Jump to content

Yalnızlık


Kinyas

Önerilen Mesajlar

Sosyal psikologlar yalnızlığı, yalnız olma şeklinde değil, kendini yalnız hissetme anlamında kavramsallaştırmaktadır. Herhangi bir kişinin, yaşamının belirli bir anında ve belirli bir süre isteyerek diğer insanlardan uzaklaşması türündeki soyutlanmalar, bu tanıma dahil değildir.

 

Yalnızlık istenmeyen, fakat acı veren bir sübjektif yaşantıdır. Bu çerçevede iki tür yalnızlık ayırdedilebilir. Birincisi, kişinin, diğer insanlarla çevrelenmiş olmakla birlikte, kendisi ile diğerleri arasında aşılmaz bir uçurum görmesine dayanan 'varoluşsal yalnızlık'tır, bu yalnızlık, ölüm ve yaşam karşısında duyulan derin ve başkaları tarafından yok edilemeyen kaygıyla sıkıdan ilişkili bir yalnızlıktır.

 

Diğeri, kişinin, sosyal ilişkilerini nicelik ve nitelik bakımından yeterli görmemesi halinde hissettiği 'kişilerarası yalnızlık'tır; bu yalnızlık, kişinin belirli bir süre içinde diğerleriyle arzu ettiği düzeyde ilişki kuramamast ve bu bakımdan kendini kapasitesiz, yeteneksiz veya beceriksiz görmesi halinde hissettiği yalnızlıktır.

 

Ayrıca bir kişinin, diğerleriyle özel, mahrem ilişkiler kuramaması halinde hissettiği 'duygusal yalnızlık' ve diğerleri tarafından reddedilme, istenmeme, itilme ve bir gruba ait olmama duygularının eşlik ettiği 'sosyal yalnızlık'tan söz edilebilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca bir kişinin, diğerleriyle özel, mahrem ilişkiler kuramaması halinde hissettiği 'duygusal yalnızlık' ve diğerleri tarafından reddedilme, istenmeme, itilme ve bir gruba ait olmama duygularının eşlik ettiği 'sosyal yalnızlık'tan söz edilebilir.

sanki biraz beni anlatıyo :)

Ahmet Altan'ın bir sözü geldi aklıma

'Yanımda kimse olmadığından değil,yanlız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığından yanlızım ben'

teşekkürler

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

malesef yalnız geliyoruz dünyaya ve yalnız göçüyoruz. arada hayatımızdan insanlar ve başka hayatlar geçiyor , şanslı olanlarımız hayatlarının sonunda yalnızlık çekmeden ölüyorlar. büyük çoğunluğumuz ise etrafımızdaki onca insana rağmen kendimizi yalnızlığa hapsedip ölümü bekliyoruz.

 

ve yalnızlığın yukarı da da bahsedilen duygusal boyutu da çok ic acıtıcı. çünkü kendi kendimize yetebilsek de yanımızda birisine ihtiyaç duyuyoruz. sevgisiz kaldığımızda susuz kalmış çiçek gibi yavaş yavaş kurumaya başlıyoruz. içimizden dışımzıa doğru bir kuruma ve çürüme başlıyor.

 

sözün özü ; yalnızlık ömür boyu ama yalnız da olmuyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Budizm felsefesinde tamamen nötr olmak vardır.. Mutluluk veren şeylere kapılmak sonunda karşıtı olan acıyı getirir. bu konuda sanırım toplumsal yaşamdaki bağımlılıklarımızdan kurtulduğumuz an o esaretlerimizden yani, bağımsızlığa ve evrenle bir bütün de varolmayı yaşarız. yalnızlık düşük bilinç seviyesinde yaşadığımız bi süreçtir ki amacımız o bilinç seviyesinden kurtulmak.. zaten kaldıki o duygu olmasa bazı gerçekleri arama sürecini başlatmayız. İnsanlar hızla akan yaşam nehrinin yanın da kendilerine küçük birer havuz kazarlar ve orada kokuşup yokolmayı seçerler. bir yerde okumuştum ve sanırım yalnızlığımızda bundan olsa gerek. o yaşam nehriyle okyanus a ulaşabilme yetisini gösteremediğimize inanıyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...