Jump to content

Önerilen Mesajlar

Facebook üzerinden takip ettiğim bir isim Hasan Sonsuz Çeliktaş. Zaman zaman aşağıdaki gibi yazılarıyla zihnimin aydınlanmasına sebep oluyor. Alttaki yazı, birçoğumuzun en büyük sorununu anlatıyor. Hayatı bir başkasına duyulan aşkın içinden geçirerek yaşamaya çalışmamızı... Okumanızı tavsiye ederim.

 

-------------

 

Ben kendimi bildim bileli hep aşkın peşinde koştum ama onu hep yanlış yerde aramışım. Aşık olduğumu düşündüğüm bir kadının, bana da aşık olursa yaşayabileceğimi zannedip durmuşum aşkı. O kadınlar da zaten bana beklediğim dönüşü yapmayınca, kendini hırpalamışım, harap etmişim, sevmemişim, kendimin sevilemez olduğuna kanaat getirmişim, bir de üstüne kabahatli olarak bedenimi bulmuşum. Halbuki bu dünyaya aşkı yaşamaya geldim ben. Fakat halim ilahi aşkla oruç tutmaya niyetlenip de iftara birkaç saat kala milletin yediğine içtiğine bakan, hatta niye yiyip içiyorsunuz biz burada oruçluyken diye sağa sola sataşıp, üzerine bir de iftar gelsin diye saatleri sayanlara benzemişim aslında. Aşkın kaynağıyla bütünleşmek için niyetlenip de, odağını yeme içmeye çevirip sonra da midesinden "Hani nerede kaldı bizim yemek" mesajını alınca gözü dönen bir kişiliğe bürünmüşüm. O açlıkla saldırmışım aslında kadınlara... Flört etmişim, fingirdemişim, sevişmişim, seks yapmışım, aşk yaşadığımı sanmışım... Ama tek amacım varmış, açlığımı dindirmek... Belki yediğim içtiğimle bir süre doymuşum, sesim kesilmiş, ama ruhumdaki açlık asla bitmemiş. Çünkü odağımı kaybetmişim, nereye bakmam gerektiğini bilememişim...

 

Halbuki aşk her yerdeymiş... Cidden her yerde... Şu anda bu yazıyı yazarken, nefesimi bile aşkla alıyorum. Aşkı içime çekiyorum, aşkı dışarı veriyorum... Her yanım pınarlarla, tatlı sularla, tadı nefis derelerle çevriliyken, ben "Suuu, suuu! Su verin bana..." diye yerlerde sürünmüşüm. Hemen yanıbaşımdaki eşsiz suları görmemişim bile...

 

 

Tabii burada şu soru akla geliyor: Peki karşı cinse duyulan aşk ne? Çevrenin aşkla dolu olması, etrafında gördüğün herkese yapış anlamına mı geliyor? :) Elbette ki öyle değil. Zaten aşk bize illa ki birisinin sunabileceği bir şey değilmiş, aşk her yerden şakır şakır akan bir kaynak suyuymuş. Kimi zaman bir bedenle gelirmiş, kimi zaman bir hayvanla, çiçekle, bir deneyimle veya işte sadece nefesle... Ama elbette ki bu bir eş, sevgili olmadan hayatına devam etmelisin anlamına gelmiyor. Hayatına gelmiş o muhteşem varlıkla birlikte elele, yanyana, beden bedene bu hayatı birlikte deneyimleyesin, paylaşasın, tek başına olduğunda yapamadığın güzellikleri o yanındayken birlikte yaşayasın diye senin karşına çıkıyor. Tıpkı sütlü kahve gibi olmaktır bu. Sen kahvesin, o da süt. Kendi başınıza lezzetiniz ayrı. Ama birlikte yanyana sütlü kahve ortaya çıkıyor. Bambaşka bir lezzet... Ama sen her zaman kahvesin, o da her zaman süt...

 

O, sana seni yansıtıyor, birlikte büyüyor, birlikte paylaşıyorsunuz... Ama artık ondan talebin onun seni doyurması, susuzluğunu gidermesi değil. Düşünsenize aşık olduğunuz adam ve kadınla buluşuyorsunuz ve onun aklındaki tek şey, bir an önce yemek yemek ve su içmek. Sizden sürekli "bana su ver, bana ekmek ver" diye yalvarıyor. Hani buna anca birkaç saat veya birkaç gün dayanabilirsiniz. Sonra hadi yavrum, herkes kendi yoluna... Veyahut her iki taraf da birbirinden dilenir de kimsenin kimseye verecek bir şeyi yoktur. O zaman ya birbirlerinin boğazına sarılırlar, ya da kurban rolünün tadını çıkartmaya dayalı kimse bizi sevmiyor ağıtları dolu bir bağımlılık ilişkisi yaratırlar. :) Hem de çeşme yanıbaşlarındayken... Bunların hepsini yaptık ve yaşadık...

 

 

Size bu satırları yazıyor olmam demek, ben yıllardır aşkı soluyorum anlamına gelmiyor. Yerlerde debeleniyordum aşk aşk diye de, ulan çeşme dibimdeymiş bunu fark etmemişim. "Aradığın aşk içindedir" diye de bir söylenti dolaşıyordu da içime bakında dalak, böbrek, mide, pankreastan başka bir şey göremiyordum. Sonra birisi geldi ve kulağıma fısıldadı: "O, her yerde, sadece bak etrafına, her yer onunla dolu." Doğruldum yerimden ve görüyorum şimdi etraftaki tatlı suları ve nice leziz yiyecekleri...

Doyurayım kendimi iyice ki yürümeye başlayayım yolumda ve paylaşayım hayatımı aşkla, tüm dünyayla...

 

Hasan Sonsuz Çeliktaş

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet,gerçekten çevrenizde ne olduğunu düşünürseniz o oluyor ve burda yazar aşkı aradığını,ve tam dibinde bulduğunu söylemiş.Çünkü bunu hayatına o çekti ve şuana kadar ne istediğini "tanımadığı" için hayat ona "sevgi"ile ilgili pekçok şey sunmuş.O ise aradıklarının bu olmadığını öğrendiğinde,bunların dışında birşeyler istemiş bilinçaltında,ve bulmuş :) Şuan yaşadığımız herşeyin sorumlusu bizleriz.İyi veya kötü,hepsi bizim bilinçaltımızda hayatımızda neye alıştığımızın ve bu hayatı nasıl gördüğümüzün eseri.Hayatından bıkmış olan insanların suçudur olanlar,özellikle "istemiyorum" sözüdür en büyük suçlu.Evren,"istemiyorum" sözüne ters tepki verir çünkü."Yeter artık,bunların olmasından sıkıldım,istemiyorum artık!" gibi bir cümle evrende "Daha fazla istiyorum,hiçbiri yetmiyor,hiç sıkılmadım!" anlamına gelir.Bu yüzden "istemiyorum" yerine "olmamasını istiyorum" demek "istemek" önemlidir.İstediklerimiz de olur,istemediklerimiz de :) isteyense belki 1 ayda,belki 1 yılda,belki de yazarın yazdığı gibi yıllarca arayıp durarak geçer.Bu bizim düşünce gücümüze,niyetimizdeki netliğimize ve bu düşüncedeki istikrarımıza bağlıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bence tamamen hormonlar ve genlerle alakalı

şöyle

beynimiz bizden haberrrsizce bir kişiyi seçiyor aşık olcağımız

bunun sebebide genlerin en iyi şekilde aktarılıp korunmasıyla ilgili

kendi bilinç altımıza göre seçimler oluyo

 

bir kişinin zati rafine olmamış biyokimyasal itkilerle birine "vurulduğunu düşünmesi sadece ve sadece güzel bir oyalanma aracıdır uzun raf ömrü olan bir oyuncaktır ha bende pek çok kişiye ona aşık olduğumu söylemiş ve bunun için pek çok şeyler yapmışımdır ama bunları yaparken bile kendi özgür iradeden yoksun güdüsel çarpıtmaların yönettiği doğrultuda hareket ettiğimi biliyordum, bir insan aşık olabilir ama bu aşkın da aslında hiçbir manevi determinizm-ötesi metafizik bi anlamı olmadığının farkında olarak hareket etmelidir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bir kişinin zati rafine olmamış biyokimyasal itkilerle birine "vurulduğunu düşünmesi sadece ve sadece güzel bir oyalanma aracıdır uzun raf ömrü olan bir oyuncaktır ha bende pek çok kişiye ona aşık olduğumu söylemiş ve bunun için pek çok şeyler yapmışımdır ama bunları yaparken bile kendi özgür iradeden yoksun güdüsel çarpıtmaların yönettiği doğrultuda hareket ettiğimi biliyordum, bir insan aşık olabilir ama bu aşkın da aslında hiçbir manevi determinizm-ötesi metafizik bi anlamı olmadığının farkında olarak hareket etmelidir.

 

 

Peki sence aşık olmadan birkac dakika önce hissetmek ve o anda , diyelimki ilk görüste ask anında iki tarafında birseyler hissetmesi ve bunu birşekilde belli etmeleri.. kısaca hissetmek mümkün mü o gün birşeylerin değişeceğini?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Peki sence aşık olmadan birkac dakika önce hissetmek ve o anda , diyelimki ilk görüste ask anında iki tarafında birseyler hissetmesi ve bunu birşekilde belli etmeleri.. kısaca hissetmek mümkün mü o gün birşeylerin değişeceğini?

 

işte bence bir şeylerin değişmesi ihtimali bile biyokimyasal tepkimelerin sınırları içerisinde öyle zannedildiği gibi ruhsal bir durum yok ortada ve doğal olarak öyle çok büyük değişiklikler de olmayacaktır veya aniden parlayıp yine aynı hızla sönen şeyler olacaktır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dan Bilzerian da benzer bir vizyona sahip . :D

 

Peki çok sevgili DAn bilzerian kaç karsı cins üstünde bu vizyona sahipti, 1 ? 1 milyon? , laf sokucam diye milyonları karsına alıyorsun sevgili sidar:D oysa ben, sadece 1 kişi üzerinde yaşamıştım senin vizyon olarak tanımladığın şeyi..ama heretik haklı diyelim ne diyelim , fantastik bir dünyada yasamıyoruz sonucta bizler aşık olmaya programlanmıs robotlar değiliz.(o yorum bana değilmiydi yoksa :D)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanın tek aşık olduğu şey vardır o da kendisidir. Kendimizi iyi hissettireni severiz. Melenkolik olmaksa tercihiniz sizi red edecek olanı arar bulursunuz. Vucudunuzu seviyorsanız size şehveti taddıracak bedenler ararsınız. Duygusal yönünüz ise sizin sevdiğiniz yanınız o zaman sizi sevecek ama kavuşamayacağınız birini seçersiniz. Yazdığınız şiirler gözyaşlarınız olur. Yaşlanmaya başladığınızda bilirsiniz ki aşk her yerdedir. Çünkü kendinizden bıkmış, özel hayatınız ise artık genelleşmiştir.

Akıl ve saygının olmadığı hiç bir şeyin devamı yoktur. Aptal aşk şehvet, saygısız aşk tecavüzdür. Aptalca yazılmış romantik aşk söylemleri ise mide bulandırır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...