Jump to content

İnsan Ne Kadar Zalim Olabilir - Ritim 0


paranormalfikir

Önerilen Mesajlar

Rhythm 0 Gösterisi

 

İşte insanların kimi böyledir. Destekçi bulduklarında neler yapabileceklerini kestiremezsiniz. Kimi insan karanlığa adım attıkça karanlık haz verir ve onu hayat sanmaya başlayabilirler.

Şu videoda kendi sanatının tiyatrodan farklı olduğundan bahsediyor. Tiyatronun rol olduğunu söylüyor kendi sanatının ise tamamen gerçek olduğunu, katılımcıların önceden bir planı olmadığından bahsediyor.

[Ben de buna benzer bir şey yapmıştım. Üstelik bir tiyatro şeklindeydi, ama sahnedekiler ve seyirciler her şeyden habersiz olacaktı. Katılımcılar kendi istekleriyle, tamamen özgürce kuralları çiğneyip sahnedekileri seyretmeye başladılar ancak sahnedeki yalnızca bir kişi seyredildiğini bilmesine rağmen doğaçlama davranmaya devam edecekti. Aynı zamanda seyredenler gizlenecekti, kendilerini tamamen güvende hissedeceklerdi fakat sahnedeki o bir kişi onları bir başka açıdan tek tek izleyebilecekti. Bunu seyirciler kesinlikle bilmeyecekti. Böylece kalpteki ve zihindeki ak - kara ortaya çıkartılabilecekti. Zorlama yoktu. Zalimlik serbestti, iyilik de serbestti. Katılım özgür iradeye bırakılmıştı. Davranışlar da özgür iradeye bırakılmıştı. Yani oradan biri çıkıp hey sahnedekiler birileri sizi gözetliyor deme hakkına da sahipti. Sonuç ne mi oldu? Tıpkı yukarıdaki performans sanatında sosyal deneyde olduğu gibi ilk başta gayet insancıl yaklaşanlar oldu. Sonrasında ise elbette şaşırtıcı bir şey olmadı! Seyirciler zalimliği seçmişti. Zalimliği seçenler dışarıda kedilerin başını okşayan, yardımdan, iyilikten bahseden insanlardı. Ve o bir kişi üzüntüye düştüğünde insanlar daha da vahşileşmeye, ağızları zevkten köpürmeye başlamıştı. Seyircilere defalarca şans verildi, süre tanındı ne var ki onların ivmesi hep negatife doğru hareket etmeye devam etti. Üstelik aralarında sahnedeki o bir kişiyle arkadaş olanlar da vardı. Acı dimi... Öyle.

Fırsatım olursa ileride bu çalışmamı yayınlatmayı düşünüyorum. Böyle bir şeyi henüz dünyada yapan biri yok, yani araştırmalarıma göre bulamadım hiç. Sıra dışı olsun istedim.]

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

[Ben de buna benzer bir şey yapmıştım. Üstelik bir tiyatro şeklindeydi, ama sahnedekiler ve seyirciler her şeyden habersiz olacaktı. Katılımcılar kendi istekleriyle, tamamen özgürce kuralları çiğneyip sahnedekileri seyretmeye başladılar ancak sahnedeki yalnızca bir kişi seyredildiğini bilmesine rağmen doğaçlama davranmaya devam edecekti. Aynı zamanda seyredenler gizlenecekti, kendilerini tamamen güvende hissedeceklerdi fakat sahnedeki o bir kişi onları bir başka açıdan tek tek izleyebilecekti. Bunu seyirciler kesinlikle bilmeyecekti. Böylece kalpteki ve zihindeki ak - kara ortaya çıkartılabilecekti. Zorlama yoktu. Zalimlik serbestti, iyilik de serbestti. Katılım özgür iradeye bırakılmıştı. Davranışlar da özgür iradeye bırakılmıştı. Yani oradan biri çıkıp hey sahnedekiler birileri sizi gözetliyor deme hakkına da sahipti. Sonuç ne mi oldu? Tıpkı yukarıdaki performans sanatında sosyal deneyde olduğu gibi ilk başta gayet insancıl yaklaşanlar oldu. Sonrasında ise elbette şaşırtıcı bir şey olmadı! Seyirciler zalimliği seçmişti. Zalimliği seçenler dışarıda kedilerin başını okşayan, yardımdan, iyilikten bahseden insanlardı. Ve o bir kişi üzüntüye düştüğünde insanlar daha da vahşileşmeye, ağızları zevkten köpürmeye başlamıştı. Seyircilere defalarca şans verildi, süre tanındı ne var ki onların ivmesi hep negatife doğru hareket etmeye devam etti. Üstelik aralarında sahnedeki o bir kişiyle arkadaş olanlar da vardı. Acı dimi... Öyle.

Fırsatım olursa ileride bu çalışmamı yayınlatmayı düşünüyorum. Böyle bir şeyi henüz dünyada yapan biri yok, yani araştırmalarıma göre bulamadım hiç. Sıra dışı olsun istedim.]

 

Evet üstteki yazıma atıfla; bir kitapta şöyle yazmakta...

 

(...ama aynı zamanda, kan kokusunun avlanma arzusunu kamçılaması gibi, ahmakların açıkça hissedilebilen dayanıksızlıkları da karşısındaki kişinin hayal gücünü azdırır ve onu ıssız bir yere çeker, neredeyse sırf orada hiçbir sınırlamayla karşılaşmadığı için "aşırıya" kaçacaktır zalimlik.)

paranormalfikir tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

...yapılacak en akıllıca hareketin bu dünyada elden geldiğince göze çarpmamaya çabalamak olduğudur.

 

...Kuşkusuz dalkavuklarda akıl takdir edilir, ama ancak koşulsuz itaatle birlikte olursa. Aklın yanında bu "iyi hal" belgesi eksikse ve aklın hükmeden kişinin yararına işlediğinden emin olunamazsa, akıllı kişiye akıllı değil de daha çok saygısız, küstah ya da hain denir; ve öyle bir durum doğar ki, hükmeden kişinin güvenliğini tehdit etmese de en azından onuruna ve otoritesine karşıymış sanılır. Eğitim alanında bu durum kendini, dik kafalılık eden yetenekli bir öğrenciye, vurdumduymazlığı yüzünden direnen bir öğrenciden daha sert davranılmasında gösterir. ...Siyaset alanında ise istediğiniz örneği alın.

 

...ama aynı zamanda, kan kokusunun avlanma arzusunu kamçılaması gibi, ahmakların açıkça hissedilebilen dayanıksızlıkları da karşısındaki kişinin hayal gücünü azdırır ve onu ıssız bir yere çeker, neredeyse sırf orada hiçbir sınırlamayla karşılaşmadığı için "aşırıya" kaçacaktır zalimlik.

 

...Esasında, bir şeyin gerçekten ahmaklık ya da adilik olduğu söylenerek yapılan pek çok suçlamaya bakınca, sadece aklın devre dışı kaldığını değil, aynı zamanda hizaya sokmak ya da mantıksızca yakıp yıkmak yönünde düşüncesizce bir eğilim bulunduğuna da görebiliriz. Bu sözler sadece hakaret değildir, kişinin kapıldığı bir hakaret etme krizini temsil etmektedir. Eğer bir şey sadece bu sözler kanalıyla ifade edilebiliyorsa, çok yakında saldırıya geçilecek demektir. Daha önce değindiğimiz örneklere dönersek, bu tür durumlarda resimlere şemsiyelerle saldırılır (hem de o resimleri yapanların yokluğunda), kitaplar sanki böylelikle zehirleri etkisiz kılınabilecekmiş gibi, yerlere fırlatılır. Ama bu nöbetlerin öncesinde, kişiyi felce uğratan bir sıkıntı da vardır üzerinde, oysa bu nöbetlerin onu bu sıkıntıdan kurtarması gerekir: İnsan "neredeyse" kendi öfkesinde "boğulur"; halini anlatmak için "hiçbir söz yeterli olmaz", sadece en sıradan ve en anlamsız sözleri bulur; insanın "dili tutulur", "soluğu kesilir". İşte insan patlamadan önce böyle dili tutulur, hatta düşünemez olur! Kendini son derece yetersiz hisseder, ve sonunda, genellikle anlamı açıkça belli o sözlerle başlar kriz, "sonunda ahmağa döndürdü beni bir şey," der kişi. Ama o şey, kişinin kendisidir...

 

Robert Musil - Ahmaklık Üzerine (Kırmızı Kedi Yayınevi)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...