Jump to content

Türkiye’de Caz


nevermore

Önerilen Mesajlar

[video=youtube;ohJ38Es2P-c]https://www.youtube.com/watch?v=ohJ38Es2P-c

 

Türkiye’de Caz Belgeseli, caz müziğinin ve müzisyenlerinin Türkiye’deki durumunu, gelişim evrelerini ve etkileşimlerini Türkiye’nin tarihiyle paralel olarak incelediğim bir çalışma olarak özetlenebilir.

İlhan Mimaroğlu’nun 50’lerin sonundaki Caz Sanatı ve Cüneyt Sermet’in 90’lardaki Cazın İçinden kitaplarının en arka sayfalarında gördüğüm birkaç sayfadan oluşan “Özet: Türkiye’de Caz” sanırım bu içerik üzerine çalışmam için ilk kıvılcımı yarattı. Sonrasında Focan ailesi ile yaptığımız sohbetlerde, bu araştırma ve incelemelerin uzun süredir yapılmak istenen fakat kimsenin el sürmediği bir proje olarak kaldığını fark ettim. Arşiv kıtlığı olan bir ülkede projeye “Türk Caz Tarihi” gibi iddialı bir ad vermek, en azından benim haddime değil diye düşünerek “Türkiye’de Caz” ismine karar verdiğim sözlü tarihe dayanan belgeseli 2011’de çekmeye başladık.

Sözlü tarih çalışmalarının en büyük düşmanının, röportaj yaptığınız insanların kendilerini anlatırken derin tevazu ile yüksek ego arasındaki çalkantılı denizde kaybolabilmeleri diye düşünüyorum. Yaklaşık 50 kişi ile gerçekleştirdiğim röportajlardan derlenen Türkiye’nin caz hikâyesi, kronolojik bir tarih belgeseli öğelerini yer yer barındırsa da, röportajlarda anlatılanlar ve kişilerin yaklaşımları nedeniyle, bu çalışmayı ”caz müziğinin Türkiye’ye etkisi” olarak görmeye başladım. Bu etkiyi sosyolojik bir gelişim sürecine bağladığınızda, evreler geçiren yapısı kolaylıkla fark ediliyor. Sürecin içinde siyasi manevralar, taklitçilik, özgün atılımlar, teknik gelişim, sosyal algı, yön verici özgüven ve sanatçı ruh gibi farklı kodlar var. Bence bu belgeselin taşıdığı misyon, tarihte saklı kalmış bir ya da birçok gerçeği ortaya çıkarmak yerine, var olduğu bilinen gerçeklerin farklı sosyal katmanlarda nasıl algılandığına dair samimi bir “yorum”u dile getirmek. Onlarca insanın aklından, yüreğinden dökülen samimi bir “yorum”.

“Türkiye’de Caz” belgeselinin, bu konu başlığı altında, zamanında yapılan televizyon ve radyo programlarına hürmeten sinema formatındaki ilk çalışma olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Genco arı ve tuna öteneli dinlerim bir tek . Büyükada kulübü ve büyükada sahil meydanında çok güzel caz konserleri olur . Büyük isimler gelir , büyük davetler olur . Büyükadayıda o yüzden de severim . Güzel paylaşım , Şu caz kadar beni jungun don juanizm arketipine bağlayan başka bir tarz yoktur . :D

 

Bu belgeselde 2013 yılı yapımı heralde duymadım . İzleyeceğum ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...