Yuce Alemleri Bilmek, Rudolf Steiner

 Tam adıyla Rudolf Joseph Lorenz Steiner 25 Şubat 1861 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğunda doğmuş 30 Mart 1925 senesi İsviçre de hayata gözlerini yummuştur. Özet geçerek anlatmak gerekirse kendisi eğitim hayatında Matematik, Fen Bilimleri, Edebiyat ve Felsefe gibi alanlarda başarılar göstermiş ve genç yaşlarda etkilendiği Goethenin adını ileri dönemlerde daha ön plana çıkarmıştır.

Kendisi Teosofi cemiyetine 38 yaşında katılmış ve cemiyet içerisinde çalışmalarıyla hızla ilerlemiştir. Teosofi cemiyetinin en büyük isimlerinden Annie Besant ile tanışmış ve Alman-Avrupa ayağında liderliğini yaptığı Teosofi cemiyetinden Krishnamurti tartışması sebebiyle kendi destekçileriyle birlikte cemiyetten ayrılarak Antroposofi cemiyetini ve öğretisini kurmuştur.

Teosofi dışında Memphis-Misraim riti Masonluk, Ordo Templi Orientis, Gülhaç geleneği ile de tanınan bir isim olan Rudolf Steiner aynı zamanda Christian Rosenkreuz ile iletişime geçip ondan gizli bilgiler edindiğini söyleyerek Misraim-Dienst oluşumunu oluşturmuştur. Rudolf Steiner etkileyici yaşamında Mathers önderliğindeki Altın Şafak Cemiyetinden ayrılan Stella Matutina ayağının kurucusu Robert William Felkin ve “Rosicrucian Fellowship” cemiyetinin kurucusu Max Heindel gibi isimlere de eğitim vermiştir. Pek çok ülkeyi gezip konferanslar düzenleyen Rudolf Steiner çocukken yaşadığı metafiziksel olayları anlatmış, durugörü yeteneği ile tanınmıştır.

Mimari alanda Goetheanum, eğitim alanında Waldorf Eğitim Sistemi, mistik dans alanında Eurythmy gibi şeylerle ismini ön plana çıkarmıştır. Yaşamı boyunca bilim ile metafiziği birleştirmeyi denemiş ve deneyler yapmıştır. Siyaset alanında Nasyonal Sosyalist Parti içerisindeki ufak ilerleyişi sebebiyle Hitler tarafından rakip görülüp saldırılara maruz kalmıştır. Tartışmalı bir yaşamı, bakış açısı olan Rudolf Steiner haladır bir majisyenen çok bir spiritüal olarak anılan bir isimdir. 

Yüce Alemleri Bilmek veya benim çevirimle Üst Alemleri Tanımak kitabı Rudolf Steiner öğretisine temel ve basit bir giriş kaynağıdır. Aynı zamanda kişisel görüşümce Steiner bu kitabı yayınlamasıyla Ezoterik çevrelerde altın çağını yaşamıştır. Baştan söylemeliyim ki bu kitapta ritüel tarifi, büyü tarifi, şeytanları çağırma, meleklerle görüşme, tanrılarla tanışma tarzı şeyler yok ve daha salt pratik içeriğe sahip bir kitap arayan insanlar için biraz sıkıcı gelebilir.

“Öğrenciyle kendimi bir hissetmeliyim ki, “Bu öğrencinin kusuru, benim kusurum olmasın sakın?” diye sorabileyim. Öğrenciyi suçlamak yerine, kendi davranışımı nasıl değiştirebileceğim ve böylece, öğrencinin ileride beklentilerime karşılık vermesine nasıl yardım edebileceğim üzerine kafa yormam gerekir. Bu tür bir davranış biçimi, yavaş yavaş -en büyüğünden en küçüğüne kadar- bütün düşünce şeklimizi değiştirecektir. Örneğin, suçlulara daha farklı bakar hale geleceğim. Artık derhal yargıya varmam ve ortak insanlığımıza bakarak düşünürüm: “Ben de bu kişi gibi bir insanım. Belki de beni bu kaderden kurtaran tek şey, hayattaki koşullarımın bana sağlamış olduğu yetiştirilme tarzımdı.” Sonra,insanlıkta kardeşim olan suçluların, bana yol göstermiş olan akıl hocalarımın özenine ve teşvikine maruz kalsalardı, çok daha farklı olacakları üstünde düşünürüm. Onlardan esirgenmiş olan bir şeylere sahip olduğumu, talihimin bana onlar pahasına güldüğünü düşünmeye başlarım.”

Bunun yanı sıra Edward Bulwer-Lytton tarafından yazılan Zanoni kitabındaki ve R. Machell tarafından çizilmiş “The Dweller on the Threshold” resmindeki Eşiğin Bekçisi, alt ve üst eşik – Thelema içerisinden “Choronzon” ve “Abbys” olarak tanıdığımız portal ve portal sakini – konusunda kitapta yazdıkları, ilk bölümlerdeki inisiyasyon için gerekli görülen etiğin sebebini açıklıyor.