Jump to content

Benliğin Silinişi


Heretik

Önerilen Mesajlar

Önce zihne giren küçük bir kıymık gibi başlar her şey. Bir şeylerin fena halde ters gittiğini sezinlersin. "Neden ?" diye sorarsın. İşte bu lanetli geçide giriş biletindir. Kim ve nasıl gibi soruların hep bir cevabı bulunur. Kim sorusuna ister tanrı dersin ister doğa ister materyal devlet aile babası. Elbette örnek alınacak rol model oluşturacak tüzel veya gerçek şahıslar kapında birikir. Bunlar doludur. Süpermarkette satılır gibi sosyal kişilikler satılır. Farklı venedik maskelerinin altında caf caflı ve bir o kadar yalan persona pazarıdır toplum. Nasıl sorusu basit bir teknik öğretimidir. Bir bileşiği nasıl elementlerine ayırırım ya da bu sosyal mühendisliği nasıl başarırım gibi basit, ilkel, hayatta kalmaya yönelik darwinist itkilerle yönlendirilen çabalardır. Bunlar anlaşılabilir.

 

Fakat kim ve nasıl sorusundan sonra hala bir şeyler eksikse işte orada tehlike çanları çalıyor demektir. Orada bir girdap açılmıştır. Kosmosta hala fena halde ters giden bir şeyler vardır ve karanlık, bilinmeyen köşelerden sizi kendine çağıracak fısıltılar yayılmaktadır. Fazla direnemezsiniz, tutunmaya çalıştığınız her şey sizde hala bir eksiklik bırakırken işte o lanetli "Tüm bunlar neden ?" sorusunu soruverirsiniz. İşte artık siz de sonsuz uçuruma atladınız. Geçmiş olsun, artık geri dönüşü yok.

 

Neden sorusu patolojik bir sorudur. Neden sorusuna verilen geçici yanıtlar kişiliği tatmin etmek şöyle dursun, sadece çölde içilen bir damla su gibi susuzluğunuzu daha da ateşler. Evren neden var, tanrı varsa neden bunlar böyle, bütün bunlar böyleyse iyi de bunların sebebi ne, toplum neden var din neden var vs. soru ne üzerine olursa olsun farketmez. Elde edilen veya başkaları tarafından öne sürülen sebeplerle anlık oyalanmalarla kendinizi bir süre uyutabilirsiniz. Ama bir süre sonra istemeye istemeye farkedersiniz ki lanet olsun o kıymık hala bilincinizde bir yerlerde gizlenmiştir ve sürekli batmaya devam etmektedir. Uzun uğraşlar, yıllar boyu süren felsefi-materyalist-spiritüalist sorgulamalar sonucu öğrenilen onca bilgi, sözde yanıt hala içteki o sonsuz cehennemi boşluğu dolduramamaktadır.

 

Aksine, o bilinçteki kara delik gittikçe açılmakta ve üzerinize dikmek istediğiniz bütün personaları birer birer yırtıp unutulmuş hiçliklere atmaktadır. Artık kabullenme zamanıdır, bir şeylerin farkına nihayet varılmıştır, üzerine dikiş tutulması için, bir persona bir etikete sahip olabilmek için önce "benlik" diye bir şeyin olması gerekmektedir.

 

Ama dehşet içinde farkedersiniz ki siz hiç kimsesinizdir. Benlik nedir diye sorduğunuzda, aynaya gözlerinizin içine bakınca o gördüğünüz sonsuz siyahlık tarifsiz bir şeylere sürükler sizi. Orada bir türlü anlamlandırılamayan, tarif edilemeyen, kelimelere dökülemeyen bir şeyler, ya da belki de hiçbir şey vardır. Kelimeler yetersiz kalır. Orada ne vardır ? Kendi en derininize baktığınızda, günlük yaşamda sahiplenilen, insanların kendisine yakıştırdığı meslek grupları, ünvanlar, akademik etiketler, para ve yaptırım güçleri, forsları, sosyal hobileri ve toplumsal duruşları, hatta sözde marjinal ve farklılık çabaları vs. hepsi sadece gülünç bir şaka gibi o gözbebeklerinizin içindeki her şeyi yutan sonsuz siyahlıkta solar gider. Ortada hiçbir şey yoktur.

 

Benlik diye bir şey kalmamıştır artık. Böyle bir şey nasıl olabilir diye dehşet içinde yırtınsam da yine de üstüme giymeye çalıştığım tüm psikolojik-sosyal maskelerin en ufak sarsıntıda kolayca yırtılıp düştüğünü gördüm. Kendime ait katı bir benliğim yok. Sadece bulunduğu ortama göre şekillenen yüzsüz, şekilsiz, renksiz, kokusuz ne olduğu belirsiz bir bulamaç var. Bu bir kişilikten başka her şey olabilir. İstikrarlı duruşlar ve idealist kandırmacaların tuzağından uzakta, İsa'ya ihanet eden Yahuda'nın o tüm ciddi şeylerin içine tüküren baygın çıkarcılığının ima ettiği unutulmuş titrek boşlukların kıskancında... Evrensel tanımsızlığın o kara maddesinin sonsuz okyanusunda...

 

Tüm yüceltilen anıtların ve kahramanlık destanlarının ima ettiği bilinçli ve faydalı vatandaş tanımlarına olduğu kadar, topluma daima tepki ve marjinal saldırganlığı yücelten radikal akımlarında gelip geçici buhranlarından uzakta. Hepsinden uzakta. Tıpkı Tezer Özlü'nün dediği gibi, anlamsız konuşmaları ve yerleri geçip de gelinen o hiçbir yerdeliğin tanımsız mekanında. Mekansızlığın mekanı, yolsuz ve ulaşılmayan, olan ve olmayan. Bir şey değiliyle birlikte nasıl aynı anda olabilir ?

 

Tıpkı şrödingerin kedisi gibi , aynı anda hem var hem yok, hem öyle hem böyle, ama ne öyle ne böyle. Toplum içinde kısacası dönek diye adlandırılan bir "kişiliğe" sahip olmak. Kişiliksizliğin kişiliği içinde yarım kalmış ama bundan gocunmayan bir bulamaç gibi uçup durmak..

 

Benliğin silinişine hoşgeldiniz. Burası son durak. Buradan ötesi yok.

 

- Heretik

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...