Ozanın Şarkısı (Kuzey Kıtalar Efsaneleri 1. Kitap)

http://aycu13.webshots.com/image/26372/2000908869148108061_rs.jpg

Tanrılar şarkılarını söylediler ve bir dünya yarattılar. Büyülü çalgıları ve ölümcül sesleriyle hayatlarından bir parça vererek onu şekillendirdiler. Bakışları ve nefesleriyle ona hayat verdiler. Ağlayarak ve gülerek ona nasıl yaşanacağını söylediler. Aldatarak ve severek ona hissetmeyi öğrettiler. Yaşayan bir dünya yarattılar ve adını İmr’Quaril koydular, tanrıların lisanında bu “Kuzey Kıtalar” demekti. İnsanlar ona böyle seslenecekti. Bir dünya yaratılmış ve yeni bir oyun başlamıştı artık…

Geçmişin gizemli büyücüleri dolaşır o topraklarda. Kiralan adasının elementlere hükmeden büyücüleri.. Beş kulenin gizemini taşıyanlar..Ateşe ve zehre, toprağa ve değişime, suya ve zihne, rüzgara ve yıldırıma ve tabii ki tüme hükmedenler. Diğer tarafta ise karanlığın ardındaki gözler izler onları. Rün taşlarının karanlık büyüsünü kullananlardır onlar. Rün Efendileri diye bilinirler ve Ulu Orman saklar onları.

Kıtaların kayıp tanrısı Nemilar’ın sesini duyar onun izleyenleri. Rahiplerin sessizliği bilgeliklerinden gelir. Yaşamları tanrılarını aramak ve kıtaları iyileştirmek içindir. Kutsal günü bekleyenler de denir onlara. Adaletin kılıcı ise Arbex izleyenlerinin elindedir. Beyaz Kale’de onur ve erdemle yetiştirilirler. Işığın parlaklığı onların üzerlerinde dolanır. Şerle dolu isimleri almazlar dudaklarına.

Efsanelerle doludur kıtaların toprakları. Bunları anlatacak ozanların elleri yetenekli, sesleri ise büyüseldir. Doğanın sesini duyanlar gezinir bu topraklarda. Onun ruhunu gören yaşamını hissedenler uyur ormanların koynunda…

İşte bu hikâye de gezgin bir ozanın şarkısıdır aslında. Bir efsane, bir gizemli yolculuktur bu şarkı. Anlatılması gereken bir olay, dinlenmesi gereken bir hikayedir.. Bir Kiralan Büyücüsünün yollara çıkması ve kaderine doğru ilerlemesiyle ilgilidir hikâye. Toprağın kokusunu taşır bu kadın. Değişime hükmeder. Bir yarı-kanın geçmişiyle olan savaşıdır anlatılan. Ormankişileri ve insanların kanı dolanır onun vücudunda. Gözbebekleri yaprağın şeklini taşır. Kılıcının parlaklığını takip eden bir izleyenle ilgilidir efsane. Aşkı zamansız bulmasıyla ve ona sıkıca sarılmaya çalışmasıyla ilgilidir. İyiliğin ışıltılı patikasında yürür bu adam. Genç bir druidin serüvene atılmasını anlatır şarkı. Hayatın içindeki sürprizler ve karmaşayla tanışacaktır bu kız. Yolların kesişmesini ve fedakârlığı anlatır bu hikâye. Efsanelerde adı geçen bir buzermişinin kayıp gözyaşıyla ilgilidir ozanın şarkısı. Adice ondan alınan ve bunun için onu köleleştiren bir gözyaşını arar bu insanlar. Yollar çok uzundur ve çetrefilli. Zaman yolculara müsamaha göstermez. Kum akmaya devam edecektir. Bu insanların adımları kıtalarda gezinecek, gözleri kayıp olanı arayacaktır…

Yazar: Göktuğ Canbaba

Yayınevi: Ankira Yayıncılık

Bana kalırsa bir Türk yazarın elinden çıkan en iyi fantastik edebiyat örneği.Kaçırmamanızı tavsiye ederim,en kısa zamanda bir tane edineceğim...

bu kitaba adından dolayı bir antipati duyuyordum aslında... Bard's Song'u Türkçeleştirip kitap adı yapmış diye... Adını başka bir şey koyabilirlerdi. Tabi Blind Guardian'dan ilham aldıysa onu bilemem.

güzel çalışmaya benziyor denk gelirse edinmek lazım ama dikkatimi çeken neden hep kuzey ve kuzey tanrıları? mesela bütün fantezi eserlerde kuzeyin ulu ve güçlü tanrıları hükmeder mesela burda norsklar veya vikingler veya batılıların atalarının geldiği bölgeler olarak karşımıza çıkar ama bizim türk fantezilerinde bile kuzey diye devam eder,halbuki dünyanın en mistik ve en çok kan dökülmüş,en büyük acıların yaşandığı,en coşkun mutlulukların paylaşıldığı tek yer ortadoğudur tezat dimi lol

kitap gerçekten güzel.bende adını ilk duyduğumda bg'nin bards songundan esinlendiğini ummuştum.Paranızı verecek kadar değer bence alın.Umarım tez zamanda 2. kitabıda çıkar.Belki çıkmıştır bu çıkalı oldu baya.

kitap hakkındaki eleştiriler olumlu gibi:) genelde fantastik edebiyatta tklitlerden öteye gidemiyoruz gibi geliyor bana.ama yinede okumadan karar vermemek gerekiyor.tesekkurler elesis