Jump to content

Driskill Otelindeki Tablo Love Letters


NizaL

Önerilen Mesajlar

Avusturya’daki bu otelin lobisindeki tablo şikayetler üzerine 5. kata kaldırıldı. Tabloya bakanlar kendilerini hasta hissettiklerini ve başlarının döndüğünü söylüyorlar.

 

http://i.hizliresim.com/RDQnAZ.jpg

 

Charles Trevor Garland (1855 – 1906, English) tablo adı : Love Letters

 

Alper Erdem

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her şey, bir etkiye, bir duyguya sebebiyet veriyor. Bir taşın görüntüsü, bir yemeğin tadı, bir gezegenin devinimi, bir yüzün, bir tablonun uyandırdığı duygular, hisler...

Dış etkilere Nikola Tesla'nın bakışını anlatan bir metin bıraktım aşağıya ve niçinlerin, nedenlerin cevaplandırılamaması üzerine de bir küçük, kitap alıntısı ekliyorum...

"...Sonunda kendimi düşünce ve harekette, özgür iradenin bir otomatı hâlinde olduğuma, sadece çevrenin güçlerinden sorumlu olduğuma inanmama yol açtı. Vücutlarımız o kadar karmaşık bir yapı ki, yaptığımız hareketler çok çeşitli ve kapsamlı. Duyu organlarımız üzerinde dış etkenler ise hassas ve güvenilmez olduklarından, bu gerçeği ortalama bir insanın anlaması zordur. Yine de eğitimli bir mucit için hiçbir şey, Descartes tarafından 300 sene önce bir dereceye kadar anlaşılıp ileri sürülen hayatın mekanik teorisinden daha inandırıcı değildir. Onun zamanında, organizmalarımızın birçok önemli fonksiyonu bilinmiyordu... ...Beni fiziksel veya zihinsel efor sarf etmeye yönelten dış etkinin bilinci sürekli kafamdadır. Sadece çok nadir durumlarda, olağanüstü yoğunlaşmışken, asıl uyarıyı bulmada zorlandım. Çok fazla sayıda insan, etraflarında ve içlerinde ne olduğunu bilmiyor... Kişi güneş ışınlarını kesen bulutu fark ettiğinde birden hüzünlenebilir ve bir açıklama için beynini zorlayabilir. Çok sevdiği bir arkadaşının resmini görüp bu resme önem verebilir ancak aynı arkadaşı sokakta yanından geçtiğinde onu fark etmeyebilir. Yaka düğmesini kaybettiğinde, önceki hareketlerini hatırlayamadığı, objenin yerini de bulamadığı için telaşa kapılıp, bir saat boyunca küfür edebilir. Eksik gözlem cehaletin bir şeklidir. Birçok hastalıklı düşünce ve saçma fikirlerden sorumludur..."

Nikola Tesla Kendini Anlatıyor - Nikola Tesla - Geoturka Yayınları - Sayfa: 65, 66

 

...Çaresiz kadın hüngür hüngür ağlıyordu. Raci'nin yüzünde hiçbir etkilenme izi görülmüyordu. Sami çok şaşırmıştı. Temiz yürekli bir annenin gönüllere işleyen öyküsü yüreğini delmişti. Oysa bütün bu gözyaşları Raci'yi bir kaval sesi kadar bile etkilememişti. Sami, duygusuzluğun bu derecesine, nefretle karışık bir hayret duymaya başladı ve dayanamadı. Raci'ye sert denecek bir dille:

"Eğer akli dengeden yoksun ve mazeret sahibi olduğunu bilmesem, şu duygusuzluktan dolayı seni alçaklıkla suçlardım!" dedi.

 

Raci ayağa kalktı... Delilere yakışan bir hararetle cevap verdi:

 

"Ben mi akli dengeden yoksun muşum? Be hey deli! Sen aptallar ve alıklar gibi şu trajedi karşısında ezilip kalırken, ben aşkın ne olduğunu, ikilik yokken bir zatın kendini nasıl sevebildiğini düşünüyordum. Düşünüyordum ki ben, sen, hava, taş, demir hep bir şeyken neden demir ağlamıyor, taş çıldırmıyor, hava yalvarmıyor da insan... (Garip bir kahkaha atarak) İşte insan sizin gibi delilerle arkadaşlık ederse ne düşüneceğini de bilemez oluyor. Demir ağlamaz, dedim. Kim demiş? Demirle şu kadının ne farkı var? Öyleyse ağlayan kim, ağlamayan kim? (Sami'nin kolunu tutup bükerek) Bak kolunu ben büktüm, ama senden başka olmasa, kolunu kim bükerdi? Oysa bükülüyor. Niçin? İşte bu niçinin cevabı yok."

 

Neden aşk var? Neden sefalet var? Neden zevk var? Neden acı var? Niçin? Niçin? Cevap yok, değil mi? On beş yaşında bir kız, yirmi yaşında bir delikanlı. Peki delikanlı bu kızla evlensin mutlu olsunlar. Ama hayır! Oğlan attan düşer, kız çıldırır... Niçin? Yine cevap yok. Şimdi bu yaşlı kadın niye yaşıyor? Benim hayatımda ne zevk var? Hiç! Böyleyken delikanlı ölür, kız çıldırır. Ben ve yaşlı kadın yaşarız! Asıl garibi ne biliyor musun? Bunun niye böyle olduğunu bilen yok, yok, yok!

 

Bu yaşlı kadına acıyor, bana acımıyorsun. Onun kızı çıldırmış, pekâla ama benim ruhum, benim varlığım, benim... çıldırdı. Ama insan gözü zevkin de, sıkıntının da en aşağısını görür. Of! Beni nereden buldunuz? Şu varlık âlemindeki zıtlığı ortadan kaldırmak üzereydim. Bakın beni neye çevirdiniz? Beni neden yine "niçin"li bir âleme indirdiniz? Oh! Niçinsiz bir varlık! Öyleyse seninle çıldırmış kızın, benimle şu taş parçasının ne farkı var?.. Niçinsiz varlık!.."

 

(Â'mâk-ı Hayâl (Hayâlin Derinlikleri) - Filibeli Ahmed Hilmi - Sayfalar: 114, 115)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar güzel bir analiz. Tablonun psikolojik tahlili bu kadar başarılı anlatılamazdı.

Niçinsiz varlığın taştan farkı yoktur argümanına katılıyorum.

Amak-ı Hayal'deki Aynalı Baba ve Raci'nin hikayelerini ve araya serpiştirilmiş tasavvufi dizeleri severek okumuştum. Eserin buradaki yansıması için şükranlar paranormalfikir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...