Jump to content

Divan Edebiyatında Cadı İmgesi


nevermore

Önerilen Mesajlar

insanlar çoğu zaman bilinmeyeni ' ·olağanüstü"yle açıklamaya çalışmışlardır. Anlamlandıramadıkları birtakım olayların sebebi olağanüstü varlıklardır. Yüzyıllar içerisinde bu düşünce biçimi insanların var olduğunu düşündükleri çeşitli yaratıkları , varlıkları tanımlamalarına neden olmuştur. Cadılar sahip oldukları varsayılan birtakım özelliklerle "olağanüstü varlık" sınıfına dahil olurlar. Hemen her kültürde farklı adlarla adlandırılmış olsa da "cadı"nın benzer özelliklerle kendisine yer edindiği görülür.

 

Çoğunlukla "büyü ve sihir"le birlikte anılan cadının divan şiirine yansıyışı bu bildiride açıklanmaya çalışılacaktır.

Kaynaklarda cadının tanımı benzerlik göstermekle birlikte farklı aktarımların olduğunu belirtmek gerekir. Farsça sözlükte cadının karşılığı sihirbaz olarak geçer (Şükün, 1984: 637). Farsçadan dilimize geçen "cadı " sözcüğü, sözlüklerde şöyle tanımlanmıştır: " l. Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak. 2. mec. Huysuz. çirkin. ihtiyar kadın. 3. esk. Çok güzel göz." (TDK, 2005: 341). "Huysuz ve çirkin kocakarı. (Geniş anlamda) büyücü.'' (Tuğlacı. 1971: 382). '·ı. Cadı 2. Hortlak, gul. 3. Büyücü. 4. Çok güzel göz'' (Özön, 1965: 98). "1. Cadı , büyücü. 2. Gulyabani ,

 

hortlak, karakoncolos, vampir. 3. Çirkin kocakarı , acGze. 4. Çok güzel göz." (Devellioğlu, 2004: ı 21 ).

Cadıyla ilgili olarak şu bilgileri eklemek mümkündür: '·Sihirbaz demektir. saç telleriyle sihir yapan büyücü kadın. Edebiyatımızda bir görüşte insanı büyüleyen ,

cazibeli, oynak dilber yerinde ve göz, gamze, saç vasfında kullanılmıştır."(Onay, 1994: 86). "Geceleri mezarından çıkarak gezdiğine inanılan hortlak demektir. Gol, kara koncolusu da denir. Eski masallarda çok geçer. Birçok metin efsanelerine girmiş olan hortlak, mezarından çıkıp insanı boğan ve kanını emen dirilmiş ölü farz olunur. Cadı ile vampirin farkı, cadının daha ziyade bir kocakarı şeklinde tasavvur edilmesindendir." (Pakalın, ı 993: 252).

 

Görüldüğü üzere kaynaklarda cadı kocakarı görünümlü, kötülük ve büyü yapan bir varlık olarak tanımlanır. Hemen her tanımda cadıyla büyü arasında bir ilişki kurulur. Divan edebiyatında da cadının ön plana çıkan özelliği büyü gücüne sahip oluşudur. Büyü "Tabiat üstü gizli güçlerle ilişki kurularak yahut kendilerinde gizli güçler bulunduğuna inanılan bazı tabii nesneler kullanılarak zararlı, faydalı veya koruma

gayeli bazı sonuçlar elde etmek için yapılan işler. " olarak tanımlanır (Tanyu, 1992, 501). Büyüyle ilgili diğer bir tanım da şudur: "Doğaüstü güçlerle doğanın etkilenebileceği inancı. " (Hançerlioğlu , 1984: 45). Tanımlardan görüleceği üzere büyüyü yapan kimsenin -büyücünün- doğaüstü güçlerle ilişki kurabilmesi gerekir.

 

Cadının Farsça sözlükteki karşılığının "sihirbaz" olması cadıyla sihir arasındaki ilişkiyi düşündürür. Sihir, "el çabukluğu , göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi , şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası "dır. Sihir "el çabukluğu ve illüzyon gibi teknikleri" içine aldığından büyüden daha kapsamlı olduğu kabul edilir (Çelebi, 2009: 1 70). Büyü ve sihir arasında iç içe geçmişlik söz konusudur. Sihir ve büyü arasında keskin ayrımlar olmadığı gibi büyü ya da sihir yaptığı düşünülenler arasında da ayrımın her zaman yapılamadığı görülür.

 

İslam Ansiklopedisi 'nde bu bağlamda şu tespitte bulunulmuştur: "Cadılar ve kahinler büyücülerle karıştırılırsa da aslında onlarınki bir teknik değil şahsi kabiliyettir." (Tanyu, 1992: 501). Divan şiirindeki örneklere bakıldığında içinde "cadı" geçen beyitlerde çoklukla cadının büyüleme özelliğinden bahsedilir. Bununla birlikte büyü ya da sihir sadece cadıya atfedilmez. Büyü ya da sihirle anılan başka varlık ya da kişiler de vardır. Bunlara ait özellikler de zaman zaman beyitlere yansır. Konuyu sınırlandırabilmek için çalışmada sadece içinde "cadı " sözcüğü geçen beyitler seçilmiştir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Cadılara Özgü Özellikler:

 

 

Kaynaklarda cadıların bazı özelliklerinden bahsedilmiştir. Halk inanışlarına dayanan bu özellikler, divan şairlerinin beyitlerine de yansımıştır. Bu özellikler küpe binmek, ateşte yanmamak, suya batmamak şeklinde sıralanabilir.

 

 

Küpe binmek

 

 

Cadıların küpe bindikleri düşünülmektedir. Cadıların bu özelliğiyle ilişkili şunlar söylenir: [Cadı] büyücülük yapar, küp üstünde veya süpürgeye binmiş olarak uçar."

(TDEA, 1977: 2). Ahmet Talat Onay bu durumla ilgili olarak şöyle bir açıklama getirir: "Dilimizdeki "Öfkesinden küplere bindi." sözü cadıların hiddetle küpe binip uçarken sihir yaptıkları hakkındaki rivayetten doğmuş bir tabir olsa gerek." (Onay, 1994: 86). Sehi beytinde cadının bu özelliğini hatırlatır.

 

 

Hayal-i çeşmüni gönlümde her kim Göredir küpe binmiş bak bu cadu

Sehi G /6

"Gözünün hayalini gönlümde her kim görse, der ki bak bu cadı küpe binmiş ."

 

 

Suya batmamak

 

 

Cadıların suya girdiklerinde suya batmadıkları düşünülür (Pala, 2000: 77). Necati, aşağıdaki beyitle hem cadıların bu özelliğine değinir hem de sevgilinin yanağını suya, benini de cadıya benzetir.

 

 

Ruhunda hal-i fettilnın görelden

 

Bilindi bu ki batmaz suya cadu

Necati G 44114

 

 

"Yanağında fitne koparan benini görünce bilindi ki bu cadı suya batmaz."

Tacizade Cafer Çelebi de aynı durumu bir müraca'a beyitle anlatır:

Didüm ab-ı ' ıziirunda niçün zülfeynün olmaz ter

D idi Ca 'fer 'aceb olmaz cu ya batmasa cadu

Tacizade Cafer Çelebi G 6517

 

 

'·Su gibi yanağında neden saçın ıslanmaz , Cafer, cadı suya batmasa bu şaşılacak şey

değildir. "

 

 

Ateşte Yanmamak

 

 

Ateşin cadıları etkilemediği düşünülür. Necati tezatlardan yararlanarak cadının hem ateşte yanmadığından hem de suya batmadığından bahseder.

 

 

Ne gönül kodu ne göz hal-ı ruh u arız-ı dost

Oda yanmaz suya batmaz nice cadudur bu

Necati G 443/2165

 

 

'"Sevgilinin yanağı ve yanağındaki ben, ne göz ne de gönül koydu; ateşte yanmayan suya batmayan bu cadı nasıl bir cadıdır?'"

Gamzesi ateş-i suzana girer bir cadG

Ne dil-i şu ' le-feşan ne alev-i ah bilir

Nefı G 42/4

 

 

"Nazlı bakışları yanan ateşe giren bir cadı , ne alev saçan gönlü ne de ahın alevini bilir." beytinin ilk mısrasında Nefi, sevgilinin bakışlarının yakıcılığından ve cadılığı dolayısıyla bundan etkilenmeyişinden SÖZ eder. İkinci mısrada ise aşığın yanan gönlünü ve alev gibi ahiarını anlatır. Yakan cadı sevgili, yanan ise aşıktır.

 

 

Cadının Sevgilinin Güzellik Unsurlarıyla ilişkilendirilmesi

 

 

Divan şiirinde sevgilinin fiziksel özelliklerinden bahsedilirken çoklukla onun ''büst"' kısmına ait unsurlar ön plana çıkar. Sevgilinin başlıca güzellik unsurları olarak "yanak, alın, saç, kaş , göz, kirpik, ağız, dudak, çene. diş , hat, ben ve gerdan"ı sayılabilir (Akün, 1994: 416). Divan şiirinde sıkça bahsedilen güzellik unsurlarından sevgilinin gözü, saçı ve beniyle ilişkili olarak beyitlerde ' ·cadı' ' sözcüğüne yer verildiği görülür. Divan şairleri bu üç güzellik unsurunun büyüleyici olduklarını vurgulamak için bu unsurları

cadıyla ilgili çeşitli benzetmelerle anlatırlar.

 

 

Sevgilinin Aşığı Güzellik Unsurlarıyla Büyülemesi

Sevgilinin Aşığı Beniyle Büyülemesi

 

 

Divan şiirinde ben (hal), fülfül , hindG, meges. nokta gibi klişe benzetmelerle anılır (Dilçin, 1986: 137). İçinde cadı geçen beyitlerde sevgili aşığı beniyle büyüler. Emri, benin cadı olması dolayısıyla sihir yaparak sinek şekline girdiğini anlatır. Hayal-i hal-i cadGsı dile sihr itınege gelmiş

Meges şeklinde zahın-ı sineden hGn-ı ciger sormış

Emri G 241/3

"Cadı beninin hayali gönle sihir yapınaya gelmiş ; sinek şeklinde yaralı sineden kanlı

ciğer sormuş."

 

 

Sevgilinin Aşığı Gözüyle Büyülemesi

 

 

Sevgilinin güzellik unsurlarından gözle ilgili olarak farklı kelimeler ve benzetmeler kullanılmıştır. Sevgilinin gözüyle (ayn, çeşm , dlde) ilgili benzetmelerin yanı sıra gözün nasıl baktığı (gamze, nigah) da divan şiirinde yer almıştır. Divan şairlerinin "cadı'· kelimesini en çok sevgilinin güzellik unsurlarından olan gözle kullandığı görülür.

 

 

Fuzuli aşağıdaki beyitte gözü cadıya benzetirken gözün öğrettiği büyüyle kirpikierin de cadı gibi aşığı büyülediğini öne sürer.

 

 

Müjen hançerlerin gönlüm basar bağrına vehm etmez

Ana cadu gözün güya ki ta'lim-i füsün etti

Fuzuli G 283/5166

 

 

"Gönlüm hançer kirpiklerini korkmadan bağrına basar; ona cadı gözün sanki büyü öğretti . "

Mihri Hatun 'un gözden hiç bahsetmeden "iki cadı ' ' diyerek gözün büyüleyici

olduğunu anlatması da dikkat çekicidir.

 

 

Çeşınine din virdün ey dil pendümi guş itmedün

Gör nice sihr itdi ahir bu iki ciidi sana

Mihri Hatun G 4/3

"Ey gönül onun gozune can verdin, öğüdümü dinlemedin; gör bu iki cadı sana sonunda nasıl sihir yaptı. "

Gerçi merhemdür nigiih-ı lutfı yilrün yarina

Sanma amma zahm-ı tlg-i gamze-i ciidi biter

Şeyhülislam Yahya G 71/4

·'Sevgilinin lutf dolu bakışı dostlara gerçi merhemdir amacadı bakışınm kılıç yarası sanma biter."

Çeşm-i cildisuna diviine olam ol şühun

Deşt-i endlşede iihG-yı füsGn oldu bana

Şeyh Galib G 7/5

·'O şuhun cadı gözüne deli divane olayım; bana düşünce çölünde büyülü ceylan oldu.''

 

 

Sevgilinin Aşığı Saçıyla Büyülemesi

 

 

Divan şiirinde sevgilinin saçıyla (glsQ, mG, turra, zülf) ilgili klişe benzetmeler onun saçlarının dağınık, siyah ve misk kokulu olduğunu destekleyecek niteliktedir. Sevgiliyi güzelleştiren unsurlardan biri olan saç büyü aracı olarak kullanılır. Sevgili saçıyla aşığı büyüler.

 

 

CiidGiık idüb zülf-i siyehkiirı yüzinde

Sünbül bitürür sihr ile gül-berg ü semenden

Tacizade Cafer Çelebi G 152/3

"'Günahkar saçın yüzünde cadılık edip sihir ile gül yaprağından ve yaseminden sünbül bitirir."

Ne fettanlık ider çeşmün kim olur 'akl meftünı

Ne ciidGiık kılur zülfün k' olur dil bl-karar andan

Tacizade Cafer Çelebi G 161/5 167

"Gözün ne fettanlık eder ki akıl tutkun olur; saçın ne cadılık yapar ki gönül ondan

kararsız olur."

Nefi cadıyı bu beytinde doğrudan saçın sıfatı olarak kullanır. "Turra-i cadı'' tamlamasıyla cadının yaptığı büyünün kendisi üzerindeki etkisinden bahseder.

Bilmem ne füsı1n eyledi ol turra-i cadı

Kim böyle serasime vü aşüfte-nümayız

Nefi 55/2

"Cadı saçın ne büyü yaptı bilmem ki böyle sersem ve kendimizden geçmiş haldeyiz."

 

 

Sevgiliyle Dolaylı Olarak ilişkisi Olan Büyüler

 

 

Sevgilinin güzellik unsurlarına yine bu beyiterde de gönderme yapılmakla birlikte cadıların ne gibi büyüler yaptığı da ortaya konmuştur. Tacizade Cafer Çelebi, sevgilinin yüzünü aya, zülfünü de ayı etkisi altına almış bir cadıya benzetir.

 

 

Rı1y-ı zibasın kara zülfi idinmiş zir-i dest

Ca'fer ol cadıyı gör kim mahı teshir eylemiş

Tacizade Cafer Çelebi G 74/5

"Süslü yüzünü kara zülfü el altından kapatnuş; Cafer o cadıyı gör ki ayı büyülemiş. "

Emri cadıların büyüyle kilit açtıklarını hatırlatarak gönül bağını açacak kişinin sevgilinin cadı gibi büyüleyici gözleri olduğunu belirtir.

 

 

Va'de-i vas! eyleyüp çeşmün açar dil bendini

Nitekim cadılar efsun ile açarlar kilid

Emri G 72/4

"Kavuşma günü gelince gözün gönül bağını açar; nitekim cadılar da büyüyle kilit açarlar."

 

 

Emri bu beyitre sevgilinin misk kokulu saçlarını kavuşulacak bir hazineye benzetir.

Bununla birlikte sevgilinin saçının kendini yılana çevirmiş bir cadı olduğunu bu yüzden

ona ulaşmanın mümkün olamayacağını da dile getirir.

Görüp miskinsaçıney can-ı miskin genc-i vas! umma

O bir cactı1 imiş kim sihr ile kendün yılan itmiş

Emri G 229/2

 

 

"Misk kokulu siyah saçını görünce ey zavallı can hazineye kavuşacağını düşünme; o

bir cadıymış ki sihirle kendini yılan yapmış . "

Fuzuli de cadıların kendilerini farklı bir varlığa dönüştürebilme inancından yola çıkarak hem alışılmış saç-yılan benzetmesini kullanır hem de cadının (saçın) yaptığı büyüyü vurgulamış olur.

 

 

Bana Z~il-i felek çektiidi ol miiy-miyan cevrin

Görün bir tar-i miiyu nice ejder etmiş ol efidil

Fuziill G 238/2

"İhtiyar felek bana o kıl beliilin eziyetini çektirdi; görün, o cadı siyah bir kılı nasıl ejderhaya çevirmiş . "

 

 

Yapılan Büyülerin Aşığa Etkisi

 

 

Divan şiirinin daima sevgiliye özlem duyan, acı çeken, sevgiliden gelebilecek her türlü sılantıyı zevkle kabul eden aşığı , sevgilinin kendisini büyülemesiyle bazen hasta bazen de sarhoş gibidir. Kadı Burhaneddin, beyitte sevgilinin gözünün cadı gibi büyü yaparak kendisini hasta ettiğini söyler.

 

 

Gözün gönül i kıl ur hasta cadiilıkıyile

Bu derde derdden özge devası yoh nidelüm

K.Burhaneddin G 143/3

 

 

"Gözün gönlü cadılığıyla hasta eder; bu derde dertten başka deva yok ne yapalım. "

 

 

Aşağıdaki beyitte ise aşığın sarhoş gibi gezinmesi için sevgilinin cadı gözünün şöhretini duymak bile yetmiştir.

 

 

Şundan berü kı efidil gözün çavın işitdüm

Esrük yatıban oynarnağı her dem iş itdüm

K.Burhaneddin G 208/1

 

 

"Cadı gözünün şöhretiili işittiğimden beri; sarhoş gezmeyi iş edindim."

Gözleri cadiiiayıp kıldı bu aklurru esir Zülfi silsilesine bağladı inanmadı

K.Burhaneddin G 489/3

"Gözleri büyüyle aklırru esir etti; saçının zincirine bağladı, inanmadı. " beyünde ise sevgilinin gözleriilin aşığı büyüleyerek onun aklını esir etmesi anlatılır.

 

 

Cadının büyüyle ilişkilendirilmesi ve cinsiyetinin kadın olması tanımlardan çıkarılacak bir sonuçtur. Beyit örneklerinde sevgilinin güzellik unsurları doğrudan ya da dolaylı olarak büyüyle ilişkilendirilir. Bununla birlikte tanımlarda cadının cinsiyeti kadın olarak belirtilmişse de beyitlerden sevgilinin cinsiyetine yönelik kesin bir sonuca varmak mümkün değildir.

 

 

Cadıyla ilgili aktarılanlara dayanarak mitolojiye bakıldığında büyü yaptığı öne sürülen tanrılar, Hekate, Medea ve Kirke'nin de kadın olduğu görülür (Erhat, 1984: 134, 169 192, 21 9). ··Güçlü" olarak tanımlanan tanrıçanın özelliklerinin zaman içerisinde büyü yaptığı varsayılan diğer varlıklarla özdeşleştirildiği öne sürülebilir. Cadılar da tanrıçalar gibi güçlüdür. Bunların yanı sıra doğaya ve olaylara hakim olabilme yetisinin, büyü ya da sihir gücünün büyü yapan kişi ya da varlığı diğerlerinden daha üstün bir konuma getirdiğini söylemek mümkündür. Büyü, aşığın karşısında daima üstün olan sevgilinin

bu durumunu pekiştirici niteliktedir.

 

 

Şairin Sanat Gücüyle Büyü Arasında Kurduğu Bağ Divan şairleri cadıların büyü yapma özelliğini sevgilinin güzellik unsurlarını anlatmanın dışında kendi sanat güçlerini övmek için de kullanırlar. Cadıya ait büyü gücü, sevgilinin aşık üzerinde üstünlüğünü sağlamasına nasıl yardımcı oluyorsa. şairin de sanat gücünün üstünlüğünü anlatmasında yardımcı olur. Nefi, cadı dilli kalemini mızrağı ve kılıcı olarak kabul eder.

 

 

Kahramanım nlze vü şemşlre çekmem ihtiyac

Hame-i cildu-zeban ti"g u sinanımdır benim

Nefi K 12/3

 

 

"Kahraman'ım mızrak ve kılıca ihtiyaç duymam; cadı dilli kalem benim kılıcım ve mızrağımdır."

Bir başka beyitre Nefi, sözünün büyülü olduğunu ifade etmek ıçın kendisini bir cadıya , büyücüye benzetir.

Ne sihr etdin yine sözde hezar ahsente ey Nef'l

Senin gibi acep olur mu bir cildu-yı efsun-ger

Nefi K 21/34

"Ey Nefi yine sözde sana bin pekiyi ne sihir yaptın ; senin gibi büyücü cadıya şaşılır mı?"

 

 

Aşağıdaki beyine ise Nefi, kalemini hem isa nefesli hem de cadı olarak tanımlar. İsa

nefesiyle ölüleri diriltebilir. Bu onun mucizesidir. İslam ' da mucize peygamberlere

özgüdür; büyü ise yasaklanmıştır. Nefi sözünü bir yandan mucizeye benzerirken bir

yandan da büyü yapan bir cadıya benzetir.

Ne feyz alır dil ü destinden ey Nef'l k' olur da' im Kalem cildu-yı İsa-dem suhan hem şuh u hem nazik

Nefi G 67/5

"Ey Nefi kalem gönül ve elinden ne feyz alır ki daima isa nefesli cadı olur söz hem

şuh hem naziktir."

Şeyh Galib bu beyine cadı olarak nitelendirdiği kalemini aynı zamanda tılsımlı bir

ata benzetir.

 

 

 

 

Rüstemiz Şehname-i i'caza verdik sureti

Hame-i cadil meğer esb-i mutalsamdır bize

Şeyh 'Galib G 279/5

"Rüstem' iz mucize gibi Şeh-name'ye şeklini verdik; meğer cadı kalem bize tılsımlı

attır."

 

 

 

 

Divanlardaki beyit örneklerinde cadı daha çok büyü yapma özelliğiyle söz konusu edilir. Büyü doğa üstü bir güçtür. Cadı, bu gücünün yanında ateşte yanmamak, suya batmamak, küpe binip uçmak gibi özelliklere sahiptir. Bu inanışlar beyitlerde yer alır. Çoğu zaman beyitlerde büyü yapan kimselerle cadı arasında belirli bir ayrım yapıldığını söylemek mümkün değildir. Cadıların büyü ve sihir yapan varlıklar olduğu inancı da beyitlerde cadıyla ilişkilendirilerek sevgilinin çeşitli güzellik unsurlarının aniatılmasına neden olmuştur. Sevgilinin beni, gözü ve saçı aşığı büyüler.

 

 

Sözlüklerde cadı, kadın olarak tanırnlamr. Ancak divan şiirinde güzellik unsurları anlatılırken sevgilinin cinsiyetine yönelik bir tespitte bulunmak zordur. Büyü ve sihir güç unsurudur. Divan şiirinde ise aşığın karşısında güçlü bir sevgili vardır. Onun çeşitli özellikleriyle aşığı etkilernesi kaçınılmazdır. Bu durumda sevgiliye hem olağanüstülük katmak hem de onun aşık üzerindeki etkisini vurgulamak adına sevgilinin çeşitli güzellik unsurlarıyla aşığı büyülediği söylenegelmiştir. Bunların yam sıra divan şairi, kendi şiirini överken sözünün insanları büyülediğini vurgular. Dolayısıyla yine cadının büyü yapma özelliği burada da devreye girer. İnsanları büyülemek, onları etkilemek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Şair, şiir gücünü ispatlamak için "cadı"yı dolayısıyla da "büyü"yü kullanmayı tercih etmiştir.

 

 

KAYNAKÇA

Akün, Ö. F. (1994), "Divan edebiyatı" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 9,

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul.

Çelebi, İ. (2009), "Sihir", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.37, Türkiye

Diyanet Vakfı Yayınları , İstanbul. '

Devellioğlu, F. (2004), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Aydın Kitabevi

Yayınları, Ankara.

Dilçin, C. (1986), Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.

Erhat, A. (1984), Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Fuzul'i Divanı (1990), Haz.: Kenan Akyüz, Süheyl Beken, Sedit Yüksel, Müjgan

Cunbur, Akçağ Yayınları, Ankara.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Edebiyatta genel olarak güzellik gibi bir kavramla yan yana geçerken sözlüklerde sihirbazla birlikte kötücül bir figür olarak belirtilmiş olması ne kadar enteresan. Semavi dinlerin pagan inanışları şeytanileştirme çabaları sanata tam olarak yansımamış sanki. Hatta engizisyonun yediği haltlar (diri diri yakma, suya atıp batıp batmadığna bakma) bile edebiyatta sanki hoş ama aşığı yoran birer özellik gibi tasvir edilmiş. Çok ilginç...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...