Jump to content

Şu An Nasılsın? Ne Düşünüyor, Ne Hissediyorsun?


Deaths_Expulsion

Önerilen Mesajlar

20 yılım geçti bu evde bu mahallede şimdiyse taşınıyorum. Kimi hayatımdan çıkanlar kimi ölenler kimi gidenler hepsinin hatırası bu duvarlarda yankılandı, bu odalarda yaşandı her şey. Normalde ölene kadar burada kalacağımızı düşünürken böyle aniden gitmek biraz zor oldu açıkçası. Çünkü unutuyor insan yitip gidenlerin sesini, kokusunu, yüzünü, anılarını şimdi o günleri canlandıran yerden de bihaber olacağım. Git gide silikleşecek yaşananlar. Zor bir dönem ve ani bir değişiklik, olması gereken buymuş demek ki. Dönüşümün kaçınılmaz olduğu bu dönemde hayat insanı ilk başladığı yerdeki konfor alanından dahi çıkarıyormuş meğer. Kendime bir not düşmek istiyorum, belki sizin de ihtiyaç anınıza denk gelir bilemiyorum ama unutmamak lazım ki: Değişim kaçınılmazdır ona direnmek ve geciktirmek, dalgalı bir okyanusta çırpınarak çırpınmaya benzer. Biz kurtulacağımızı sanarak nefes alma umuduyla hayatta kalmaya çalışırız ama bu yaptığımız acıdan başka bir şey getirmez, rotaya gitmeyi de engeller. Biz ne kadar direnirsek akıntı o kadar güçlü, dalgalar o kadar sert olacaktır. Zaten çıkamayacağımız bir okyanusta kaybolmuşken bir yere gitmeye çalışmak yerine teslim olmalı. Yıkılan kulede paradoksa hapsolmak yerine kendimizi tacımızla beraber oradan atmalıyız.

  • Beğeni 2
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

13.01.2024 - 11:38 tarihinde, bpdI yazdı:

20 yılım geçti bu evde bu mahallede şimdiyse taşınıyorum. Kimi hayatımdan çıkanlar kimi ölenler kimi gidenler hepsinin hatırası bu duvarlarda yankılandı, bu odalarda yaşandı her şey. Normalde ölene kadar burada kalacağımızı düşünürken böyle aniden gitmek biraz zor oldu açıkçası. Çünkü unutuyor insan yitip gidenlerin sesini, kokusunu, yüzünü, anılarını şimdi o günleri canlandıran yerden de bihaber olacağım. Git gide silikleşecek yaşananlar. Zor bir dönem ve ani bir değişiklik, olması gereken buymuş demek ki. Dönüşümün kaçınılmaz olduğu bu dönemde hayat insanı ilk başladığı yerdeki konfor alanından dahi çıkarıyormuş meğer. Kendime bir not düşmek istiyorum, belki sizin de ihtiyaç anınıza denk gelir bilemiyorum ama unutmamak lazım ki: Değişim kaçınılmazdır ona direnmek ve geciktirmek, dalgalı bir okyanusta çırpınarak çırpınmaya benzer. Biz kurtulacağımızı sanarak nefes alma umuduyla hayatta kalmaya çalışırız ama bu yaptığımız acıdan başka bir şey getirmez, rotaya gitmeyi de engeller. Biz ne kadar direnirsek akıntı o kadar güçlü, dalgalar o kadar sert olacaktır. Zaten çıkamayacağımız bir okyanusta kaybolmuşken bir yere gitmeye çalışmak yerine teslim olmalı. Yıkılan kulede paradoksa hapsolmak yerine kendimizi tacımızla beraber oradan atmalıyız.

Yeni anılar biriktirmek ümidiyle,,, çook uzun zamandır sabit bir hayatım yok o yüzden kısa ve öz anılara yer açıyorum genelde.. Diğer türlü zor olur muydu? Kesinlikle.. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

8 dakika önce, nevermore yazdı:

Yeni anılar biriktirmek ümidiyle,,, çook uzun zamandır sabit bir hayatım yok o yüzden kısa ve öz anılara yer açıyorum genelde.. Diğer türlü zor olur muydu? Kesinlikle.. 

Biriktirdiğin anıların çiçeklenmesi dileğiyle nevermore 💓

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Galiba beynimi bir aparat ile çıkarsam daha mutlu olurum. Bildiğim doğrudan, inançlarımdan şüphe eder oldum ki şüphe etmek az kalabilir neyi bildiğimi de bilmiyorum elde var sıfır. Ne olursa olsun er ya da geç her daim güvendiğim evrendeki işleyiş dahi rayından çıkmış gibi geliyor. Ne bir fal ne bir göklerden gelecek işaret yetersiz gibi. Şu an camımdan içeri bir kuş girip benimle konuşsa ona bile şüpheyle yaklaşırım. Hani kendimi bu durumdan çıkarabileceğimi biliyorum ama yeter daha yani illallah ettim burada yeter, büyük bir bunalmışlıkla biri gelsin beni şurdan çıkarsın istiyorum. Hani kanıtlarıyla birlikte bak doğru olan bu yanlış olan bu senin de bunu yapman gerekiyor diyip kafama vursun gerekiyorsa. Kendi destelerime küsüp kenar mahalle falcılarına mı gitsem ikilemine dahi girdim az önce. Noluyor azizim noluyor böyle...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kafayı çektim. cinler yok. tanrı yok. melekler öldü. şeytanlar insan formunda. hepimizin inandığı tüm tanrısallar masallar bizimle birlikte acımasızca ölecek. organik toprak kaosuna hazır olun. aşk yalan. ama olabildiğince kötülükten kaçınmak gerçek. organik vücut var olduğu sürece sonsuz arzular iyi niyetimizi taciz etmeye devam edecek . organik bedeni tamamen aşan üstün yapay zeka ve sibernetikle bu saçmalıkların üstesinden geleceğiz. büyüler , vodoo bebekleri ve biat kültüründeki siyasi dinciler sona erecek. ama ne zaman ? 2100 mü ? yoksa 2500 mü ? o zaman metafiziği aramaya ihtiyaç bile duymayan ütopik mutlulukta tekno yeni nesiller göreceğiz. 72 demonu kontrol eden süleymanın anısına bile tüküreceğiz böyle bir salakça kollektif anı olduğu için. ama daha var. daha çok var.  ölüme kadar bedenimizin yarattığı entropik düzensizlikte debelenmeye devam. uzaya karışacak ve nötron yıldızlarının yeni ilkel atomları olacağız. o zaman diktatörler ve cin padişahları geberip gidecek, o zaman lucifer ve allahın esamesi bile kalmayacak. neyse hadi yine çok içtim. bu site ölü zaten bir kaç ölü iskeletor halime gülse ne olur ?

 

 

 

 

  • Beğeni 1
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aylardır fallarımda çıkan yolculuğa "imkânsız yaaa, nasıl olacak" dedikten sonra tek bir nedenden dolayı 1 saat içinde 1000km uzağa bilet aldığım doğrudur evrene soruları doğru sormak ve inatlaşmamak gerektiğini bir kez daha anlamış oldum. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hala nefes alabiliyorsam, arkamda bırakacak birilerinin varlığını bilmemdendir. Sanki ülke bir simülasyon ve biz bu oyuna hell mode seçerek başlamışız gibi. 20 yıl okul oku yaş olsun 40+ ve hala okumaya devam et üstüne yaşamak için sürekli can potu bas gerçekten bu simülasyonu oynamak hem yorucu hemde maliyetli. Geriliyorum!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu gezegen işlerine eskiden pek inanmazdım ama her dolunayda tutulmada şaftımın kayması sonucu sanki milim oynayan gezegenler benim yörüngemde drift atıyormuş etkisi almam eh bu kadarı tesadüf olamaz kısmını tekrar ettiriyor bana.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanın en hakiki korkusu  ,kendi iç varlığının patlama noktasına kadar doygunluğa ulaşıp kendini kendi merkezine salı vermesi korkusudur . Güneş patlamaları  ,stoacı kıyamet senaryoları gibi . Çevreye lekeler saçar aurik katmanları yırtarız zapt etmek için .Yaşamak için tatminsizliğin verdiği enerjiden besleniriz , kendi etine zehir veren yılan gibi . Akılcı yaşam var mıdır bilmem ? Aynanın görünmeyen kadrajındayız . 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...