir duygu. Bir de antik kentteki gezi bitince aşağıya arabayla değil de ziyarete açık olmayan yerden yani kasabaya bakan yamaçtan yürüyerek inmeyi dene. Yorucu oluyor ama inan buna değer.
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...