Jump to content

Dark Witchcraft ve Dark Paganizm


sare

Önerilen Mesajlar

Dark Witchcraft,Karanlık Paganizm yada Dark Paganizm..

Bu konu üle ilgili küçük bir dökümanı paylaşıyım sizlerle..

 

Karanlıklarda huzur bulan insanlar vardır,

Gizemleri anlamaya çalışanlar,

Kış gecesinin sessizliğinde teselli bulanlar,

Yaşlı kadına şarkılar söyleyenler.

Bizler, Kara Paganlarız, Karanlık Anne'mizin çocukları.

 

Karanlık, sıklıkla kötülükle eş tutulmuştur. Doğa-merkezli bir dinde kötülük gibi bir kavrama yer olmayacağı gibi, biz Paganlar da bu tip klişe yargılara itibar etmeyiz.

 

Kötülük, insani bir terimdir. İnsanla başlar ve yine insanda son bulur. Bir fırtına, kötü olmadığı gibi, yok edici de değildir. Ateş de insanlığın yararına kullanılabileceği gibi onu yok etmek için de kullanılabilir. Bunun gibi doğanın kendisi de iyi olmadığı gibi kötü de değildir. Doğanın kendisinin herhangi bir içsel motivi olmadığı gibi bu tür ahlaksal kodları da yoktur. Yalnızca biz insanlar, kendi karmaşık duygularımız ve bilincimizle, bu tür kategorileri oluştururuz.

 

Ölüm, yıkım, kaos... Bunlar doğanın temel kuvvetleridir. Yaşam yaşamla beslenir, yıkım yaratımdan önce gelir. Yanlızca bunlar temel kanunlardır, ve yoruma açık değildirler.

 

Paganlar doğayı yalnızca iyi ve yaratıcı olarak insanileştirdiklerinde onun bütünündeki bu tür unsurları inkar etmiş olurlar. Doğanın karanlık kuvvetlerinden bilinmeyenin korkusuyla kaçıldığı zaman, bizler, kendi varlığımızın da bir yarısını inkar etmiş ve onların bize sunduklarından mahrum kalmış oluruz ki bu da bize tamamlanmamış bir resimden başkasını sunmaz.

 

Bilinmeyenden korkmak biz insanların doğasıdır. Ve idrak gücümüzün dışındaki güçleri temsil eden arketipsel formlardan korkmak da öyle. Ama bizler, Kara Paganlar, bunları kendi varlığımız olarak düşünürüz. Bu yanlış değildir, bilakis, İlahi Olan'ı anlayabilmek için bu gereklidir.

 

Bazı dinler, bu kaynağı mutlak iyi ve her şeye kadir olarak görürler. Fakat, varlığı her şeyiyle bütün-iyi görmek bunun karşıtında bir bütün-kötü varlığın da kabul edilmesi zorunluluğunu getirir.

 

Fakat, doğa-merkezli dinler bu tek / ilahi gücü daha politeistik bir bakış açısıyla ele alırlar. Yaratıcı / Yıkıcı kuvvetler arasındaki ayrım kesin şekilde belirlenmiş değildir. Varlıklar, insanların ideallerine göre şekil alırlar. Bizler, bir Kadir-i Mutlak yerine birden fazla varlık koyarız: Aşk, Savaş, Güzellik, Güneş, Ay, ve Deniz tanrıları gibi... Bu varlıklardan her biri kendi içerisinde hem yıkıcı, hem de yapıcı kuvvetleri bulundururlar.

 

 

Tanrı ve Tanrıça'nın bu pek çok tezahüründen hem kendimiz hem de Evren'imiz hakkında çok şey öğreniriz. Bunların karanlık tezahürlerinden değil, bu karanlık tezahürlerden duyulan korkunun kendi gelişimimizi engellemesinden korkarız. Kara Paganizm'in amacı bu varlıkların pozitif tezahürlerinin ardındaki negatif tezahürlerin farkına varmak ve bunlarla yüzleşmeyi öğrenmek, ve bu yolla gelişmektir.

 

Yaşamı olduğu haliyle onaylayan bir inanç olarak Paganizm, genellikle doğanın pozitif, yaratıcı, büyütücü kuvvetleriyle ilgilenir. İçsel olarak onlardan korktuktan sonra gözlerimizi doğanın karanlık tezahürlerine kapamak, veya onları yok saymak kolay bir adımdır. Doğum, Ölüm'e ve Ölüm, Doğum'a neden olur. Bir şeyin meydana çıkması için, bir diğerinin yok olması zorunludur. Kaos, yaratımın itici gücüdür.

 

Doğanın karanlık tezahürlerine bakmak istemeyen insanlar [ki onlara Beyaz Paganlar veya Yumuşak Paganlar da diyebiliriz] genelde doğanın ritmine ayak uydurulduğunda [ki bu ritim de yanlızca mutlulukla doludur onlara göre] yaşamlarının güzel bir rüya gibi geçeceğini zannederler. New-Age akımının katılımcıları da bu sığ anlayışa sahiptirler: onlar için doğa yanlızca mutluluğun, neşenin, güzelliğin ve düzenin olduğu bir şeydir.

 

Nitekim, doğanın kendisi bu kadar basit değildir. Bu sığ anlayışa sahip insanların doğanın ıssızlığıyla baş başa bıraksaydınız büyük ihtimalle bir hayvanın akşam yemeği olurlardı. Doğa serttir ve acımasızdır. Zayıf olan ölür, veya güçlü olan tarafından öldürülür. Ve böylece yaşam, yaşamla beslenir. En katı vejetaryan bile bitkilerin katilidir. İnsanlar, teknolojik atılımlarıyla, daha kaliteli bir yaşam geliştirmek adına kendilerini doğanın bu sertliğinden, katılığından uzaklaştırmış; ve böylece bizleri de doğanın katılığından uzaklaştırarak naifleştirmişlerdir.

 

Yukarıda da değindiğimiz üzere, doğa bu sert haline karşın “kötü” değildir. O, aynı zamanda güzellikleri de barındırır. Anlaşılması gereken nokta da budur; O, yıkıcı ve yapıcı olanın kaynaştığı noktadır. O'nun [Doğa'nın] karanlık yönüne gözlerimizi kapatmak O'ndaki bu yönü yok etmeyeceği gibi bizde tehlikeli ve sığ bir doğa yaklaşımının gelişmesine neden olur.

 

Kara Paganizm'in amacı bizlere her şeyin bir “karanlık tarafının” olduğunu hatırlatmak ve bu karanlık tarafın her zaman zararlı veya negatif olmak zorunda olmadığını göstermektir. Karanlık, onunla yüzleşmesini bilenler için kendi içerisinde büyük güzelliklere sahiptir.

 

Karanlık sadece zararlı olanla, ölümle, veya Kaos'la sınırlandırılamaz. Onun pek çok tezahürü vardır. Değişim, yansıma, Sonbahar, Kış, bilgelik, olgunluk, bir ormanda uzaklardan gelen bir karga sesi, gecenin karanlığında parıldayan bir mum alevi, kış rüzgarının yüzünüze çarpması da karanlığın doğadaki tezahürleridir. Bunların hepsi O'ndan bize gelen hediyelerdir. Aynı zamanda günbatımının güzelliği, güneşin doğuşu, ve Bahar'da bize Doğa'nın hediyeleridir ve biz bunlara baktığımızda Doğum-Ölüm-Yeniden Doğum'u ve her iki tezahürün de güzelliğini anımsarız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Witchcraft uygulamaları ve Paganizm zaten karanlıktır, zira insanın içinde vurguladığı yön insanın kendi iradesi ve bilinci değil keşfetmeye açık olan edilgen yönüdür. Yani burada etkenlik yoktur, doğal akış ve işleyiş içerisinde bütün trajediler ile güzellikler içerisinden farklı bir farkındalığa geçmek, daha yüce bir bilincin etkisine girmek; kişinin kendi kısıtlı bakış açısını terk ederek olgunlaşması vardır. Bu yüzden zaten karanlıktır, insanın durağanlığa geçmezse, "Ben yaparım, yapmak istiyorum, ben varım" tavrını terk etmezse anlayamayacağı bir bilgelik vardır. Bu edilgen yön Astroloji'de Ay, tarot kartlarında ise Azize ile temsil edilir. Kadınsı bir çağrışımı olduğu çok açıktır, kadınlar mizacı gereği olgunlaşmaya ve öğrenmeye erkeklerden daha müsaittir; bu da neden Paganizm uygulamalarında kadının vurgulandığına dair bir ipucu sunar. Bu işler sandığımız kadar bizden uzak değildir aslında, yalnızca iç içe olduğumuz bir gerçeklikten bahsediyorum. Sadece "Ben bilmiyorsam inkar ederim" yaklaşımını aşabilmek, bizden daha üstün bir idrak olabileceğini kabullenmek lazım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Witchcraft uygulamaları ve Paganizm zaten karanlıktır, zira insanın içinde vurguladığı yön insanın kendi iradesi ve bilinci değil keşfetmeye açık olan edilgen yönüdür. Yani burada etkenlik yoktur, doğal akış ve işleyiş içerisinde bütün trajediler ile güzellikler içerisinden farklı bir farkındalığa geçmek, daha yüce bir bilincin etkisine girmek; kişinin kendi kısıtlı bakış açısını terk ederek olgunlaşması vardır. Bu yüzden zaten karanlıktır, insanın durağanlığa geçmezse, "Ben yaparım, yapmak istiyorum, ben varım" tavrını terk etmezse anlayamayacağı bir bilgelik vardır. Bu edilgen yön Astroloji'de Ay, tarot kartlarında ise Azize ile temsil edilir. Kadınsı bir çağrışımı olduğu çok açıktır, kadınlar mizacı gereği olgunlaşmaya ve öğrenmeye erkeklerden daha müsaittir; bu da neden Paganizm uygulamalarında kadının vurgulandığına dair bir ipucu sunar. Bu işler sandığımız kadar bizden uzak değildir aslında, yalnızca iç içe olduğumuz bir gerçeklikten bahsediyorum. Sadece "Ben bilmiyorsam inkar ederim" yaklaşımını aşabilmek, bizden daha üstün bir idrak olabileceğini kabullenmek lazım.

 

Hiçbir şey anlamayıp bu kadar bilgi bombardımanına tutmak da enteresan. Cadılığın anlatımını cadılara bırakmak lazım artık. Karanlık ya da aydınlık (ışık) ayrılmış olarak değil, bir bütün olarak ele alınır. Daha önceki yazıda da anlatmaya çalıştım ama anlamamak için direniliyor. Gotik sevmek, siyah giyinmek karanlık bir enerji değildir, ya da kışı ve soğuğu sevmek sizi karanlık enerjiyle bütünleşik yapmaz. İçsel karanlık ise daha başka bir konudur. “Witchcraft uygulamaları ve Paganizm zaten Karanlıktır” diyebilmek için ne tür çalışmalar yaptın, nasıl bir süreçten geçtin bilmiyorum ama yapmayın artık gerçekten. Bugün tüm politeist dinleri çatısında toplayan bir kelime hakkında fikir yürütecekseniz de en azından mantığın yolunu izleyin. Bir Apollo miti okuyup güneş (dolasıyla ışık) tanrısının kutsadığını ve lanetlediğini, bir Şiva miti okuyup onun iyilik ya da kötülükle alakalı olmadığını anlayabilirsiniz. Daha fazla irdelemeyeceğim yazıyı, gerçekten gereksiz olmasına rağmen toplamda üç kez bu konunun açılmasında garip. Halbuki “konu açmadan önce siteyi kontrol edin” diyip duruyorlardı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hiçbir şey anlamayıp bu kadar bilgi bombardımanına tutmak da enteresan. Cadılığın anlatımını cadılara bırakmak lazım artık. Karanlık ya da aydınlık (ışık) ayrılmış olarak değil, bir bütün olarak ele alınır. Daha önceki yazıda da anlatmaya çalıştım ama anlamamak için direniliyor. Gotik sevmek, siyah giyinmek karanlık bir enerji değildir, ya da kışı ve soğuğu sevmek sizi karanlık enerjiyle bütünleşik yapmaz. İçsel karanlık ise daha başka bir konudur. “Witchcraft uygulamaları ve Paganizm zaten Karanlıktır” diyebilmek için ne tür çalışmalar yaptın, nasıl bir süreçten geçtin bilmiyorum ama yapmayın artık gerçekten. Bugün tüm politeist dinleri çatısında toplayan bir kelime hakkında fikir yürütecekseniz de en azından mantığın yolunu izleyin. Bir Apollo miti okuyup güneş (dolasıyla ışık) tanrısının kutsadığını ve lanetlediğini, bir Şiva miti okuyup onun iyilik ya da kötülükle alakalı olmadığını anlayabilirsiniz. Daha fazla irdelemeyeceğim yazıyı, gerçekten gereksiz olmasına rağmen toplamda üç kez bu konunun açılmasında garip. Halbuki “konu açmadan önce siteyi kontrol edin” diyip duruyorlardı.

Konuyu okumamıştım, okuduktan sonra aslında bahsedilenin çok önemsiz bir vurgu üzerinde odaklandığını keşfettim. Yalnızca zihnimdeki "Karanlık" vurgusu, işte burada bahsedilenden biraz daha farklıydı. Bu yüzden ne demek istediğim de oldukça boğuk bir yerde kalmış görüyorum ki.

 

Mantık, doğrudan çeşitliliğin üzerinden konuşur. Mesela bu konudaki "Karanlık" vurgusu, artık kanıklanmış olan çeşitliliğin dilinden konuşur. Gotik olmak, ne bileyim siyah giyinmek özü farklı bir çeşitliliğin içerisinde hitap ederek esasında bilince ve mantığa doğrudan hitap eder. Zira, kişinin içeriğinde olduğu ruh hali artık yüzeydedir; kolaylıkla anlaşılabilir ve işlenebilir. İşlenebilir derken şunu kastediyorum, kişi siyah giyinerek bunaltısını artık yüzeye taşıyorsa artık ona göre pozisyon alınabilir; o gün kişiden kaçılabilir veya ihtiyacı olduğu ilgi gösterilebilir. Nihayetinde eylem gösterilebilir, demek istediğim budur.

 

Mantığın mutlak, hiçbir zaman düzelmeyecek olan kusuru tamamen gördüklerinin içerisinde hapsolup bir üst bir bilince geçmemesi; yalnızca kısır bir fayda/zarar hesabıyla dünyayı yorumlaması ve bunun ötesine geçememesidir. Zira kişinin bu yönü tamamen etkendir, içeriye doğru almak yerine tamamen dışa verir; bu yüzden kişi bu yönünü dinlerse kendisini kısır bir döngü içerisinde kaybedecektir. Elbette ki Güneş, tamamen ışık veren ve ışığı ile gökyüzünü boğan bir gezegen olarak bu bahsettiğim yönelimin temsilcisidir. Klasik Astroloji geleneğinden geldiğim için gökyüzünü insanın iç dünyasıyla bağdaştırmam sanırım anlaşılabilir.

 

Bilinci işte bu kısır yönünden kurtaran farklı bir yönü, Güneş'in içerdiği temsilinin tam karşısında olan edilgenlik halidir. Bahsettiğim çeşitliliğin içerisindeki özü fark etmek işte budur. Bir ağaca farklı mevsimlerde baktığımızda, henüz çiğ olan mantık onun farklı bir ağaç olduğunu söyleyecektir. Ancak o ağaç gözlemlenirse yapraklarını döktüğünü ve zaman içerisinde ağır ağır değiştiğini keşfedebilirsiniz. Kişinin karanlık yönü, esasında edilgen ve aslında bilincinde olmadığı yönüdür. Kişi bilinçaltından da olsa farkında olmadan bir şeyleri birleştirmeye, birleştirdiği bilgiyle daha derine erişmeye ve elbette ki çeşitliliğin içerisindeki öze ulaşmayı sağlar. Aslında güneş batsa da kalksa da, ışıkları da gücü de değilse de güneş birdir; bunun farkına varabilmek işte insanın saf mantığı ile mümkün değildir.

 

"Cadıların işini cadılara bırakın" dediğinize göre Paganizm'in de Astroloji'nin de aynı özün farklı yorumlamaları olduğunu anlayamadığınızı, bu yüzden birbiriyle sıkı sıkıya ilişkide olduğunu bağdaştıramadığınızı ve Witchcraft'ın da tamamen teori üzerine kurulu olan Astroloji'nin pratik kolu olduğunu henüz keşfedemediğinizi görüyorum. Hatta öyle ki, "Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum" sözünü en başından kabul ederek kendi dişi yönünüzü tamamen bastırdığınız da açık. Size saygım vardı, ancak sanırım bu çıkıştan sonra sizi düşünürken "Acaba ne yazdığımı güzelce okumuş muydu?" diye sorgulamak zorundayım korkarım ki.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu okumamıştım, okuduktan sonra aslında bahsedilenin çok önemsiz bir vurgu üzerinde odaklandığını keşfettim. Yalnızca zihnimdeki "Karanlık" vurgusu, işte burada bahsedilenden biraz daha farklıydı. Bu yüzden ne demek istediğim de oldukça boğuk bir yerde kalmış görüyorum ki.

 

Mantık, doğrudan çeşitliliğin üzerinden konuşur. Mesela bu konudaki "Karanlık" vurgusu, artık kanıklanmış olan çeşitliliğin dilinden konuşur. Gotik olmak, ne bileyim siyah giyinmek özü farklı bir çeşitliliğin içerisinde hitap ederek esasında bilince ve mantığa doğrudan hitap eder. Zira, kişinin içeriğinde olduğu ruh hali artık yüzeydedir; kolaylıkla anlaşılabilir ve işlenebilir. İşlenebilir derken şunu kastediyorum, kişi siyah giyinerek bunaltısını artık yüzeye taşıyorsa artık ona göre pozisyon alınabilir; o gün kişiden kaçılabilir veya ihtiyacı olduğu ilgi gösterilebilir. Nihayetinde eylem gösterilebilir, demek istediğim budur.

 

Mantığın mutlak, hiçbir zaman düzelmeyecek olan kusuru tamamen gördüklerinin içerisinde hapsolup bir üst bir bilince geçmemesi; yalnızca kısır bir fayda/zarar hesabıyla dünyayı yorumlaması ve bunun ötesine geçememesidir. Zira kişinin bu yönü tamamen etkendir, içeriye doğru almak yerine tamamen dışa verir; bu yüzden kişi bu yönünü dinlerse kendisini kısır bir döngü içerisinde kaybedecektir. Elbette ki Güneş, tamamen ışık veren ve ışığı ile gökyüzünü boğan bir gezegen olarak bu bahsettiğim yönelimin temsilcisidir. Klasik Astroloji geleneğinden geldiğim için gökyüzünü insanın iç dünyasıyla bağdaştırmam sanırım anlaşılabilir.

 

Bilinci işte bu kısır yönünden kurtaran farklı bir yönü, Güneş'in içerdiği temsilinin tam karşısında olan edilgenlik halidir. Bahsettiğim çeşitliliğin içerisindeki özü fark etmek işte budur. Bir ağaca farklı mevsimlerde baktığımızda, henüz çiğ olan mantık onun farklı bir ağaç olduğunu söyleyecektir. Ancak o ağaç gözlemlenirse yapraklarını döktüğünü ve zaman içerisinde ağır ağır değiştiğini keşfedebilirsiniz. Kişinin karanlık yönü, esasında edilgen ve aslında bilincinde olmadığı yönüdür. Kişi bilinçaltından da olsa farkında olmadan bir şeyleri birleştirmeye, birleştirdiği bilgiyle daha derine erişmeye ve elbette ki çeşitliliğin içerisindeki öze ulaşmayı sağlar. Aslında güneş batsa da kalksa da, ışıkları da gücü de değilse de güneş birdir; bunun farkına varabilmek işte insanın saf mantığı ile mümkün değildir.

 

"Cadıların işini cadılara bırakın" dediğinize göre Paganizm'in de Astroloji'nin de aynı özün farklı yorumlamaları olduğunu anlayamadığınızı, bu yüzden birbiriyle sıkı sıkıya ilişkide olduğunu bağdaştıramadığınızı ve Witchcraft'ın da tamamen teori üzerine kurulu olan Astroloji'nin pratik kolu olduğunu henüz keşfedemediğinizi görüyorum. Hatta öyle ki, "Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum" sözünü en başından kabul ederek kendi dişi yönünüzü tamamen bastırdığınız da açık. Size saygım vardı, ancak sanırım bu çıkıştan sonra sizi düşünürken "Acaba ne yazdığımı güzelce okumuş muydu?" diye sorgulamak zorundayım korkarım ki.

 

Bu güne kadar aşırı derecede saçma, bilgiden yoksun birçok yazı okudum, ama açık ara en saçması witchcraftın astrolojinin pratik kolu olduğunu iddia eden bu yazıydı. Asıl ben sizin için yazılanları güzelce okuyup anlamış mıydı acaba diye sorgulamak zorundayım çünkü orda “cadılığın anlatımını cadılara bırakmak lazım” yazıyor cadıların işini cadılara bırakın değil.Ama bence, özellikle de siz ikisini de cadılara bırakın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu güne kadar aşırı derecede saçma, bilgiden yoksun birçok yazı okudum, ama açık ara en saçması witchcraftın astrolojinin pratik kolu olduğunu iddia eden bu yazıydı. Asıl ben sizin için yazılanları güzelce okuyup anlamış mıydı acaba diye sorgulamak zorundayım çünkü orda “cadılığın anlatımını cadılara bırakmak lazım” yazıyor cadıların işini cadılara bırakın değil.Ama bence, özellikle de siz ikisini de cadılara bırakın.

En iyisi birden hortlak gibi birden ortaya çıkıp nedenine dair iki üç cümle kurmayan adamlara cevap vermeyi bırakayım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

En iyisi birden hortlak gibi birden ortaya çıkıp nedenine dair iki üç cümle kurmayan adamlara cevap vermeyi bırakayım.

 

Bence de cevap vermeyi bırakın çünkü yazdığınız her cevapta bilgisizliğinizi parça parça dışarı vuruyorsunuz. Bu yazıyı yazma sebebimse idrak edemediğiniz gibi üstüne yanlış bilgilerle yozlaştırdığınız kadim bilgileri korumaktır. Sonuçta hiç bilgi sahibi olmayıp öğrenmek isteyen bir arkadaşta bu yazılanları okuyor, sizin yazdığınız yanlışları mı doğru sansınlar?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bence de cevap vermeyi bırakın çünkü yazdığınız her cevapta bilgisizliğinizi parça parça dışarı vuruyorsunuz. Bu yazıyı yazma sebebimse idrak edemediğiniz gibi üstüne yanlış bilgilerle yozlaştırdığınız kadim bilgileri korumaktır. Sonuçta hiç bilgi sahibi olmayıp öğrenmek isteyen bir arkadaşta bu yazılanları okuyor, sizin yazdığınız yanlışları mı doğru sansınlar?

Tek muhatabım Hector şu an için, dışarıdan atlayıp yalnızca saygısızca laflar çarparak kadim bilgileri sözüm ona koruyan, saygısızlığına bir alt temel bile sunmayan birisine elbette ki cevap vermeyi bırakacağım. Bu yüzden, kadim bilgileri olmasa da tartışma kültürünü yozlaştıran bir kişiye cevap verilmez çünkü.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tek muhatabım Hector şu an için, dışarıdan atlayıp yalnızca saygısızca laflar çarparak kadim bilgileri sözüm ona koruyan, saygısızlığına bir alt temel bile sunmayan birisine elbette ki cevap vermeyi bırakacağım. Bu yüzden, kadim bilgileri olmasa da tartışma kültürünü yozlaştıran bir kişiye cevap verilmez çünkü.

 

Bir gerekçe göstermediğimden yakınıp duruyorsun ama yazının tamamını muhatap alarak yazmışım güzelce okumuş olsaydın farkederdin. ;) Ayrıca kadim bir yol hakkında atıp tutuyorsan o yolda yürüyen herkesin söz söyleme hakkı vardır. Eğer gerçekten bana cevap vermek istemiyorsan egonu bir kenara bırak ve verme...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir gerekçe göstermediğimden yakınıp duruyorsun ama yazının tamamını muhatap alarak yazmışım güzelce okumuş olsaydın farkederdin. ;) Ayrıca kadim bir yol hakkında atıp tutuyorsan o yolda yürüyen herkesin söz söyleme hakkı vardır. Eğer gerçekten bana cevap vermek istemiyorsan egonu bir kenara bırak ve verme...

Garip olan şey şu, ben zaten cevap vermiyorum. Kuru laf dalaşı var başka da bir şey yok. Derdim ki bilgi tekdir, bu çeşitlenir, Astroloji evrenin işleyişi hakkında fikir verir, semboliklerle nesneleri açıklar, iyi bir cadı da doğayla senkronize olarak astroloji farklı yönlerden keşfeder derdim, sonra bir baktım ki hemşerim çıkmış laf çakıyor. Şimdi ağız dalaşına giren adama laf mı anlatılır? İstediğin kadar anlat, kafasında belirlemiş olduğu değişmez kutsalların adını anarak bir şeyleri savunup ucuz laflar edecek. O yüzden salla Antalya'dan konuşalım biz. Kaleiçi tarafı soğudu epey, senin oralar nasıl?

 

Adettendir soralım, Kova mı Başak mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu okumamıştım, okuduktan sonra aslında bahsedilenin çok önemsiz bir vurgu üzerinde odaklandığını keşfettim. Yalnızca zihnimdeki "Karanlık" vurgusu, işte burada bahsedilenden biraz daha farklıydı. Bu yüzden ne demek istediğim de oldukça boğuk bir yerde kalmış görüyorum ki.

 

Mantık, doğrudan çeşitliliğin üzerinden konuşur. Mesela bu konudaki "Karanlık" vurgusu, artık kanıklanmış olan çeşitliliğin dilinden konuşur. Gotik olmak, ne bileyim siyah giyinmek özü farklı bir çeşitliliğin içerisinde hitap ederek esasında bilince ve mantığa doğrudan hitap eder. Zira, kişinin içeriğinde olduğu ruh hali artık yüzeydedir; kolaylıkla anlaşılabilir ve işlenebilir. İşlenebilir derken şunu kastediyorum, kişi siyah giyinerek bunaltısını artık yüzeye taşıyorsa artık ona göre pozisyon alınabilir; o gün kişiden kaçılabilir veya ihtiyacı olduğu ilgi gösterilebilir. Nihayetinde eylem gösterilebilir, demek istediğim budur.

 

Mantığın mutlak, hiçbir zaman düzelmeyecek olan kusuru tamamen gördüklerinin içerisinde hapsolup bir üst bir bilince geçmemesi; yalnızca kısır bir fayda/zarar hesabıyla dünyayı yorumlaması ve bunun ötesine geçememesidir. Zira kişinin bu yönü tamamen etkendir, içeriye doğru almak yerine tamamen dışa verir; bu yüzden kişi bu yönünü dinlerse kendisini kısır bir döngü içerisinde kaybedecektir. Elbette ki Güneş, tamamen ışık veren ve ışığı ile gökyüzünü boğan bir gezegen olarak bu bahsettiğim yönelimin temsilcisidir. Klasik Astroloji geleneğinden geldiğim için gökyüzünü insanın iç dünyasıyla bağdaştırmam sanırım anlaşılabilir.

 

Bilinci işte bu kısır yönünden kurtaran farklı bir yönü, Güneş'in içerdiği temsilinin tam karşısında olan edilgenlik halidir. Bahsettiğim çeşitliliğin içerisindeki özü fark etmek işte budur. Bir ağaca farklı mevsimlerde baktığımızda, henüz çiğ olan mantık onun farklı bir ağaç olduğunu söyleyecektir. Ancak o ağaç gözlemlenirse yapraklarını döktüğünü ve zaman içerisinde ağır ağır değiştiğini keşfedebilirsiniz. Kişinin karanlık yönü, esasında edilgen ve aslında bilincinde olmadığı yönüdür. Kişi bilinçaltından da olsa farkında olmadan bir şeyleri birleştirmeye, birleştirdiği bilgiyle daha derine erişmeye ve elbette ki çeşitliliğin içerisindeki öze ulaşmayı sağlar. Aslında güneş batsa da kalksa da, ışıkları da gücü de değilse de güneş birdir; bunun farkına varabilmek işte insanın saf mantığı ile mümkün değildir.

 

"Cadıların işini cadılara bırakın" dediğinize göre Paganizm'in de Astroloji'nin de aynı özün farklı yorumlamaları olduğunu anlayamadığınızı, bu yüzden birbiriyle sıkı sıkıya ilişkide olduğunu bağdaştıramadığınızı ve Witchcraft'ın da tamamen teori üzerine kurulu olan Astroloji'nin pratik kolu olduğunu henüz keşfedemediğinizi görüyorum. Hatta öyle ki, "Siz bilmiyorsunuz ben biliyorum" sözünü en başından kabul ederek kendi dişi yönünüzü tamamen bastırdığınız da açık. Size saygım vardı, ancak sanırım bu çıkıştan sonra sizi düşünürken "Acaba ne yazdığımı güzelce okumuş muydu?" diye sorgulamak zorundayım korkarım ki.

 

İlk olarak bunu gerçekten anlamıyorum; nick olarak seçtiğim Hektor ismini neden Hector olarak yazıyorsunuz ? Neyse ki ismim her böyle yazıldığında “ismim güzelce okunuyor mu?” diye sorgulamıyorum ?

 

Şimdi sen diyorsun ki; ben konuyu okumadım, ama “karanlık ve paganizm” kelimelerini görünce bildiğim şeyleri paylaşayım istedim. Sanırım forumda çol eski olduğum için forum tartışma tarzının değişimini kaçırmışım. Konuya bağlı kalmak adına senin açıkladığın “paganizm ve cadılık karanlıktır” kısmına istinaden bir iki şey yazdım ve “o iş öyle değildir” dedim ve ekledim “içsel karanlık bambaşka konulardır”. Sanırım buraya kadar anlaşılmışımdır.

 

Gelelim senin kelime bazlı açıklamalı cevaplama sistemine. Senin de tahmin edebileceğin gibi yazdığın bu uzun cevabı kelime kelime irdeleyerek her açıdan felsefi yorumlar yapabilirim. Ama gerek var mı? Ha bursan bir de kişilik analizi de yaparız, ama gerek var mı? Yok. Paganizm bir inançtır, astroloji bir bilimdir/ilimdir. Özünde fizik de, kimya da, astronomi de, mekanik de, mantık da, matematik de, edebiyat da birdir. Herkes kendi açısından bakmaya çalışır ama paganizm ile astroloji aynı değildir. Bambaşka yollardır. Bir astrolog paganizmin meyvelerinden faydalanabilir, bir Pagan da astolojiden. Ama o muhabbetlere hiç girmeden ikisinin birbirine ihtiyaç duymadığını söyleyebilirim. Yılların Paganıyım hiç ama “hiç” astrolojiyi bir “ihtiyaç” olarak görmedim. İlgilenen dostlarım var, bu konuda çok da iyiler lakin onlar için de Cadılık uygulamaları yapmanın bir ihtiyacı olarak astrolojiye bir “muhtaçlık” söz konusu değildir. Benim anlattığım şeyi anlayabilmen için senin de dediğin gibi tamamen teori üzerine kurulu bir sistemle, pratik bir sistemi açıklamaya çalışmamak gerekir. Yani olayın bu realiteye yansıyan kısmı biz Cadılarız. Her zaman söylerim tarif yazmak kolaydır (teori), lakin iş tarifi yapmaya gelince (pratik) yeri gelir çakmakla bir mumu bile yakamazsın.

 

Yüzyıllardır Paganları, Cadıları, Şamanları bu teori üzerine kurulu sistemlerin yetiştirdiği adamlar yazmışlar. Senin yaptığın da bu oluyor. Düzeltmek gerekiyor. Cadılık hem fiziksel olarak, hem de zihinsel/ruhsal olarak karanlık ya da aydınlık değildir. İkisi birdendir. Lütfen bana bunun açıklamasını da yaptırmayın. Yaşan bir Cadı olarak benim söylediklerim yerine kendi teorilerinizi sürdürmek istiyorsanız da en azından onu bu alanda “bu böyledir” tarzıyla yazmayın.

 

Eril ve dişil yönlerimin yorumunu bir mesajla yapmak haddine değildir. Sadece benim değil, kimsenin hakkında buradan böyle bir mesaj yazamazsın. Bunu yapmak kuyruk acısının göstergesi desem eminim hoşuna gitmeyecektir. Sadece bu tavrından dahi eril ve dişil yönlerinle ilgili bi sürü çıkarım yapabilirim, çoğu tutar da, ama bu sana bir şey kazandırmayacağı gibi benim de “kibrimi” beslemekten başka bir işe yaramaz. Kibirli olmamakta fayda görüyorum.

 

Varolduğunu söylediğin bana olan saygını “çıkış” olarak nitelendirdiğin bir mesajımla kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaysan bırak gitsin. Zaten hiç olmamıştır ve altında sana yük olan başka bir şey vardır. ? İtikadını bozan bir şey olduğunu düşünürsen, önce itikadı sorgulamak lazımdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İlk olarak bunu gerçekten anlamıyorum; nick olarak seçtiğim Hektor ismini neden Hector olarak yazıyorsunuz ������ Neyse ki ismim her böyle yazıldığında “ismim güzelce okunuyor mu?” diye sorgulamıyorum ������

 

Şimdi sen diyorsun ki; ben konuyu okumadım, ama “karanlık ve paganizm” kelimelerini görünce bildiğim şeyleri paylaşayım istedim. Sanırım forumda çol eski olduğum için forum tartışma tarzının değişimini kaçırmışım. Konuya bağlı kalmak adına senin açıkladığın “paganizm ve cadılık karanlıktır” kısmına istinaden bir iki şey yazdım ve “o iş öyle değildir” dedim ve ekledim “içsel karanlık bambaşka konulardır”. Sanırım buraya kadar anlaşılmışımdır.

 

Gelelim senin kelime bazlı açıklamalı cevaplama sistemine. Senin de tahmin edebileceğin gibi yazdığın bu uzun cevabı kelime kelime irdeleyerek her açıdan felsefi yorumlar yapabilirim. Ama gerek var mı? Ha bursan bir de kişilik analizi de yaparız, ama gerek var mı? Yok. Paganizm bir inançtır, astroloji bir bilimdir/ilimdir. Özünde fizik de, kimya da, astronomi de, mekanik de, mantık da, matematik de, edebiyat da birdir. Herkes kendi açısından bakmaya çalışır ama paganizm ile astroloji aynı değildir. Bambaşka yollardır. Bir astrolog paganizmin meyvelerinden faydalanabilir, bir Pagan da astolojiden. Ama o muhabbetlere hiç girmeden ikisinin birbirine ihtiyaç duymadığını söyleyebilirim. Yılların Paganıyım hiç ama “hiç” astrolojiyi bir “ihtiyaç” olarak görmedim. İlgilenen dostlarım var, bu konuda çok da iyiler lakin onlar için de Cadılık uygulamaları yapmanın bir ihtiyacı olarak astrolojiye bir “muhtaçlık” söz konusu değildir. Benim anlattığım şeyi anlayabilmen için senin de dediğin gibi tamamen teori üzerine kurulu bir sistemle, pratik bir sistemi açıklamaya çalışmamak gerekir. Yani olayın bu realiteye yansıyan kısmı biz Cadılarız. Her zaman söylerim tarif yazmak kolaydır (teori), lakin iş tarifi yapmaya gelince (pratik) yeri gelir çakmakla bir mumu bile yakamazsın.

 

Yüzyıllardır Paganları, Cadıları, Şamanları bu teori üzerine kurulu sistemlerin yetiştirdiği adamlar yazmışlar. Senin yaptığın da bu oluyor. Düzeltmek gerekiyor. Cadılık hem fiziksel olarak, hem de zihinsel/ruhsal olarak karanlık ya da aydınlık değildir. İkisi birdendir. Lütfen bana bunun açıklamasını da yaptırmayın. Yaşan bir Cadı olarak benim söylediklerim yerine kendi teorilerinizi sürdürmek istiyorsanız da en azından onu bu alanda “bu böyledir” tarzıyla yazmayın.

 

Eril ve dişil yönlerimin yorumunu bir mesajla yapmak haddine değildir. Sadece benim değil, kimsenin hakkında buradan böyle bir mesaj yazamazsın. Bunu yapmak kuyruk acısının göstergesi desem eminim hoşuna gitmeyecektir. Sadece bu tavrından dahi eril ve dişil yönlerinle ilgili bi sürü çıkarım yapabilirim, çoğu tutar da, ama bu sana bir şey kazandırmayacağı gibi benim de “kibrimi” beslemekten başka bir işe yaramaz. Kibirli olmamakta fayda görüyorum.

 

Varolduğunu söylediğin bana olan saygını “çıkış” olarak nitelendirdiğin bir mesajımla kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaysan bırak gitsin. Zaten hiç olmamıştır ve altında sana yük olan başka bir şey vardır. ������ İtikadını bozan bir şey olduğunu düşünürsen, önce itikadı sorgulamak lazımdır.

 

Bilinç farklı algılar, zira herkes farklı bir yönden kendi yolunu izler ve nihayetinde bilincin anladığı yön bambaşka bir açıya varır. Aramızdaki mesele de biraz bu, aynı şeyleri konuşuyoruz ancak farklı açılardan idrak sürdüğü için işin varacağı yer yalnızca faydasız bir kavga olabilir. Bu yüzden, aslında aradığım tatmine ulaştım diyebilirim. Bundan sonra yazacaklarım konunun özü ile alakalı derinden konuşmalar değil, yalnızca kendimi müdafaa ve sizi tanımak üzerine olacaktır.

 

Öncelikle cadıların astrolojiye muhtaç olduğunu savunmadım, sıkı bir ilişkide olduğunu ve aynı anlayışın dallanıp budaklanan iki kolu olduğunu düşünüyorum. Yani mesele şudur, bir felsefeci hayatın özü hakkında derinlemesine bilgeliğe erişebilir; ancak bu öyle gerekli değildir işte. Hayatında pek çok şey yaşayan birisi, evde oturup kafa dinleyip düşünen adamdan daha çok şey bilir. Bu yüzden, ben kendimi hangi konuma koyarsam koyayım karşınızda aciz bir konumda kalacağımı biliyorum. Zira daha çakmakla mum bile yakamayan birisi olarak canlı kanlı işi deneyimleyen birisine cevap yetiştirmem olsa olsa ukalalık olur. Ancak, ne olursa olsun elde kuş bakışı çizilmiş haritayı tutup nerede olduğunu kestirmek en azından kişinin iç huzursuzluğunu dindirecektir.

 

Bahsettiğiniz haddimi aşmış olabilirim, kusura bakmayın. Biraz kafam dağınıktı, ya da kısaca huzursuzdum diyelim. Zaten sizin konunun özüne en az benim kadar hakim olduğunuzu gördükten sonra pek de bir derdim kalmadı açıkçası.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Lethal bundan 6-7 yıl önce cadı olan bir arkadaşım benim face yazılarımı inceleyip ulen ota b.ka astrolojik yorum atıyorsun genellikle astroloji ile yeni ilgilenmeye başlayan insanlarda görülen bir hastalık demişti . Kendisine o anda da hak vermiştim zaten . Neden bu toplara bu kadar girmeye ihtiyaç duydun bu konuda ? oldukça gereksiz olmuş .Yetenekli birisin bu konuda ama neden benim sana dediğim gibi yürütmüyorsun bu işleri ? o kadar mantıklı açıklamalar da yapmıştım sana . İnsanın kendini tatmin etmesinden öteye gitmiyor maalesef bu yorumlar . Astroloji ;okültizm alanında zamanlama için kullanılıyor ama bir yerden sonra pratiklerini devam ettirdiğin için zamanın tuhaf manyetizması seni ele geçiriyor , her zaman ve her durum için astrolojiye danışmak durumunda değilsin .Bu bir tercih ve yaşam tarzı olabilir ama zorunlu değil . Saçları gür çıksın ve dökülmesin diye sadece ayın boğa burcundan geçtiği zamanda kuaföre giden kadınlar tanıyorum . Çok gerekli mi ? hayır değil . Astroloji konusunda bakış açını ve yorumlarını zenginleştirmek için ; psikoloji , psikianaliz , felsefe , ezoterizm , mitoloji ve paganizm gibi çoğu alanın meyvelerinden faydalanabilirsin .Bunları incelemek için gene astrolojinin meyvelerinden de faydalanırsın istersen. Ama bunları tam olarak astroloji ile açıklayamazsın . O çabalar da astrolojinin sınırları dahilinde kalır . Hele cadılık ve budizm ( budizmi kendim örnek verdim ,en azından o konuda daha çok yazılı kaynak var şuan benim için.)gibi yolların mantığı ile astrolojinin mantığı bambaşka yollar sevgili hektorun dediği gibi . Buda Dharma öğretisini öğretirken astrolojiden faydalanmadı . Çünkü onu pratik olarak kendisi keşfetti . Astrolojiden dem vurması onun bilgeliğine aykırı olurdu . Belki kadim zamanlarda astroloji de pratik olarak keşfedilmişti . Ama araştırmalarım sürene kadar bu bakış açısı da benim için bir nebze teoridir .. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Lethal bundan 6-7 yıl önce cadı olan bir arkadaşım benim face yazılarımı inceleyip ulen ota b.ka astrolojik yorum atıyorsun genellikle astroloji ile yeni ilgilenmeye başlayan insanlarda görülen bir hastalık demişti . Kendisine o anda da hak vermiştim zaten . Neden bu toplara bu kadar girmeye ihtiyaç duydun bu konuda ? oldukça gereksiz olmuş .Yetenekli birisin bu konuda ama neden benim sana dediğim gibi yürütmüyorsun bu işleri ? o kadar mantıklı açıklamalar da yapmıştım sana . İnsanın kendini tatmin etmesinden öteye gitmiyor maalesef bu yorumlar . Astroloji ;okültizm alanında zamanlama için kullanılıyor ama bir yerden sonra pratiklerini devam ettirdiğin için zamanın tuhaf manyetizması seni ele geçiriyor , her zaman ve her durum için astrolojiye danışmak durumunda değilsin .Bu bir tercih ve yaşam tarzı olabilir ama zorunlu değil . Saçları gür çıksın ve dökülmesin diye sadece ayın boğa burcundan geçtiği zamanda kuaföre giden kadınlar tanıyorum . Çok gerekli mi ? hayır değil . Astroloji konusunda bakış açını ve yorumlarını zenginleştirmek için ; psikoloji , psikianaliz , felsefe , ezoterizm , mitoloji ve paganizm gibi çoğu alanın meyvelerinden faydalanabilirsin .Bunları incelemek için gene astrolojinin meyvelerinden de faydalanırsın istersen. Ama bunları tam olarak astroloji ile açıklayamazsın . O çabalar da astrolojinin sınırları dahilinde kalır . Hele cadılık ve budizm ( budizmi kendim örnek verdim ,en azından o konuda daha çok yazılı kaynak var şuan benim için.)gibi yolların mantığı ile astrolojinin mantığı bambaşka yollar sevgili hektorun dediği gibi . Buda Dharma öğretisini öğretirken astrolojiden faydalanmadı . Çünkü onu pratik olarak kendisi keşfetti . Astrolojiden dem vurması onun bilgeliğine aykırı olurdu . Belki kadim zamanlarda astroloji de pratik olarak keşfedilmişti . Ama araştırmalarım sürene kadar bu bakış açısı da benim için bir nebze teoridir .. :)

Eğer bir Gnoxis ordusu kursaydık ve amacımız en fazla verimi elde edebilmek olsaydı, benim bu toplara hiç girmemem girmemem gerekirdi. Komutan Lethal olarak ben Astroloji cephesini alırdım, HeKtor da witchcraft cephesinde olurdu ve hiçbir zaman karşılaşmazdık. Bu yaklaşım, esasında kast sistemi felsefesini oluşturur. Fakat, demek de gerekli ki benim kafa topuna çıkmamı engelleyecek ciddi bir durum yok. Kaldı ki insanların bana karşı yorumlarını düşünmek de bana hep külfet olarak gelir, kafama eser bol bol laf söylerim nasıl olsa hiçbir zaman karşılaşmayacağımız bir adamla konuşuyorum. Esas almak istediğim noktayı da Hektor'dan yakaladım.

 

Mesela bir iksir konusuna giriyorum, yanlış hatırlamıyorsam ay iksiri için. Gerekli olan malzemeleri okuyorum ve birden adet kanını görüyorum. Herkes "Vay abicim biz bunu nasıl bulalım?" diye soruyor ancak benim için nedeni gayet açık. Adet kanı, ayın karanlık zamanında atılır ve iksirin de dolunay zamanı hazırlanması isteniyor. Zira adet kanı ayın bir temsilidir, dolunaya doğru da enerjisi büyür. Aynı şekilde yazıda söğüt ağacından da bahsediliyor, söğüt ağacı da ay - satürn temsilidir. Yani, ana vurgunun Ay'ın temsil ettiği nesneler üzerine olduğunu astroloji ilgilisi birisi olarak anlıyorum.

 

Astrolojinin bu yönü, kişiyi bu temsillerin en iyi kullanıldığı Witchcraft'a itiyor, yani ben bu temsillerin ne olduğunun farkındayım, gezegenlerin enerjilerini deneyimledim ve bu enerjilerin nasıl kanalize edilebileceği hakkında fikrim var. Hem de çok temelden, derinden gelen bir bilgi birikimi olarak düşünelim. Şimdi ben neden bu bilgeliği "Venüs Balık zamanı kediler ortadan kaybolur" demek için harcayayım ki? Zamanın üzerindeki bilgelik olarak mı kısıtlamak gerekli astrolojiyi? Hektor'a üstü kapalı olarak danıştığım nokta, astroloji ile witchcraftın aynı temelden geldiği idi. O da, pratikte cadılardan daha fazla ahkam kesemeyeceğimi söyleyerek bir şekilde onayladı. Yani Astroloji, farklı bir yöne doğru budaklanmış bir gelenek; Witchcraft da onun tamamlayıcısı; ancak birbirinden o kadar uzaklaşmışlar ki kökünün aynı olduğu görünmüyor. Zaten bilinç kökünün aynı olduğuna ihtiyaç duymuyor. Witchcraft'la ilgilenen kişi enerjiyi pratik yönde harcar; değerlendirirken Astroloji bu enerjiyi daha derinden tanıyor ve onu kategorize olarak işliyor.

 

Esas aradığım şey, her şeye cevap verebilen öz felsefedir. Aradığım bireysel tatmin işte birbirinden ayrı olan alanların birbiri arasındaki bağı keşfedip, bunu vurgulayabilmek, enerjiyi en verimli şekilde değerlendirebilmektir. Başlangıçta yazdığım "Gnoxis ordusu" var olmadığı sürece, kendimi fikirsel olarak tatmin edebilmek için olmayacak toplara girmem de pek de anlamsız değil.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Karanlığı görmek, anlamak ve algılamak en parlak ışığın anahtarıdır."

 

Bu söyleme ise asla katılamayacağım.

Sanıyorum olabilecek en korkunç seviyede kendimi ifade ettim. Bu kadar hassas bir noktaya dokunduğumu düşünmemiştim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sanıyorum olabilecek en korkunç seviyede kendimi ifade ettim. Bu kadar hassas bir noktaya dokunduğumu düşünmemiştim.

 

Görüşünüz bu şekilde de olabilir, kimseye söz düşeceğini sanmıyorum. Yalnızca bireysel olarak görüşünüze katılamadığımı belirtmek istedim fakat dediğiniz gibi paganizm ve witchcraft adına bu kadar genelleyici bir yorum yaparak biraz hassas bir noktaya da dokunmuş oluyorsunuz.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...