Jump to content

Pratik Bitki Simyası


nevermore

Önerilen Mesajlar

Bu yazının İngilizce'sini Mark Stavish'in web sitesinde birçok ilginç yazıyla birlikte bulmak mümkündür. Ayrıca Mark Stavish'in "Gizli Ateş: Kundalini, Kabala ve Simyanın İlişkileri yayınlanmıştır. 

Çeviren Kemal Menemencioğlu

 

Simya veya "İlahi Kimya" yüzlerce yıldır gerek uygulayıcıları, gerekse de koltuk başı meraklıları fazlasıyla ilgilendirmiştir. Basit bir metali altına çevirme, uzun ve sağlıklı yaşam, hatta ölümsüzlüğe kavuşma olasılığı, Felsefe Taşını arayan başarılı simyageri bekleyen efsanevi vaatlerdir. 

 

Kabadan İnceye 
Gerek kadim, gerekse de modern zamanlarda simyagerler ve uygulamaları konusunda birçok yanlış izlenimlere rağmen, gerçek simya sanatı en iyi şekilde "Büyük Çalışma" konusunda Staninslas Klossowiski de Rola'nın pratik eserinde açıklanmaktadır: 

"Simya, dünya ve semavi alemler, madde ve ruh arasındaki boşluğu kapatan ve köprü görevini gören bir gökkuşağıdır ... ayrıca asil ruhbanların sanatı simya, hermetik felsefe olarak da bilinir ve ezoterik metinler ve esrarengiz amblemler ile Doğa, Yaşam ve Ölüm, Birlik, Sonsuzluk ve Ebediyetin sırlarına erişme yöntemini saklar.  

"Bu sırların içeriği açısından, altın yapımı nispeten önemsiz kalmaktadır: Bunu aynı yogilerin bazen elde ettikleri süper güçlere (siddhiler) benzetebiliriz, bunlar belli başına birer amaç değil, sadece yogilerin ruhsal erişmelerinin yan ürünleridir." - Simya yazan S.K. de Rola. 

 

Çalışmanın Evreleri
Simya eserlerinde söz edilen ruhsal ve fiziksel yenilemesi "Büyük Çalışma" veya Magnum Opus'a göre mükemmellik erişilinceye dek sürecinin sürekli olarak tekrar edildiği yedi veya on iki evresi vardır. Bu evreler ilk başta Bitkiler Alemi, sonra Metaller Alemi ve nihai olarak Mineraller Aleminde gerçekleştirilir. Paracelsus dahil olmak üzere, bazı ekoller hayvanlar aleminde de çalışma yapılması gerektiğini iddia ederler, ama genel olarak bu uygulamacılar tarafından pek kabul görmez.

Bu evrelerin, Doğanın ilk yaratılış sürecinde geçirdiği evreleri temsil ettiği söylenir. Bu evreler ayrıca Kozmosta Zodyak'ın on iki burcu, Sanskritçe çakralar olarak bilinen insan bedeninde yedi asli ve beş tali (toplam on iki) psişik-ruhsal merkezleri tarafından da temsil edilirler. Bu merkezler ayrıca insanlarda, endokrin ve sinir sistemine ilintilidirler.

Dolayısıyla, deneylerin astrolojik zamanlanması için astrolojinin etüdü (en az başlangıçta) ve kundalini olarak bilinen ruhsal enerjinin yükseltilmesi için yoga benzeri ezoterik meditasyonlar simyagerin disiplinlerinin birer parçasıdır. Simyager özde bir mistik, astrolog ve majisyendir.   

Bu hayati bir noktadır, zira simyagerlerin fiziksel faaliyetlerini birlikte yürütülen içsel çalışma ve yansımalarını kullanmadan fiziksel laboratuara taşımak, simyayı basit kimyaya indirgemek anlamına gelir.

Simyanın "alkemi" veya al kimya olabilmesi için, Al veya ilahi niteliğin her zaman pratisyenin şuurunda bulunması gerekir.

 

Kökenler
Her ne kadar kadim Mısır simyanın esas yurdu ve Mısır tanrısı Thoth veya Yunan karşılığı Hermes'in simyanın Atası olduğu söylense de, başka ülkelerin de katkıları olmuştur. Çin ve Hindistan'ın son derece gelişmiş laboratuarlı simya gelenekleri vardır ve bunlar tarih boyu aralıksız süregelmişlerdir.

Ancak bu sanatın en ilginç yönlerinin Batıda geliştiğini görmekteyiz. Burada Babilli, Keldani, Mısır, Grek, İbrani ve Arap yöntemleri yan yana yürütülmekteydi. Büyük olasılıkla, Arap ticareti ile Çin ve Hint yöntemleri Orta-Doğuya getirdikten sonra Avrupa'ya da yayılmıştı. Nihai olarak bütün bu farklı gelenekler Felsefe Taşını bulma uğruna bir karışım ve sentez haline getirilmişti. 

Bu basit metalleri altına çevirebilen, yaşamı uzatabilen ve bütün hastalıkları tedavi edebildiği rivayet edilen Bilgelerin Taşıdır. Bununla ölümsüzlük iksiri de elde edilebilir.

Dramatik değişiklik yaratabilen fiziksel bir obje olarak Taş fikri, simyagerin basamak basamak üzerinde çalışacağı üç Alemdeki deneylerinin çoğunun temelini oluşturur.

 

Kükürt, Tuz ve Cıva
Simyada her şey üç unsurdan oluşmuştur: Kükürt (Ruh veya bireysel öz), Cıva (Can veya Yaşam Enerjisi) ve Tuz (Fizik Bedeni). Simyagerin Çalışması, bunların birbirleri ile mükemmel ahenkli ve orantılı bir dengeye gelinceye dek ayrıştırması ve gerektiği kadar tekrar tekrar bir araya getirmektir. Bu ahenk başarıldığında, simyagerin, veya belirli bir şeyin dönüşümünde su, şarap gibi bir aracıyla veya direkt temasla kullanılan fiziksel "taş" yaratılır.

Bitki Aleminde, bitkinin fiziksel bedeni Tuzdur, öz yağları ise Kükürttür ve alkol (bazen su) Cıvadır.

Böylece, yola koyulmuş simyager bu üç unsuru ayırıp tekrar birleştirmeye çalışır, ve Paracelsus'un ürettiği ve anlamı "ayır ve birleştir" anlamına gelen Grek kökenli "spagiriks" terimi bitki çalışması ve Küçük Dolaşım anlamına geliyor. Büyük Dolaşım metalik ve mineral çalışmasını içerir ve bitki çalışmasındaki aynı prensipleri içerir ve genelde sadece bir nebze bitki çalışmalarında hakimiyet sağlandıktan sonra başlanılır.

Spagiriks'i teorik açıdan incelemede her ne kadar çok şey kazanılırsa da, sadece bizzat deneyleri yürütmekle anlamlı içsel görü ve gelişme kazanılmış olur. Bundan dolayı, aşağıdaki deneyler, simya heveslilerin herhangi bir pahalı laboratuar gerecine yatırım yapma gereği olmadan uygulamaları için sunulmuştur. Verilen yöntem ve süre bu basit düşük-teknoloji yaklaşımı yansıtmaktadır. Ancak, bazı vakalarda uygun cam eşya ve ısı kaynağı ile gerekli süre önemli ölçüde azaltılabilir.

 

Spagirikse Yeni Başlayanlara Deneyler                            
Spagiriks tentürlerin hazırlanması bütün uygulamaların en basitidir ve herhangi özel teçhizat, alet edevat gerektirmez ve herkes tarafından her yerde yapılabilir. Gerekli yegane esas aletler sabır ve azimdir. 

Kısa ve öz olma uğruna, belirli bir ot - Melisa (Mellissa Officianalis) ile hazırlanan bir tentür örneği verilecektir, ama herhangi bir ot da kullanılabilir. Bitkinin toksinliği [zehirliliği] konusu dikkat edilmesi gerekir. Bu açıdan bu eserin sonunda listesi çıkarılanlar en sık kullanılanlardandır ve toksinli değildir.

Her operasyon için 50 gram kuru ot gerekecektir. Farklı şeklide bildirilmediği sürece, kullanılan ot çoğunlukla yaprak, sap ve biraz da kök içerecektir. Eğer içeriği konusunda emin değilseniz aldığınız aktarcıya sorunuz veya kendi otlarınızı yetiştirip toplayınız. Kendi otunuzu yetiştirirseniz ondan emin olabilirsiniz. Her ne kadar vahşi doğadan ot toplayanlar arasında çok az sayıda kişi zehirlenerek ölse de, zamansız olarak bu talihsiz azınlığa katılmak istemezsiniz, dolayısıyla tedbirli olunuz, onları hazır satın alınız veya kendiniz yetiştiriniz.   

Eğer otun kurusu elde yoksa, tazesi yerini alabilir. Simyagerler ne zaman ve hangi şartlar altında yaş veya kuru otların kullanılması gerektiği konusunda kişisel tercihleri vardır. Deneyim elde ettikçe bunları sonradan çözersiniz. Şimdilik otun her çeşidi de işi görür. 

Ek olarak, 200-400 gram saf etil alkol gerekli olacaktır. Bazı Amerikan eyaletlerinde etil alkolün satışı yasaktır ve bazılarında sadece 190 derece veya % 95 saf alkol bulunabilir. 190 derecelik alkol aslında yeterlidir ve başlayanlar tarafından en sık kullanılan maddedir. Eğer bunlardan hiç biri yoksa, votka kullanılabilir veya alkol kırmızı şaraptan veya güçlü bir brendiden damıtılabilir.   

Not: Bazı eyaletlerde şaraptan alkol damıtmak yasak olabilir. Bunun bir sorun olacağını sanıyorsanız kontrol ediniz. 

Konservelerde kullanılanlar gibi geniş ağızlı ve kapaklı bir kavanoz, mutfaklarda kullanılan türden plastik sarma kağıdı, alüminyum kağıt, ince bir tül elek veya kahve filtresi ve huni gerekli olacaktır. Bir havan ve havaneli şart değildir ama yararlıdır. Ayıca bir kahve değirmeni şart olmamakla beraber işe yarar.

 

Temel Spagirik Tentür
Çalışmayı ota tekabül eden gezegen saatinde başlayınız. Bu durumda gezegen Jüpiter'dir, çünkü mellissa geleneksel olarak Jüpiter tarafından idare edildiği kaydedilir. Her ne kadar gezegensel saatler her gün birkaç kez gelirlerse de, ilk ve çoğu zaman en basiti gezegenin hakim olduğu günde, güneş doğuşundan birkaç dakika içinde başlamaktır. Melisa ve perşembe Jüpiter tarafından idare edildiğine göre, Jüpiterin perşembe günü ilk gezegensel saati perşembe günü, güneş doğuşundan ilk dakikalarda başlar. Çalışmaya Tanrıya, sırrın açıklanması ve Evrende yerinizin tesis edilmesi duasıyla başlayınız. İçsel hazırlıklar tamamlandıktan sonra, otun alınız ve elle eziniz ve küçük parçalar şeklinde havanda dövünüz. Mümkün olduğu kadar onu ince bir toz haline getiriniz. Bu arada Çalışma ile otun içinde ve kendinizde İlahi Gücü açığa çıkardığınız fikri üzerinde odaklayınız. Eğer otun tamamını dövmek için yeteri zaman yoksa, veya çekirdek veya kökte olduğu gibi fazla sertse, kısmi olarak bir kahve değirmeni kullanınız. Burada önemli olan, otla fiziksel temasta olmak ve enerji alanınız, auranız kapsaması önemlidir. Eğer tamamıyla kahve değirmeninde parçalamanız gerekiyorsa, yinede de sonradan havana koyunuz ve elle bir süre dönünüz ve ot, gezegen ve sizin aranızda, ayrıca gezegenin bedeninizde tekabül eden kısımlarla olan enerji bağlantısı üzerinde zihinsel olarak odaklayınız.    

Toz hazır olunca, onu bir kavanoza koyunuz ve yavaş ve dikkatli bir şekilde etil alkolü bitki tamamen sıvıyla doyuncaya dek dökünüz, sonra yaklaşık olarak 2, 4 parmak yüksekliğe doldurunuz. Kavanoz ½ ve 2/3 arasından fazla dolu olmamalıdır, çünkü sindirme işleminde ısıtıldığında genişleme için yer bırakmak gerekir.

Isıtıldıkça kavanozdaki sıvı buharlaşacaktır, ama kapalı olduğu için tekrar yoğunlaşacaktır. Bu sıvının her geçen gün biraz daha koyulaşmasına sebep olacaktır. Bur renklendirme veya tentürleme Kükürt-Ruh niteliğin Tuz-fiziksel bitki maddesinden Cıva-alkol aracılıyla çıkarılmasıdır.  

Sıvı metalle değmemelidir ve gerekirse, kavanoz ağzını kapağı ile sıkı bir şekilde kapatmadan önce iyicene plastik folyo ile kapatınız. Kavanozu dıştan ışık görmeyecek bir şekilde alüminyum folyo ile sarınız ve sıcak bir yere koyunuz, günde bir iki kez şiddetli bir şekilde çalkalayınız. Bu işlemi bir iki hafta sürdürerek tentürün rengi koyulaşıncaya dek sürdürünüz.

Unutmayınız ki bu sizin "Felsefi Çocuğunuz"dur ve sevgi ve saygı görmesi gerekir. Ne zaman incelemek, çalkalamak veya başka bir şekilde ellenmesi gerekirse, unutmayınız ki o ruhsal kişiliğinizin fiziksel bir temsilcisidir. Ona kendinize yaptınız muameleyi uygulayınız, veya daha iyisi ona karşı küçük bir hayvan, çocuk veya misafire gösterdiğiniz özeni gösteriniz. Aynı bitkinin çürüyen posasından Kükürdü ayırdığınız şekilde, Ruhunuzu fiziksel yaşam ve enkarnasyonun sıkıntı ve zorluklarından sıyırmaktasınız.       

Simyayı ilahi kılan, süreçten ziyade pratisyenin tavrıdır. Bu tavır, aynı manyetik veya ruhsal şifa alan birisi gibi, üzerinde çalışılan maddenin üzerine bizzat aktarılmaktadır. Nihai ürün içildiğinde, aynı Hıristiyan Komünyon ayininde ima edildiği gibi bir tılsımla özdeşleşmekteyiz, ama bu durumda Bedenimiz (Tuz) ve Kanımız (Cıva) yenilenerek içimize Kutsal Ruhu (Kükürt) tesis etmektedir.  

Ne zaman süreci tekrarlarsak, adım adım mükemmelliğe yaklaşarak yenilenmekteyiz.

Sıvının rengi yeteri kadar karardıktan sonra onu bir elekten geçirerek bitki posasından ayrınız, kalan posadan da son damla sıvıyı ezerek çıkarınız.  

Bu tentür şimdi Melisanın Kükürdü (öz yağlar, mumlar ve sebze yağları) ve Cıvasını (alkol ve biraz su) içerir. 

Bitki posasını alınız, buna ayrıca feces (dışkı) veya caput mortum (ölü kafa) da denilir, ve onu dışarıda ısıya dayanıklı kaba koyarak yakınız. Gerekliyse bahçe çimen veya taşları aşırı sıcaklıktan korumak üzere kabı bir kaç tuğlanın üzerine koyunuz. Hazırda bir çift fırın eldiveni ve büyük bir kapak bulundurunuz. Kapak, aşırı alevi  boğmak ve küllerin rüzgardan uçup gitmelerini önlemek için kullanılır. Bu işlem için derin bir kap idealdir. Burada metal de kullanılabilir, çünkü bizi burada küllerden çıkarılabilen değil, sadece tentürden çıkarılan ilgilendiriyor.  

Yanan bitki posasından epey duman çıkar, bu açıdan eğer işlem içeride yapılacaksa, ocağınızın davlumbazının çalıştırmaya ihmal etmeyiniz.

Madde (Tuz) soğuduktan sonra, onu ısı geçirmez bir tabağa yerleştiriniz, mümkünse üstünü örtünüz, sonra onu fırında 250°C veya fazlasında gri beyaz ve tamamen beyaz rengi alıncaya dek ısıtınız. Tuzun sürekli öğütülmesi bu sürece yardımcı olur. Sindirme işleminde parçacıklar ne denli ince şekle getirilse, o denli fazla Kükürt çıkarılmış olur, ısıtma ve kalsinleme işleminde parçacıklar ne denli ince şekle getirilirse, arınmanın gri-beyaz veya beyaz evresini elde etmek o denli kolay olur.   

Tuzu ayrı tutunuz, birkaç taneciğini tentürlü (1-2 ml/10-20 damla) bir çay kaşığına koyunuz bunu da damıtılmış su bardağına koyunuz. Bu işlem otu idare eden gezegenin gezegen günü ve saatinde yapılmalıdır, bu durumda Perşembe.   

Her ne kadar Tuzlar tentür ile birlikte tüketilmesi şart değilse de, bu operasyonun genel etkisini destekleyecektir.  

Her şeyden önce yaptığınız operasyonun kutsallığını ve ruhsal gücünüzün tezahüratı olarak tentürün yardımıyla fiziksel, psikolojik ve ruhsal yenilenme amacınızı anımsayınız. Bazı simyagerler istenilen sonuca yoğunluk getirmek üzere aynı tılsımlara uygulanan kabalistik veya astrolojik dua ve çağrılara benzer çağrılarla Çalışmanın bu yönünü karıştırırlar.    

Bundan sonraki bölümde diğer bir basit ve faydalı deney olan Ens Tentürün hazırlanmasını inceleyeceğiz. Bu dizinin üçüncü ve son bölümünde Bitki taşının hazırlanmasını inceleyeceğiz.   

Bu dizideki yazılar Mark Stavish'in "Bitki Simyası üzerinde Kısa bir Kurs" ("A Short Course in Plant Alchemy") kitabından alıntılardır. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazan Mark Stavish 
Çeviren Kemal Menemencioğlu 
 

Ens
Paracelsus'e göre Ens en güçlü ve aynı zamanda yapımı en kolay ilaçlardan biridir. Ens, veya entia (çoğul) bizi etkileyen bir tesir veya prensiptir ve somut ruhsal, psişik ve fiziksel bir cisimdir. Bu tür beş prensibin içimizde hastalığa neden olduğu söylense de, Bitki Aleminden yaratılan ens tentürü bu dengesizlikleri düzeltip, bize fiziksel ve psişik sağlık verirler.

Bir yazara göre: "Ens yapıldığı bitkinin en yüksek inisiyatik erdemini açığa çıkarır." 

 

Ruhsal İnisiyasyon
"Ruhumun tüm şevkiyle önerdiğim tek inisiyasyon bizi Tanrının kalbine götürecek ve Tanrının kalbini içimize yerleştirip bizi sonsuz bir evlilikle İlahi Kurtarıcının dostu, kardeşi ve eşi kılan inisiyasyondur. Bu kutsal inisiyasyondan geçmenin başka hiçbir sırrı, esrarı yoktur, bu sadece öz varlığımızın dibine inerek diri, can veren özümüzü ortaya çıkarmadan peşini bırakmamaktan ibarettir. Çünkü bundan böyle meyve içimizde ve dışımızda doğal bir şekilde oluşur" -Louis Claude de St.-Martin, 18. asır Fransız mistik ve filozof.  

Dolayısıyla, belirli bir bitkinin Ens'ini imal edip sindirdiğimizde aradığımız onun inisiyatik yönüdür. Bu noktaya geldiğinde, bilginler spagirik ilacın özelliği konusunda bazı fikir ayrılıkları arz etmektedirler. En azından bir bilgin bu simyasal ürünün tek amacı inisiyasyon olduğunu iddia etmektedir. Diğer bazıları, özellikle Frater Albertus, Bacstrom ve Manfred Junius bu simyasal yöntemle fiziksel hastalıkları tedavi edici  güçlü ilaçların imal edilebileceğini belirtmişlerdir. Bunların arasında orta yeri işgal eden bir görüşe göre ürünü imal eden biri daha çok ruhsal bir fayda görürken, diğer biri ağırlıklı olarak fiziksel bir fayda görebilir. Hermetik gelenekler ve öyküler de bunu ima etmektedir, ayrıca özellikle daha güçlü ve yüksek etkili metalik ve mineral ilaçlar durumunda, ürünün imalinde rolü olmayanların titreşimsel seviyelerinin ani yükselişiyle daha da şiddetli tepkiler gördüğü olasılığını dile getirmektedir. Esas itibariyle denilebilir ki, düzenli bir şekilde ruhsal veya ezoterik uygulamalarda bulunmayan herhangi biri, ya daha fiziksel bir tepki görür, ya da ilacın etkilerine karşı daha şiddetli bir şok yaşayabilir.

Eğer inisiyasyon Ens'in nihai amacıysa, o halde inisiyasyon nedir? Onu neden istemeliyiz? 

İnisiyasyonun özelliği çoğu zaman onu amaçlayan ve bazen de onu verdiklerini sanan veya intibasını veren kişiler tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, inisiyasyonun içsel gelişmemizin yeni bir yönünün başlangıcı dememiz yeterli olacaktır. Birilerinin içsel deneyimleri olabilir, ama inisiyasyon bunları ayrı bir yere koyarak işlev, yoğunluk ve amaç açısından gelişken kılabilir. Dolayısıyla, diyebiliriz ki, inisiyasyonun tamamı gelişken içsel deneyimizi yaşamaya ve anlamaya yarar. Ancak burada bir engel yatmaktadır. Birçok okul, tarikat ve cemiyet belirli derecelere çeşitli inisiyasyonlar vermektedir, bunların arasında çok güzel ritüeller, derece başlıkları vs. vardır. Ancak olası olarak simya öğrencisi simya etütlerine başlarken bu dışsal inisiyasyonların gelecek olan şeylerin sadece gölgeleri, vaatleri, imalarıdır ve gerçek, hakiki ve kalıcı inisiyasyon sadece içsel olanıdır.

Ancak sorarız, ikisi hep ayrı mıdır? Bütün dışsal ritüeller esas olarak içsel hallerin soluk kopyaları mıdır?  Hayır, böyle bir mutlak kural yoktur. Maalesef, bir ritüel inisiyasyonun çalışması için veya amaçladığı etkiyi başarması için inisiyatör veya kalabalık bir seremonide inisiyatörlerin psişik etkiyi alacak kişiden daha yüksek bir psişik titreşime sahip olması gerekir. Modern toplumumuzda da bu enderdir.

Simyanın Büyük Çalışma dışında kurulu ritüelleri, locaları veya gelişme yöntemleri olmadığı için, ezoterizmin bu şeklinde bütün inisiyasyonlarının içsel olduğu söylenir. Biz kendimizi Büyük Çalışmaya inisiye ediyoruz ve Büyük Çalışma bizi daha yüksek (ve derin) şuur hallerine inisiye ediyor. Bu görüşe itiraz edecek olanlar, bu soru üzerinde tefekkür etsinler: "Biz hep kendi inisiyatörlerimiz değil meyiz?" Başka bir deyişle, Yolu başlama, gelişme ve tamamlamanın tek sorumlusu biz değil meyiz? Bizi ileriye doğru iten kendi Yüksek Benliğimiz değil mi? işte bu Yüksek Benliğimiz, meditasyon, rüya ve aniden gelen berrak ilhamlarla bizi inisiye etmektedir. Bu inisiyasyon bizi tekrar Gerçek Belleğimize, Varlığımızın merkezine ve menşeine getirmektedir.

Bu açıdan hiçbir ritüel ve seremoni unsuru olmayan bir inisiyasyondan da geçebiliriz. Bu yaşamımızı tamamen değiştiren ve içsel bir açılışa yol veren ani bir olay olabilir. Hatta etrafımızda oluşan bir kabalistik veya simyasal "yol çalışması" da olabilir. Ancak sonunda, kelimenin ima ettiği gibi inisiyasyon sadece yeni bir gelişme evresinin başlangıcıdır ve o evre sadece İçsel Üstadımız, Ruhumuzun kendisi bir sonraki evreye inisiye olduğumuz zaman tamamlanmaktadır. Üstatlık taslayan ve hatta gerçek üstatlardan bir sürü ritüel inisiyasyonları toplamamın hiç gereği yoktur, zira bunlar bir diploma gibi duvara asılacak şeyler değildir. En iyisi tek bir yol üzerinde dikkatimizi toplayıp onu tamamlamamızdır. Bu sürekli her yerde kestirme yollar arayıp hiç bir yere varmamaktan daha iyidir.

Böylece ruhsal içsel halleri arayan bizler, sadece kendimizi inisiyasyona hazırlayıp İçsel Mabedin kapı dibine gidip kapıya vurabiliriz. O ünlü söze anımsayalım: "Kapıyı vur ve açılacaktır; isteyin ve size verilecektir." Kapıya vurabiliriz, isteyebiliriz ve sessizce bekleyebiliriz, ama hiç bir zaman talep edemeyiz. Gerçek içsel inisiyasyon bir kere gelir ve bir kere yaşanır, çünkü gerekli olan bu kadardır, zira şuurumuzda  daimi ve kalıcı değişiklikler yaratır. Bu hem geniş çaplı, birleştirici, kapsamlı ve evrimsel özelliklere sahip bir değişiklik olacaktır. Bu Israel Regardie'nin Işık, Hayat, Sevgi, Kanun ve Özgürlük (Dört L: Light, Life, Love, Law, and Liberty) dediği spiralle giderek yükselip genişliyor.

Kaç inisiyasyon yaşayacağımız, ister simyasal, kabalistik veya her ikisi olsun seçtiğimiz yolla bağlı. Ama burada dahi, ayrılık fikri içsel farkındalığımızdan ziyada dışsal bilincimizin işleviyle ilgilidir. Boğazımızda takılması veya hazımsızlık geçirmemek için küçük porsiyonlar şeklinde hem ruhsal, hem de fiziksel gıda tüketiyoruz, ama yemeğin sonunda gelişmemiz ve hayatta kalmamız için gerekli olan bütün gıdalar tüketilmiş oluyor. İnisiyasyon aynı olup büyük bir Yaşam Şuurunun küçük lokmasıdır. İçsel inisiyasyon olarak tam gelişmemiz için gerekli olanı alırız, ne fazlasını ne de azını. Bu küçük yaşam kaşıkçıklarından ne denli fazla yutacağımız seçtiğimiz içsel Yolumuza ve orada kat ettiğimiz mesafeye dayanıyor. Böylece tekrardan sorumluluk ve yükümlülük bize aittir.                               

Özet olarak, her bir Şuur planı ve ayrıca her bir alt planı için bir inisiyasyon yaşamaya bekleyebiliriz denilebilir. Bunun matematiksel olarak nasıl sonuç verebileceği tartışmaya açıktır. Bir ekolle göre 12 plan vardır ve bunların yedisi asli ve beşi talidir, ayrıca da her planın 5 alt planı olup, 60 Varlık seviyesi vardır. Oysa ne zaman bir inisiyasyon yaşarsak, aslında yaşadığımız tek bir Varlık vardır ve bizde o tek Varlığın bilinci genişler. Bize açıklanmadan önce, sayılar veya yaratılışta yerimiz konusunda ilgilenmek ruhu değil, egoyu beslemektir. 

Kabalistik ekoller, aynı bazı Budist ekoller gibi, on şuur seviyesini tanımaktadır, ayrıca bunlardan her biri de sonlarında birleştirici bir alt plan ve altında dört alt plana bölünür. Böylece her kürenin Toprak, Su, Hava, Ateş ve Ruh yönleri olduğu söylenebilir. İlk iki plan hariç, her  plan belirli bir gezegensel seviye, kalite veya güce tekabül eder. Kabala'da bunlar asli ve esas birliği ve yaratılışın ilk evresi olarak genişlemesi, bunları takiben de sırasıyla Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür, Ay ve Dünya sembolik gezegensel değerleri alırlar. 

Özellikle ens olmak üzere spagirik tentürlerin özelliği, yogadaki nadiler veya akupunkturdaki meridiyenlere  benzer psişik yapı ve anatomimizdeki blokları temizlemektir. Bu ince anatomi yoğun fiziksel madde alem, mutlak alem ve uzantısı olduğu ince psişik alem arasında iletişim sağlar. Yaratılışta boşluk, aralık veya delik yoktur, bunlar sadece bizim doğa konusunda bildiklerimizde vardır.  Çoğu zaman eterik veya esir denilen bu ince ara seviyede değişiklik yaratmakla daha ince "üst" alemlerden "aşağıdaki" fizik aleme inen enerjinin akış ve kalitesini artırabiliriz.        

Her yoğunluk artışında, bir inisiyasyonun gerçekleştiği söylenebilir, ama tabii enerjinin yüksek seviyeye geçici bir sıçrama şeklinde değil, daimi olarak bize açık olması şarttır.

W.E. Butler'e göre bu psişik sinir kanalları aynı zamanda gezegenimizde de "ley" hatları olarak mevcuttur. Doğal yaratılış gücü veya Sanskritçe'de denildiği gibi kundalini giderek daha ince seviyelere yüceltip, sürekli olarak tüm yaratılışı değiştiren güçtür. Spagirik ürünleri yaratıp yediğimiz zaman kişisel evrimsel işlevlerimizi hızlandırıp Doğa'ya yardımcı oluyoruz.  

O şöyle demiştir: "Kundalini eterik seviyede madde öncesi nesne üzerine çalışır ve bütün madde ve elementlerin menşei bu madde öncesi nesne olduğu için, eğer Kundalini'yi nasıl ayarlanıp yönlendireceğini bilirsen bu açıdan onlara ulaşabilirsiniz."

Diğer bir yerde şöyle demiştir:

"Kundalini gücü cansız madde dediğimiz şey üzerinde hakimiyet kurmamızı sağlar. Aslında tabii ki, tam anlamıyla cansız madde diye bir şey yoktur. Bütün maddede can vardır, hiçbir şey ölü değildir. Sadece yaşam dereceleri vardır: taşta trans, bitkide uyku, hayvanda uyanma ve insanlıkta bilinçlenme olur. Herşeyin arkasında Tek Hayat vardır. O halde görüyor musunuz içimizde çok potansiyel taşımaktayız."   

 

Ens'in Yapımı
Daha önce anlattığımız temel tentür gibi, her bir yedi gezegen gücü, haftanın her günü için bir Ens tentürü imal edilebilir. Dolayısıyla, belirli bir gezegen tarafından idare edilen otla o gezegenin idare ettiği küre veya dünyaya inisiye olmayı çalışıyoruz. Ama bir sonraki dersimizde anlatacağımız bitki taşına kıyasla Ens'in daha az bir inisiyatik gücü vardır, ama yine de etkilidir. Bitki taşında dört element: Toprak, Hava, Su ve Ateş dengelenmiştir. Oysa, Ens'te şimdi açıklayacağım sebeplerden dolayı Ateş elementi hakimdir. Ancak burada avantaj, hazırlama usulünün basitliğindedir, zira deneyim derecesi ne olursa olsun herkes Ens tentürü hazırlayabilir.  

Başka bir açıdan bakıldığında, Ens'i tentürün sürekli işlemle yüceltildiği ve kalsinlenen (yakılan/ısıtılan) Tuzların işleme ilave edilen iksirlere kıyaslamak da mümkündür. Ancak, ikisirler hemen hemen her zaman birkaç tür bitki de içerir.

Ens'i imal etmek için birkaç yöntem mevcutken, aşağıdaki yöntem basit, güvenilir ve hiç bir özel alet gerektirmemektedir.  

Daha önceki çalışmada sıralanan aynı malzemeler gerekli olacaktır. Bunlara ek olarak 700 gram potasyum karbonat ve en az 3 cm. derinlikte bir cam tabak gerekli olacaktır. 

Potasyum karbonatı ince bir tabaka şeklinde 1-2 cm. kalınlığında can tabağa içine seriniz. 

Potasyum karbonat hem kuruyken, hem de akşam üstü nemli havaya maruz kalıp sıvı haline geldiğinde çok dikkat etmek gerek, çünkü zehirlidir ve cildi tahriş edebilir veya burunda yanma hissi verebilir. Onunla çalıştıktan sonra, göz veya diğer hassas bölgelerinize temas kurmasını önlemek için ellerinizi iyicene yıkayınız. Potasyum karbonat ayrıca deneyim sırasında kullandığınız tabağın kenarlarında iz bırakacaktır. 

Tepsiyi akşam havasına maruz olacağa bir yere koyunuz.  Potasyum karbonat (Tartar Tuzu) eriyip sıvılaştıkça akşam havasındaki nemi emer. Bu su veya nem Sanskritçe'de prana denilen Evrensel Ateşin aracıdır ve kolay şekilde ilk veya son bahar aylarında elde edilir. 

Gerek kişisel, gerekse de gezegensel Kundalini'yi çeşitli seviyelerde harekete geçiren bu Evrensel Ateştir.

Ritüel majiyle konusunda Kabalistik talim görenler, burada sunulan fikirler ile sözüm ona "majikal daire"deki elemental özelliklerle bir benzerlik görürler. Prana (İbranice'de Ruah, Latince'de Spiritus) Havanın (Doğu) taşıdığı Dirimsel Yaşam enerjisidir, bundan dirimsel unsuru ayıklayıp çekeriz veya Su (Batı) aracılığıyla Ateş (Güney) olarak yaşarız ve onu Toprak (Kuzey) otunun fiziksel aracılığında yakalarız. 

Her sabah sıvıyı içinden süzünüz, güneşe veya yağmur gibi direkt olarak bir su kaynağına maruz kalmasından sakının. Bunu yapmak için bir iğne, şırınga, büyük bir damlalık, kamışçık kullanınız.  

Dikkat: Kamışçığı ağızla kullanmayınız!!

150-200ml sıvı süzüldükten sonra ilk Ens tentürüne başlayabilirsiniz. Elekten geçirmek suretiyle bu değerli sıvının fazla kaybını önlemek için onu önce bir kap veya şişede toplayıp sonradan toptan elekten geçirmek isteyebilirsiniz. Unutmayınız: İçinde saklandığı camda da iz bırakacaktır. Civardan daha fazla nem almasını engellemek üzere, sıvıyı bir kavanozda sıkı bir şekilde kapatınız. 

50-60 gramlık ince bir toz haline gelecek şekilde dövülmüş otu başka bir temiz bir kavanoza koyunuz ve toplayıp elekten geçirdiğiniz sıvıyı üzerine dökünüz. Yine de önceki çalışmadaki gibi bu çalışmayı da otu idare ede eden gezegenin gün ve saatinde başlamanız çalışmaya güç katacaktır. Bitkiyi tamamen örtecek kadar sıvı ekleyiniz ve sonra iyicene çalkalayınız. Otun yeteri kadar örtülmesi, otun kuruluk derecesi ve emme kapasite göre ot başına 100 ml ve 200 ml toplanmış bu "Tartar Yağı" gerektirebilir. Eğer elinizde "Tartar Yağı" kalırsa onu ileride kullanmak üzere saklayınız.

İki sıvının karışmasını temin etmek için kavanozun içine eşit miktarda etil alkol (hububat ispirtosu) dökünüz, zira daha hafif alkol yüzecektir. Bu alkol, sıvı koyu kırmızı bir renk aldığında süzülüp çıkarılacak olan Ens tentürü olacaktır. Unutmayınız: "Tartar Yağı" yakıcıdır ve yutulması hoş değildir.

Bu sıvının manyetik özelliğinden dolayı, kavanozun kapağı metal olmaması önemlidir, veya kavanozun ağzı kapatılmadan önce plastik yiyecek sargısıyla kapatılabilir. Ayrıca, sıvının alacağı psişik teması azaltmak üzere kavanozu alüminyum folyoyla sarabilirsiniz.            

 
Ens Nasıl Kullanılır 
Söz konusu gezegen gününün güneş doğumunda başlayan gezegen saatinde tercihen kaynak suyu içeren bir bardağın içine 10 veya yirmi damla akıtınız, eğer bu mümkün değilse o gezegen gününde diğer üç gezegen saatinde de olabilir. Daha önceki deneyimdeki gibi, aynı bir tılsım için uygulandığı gibi, onu da kabalistik veya astrolojik ritüellerle kutsayabilirsiniz. 

Ens inisiyatik bir ürün olduğu için, kullanıcının süptil veya astral bedeni üzerinde etkisi olacaktır. Rüyalarınızı dikkatli bir şekilde bir defterde kaydediniz, ayın konumu ve diğer psişik ve tesadüfi olayı da kaydediniz. 

 

Bir Bitki Nasıl Seçilir 
Yedi Ens'i aynı anda imal etmeye amaçlamayanlar, ilk kez bir bitkiyi seçerken aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri önerilir:  

 

Bir bitkiyi gezegensel etkisinden dolayı seçebilirisiniz, örneğin sizde eksik olan bir özelliği pekiştirmek için. 

Ay Ens'i özellikle Yesod olmak üzere, Yetzirah'ın psişik dünyasını açar. Ayrıca, 32., 30., 28. ve 25. yollar gibi Ayla ilgili yol çalışmalarında kullanılabilir.   

Alchemia Ens'i (Alchemilla Vulgaris - Lady's Mantle, Not: Turhan Baytop'un Türkiye'de Bitkiler ile Tedavi kitabı dahil Türk Şifalı Bitki kaynaklarında bu otun kaydı yoktur) Netzach-Venüs'ü açar, ayrıca bitki simyası konusunda bilgi verir resmi adı Alchemia bundan dolayı alır.

Güneş Ens'i sezgileri, oto-hakimiyeti geliştirmeye yardım eder, ayrıca Yetzirah'teki Tifaret küresini açar. Briatik aleme (Yüksek Zihin) yönelik açılımlara da meydan verebilir.  Ayrıca Güneşle ilgili yol çalışmalarda kullanılabilir.  

Bir Satürn Ens'i, özellikle Atkuyruğu Otu (Herba Equiseti - Horsetail) 32. yol çalışmasında ve Yetzirah'te Briah-Satürnü açmak için kullanılabilir. Ayrıca Briatik aleme ve Sonsuzluğa yönelik açılımlara da meydan verebilir.

 

Paracelsus Tarafından Alınan Ens Hakkında Notlar
Franz HartmanIn yazdığı Paracelsus'in yaşam öyküsünde özel bir koleksiyonda bulunduğu iddia ettiği bilinmeyen bir eserde Paracelsus Melissa Ens'in hazırlanması ve erdemlerini anlatmaktadır.   

"Esas Ens Melissa (Primum Ens Melissae) şu şekilde hazırlanır: 250 gram potas (potasyum karbonat) alınız ve eriyinceye dek havaya maruz tutunuz (havadan nem çekmek suretiyle). Sıvıyı elekten geçiriniz ve sıvı bitkiyi tamamen örteceği kadar alabileceği kadar melissanın taze yapraklarını içine koyunuz. Sıkıca kapatılmış bir camda yirmi-dört saat ılık bir yerde kalsın. Sonra sıvıyı yapraklardan ayırıp yaprakları atabilirsiniz. Bu sıvının üzerini 3-5 cm örtecek şekilde etil alkol dökülür ve alkol derin yeşil bir renk alıncaya dek bir iki gün beklemeye alınır. Sonra alkol üzerinden alınır ve saklanır, sonra da kalan alkalin sıvının üzerine tekrar taze alkol konulur, bu işlem renkler alkol tarafından tamamen çekilinceye dek tekrarlanır. Uçan alkolün geride bıraktığı sıvı yoğun bir şurup şeklini alıncaya dek alkollü sıvı damıtılır. Bu kalan sıvı Esas Ens Melissadır, ama damıtılan alkol ve kalan sıvı potas tekrar kullanılabilir. Sıvı potas çok yoğunlaşmış ve alkol güçlü olmalıdır, yoksa karışırlar ve işlem başarısız olur."    

Yukarıdaki metine bir not olarak, Hartman, Fransız Kralı Louis XIV'in hekimi Lesebure'un "Kimya Kılavuzu"ndan  (Chemischer Handleiter, Nuremburg'de 1685 yılında basılı, sayfa 276) bir alıntı aktarıyor, burada Lesebure Esas Ens Melissa'in sürekli kullanımıyla ilgili şahit olduğunu iddia ettiği bir deneyi anlatmakta:

"En yakın dostlarımdan biri Esas Ens Melissa'yı hazırladı ve bu sırlı çalışmanın (arcanum) sonuçlarını bizzat görmeden rahat edemedi, böylece hakkında duyduğu rivayetlerin doğru olup olmadığı konusunda emin olabilirdi. Dolayısıyla deneyleri ilk başta kendisi üzerinde, sonra da yetmiş yaşında bir kadın hizmetkarı ve nihai olarak evin etrafında yaşlı bir tavuk üzerine uyguladı. Her sabah bu tentürün damlatıldığı bir kadeh beyaz şarap aldı ve on dört gün aldıktan sonra hiç acı çekmeden el ve ayak tırnakları döküldü. Bu deneyi devam edecek cesarete sahip değildi, ama yaşlı kadın hizmetkarına verdi, bu bayan on gün süreyle her sabah Ens'i aldıktan sonra tekrar eskisi gibi adet görmeye başladı. Bu onu çok korkuttu çünkü bir ilaç aldığını bilmiyordu ve sonuçta deneyi devam etmeyi reddetti. Bundan sonra arkadaşım tavuğun yediği yemleri tentürlü şarapla ıslattı, altıncı günde tavuğun tüyleri dökülmeye başlamış, sonunda hiç tüyü kalmamış, iki hafta sonra yeni tüyler büyümeye başlamış. Bunların renkleri çok güzelmiş, başındaki ibik tekrar dik durmaya başlamış ve tavuk tekrar yumurtlamaya başlamış.  

Yine bir simya el yazmasını göre, melissa ile farklı bir süzme yöntemle daha az şiddetli bir sonuç alınarak verildiği tavukların yumurta sayısı ve ağırlığı artığı kaydedilmiştir.  

Bunları her ne kadar tentürün düzenli kullanımını teşvik etmek için aktarmıyorsak da, bu tür hikayeler simya ürünlerinin şifa verici ve gençleştirici özelliklerini efsanesinin yayılmasına neden olmuştur.  

Bu dizideki yazılar Mark Stavish'in "Bitki Simyası üzerinde Kısa bir Kurs" ("A Short Course in Plant Alchemy") kitabından alıntılardır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazan Mark Stavish 
Çeviren Kemal Menemencioğlu 
 

Bir simyasal veya spagirik ürünü yaratmak bir ezoterik öğrencinin başarabileceği en yüce ve mükafatlandırıcı faaliyetlerden biridir.

Bitki Aleminde dahi, bir "Taşın" yaratılışında "Elementler"in sembolik dengelenmesi işlevselliğinin esasıdır.   

Ana bitkinin Kükürt, Tuz ve Merkürünün ahenkleşmesiyle, bitki, esiri (eterik) ve astral enerjinin potansiyel aracısı olarak mükemmelleşir.  

 

Bitkisel Taş 
Bir Bitkisel Taşı yapmanın birçok yöntemi vardır. Bunların arasında basit olanı ve çok karmaşık olanı da olup, her birinin avantajı ve dezavantajı vardır. Konuyu fazla uzatmamak ve başarı olasılığı artırmak açısından bazı basit yöntemleri vereceğiz.

Daha önce ima edildiği gibi Taşın etkileri inisiyatiktir. Fiziksel sağlık etkilenirken, bu evrede esas amacı öğrenciye daha geniş bir şuur alanı açmaktır. Ayrıca bir yere kadar, onu yaratan kişinin "Bitki" (veya hayvani nefsi ruhu - İbrani Kabalada Nefeş/Nephesh) niteliklerini üzerinde hakimiyetini temsil etmektedir. Onlar astral-Yetzirah alemine etkili ve güçlü kapılar olabilirler ve bizi Briatik (Güneş-Arketipsel) inisiyasyon kapısının önüne getirebilirler.

Bütün yedi gezegensel taşların imalatı ve mükemmelleştirilmesi, öğrencinin Astral-Yetzirah Aleminin hakimiyetinin fiziksel bir göstergesini temsil etmektedir. 

Bir bitkisel taşı yapmanın süreci bir önceden anlatılan bir spagirik tentürü yapmaya benzemektedir. Ancak, Tuzu çıkarma opsiyonu yerine burada kalsinlenmesi (yakılmak veya yüksek ısıda tutmak) ve ileride kullanmak üzere saklanması gerekmektedir. Eğer bitkiden elde edilen tuz yetersizse, bazı durumlarda Deniz Tuzu ilave edilebilir.

Tuzun ıslatıp süzdürülmesi de elementlerin dengelenmesinin son evrelerinde daha çok gelişmeye neden olabilir. Süzdürme şöyle yapılır: tuz az damıtılmış suyun içine konur ve yavaş yavaş buharlaşmasına izin verilir veya ısı lambası veya ekmek fırınında ısıtılır. Sonra tuz kaptan kazılır, dövülür ve tekrar yakılır (kalsinleme). Deneyimsel olarak tuzun iyi yayılması ve ısı kaynağın yakın olması durumunda süzdürmenin 15-30 dakikada yapılabileceği görülmüştür. 60'lık ampullü basit bir masa lambası bu iş için yeterlidir.  

Daha önce tentürde birlikte olan Kükürt ve Merkür, bazı durumlarda farklı özelliklerine ayrıştırılır. Böylece bir simya laboratuarında tekrar birleşecek Taşın yaratılışında üç ayrı madde vardır.

Eğer Kükürt yağının ve Merkür alkolünün ayrıştırılması teçhizat yetersizliğinden dolayı mümkün değilse, onlar birlikte de kullanılabilir, ama bu üretilen Taşın kalitesini etkileyebilir. Bir "yapay bitkisel taş" ayrıca deniz tuzu, alkol ve istenilen bitkinin yüksek dereceli öz yağlarından da elde edilebilir. Her şeyden önce, bir Bitkisel Taşın yaratılması uzun sürdüğünü idrak etmek gerekir, bazı durumlarda bu bir kaç ay sürebilir ve yaratıldıktan sonra renk ve dokusu değişecektir. Bu evrede gerekli olan özellikler sabır, adanma ve güvendir.   

 

Metot I
Simyasal çalışmalarda başarının anahtarı hazırlıktır. Gerekli maddelerin, çalışma yerinin ve her şeyden önemli uygulayıcının tavrının hazırlanması. Tavır alçak gönül ve operasyonun başarısı konusunda sarsılmaz bir güven olmalıdır. Mümkünse, ürünün ortaya çıktığı nihai sonuç ve beraberinde verdiği his hayal edilmelidir. Bu gerçekleşmesine yardımcı olacaktır. 

Şu sözleri anımsayınız, Khunrath'ın: "Ora et Labora" - Dua ve Emek; ve Mutus Liber'deki on dördüncü plakanın altındaki aforizme: "Ora, lege, lege, lege, relege, labora et invenies - Dua ediniz, okuyunuz, okuyunuz, okuyunuz ve tekrar okuyunuz, çalışınız ve keşfedeceksiniz."

Talimatların sırasına dikkat ediniz: Önce dua gelir, sonra okumak ve tekrar okumak, ve nihai olarak maddi operasyonlar.

Simyager yalnız veya en azından bir yardımcıyla çalışırken, çalışmayı sadece kendileri için değil ama acı ve çileyi gidermek için yaparlar. Bu amaç Tapınakçı Şövalyelerin sloganları olarak aldıkları Eski Ahittin 115nci Mezmurunda iyi bir şekilde ifade edilmişti: "Non nobis Domine! Non nobis, sed nomini tuo da Gloriam" (Şahsımıza değil, şahsımıza değil, ama Adınıza ihtişam veriniz).

 
Taş
Tuz zamanından önceden kalsinlenebilir veya otun gezegen gününün gezegen saatini bekleyebilirsiniz.

Kalsinleme işlem, gözüktüğünden daha karmaşıktır, zira alkolün tamamen yakmak tortuyu kül haline getirmek için yeterli değildir. Kor ve közler parlak turuncu bir renk alıncaya dek hafifçe üzerine üflenmeli. Eğer bu şekilde ısıyı artırmayı düşünürseniz, göz ve saçlarınıza yanan külleri üflememeye çalışınız. Eğer külleri kontrol etme konusunda kendinize güvenmiyorsanız emniyet gözlükleri takınız ve küllerin uçmasını önlemek için kalsinleme kabın üzerini bir tel ağ ile örtünüz. Bu önelidir, çünkü daha ince ve hafif küller kolay bir şekilde uçarlar ve bu küller Bitkisel Taşın yapımında önemlidir.

Ayrıca, az miktarda külü potaya koyup gaz ocağınızın ısısını potaya sarmasına izin verirseniz. Pota çok sıcak olacağından dolayı maşa gerekecektir.

Ayrıca, birkaç mutfak ısı altlıkları ve eldivenleri bulundurmakta yarar olabilir.  

Küllerin soğumasına izin veriniz. Onları tekrar alkole batırınız ve işlemi tekrarlayınız. Dördüncü ve beş,inci yakmada devam edebilmeniz için uygun beyaz veya beyaz-gri rengini elde edebilirsiniz. 

Tuz zamanda önce hazırlanmışsa, yani gezegen saatinden önce, onu ısıya dayanıklı bir tabak veya potaya koyup düşük seviyede bir ısı kaynağının üzerine yerleştiriniz. Isı değiştirilip ayarlanabilir, ama hiç bir şekilde otu yakmasına veya kavurmasına izin vermeyiniz.  

Yavaş yavaş, tamamen emilinceye kadar damla damla tentürü ısıtılmış Tuzun üzerine tamamen emilinceye dek ilave ediniz. Buna imbibisiyon denilir veya Taşı yaşamla (Merkür) ve Ruhla (Kükürt) imbib etmek. Esas olarak otun bitkisel gücünü reenkarne ediyorsunuz. 

Bu işlemi istediğiniz kadar devam ediniz veya yarım saat (gezegensel saat veya normal) sonra durunuz. Ya bir sonraki hafta, veya da başka bir günde, tercihen Cumartesi otun gezegensel saatinde tekrar başlayınız. Eğer bu size zor gelirse, Çalışmayı yapabileceğiniz herhangi bir saatte başlayınız. İmbibasyon evreleri arasında, Taşı meraklı gözlerden ve mümkünse güneş ışığından uzak tutunuz. Rahimde olsa, toprak içinde de olsa birçok iyi şey karanlıkta büyümeye sever.   

Taş artık sıvı alamayacak şekle girince, takip eden bir kaç ay zarfında geçireceği değişikleri  gözetleyebileceğiniz bir yere koyunuz. Mümkünse, onu bir kuluçka makinesi hatta bir pilot ışığı olan bir gaz ocağı gibi ısı kaynağına yakın saklayınız.

Taş pelteleşmeye başlarsa, hemen potadan yüksüğe dökünüz çünkü sertleşmeye başlar ve porselen potadan zor çıkar. Bu daha yumuşak kolay sindirilir Taşlara kıyasla tercih edilen türdendir. Eğer taş kauçuk gibi yumuşaksa, küçük dilimler şeklinde dil altında veya bir bardak damıtılmış suyla birlikte sindirilebilir.

Taş eğer sertse, onu bir kaç dakika için damıtılmış suyun içine bırakınız, böylece gücünü suya aktarır. Sonra suyu içiniz. Taş mükemmelse, arada bir suya batırmak Taşın ne değerini düşürür, ne de aksi gelir. Eğer mükemmel değilse onun zamanla erimesi beklenir.   

Çalışmanın yapıldığı sürede gün, saat ve ay fazları dikkatle not ettiğiniz bir kayıt defteri tutmanız elzemdir. Çalışmanın ayın kara fazlarında yapılmaması önemle ikaz edilir. Çoğu psişik faaliyetlerde olduğu gibi ayın yeni ve dolunay fazları son derece yararlıdır. 

Bu konuda Dion Fortune şöyle demiştir:

"Ay ışığı bu eterik faaliyetlerin uyarıcı unsurudur ve dünya ve ay tek bir eterik çifti (bedeni) paylaşırken, bütün eterik faaliyetler ay doluyken en faal duruma geçerler. Diğer yandan, eterik enerjinin en düşük zamanı kara aydadır ve bu sıralarda dağınık güçler ortaya çıkıp sorun yaratma eğilimdedir. Klipot (Qliphoth, İbrani Kabalada "Kabuklar", karanlık güçler) ejderi yedi başını da kaldırır. Bundan dolayı bu sürede, çok deneyim kişiler haricindekiler pratik okült çalışmalardan uzak durmaları önerilir. Yaşam verici güçler nispeten zayıftır ve dengesiz güçler nispeten güçlüdür, bu da deneyimsiz ellerde kaotik sonuçlara meydan verir."        

Her ne kadar Dion Fortune bir bir Kabalist ve ritüel majisyen olup da bir laboratuar simyageri değilse de, sözleri halen geçerlidir. Daha sonra göreceğimiz gibi Kabala ve simya arasındaki ilişki çok yakındır.    

 
Metot II
Tentürü yapmak için kullanılan otun tuzları elde yoksa, benzeri bir işlemle "yapay bir taş" yapılabilir.

Kalsine tortu yerine, deniz tuzu yağmur suyuyla ıslatılır ve birkaç kez kurutulur, aralarda havanda dövülür. Simyagerin elinden yayılan aura ve enerji Çalışma için son derece önemlidir. Bundan dolayı Tuz ve tentür üzerinde çalışılırken simyagerin tavrı ve başkaların dağıtıcı düşüncelerinden uzak yalnız çalışması o denli hayatidir. 

Simya, Kabala veya Hermetik çalışmalarla ilgili birine hatırlatmak her ne kadar gereksizse gözükse de, yine de önemini vurgulamak için tekrar ediyoruz: düşünceler maddi dünyamızda oluşmak üzere yola çıkmış gerçek ve cismani şeylerdir. Bundan dolayı kendimizi zihinsel olarak bir örtü veya peçeyle sarıp başkaların dağıtıcı psişik enerjilerinden izole ederiz. Aynı şekilde ürünlerimiz bittiğinde onları alüminyum folyo ile sararız. Alkol aynı soğuk su gibi psişik titreşimlere karşı son derece hassastır ve her ikisi bu konsantre enerjiler için depolama aracısı görevini görürler.      

Bir daha bir bara gittiğinizde veya alkolik bir içki içtiğinizde bunu düşününüz. Anonim Alkolikler (alkol bağımlıları için bir dayanışma ve tedavi kuruluşu), denilir ki tedavi gören bağımlıların negatif düşüncelere girmekten uzaklaşmaları gerektiği söylenir, çünkü depresyon ve kaygı onları tekrar içki veya uyuşturuculara sevk eder. Birçok alkoliklerin hep efkarlanıp dertlendiklerini düşünürseniz, ellerinde sıkı bir şekilde tutukları buzlu içkilerde biriktirdikleri başarısızlık, öfke ve kendine zarar verme duyguları şarj edilmiş tılsımlar gibi yutmaktadırlar. Bu durumda, alkolizm ve uyuşturucu bağlılığın bireylerin ruh ve bedenlerine bu denli yıkıcı etkisi oluşu, topluma zararlı olmasına şaşmamak gerekir.   

Eğer deniz tuzu ıslatmayı tercih etmiyorsanız, onu eziniz ve onun aynı bitki Tuzu gibi tentürün yaratıcı güçlerine veya Kozmik Enerji ve Şuura açıldığını hayal ediniz.  

Uygun gezegen gün ve saatinde imbibasyon işlemini ilk önce etil alkolle duyuncaya dek, sonra öz yağla bir damlatıcı ile başlayınız. Önceki metotta anlatıldığı şekilde birkaç kez devam ediniz.  

 

Deniz Tuzu ve Simya
Modern tuz rafine teknikleri bir çok metotlarını geliştiren kadim simyagerlere çok şey borçludur. Deniz ve sembolleri her çağın simyager ve mistikleri için zengin bir ilham kaynağı olmuştur. Bu açıdan, fiziksel bedenlerimizin içinden geliştiği esas kaynak denizin kendisi aynı zamanda yiyeceklerimizin çoğunun kaynağı olmakla beraber potansiyel ilaçlar da içermektedir.  Eaux-Meres veya "Ana Sular", plazma, amnios sıvı ve bütün beden sıvılarımızın bazıdır. Bu sebepten dolayı, bu çalışmada sadece deniz tuzu uygundur ve bu suyun doğal, organik bir şekilde elenip rafine edilmesi gerekir. Ocak veya kıyılardan kazılan tuzlar "simyasal açıdan kirlenmiş" addedilir ve bu yenileme ve gençleştirme işine uygun değildir. Yavaş ve doğal yöntemle elde edilen tuz 84 çeşide aşkın esas mineral içermektedir ve daha ekonomik toptan imalat uygulamalar kullanıldığında bunların çoğu noksandır.        

 
Etüt için Önerilir
Burada belirtilen deneylere girişmeden önce yanınızda bir defter tutarak burada yazılanları bir kaç kez okuyunuz. Her teknikteki adımları özetleyiniz ve defterinizin ön sayfasına yazınız. Deneyleri uygularken, notlarınıza bakınız ve aldığınız her adımı yazınız. Yazdıklarınızı önceki talimat notları ile kıyaslayınız. Bu gereksiz gözükebilir, ama bunun amacı yaptıklarınızı kaydetme alışkanlığını kazanmanızdır, böylece ileride daha karmaşık deneylere girişmek isterseniz gerekli uyarı ve deney notları alma alışkanlığı alınmış olur. Daha önce belirtildiği gibi, bitki çalışmaları nispeten güvenlidir. Eğer bir şeye yanlış etiketlendirirseniz onu atabilirsiniz veya dilinizin altında test edebilirsiniz, ama metalik çalışmaların pek af edici yönü yoktur. Erken edinen iyi alışkanlık bir ömür boyu sürer ve ileride epey zaman kaybını önler.        

 

Sonuç 
Simya yaşam boyu bir süreçtir. Burada verilen uygulamalar, bir spagirik öğrencisini en az bir yıl veya fazlası meşgul tutacak niteliktedir. Spagirik ilaçlar uzun süreli alındığında birikimsel etkileri vardır. Alınan tek bir dozajın etkisi bir hafta civarında bir sürede silinebileceği gibi, ne zaman yenilse, ruhsal algılama organları biraz daha esnetilir. Kayda değer herhangi bir etüt gibi, sabır, güven, inanç ve zarafet gerekli olan yegane aletlerdir. Sonuçta kendi dönüşümüzü gerçekleştiriyoruz, bitkiler sadece Dönüş Yolunda bize yardımcı oluyor.  

Bu dizinin hazırlanmasında verdiği çok değerli teknik yardımlarında dolayı Russ House, F.R.C., Doğa Filozofları  (The Philosophers of Nature (PON)) başkan yardımcısı ve eski RCUI Simya Öğretmenine teşekkürlerimi iletmek isterim. 

Bu dizideki yazılar Mark Stavish'in "Bitki Simyası üzerinde Kısa bir Kurs" ("A Short Course in Plant Alchemy") kitabından alıntılardır. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...