Jump to content

Ermiş - Halil Cibran


paranormalfikir

Önerilen Mesajlar

Ermiş.jpg

 

...Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu...

 

(Arka Kapak)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Beğendiğim bölümlerden alıntılar...

 

- Yokluk korkusu yoksunluğun bizzat kendisi değil midir? Kuyunuz suyla doluyken çekilen susuz kalma korkusu değil midir asıl giderilemez susuzluk?

 

- "Veririm ama sadece hak edenlere." dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır... ...Hem siz kim oluyorsunuz ki çırılçıplak değerlerini ve utanmaz gururlarını görebilesiniz diye önünde göğüslerini, bağırlarını yırtıp gururlarını sergilesin insanlar? Hele bir veren olmaya ve vermenin aracı olmaya layık olun önce. Çünkü aslında hayata bir şeyler vermek hayata mahsustur; kendinizi verici sayan sizler sadece birer tanıksınız.

 

- Dişlerinizle bir elmayı çiğnerken ona gönlünüzde deyin ki: "Tohumların benim bedenimde yaşayacak ve geleceğinin tomurcukları benim yüreğimde çiçek açacak. Rayihan benim nefesim olacak, birlikte sevineceğiz bütün mevsimlerde."

 

- Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. ...Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur.

 

- Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın göreceksiniz; sizi şimdi sevindiren, bir zamanlar üzenden başkası değildir. Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın göreceksiniz, aslında, bir zamanlar neşe kaynağınız olan için ağlamaktasınız.

 

- Evlerinizi avucuma toplayıp, tohum eker gibi ormanlara ve çayırlara serpebilmek isterdim. Vadiler caddeleriniz, yeşil patikalar dar sokaklarınız olsun isterdim, birbirinizi bağlar arasında arayıp giysileriniz mis gibi toprak kokarak gelin isterdim. Ama daha o gün gelmedi, Atalarınız korkularıyla sizleri fazlaca iç içe sokup bir araya topladılar. Bu korku daha bir süre devam edecek. Daha bir süre kentlerinizin surları, ocaklarınızı tarlalarınızdan ayıracak.

 

- ...Hem unutmayın, çıplak ayaklarınızı hissetmek haz verir ve rüzgârlar saçlarınızla oynamak özlemindedir.

 

- Boyunduruğunuzu kırarsanız kimsenin hücresinin kapısına ilişmeden, hangi insan yasası sizi bağlayabilir?

 

- Orphalese halkı, davulun sesini boğabilir, lirin tellerini gevşetebilirsiniz ama tarlakuşuna şakımamasını kim buyurabilir?

 

- Evet, aranızda en özgür olanların tapınağın korusunda ve kalenin gölgesinde özgürlüklerini birer boyunduruk ve kelepçe gibi taşıdığını gördüm. Yüreğim kanadı; çünkü özgürlük peşinde koşma arzusu bile sizin için bir dizgin halini aldığında ve özgürlükten bir amaç, gerçekleşmiş bir şey olarak söz etmeyi bıraktığınızda özgür olabilirsiniz ancak. Günleriniz dertsiz, geceleriniz eksiksiz ve hüzünsüz olduğu zaman değil. Tam tersine, bütün bunlar yaşamınızı kuşatmışken, çıplak ve tüm bağlardan kurtulmuş olarak hepsinin üzerine yükseldiğiniz zaman özgürsünüz gerçekten.

 

- Nasıl meyvenin çekirdeği kırılmak zorundaysa, canevinin güneşin altında durması için, siz de acıyı tanımak zorundasınız. Eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında hayretle dolu tutabilseydiniz, acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü. Yüreğinizin mevsimlerini kabullenirdiniz, tıpkı tarlalarınızdan geçen mevsimleri her zaman kabullendiğiniz gibi. Ve hüznünüzün kışlarını dinginlikle seyrederdiniz.

 

- Dostunuzdan ayrıldığınızda üzülmezsiniz. Çünkü onun en sevdiğiniz yanı o yokken iyice belirginlik kazanır, tıpkı dağcıya dağın ovadan daha belirgin görünmesi gibi.

 

- ...Düşüncelerinizle barışık olmadığınız zaman konuşursunuz... Yüreğinizin yalnızlığında barınamaz olunca da dudaklarınızda yaşarsınız; bir oyalanma ve eğlence olur ses. Konuştuklarınızın çoğunda , düşünce yarı yarıya katledilir. Çünkü enginlerin kuşudur düşünce, kelimelerin kafesinde kanatlarını açsa da uçamaz. Aranızda yalnız kalmak korkusuyla konuşkan insanları arayanlar var. Yalnızlığın sessizliği kendi çıplak özlerini gösterir onlara, bundan kaçarlar. ...Birde hakikati içlerinde taşıyıp da kelimelere dökmeyenler var...

 

- ...Fakat çok özleyen, az özleyene "Neden ağırdan alıyor, duraklıyorsun?" demesin. Çünkü gerçekten iyi olanlar çıplak olana "Giysin nerede?", evsiz olana "Evine ne oldu?" diye sormaz.

 

- ...Bu dağlar ve düzlükler birer beşik ve atlama taşı. Atalarınızı gömdüğünüz tarlanın yanından her geçişinizde iyi bakın, kendinizin ve çocuklarınızın el ele dans ettiğini göreceksiniz.

 

- Kimileriniz beni armağan almayacak kadar gururlu ve fazlasıyla utangaç buldular. Aslında armağan değil de, ücret almayacak kadar gururluyum. Siz beni sofranızda görmek isterken, tepelerde yaban çilekleri yediysem de, siz beni memnuniyetle barındıracakken tapınağın sütunlu girişinde uyuduysam da, sizin günlerim ve gecelerim konusundaki sevecen duyarlığınız değil miydi yediklerime tat katan ve uykularımı düşlerle süsleyen?

 

- Kişi uzaklaşmadan nasıl gerçekten yakın olabilir?

 

- ...İçinizde en zayıf ve şaşkın görünen, en güçlü ve en kararlı olandır. Soluğunuz değil midir kemiklerinizin yapısını ayağa diken ve sertleştiren? Hiçbirinizin gördüğünü hatırlamadığı bir düş değil midir, kentinizi kuran ve içindeki her şeyi yapan?

- Çünkü kalmak, gecede yanıp tükenirken saatler, donmak ve billurlaşmak, bir kalıbın içine hapsolmak demek.

- Ses, onu kanatlandıran dili ve dudakları taşıyamaz...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ermişin bahçesi adlı bir eseride , ermiş kitabının devamı niteliğindedir tavsiye ederim . Bu adamın türk edebiyatı tarihindeki yeri son derece muamma dır ( Çünkü bazı edebiyatçılar türk edebiyatına sokmaya çalışır bu adamı ), şiirlerinde fransız ölçüsü olarak kabul edilen serbest müstezatı kullanmış lakin romanları çok yalın bir üslupta olduğu içinde herhangi bir sınıfa sokulamamış bir yazar , başına buyruk ve hür bir kişiliği vardı zaten .Lübnan asıllıdır ki abd vatandaşı olmuş ve eserlerinin çoğunu ingilizce yazmıştır . Ruhsal anlayışı , entelektüel birikiminden daha fazla olduğu için yaşadığı kuşak içerisinde pek popüler olamamış tabi her yazarda olduğu gibi . Lakin ondan sonrası eserleri 20 den fazla dile çevrilmiş , küresel çapta tanınan bir şahsiyet olmuştur .

 

Çok sevdiğim bir ruh ; Kimselerin pek tahmin edemeyeceği ağır ruhsal ızdıraplar ile mücadele etmiştir . Dönem dönem de hastalıklar ile ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Darkboys, özelden attığın mesaja buradan cevap veriyorum, diğer üyelerin de faydalanabilmesi için...

 

Bu tarzda ve hayâlin ön planda olduğu, okuduğum ve henüz okumadığım kitapları ekliyorum...

 

Halil Cibran - Aforizmalar, Filibeli Ahmet Hilmi - Â'mâk-ı Hayâl (Hayâlin Derinlikleri), İhsan Oktay Anar - Puslu Kıtalar Atlası, Feridüddin Attar - Mantıku't Tayr (Kuşların Dili), Richard Bach - Martı Jonathan Livingston, Hermann Hesse - Siddhartha, George Orwell - Hayvan Çiftliği, Claude Addas - Muhyiddin İbn Arabî / Kibrit-i Ahmer'in Peşinde, Halit Ertuğrul - Kendini Arayan Adam.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Böyle değişik insanlar fazla yaşamıyor zaten, bu yazar da genç yaşta gidenlerden...

 

Ermişin bahçesi adlı bir eseride , ermiş kitabının devamı niteliğindedir tavsiye ederim . Bu adamın türk edebiyatı tarihindeki yeri son derece muamma dır ( Çünkü bazı edebiyatçılar türk edebiyatına sokmaya çalışır bu adamı ), şiirlerinde fransız ölçüsü olarak kabul edilen serbest müstezatı kullanmış lakin romanları çok yalın bir üslupta olduğu içinde herhangi bir sınıfa sokulamamış bir yazar , başına buyruk ve hür bir kişiliği vardı zaten .Lübnan asıllıdır ki abd vatandaşı olmuş ve eserlerinin çoğunu ingilizce yazmıştır . Ruhsal anlayışı , entelektüel birikiminden daha fazla olduğu için yaşadığı kuşak içerisinde pek popüler olamamış tabi her yazarda olduğu gibi . Lakin ondan sonrası eserleri 20 den fazla dile çevrilmiş , küresel çapta tanınan bir şahsiyet olmuştur .

 

Çok sevdiğim bir ruh ; Kimselerin pek tahmin edemeyeceği ağır ruhsal ızdıraplar ile mücadele etmiştir . Dönem dönem de hastalıklar ile ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...