Jump to content

Musallat Varlık (Obsesyon) Nedir?


mescalin

Önerilen Mesajlar

Bu güzel bilgiler bana ilac gibi geldi.

 

Banada musallat oldular,

 

cok SIKINTI veriyorlar,

forumu biraz daha inceledikten sonra sikayetimi bir konu acarak size anlatacagim ve yardimlarinizi istiyecegim.

 

Inanin bu forumda cok güzel bilgiler buldum,

rahatsizliklarimin nedenini cözmemde yardimci olacagina inaniyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Obsesyon bağını çözme yönteminde esas nokta, obsesyonun meydana gelişini hazırlayan şartları iyice inceleyip aynı izler üzerinde hareket ederek, her iki tarafın sempatize olduğu ortak alanı bulmaktır. Eğer bu alanı ister obsedör varlık üzerinde, isterseniz obsede olan kişi üzerinde çalışarak nötralize edebilirseniz, bağ kendiliğinden kopar. Yoksa, körü körüne ikna etme veya korkutma gibi ne karşılık alacağınızı bilmediğiniz yöntemlerle işe başlarsanız, kaş yapayım derken göz çıkartmanız mümkündür.

 

----------------

 

Böylesi temiz aydinlatici bir anlatimi inanin 50 tane doktora,psikologa gitseniz vermezler,veremezler.

 

Paylasim icin en icten tesekkürlerimi sunarim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

obsesyon kusura bakma okuyamadım uzun şeyleri okuyamıyorumda ama söliim en kötüsü olabilir fakat hayatta karşılaşabileceğiniz en korkunç şey dsesistir bunu bilen varmı bilmiyorum ama onun la ilgili araştırmalar yapıyorum tamamlıyınca sizlerle paylaşçam

 

Dsesis ı acıkalrsan sevınırım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

obsesyon, takıntı yada saplantı anlamına gelmiyor mu?bir çeşit psikolojik bozukluk değil mi?

yani kişinin isteği dışında oluşan, kişinin kabul etmek istemediği belirgin sıkıntıya neden olan sürekli düşünceler, dürtüler ya da göz önüne getirilen görüntü seklinde bişey değil mi?örnek olarakta mikrop bulaşmasına ilişkin kaygılar, başkaları tarafından zarar görme ya da başkalarına zarar vermekle ilişkili mantık dışı korkular, kontrolünü kaybedip saldırgan davranışlarda bulunma korkusu ya da aşırı boyutlarda dini ya da ahlaki kuşkular vs... ;)

 

 

evet arkadaşım durumu çok iyi anlatmıssın...;) evrimsel teorilere göre bu tür canlılar vardır...:) ama bilinç altımızda...gerçekte değil...:) insan kendi gülüdelerini kontrol ederse bu tür canlılar ile karşılarşmaz...;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Psikolojide: Zihinde durmaksızın ortaya çıkan bir hazırlığın, bir imajın, bir çağrışımın, bir fikrin ya da meşguliyetin kendini gösterişi. Varlığını bize zorla kabul ettiren bir hayal, imaj, fikrin bizi kovalaması, ardımızı bırakmaması, bizi çevreleyip kendisinden sıyrılma imkânı vermemesi, baştan savulamaması.

Ruhçulukta: Maddesel düşünce, hırs, arzu, tahakküm, nefsanî tatminsizlik, kin, nefret, gücenme, intikam, bencil sevgi, bencil alâka, kişisel fakat hakikat olmayıp kendi realitesini oluşturan fikirleri empoze etme arzusu, dünyasal yaşantının devam ettirilmesi için duyulan aşırı eğilim vs. gibi nitelikler obsesyona sebep olan durumlar arasında sayılıyor.

Obsesyon olayında, bedenli bir varlığa, bir bedensiz varlığın tahakkümü vardır. Yukarıda belirtilen sebepler altında bilgi, görgü ve seviye bakımından geri, bilgi ve gücünü nefsanî maksatlar uğrunda kullanmayı benimsemiş varlıklar; bedenli bir varlığa (insana) derece derece nüfuz eder ve onu etkisi altına alarak, irade ve muhakemesini felce uğratıncaya kadar içsel hayatına girer.

Obsesyonun çeşitli türleri vardır. Bireysel olabileceği gibi, topluluk halinde de olabilir :

* İki bedenli,

* Bir bedensiz-bir bedenli, (İkisi de birbirini etkileyebilir.)

* İki bedensiz arasında.

Obsesyonlar yetiştirici, digerkamca ve yüksek seviyeli olabileceği gibi, bunun tersi de olabilir. Yüksek seviyeli gözüküp sinsi bir nefsaniyet taşıyanlar en tehlikeli olanlardır. Spiritik tecrübelere girişenler, medyumlar ve duyarlı insanların obsesyona yakalanma ihtimalleri şu şartlara bağlıdır :

1 - Bilgisizlik: Bilimin ve akıl-mantık verilerinin sonuçlarından yoksun olarak, boş inanç ve itikatlar ile deney ve incelemelere kalkışmak.

2 - Eleştiri ve tartışma, kıyas ve realite bilgisinden yoksun bulunarak; sadece manevî bir itiliş altında, inanç ve dayanaksız güven duyguları altında bulunarak deney yapmak veya içe doğanları benimsemek.

3 - İçinde insanlara karşı üstünlük duygusu besleyenler şuuraltlarına doldurulan ve zamanla şuur yüzeyine çıkan yabancı fikirleri kendi duygularına uygun buldukça savunmaya geçerler. Bu durum, musallat varlığa açık bir kapıdır. Kendi saçma fikirlerinin savunmasını ve yayılmasını sağlamaya çalışır. Diğer kimseler üzerinde etkili ve onlardan üstün olmak için mistik, dinî ve bazen de bilimsel şekle bürünürler, büründürürler.

Buraya kadar olanlar, bireyin, bireylerin kendi istek ve iradeleri ile olagelenlerdir. Ayrıca şunu da belirtmeli ki, obsesyon olayları sürekli bir Ruhsal Kontrol altındadır. Ağır şartları ve kısır sonuçları olmakla beraber, bir tekâmül sürecidir. Ağır bir mukadderattır. Bu kader bazen insan iradesine bağlı hareketlerle, bazen İdareci Ruhsal Varlıkların gördükleri lüzum üzerine ortaya çıkmaktadır. Bu sebepten, bazı obsesyonlar dünya yaşam plânına bağlı olarak biçimlenirler."

Değişik Obsesyon Safhaları

 

a) Basit obsesyonlar: Bir ruhsal irtibat celsesinde, parazit ve geri bir ruhun, medyum başka bir ruhla irtibat halinde iken, bu irtibata karışması ve medyuma zorla kendisini kabul ettirmeye çalışmasıdır. Bu durumda geri ve parazit varlık, diğer ruhla konuşmalar yapılmasına engel olur. Davet edilen varlığın yerini almaya çalışır, irtibatı bozar. Obsedör ruh, burada amacını gizlemez; kötü niyetlerini örtbas etmeden, doğrudan doğruya musallat olduğu kişinin canını sıkmak ve onu sinirlendirmektir. İyi bir medyum bu tür parazitleri hemen tanır. Ama medyum ve operatör, bu tip olayları değerlendirecek bilgilerden yoksun iseler, hiçbir zaman iyi deneyler yapamayacakları gibi, medyum her an obsesyon tehlikesi altında olacaktır.

b) Teshir (Fasinasyon): Bu durum oldukça farklıdır. Obsedör ruhun karakteri de öyle. Burada obsedör ruh, doğrudan doğruya medyumun veya kişinin düşüncesine etki etmeye çalışır. Ve onların muhakeme gücünü zayıflatır. Fasinasyona yakalanmış bir medyum, kendisinin aldatıldığını anlayamaz. Obsedör ruhun çalışması, medyumun düşüncelerine o denli etki eder ki, en saçma bilgiler bile ona çok kıymetli şeylermiş gibi gelir. Fasinasyonun ilerlemesi çok ağır ve tehlikelidir. Obsedör ruh, yönettiği kimseyi bir köre çevirir. Saçma ve yanlış fikir ve doktrinleri ona kabul ettirir, onların tek gerçek olduğunu söyler.

 

Fasinasyonla, basit obsesyon arasındaki fark kolayca anlaşılır. Basit obsesyonda, sırnaşık ve yapışkan ruh, ancak can sıkıcı bir varlıktır. Ondan kurtulmak kolaydır. Fasinasyonda ise durum tamamen başkadır. Çünkü bu ruhlar çok zeki, ikiyüzlü ve kurnazdır. Hatayı, erdem gibi gösterebilmekte, aynı şeyi maskesinin yardımı ile değişik şekillerde verebilmektedir. Kendisini maskelemektedir. Bilgili, iyi gören bir kimse onu hemen anlayabilir. Bu tip obsesyonda, varlığın kullandığı taktiklerden biri de operatörü ve medyumu uyaracak kişileri çeşitli sebeplerle celseden veya kişiden uzaklaştırmaktır.

 

c) Zaptetme: Bu durumda ise medyum veya şahıs, obsedör ruhun gerçek bir esareti, boyunduruğu altındadır. Kısaca medyomun veya şahsın bütün iradesi felce uğramıştır. Fert kendi arzusu dışında hareket etmekteyse de yaptıklarının doğru olduğunu zanneder ve söyler. Ve kendisine varlık tarafından zorla kabul ettirilen acaip ve saçma bilgilerden kendisini kurtaramaz.

 

d) Tasarruf (Moral ve fiziki): Bu obsesyon durumunda, obsedör varlık, ferdin veya medyumun bedenini kendi malı imiş gibi kullanır. Onun kulaklarıyla işitir, gözleriyle görür, dudaklarıyla konuşur. Tıpkı hayatta imiş gibi. Medyum veya kişinin moral durumu da tamamen bozulmuştur. Bu durumda obsedör varlık, medyuma veya kişiye içten tesir ederek olmadık zamanlarda acaip davranışlarda bulunmasını sağlar. (garip davranışlar) Bu obsesyonun ileri safhasıdır.

Obsesyondan kurtulmak mümkün mü?

Tabii ki obsesyona hiç düşülmeyebilir veya düşülse bile ondan kurtulunabilir. Bunun için bazı şeyleri bilmek gerekir.

Örneğin obsede edici varlık, karşısındakini ele geçirebilmek için her yolu dener. Nasıl mı?

"Kendini iyi, erdemli ve yüksek bilgiye sahip gibi gösterir, laf kalabalıklığı yaparak, bildiği, bilmediği her bilim dalından söz ederek, bilimsel adı altında karşısındakinin anlayamayacağı kelimeler ve bunlardan cümleler kurarak, avını okşayarak onun huyuna göre davranarak ve konuşarak, bilinmeyenler ve gelecekte olacaklar hakkında kehanetlerde bulunarak, karşısındaki üzerinde güven sağlayarak, yüksek dereceli sırlardan bahsettiğini sürekli zikretmek suretiyle kendine bir hava vererek, din, mistisizm, tasavvuf konuları ile kendini ve söylediklerini tamamlayarak, ve sonunda da kendisinin geçmişte büyük bir insan olduğunu ve hatta adını söyleyerek veya melek olduğunu iddia ederek, akıllıca sorular ile sıkıştırıldığını hissettiğinde, bunları daha sonra yanıtlayacağını, şu anda buna hazır olmadıklarını söyleyerek durumu geçiştirmek " gibi...

Obsede edici varlıklar, bilinç yapısı çok düşük seviyede olan bencillik, hırs, kin vs gibi negatif unsurlara sahiptir, fizik dünyasında kendine bir yer bulabilir ve koşullara uyum gösterebilir. Böylesine düşük seviyedeki varlıklar, maddi yaşama geri dönebilmek için çırpınırlar. Düşük seviyedeki bu ruhsal varlık bilinçsizce ve bilgisizce yapılan ruh çağırma seanslarında enerjisi yüksek kişilerin kanallarını kullanarak kendini yüksek seviyeli varlık olarak tanıtıp medyumun ya da enerjisi yüksek kişiyi kandırıp egemenliği altına alır. Başka bir deyişle geri varlığın kişiyi ele geçirmesiyle esaret başlar. Bilgisizce ve bilinçsizce ruhsal celse yapanların rahatlıkla başına gelebilecek bu felaketten kurtulmanın tek yolu konu hakkında bilgi edinmektir.

Obsesyonla Mücadele Yöntemleri

 

Obsesyonla mücadele etmek için bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmak gerekir. Ayrıca soğukkanlılık, iyiniyet, inanç ve sabır gereklidir. Obsesyonla mücadele yöntemlerini iki kısıma ayırarak inceleyebiliriz.

 

Obsesyonun meydana gelmesinin başlıca sebeplerininden birinin bilgisizlik olduğunu söylemiştik. Çeşitli obsesyon olaylarında çıkarılan sonuçlara göre dini konulardaki bilgisizlik ve bağnazlık, körü körüne inanç (her konuda), eğlence için yapılan ruhsal deneyler, obsedör varlıkların ençok yararlandıkları sahalardır. Obsesyonla mücadelede asagidaki yöntemler kullanılabilir.

 

a) Endirekt metod: Bu metodla yapılan mücadelede operator, herşeyden önce obsesyon konusunda yeterince bilgi sahibi olmalı ve medyum veya hassas (konularla hic ilgisi olmayan kişi) şahıs ile irtibatta olan obsedör varlığı çok iyi gözleyip, seviyesini iyice anlamalıdır. Varlığın verdiği bilgi akıl ve mantığa uymuyorsa derhal bunun sebeblerini araştırmalı ve celseyi çok dikkatli olarak yönetmelidir. Bu metotda operatör veya bilgili kişi, bir obsesyon durumu saptamışsa, önce medyumu veya kişiyi, sonra da obsedör varlığı bilgilendirir. İşe, onlara ruhsal konularda bilgi vermekle başlar. Ruhların varlığından, kalitelerinden, şaşkınlık halinden, kötü niyetli varlıklardan, evrimin gerekli olduğundan vs.den bahsederek, obsede olan kişiyi ürkütmeden, yavaş yavaş etkin bir duruma geçer. Yani ona dolaylı olarak telkin yapar. Operatör o kimsenin veya medyumun iradesini kuvvetlendirir, onların manevi değerlerini yükseltmeye çalışır. Sonuçta kişinin veya medyumun öbsedör varlıktan gelen tesirlere karşı koymasında yardımcı olur. Tabii ki bütün bu işler operatörün yahut tedavi eden şahsın bilgi ve görgüsüne bağlıdır. Zaman ve duruma göre hareket edecek bir zekaya ve psikoloji bilgisine sahip olmalıdır.

b) Direkt metod: Bu metodda ise operatör, obsedör varlıkla irtibata geçerek onun maksadını öğrenmeye çalışır. Ayrıca onun tesirlerini kesici manyetik ve telkini usuller de kullanır. Bunun için operatör önce obsede olan kimseyi, bilinen trans usulleri ile pasif duruma getirdikten sonra obsedör geri varlıkla görüşür. Bu görüşme çok ustalıkla idare edilir ve varlığın gerçek maksadı, sıkıntısı, ızdırabı ortaya çıkarılır. Biliyoruz ki, bu varlıkların çoğu kurnaz ve aldatıcıdır. Fakat yaralarına parmak basıldığı zaman, herşeyi söylemekten de geri kalmazlar. Operatör, obsedör varlığı zorlamamalı, (ben senden kuvvetliyim, medyumu ben tesir altına alırım, seni helâk ederim vs. gibi) sözlerle de ona meydan okumamalıdır. Obsedör varlığa iyi niyetle yaklaşarak ona, bu durumun iki taraf için de faydasız olduğunu, bu durumdan vazgeçmesini uygun bir dille anlatmalı ve ikna etmeye çalışmalıdır. Ayrıca operatör, bütün zekâsını kullanmalı ve sözlerini yerinde kullanarak obsedör varlığın güvenini kazanmalıdır. Ve sonunda öbsedör varlık onu bir düşman gibi değil, aksine yardım eden, kendine güvenilen, derdine ortak bir kimse olarak tanımalıdır. Zaten obsedör varlığın asıl derdi anlaşıldıktan sonra mesele % 60 halledilmiş sayılır. Ayrıca celseden sonra medyuma yahut obsede olan kişiye, uygun bir dille bu işin faydasızlığı, obsedör varlıkla ilişkide olmanın hiçbir kazanç sağlamayacağı anlatılmalıdır. Operatör, duruma göre gerekiyorsa, obsedeyi manyetize ederek, obsedör varlığın geriletici tesirlerini de kesmelidir. Aslında medyumun veya kişinin kendisi en iyi engelleyicidir.

Obsesyon genelde yakalayanın değil yakalananın sorumluluğundadır. Kişi isterse yakalanmaz, ya da yakalandığı anda kendini bu obsesyondan kurtarabilir ama tabii ki bu kurtuluş yollarını öğrenmesi ve bilmesi gereklidir. Eğer bunları öğrenmeyi istemeyecek kadar buna kendini kaptırmış ise yapılacak bir şey yoktur.

Kaynak: Dharma Yayınları - Alparslan Salt; Erol Yurderi...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Obsesyon Hakkında Notlar

 

M. Halûk AKÇAM

 

Ruhsal Evrim dergisi, sayı 6 – 1985 Eylül/Ekim

 

 

[...]

 

1. Bedensiz varlığın insanı obsede etmesi: Her ikisinin ortak özelliği, tekamül seviyelerinin geri olmalarıdır. İnsanın toplum yaşamındaki uyumsuzluklar, kişilik problemleri, nefsinden kaynaklanan ihtirasları bir çıkış yolu bulmak istediğinde, gerekli sempatizasyon alanını yaratır ve bunu fırsat bilen bedensiz varlık da kendi tatminsizliklerinin oluşturduğu sempati alanı ile yakınlaşmayı sağlar.

 

O zaman neden korkuyorsunuz? ;)

 

Obsesyon büyüleriyle uğraşan büyücüler, eninde sonunda obsede olmaya mahkumdurlar. Zira, bu insanlar belirli bir konuda güçlenerek yetenek kazanmış, ama ruhsal bakımdan yeterince gelişmemiş insanlardır. Hayat hikâyeleri incelendiğinde görülür ki, çoğu zaten bu işe 1. türden bir obsesyon ile bulaşmıştır. Bazıları ise 3. türden, yani spatyumda iken güçlü bir varlığın obsede etmesiyle hazırlıklı olarak dünyaya gelmiştir. Diğerleri de yaptıkları işe uygun bir sempatizasyon alanı oluşturdukları için, bu hayatlarında obsede olurlar sonunda.

 

Bu yüzden mi? ;)

 

Bakın Haluk Akçam da yazmış. Obsesyon ille kötü bir şey değildir. Yaşananın simbiyoz olması da mümkündür. Kaldı ki, şu "varlık" denen enerjiler masal cadısı değil: ille de insanoğluna kötülük yapmak için var olmuyorlar. (Çok küçük bir ihtimal ama) yolunuz sizi obsede edecek bir varlıkla kesişirse (çok büyük ihtimalle) sizle ilgilenmeyecektir bile.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Varlıklar arasında kurulmuş olan sempati alanı, tesirlerin akışını sağlayan bir ortamdır. Bedenli veya bedensiz, her varlık bir diğeri ile bu ortam sayesinde tesir alışverişini sağlar. Varlığın içinde bulunduğu sempatizasyon değerleri, gelen tesirlerin bir kısmını almasına, bu değerlere uygun olmayanları ise bloke etmesine yol açar. Dolayısıyla, varlıklar arasındaki tesir ilişkisi ancak uygun sempati alanlarının oluşmasıyla mümkündür.

 

Bir varlığın sempati alanı, tekamül seviyesinin gerektirdiği ihtiyaçlara göre biçimlenir ve sempatizasyon değerleri bu ölçeğe uygun olarak ortaya çıkar. Burada önemli olan nokta, varlığın, kendisinden kaynaklanan – sebebinin kendisi olduğu – sempati alanını bilememesidir. Yani, hangi tesirleri çeken ve hangilerini iten bir ortamda olduğunu açıkça fark edemez. Bu yüzden sempati alanının şuurlu bir sistem tarafından korunması gerekli olur.

 

Varlığın sebep olduğu sempati alanı, bir bakıma mıknatısın çevresindeki manyetik alana benzetilebilir. Kendi başına bu alanın devamlılığını koruyamaz ama kendisi sayesinde bu alan vardır ve belirli kanunlara bağlı olarak işleyen alandan faydalanır. Koruyucu mekanizma da genel tekamül çerçevesi içinde sempati alanının bütünlüğünün bozulmadan kalmasını sağlar. Kısaca, burada alana müdahale yoktur. Aksine, dıştan müdahale olmaması için korunmaktadır.

 

Anlaşıldığı kadarıyla, varlığın tatbikatında hürriyetini engelleyen hiçbir şeye müsaade edilmemektedir. Kendinden kaynaklanan sempati alanının değerlerine uygun tesirleri alması için tam bir hürriyet içinde olması sağlanmıştır. Her varlık, ihtiyacı olan tesiri mutlaka alır. Bu tesiri kendi ölçülerine göre değerlendirip tatbikata geçtiğinde de yine bilgisizliğinden dolayı kendisine zarar verecek bir hamle yapmaya yeltenirse, bu sefer aynı alanın çekeceği koruyucu tesirler ile ikaz edilir, yol gösterilir veya yardım görür. Ama hiçbir zaman zorlayıcı bir ortam, hürriyetini kısıtlayan bir durum yaratılamaz.

 

Bu çerçeve içinde obsesyon olayına baktığımızda, tekamül gereği olarak her varlığın karşılaşması mukadder bir tesir alışverişi görürüz. Klasik anlamda; “bedensiz bir varlığın insana musallat olması ve onun zaaflarından faydalanarak yaşamına girmesi, kendi isteklerine göre insanı kullanıp sonunda perişan olmasına yol açması” diye tanımlanan obsesyon olayı aslında bu kadar dramatik ve basit değildir.

 

Obsesyon, varlıklar arasında özel bir tesir iletişimini gerçekleştiren yakınlaşmadır. Obsesyon olaylarının dış görünümüne bakarak bir tanımını yapmaya kalktığımızda, önce hangi tür yakınlaşmaları inceleyeceğimizi bilmeliyiz. Hastane koridorlarına ve ruh hekimlerinin kayıtlarına geçecek bir noktaya ulaşmış olayları ele alırsak, karşımıza çıkan klinik tablo gerçekten dramatik ve klasik tanımı doğrular niteliktedir. İrade azalması ve saplantılı fikirler gibi psikiatrik özelliklere bakarak yapılan tedavilerin de bir sonuç vermediğini bu arada belirtelim. Çünkü günümüzde bile, psikiatri ekolü hâlâ obsesyonu olayın ardındaki gerçeği görmeden, bir kör döğüşü biçiminde gidermeye çabalamaktadır.

 

Obsesyon olayları en çok bedensiz bir varlığın bir insana musallat olması biçiminde dikkati çeker. Musallat olan varlık sayısı birden fazla da olabilir. Bedensiz bir varlığın birden fazla insana musallat olduğu durumlar ise çok daha ender görülen olaylardır. Bu son tip obsesyonlar genellikle kısa sürebilir. Analitik tablosu da biraz karmaşıktır.

 

Önce obsesyon türlerinin kısaca bir listesini gözden geçirelim:

 

1. Bedensiz varlığın insanı obsede etmesi: Her ikisinin ortak özelliği, tekamül seviyelerinin geri olmalarıdır. İnsanın toplum yaşamındaki uyumsuzluklar, kişilik problemleri, nefsinden kaynaklanan ihtirasları bir çıkış yolu bulmak istediğinde, gerekli sempatizasyon alanını yaratır ve bunu fırsat bilen bedensiz varlık da kendi tatminsizliklerinin oluşturduğu sempati alanı ile yakınlaşmayı sağlar.

 

2. İnsanın diğer insanı obsede etmesi: Şartlar birinci tip obsesyondaki gibidir. Yalnız, obsedörün de bedenli olması aradaki zihin bağının zayıf kalmasına yol açar. Buna rağmen iradî bağımlılık hemen hemen aynı şiddettedir. Obsedör öldükten sonra, eğer diğer şartlar değişmemişse, obsesif durum birinci türe uygun biçimde devam edebilir.

 

3. Bedensiz varlığın diğer bedensiz varlığı obsede etmesi: Şartlar bu durumda biraz değişiktir. Genellikle, spatyuma geçen bir varlığın içinde bulunduğu teşevvüş halinin yarattığı bir yardımcı arayışı bu tür bir sempatizasyonda en uygun ortamdır. Çok geri varlıklar arasında bu tür kollektif obsesyonlar daima vardır. Bu tür kollektif spatyum obsesyonlarında hangi varlığın obsedör olduğu kesin çizgilerle belli değildir. Adeta birbirlerine musallat olan bir varlık güruhu gibi tezahür ederler ve birlikte güç kazanarak dünyada yaşayan bir insanı obsede etmeye de çalışırlar.

 

4. İnsanın bedensiz varlığı obsede etmesi: Ancak özel şartlar altında gerçekleşebilir. Bu durumda obsedör olan insan, belirli bazı operasyonlar ile bedensizlerin bulunduğu ortama girmeye çalışır. Bunu başardıktan sonra, o ortamdaki geri bir varlığın zayıf noktasını yakalayarak üzerinde tahakküm kurar. Dünya üzerinde elde etmek istediği ne ise, buna uygun bir biçimde o varlığı kullanır. Bu tür obsesyonlara daha sonra temas edeceğiz.

 

Bu dört ana tipin dışında bir de dolaylı veya zincirleme obsesyon tipleri vardır. Bunların en sık görüleni, tahakküm gücü etkili bir bedensiz varlığın dünyadaki bir insanla irtibat kurarak önce aralarındaki bağın iyice sağlamlaşması için bir mayalanma süresi geçirmesiyle başlar. Daha sonra bu insan, ardındaki bedensiz varlığın etkisiyle, çevresindeki kişiler üzerinde obsesif bir alan yaratmaya çalışır. Başardığı takdirde, zincirleme bir obsesyon ortaya çıkar. Böylece, 1. ve 2. ana tiplerin karışımı bir olayla karşılaşırız.

 

Aslında bu zincirleme türün başlangıcı 3. ana tür biçiminde, yani önce iki varlık arasında spatyumda filizlenen obsesif bir ilişki tarzındadır. Bazı durumlarda, sonradan bedenlenerek dünyaya gelecek olan varlık için bir enkarnasyon planı hazırlanırken, obsedör varlığın da bu planda aktif bir rolü olabilir.

 

Yine aynı tür zincirleme obsesyonda, dünyada bir ömür geçiren varlık, hem obsede hem de çevresindeki insanları obsesyona sürükleyecek bir yaşam sürdükten sonra ölünce, eski esas ilişkisi tekrar 3. ana türden devam edebilir. Yalnız, bu son anlattığımız durum tarihte çok ender rastlanan olaylarda belirir ve genellikle toplumsal bir hareketi oluşturacak sonuçlar verecek niteliktedir. Ayrıca şunu da belirtelim ki, bu tür obsesyonlar üst seviyeden idareci varlıklar tarafından planlanmakta ve özel bazı kombinezonlarla gerçekleştirilmektedir. Bu sebeple, obsesyonun klasik tarifine pek uymazlar. Bu türün dış görünüş itibarıyla topluma zarar verdiği söylenebilen bir örneği, II. Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler ve çevresindekilerdir. Bu döneme ait olayların derinlemesine analizinde, dört ana tür obsesyonun birbiri ile karıştığı değişik kombinezonları bulmak mümkündür.

 

Önemli olması bakımından, burada 4. ana tür ve 4. ile 1.nin karışımı olan zincirleme türden de bahsetmek gerekecektir:

 

İnsanın bedensiz varlığı obsede etmesi, en çok büyü ile ilgili durumların başında görülür. Daha genel bir kavram ile, maji çalışmalarında (büyü yapılsın veya yapılmasın), majisyen geri sayılabilen bazı varlıklar üzerinde irade gücünü kullanmaya yönelik denemelerde bulunur. Bu varlıklar eğer insanınkinden farklı bir tekamül zincirine ait ise, evokasyon denilen celbetme işlemi veya retroposesyon denilen “huddâm edinme” çalışması söz konusudur. Bunların ne olduklarına bir başka yazımızda yer vereceğiz.

 

Maji çalışmasında, eğer üzerinde deneme yapılan varlık bedensiz geri bir insan ise, 4. ana türden obsesyon durumu belirir. Özel bir yöntem ile, beden bağını geçici olarak gevşeten, yani transa geçen majisyen, şuurlu olarak spatyum ortamına girer. Burada prensip olarak gaye, geri seviyedeki bedensiz bir insanın spatyum yaşamını çok yakından incelemek ve bu varlığın gönderilen değişik tesirler karşısındaki reaksiyonunu görmektir. Ancak, bu çalışma sırasında görülür ki, geri varlıklar kolaylıkla herhangi bir maksada uygun olarak kullanılmaya hazır bir irade gevşekliği içindedirler. Bunu farkeden majisyen, eğer yeterli bir üst seviyeye ulaşamamış ise, fırsattan istifade etmeye yeltenebilir.

 

İşte bu noktada, 4. türden kaynaklanan 1. tür bir obsesyon olayı yaratmak mümkündür. Majisyenin o geri varlığı kendi amacına uygun bir biçimde astral güçlerle şarj etmesi ile, varlık, gerilmiş yaydan fırlayan bir ok gibi yöneltildiği insana tasallut eder. Bu bir çeşit kara büyü işlemidir. Aynı zamanda, büyü yapacağı insanı da kontrol eden majisyen, kısa aralıklarla ve uygun zamanlarda o geri varlığı besleyip yönlendirerek, hedefi olan insanın sempati alanında uygun bir noktayı yakalamaya çalışır.

 

Bu işlemde hedef olan insanın sempatizasyon alanının da, güdümlü saldıran geri varlığa uygun zaaflar göstermesi işi kolaylaştırır. Eğer, hedef olan insan ileri bir tekamül seviyesinde ise, gönderilen varlık deşarj olacak bir tutanak bulamaz ve olay tersine dönüşür. Majisyen ile arasında kurulmuş sempatizasyondan faydalanarak, üzerindeki astral olumsuz tesirleri majisyene boşaltmaya çalışır. Bu durumda, korunma alanı zayıflayan majisyen de istemeden 1. türden bir obsesyona açık hale gelebilir. Zira, olumsuz tesir üreten her varlığın çevresinde olduğu gibi, bu işlemi yapan majisyenin de etrafında obsede etmeye meyyal başka varlıklar bekleşmektedir.

 

Obsesyon büyüleriyle uğraşan büyücüler, eninde sonunda obsede olmaya mahkumdurlar. Zira, bu insanlar belirli bir konuda güçlenerek yetenek kazanmış, ama ruhsal bakımdan yeterince gelişmemiş insanlardır. Hayat hikâyeleri incelendiğinde görülür ki, çoğu zaten bu işe 1. türden bir obsesyon ile bulaşmıştır. Bazıları ise 3. türden, yani spatyumda iken güçlü bir varlığın obsede etmesiyle hazırlıklı olarak dünyaya gelmiştir. Diğerleri de yaptıkları işe uygun bir sempatizasyon alanı oluşturdukları için, bu hayatlarında obsede olurlar sonunda.

 

Her zaman ikaz edildiği gibi, bu yüzden maji tehlikeli bir uğraştır ve gizli tutulması gerekmektedir. Kendini yeterince tanımayan ve her ne pahasına olursa olsun doğru yoldan şaşmama iradesini gösteremeyen kişiler maji ile uğraşacak olurlarsa, günün birinde obsesyona uğramaları kaçınılmazdır.

 

Obsede olmuş bir insanın bu durumdan kurtulması arzu edilir. Ama, obsesyonun ardındaki sebepler bilinmedikçe hiçbir müdahalede bulunmamak en doğrusudur. Zaten, eğer obsede olan şahıs bu ilişkiden şikâyet etmiyorsa, aradaki bağı koparmak imkânsız gibidir. Keza, obsesyonun başlangıç aşamalarında hiçbir şikâyet yoktur. Çünkü, bu ilişki her iki tarafın ortak bir noktada hemfikir olmasıyla başlar. Ancak ileri safhalarda, obsede olan kişide rahatsızlıklar ve zaman zaman ortaya çıkan kurtulma çırpınışları belirir.

 

Obsesyon bağını çözme yönteminde esas nokta, obsesyonun meydana gelişini hazırlayan şartları iyice inceleyip aynı izler üzerinde hareket ederek, her iki tarafın sempatize olduğu ortak alanı bulmaktır. Eğer bu alanı ister obsedör varlık üzerinde, isterseniz obsede olan kişi üzerinde çalışarak nötralize edebilirseniz, bağ kendiliğinden kopar. Yoksa, körü körüne ikna etme veya korkutma gibi ne karşılık alacağınızı bilmediğiniz yöntemlerle işe başlarsanız, kaş yapayım derken göz çıkartmanız mümkündür.

 

Çünkü, obsedör varlıklar genellikle kuru gürültüye pabuç bırakmazlar. Korkutup kaçırmak için elimizde kuvvetli bir silah olması gerekir. İkna olmaları da çok zordur. Uzun bir süre insanı uğraştırırlar. Eğer, özel bazı yöntemlerle obsedör varlığın sempatizasyon alanına girmeyi bilmiyorsanız – ki bu önceden değişik bir eğitimden geçmiş olmanızla ancak mümkündür – yapacağınız en akıllıca iş, obsede olan kişinin güvenini kazanıp yardımcı olacağınıza gerçekten inanmasını sağlamaktır. Bu da lafla olmaz, içinizden bu duyguyu kuvvetle ve kendinizi aldatmadan duymanız gerekmektedir. Gerçek sevgi kavramını anlamış olanlar bunu yapabilirler. Bazı ruhsal şifacılar, sürekli irtibat halinde oldukları varlıklara sorarak obsesyon olayına müdahale edip etmeyeceklerini öğrenirler. Yardımcı diğer bir yöntem de, kendi çıkarınızı hiç düşünmeden obsede olan kişinin iyiliği için yüksek varlıkların yardımını çağıran duadır. Duayı obsedör varlık için de yapabilirsiniz, ama bu bazı sakıncalar doğurması bakımından tavsiye edilmez. Çünkü, dua da bir tür sempatizasyon alanı yaratmaktır.

 

 

Arkadaşım google'de aramak iki dakikanı almazdı şahsen benim almadı ne mutlu birşeyler kazandırabildiysem...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bedenin dışında bize etki eden gene biziz. Bizim kendi iznimiz olmadan, yani ruhsal enerjiyi temsil eden öz varlık olmadan o bedene herhangi bir başka varlığın müdahale etmesi mümkün değildir. Asıl sahibi odur ve onun izni olmadan hiçbir şey yapılmaz. Denebilir ki ruhçulukta bir obsesyon olayı var. Ama bu demek değildir ki, o varlığın izni ve rızası olmadan, böyle bir epröve muhtaç olup olmadığını bilmeden bu iş olmuştur. O eprövü o varlık kendisi ister. Buna muhtaç olduğunu bilir. Bundan elde edeceği birtakım sonuçlar ve ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, bu tarzda bir mizansenin kendi varlığı üzerinde oynanmasına izin verir. O tecrübeyi yaşayacaktır, çünkü oradan elde edeceği birçok haller vardır. Bunları anlaması, niteliklerini kavraması, idrake kavuşması lazım. Obsesif bir olayda bir başka varlık, sizin izniniz ve rızanız ile, sizin irade beyanınızla sizin üzerinizde, kendisine ait olmayan bir organizma üzerinde birtakım tasarruflara gidiyor. Düşüncesini bozuyor. Hareketlerine hakim olarak engellemeye çalışıyor. Elini kaldırtmıyor, yolda düşürüyor, diline kekemelik getiriyor, halüsinasyonlar gördürmeye çalışıyor. İç ve dış organlarına rahatsızlık veriyor vs. Bir tasarruf hali var. Bunlar gene o varlık müsaade ettiği için olmaktadır.

Bu olaylar acaba o insana bir zulüm mü? Bir ödeşme mi oluyor, falan zamanda yanlış hareketler yaptı, bunun bedeli olmak üzere de obsesif bir durum yaşayarak bunun acısını çekecek. Hayır, kesinlikle değil. Bu şekilde o varlık kendi bedeni üzerinde bir başka etkinin nasıl olduğunun farkına varmaya başlıyor. Çünkü bizzat kendisi laboratuvar haline geliyor. “Benim üzerimde bunu dene, bakayım neler oluyor, ben bunu göreyim“ diyor. Ve böylece çok büyük bilgiler elde etmeye başlıyor. Yani bir başka varlık, diğer bir varlığa nasıl tasarruf edebilir? Onun üzerinde iradeyi nasıl yavaş yavaş ortadan kaldırabilir? Heyecanlar nasıl ortadan kalkıyor, duyu akışları ne hale geliyor ve yabancılaşma nasıl oluyor, bütün bunları öğrene öğrene madde üzerinde kontrol mekanizmalarının nasıl çalıştığının farkına varmaya başlıyor. Dış görünüşte tıbba göre düşünürsek zavallı çıldırmıştır, delirmiştir. Ya manyaktır, ya psikoza girmiştir. Tıp öyle söylemekte haklıdır, çünkü başka bilgisi yok. O şekilde söyleyecektir. Doktor öyle tanımlıyor. Ama asıl ruh varlığına bunu sorarsanız hiç birimiz gibi tanımlamaz.

İnsandan insana, varlıktan varlığa, ruhtan ruha aktarılan etkiler vardır. En büyük etki, kendi planlarımızdan bize sürekli gelen etkilerdir. Hiçbir ruh varlığı yoktan var edilmemiş, elbette ki onların bir dünyevi anası babası, bir de gerçek bir planı, mensup olduğu yüce bir ruhsal ailesi vardır. O ailenin kozmik yapı içerisinde bir vazifesi vardır, bir işlevi vardır. O aile idare planlarının hizmetinde olan birimlerdir, hücrelerdir. Demek ki hepimiz kendi ana hücremize, dolayısıyla ailemize, dolayısıyla planımıza, plan da en yüksek idare sistemine sebep netice bağları içerisinde büyük zincir halkaları halinde yukarıya kadar bağlıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O hastalıkla buradaki obsesyon durumu farklı. Burada anlatılmak istenen paranormal varlıkların kişiye olan etkileri.Yani onların kontrolüne geçmesi durumumu bir nevi kişinin. Senin durumun farklı doğru olanı yapıp doktor yardımı alıyorsun buna da devam etmelisin. Ama varlıklar-silüetler görüyorum vs diyorsan durum değişir :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

elemantallerle çalışmat tuhaftır. Hiç bir şey yoktan var edilemez. Bu durumda yaratmak diye bir şey olmayacağından sıkıntı yok günah kısmında :) Benim kişisel görüşüm de yaratılmadığı doğrultusunda. Benim için derin konsantrasyon sayesinde iletişim kurma bir nevi.Düşük enerjili varlıklardır elemantaller de. Ama tabiyiki bu varlıkların bu şekilde yaratıldığı anlatılır söylenir.Buna bir şey diyemem bu benim kişisel fikrimdir. Ama bunlarla uğraşmaya başlarsan işte o zaman gerçek manada , daha doğrusu bizim dediğimiz manada bir obsesyon durumu yaşaman söz konusu olabilir.

 

Sen yine de inancında ara günah mı değil mi sorusunun cevabını. İnanç konusunda insanları yönlendirmekten hoşlanmam.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Benim varlıklarla sempatizasyon alanım her zaman oluşuyor.

Bu önüne geçemediğim bir sevgi ve meraktandır.

Hal böyle olunca da iki türlüsünü de deneyimledim.

 

Yani hem varlık obsesyonuna maruz kaldım,

hem de varlıkları zaman zaman da olsa obsede ettim.

 

Bu konuda diyebileceğim birkaç şey var:

- Bu obsesyonların süresi geçicidir.

Siz enerjinizi yükselttikçe veya sizden sıkıldıkça

veya başka nedenlerle sizi terkederler.

 

Varlık obsede etme olayının ne kadar süreceği de majisyene kalmış.

Çoğu zaman sıkıldığımdan veya işime yaramadıklarından dolayı

onları kendi hallerine bırakırım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer insan yaşamında doğru yolu tutmuş ve iyi niyetle hareket etmişse henüz gelişmemiş bir varlığı cezbetmeyecek, kendinin ve insanlığın yararına olan görevleri gerçekleştirmesine zemin hazırlayacak uygun bir varlıkla temas kuracaktır.

Eğer tesirler doğrudan doğruya ruh varlığından geliyorsa bu ayrı bir konudur. Bu tür kötü tesirler karşısında insanlar da doktorlar da aciz kalırlar. Aslına bakarsanız bunlar tesir değil, varlığın doğasından gelen iradi hareketlerdir.

Kötülük eğiliminden sadece söz edip geçemeyiz. Bilinmelidir ki kötü bir kimsenin içinde herkes gibi daha yüksek bir düzeye çıkma eğilimi de vardır. Ona sevgiyle yol gösterilmesi gerekir, cezalandırılıp aşağılanması değil. Bir insanın ceza ve yaptırımlardan korktuğu için suç işlemiyor olması aslında bir gelişme değildir, gerçek gelişme ve değişim ancak mental düzeyde gerçekleşir.

Akıl hastalıkları ise sıklıkla organların gelişmesi sırasında oluşan bir hatadan kaynaklanır. Eğer beyin uygun şekilde gelişmemişse, ruh varlıklarının en sağlıklısı bile iradesini uygulayamaz, çünkü uyarılar yeterince güçlü bir şekilde cana ulaştırılamaz, can da kusurlu bir beynin etkisi altındaki organları aktive edemez. Şunu da belirtelim ki hasta şekilde enkarne olan hiçbir ruh varlığı yoktur. Öte alemde hastalık, anormallik diye bir şey yoktur, sadece az evrimleşmiş ve çok evrimleşmiş ruhlar vardır. Demek ki, akıl hastası diye bilinen bir kimsede tamamiyle sağlıklı ruhsal bir varlık bulunmaktadır.

Tıbbın akıl hastası olduğunu söylediği kişilerin aslında normal şekilde gelişmiş bir beyni olabilir. Elbette bu sadece ölümden sonra teşhis edilebilir. Burada esrarlı bir olayla karşı karşıyayız, ama akıl hastalıklarının temelinde yabancı tesirlerin bulunabileceğini kabul edecek cesarete sahip değiliz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...