Jump to content

Misir’da güneş kültü


alisa perne

Önerilen Mesajlar

Misir’da uygarlik M.Ö. 4000 ile M.Ö. 3000 yillari arasinda gelismistir. Misirlilar, M.Ö. 3000’lerde hiyeroglif adi verilen bir resim yazisi icat ederek düsüncelerini kaydetmislerdir. Böylece yazili bir mirasa sahip olan Misirlilarin bugüne birakmis olduklari yazili vesikalardan anlasildigina göre, M.Ö. 2500’lerde Günes Tanrisi Re/Ra en önemli tanrilaridir. Heliopolis tanrisi olan Ra, insan biçiminde hayal edilmis ve dünyanin yaraticisi olarak düsünülmüstür. Ra’dan bir kademe asagida olan Osiris ve Isis’le birlikte sekiz büyük tanri daha vardir. Osiris ve Isis’in oglu Horus da dokuz tanridan meydana gelen bir baska tanrilar toplulugunun basidir. Günese tapinan Misirlilar, Horus’u dogan günes, Ra’yi ögle günesi, Atom’u batan günes olarak görmüslerdir.Meshur Yunan tarihçisi Herodotos Historia’sinda Horus’un günes tanrilarindan birisi olarak görüldügünü söyle dile getirmistir:

 

“Misir’i tanrilar yönetiyorlardi ve kendileri de insanlarla beraber burada oturuyorlardi ve iktidar her zaman onlardan birinin elinde bulunuyordu; bunlarin sonuncusu Osiris oglu Horos’tu, yani Yunanlilarin Apollon dedikleri…”

 

Bu cümlelerden de anlasilacagi üzere; eskiçag toplumlari arasinda Misir toplumu kadar hiçbir toplumda din, günese tapinmanin etkisinde kalmamistir. En eski dönemlerden itibaren pek çok tanri, günes tanrisi olan Ra ile kaynasmis ve Khnemu-Ra, Min-Ra ve AmonRa gibi birçok günes tanrisi ortaya çikmistir. Ra’nin egemenliginin iyice yerlesmesine iki olgunun katkida bulundugu söylenebilir. Bunlar, Hieropolis teolojisi ve hükümdarlik gizemi yani hükümdarin günesle özdeslestirilmesidir. Misirlilar, Günes Tanrisi Ra’nin Sungular Tarlasi ya da Dinlenme Tarlasi’nda battigini, gök kubbenin tam karsi tarafindan Kamis Tarlasi’ndan dogduguna inanmislardir. Bu günes bölgeleri, Hanedanlik öncesi devirlerden tibaren Ra ile ilgili bölgeler olmus ve önemleri giderek artmistir.

 

Yukarida adi geçen tanrilardan Amon, XII. Hanedan döneminde Amon-Ra adiyla en üstün tanri konumuna yükselmistir. Bu tanri, tam anlamiyla görünür tanri olan günesle özdeslestirilmistir.Amon,“güneslestirilme” sayesinde imparatorlugun evrensel tanrisi olmustur.

 

Misir’in en önemli tanrilarindan biri olan Amon, Teb kentinin bas tanrisidir. Amon’un hükmü arttikça ona bagli olan rahiplerin de iktidari güçlenmistir. Rahiplere karsi iktidar mücadelesine girisen Misir firavunu Akhenaton, dinde büyük bir reform gerçeklestirerek, eskiçag tarihinde ilk kez tek tanri inancini ortaya koymaya çalismistir.

 

“Günes Tanrinin Övgüsü” adli meshur Misir siirinde tek tanri inancinin olustugu söyle anlatilmaktadir:

 

Esin benzerin yoktur, yüce tanri, tek tanri!

Yapayalnizken yarattin dünyayi bildigin gibi,

Hiç kimsede bulunmayan ulu kudretinle.

Insanlar, büyük küçük bütün yaratiklar,

Ayaküstünde yürüyenlerle uçusanlar,

Suriye, Nübye, Habesistan, Misir senin eserin

Herkese kendi yerini, kendi nasibini verdin,

Herkese rizkini ve ömrünü sagladin.

Dilleri ayri, kisilikleri ayri,

Kendi özellikleri var her ülkenin, her ulusun,

Yeryüzü, senin aklinin yarattiklariyla dolu.

 

Misir firavunu dinde yapmis oldugu bu reformla Aton ile Ra’yi birlestirerek, Aton’u tek tanri olarak öne çikarmistir. Aton’un (günes kursu) tek üstün tanri konumuna yükseltilmesi, kismen firavun IV. Amenhotep’in Büyük Rahip’in nüfuzundan kurtulma istegiyle açiklanabilir. Nitekim genç hükümdar tahta çiktiktan kisa bir süre sonra Büyük Amon Rahibi’nin elinden tanrinin mülklerini yönetme yetkisini alarak, gücünün kaynagini kesmistir.

 

Daha sonra firavun adini (Amenhotep: Amon-memnun-dur) Akh-en-Aton (Aton’a-hizmeteden) olarak degistirmis ve baskent Teb’i terk ederek Akhetaton (bugünkü Tel el-Amarna) ismini verdigi yeni bir baskent kurmustur. Burada saraylar ve Aton tapinaklari yapilmistir.

 

Akhenaton, reformunu kabul ettirebilmek için Amon’u ve bütün diger tanrilari basindan savip, hayatin evrensel kaynagi günes kursuyla tanimlanan “En Üstün Tanri Aton”u öne çikarmistir.

 

Meshur bir Misir siiri olan “Günes Tanrinin Övgüsü”nde Ra ile Aton’un birlesmesi söyle anlatilmistir:

 

Ne güzel doguyorsun göklerin ufkunda.

Yasamin baslangici olan canli Aton.

Sen dogudaki ufuktan göklere yükselince

Güzelliginle dolup tasiyor bütün ülkeler.

Yücesin, güzelsin, nurlusun yeryüzü üstünde.

Yarattigin topraklari kucakliyor isiltilarin.

Re’sin sen, bütün varliklar sana tutsak.

 

Akhenaton, her ne kadar reformunu kabul ettirebilmek için Amon’u ve bütün diger tanrilari basindan savip, hayatin evrensel kaynagi günes kursuyla tanimlanan “En Üstün Tanri Aton”u öne çikarmis olsa da reformunda basarisiz olmustur. Akhenaton’un ardili olan Tutankh-Amon, Teb sehrine geri dönmüs ve “Atoncu reform”un izleri de büyük ölçüde silinmistir.

 

Ayrica Misir inancina göre, Günes Tanrisi bereketin ve dogurganligin kaynagidir. “IV.Amenofis’in Tek Tanriya Seslenisi” adli siirde bereketin ve dogurganligin kaynaginin Günes Tanrisi oldugu söyle dile getirilmistir:

 

Sendedir kadinlarin tohumu,

Senden tohum alir erkekler.

Ana kucaginda süt emen

Çocugu sen esirgersin,

Sen yatistirirsin yavrucagi

Aglamasi dursun diye.

Yumurtadan çikmamis civciv

Sesler çikariyorsa

Ona ses soluk veren sensin,

Hayata kavusturan sen.

 

kaynak: Mezopotamya, Anadolu ve Mısır Medeniyetlerinde Güneş Kültü-Ebru Uncu

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...