Jump to content

Sarıl Bana / Lila'ya Mektuplar I


luciin

Önerilen Mesajlar

Sarıl Bana / Lila'ya Mektuplar I

 

bir rüzgâr anımsatır kokusunu,

bir rüzgâr;

ellerime Lila'nın nefesi değer.

hissizce seyreder yok oluşumu;

Lila, o soğuk kayalara benzer...

 

bûsesi kanar soğuk ışıkla,

saflığı bir kız çocuğunun yüreğinde esmer..

ne olur pencereni aç Lila!

bakarsın kanatsız bir martı,

o bembeyaz yatağına düşer.

yahut ataletli bir yürek atışı;

gözlerini gözlerimden kaçırıp korkuyla,

bu mumdan bebek,

bu camdan patikler,

ellerin gibi kırılgan bu çini vazo...

hissizliğin gözlerine incecik

damla damla düştüğü vakitler...

 

dudaklarını Lila, dudaklarım ısıtacak.

mürekkeple yazdığını,

kalbim bûsenle unutacak..

 

sarı odalarda bu dar adımlar Lila,

ve siyah korkular;

yüreğinde, tüm çığlıklarıyla...

örtün Lila, pencerenden bahâr giriyor..

sevdâya karşı,

yüreğin bitiyor, bitiyor...

Lila, yüreğin rehin korkulara.

umutlar da bir köşede can veriyor.

 

hayır, pencereni açma!

hayır, lambaları yakma!

anlamıyorsan yüreğimi,

boşver, kalsın, anlama!

bu limanda kağıttan kayıklar

ve suya batan ellerin Lila,

kağıttan kayıklar, yüzmez sularda..

 

örtün Lila, odan gittikça aydınlanıyor..

yüreğinde kargaşa artıyor, artıyor...

 

kayıklar batacak Lila,

bak, bu deniz'in sesi:

'atla, atla, atla...'

deniz'in senden başka

yok hiç kimsesi;

anla, anla, anla...

 

kabukların var ya Lila,

sığınağını göğsünde taşıyısın var ya..

gezişin sevdâyı parmak uçlarınla..

içimdeki sessiz bu öfke,

öpmezsem beni yakacak..

sen korkuyla ufuklara bakarken..

gözlerin, kahverengi bir tül gibi uzanırken boşluğa,

son kez çaresizce yalvararak

teslim olacağım aşk celladına..

seninse dudaklarında o aynı kelime:

'seviyorum; ama, ama, ama...'

 

anlatsam mı?

hiç konuşmasam mı?

sussam mı?

ya da dudaklarını öpmesem?

yaşamak bir cehennemse koynunda

Lila, yanmak...

 

küllerime savurdun be boşluğa,

sevdim sanarak! ! !

 

Lila, ağlasam mı?

mehtâba küskün bu sarı yüz,

en keskin bıçakların kanattığı..

hani sevdâdan çarpılma.

bir ölünün kalbinden alıntı

mehtâba küskün bu sarı yüz..

 

affet! ...

bu incecik gönül taşımıyor sevdâyı..

kurşun, köpüğe işlemiyor.

dokunma ne olur yaralarıma!

merhem olma acılarıma!

ne ben boynu bükük bir dervişim,

ne dudakların dudaklarıma bir sadaka...

...

hayır, Lila, anlama beni;

ve boşver, anlamaya da çalışma!

hayır, söndür tüm ışıkları,

Lila, sakın lambaları yakma!

 

umarsız, çaresiz..

yastığına gizlediğin sırlar gibi sessiz...

haydi bana haykır şimdi,

yastığının yastık olmadığını..

siyahın hiç siyah olmadığını..

sevdânın günâh olmadığını..

haydi bana şimdi haykır;

seni hiç anlayamadığımı...

 

haydi bana sarıl şimdi!

ne olur asıl şimdi!

gönlümüz, gönlümüze esir şimdi..

birbirimizden uzak hergün asır şimdi..

sevdâ başucumuzda dolaşır şimdi..

seni seviyorum de bana,

al koynuna asıl şimdi!

yüreğimdeki hüzün dağlara bedel;

gözümden yaşları sil şimdi!

gönlüm, ben hiç sevmem derken,

bir ceylan bakışlıya esir şimdi!

bir çiğ tanesi gibi her sabah erken,

bas beni bağrına, kalbim senindir şimdi!

seni seviyorum de bana,

öp dudaklarımı asıl şimdi! ...

 

......

 

yıldızlar da bitiyor...

ay, dökülüyor parmakuçlarıma..

ay, bir sahra çölüne düşüyor;

ay, İstanbul'a...

uzaklardan bir at sesi geliyor.

sevdânın ölümcül yamaçlarında,

kalbim eriyor, eriyor..

 

Lila, kalbime birşeyler oluyor!

rûhum delice şeyler istiyor!

aklım imkansızı istiyor!

günâh dolu beyazı istiyor!

Lila, kalbime birşeyler oluyor...

 

mâsûm ve utangaç...

küçük bir kızın sevdâ oyunu.

o sevilmeye muhtaç;

bense sevmeye onu...

 

ahhh Lila.. gönlümün maralı! ..

ve ceylan bakışlım..

ve dostum, yârânım, yârım

benim kalbi yaralı;

gazalım, sebeb-i varım.

 

mâsûm ve utangaç...

bilse o zalım, bilse o zalım..

ne rujlu bir dudak;

ne de boyalı saç..

güzellik hep Lila'nın..

 

mâsûm ve utangaç...

 

bir gül dalı mı yoksa selvi mi;

yahut çöle düşen bir yağmur mu adın?

Leyla mı, Aslı mı, Zühre mi, Şirin mi?

Züleyhâ'sı mı Yusuf'un,

Sara'sı mı Musa'nın?

yoksa bir sevdâ seli mi;

gökyüzünü boyadığın?

 

gecelerin kızı, ey mâh-ı didârım..

bir efsürde-dil..

can yakan gönül..

afet-i devran!

ey katre-i aşk..

ey bunalan gökyüzü..

ey siyah perçemli cihân!

ey günaha çağıran masum,

ey can veren ölüm,

ey hüsn ve iffet,

ey sevda hırsızı,

ey yaşam pınarı,

ey gecenin matemi,

sevda bakışlım,

derdim, sevincim, hüznüm..

sebeb eyyyyy! ...

 

bir sükut ki anla bin âh'a bedel..

bir sevdâ ki,

hiç karşılıksız, umarsız..

değişmem hiç birşeye gülümsemeni;

ne olur gel, gel! ..

bakarsın bulamazsın gün gelir beni;

bu çiçek de karlara düşer..

gün gelir sevdiğinin bedeni,

ıssız bir mezara düşer..

 

yarın belki de geçtir ne olur şimdi! ..

sarıl bana ne olur asıl şimdi! ..

 

Luciin, 2003

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...