10 popüler kültür hayvanı

10 popüler kültür hayvanı

Ham, astronot şempanze: Şempanzemiz Ham’in, uzay kıyafetinin içinde oturup etrafta ne olup bittiğini anlamaya çalışmak dışında tek yaptığı, mavi bir lamba yandığında bir düğmeye basmaktı. Gerçi düğmeye basmazsa minik bir elektroşok yiyordu ama bilim için canımız feda değil mi?

Project Mercury, 31 Ocak 1961’de başarıyla bitti. Ham’in kapsülü güven içinde okyanusa iniş yaptı. Ham, 27 yaşına kadar uzaya çıkmış ilk maymun olarak ünlü bir hayat yaşadı, televizyon programlarına çıktı, hatta kendini oynadığı bir film bile çevirdi.

Pavlov’un köpeği: Ivan Petrovic Pavlov, şartlı refleks hakkında önemli bilgileri bilim dünyasına kazandırdı. Köpekler üzerinde çalışan Pavlov, farklı şartlar altında yiyecek verilen köpeklerin ürettiği salya miktarıyla ilgileniyordu. Eminiz annesi onunla gurur duymuştur.

Pavlov, köpeklerin yiyecekle ilişkilendirdiği başka uyaranlara da salya ürettiğini keşfetti ama köpeği kendisinden daha ünlü oldu. Gerçi pek çok köpek üzerinde deneyler yaptı fakat sadece bir tanesi öldükten sonra doldurulup Pavlov müzesinde sergilendi.

Schrödinger’in kedisi: Erwin Schrödinger, kafayı quantum fiziğine takmış Avusturyalı bir fizikçiydi. Schrödinger, hayat ve ölümün bir arada var olabileceğini göstermek, aslında quantum fiziği ile fiziksel dünyada geçerli olan fizik kuralları arasındaki geçişleri anlatmak için hayali bir deney yaptı, kedi de bu deneyin hayali kahramanıydı.

Kedimizi bir tabancanın karşısına oturtur, tetiği de foton duyarlı hale getirirsek, tetiğe bir foton çarptığında kedimiz ölecektir. Ancak devreye quantum fiziği girer, fotonlar çift olasılık barındırır, yani o foton tetiğe hem çarpar hem çarpmaz. Bu durumda kedi hem ölü hem de diri midir? Değil midir? Nedir?

http://www.bilgidunyasi.net/bilim/dolly.jpg

Dolly: Dolly, ilk kez başarıyla klonlanan hayvandı. Bireysel kaygılardan uzak bir koyundu kendisi. “Du” diyoruz çünkü artık yaşamıyor ama doldurulmuş hali Edinburgh’daki Royal Museum’da. 1996’da bir hücreden yaratılmıştı ve “annesinin” genetik bir kopyasıydı.

Dolly biraz erken öldü. Bunda annesinin 6 yaşında olması, haliyle onun da 6 yaşında doğmasının etkisi olduğu söylendi. Tarihin en ünlü koyunu olarak kendi filminde oynamaması da insanlığın kaybıdır.

Koko: Koko, Michael Crichton’a “Congo”yu yazması için ilham veren gorildir. Koko’nun işaret diliyle 1000 kelime konuştuğu ve 2000 kelime anladığı söyleniyordu. Koko’nun anadili İngilizce'ydi. Bakıcısı, iki kelimeyi birleştirip üçüncü bir kelime daha yaratabildiğini söylüyordu. Mesela “parmak” ve “bilezik” kelimelerini söyleyerek “yüzük” demeye çalışıyordu. Koko kendi filminde oynamadı ancak pek çok dizide, filmde espri konusu oldu. Tam bir popüler kültür kahramanıydı. Ayrıca bir filme iham verdi, daha ne olsun?

Alex: Alex de 1000 kelime konuştuğu, ne söylense anladığı iddia edilen bir papağandı. Yetiştiricisi psikolog Irene Pepperberg; Alex’in “güzel”, “çirkin, “büyük”, “küçük” gibi ayrımlar yapabildiğini iddia ediyordu. Bugün Amerika’da en sık rastlanan papağan isminin Alex olmasında payı olduğundan şüphe ediyoruz.

Hoover: Bostonlu bir ailenin evcil foku Hoover, komşularına “sarhoş bir New England aksanıyla” hakaret ettiği gerekçesiyle önce şikâyet konusu, sonra da meşhur oldu. Büyüdükten sonra şehrin akvaryumuna taşındı ve orada ziyaretçilere “get outta here” diye bağırmaya devam etti. Gazetelerin, televizyonların favori konuğu, gerçekten de konuşmaya benzer sesler çıkarıyordu. 1985’de öldü.

K9: Tamam, K9 gerçek bir canlı değildi ama burnundan lazerle ateş eden bir köpekten, robot bile olsa bahsedilmelidir. Dr. Who’nun yardımcısı rolündeki robotun içine önce gerçek bir insan konmak istendi. Tasarımcılar kendilerine geldikten sonra uzaktan kumandalı yapmaya karar verdiler. K9, NASA’nın Mars’a gönderdiği bir robota ismini vererek popüler kültürdeki yerini almış oldu.

Çoğu bildiğiniz şeyler.. enazından tekrar hatırlamak adına.. tşk. ler..

tsk ler:).............