Jump to content

Farkli bilinç durumlari


Anafiel girl

Önerilen Mesajlar

FARKLI BİLİNÇ DURUMLARI

MEDİTASYON

Bir şeyin üzerinde derin ve kapsamlı olarak düşünmeye denir. Asıl gerçeğe ulaşma amaç ve umuduyla gereksiz düşünceleri zihinden uzaklaştırarak düşünmektir. Meditasyon ve yoga , Uzakdoğu felsefelerine dayanır. Temel amaç beden üzerinde ruhsal denetim sağlayarak gerginlikten kurtulmaktır.

Meditasyonda çevreden gelen uyarıcılardan uzaklaşmak , kas gerginliği , solunum gibi beden işlevlerini denetim altına almak , böylece kendinden haberdar olmak temel ilkedir.

Geleneksel meditasyon yoga yöntemiyle gerçekleşir. Yogada tüm vücudun dengesini kurmak esastır. İnsan o zaman sağlığı tadar ve uyum , dinginlik , irade bütünlüğü doğar. Yogayı yavaşlık ve uyum yönlendirir. Bunda yalnızca yaptığı ile bütünleşmek , hiçbir şeyle yarışmamak esastır. İç çatışmaları ortadan kaldırıp dinginlik ve barışa ulaşmak , dış dünya karşısında “ben” i egemen kılmak amaçtır.

Meditasyon aynı zamanda nörofizyolojik bir olaydır. Düşüncenin kendi içine dönmesi , bedensel ve ruhsal dengenin kurulmasında fizyolojik değişmeler de meydana gelir. İç salgı bezlerinde bazı salgılar azalırken , bazıları da artış sağlar. Bu nörofizyolojik gelişmeler beden ruhsal dengenin kurulmasında rol oynar.

 

Meditation-Header1.jpg

HİPNOZ

Hipnotik telkinle ortaya çıkan suni uyku durumudur. Hipnotik telkin , söz , bakış , ışık , veya yardımcı nesneler kullanılarak yapılabilir. Hipnoz uyku , görünümüyle uykuya benzemesine rağmen farklı bir yapı gösterir. Hipnotik telkinle uyuyan insan dış dünyaya kapalı fakat hipnozu yapan kişinin etki ve telkinlerine açıktır. Yapılan telkinler uyandıktan sonrada yerine getirilir.

Hipnoz yapan kişi , uyutacağı insanın bütün dikkatini kendi üzerinde toplanmasını sağlar. Bu , beynin bazı bölgelerini kuvvetle uyarırken bazı bölgelerin tıkanıp engellenmesine neden olur. Böylece dikkat toplaşımıyla uyarılan bölgeler dışındaki beyin bölgeleri uykuya dalar. Yine dikkat toplaşımı , uyarılmış bölgelerin aşırı derecede yorulmasına sebep olur. Bu yorgunluk , beynin diğer bölgelerindeki ketlenmeyi güçlendirir. Böylece bilinç yavaş yavaş daralır. Beynin hiçbir noktası hipnotizmacının söylediklerine karşı duramaz hale gelir ve söylediklerini yapar. Ayrıca hipnotizmacının iletileri , vücuda doğal yolla gitmektedir. Kulağın duyduğu ses , normal nörolojik yollarla beyne ulaşır. Ama bilincin etkisi kalkmış durumda olduğu için istenen ve beklenen cevaplar verilir.

Acaba yapılan bir telkin yerine getirilmiş mi? Bu konuda ki çalışmalar göstermiştir ki , bir insanın gerçek hayatında yapmadığı ve yapamayacağı şeyleri hipnoz etkisiyle de yaptırmak söz konusu değildir. Hipnoz la suç işletmek (eğer suça eğilimli değilse) mümkün olmamıştır. Örneğin janet’in hipnoz ettiği öğrenciye hipnotizörün izniyle , diğer öğrencilerinden biri uyarınca , soyunmasını telkin etmiş. Uyuyan öğrenci hemen uyanıp öfkeyle salonu terk etmiş. Bu ve bunun gibi bir cok örnek arttırmak mümkün.

Hipnoz , XVII yy. sonlarında Anton mesmer tarafından manyetizma ile Nevton’un kuramlarını birleştirerek geliştirdiği bir yöntemdir. Mesmer , manyetik alan oluşturarak kasılmalı hastalarını tedavi etmiştir. Daha sonra şarlatanlıkla suçlanarak üniversiteden kovulmuştur. Ama bu arada Mesmer’in yöntemi , Avrupa ‘da yaygınlaşmıştır. Bu yöntem üzerinde daha sonra çalışanlar , bunu ruh hastalarının tedavisinde kullanmaya başlamışlardır.

Bu gün hipnoz, psikiyatride, psikoterapi olarak kullanılmaktadır. Bunun dışında fizyolojik bir nedene dayanmayan yüksek tansiyon, şişmanlık, astım, alerji, kekemeli, madde bağımlılığı gibi durumlarda telkinle tedavi amacıyla uygulanmaktadır.

H3.jpg

 

BİLİNCİN BEDEN İŞLEVLERİNE ETKİSİ

İnsan eğitim ve egzersizle beden işlevlerini bilincin denetimi altına alabilir mi?

Bu, insanların merak ettikleri ve araştırdıkları konulardan biridir. Burada beden işlevleri derken otonom sinir sistemi kastedilmektedir. Yani kalp atışları, kan basıncı,solunun sayısı, kas gerginliği vb. irade dışı çalışan organlarımızı içine almaktadır. “ben bilinçli olarak kan basıncını düzene sokabilir miyim?” ve ya “gergin kaslarımı gerginlikten kurtarabilir miyim?” sorusuna “evet” cevabının verilmesi , stresin yoğun olduğu çağdaş yaşamda son derece etkili olacaktır.

İnsan psikolojik yaşantısında bir “geri iletişim” (feedback) mekanizması vardır. Algılamaya alışılmış, öğrenme ile kazanılmış bilgiler, daha sonra kazanılmış bilgilerle tamamlanır. Örneğin hava bulutlu olduğu zaman yağmur yağar. Bunlar aynı anda algılanmaz, zaman aralığı ile alhılanır. Ama bir geri bildirimle ikisini ard arda geleceğini bilir, şemsiyemizi alır çıkarız.

Aynı geri iletim, biyolojik olarak da yapılabilir (biofeedback). Bu yöntemde elektrodlar yardımıyla insan , bir ekrana bağlanır. Kendi bedensel işlevlerini bu ekranda izler ; sinirli, öfkeli,kaygılı olduğu zamanki titreşimiyle sakin olduğu zaman ki beden durumunun daki titreşimlerin farklılığını görür. Öfkeli durum dalgalarında, sakin durumdaki dalgalara geçmeye çalışır. Sakin durumdaki iç yaşantısının farkına varır. Önceleri bunu elektrodlar ve ekranla sağlarken , durumların bilincine vardıktan sonra artık kendı kendıne sükunete geçmeye başarabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...