Jump to content

Psikolojik savaş


trooper

Önerilen Mesajlar

Konu: Psikolojik harp (!)

1.Bölüm

I.Bölüm

 

Psikolojik harp; bir kişinin veya bir insan gurubunun davranış, düşünce ve duygularını kontrol etmek, değiştirmek veya yönlendirmek, onları yılgınlığa ve umutsuzluğa sürüklemek için örtülü bir şekilde hedef kişi veya topluluğa, onların farkına varamayacağı bir şekilde (üstü kapalı olarak) tatbik edilen tüm yöntemlere verilen addır.

 

Burada “yılgınlığa ve umutsuzluğa sürüklemek maksadıyla” ve “hedefin farkına varamayacağı şekilde” olması, üzerinde durulması gereken iki önemli noktadır. Tanımda da söylediğimiz gibi; psikolojik harp, normal harpten farklı olarak örtülü bir şekilde yani başka kılıflara sokulmuş biçimde yapılır.

 

Psikolojik savaşın örtülü olmasının nedeni, insanların bilinçaltını (alt beyin) hedefliyor olmasındandır.

 

Psikolojik harp teknikleri üst bilinci değil, alt bilinci hedeflediklerinden, siz farkında olmadan bilinçaltınız, verilmek istenen asıl örtülü mesajı algılar ve bu örtülü mesajlar uzun vadede davranışlarınızı, fikirlerinizi, duygularınızı etkiler ve yönlendirir. Bu sayede psikolojik savaş tekniğini uygulayanlar da amacına ulaşmış olurlar.

 

Psikolojik harp; yazılı ve görsel basın, internet, sinema filmleri ve kitaplar gibi araçlarla uygulanır. Örneğin; CIA’nın birçok paravan yayınevi, film şirketi, radyo istasyonu ve TV kanalı kurduğu biliniyor.

 

Bakın bu konuda Atilla Akar, “Derin Dünya Devleti” isimli kitabında ne diyor: “CFR, CIA ve onların kontrolündeki vakıflar aracılığıyla finanse edilen ya da ‘gizli bordrolar’ından maaş alan bazı yazarlar, ‘sipariş üzerine’ ürünler vermektedirler. ‘Derin dünya’nın bu kadrolu yazarları, özellikle CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon gibi örgütlerin stratejisi doğrultusunda ürünler verirler. Böylelikle gelecekteki derin dünya manevraları için uygun bir entelektüel ortamın yaratılmasına katkıda bulunurlar. Birçok üçüncü dünya aydını da bunlara ‘tav’ olur.”

 

Ayrıca Frances Stonor Saunders de “Kültürel Soğuk Savaş: CIA, Sanat Dünyası ve Edebiyat” adlı kitabında CIA ile aydınlar, yazarlar, akademisyenler, sanatçılar, şairler ve müzisyenler arasındaki ilişkilere değiniyor. Saunders, CIA’nın finanse ettiği kitaplar arasında, George Orwell’ın “1984” ve “Hayvan Çiftliği” kitaplarını gösteriyor.

 

CIA’nın devletler aracılığıyla 87 ülkede sinemaya büyük yatırım yaptığı kaydediliyor. Bunların yanında Samuel P.Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” kitabının CIA tarafından ortaya konulduğu ifade ediliyor. 11 Eylül’de gerçekleşti-rilen İkiz Kuleler’e yönelik saldırılardan sonra CIA ve Pentagon’un sinema sanayiine yön verme, hatta ortak projeler üretme gayretlerinde de bir artış göze çarpıyor.

 

Think-tank kuruluşları ise bünyelerinde fütüro-loglar barındırıyor ve burada özellikle dünyanın geleceğine ve ABD’nin alacağı konuma ilişkin muhtelif senaryolar üretiliyor. Şu anda ise bilim adamları, Hollywood senarist ve yapımcılarıyla ortak savaş projeleri tasarlıyor. Esinlendikleri kurum ise İkinci Dünya Savaşı’nda kurulan “Enformasyon Bürosu”.

 

Mesela, yönetmenliğini Phil Alden Robinson’un yaptığı “The Sum of All Fears (En Büyük Korku)”, doğrudan CIA desteği alan bir film olarak tanınıyor. Film, şu anda muhtemel nükleer terörizm kabusuyla yaşayan dünyada bir “nükleer terörist saldırı tehdidi” üzerine kurulmuş ve tabi bu saldırı, CIA ajanlarının gayretiyle önleniyor.

 

CIA’nın bu filmi desteklemesinin nedeni; bu korkuyu diri tutarak toplumdan “terörizmle mücadele”de destek almak. Film, tam da bu korkuları bir daha hatırlatmak üzerine oluşturulmuştu adeta. Zaten 11 Eylül sonrası Hollywood’un savaş, nükleer tehdit ve terörizm konulu filmlerinin senaryoları, CIA ajanlarıyla birlikte hazırlanmış.

 

 

 

2.Bölüm

II.Bölüm

 

Başka bir örnek de, “Yüzüklerin Efendisi / Yüzük Kardeşliği” filmi. Burada asıl ilginç olan, romanı CFR’nin İngiltere’deki karşılığı olan “Chatham House” tarafından J.R.R Tolkien’e ısmarlanmış olması. Kitabın ilk basımı ise 1950’lerin ortası.

 

Ancak 1990’larda ilk olarak popülerleştiriliyor. O 1990’lar ki küreselleşmenin de patladığı yıllar. (J.K. Rowling’in Harry Potter’ı, Ursula K.Leguin’in “Yerdeniz”i gibi “Yüzüklerin Efendisi” de metafizik, mistik bir dünya görüşünü özellikle çocuklara ve gençlere aşılıyor.) Bu filmler ya da romanlar aslında Iluminati, Gül-Haç gibi örgütlerin felsefesinden esintiler taşıyor. Hepsi de okültizmin propagandası niteliğinde.

 

Hatta seçtikleri imgeler bile bunlara denk düşüyor: “Yüzük Kardeşliği” (Mason kardeşliği), Yüzük (halka/çember), “Felsefe Taşı”, gizli güçler vb... Sanki hepsi seküler bir dünyanın yerini alacak yeni dinin (tek dünya dini) ideolojik alt yapısını hazırlamak üzere kurgulanmış. Bütün bunlar ise “Derin Dünya! ”nın gizli doktrinine denk düşen şeyler.

 

Bu konuyla ilgili üzerinde durmak istediğim iki güncel olay var. Bunlardan biri, hatırlarsanız birkaç ay önce Amerikan televizyonları, Irak'ta bir cami içinde Amerikan askerleri tarafından acımasızca öldürülen yaralı bir Iraklı direnişçinin görüntülerini bütün dünyaya izlettiler...

 

Sizce de bunda bir gariplik yok mu?.. Bu insanlık dışı barbarlığı yapan, ABD ordusu. Bu barbarlığa dair görüntüleri çeken ve tüm dünyaya izlettiren de Amerikan televizyonları. Hani o, sahipleri yahudi olan ve ABD yönetimindeki "şahinler"in tüm emperyalist politikalarının en büyük destekçisi olan televizyonlar...

 

İşte bu olayda "reklamın iyisi kötüsü olmaz" mantığıyla oldukça başarılı bir psikolojik harp tekniği uygulanmıştır."Biz o kadar acımasızız ki, önümüzde hiçbir güç duramaz" şeklindeki gözdağı mesajı,bu görüntülerle örtülü olarak, Iraklı direnişçilere ve tüm dünyaya gönderilmiştir ve bu mesaj da tüm insanların bilinçaltına (bir daha silinmemek üzere) kazınmıştır.

 

Psikolojik harp teknikleriyle, bilinçaltının hedeflenmesinin bir nedeni de, bilinçaltına yerleşen bilgilerin bir daha silinmemesidir. Yani siz farkında olmadan bilinçaltınıza yerleşen bir takım örtülü mesajlar, beyninizde öyle bir yer eder ki, ömür boyu davranış ve düşüncelerinize yönlendirici bir etki yapar.

 

 

 

3.Bölüm

III.Bölüm

 

Psikolojik harbi destekleyenler yalnızca istihbarat servisleri ve devletler arası resmi oluşumlar değildir. Asıl tehdit misyoner localarından ve gizli oluşumlardan gelmektedir. Örneğin biz TSK İstihbarat Daire Başkanlığı olarak Türkiye üzerine oynanan 1 milyar dolar destekli psikolojik harbin bir ayağını ortaya çıkardık ve durumu başbakanlığa bildirdik. Bu sadece bizim tespit edebildiğimiz kısmı, bir de buzdağının görünmeyen kısmı var.

 

Ben bu konuda birkaç örnek vermek istiyorum ki; bu tip yazılar ve resimler gördüklerinde gençlerin gözü açık olsun. Türkiye üzerine oynanan oyunun bir ayağı olan “yılgınlık ve bezginlik yaratma” açıkçası neredeyse tuttu.

 

Bunu yaratmak için medyada bir takım kalemleri satın aldılar. “Burası Türkiye” lafını yaratanlar da bunlardır. Gazetelerde Türkiye’yi diğer bir takım ülkelerle kıyaslarlar. Kıyaslanan ülke adeta cennet mekanı gibi gösterilir ve Türkiye için de “Burası Türkiye”, “Bir de Bize Bakın” gibi ibareler kullanılır ve lütfen dikkat edin; altını çizerek söylüyorum ki bu ibareler “kırmızı” renkle belirtilir.

 

Çünkü bu doğrudan “alt beyine” uyarı gönderir. Haber son derece sıradan gibidir ama hiç farkında olmaksızın ülkenize olan saygınızın bir kısmını kaybedersiniz. Bir de hatırlarsanız Yunanistan’ın şampiyonluğundan sonra bir grup Türk taksimde kutlama yaptı, ellerinde Yunan bayraklarıyla.

 

Ertesi günü Hürriyet gazetesinde ilginç bir fotoğraf vardı. İki üç kişinin ellerinde Türk bayrağı, birkaç kişinin ellerinde de Yunan bayrakları vardı. Asıl ilginç olan ise şuydu: bunların arkasında bir gencin elinde Trabzonspor bayrağı vardı. Bunu fark etmek çok zor; çünkü bu psikolojik harp.

 

Amaç ise alt beyne Büyük Yunanistan ideali-Pontus Rum vurgusu yapmak. Biz elbette bu fotoğrafı özel olarak hazırlatan ve yayınlatanları da biliyoruz. Bunu kanıtladık ve Başbakanlığı uyardık. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu harp bizi çok rahatsız ediyor. Çünkü karşınızda eli silahlı kuvvetler yok.

 

Psikolojik harbe karşı silahlı mücadelede bulunamazsınız. Bu harpler ülkeden ülkeye çeşitlilik gösterir. Açık söylemeliyim ki Türkiye için bu harbi 100 sene sürdürmek,eğer önlem alınmazsa, ülkeyi parçalamak için yeterlidir. Benim araştırmalarıma göre harbin 42. yılındayız.

 

2002 yılında tehdit öylesine büyümüştü ki, TSK İstihbarat Daire Başkanlığı faaliyetlerini artırmak zorunda kaldı.

 

Bu harp, göğüs göğse harpten hem ucuzdur hem de daha etkilidir. Siz daha ne olduğunu anlamadan vatan elinizden gider.bu noktada gençlere çok ağır bir sorumluluk düşüyor. Dikkat edin; psikolojik harp, bir milleti ayakta tutan üç önemli güç üzerine yapılır: Dil, Din, Tarih.

 

Dilinize yabancı kelimelerin girmesine izin vermeyin, Türkçe karşılıklarını kullanmaya özen gösterin. Tarihinizi çok iyi öğrenin, yapmadığınız şeyler için bedel ödemek zorunda kalmayın. Bu ülke sizlere emanet, gözünüzü açık tutun; çünkü onlar her yerde.

 

 

 

Coşkun Başbuğ

 

Kd.İstihbarat Binbaşı

 

TSK.İsth.Daire Başk.

 

Kaynak Site:http://www.turkkod.org/printer_frien...s.asp?TID=2060

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...