Günün Sözü

Degerini bilki degerin bilinsin

Göstergenin işe yaramadiği el gibisin ne okeysin ne de sahtesi

Karanlığın sızdığını görüyor musun çatlaklarımdan? Tutamıyorum içimde. Tutamıyorum içimde hayatımı… Kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum. Ve incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum. Hepsini ayrı ayrı istiyordum incirlerin ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti. Ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararmaya başlıyor ve birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı.

Sylvia Plath

Hayat, satrancın aksine şah mattan sonra da devam eder.

"İnsan beyni onu anlayabilecegimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu anlayamayacak kadar aptal olurduk" -Jostein Gaarder

Her büyünün bir bedeli vardır. İyi veya kötü olması fark etmez, Mutlaka ödemek zorundasın.

- Rumplestilskin / Mr. Gold / Dark One.

Şu Karşıki Dağda Kar Var Duman Yok

Benim Sevdiceğim de Din Var İman Yok...

Eğer bir aptala laf anlatmaya çalışırsan, dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini zanneder.

-Gandi

Yaz yağmuru gibi güzel,

toprağa kokunu veren sensin.

Bahçemdeki en güzel kadınım sensin.

Dem bu demdir, dem bu dem.

"bilirsin. sadece sen bilirsin. aynı çukurdan çıktığımızı. az yada çok. bir tek sen bilirsin. leoparın pençeleri ikimizin de boğazında."

Emrah Serbes'in yeni kitabından birkaç cümle, kendi yazım ve noktalama işaretleriyle. Değiştirilmeden. Belki yaşadıklarıma benzettiğim için vurdu bana. Burada paylaşmak isteyecek kadar. Içinde kendimden ve yaşadıklarımdan bir parça bir şeyler bulamadığım hiçbir şeyi sevemiyorum zaten.

yarınlar hep güzel olur.

Bir kadını unutmanın tek yolu onu edebiyata çevirmektir.

"Peace, Love, Emphaty!"

Bir kadın güzelse kork. Güzel ve yalnızsa daha çok kork. Güzel, yalnız ve kırılmışsa hemen ölü taklidi yap. - J.W

'' The Heart is a Lonely Hunter ''

"...Birisi konuştuğunda dinle, ve onu gerçekten de dinle. Sadece onu nasıl tekrar edeceğini düşünmeyi bırak..."

You can't eat your cake and have it, too.

Her yaraya merhem sürülür. Fakat her yara aynı merhemle kapanmaz. Cevremizdeki insanlar bunun ne demek olduğunu asla bütünüyle anlayamayacaklar. Anlasalardı, "biz" olmazdık.

"Asla unutma ki, üzerinde bulunan silah, en düşük fiyat veren firma tarafından yapılmıştır."

Herkesin aşağısı da vardır, yukarısı da...

"We do not seek power through the suffering of others, nor accept that personal benefit can be derived only by denial to another."