Jump to content

Doğu Kültüründe Cadı


nevermore

Önerilen Mesajlar

Farsça kökenli bir sözcük olan cadı, “Farsça sözlükte sihirbaz olarak geçer” . Doğu kültüründe cadıya atfedilen en önemli özellik büyü yapmaktır Bu nedenle Doğu kültüründe cadının anlaşılması için büyünün kökenini iyi bilmek gerekir.

“Büyücülüğün ana vatanı olarak Orta Doğu kabul edilmektedir. Orta Doğu’nun eski ve büyük uygarlıkları, çok tanrılı ve putperest dinlerde olduğu gibi büyüyü bir kurum hâline getirmiştir. Yaklaşık beş bin yıl öncesine gidildiği zaman karşımıza iki büyük büyülü uygarlık çıkar: Mısır ve Sümer uygarlıkları.

Bu iki uygarlıkta büyü ve yıldız bilimi belirli kurallara bağlıdır.  Mısır, büyü alanında büyük bir gelenek kurmuş ve bütün Akdeniz havzasını etkilemiştir. Eski Yunanlılar ve Romalılar için Mısır büyücülüğü rehber olmuştur. Eski Mısırlılar büyü ile hayatın her anına ve ölüme etki edebileceklerine inanmıştır. Aynı zamanda yaptıkları aktif büyüler ile tabiatı denetimleri altına aldıklarını sanmışlardır. Mısır tanrıları büyü ile aldatılabilir, itaat altına alınabilirdi.

Eski Mısırlılar için büyü dinsel bir öge idi. Nuh tufanından yüz doksan yıl sonra Hz. Nuh’un oğlu Şem, Mısır’a yerleşir ve yaklaşık yüz altmış yıl ülkeyi yönetir. Mısır büyücülüğün Şem döneminde en yüksek noktasına vardığı söylenir. Eski Mısır’da büyü, hayatın her kademesinde insanların yanında idi. Halka yönelik, popüler büyücülük “Hayat Evleri” adı verilen okullarda insanlara öğretilirdi. Bitkiler, aşk iksirleri, zehir ve mumdan heykeller büyünün malzemeleri idi. Mesela, bir insanın dilini bağlamak için, o insanı simgeleyen mumdan bir heykel yapılır ve ağzına mum dökülerek ağzı mühürlenirdi.

Sümerlerde başrahipler aynı zamanda büyücü idi. Sümer uygarlığındaki başrahipler büyülerini tanrıların yardımları ile yaparlardı.  Büyücülükte önemli bir yere sahip olan diğer bir Mezopotamya uygarlığı ise Asurlulardır. Asur büyücülüğü, Orta Doğu büyücülüğünün ve sonraki zamanlarda batıyı etkileyen büyücülüğün başlangıcı olarak kabul edilir. Yüzyıllardan beri büyü işlemleri esnasında cinleri ve ruhları çağırmak için kullanılan büyülü dairenin ilk örnekleri Asurlularda karşımıza çıkar. Diğer uygarlıklardan farklı olarak Asur’da insanların etrafında gezinen pek çok kötü ruh vardır: Vampir bir cin olan Utukku, kem gözü cini Sedu, tecavüzcü Ahazzu, vampir Ekkimmu, insanları komaya sokan Asakku, öldürücü Namtaru ve fırtınalara, doğal afetlere hükmeden Lilu, Lilitu ve Ardat Lili üçlüsü gibi.  

Bu kötü ruhları kullansın ya da kullanmasın Asurlu büyücü gerçekten güçlüdür. İnsanları sakat bırakabilir hatta öldürebilir. İstediği zaman ise insanların koruyucusu ve şifa vericisi de olabilir.  Büyü ve sihirde büyük bir gelenek kuran ve bütün Akdeniz havzasını etkileyen Mısırlılar, astroloji ve yıldız bilimde Keldaniler’den etkilendiler. Yıldızlara tapmaları ile bilinen eski bir kavim olan Keldaniler, büyüyü ve sihri, geleceği görme ve kehanet aracı olarak kullanıyorlardı. Onlar için önemli olan sadece kehanet idi. Gelecek olayları istedikleri gibi şekillendirirlerdi.  

Çok tanrılı ve putperest olan Roma ve Yunan’da, Orta Doğu’nun özellikle Mısır’ın etkisi ile büyücülük kendisine oldukça uygun bir zemin bulmuştur. Yunanlılar kısa sürede kendilerini büyüye kaptırdılar ama daha kuralcı ve disiplinli olan Roma, büyüden etkilenmemek için uzun süre direndi. MÖ 5. yüzyılda çıkarılan bir yasa ile bütün büyücülük işlemleri yasaklandı. Ancak aldıkları önlemlere rağmen Romalılar büyünün tam olarak önüne geçemediler.


Büyüde oldukça ilerleme gösteren Yunanlılar bir süre sonra Romalıları etkilemeye başladılar. İslamiyet öncesi Arap toplumunda büyü ve sihir yaygındı. Cahiliye devri adı verilen bu dönemde Araplar çeşitli yöntemler ile büyü ve sihre başvururlardı. Kehanet, cincilik, düğüm atmak, üflemek, yıldızlara bakmak gibi yöntemler ile büyü yapılırdı.


Bütün büyü işleri putperestlikle birlikte yürütülürdü. Araplar büyücülerden çekinir ve onlara saygı duyarlardı.

Doğu kültürü oldukça geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmüştür. Doğu kültürünü şekillendiren en önemli unsur İslamiyet ve İslamiyet’in yasakladığı büyü eylemi olmuştur. “Kur’an-ı Kerim’in vahiy yoluyla inmeye başladığı dönemde Yahudiler ve Hıristiyanlar ile birlikte Mekkeli müşrikler de büyü ile uğraşmakta idiler. Cahiliye devrinde insanların en çok korktukları şey karanlık idi. Cinlerin karanlıkta ortaya çıkıp insanları çarptıklarına inanırlardı. Geceleyin dışarı çıkmak zorunda kaldıklarında ise, cinlerin reisine sığınarak kendilerini güven altına aldıklarını hissederlerdi. İnsanlara zarar vermek ya da onları istedikleri yönlere çekmek için okuyup üfleyerek iplere düğüm atarlar ve bu yolla büyü yaparlardı” . Tâ Hâ Sûresi’nde “Elindekini bırak, onların yaptıklarını yutsun. Onların yaptıkları sadece bir büyücü aldatmasıdır.


Büyücü her nerede olursa olsun kurtuluşa eremez” şeklindeki ayette büyünün yasaklandığı kesin olarak bildirilmiştir. Cadı, büyü yaptığı için İslamiyet’te yer almış ve Doğu şiirinde Hz. Mûsa ile sıkça anılmıştır.


Yahudileri İslamiyet’e davet eden Hz. Mûsâ, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen önemli peygamberlerden biridir. Firavun’un yönetiminde olan Mısır halkını İslamiyet’e yönlendirmek için uğraşmış olmasına rağmen Firavun tarafından mucizeleri anlaşılmamış ve büyücü olmakla itham edilmiştir. “Mûsâ peygamber, Firavun tarafından sihirbazlıkla suçlandı. O çağda sihirbazlık ilerlemişti. Firavun bütün sihirbazlarını çağırıp onu küçük düşürmek istedi. Sihirbazlar ellerindeki ipleri yere bıraktılar ve her bir ip, yılan olup harekete başladı. Hz. Mûsâ da asasını bıraktı. Asa büyük bir yılan olup bütün yılanları yuttu. Böylece sihirbazlar Mûsâ peygambere iman ettiler. Mûsâ, yine bu asa ile Kızıldeniz’i ikiye bölüp ordularını geçirmiştir” .


Doğu kültüründe Hz. Mûsâ peygamberin yanı sıra Hz. Süleyman peygamberi de anmak gerekir. Hz. Süleyman hem peygamber hem de padişahtır. “Allah tarafından kendisine birçok mucizeler verilmiştir. Kuşlarla, hayvanlarla konuşur, onların dilini anlarmış. Cinlere ve rüzgâra emretme yetkisine sahipmiş.


Üzerinde İsm-i A’zam yazılı bir mühürlü yüzüğü varmış. Bu yüzüğün taşı kibrît- i ahmerden olup bütün vahşi hayvanlar ve kuşlar bu yüzük sayesinde ona boyun eğermiş” . Cadı da büyü sayesinde mucizeler meydana getirmiştir. Şeytan ve cin gibi varlıklara hükmettiği düşünülen cadı Hz. Süleyman cadı ile birlikte kullanılmıştır. Bakara Sûresi’nin 102. Ayetinde büyünün varlığı ve neden yasaklandığı vurgulanmıştır. Hz. “Süleyman’ın devletine dair şeytanların uydurup takip ettikleri şeylerin ardına düştüler.

Oysa Süleyman inkâr etmedi ancak şeytanlar inkâr ettiler. İnsanlara sihir yapmayı öğretiyorlar, Babil’de Hârût ve Mârût adlı iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Oysa o ikisi, “Biz ancak imtihan için gönderildik sakın sihir yapmayı caiz görüp de kâfir olma!” demedikçe bir kimseye öğretmezlerdi. İşte bunlardan kişi ile eşi arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı .Sonuç olarak İslamiyet’in büyük ölçüde şekillendirdiği Doğu kültüründe cadının varlığı tespit edilmiştir. Hz. Mûsa, Hz. Süleyman ve Hz. Muhammed peygamber ile anılan cadı örnekler ile somutlaştırılmıştır. Aslında peygamberlerin meydana getirdiği mucizeler inanmayanlar tarafından büyü olarak algılanmıştır. Cadının mucizeleri de yanlış anlaşıldığı için peygamberler gibi büyücülükle suçlanmıştır. Bu nedenle cadı, Doğu kültüründe kötü bir varlık olarak algılanmıştır. Doğu kültürü etrafında gelişen masallarda da cadı varlığını sürdürmüştür. Binbir Gece Masalları başta olmak üzere Doğu kaynaklı birçok masalda cadı kötü, yaşlı ve zalim kadın olarak tasvir edilmiştir.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...